
Değerli müvekkillerimiz,
Dünya genelinde yaşanan Koronovirüs (Covid-19) salgını riski nedeniyle, hukuki soru ve sorunlarınız için mobil ve online iletişim kanallarımızı kullanmanızı öneririz.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK) m. 347’de, mülga Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun (GKHK) m.11’den farklı olarak Konut ve İşyeri Kiralarında sözleşmenin bildirim yoluyla sona ermesi şeklindeki düzenlemeye yer verilmiştir. Kiraya verenin lehine olan bu düzeleme ile; kira sözleşmesinin on yıllık uzama süresi sonunda en az üç ay önceden bildirimde bulunmak koşuluyla, herhangi bir sebep göstermeksizin kiraya veren tarafından sonlandırılabileceği hüküm altına alınmıştır.
Yazı İçeriği
1. 10 (On) Yılı Geçen Belirsiz Süreli Kira Sözleşmesinin Sona Erdirilmesi
2. 10 (On) Yılı Geçen Belirli Süreli Kira Sözleşmesinin Sona Erdirilmesi
3. 10 (On) Yılı Geçen Belirli Süreli Kira Sözleşmesinin Sona Erdirilmesinin Koşulları
3.1. Geçerli Bir Şekilde Kurulmuş Kira Sözleşmesi Olmalı
3.2. Kira Sözleşmesinin Uzama Yılı On Yıl Olmalı
3.3. Uzama Yılını Takip Eden Yılın Bitiminden Üç Ay Önce Fesih Bildirimi Zorunluluğu
4. 10 (On) Yılı Geçen Kira Sözleşmelerine İstinaden Tahliye Davası
5. 10 (On) Yıllık Kiracının Tahliyesi Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme
Yapılan bu düzenlemeyle, kiracının, kiraya verenin mülkiyet hakkını sınırsız kullanımının önüne geçilmiş ve kiraya verene, kiracısını haklı bir sebep göstermeden, hükümdeki on yıllık şart gerçekleştiği takdirde, tazminat ödemekten kurtularak sözleşmeyi tek taraflı olarak sona erdirebilme hakkı tanınmıştır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK) Madde 347/2’de yer alan;
“Belirsiz süreli kira sözleşmelerinde, kiracı her zaman, kiraya veren ise kiranın başlangıcından on yıl geçtikten sonra, genel hükümlere göre fesih bildirimiyle sözleşmeyi sona erdirebilirler.”
hükmü ile kiraya veren, belirsiz süreli kira sözleşmesini on yılın sonunda hiçbir neden belirtmeksizin sona erdirebilme hakkına sahiptir. On yıllık sürenin başlangıcı kira süresinin başlangıç tarihidir. Kiraya verenin belirsiz süreli kira sözleşmesini on yılın sonunda sona erdirebilmesi için TBK m. 328 ve m. 329’da yer alan fesih dönemi ve fesih bildirim sürelerine uymak zorundadır.Sözleşmede veya kanunda belirtilen fesih dönemine veya bildirim süresine uyulmamışsa, bildirim bir sonraki fesih dönemi için geçerli olacaktır. Belirsiz süreli sözleşmenin kiraya veren tarafından sona erdirilebilmesi için bu fesih bildiriminin TBK m. 348 gereğince yazılı şekilde yapılması gerekir, aksi takdirde yapılan fesih hüküm ve sonuç doğurmayacaktır. Birden fazla kiracının olduğu durumda ise, yazılı şekilde yapılan fesih bildirimi tüm kiracılara birden yapılmalıdır.
TBK ile bildirim usulüyle sözleşmenin feshi konusuna getirilen en önemli yeniliklerden biri de kiraya verene bildirim yoluyla sözleşmeyi sona erdirme hakkıdır. Kiraya veren bu bozucu yenilik doğuran hakkı kullandığı takdirde sözleşme sona erer ve dava açılmasına gerek kalmaz. Ancak kiracı kiralananı tahliye etmediği takdirde kiracıya karşı kiralananın iadesi için dava açılır.
