Türk Medeni Kanunu (TMK) madde 187 uyarınca evlenme ile kadın, eşinin soyadını alır. Bununla birlikte kadın, evlendirme memuruna veya nüfus müdürlüğüne yapacağı başvuru ile kendi soy ismini de kocasının soy isminin yanında kullanabilir. Evlilik süresince kocasının soy ismi ile tanınan kadın, boşanma halinde kocasının soy ismini kullanmaya devam etmek isteyebilir. TMK madde 173 uyarınca kadının boşandığı eşinin soyadını kullanmakta menfaati varsa ve bu kocaya zarar vermeyecekse kadın boşandığı eşinin soyadını kullanabilir. Kadın tarafından boşandığı eşinin soyadını kullanma talebi açılmış bir davada ileri sürülebileceği gibi Aile Mahkemelerinde açılacak ayrı bir dava ile de ileri sürülebilir.
Yazı İçeriği
1. Kadının Evlilik Sonrasında Soyadı Kullanımı
2. Kadının Boşandığı Eşinin Soyadını Kullanması
2.1. Boşandığı Eşinin Soyadını Kullanmada Kadının Menfaati Bulunmalıdır.
2.2. Kadının Boşandığı Eşinin Soyadını Kullanmasının Kocaya Zarar Vermeyeceği İspatlanmış Olmalıdır.
3. Koşulların Değişmesi Halinde Kocanın İznin Kaldırılmasını Talep Etmesi
4. Dava Zamanaşımı Süresi
5. Görevli ve Yetkili Mahkeme
Evlenme ile kadın erkeğin soyadını kullanmaya başlar. Evlilik süresince erkeğin soyadı ile tanınan kadının boşanma halinde eski soy ismini kullanmaya başlaması pek çok soruna sebep olmaktadır. Zira yıllarca boşandığı eşinin soyadı ile tanınan kadın, boşanma halinde adeta yeni bir kimlik edinir. Boşanma sonrası bekarlık soyadına dönülmesiyle yaşanan sorunların başında annenin çocukları ile aynı soyadı taşıyamaması gelmektedir. Velayet hakkı mahkemece kendisine bırakılan anne resmi işlemlerde olduğu kadar sosyal hayatta da çocukları ile farklı soyadı taşıması nedeniyle ciddi sorunlar yaşayabilmektedir.
1. Kadının Evlilik Sonrasında Soyadı Kullanımı
Türk Medeni Kanunu (TMK) 187. madde:
“Kadın, evlenmekle kocasının soyadını alır; ancak evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabilir. Daha önce iki soyadı kullanan kadın, bu haktan sadece bir soyadı için yararlanabilir.”
Bu madde gereğince evlenen kadın evlenmeden önceki soyadı ile eşinin soyadını ya da sadece eşinin soyadını kullanabilir. Kadının sadece evlenmeden önceki soyadını kullanmasının önüne geçen bu madde esasen Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne ve Anayasa’ya aykırıdır. Aşağıda yer alan mahkeme kararlarında açıkça ifade edildiği üzere kadının sadece kendi soyadını kullanamaması temel hak ve hürriyetlere aykırılık teşkil eder.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Ünal Tekeli – Türkiye Davası:
“Avrupa Konseyi’nin üye ülkeleri arasında Türkiye –çift başka bir düzenlemeyi tercih etse bile– kocanın soyadının çiftin soyadı olarak kabul edilmesini ve bu nedenle kadının, evlendiğinde otomatik olarak kendi soyadını kaybetmesini yasalarla öngören tek ülke konumundadır. Türkiye’de, karı kocanın böyle bir düzenlemeyi kabul etmesi halinde bile evli kadınlar yalnızca kızlık soyadlarını kullanamamaktadır. Türk mevzuatında 22 Kasım 2001 itibarıyla kızlık soyadını kocanın soyadının önüne ekleyebilme olanağı da bu durumu değiştirmemektedir. Evliliklerinin soyadlarını etkilemesini istemeyen kadınların çıkarları dikkate alınmamıştır.”
Anayasa Mahkemesi’nin 2013/2187 başvuru numaralı 19.12.2013 Tarihli Kararı:
“….Somut başvuru açısından, başvurucunun temel hak ve özgürlüklere dair uluslararası anlaşmaların kanun hükümlerine nazaran öncelikle uygulanacağı ve bu kapsamda Sözleşmenin ve AİHM içtihadının uyuşmazlığın karara bağlanmasında nazara alınması noktasındaki itirazlarının yargı mercilerince dikkate alınmadığı ve tartışılmadığı anlaşılmaktadır.
