Cinsel Taciz ve Cinsel Tacize Karşı Başvurulabilecek Hukuki İmkânlar
Cinsel taciz ne yazık ki gündelik hayatta sık karşılan olaylar arasındadır. Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz edip fiziksel temas içermeyen her türlü hareket cinsel taciz sayılır ve cinsel taciz, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) düzenlenmiş cinsel dokunulmazlığa karşı suçlardandır. Cinsel taciz vakalarının failleri, tanımadığınız kişiler olabileceği gibi tanıdığınız kişiler de olabilir. Cinsel taciz; tekrarı olmayan ve bir kere ile sınırlı kalan tek bir eylem şeklinde gerçekleşebileceği, bir kişinin hedef seçilerek tekrarlı bir şekilde süreklilik haline gelmiş eylemler şeklinde de gerçekleşebilir. Cinsel taciz teşkil eden fiillerin birden fazla kez gerçekleşmesi veya tekrar gerçekleşme ihtimali bulunması halinde, yargılamadan önceki süreçte önleyici tedbir kararı talep edilerek cinsel taciz suçunu işleyenin, mağdura yaklaşması ve/veya mağdurla iletişim kurmasının yasaklanması sağlanabilmektedir.
Yazı İçeriği
1. Cinsel Taciz Suçunda Yasal Düzenleme
2. Suçun Tanımı
3. Cinsel Taciz Suçunda Şikâyet ve Kovuşturma
4. Cinsel Taciz Suçunda Koruma Talebi
5. Sonuç
1. Cinsel Taciz Suçunda Yasal Düzenleme
Cinsel taciz suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 105. maddesinde düzenlenmiştir. Yürürlükten kaldırılan 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda genel ahlakı ve aile nizamını ilgilendiren suçlar çerçevesinde düzenlenen bu suç, yürürlükteki Türk Ceza Kanunu’nda “Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar” başlığı altında düzenlemektedir.
Türk Ceza Kanunu madde 105’e göre:
“Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında, mağdurun şikâyeti üzerine, üç aydan iki yıla kadar hapis cezasına veya adli para cezasına, fiilin çocuğa karşı işlenmesi halinde altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.”
TCK’nın 105. maddesinin 1. fıkrasındaki daha ağır cezayı gerektiren düzenlemeye göre cinsel taciz suçunun çocuğa, 18 yaşından küçüklere, karşı işlenmesi halinde suçun cezası altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunmasıdır. TCK’nın 105. maddesinin 2. fıkrasındaki düzenlemeye göre ise suçun;
- Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin ya da aile içi ilişkinin sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
- Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından,
- Aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
- Posta veya elektronik haberleşme araçlarının sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
- Teşhir suretiyle
işlenmesi halinde verilecek ceza, yarı oranında artırılarak hükmolunur. Cinsel taciz sebebiyle mağdur işini bırakmak, okulundan veya ailesinden ayrılmak zorunda kalmış ise verilecek ceza en az 1 yıl olarak belirlenecektir.
2. Suçun Tanımı
Cinsel taciz, 105. maddenin gerekçesinde “cinsel yönden, ahlâk temizliğine aykırı olarak mağdurun rahatsız edilmesinden ibarettir” şeklinde tanımlanmaktadır. Madde gerekçesinde vurgulandığı üzere cinsel taciz suçundan bahsedilebilmesi için, kişinin vücut dokunulmazlığının ihlâli niteliği taşımayan cinsel davranışlardan ibaret fiillerin varlığı aranır. Bir diğer deyişle cinsel amaçlı olarak mağdura fiziksel temasta bulunmak cinsel taciz suçunu değil, cinsel dokunulmazlığa karşı daha ağır bir suç olan cinsel saldırı suçunu oluşturur. Cinsel taciz suçunda suç unsuru taşıyan fiilleri gerçekleştiren kişinin hareketleri doğrudan bir cinsel tatmin amacı veya fiziksel temas taşımamaktadır. Gerçekleştirilen hareketin cinsel amaçla meydana gelip gelmediği veya hangi fiillerin cinsel taciz suçunu oluşturacağı tespit edilirken sosyal hayatın zorunlu gerekleri, sarf edilen söz veya fiilin niteliği, taraflar arasındaki ilişki gibi şartlar bir bütün olarak göz önünde tutularak bir sonuca varılmalıdır.