TBK m. 347/1’de yer alan;
“Konut ve çatılı işyeri kiralarında kiracı, belirli süreli sözleşmelerin süresinin bitiminden en az on beş gün önce bildirimde bulunmadıkça, sözleşme aynı koşullarla bir yıl için uzatılmış sayılır. Kiraya veren, sözleşme süresinin bitimine dayanarak sözleşmeyi sona erdiremez. Ancak, on yıllık uzama süresi sonunda kiraya veren, bu süreyi izleyen her uzama yılının bitiminden en az üç ay önce bildirimde bulunmak koşuluyla, herhangi bir sebep göstermeksizin sözleşmeye son verebilir.”
Hükme göre kiraya veren belirli süreli kira sözleşmesini on yıllık uzama süresi sonunda, bu süreyi izleyen her uzama yılının bitiminden en az üç ay önce bildirimde bulunmak koşuluyla, herhangi bir sebep göstermeksizin sözleşmeye sona erdirilebilecektir. Burada dikkat edilmesi gereken husus on yıllık uzama süresinin hesaplanmasıdır. Örneğin; 01.01.2011 tarihinde yapılan 1 yıllık kira sözleşmesi kiracı tarafından feshedilmediğinde birer yıllık şekilde uzayacaktır. İlk bir yıl dışındaki uzama yılı toplamı on yılı bulması halinde kiralayan bu süreyi izleyen her uzama yılının bitiminden en az üç ay önce bildirimde bulunarak sözleşmeyi feshedebilir.
01.01.2011 – 31.12.2011 | İlk bir yıllık belirli süreli sözleşme süresi |
01.01.2012 – 31.12.2021 | Birer yıllık toplam on yıllık uzama süresi |
01.01.2022 – 31.12.2022 | On yıllık uzama süresinden sonraki ilk uzama yılı |
Bu örnekte kiralayan kira sözleşmesini 30.09.2022 tarihine kadar kiracının eline ulaşacak fesih bildirimi ile feshedip kiracının 01.01.2023 tarihinde tahliyesini isteyebilir. Kira sözleşmesinin süresinin bir yıldan uzun olması halinde yapılacak on yıl uzama süresi hesabında sözleşmenin sona erdiği tarih dikkate alınacaktır. Örneğin 01.01.2020 başlangıç tarihli 5 yıllık kira sözleşmesinde on yıllık uzama süresi 01.01.2025 yılında başlayacak şekilde hesaplanacaktır.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 6.2.2017 tarih ve 2017/1437 E., 2017/793 K. sayılı kararına göre;
“… Kiralanana ait kira sözleşmesi 01.12.1999 başlangıç tarihli ve bir yıl sürelidir. TBK’nin 347. maddesi hükmü gereğince kiracı bir yıl olan sözleşme süresinin bitiminden yani 01.12.2000 tarihinden en az on beş gün önce bildirimde bulunmadığından yıldan yıla yenilenerek yasada belirtilen on yıllık uzama süresi 01.12.2010 tarihinde dolmuştur. Son uzama yılı davanın açıldığı tarihe nazaran 01.12.2014 tarihinde sona ermiş olup, 6098 sayılı Kanuna uygun olacak şekilde üç ay önceden 25.07.2014 tarihinde bildirim yapılmıştır. Açıklanan bu nedenlerle 25.07.2014 tarihinde tebliğ edilen bildirim süresinde olduğundan kira sözleşmesinin sona ermesi nedeniyle kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerekirken… davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.”
TBK ile bildirim usulüyle sözleşmenin feshi konusuna getirilen en önemli yeniliklerden biri de kiraya verene bildirim yoluyla sözleşmeyi sona erdirme hakkıdır. Kiraya veren bu bozucu yenilik doğuran hakkı kullandığı takdirde sözleşme sona erer ve dava açılmasına gerek kalmaz. Ancak kiracı kiralananı tahliye etmediği takdirde kiracıya karşı kiralananın iadesi için dava açılır.
