Boşanma süreci, tarafların maddi ve manevi olarak etkilendiği karmaşık bir hukuki süreçtir. Bu süreçte en çok tartışılan konuların başında nafaka gelir. Birçok kişi, nafakanın yalnızca çalışmayan ya da ekonomik gücü olmayan eşe verildiğini düşünse de, bu her zaman doğru değildir. Peki, çalışan bir eş nafaka alabilir mi? Geliri olan bir eş, ekonomik desteğe ihtiyaç duyduğunu nasıl ispat edebilir? Mahkemeler bu konuda nasıl bir değerlendirme yapar?
Bu yazımızda, çalışan eşlerin nafaka hakkını detaylı bir şekilde ele alacağız. Öncelikle nafakanın ne olduğunu ve hukuki dayanaklarını açıklayacak, ardından çalışan eşlerin tedbir nafakası, yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası alıp alamayacağını inceleyeceğiz. Ayrıca, nafakanın hangi durumlarda kesileceğini ve mahkemelerin bu konudaki yaklaşımını da değerlendireceğiz.
Yazı İçeriği
1. Nafaka Nedir?
Boşanma veya ayrılık süreçlerinde ekonomik dengeyi sağlamak ve taraflardan birinin mağduriyetini önlemek amacıyla nafaka düzenlenmiştir. Türk hukukunda nafaka, maddi durumu yetersiz olan eşin veya çocuğun temel geçim ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik olarak mahkeme kararıyla hükmedilen bir ödemedir. Ancak, nafaka yalnızca ekonomik gücü olmayan eşlere verilmez; bazı durumlarda çalışan eşler de nafaka talep edebilir.
1.1. Hukuki Tanımı: Nafaka Kavramı
Nafaka, Türk Medeni Kanunu’nun 175. maddesi başta olmak üzere çeşitli maddelerinde düzenlenmiştir. Genel olarak, nafaka geçim sıkıntısı çeken kişiye mahkeme tarafından bağlanan maddi destek olarak tanımlanır.
1.2. Nafaka Alabilmenin Şartları
Mahkemelerin nafaka kararı vermesi için bazı kriterleri değerlendirmesi gerekir. Genel olarak, nafaka alabilmek için şu şartlar aranır:
- Nafaka talep eden kişinin ekonomik olarak güçsüz olması (tamamen gelirsiz olması gerekmez, geçimini sağlamada zorlanması yeterlidir).
- Nafaka yükümlüsünün maddi gücünün yeterli olması (nafaka verecek kişinin ekonomik durumu da mahkeme tarafından değerlendirilir).
- Talep edilen nafaka türüne göre hukuki şartların yerine getirilmesi (örneğin, yoksulluk nafakası için boşanma sonrası ekonomik sıkıntıya düşme koşulu aranır).
- Nafaka talep eden eşin boşanmada ağır kusurlu olmaması (yoksulluk nafakasında, nafaka talep eden eşin diğer eşe göre daha ağır kusurlu olmaması gerekir).
Özellikle çalışan bir eşin nafaka alıp alamayacağı konusu, gelir durumu, yaşam standartları ve boşanmanın ekonomik etkileri göz önünde bulundurularak mahkeme tarafından değerlendirilir.
2. Çalışan Eş Tedbir Nafakası Alabilir mi?
Boşanma davası devam ederken, eşlerin maddi olarak mağdur olmaması adına mahkemeler tarafından tedbir nafakası hükmedilebilir. Türk Medeni Kanunu’nun ilgili hükümleri gereğince, boşanma kararı kesinleşene kadar evlilik hukuken devam ettiğinden, eşlerin birbirlerine karşı bakım yükümlülükleri de sürer. Bu nedenle tedbir nafakası, ekonomik durumu daha zayıf olan eşin mağduriyetini önlemek için mahkeme tarafından verilen geçici bir nafaka türüdür.