Uluslararası sözleşmelerin, evli erkek ve kadının evlilik sonrasında soyadları bakımından eşit haklara sahip olmasını öngören hükümleri ile evli kadının kocasının soyadını kullanması zorunluluğunu öngören iç hukuk düzenlemelerinin aynı konu hakkında farklı hükümler içermesi nedeniyle, ilgili sözleşmenin hükümlerinin somut uyuşmazlık açısından esas alınması gereken hukuk kuralı olduğu sonucuna varılmakla, başvurucunun manevi varlığı kapsamında güvence altına alınan isim hakkına yönelik müdahalenin kanunilik şartını sağlamadığı anlaşılmaktadır.
Yapılan bu tespit çerçevesinde, söz konusu müdahale açısından diğer güvence ölçütlerine riayet edilip edilmediğinin ayrıca değerlendirilmesine gerek görülmemiştir.
Belirtilen nedenlerle, başvurucunun Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.”
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2014/889 Esas, 2015/2011 Karar, 30.09.2015 Tarihli Kararı:
“….Bu durumda, uyuşmazlığı karara bağlayan ilk derece Mahkemelerinin, AIHS ve diğer uluslararası insan hakları antlaşmaları ile çatışan 4721 sayılı Kanun’un 187. maddesini kararlarına esas almayarak, başvuru konusu uyuşmazlık açısından Anayasa’nın 90. maddesi uyarınca uygulanması gereken uluslararası sözleşme hükümlerini dikkate alması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Somut olaya gelince: sebep önemli olmaksızın davacı evlilik birliği içinde sadece kızlık soy ismini kullanmak istemektedir. Kızlık soy isminin kullanmak istemek için haklı bir gerekçenin bulunmasına ihtiyaç bulunmamaktadır. Bu hak AIHS 8 ve Anayasanın 17. maddeleri kapsamında bir insan hakkıdır ve cinsiyete dayalı olarak bir ayrıma tabi tutulmaksızın erkek ve kadın arasında eşit şekilde uygulanmalıdır. Aksi durum AİHS’nin 14. maddesine aykırılık teşkil edecektir.”
Boşanma sebebi ile kadının soyadı probleminin ortaya çıkmasının esas sebebi uluslararası anlaşmalar ve Anayasa’ya aykırı olarak evlenme esnasında kadına kocasının soyadını kullanmasının dayatılmasıdır.
Kadının evlenmeden önceki soyadını kullanabilmesine ilişkin “Kadının Bekarlık Soyadını Kullanması” isimli makalemizi inceleyebilirsiniz.
2. Kadının Boşandığı Eşinin Soyadını Kullanması
Türk Medeni Kanunu’na göre; kadın, evlenmekle kocasının soyadını alır. Boşanma halinde kadın, evlenme ile kazandığı kişisel durumunu korur; ancak, evlenmeden önceki soyadını yeniden alır. Ancak kadının evlenmeden önceki soyadını yeniden alması evlilik süresince edinilen kazanımların kaybedilmesine, sosyal durumun bozulmasına sebep olabilir. Bu sebeple kanun koyucu; boşandığı kocasının soyadını kullanmakta menfaati olan kadına boşandığı eşinin soyadını kullanma hakkı tanımıştır.
Kadına tanınan boşandığı kocasının soyadını kullanabilmesi hakkı, kadının boşandığı kocasını da ilgilendirmekte olduğundan, tamamen sınırsız ve koşulsuz bir hak değildir. Kanuna göre; kadın, boşandığı kocasının soyadını kullanmakta menfaati bulunduğunu ve bunun kocaya bir zarar vermeyeceğini ispatlarsa, hâkim, kocasının soyadını taşımasına izin verebilir.
2.1. Boşandığı Eşinin Soyadını Kullanmada Kadının Menfaati Bulunmalıdır.
Kadının boşandığı eşinin soyadını kullanabilmesi için aranan ilk şart, boşandığı kocasının soyadını taşımasında menfaati bulunmasıdır. Yargıtay; üniversite diplomalarında, yüksek lisans tezlerinde, bankacılık ve emeklilik işlemlerinde evlilik soyadını kullanan ve evlilik soyadıyla tanınan kadınınboşandığı kocasının soyadını kullanmasında menfaati bulunduğuna karar vermiştir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2007/19005 Esas, 2009/5094 Karar, 19.03.2009 Tarihli Kararı:
“Toplanan delillerden, tarafların 26 yıl evli kaldıkları, davacı kadının bu süre içinde çeşitli üniversitelerden mezun olduğu ve diplomalarında, yüksek lisans tezlerinde, katılım belgelerinde, sertifikalarında, bankacılık işlemleri ile emeklilik işlemlerinde evlilik soyadını kullandığı anlaşılmaktadır. Toplanan delillerle davacının davalının soyadını kullanmasının davalıya bir zarar vermeyeceği, davalının soyadının kullanılmasında davacının menfaatinin bulunduğu kanıtlanmıştır. Türk Medeni Kanununun 173/2. maddesi koşulları gerçekleşmiştir.”