Kiraya veren, bildirim yoluyla kira sözleşmesini sona erdirmek isterse öncelikle ortada geçerli bir sözleşmenin varlığı aranır.
Sözleşmenin geçerliliği için aranan şartlar:
Sözleşme bu şartları ve TBK m. 347’de yer alan diğer şartları da sağlıyorsa kiraya veren tarafından sona erdirilebilir.
Kiraya verenin sözleşmeyi sonlandırabilmesi için aranan bir diğer şart; sözleşme süresinin uzama yılının on yılı bulmasıdır. Kanun koyucu kiraya verene bu hakkı uzama süresi sonu için tanımıştır. Bu durumda, sürenin başlangıcı kira süresine göre değil, uzama yılına göre tespit edilecektir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 6.2.2017 tarih ve 2017/1437 E., 2017/793 K. sayılı kararına göre;
“… Kiralanana ait kira sözleşmesi 01.12.1999 başlangıç tarihli ve bir yıl sürelidir. TBK’nin 347. maddesi hükmü gereğince kiracı bir yıl olan sözleşme süresinin bitiminden yani 01.12.2000 tarihinden en az on beş gün önce bildirimde bulunmadığından yıldan yıla yenilenerek yasada belirtilen on yıllık uzama süresi 01.12.2010 tarihinde dolmuştur. Son uzama yılı davanın açıldığı tarihe nazaran 01.12.2014 tarihinde sona ermiş olup, 6098 sayılı Kanuna uygun olacak şekilde üç ay önceden 25.07.2014 tarihinde bildirim yapılmıştır. Açıklanan bu nedenlerle 25.07.2014 tarihinde tebliğ edilen bildirim süresinde olduğundan kira sözleşmesinin sona ermesi nedeniyle kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerekirken… davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.”
Şeklindeki kararı ile bu görüşü desteklemektedir.
Kiraya veren, on yıllık uzama süresini takip eden yılın bitiminden en az üç ay önce, TBK m. 348 gereğince, yazılı bir bildirimle hiçbir haklı neden göstermeksizin kira sözleşmesini sona erdirebilir. Bildirim 348. Maddeye göre yazılı geçerlilik şartına bağlıdır. Bildirimin yazılı yapılmaması geçersizlik sonucunu doğuracaktır ki bu kira sözleşmesinin sona ermemekle beraber bir dahaki uzama yılında tekrar bildirim yapılıncaya dek uzaması anlamına gelmektedir. Fesih bildiriminin noter aracılığıyla yapılması hem yazılı şekil şartını sağlaması hem de güvenilirlik ve ispat kolaylığı getirmesi sebebiyle daha faydalı olacaktır.
TBK m. 347’de yer alan düzenlemeye göre belirli şartların varlığı halinde kiralayan, herhangi bir sebep göstermeksizin sözleşmeye son verebileceği hüküm altına alınmıştır. Kira sözleşmesinin belirli ya da belirsiz süresi olmasına bakılmaksızın, geçerli bir feshi yapılmasının ardından TBK m.350 uyarınca kiraya veren tarafından dava açılarak kiracının tahliyesi sağlanabilecektir.
Açılan bu dava da mahkeme TBK m. 347 düzenlenen şartların oluşup oluşmadığını tespit edecek şartların oluşması halinde davanın kabulü ile kiracının tahliyesine karar verecektir. Benzer tahliye davalarına ilişkin detaylı bilgi için Kiracının İcra Takibine İtirazının Kaldırılması ve Tahliye ve Kiracının Tahliye Sebepleri ve Davaları isimli yazılarımızı inceleyebilirsiniz.