Peki, çalışan bir eş de tedbir nafakası alabilir mi? Geliri olan bir eşin tedbir nafakası talebi nasıl değerlendirilir? İşte hukuki çerçevede yanıtları:
2.1. Boşanma Sürecinde Geçici Mali Destek: Tedbir Nafakası Nedir?
Tedbir nafakası, boşanma veya ayrılık davası devam ederken, eşlerden biri veya müşterek çocuklar için geçici olarak bağlanan bir nafaka türüdür. Hakim, nafaka talep edilmemiş olsa bile, ekonomik olarak zor durumda olan eş için re’sen tedbir nafakasına hükmedebilir.
Önemli bir nokta olarak, tedbir nafakası kararı verilirken eşlerin kusur durumu dikkate alınmaz. Çünkü boşanma davası sürecinde kusur belirlemesi yapılmadığından, hangi tarafın daha fazla kusurlu olduğu henüz netleşmemiştir. Bu nedenle, boşanma veya ayrılık davasında daha kusurlu olan taraf bile tedbir nafakası talep edebilir.
Tedbir nafakası, boşanma kararının kesinleşmesine kadar devam eder ve boşanma kesinleştiğinde bu yükümlülük sona erer.
2.2. Geliri Olan Eş Tedbir Nafakası Talep Edebilir mi?
Birçok kişi, yalnızca geliri olmayan eşlerin tedbir nafakası alabileceğini düşünse de, hukuken bu doğru değildir. Tedbir nafakası miktarı belirlenirken eşlerin ekonomik durumu, mal varlıkları ve aylık gelir-giderleri dikkate alınır.
Hakim, nafaka talep eden eşin çalışıp çalışmadığını veya başkaca bir geliri olup olmadığını değerlendirse de, bu durum çalışan eşin nafaka almasını kesin olarak engellemez. Çünkü evlilik birliği içinde sürdürülen yaşam standardı önemlidir. Çalışan bir eşin maaşı olsa bile, boşanma sürecinde önceki yaşam seviyesini sürdüremeyecek durumda olması halinde nafaka alması mümkündür.
Yani, çalışıyor olmak tek başına nafaka hakkını ortadan kaldırmaz. Burada önemli olan, eşin gelirinin, evlilik sürecindeki hayat standardını korumaya yetip yetmeyeceğidir. Eğer eşin geliri yetersizse, çalışıyor olsa bile tedbir nafakası alabilir.
2.3. Mahkeme Kararlarında Çalışan Eşin Tedbir Nafakası Hakkı
Yargıtay kararları da çalışan eşin tedbir nafakası alabileceğini açıkça ortaya koymaktadır. Örneğin, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2018/2243 E., 2018/12795 K. sayılı ve 13.12.2018 tarihli kararında şu ifadeler yer almaktadır:
“…Davacı eşin çalışıyor olması davalıyı tedbir nafakası yükümlülüğünden kurtarmaz. Halen evlilik birliği hukuken devam ettiğine göre, ayrı yaşamaya haksız olarak sebebiyet veren eş tedbiren nafaka vermekle yükümlüdür. Ancak, davacı eşin çalışması, hükmedilecek nafakanın miktarını tayinde dikkate alınmak zorundadır. Böylece “hakkaniyet” ilkesine uygun bir nafaka tespit edilebilir (TMK. Md. 4)…”
Görüldüğü gibi Yargıtay, nafaka talep eden eşin çalışıyor olmasının tedbir nafakası almasına engel teşkil etmeyeceğini vurgulamaktadır. Ancak, çalışıyor olması, nafaka miktarının belirlenmesinde göz önünde bulundurulacaktır. Burada esas olan, nafaka talep eden eşin evlilik birliği sürecinde alıştığı hayat seviyesinin boşanma sürecinde de korunabilmesidir.
3. Çalışan Eş Yoksulluk Nafakası Alabilir mi?
Boşanma sonrası ekonomik olarak zor duruma düşen eşlerin korunması amacıyla yoksulluk nafakası düzenlenmiştir. Kamuoyunda süresiz nafaka olarak da bilinen bu nafaka türü, boşanma sebebiyle yoksulluğa düşecek eşe, daha ağır kusurlu olmamak koşuluyla, diğer eş tarafından ödenen mali destek olarak tanımlanabilir.