Somut örneklerle açıklamak gerekirse gerçek veya sanal dünyada; laf atmak, cinsel organını göstermek, cinsel amaçlı mesaj göndermek, cinsel organının fotoğrafını yollamak, cinsel ilişki teklif etmek gibi fiiller marifetiyle kişinin rahatsız edilmesi cinsel taciz suçunu oluşturmaktadır. Cinsel taciz suçundan bahsedebilmek için suç teşkil eden fiillerin mağdura yöneltilmiş olması ve ulaşması gereklidir. Cinsel taciz içeren hareketlerin süreklilik göstermesi gerekli olmayıp bir kez meydana gelmiş olması yeterlidir. Burada önemli olan, failin taciz fiilini cinsel amaçla yapması taciz teşkil eden fiile maruz kalan kişinin bu duruma rıza göstermemiş olmasıdır. Belirtmek gerekir ki mağdurun çocuk olması veya kendisine yapılan davranışların anlam ve sonuçlarını algılayamayacak durumda olması halinde geçerli bir rızanın varlığından söz edilemeyecektir.
3. Cinsel Taciz Suçunda Şikâyet ve Kovuşturma
Cinsel aciz suçunun soruşturulması ve kovuşturulması mağdurun şikâyetine tabidir. Dolayısıyla mağdur, failden şikâyetçi olmadığı takdirde fail hakkında bu suçtan dolayı herhangi bir işlem yapılamayacaktır. Fail hakkında şikâyette bulunulmuş ve soruşturma başlatılmış veya kovuşturma aşamasına geçilmiş olsa dahi yargılamanın herhangi bir aşamasında mağdurun şikâyetinden vazgeçmesi halinde, fail hakkında açılmış bulunan davanın düşmesine karar verilecektir.
Şikâyete bağlı suçlarda, suçun işlendiği veya failin öğrenildiği tarihten itibaren 6 ay içerisinde şikâyete konu edilmesi gerekir ve bu 6 aylık süre geçtikten sonra şikâyette bulunulsa dahi artık suç teşkil eden fiilleri gerçekleştiren kişi hakkında soruşturma başlatılamaz. Bu sebeple şikâyete bağlı suçlarda 6 aylık şikâyet süresine riayet edilmesi önem taşımaktadır. Şikâyet hakkının kullanılması ile ilgili bir diğer önemli husus da şikâyetin bizzat mağdur veya vekili tarafından yapılması gerekliliğidir. Şikâyet kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak olduğundan üçüncü bir kişinin başvurusu failin cezalandırılmasına yetmeyecektir. Ancak mağdur küçük ise onun yerine kanuni temsilcisi de şikâyet hakkını kullanabilir.
Yargıtay kararlarından örnek vermek gerekirse;
- Telefon numarası vermeye çalışarak birlikte yemek yemeyi teklif etmek
- Yolda yürürken ıslık çalmak, eliyle gel işareti yapmak ve takip etmek
- Cinsel organ göstermek
- Cinsel ilişkiye girmek istediğini telefonla, mesajla veya doğrudan söylemek
- “Seni öpebilir miyim?” demek
- “Haydi, birlikte kaçalım” demek
- Arkadaş olmak istediğini söylemek
- “Hepsi senin mi?” şeklinde laf atmak
- “Genç ve güzelmişsin, önün arkan şişmiş” şeklinde laf atmak
- Telefonla arayarak karşı tarafın sesini dinlemek ve ayrıca öpücük atmak
- “Merhaba, tanışabilir miyiz?” şeklinde mesaj atmak
şeklindeki davranışlar cinsel taciz suçunu oluşturabilmektedir ve bu örnekleri çoğaltmak mümkündür.