On Yıllık Kiracının Tahliyesi Davası’nda görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise taşınmazın bulunduğu yer Sulh Hukuk Mahkemesidir. Ancak tahliye davası taşınmazın aynına ilişkin olmadığından, bu yetki kesin değildir. Davalının yerleşim yeri ya da sözleşmenin ifa edileceği yerde de tahliye davası açılabilir.
Değerli müvekkillerimiz,
Dünya genelinde yaşanan Koronovirüs (Covid-19) salgını riski nedeniyle, hukuki soru ve sorunlarınız için mobil ve online iletişim kanallarımızı kullanmanızı öneririz.
KİŞİSEL VERİLERİN İŞLENMESİ HAKKINDA
“AYDINLATMA METNİ”
İnternet sitemizi kullanmanız dolayısıyla, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) başta olmak üzere yürürlükteki mevzuat kapsamında birtakım verilerinizin toplanması, saklanması, işlenmesi, aktarılması ve KVKK kapsamına dahil başkaca işlemlerin detayı ve amacı hakkında, veri sorumlusu olarak sizleri bilgilendirmek isteriz.
Genel Bilgiler
İlgili mevzuata göre, “kişisel veri” kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgidir. “Özel nitelikli kişisel veri” ise kişilerin ırkı, etnik kökeni, siyasi düşüncesi, felsefi inancı, dini, mezhebi veya diğer inançları, kılık ve kıyafeti, dernek, vakıf ya da sendika üyeliği, sağlığı, cinsel hayatı, ceza mahkûmiyeti ve güvenlik tedbirleriyle ilgili verileri ile biyometrik ve genetik verileridir. İşbu Aydınlatma Metninde, özel ve/veya genel nitelikli olma ayrımı yapılmaksızın, her neviden veri için “Kişisel Veri” ifadesi kullanılacak olup durumun gereğine göre özel nitelikli kişisel verilerin de bu ifade kapsamına dahil edilebileceğini belirtmek isteriz. Keza, internet sitemizi kullanırken size daha efektif hizmet sağlayabilmek adına çerezler, web işaretçileri ve benzeri uygulamaları da kullanabilmekteyiz. Çerez kullanımının durdurulmasını tarayıcı ayarlarınızı değiştirerek her zaman sağlayabilirsiniz. Çerez kullanımının durdurulması, internet sitemizdeki bazı fonksiyonların kullanımını sınırlandırabilecektir.
Kişisel veriler toplandıktan sonra silme, yok etme ya da anonim hale getirme işlemlerine kadar olan süreçte gerçekleştirilen elde etme, kaydetme, depolama, muhafaza etme, değiştirme, yeniden düzenleme, açıklama, aktarılma, sınıflandırılma ya da kullanılmasını engelleme ve sair kapsamda veriler üzerinden gerçekleştirilen her türlü işlem ise KVKK kapsamında “kişisel verilerin işlenmesi“ olarak değerlendirilmektedir.
Kişisel veri veya özel nitelikli kişisel veri tanımına uygun bilgilerinizi Kulaçoğlu Hukuk Bürosu (Veri Sorumlusu) olarak bizimle paylaşmanız durumunda, onay kutucuğunu işaretleyerek bu verilerinizin işlenmesi için açık rıza verdiğinizi belirtmek isteriz.
