Çalışma Alanlarımız
İdare Hukuku

İdare en kısa tanımıyla kamu kurum ve kuruluşlarının genel ismidir. Bu kapsamda Devletin tüm birimleri, bakanlıklar, belediyeler, üniversiteler, Devlet hastaneleri, Devlet okulları ve diğer kamu kurum ve kuruluşları idare olarak nitelendirilebilecektir.

İdare Hukuku, kamu otoritesi ve idare karşısında, bireylerin hukuk ilkeleri çerçevesinde korunması zorunluluğu kapsamında yapılan düzenlemelerin bütününü ifade etmektedir. Öyle ki idare hukuku, idarenin işlem ve eylemlerinin sınırlarını belirler. İdarenin bu sınırların dışına çıkması ya da yasaların öngörmediği bir şekilde davranması halinde, kişilere karşı olan sorumluluğu ve uygulanacak olan yaptırımlar idare hukukunun konusunu oluşturmaktadır.

İdare, kanunlara bağlı kalmak ve hukukun genel ilkelerine uygun şekilde hareket etmekle yükümlüdür. Bununla birlikte uygulamada vatandaşın mağduriyetine sebebiyet veren hukuka aykırı idari işlem ve eylemlere sıklıkla rastlanmaktadır.

I am text block. Click edit button to change this text. Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit. Ut elit tellus, luctus nec ullamcorper mattis, pulvinar dapibus leo.

İdare Hukuku Kapsamında İdari Yargıda Görülen Davalar Nelerdir?

idare hukuku dava türleriİdare Hukukundan kaynaklanan ve idari yargıda görülen davalar üçe ayrılmaktadır. Bunlar;

  • İptal Davaları
  • Tam Yargı Davaları
  • İdari Sözleşmeden Kaynaklanan Davalar

olup idare hukuku alanında uzman avukatlar tarafından yürütülmeleri hak kayıplarının önüne geçmek adına önem arz etmektedir. İdare hukuku alanında çalışmalar yapan avukatlar genel itibariyle idare hukuku avukatı yada idari yargı avukatı olarak tanımlanmaktadır.

 

 

İdarenin Sorumluluk Halleri Nelerdir?

İdarenin sorumluluk halleri kusurlu ve kusursuz sorumluluk halleri olarak ikiye ayrılmaktadır. İdare gerçekleştirmesi gereken hizmeti geç, kötü veya hiç yerine getirmezse, idarenin kusur sorumluluğu doğar. Bununla birlikte bazı durumlarda, hiçbir kusuru olmasa da idare ortaya çıkan zararlardan sorumlu olur. Buna da idarenin kusursuz sorumluluğu denir.  Kamu görevlisinin görevini yerine getirirken uğradığı zarar ve bir hizmetin ifa edilmesi sırasında hizmetin doğası gereği üçüncü kişilere verilen zarar idarenin sorumluluk hallerine örnektir. Yaşanan her olayda idarenin sorumlu olup olmadığının ayrıca değerlendirilmesi gerekmektedir. İdare hukuku alanında tecrübeli ve nitelikli idare hukuku avukatları bu davalar için yoğun bir şekilde çalışmakta ve çözüm üretmektedir. Bu nedenle idare hukuku alanında hak kaybına uğranılmaması açısından uzman avukatlar ile çalışılması önem arz etmektedir.

İdari Davalarda Süreç Ne Zaman ve Nasıl Başlatılmalıdır?

Davalının idare olduğu tazminat davalarında (tam yargı davası) öncelikle meydana gelen zararın kaynağının tespit edilmesi gerekir. Zararın kaynağı idari eylem ise, durumun öğrenilmesinden itibaren bir yıl içerisinde öncelikle ön karar alınması için idareye başvurulmalı ve ardından dava açılmalıdır. Zararın kaynağı idari işlem veya idari sözleşme ise kural olarak 60 gün içerisinde dava açmak gerekir.

İptal davalarında ise kanunlarda daha kısa bir süre öngörülmediği sürece 60 gün içerisinde dava açılması gerekmektedir. Bununla birlikte bazı özel kanunlarda daha kısa sürelerin düzenlenmiş olması da mümkündür. Bu nedenle sürelerin kaçırılmaması ve hak kayıplarının önlenmesi adına idare hukuku alanında uzman avukatlardan yardım alınması önem arz etmektedir.

Ön Karar Başvurusu

İdari eylemlerden kaynaklanan zarar söz konusu olduğunda öncelikli olarak idareye başvurma zorunluluğu vardır. İdari işlem nedeniyle zarara uğrayanlar, doğrudan tam yargı davası açabilirler. Ancak zarar idari eylemden kaynaklanıyorsa öncelikle idareye başvurmak gerekir. Tecrübeli avukatlarımız, müvekkillerimizi temsilen idareye ön karar başvurusu gerçekleştirmektedir. Başvurunun ardından dava açılmasına karar verildiğinde ise idari yargıda tazminat (tam yargı) davası açılmaktadır. Dava sonuçlanıncaya kadar süreç titizlikle yürütülmekte ve davanın tüm aşamaları takip edilmektedir.

İdari Davalarda Yetkili Mahkemeler

Dava konusu olan idari işlemi veya idari sözleşmeyi yapan idari mercinin bulunduğu yerdeki idare mahkemesi genel yetkilidir. Genel yetki kuralı özel kanun ile yetkili idare mahkemesinin gösterilmemiş olması durumunda uygulanır. İdari sözleşmeden kaynaklanan davalarda, sözleşmeyi yapan idarenin bulunduğu yerdeki idare mahkemesi yetkilidir. İdari bir eylemden kaynaklanan davalarda, eylemin yapıldığı yerdeki idare mahkemesi yetkilidir. İdari hizmetin yürütülmesinden kaynaklanan davalarda, hizmetin görüldüğü yerdeki idare mahkemesi yetkilidir. İdari mahkemelere ilişkin yetki kamu düzeninden kaynaklanır ve mahkemece resen değerlendirir.