2.2. Kadının Boşandığı Eşinin Soyadını Kullanmasının Kocaya Zarar Vermeyeceği İspatlanmış Olmalıdır.
Kadının boşandığı kocasının soyadını kullanabilmesi için aranan bir diğer koşul ise, kadının boşandığı kocanın soyadını kullanmasının kocaya bir zararının olmayacağının ispatlanmasıdır. İş bu dava; boşanılan kocaya yöneltilmelidir.
3. Koşulların Değişmesi Halinde Kocanın İznin Kaldırılmasını Talep Etmesi
Kadının boşandığı kocasının soyadını kullanması, boşandığı kocayı da etkileyecek bir husus olduğundan; kocaya, kadına verilen iznin kaldırılması için dava açma hakkı tanınmıştır. Verilen iznin kaldırılmasını için kocanın talep etmesi yeterli olmayıp, kadının menfaatinin ortadan kalktığının ya da kadının soyadının kullanmasının kendisine zarar verdiğini ispat etmesi de gerekmektedir. Aksi takdirde, dava reddedilecektir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2014/23501 Esas, 2015/5664 Karar, 26.03.2015 Tarihli Kararı:
“Toplanan delillerden; davalı kadının, 12.10.2011 tarihinde kesinleşen anlaşmalı boşanma kararı gereğince boşandığı kocasının “Karaca” olan soyadını taşımasına izin verildiği, bu iznin kaldırılmasını gerektirecek Türk Medeni Kanununun 173/3. maddesi anlamında bir durumun kanıtlanamadığı anlaşılmaktadır. Davacı kocanın, davalı kadının “Karaca” soyadını taşımasına iznin kaldırılması davasının reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulü doğru bulunmamıştır.”
Kadının talebi üzerine verilen iznin kaldırılması için de boşanılan eşin soyadını taşıma izninin kaldırılması davası açmalıdır. Kadın, iznin kaldırılması için açacağı davayı boşandığı kocasına veya mirasçılarına yöneltmelidir.
4. Dava Zamanaşımı Süresi
Evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmesi ile zamanaşımına uğramaktadır. Bu sebeple izin davasının, boşanmanın kesinleşmesinden itibaren en geç 1 yıl içerisinde açılması gerekmektedir. Aksi takdirde, davalının zamanaşımı itirazı ile karşılaşılabilir.
5. Görevli ve Yetkili Mahkeme
Aile Hukuku’ndan kaynaklanan izin ve iznin kaldırılmasına ilişkin bu davalar aile mahkemelerinde görülerek, karara bağlanmaktadır.
Eşimden anlaşmalı olarak 36 yıl süren bir evlilikten sonra boşandık. Boşanma protokolüne eşimin soyadını kullanmak istediğimi o an düşünemeyip ekletmediğimden şuan boşanma protokolünde de yer almadığı için eşimin soyadını kullanamama durumum doğdu. Oysa 36 yıldır bu soyadını kullandığım için gerek toplumdaki statümü korumak ,bazı durumlara maruz kalmamak ve kendimi bu şekilde az da olsa korumak gerekse Kamuda çalıştığım ve de tüm resmi evraklarımda (Banka, Kurum içi belgeler sertifikalar eğitimler, diplomalar ve diğer tüm resmi işlemler)eşimin soyadıyla yer aldığımdan ve bu soyadı kullanımında eşimin de rızası olduğundan soyadını kullanmak için ne gibi bir yol izlemeli ve nasıl bir dilekçeyi nereye vermeliyim yardımcı olabilir yönlendirirseniz sevinirim.
Merhaba,
Boşanalı 1 seneyi geçti. Bazı imkansızlıktan dolayı soyadı davasını açamadım. Eski eşim soyadını kullanmamda bir sakınca olmadığını gerekir ise mahkemeye gelebileceğini söyledi. Makalenizde 1 seneyi geçer ise davanın açılması mümkün olmayacağını yazmışsınız ben yine de size sormak istedim şimdiden teşekkür ederim. İyi Çalışmalar. Saygılarımla