Kişisel Verilerin Toplanması ve Hukuki Sebepleri
İnternet sitemizi kullanırken birtakım kişisel verilerinizi, Veri Sorumlusu sıfatımız ile bizimle paylaşmanızı talep edebilmekteyiz. İşbu kişisel verileriniz fiziksel olarak sözlü veya yazılı şekilde toplanabileceği gibi, elektronik ortamda da toplanabilir. Keza, kişisel verileriniz, Veri Sorumlusu sıfatıyla doğrudan tarafımızca toplanabileceği gibi, Veri Sorumlusu adına veri işleyen gerçek veya tüzel kişiler tarafından veya ifa ettiğimiz iş ve hizmetin bir gereği olarak destek aldığımız ulusal/uluslararası kişi ve kuruluşlar ile diğer 3.kişiler tarafından, sayılanlarla sınırlı olmamak üzere, internet sitemiz, blog mesajları, iletişim formları, iş/staj ve sair başvuru formları, bilgi formları, video konferans ve/veya online hukuki danışmanlık hizmeti esnasında kaydedilebilen ses ve/veya video kayıtları, telefon görüşmesi ve/veya telekonferans esnasında kaydedilebilen ses kayıtları, kısa mesajlar, WhatsApp, sosyal medya vs kanallarıyla gerçekleştirilenler başta olmak üzere her türlü iletişim kanalları aracılığı ile toplanabilmektedir. Bu verileriniz elektronik ya da internet tabanlı araçlar ve sair vasıtalar kullanılarak otomatik yöntemlerle elde edilebildiği gibi, tarafımıza sunduğunuz formlar, sözleşmeler, bildirimler, adli veya idari merci kararları gibi yöntemlerle de elde edilebilmektedir.
Kişisel Verilerin İşlenme Amacı ve Aktarımı
Kişisel verileriniz, yürürlükteki ilgili mevzuat uyarınca, hukuka, iyi niyet ve dürüstlük kurallarına uygun, doğru ve güncel olarak, belirli, açık ve meşru amaçlarla ve bu amaçlarla bağlantılı, sınırlı ve ölçülü olarak işlenmekte olup ilgili mevzuatta öngörülen ve işlendikleri amaç için gerekli olan süre kadar muhafaza edilmektedir.
KVKK uyarınca, Veri Sorumlusu olarak bizimle paylaşmış olduğunuz kişisel verileriniz, yerine getirmekte olduğumuz her türlü hizmet ve faaliyet amaçlarımız ile gerektiğinde işe/staja alım süreçleriyle bağlantılı ve ölçülü olarak söz konusu hizmetlerden faydalanmanız, hak ve menfaatlerinizin korunması ve sair amaçlar ile KVKK ve yasal düzenlemelere uygun olarak işlenebilecek, hizmetlerimiz kapsamında ve ilgili mevzuata uygun olarak UYAP sistemi başta olmak üzere, adli, idari vb. kurumlara ve/veya yetkili kıldıkları kişi ya da merciler ile somut olayın şartlarına göre yurtdışında olup olmamasından bağımsız olarak ilgili üçüncü kişi ve kurumlara aktarılabilecek ve ilgili mevzuatta belirlenen süreler boyunca saklanıp gerekli işlemlere tabi tutulabilecektir.
Ağ Sunucusu Veri Günlüğü
İnternet sitemize giriş yapmanızın kaçınılmaz bir sonucu olarak, veri günlüğü olarak tanımlanan ve aşağıda listelenmiş olan verileriniz, ağ tarayıcınız tarafından internet sunucumuza otomatik olarak aktarılmakta ve onayınız aranmaksızın veri günlüğü kayıtlarına kaydedilmektedir:
Veri günlüğü internet sitemizin sizin için daha kullanışlı hale getirilebilmesi amacıyla istatistiki bilgi sağlamak için kullanılmakta olup, takiben derhal silinir.
Kişisel Verilerin Güvenliğinin Sağlanması İçin Alınan Tedbirler
6698 Sayılı Kişisel Verileri Koruma Kanun’un ilgili maddesine uygun olarak, kişisel veri güvenliğinizin sağlanması için hukuka aykırı olarak işlenmelerini ve erişilmelerini önlemek ve muhafazalarının sağlamak amacıyla gerekli teknik ve idari tedbirler Veri Sorumlusu olarak tarafımızca alınmaktadır.