Bilgi Edinme Hakkı

Vatandaşlar, idarenin yaptığı işlemin gerekçesini bilgi edinme hakkı kapsamında talep etme ve öğrenme hakkına sahiptir. İdare, Bilgi Edinme Hakkı Kanunu kapsamında bu gerekçeyi bildirmek zorundadır. 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu gereğince idare, başvuru üzerine istenen bilgi yahut belgeyi on beş gün içinde sağlamak durumundadır. Talep edilen belge yahut bilgi ile ilgili idarenin başka bir birimden yardım, görüş alması, koordinasyon sağlamasının gerekli olduğu hallerde bu süre otuz gündür. İdare, kanunda öngörülen on beş günlük sürenin uzayacağı bilgisini başvuruyu yapan kişilere bu sürenin sona erdiği tarihte bildirmekle yükümlüdür.

İptal Davası Açılmasının Sonuçları Nelerdir?

Bir idari işlemin yetki, şekil, sebep, konu veya amaç yönünden hukuka aykırı olması o işlemin iptalini gerektirir. İdari işlemin hukuki sonucu, konu unsurunu ifade eder. İdari işlemin konusu meşru, olası ve istenen sonucu gerçekleştirme amacına yönelik olmalıdır. İdari işlemi yerine getirecek olan merci yahut kamu görevlisi, yetki unsurunu ifade eder. İdarenin yaptığı işlemin gerekçesi, sebep unsurunu ifade etmektedir. İdari işlem ya da eylemin usul ve biçim yönünden hukuka uygunluğu şekil unsurunu ifade etmektedir. İdari işlemlerin tamamı kamu yararını gerçekleştirme amacını güder. Bu anlamda amaç unsuru kamu yararının olup olmadığı şeklindedir. İptal davasına ilişkin yargılama, idari işlemin hukuka uygun olup olmadığının bu beş unsur yönünden denetlenmesidir. Mahkemenin iptal kararı vermesi ile idari işlem tüm hüküm ve sonuçları ile ortadan kalkar. Diğer bir deyişle o idari işlem sanki hiç yapılmamış gibi idari işlemin muhatabı olan kişiler önceki hak ve statülerine kavuşurlar.

İdare Hukukunda Süreler Nelerdir?

İdari dava açma süresi özel kanunlarda başkaca hüküm bulunmadığı durumlarda Danıştay ve idare mahkemelerde altmış gün, vergi mahkemelerinde ise otuz gündür. İdari işlem ile ilgili olarak dava açmadan önce ilgili makama başvuru halinde otuz gün içinde cevap verilmezse talep reddedilmiş sayılır ve süreler işlemeye başlar. İdari dava açma süresinin geçirilmesinden sonra idari makamlarca cevap verilmesi halinde dava açma süresi yeniden işlemeye başlayacaktır. İdari işlemden kaynaklanan bir menfaat yahut hak ihlali söz konusu olduğunda altmış günlük süre içinde doğrudan tam yargı davası yahut iptal ve tam yargı davası açılabilir. İdari davaya ilişkin süreler tebliğ, ilan yahut yayın tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlar. İdari dava, görevsiz mahkemede açılmış ise görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren otuz gün içinde görevli mahkemede dava açılabilir. Tam yargı davası söz konusu olduğundan yazılı bildirim yada başka suretle eylemin öğrenilmesi durumunda bir yıl içinde ve her halde beş yıl içinde ilgili idareye başvurularak zararın giderilmesi talep edilir. İdarenin süresi içinde talebi reddi ya da sessiz kalması halinde altmış gün içinde tam yargı davası açılır.

İdare Hukuku Avukatı

İdare hukuku alanında çalışmalar yapan avukatlar, genel itibariyle idare hukuku avukatı, İdari yargı avukatı yada idari dava avukatı olarak tanımlanmaktadır. İdari yargıda görülen davalarda avukat tutmak zorunlu değildir. Diğer hukuk dallarında olduğu gibi idari yargıda da taraflar kendilerini bizzat temsil etmek suretiyle savunma hakkına sahiptir. Ancak idare hukukuna ilişkin mevzuat ve özellikle de İdari Yargılama Usul Kanunu, diğer hukuk alanlarına nazaran daha ayrıntılı sayılabilecek kurallar içermekte olup, hak kaybına uğranılmaması açısından avukat ile çalışılması önem arz etmektedir.

K.H.B.

İletişim için…

Uyarı Notu
Bu internet sitesinde yer alan bilgiler avukat ve müvekkil ilişkisi oluşturmaya yönelik değildir ve böyle bir davet olarak dikkate alınmamalıdır. Hizmetlerimizin kapsamı ve çalışma şartları hakkında bilgi almayı istemeniz halinde, sitemizdeki iletişim kanallarından herhangi birini kullanarak bizlerle iletişime geçebilirsiniz.

Anadolu Sigorta Mesleki Sorumluluk Sigortası
Müvekkillerimizin hukuksal problemlerinin çözümü esnasında, çalışanlarımızdan kaynaklanabilecek aksaklıkların olumsuz yansımalarını önlemek ve müvekkil memnuniyetini sağlamak amacıyla, Kulaçoğlu Hukuk Bürosu olarak tüm hizmetlerimiz Anadolu Sigorta A.Ş. güvencesi ile sigortalanmıştır.