3.1. Yoksulluk Nafakası Nedir, Kimler Alabilir?
Türk Medeni Kanunu’nun 175. maddesi uyarınca, boşanma sonrası yoksulluğa düşecek eş, kusuru daha ağır olmamak şartıyla diğer eşten süresiz veya belirli bir süre için yoksulluk nafakası talep edebilir.
Yoksulluk nafakası, boşanma kararıyla birlikte aile birliği sona erse bile, eşlerin ekonomik mağduriyet yaşamaması amacıyla öngörülmüştür. Ancak bu nafakanın verilebilmesi için bazı temel koşulların sağlanması gerekir:
- Nafaka talep eden eşin boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olması,
- Talep eden eşin boşanmada kusurunun daha ağır olmaması,
- Nafakanın mahkemeden talep edilmesi (hakim re’sen karar veremez)
Önemli bir nokta olarak, yoksulluk nafakası için “tamamen gelirsiz” olmak şart değildir. Yani, geliri olsa bile, boşanma sonrasında önceki yaşam seviyesine kıyasla ekonomik olarak ciddi bir kayıp yaşayacak olan eş de yoksulluk nafakası alabilir.
3.2. Çalışan Bir Eş Yoksulluk Nafakası Talep Edebilir mi?
Birçok kişi, yoksulluk nafakasının sadece çalışmayan eşlere verildiğini düşünse de, Türk hukuk sisteminde bu doğru değildir. Nafaka talebinde esas olan, kişinin çalışıyor olup olmadığı değil, gelirinin onu yoksulluktan kurtarıp kurtarmadığıdır.
Bu noktada mahkemeler, şu kriterleri dikkate alarak karar verir:
- Nafaka talep eden eşin mevcut gelirinin geçimini sağlamaya yetip yetmediği
- Boşanma sonrası hayat standardında büyük bir düşüş olup olmayacağı
- Talep eden eşin malvarlığı ve ekonomik gücünün yeterliliği
Örneğin, asgari ücretle çalışan bir kişi hukuken “geliri olan” biri kabul edilse de, asgari ücretin tek başına yoksulluktan kurtarmaya yetmeyeceği mahkeme kararlarında vurgulanmaktadır. Bu konuda Yargıtay içtihatları da çalışan eşlerin nafaka alabileceğini destekler niteliktedir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2017/5265 E., 2018/3602 K. sayılı ve 20.03.2018 tarihli kararı:
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2017/5265 E., 2018/3602 K. sayılı ve 20.03.2018 tarihli kararı:
“…ekonomik ve mali durum araştırmasına göre kadının asgari ücretli olarak çalıştığı ancak gelirinin kadını yoksulluktan kurtaracak düzeyde olmadığı, bu nedenle de kadın yararına yoksulluk nafakası verilmesinin uygun olduğunun karar gerekçesinde belirtilmesi karşısında, kadın yararına yoksulluk nafakası verilmesinin usul ve kanuna uygun olduğu…”
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 07.11.2019 tarihli, E.2019/3-117, K.2019/1153 sayılı kararı: “…Asgari ücret seviyesinde gelir elde edilmesi, yoksulluk nafakasına engel değildir. Ancak, bu durum nafaka miktarının tespitinde dikkate alınmalıdır.”
Bu kararlar, geliri olan bir eşin de yoksulluk nafakası alabileceğini ve mahkemelerin nafaka miktarını belirlerken gelir durumunu göz önünde bulunduracağını göstermektedir.
3.3. Mahkeme Yoksulluk Nafakasına Nasıl Karar Veriyor?
Hakim, nafaka talebinde bulunan eşin yoksulluğa düşüp düşmeyeceğini değerlendirirken şu unsurları dikkate alır:
- Gelir durumu ve ekonomik bağımsızlığı (maaşı, malvarlığı, kira geliri vb.)