Veri Sahibinin Hakları
Kişisel veri sahipleri KVKK uyarınca aşağıda yer alan haklara sahiptir:
Yukarıda belirtilen hakların kullanımıyla veya genel olarak Aydınlatma Metnimizle alakalı daha detaylı bilgi talepleriniz için “İletişim” sayfamızdan ulaşılabileceğiniz “İletişim Formu” aracılığıyla veya ıslak imzalı olarak “Esentepe Mah. Eser İş Merkezi B Blok Kat:8 No:63 Şişli/İstanbul/Türkiye” adresine ulaştırmanız ya da info@kulacoglu.av.tr e-posta adresine konu kısmında “Kişisel Veri Bilgi Talebi” ifadesi ile iletebilirsiniz.
Kişisel veri sahipleri olarak, haklarınıza ilişkin taleplerinizi Kulaçoğlu Hukuk Bürosu’na yukarıdaki şekillerde iletmeniz durumunda talebiniz, niteliğine göre en kısa sürede sonuçlandıracaktır. İlgili işlemin ayrıca bir maliyet gerektirmesi durumunda, Kişisel Verileri Koruma Kurulu’nca belirlenen tarifedeki ücret, Kulaçoğlu Hukuk Bürosu olarak tarafınızdan tahsil edilecektir.
Merhabalar, biz evi ve altındaki is yerini 2 yıl önce aldık ve aldıktan sonra kiracı ile hiç bir sözleşme yapmadık, veya noter yolu ile bilgi vermedik. Kiracı bu is yerini 10 yıldan beri çalıştırıyor. 2 ay sonra 10 yıllık süre doluyor.(Eski ev sahibi ile 10 yıllık sözleşme imzalamış) Biz kira bedelini 10 yıllık sürenin sonunda yeniden belirlemek istiyoruz. Eğer kiracı bunu kabul etmezse çıkmasını istiyoruz. Çünkü o miktar bizi kurtarmıyor. Borçlar kanunun 348. Maddesi bu durumda da geçerli mi? Yani kiraya verenin el değiştirmesi durumunda, kiracının zarara uğramaması vs vs durumları için 10 yıllık kirayı uzatabilme isteği yeni ev sahibi ile sıfırlanıyor mu? yoksa bu on yıllık süreye mülk el değiştirmeden önceki sürede dahil mi?
Öncelikle iyi çalışmalar diliyorum. ben bir işyeri çalıştırıyorum. 11 yıl oldu bu iş yerini çalıştırdığım. Bina sahibi iki gün önce bana noterden bu senenin onuncu ayında sözleşme yenilenmesini yapmayacağını bildirmiş. Ben bu işyerinde 11 yıl kirayı hiç aksatmadan ödedim. Beni çıkartabilir mi? Sizden bilgi almak istiyorum. tsk ederim.
01.01.2011 tarihinde 10 yıllık kira sözleşmesi yaptık. 31.12.2020 tarihinde 10 yıl dolacak, TBK m. 347 ‘ye göre 3 ay öncesinden ihtar çekip kiralananın tahliyesini isteyebilir miyim? Maddede 10 yıllık uzama süresi diyor, bu uzama süresinden kastı sözleşmedeki sürenin bitiminden itibaren mi? Çünkü sözleşme 10 yıllık olduğu için kafam karıştı. Bununla ilgili bir yargıtay kararı bulamadım, nasıl bir yol izlemeliyim sizce?
10 yıllık işyeri işletiyorum kiramı düzenli ödüyorum. Sözleşme bittiği için tahliye etmek için noterden kağıt geldi. Ama ben buradan geçindiğim için çıkmak istemiyorum çıkamam yani zorundayım ne yapmam lazım nasıl uzatabilirim çıkmama süresini
3 ay önce gönderilen evrağa yanıt vermek zorunda mıyız? Belirtilen tahliye günü geldiğinde biz dükkanı boşaltmazsak, bize açılan dava ne kadar sürer?
Merhabalar, Kiracı tahliyesi 05.07.2012 kiraya verdiğim daireyi 10 yılık aşımı nedeniyle 05.07.2022 çıkarabilirmişim? Yoksa dava açmam için 1 yıl daha (05.07.2023) beklemek zorunda mıyım? Iyi çalışmalar.