
Değerli müvekkillerimiz,
Dünya genelinde yaşanan Koronovirüs (Covid-19) salgını riski nedeniyle, hukuki soru ve sorunlarınız için mobil ve online iletişim kanallarımızı kullanmanızı öneririz.
Ülkemiz nüfusun önemli bir kısmının yoksulluk sınırı civarında yaşadığı göz önüne alındığında “ekonomik şiddetin” bir boşanma nedeni olarak kabulü son derece önem arz etmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 21.07.2008 tarihli bir kararı ile “ekonomik şiddete dayalı boşanma davasında örnek bir karar vermiştir. Bu karar ile birlikte “ekonomik şiddet” Türk hukuk sisteminde yer almaya başlamıştır. Ekonomik şiddete bağlı boşanma Türk Medeni Kanunu’nda açıkça düzenlenmiş bir konu değildir.
Yargıtay Kararında, ekonomik şiddet “zorunlu ihtiyaçların, koşullar elverdiği halde, karşılanmaması” biçiminde tarif edilmiştir. Bununla birlikte, öğretide “Bireylerin varlıklarına el koymak, bunları yönetmelerine engel olunmak, şeklinde ortaya çıkan davranışlar” da ekonomik şiddet olarak kabul edilmektedir. Yargıtay bir takım kararlarında “kişinin parasının ya da mallarının zorla elinden alınması, zorla istemediği bir işte çalıştırılması, istediği halde çalıştırılmaması ve harcamalarının sürekli denetim ve baskı altında tutulması” da ekonomik şiddet olarak kabul etmiştir. Bu makalemizde Yargıtay Kararları ışığında ekonomik şiddetin hangi şekilleri ile karşılaşabileceğimizi açıklayacağız.
Ekonomik şiddet tanımı son derece önem arz etmektedir. ‘Ekonomik şiddet’ denildiğinde zorunlu ihtiyaçların engellenmesi, zorunlu ihtiyaçların koşullar elverdiği halde karşılanmaması kabul edilmelidir. Buradaki “koşullarda elverdiği halde“ tanımı son derece önemli olup her olayda farklı olarak değerlendirilmeli ve yorumlanmalıdır. Örneğin çok düşük bir maaşı olan ya da hiçbir geliri olmayan birinin durumunu ile son derece iyi bir maaşı veya geliri olan birinin değerlendirilmesi, farklı olmalıdır.
Yazı İçeriği
1. Birlik Görevlerini Yerine Getirmemek
2. Bağımsız Konut Sağlamamak
3. Eve Bakılmaması
4. Aşırı Tutumlu, Tasarruflu Olunması
5. Borçlandırıcı Davranışlarda Bulunulması
6. Eşin Çalışmaması
7. Zorla Çalıştırmak Ya da Çalıştırmamak
8. İşten Çıkarılmasını Sağlamak
Ekonomik şiddet kanunda sayılı özel bir boşanma nedeni olmamakla birlikte MK m. 185 f. III hükmünde yer alan “ Eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadır ” şeklindeki sadakat yükümü içerisinde değerlendirilmelidir. Zira eşlerin sadakat yükümlülüğü ekonomik sadakati de içermelidir. Bu yüzden ekonomik şiddet içeren davranışlar eşlerin sadakat yükümüne aykırı davranış olmakla aynı zamanda bir boşanma sebebi oluşturur.
Türk Medeni Kanunu’nda Evliliğin Genel Hükümleri – Haklar ve Yükümlülükler başlıklı 185. maddesi gereğince;
“Eşler, bu birliğin mutluluğunu elbirliğiyle sağlamak ve çocukların bakımına, eğitim ve gözetimine beraberce özen göstermekle yükümlüdürler. Eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar.”
evlilik birliğinin devamlılığı açısından yadsınamaz yükümlülüklerinden biridir. Eşlerin birlik görevlerine aykırı davranışları ise güçleri oranında evlilik birliğinin giderlerine katılmamaları “ekonomik şiddet” olarak değerlendirilir.
Yargıtay bir kararında “davalının hiçbir işte çalışmadığı birlik görevlerini yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir” demek suretiyle bu hususu boşanma gerekçesi yapmıştır.
Konutun seçimi, birliğin yönetimi ve giderlere katılma başlıklı TMK. m. 186 maddesine göre eşler oturacakları konutu birlikte seçerler. Birliği eşler beraberce yönetirler. Eşler birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlığı ile katılırlar. Bu yükümlülüklere aykırı davranışlarda ekonomik şiddete yönelik davranış olarak kabul edilir.
Yargıtay bir Kararında “kocanın müşterek konut teminine yanaşmadığı, birlik görevlerini yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir” şeklinde hüküm vermiştir.
Eşlerin müşterek evlerine bakmaması, evi ile ilgilenmemesi, evin ihtiyaçlarını karşılamaması ekonomik şiddete yönelik bir davranış olarak kabul edilmektedir.
Yargıtay “davalının evine bakmadığı eşi ile ilgilenmediği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir” demek suretiyle tarafların boşanmasına karar vermiştir.
Yargıtay bir takım kararlarında eşe karşı aşırı ve rahatsızlık verici derecede tasarruflu yaşamayı boşanma gerekçesi yapmıştır. Yargıtay Genel Kurul kararı ile hukuk sistemimize giren Ekonomik şiddete dair 2008 tarihli kararda da “Elektrik sarfiyatı oluyor diye eşini karanlıkta oturtan” davalının eşine karşı ekonomik şiddet uyguladığına karar verilmiştir.