- Çalışma kapasitesi ve iş bulma imkanı (eğitim seviyesi, mesleki yetenekler)
- Boşanmanın ekonomik etkileri (hayat standardındaki değişiklik)
- Kusur durumu (nafaka talep eden eşin daha ağır kusurlu olmaması gerekir)
Hakim, bu kriterleri değerlendirerek hakkaniyet ilkesine uygun bir nafaka miktarı belirler. Eşin çalışıyor olması, yalnızca nafaka miktarını etkiler, nafaka almasına engel olmaz. Örneğin, asgari ücretle çalışan bir eş, boşanma sonrası ekonomik olarak yoksulluğa düşecekse, mahkeme bu durumu göz önünde bulundurarak uygun bir nafaka miktarına hükmedebilir.
4. Çalışan Eş İştirak Nafakası Alabilir mi?
Boşanma, yalnızca eşler arasındaki ilişkiyi sona erdirirken, anne ve babanın çocuklarına karşı olan bakım ve gözetim yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. Türk Medeni Kanunu’na göre, ebeveynler çocuklarının ergin olana kadar tüm ihtiyaçlarını karşılamakla yükümlüdür. Bu yükümlülüğün bir sonucu olarak, velayeti kendisine bırakılmayan ebeveynin, çocuğun masraflarına katkıda bulunması için iştirak nafakası ödemesi zorunludur.
Birçok kişi, velayeti kendisine bırakılan ebeveynin çalışıyor olması halinde iştirak nafakası alamayacağını düşünse de, bu doğru değildir. Çünkü iştirak nafakasının temel kriteri çocuğun ihtiyaçlarıdır, velayet sahibi ebeveynin ekonomik durumu değildir.
Yani, çalışan bir eş de, çocuğun masraflarına diğer ebeveynin katkıda bulunması için iştirak nafakası talep edebilir. Bu konuda Yargıtay’ın yerleşik kararları da aynı doğrultudadır.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2019/4872 E., 2019/12356 K. sayılı ve 16.12.2019 tarihli kararı:
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2019/4872 E., 2019/12356 K. sayılı ve 16.12.2019 tarihli kararı:
“…Boşanma veya ayrılık halinde çocuk kendisine tevdii edilmemiş taraf, gücüne göre onun bakım ve eğitim giderlerine katılmakla yükümlüdür (TMK m. 182). Ancak velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine katılması, mali gücü varsa söz konusu olur. Mahkemece kolluk marifetiyle yaptırılan ekonomik sosyal durum araştırmasında davacı kadının çalıştığı, düzenli bir gelirinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu husus gözetilmeden velayeti babaya bırakılan ortak çocuk için uygun miktarda iştirak nafakası takdiri gerekirken…”
Bu kararda da açıkça görüldüğü gibi, velayet kendisine bırakılan ebeveynin çalışıyor olması, iştirak nafakasının bağlanmasına engel değildir.
5. Çalışan Eşin Nafakası Hangi Durumlarda Kesilir veya Sona Erer?
Boşanma sonrası verilen nafaka kararları, belirli hukuki çerçeveler dahilinde devam eder. Ancak bazı durumlar, nafakanın sona ermesine veya iptal edilmesine yol açabilir. Özellikle çalışan bir eşin aldığı nafakanın hangi şartlarda kesileceği, boşanma sürecinde merak edilen konular arasında yer alır.
Peki, nafaka hangi durumlarda kesilir? Nafaka iptali için mahkemeye nasıl başvurulabilir? İşte detaylar:
5.1. Nafaka Kesilme Sebepleri: Hukuki Dayanaklar
Nafakanın kesilmesi, Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen belirli şartlara bağlıdır. Eşin gelir durumu, yeniden evlenmesi veya ekonomik bağımsızlığını kazanması gibi faktörler nafakanın sona ermesine neden olabilir.
Türk Medeni Kanunu’nun 176. maddesine göre, nafakanın Kaldırılmasına yol açan durumlar şunlardır:
- Nafaka alacaklısının yeniden evlenmesi,
- Nafaka alacaklısının fiilen bir başkasıyla evlilik benzeri bir yaşam sürmesi,
- Nafaka alacaklısının ekonomik olarak yoksulluktan kurtulması,
- Nafaka yükümlüsünün mali gücünde önemli bir düşüş yaşanması,
- Nafaka alacaklısının vefat etmesi
Bu nedenlerden herhangi birinin ortaya çıkması halinde, nafakanın sona ermesi veya iptal edilmesi için mahkemeye başvurulabilir.