4. Cinsel Taciz Suçunda Koruma Talebi
Cinsel taciz teşkil eden fiillerin birden fazla kez gerçekleşmesi veya tekrar gerçekleşme ihtimali bulunması, aşırı rahatsız edici bir hale gelmesi hatta zaman zaman hakaret içeren ifadelerin de cinsel tacize eklenmesi durumunda ise fail hakkında şikâyette bulunmanın yanı sıra veya şikâyette bulunmaksızın önleyici tedbir alınmasını talep etme imkânı bulunmaktadır.
Önleyici tedbir müessesesi, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında düzenlenmiştir. 6284 sayılı Kanun’un 1. maddesinde “…tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması” amacının da Kanun’un amaçları arasında yer aldığı açıkça ifade edilmektedir. Mağdurun evli veya bekâr olması gibi kişisel özelliklerinin önleyici tedbir kararı alınabilmesi açısından bir farkı yoktur. Mağdur olan herkes bu hakkını kullanabilecektir.
Konuyla ilgili detaylı bilgi almak için “Kadına Karşı Şiddeti Önleyici Tedbirler” başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
6284 sayılı Kanun’un 5. maddesine göre hâkim, “korunan kişilere, bu kişilerin bulundukları konuta, okula ve işyerlerine yaklaşmaması”, “korunan kişiyi iletişim araçlarıyla veya sair surette rahatsız etmemesi” gibi tedbirlere başvurabileceği gibi, bu tedbirler maddede sayılanlarla sınırlı olmayıp durumun gerekliliklerine göre bu tedbirlere benzer başka tedbirlerin alınmasına da karar verebilir. Bu husus hâkimin takdir yetkisi kapsamındadır.
Hakkında önleyici tedbir kararı alınan kişilerin alınan bu karara uymaması halinde ise bu kişiler için zorlayıcı hapis söz konusu olacaktır; bu kişilerin eylemlerine devam ettiğinin tespit edilip kolluk kuvvetlerine bildirilmesiyle, kolluk kuvvetleri duruma müdahale ederek bu eylemlerin devam etmesini önleyecektir.
Mağdur söz konusu önleyici tedbir kararının alınması için yetkili merciilere kendisi başvurabileceği gibi koruma kararı; kolluk görevlileri, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı görevlileri ve Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından da talep edilebilir. Önleyici tedbir kararı verme hususunda görevli mahkeme aile mahkemesidir ve dolayısıyla ilgili talepler de aile mahkemesi hâkimine yapılacaktır. Cinsel taciz suçunu işleyen kişi hakkında Savcılığa şikâyette bulunulması halinde, önleyici tedbir kararı verilmesi hususunda Cumhuriyet Savcılığından da talepte bulunulması mümkündür.
Önleyici tedbir kararları ile ilgili dikkat edilmesi gereken bir husus şudur ki; önleyici tedbir kararları en fazla altı ay için verilebilmektedir. Önleyici tedbir kararının süresi dolar dolmaz tedbirin devamı talep edilebilir, aksi halde tedbir kararı ortadan kalkacaktır.
5. Sonuç
Kısaca bahsetmeye çalıştığımız üzere, cinsel taciz Türk Ceza Kanunu ile düzenlenen bir suç olup hiç kimse cinsel taciz fiillerine katlanmak zorunda değildir. Süresi içinde şikâyette bulunulmasıyla cinsel taciz suçu işleyenlerin cezalandırılması sağlanabilir, bu tür davranışlara daha fazla maruz kalınması önlenebilir.
Ayrıca internet yoluyla cinsel taciz suçu ile ilgili detaylı bilgi almak için “İnternet Yoluyla Cinsel Taciz Suçu” başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.