5.2. Nafaka Ne Zaman Sona Erer?
Nafaka türüne göre sona erme süreci değişebilir:
- Tedbir Nafakası: Boşanma kesinleştiğinde otomatik olarak sona erer.
- Yoksulluk Nafakası: Nafaka alan eş yeniden evlendiğinde veya ekonomik olarak yoksulluktan kurtulduğunda sona erer.
- İştirak Nafakası: Çocuk reşit olduğunda sona erer, ancak eğitimine devam ediyorsa 25 yaşına kadar sürebilir.
Eğer nafaka yükümlüsü olan eş, kendi ekonomik durumunda ciddi bir bozulma yaşadığını ispat ederse, nafakanın azaltılmasını veya tamamen kaldırılmasını talep edebilir.
5.3. Yargıtay Kararlarıyla Nafakanın Kesilme Kriterleri
Yargıtay içtihatlarına göre, nafaka kesilmesiyle ilgili belirli ölçütler bulunmaktadır. Örnek kararlar:
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2019/3745 E., 2020/1123 K. sayılı ve 23.01.2020 tarihli kararı:
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2019/3745 E., 2020/1123 K. sayılı ve 23.01.2020 tarihli kararı:
“…davacı kadın, yüksek maaşlı bir işe girdiği ve ekonomik durumunun iyileştiği sabit olduğundan, yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği…”
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2018/4912 E., 2019/8761 K. sayılı ve 20.06.2019 tarihli kararı:
“…nafaka alacaklısı, fiilen bir başka kişiyle birlikte yaşamaya başlamış olup, ekonomik bağımsızlığını kazandığı tespit edilmiştir. Bu durumda, yoksulluk nafakasının kesilmesine karar verilmesi gerekir.”
Bu kararlar, nafaka alacaklısının ekonomik olarak yoksulluktan kurtulması veya evlilik benzeri bir ilişki yaşaması halinde nafakanın kesileceğini göstermektedir.
5.4. Nafakanın İptali İçin Mahkemeye Nasıl Başvurulur?
Nafakanın kaldırılması için nafaka yükümlüsünün, nafaka alacaklısının maddi durumunda değişiklik olduğunu ve nafakanın artık gereksiz hale geldiğini kanıtlaması gerekmektedir. Türk Medeni Kanunu’na göre, nafakanın kaldırılmasını gerektiren durumlar oluştuğunda, nafaka yükümlüsü, nafaka alacaklısının yerleşim yerindeki Aile Mahkemesi’ne başvurarak nafakanın kaldırılmasını veya azaltılmasını talep edebilir.


2009 yılında boşandım. 2 çocuğuma nafaka ve kendime tazminat verildi fakat hiç ödeme yapmadı.
Ayrıldıktan 1 yıl sonra ülke dışına çıktı.
Ben tazminat alamadım. Nasıl alabilirim? Tekrardan nafaka açmam gerekiyor mu?
Eski Esimle boşandıktan sonra çocuğum için iştirak nafakası ödüyorum. Eski eşim nafaka artırma davası açmakla beni tehdit edip anlaşma için zorluyor.
Ben asgarî ücretle çalışan birisiyim ve kendisinin aldığı ücret benden yüksek, durumda bu şekilde iken artırım yapılır mı? Teşekkürler şimdiden
Boşanma davam devam ediyor. Bilgi eksikliğinden ve avukatımın beni tam olarak bilgilendirmemesi sebebiyle, boşanacağım kişinin bazı kusurlarını dava dilekçemizde belirtmedik, ön duruşmada belirtmedik. Duruşmalar yapılmaya başladıktan sonra gerek Medeni Kanun gerekse Yargıtay daki emsal kararlar ve sizin ki gibi açıklayıcı bilgi veren sitelerden öğrendiğim kadarı ile,
Bu kişinin dilekçede belirtmediğim kusurlarını duruşmalara belirtmem davanın seyrini değiştirir mi???
Vereceğiniz bilgi için şimdiden teşekkür ederim. İyi çalışmalar. Sağlıkla kalın
Merhabalar,
Ben annem ve babam ayrı. Babama nafaka davası açtım. dava sürüyor. Virüs nedeniyle lise mezunu olarak kaldım. Önümüzdeki hafta duruşma var nafaka bağlanır mı veya ne olur yardımcı olur musunuz?
merhaba, eşim de ben de çalışmaktayız. ortalama olarak maaş farkımız 3-4 bin tl. boşanma durumunda eşimin nafaka talep etme durumu söz konusu olabilir mi? teşekkürler.
Merhaba ,
Ben öğretmenim. Eşim ise 2 yıllık mezun ve ev hanımı. 1 yıllık evliyiz ve 8 aylık bir oğlumuz var.
Baldızım da evimde yaşıyor. Ve birbirleriyle sürekli tartışırlar çocuğun yanında gürültü yaparlar. Şimdiden yüksek sese karşı irkilme durumu oluştu.
Ve ağlamaya başlıyor. Sağlıksız yiyecekleri kullanarak çocuğumuza zarar verecek diye korkuyorum.
Ve öğretmen maaşımın yetmediğinden her ne alsam yapsam beğenmiyor. Evde sürekli tartışma çıkıyor. Hem ailesi hem yaptıkları artık sinirlerimi bozmuş. Çok çabuk sinirlenip tartışabiliyorum.
En küçük bi olayda boşanırım diyor.
Evlenmeden önce 2 iş yerinden istifa etti. Sebeplerinden biri ” lise mezunları bana emir veremez ben üniversite mezunuyum ” diyordu.
Eğer boşanırsak bu mantıksız ve düşüncesiz davranışları sebebiyle oğlumun psikolojisini düşünerek velayetini ben alabiliyor muyum?
Ve boşanırsak işe başlayacağını düşünüyorum. Bu durumda nafaka da ödemek zorunda mıyım?
Merhabalar
Ben 32 yaşındayım eşim 30 yaşında
İkimizde memuruz fakat evde sürekli ağız kavgası ediyoruz bağırıyoruz
Anlaşamıyoruz.
2 tane kız çocuğumuz var
5 ve 3 yaşlarında
Ailelerimiz yaşadığımız yerde değil.
Boşanma durumunda
Ben çocuklarımın çocuk yurduna
verilmesini istiyorum.
Böyle bir durum mümkün mü
Hayırlı çalışmalar
Merhaba , iki yıl önce darp raporu alarak çekişmeli boşanma davası açıp geri çektim eşim özür ve af dilediği için. Fakat kendisi düzelmedi ve tekrar darp edildim darp raporum karakol tutanağım ve morarmış resimlerim var. Ben anlaşmalı olarak boşanalım diye konuşurken 7 yaşındaki kız çocuğumuzu kesinlikle vermeyeceğini söylüyor ve kendin ne yapıyorsan yap diyor. Bir türlü protokol hazırlamaya girişmiyor ne yapmamız lazım ben çocuğumu istiyorum ücretli öğretmenlik ,kendime ve çocuğuma da nafaka istiyorum alır mıyım ? ayrıca anlaşmalı olmazsa tazminat da talep etmeyi düşünüyorum. Bunları Nasıl yapmam gerekiyor bilgi verir misiniz akıbet ne olur
Merhaba.Eşimle 2. kez darp olayı yaşadım ve 2. uzaklaştırmasını aldı.olay onun ailesinin evinde oldu ve annesi de darp etti.Şikayetimi geri çekmemi istediler ve çekmeyince baskı kurmak için 1 hafta sonra benden şikayetçi oldular.evlenmeden 1,5 ay önce alınan fakat kredisini birlikte ödediğimiz 1 ev var orada oturmamıza izin verilmiyor ve eşimin annesi sürekli eşimi etkiliyor.Eşimde ufak sebeplerden kavga çıkarıp üstüme yürüyor ve ailesinin evine gidiyor sürekli.Maddiyatı ailesiyle birleştiriyor evin sorumluluğunu yeterli derecede üstlenmiyor.1,5 ve 3,5 yaş iki oğlum var.evle ilgili nasıl bir yol izleyebilirim ve boşanma sürecim nasıl olur?