Başkaca örnek vermek gerekirse, Meyvenin kabuklarını kalın soyup israf ediyorsun diye eşin suçlanması, banyo ve tuvalette aşırı su kullanılması sebebi ile sınırlama getirilmesi, atılan çöplerin sürekli kontrol edilmesi, yapılan her harcamanın günlük olarak not edilmesi sayılabilir.
Eşlerin aşırı derecede borçlandırıcı davranışlarda bulunması da ekonomik şiddete yönelik bir davranış olarak kabul edilebilir.
Yargıtay birçok kararında “davalının birlik görevlerini yerine getirmediği aşırı borçlandığı, borçlarını ödemediği, alacaklıların davacıyı rahatsız ettiği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte geçimsizlik mevcut ve sabittir” şeklindeki beyanları ile borçlandırıcı davranışları boşanma sebebi olarak göstermiştir.
Yargıtay, çevresine borçlanıp borçlarını ödemeyen ve eve haciz gelmesine sebep olan yine kumar oynayarak parasını ve evdeki eşyalarını vererek, eşini alacaklılarla karşı karşıya bırakan eşin davranışlarını ekonomik şiddete yönelik boşanma sebebi olarak kabul etmektedir.
Eşin çalışmaması, keyfi, sürekli iş değiştirmesi, kısa sürede bir çok iş değiştirmesi ve bu sebeple ailesine bakmaması durumlarında da ekonomik şiddetin varlığı kabul edilmelidir.
Zira Yargıtay “Davalının çalışmadığı, sorumsuz olduğu anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir.” şeklindeki kararı ile bu durumu kabul etmiştir.
Eşin zorla istemediği bir işte çalıştırılması yada çalışmak isteyen bir eşin çalıştırılmaması da ekonomik şiddete yönelik bir davranıştır. Mesleği olan kadının çalışmak ve mesleğini icra etmek istemesine rağmen çalıştırılmaması veya başka bir iş yapmaya zorlanması evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olur.
Yargıtay 2.Hukuk Dairesi davacının davalıyı “zorla atölyede çalıştırmak istemesini” boşanma sebeplerinden biri olarak değerlendirmiştir.
Çalışan eşin işten ayrılmasına, işten çıkarılmasına sebep olmak da ekonomik şiddete yönelik davranış olarak kabul edilmektedir.
Yargıtay “ davalı kocanın eşini dövdüğü, cep telefonu ile eşini işyerinde taciz ettiği ve onun işten çıkarılmasını sağladığı” şeklindeki kararı ile işten çıkarılmasını sağlamaya yönelik davalı eşin davranışını boşanma sebebi olarak kabul etmiştir.
Görüldüğü üzere Şiddetli Geçimsizlik Nedeniyle Boşanma Davasında (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Sebebiyle boşanma davası) ekonomik şiddete yönelik davranışları sınırlamak mümkün değildir. Bu davranışlar her olayda farklılık ve çeşitlilik gösterebilir. Bu yüzden ekonomik şiddete yönelik olacak diğer her türlü davranış da boşanmaya sebep davranışlar olarak kabul edilmelidir.
Değerli müvekkillerimiz,
Dünya genelinde yaşanan Koronovirüs (Covid-19) salgını riski nedeniyle, hukuki soru ve sorunlarınız için mobil ve online iletişim kanallarımızı kullanmanızı öneririz.
KİŞİSEL VERİLERİN İŞLENMESİ HAKKINDA
“AYDINLATMA METNİ”
İnternet sitemizi kullanmanız dolayısıyla, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) başta olmak üzere yürürlükteki mevzuat kapsamında birtakım verilerinizin toplanması, saklanması, işlenmesi, aktarılması ve KVKK kapsamına dahil başkaca işlemlerin detayı ve amacı hakkında, veri sorumlusu olarak sizleri bilgilendirmek isteriz.
Genel Bilgiler
İlgili mevzuata göre, “kişisel veri” kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgidir. “Özel nitelikli kişisel veri” ise kişilerin ırkı, etnik kökeni, siyasi düşüncesi, felsefi inancı, dini, mezhebi veya diğer inançları, kılık ve kıyafeti, dernek, vakıf ya da sendika üyeliği, sağlığı, cinsel hayatı, ceza mahkûmiyeti ve güvenlik tedbirleriyle ilgili verileri ile biyometrik ve genetik verileridir. İşbu Aydınlatma Metninde, özel ve/veya genel nitelikli olma ayrımı yapılmaksızın, her neviden veri için “Kişisel Veri” ifadesi kullanılacak olup durumun gereğine göre özel nitelikli kişisel verilerin de bu ifade kapsamına dahil edilebileceğini belirtmek isteriz. Keza, internet sitemizi kullanırken size daha efektif hizmet sağlayabilmek adına çerezler, web işaretçileri ve benzeri uygulamaları da kullanabilmekteyiz. Çerez kullanımının durdurulmasını tarayıcı ayarlarınızı değiştirerek her zaman sağlayabilirsiniz. Çerez kullanımının durdurulması, internet sitemizdeki bazı fonksiyonların kullanımını sınırlandırabilecektir.
Kişisel veriler toplandıktan sonra silme, yok etme ya da anonim hale getirme işlemlerine kadar olan süreçte gerçekleştirilen elde etme, kaydetme, depolama, muhafaza etme, değiştirme, yeniden düzenleme, açıklama, aktarılma, sınıflandırılma ya da kullanılmasını engelleme ve sair kapsamda veriler üzerinden gerçekleştirilen her türlü işlem ise KVKK kapsamında “kişisel verilerin işlenmesi“ olarak değerlendirilmektedir.
Kişisel veri veya özel nitelikli kişisel veri tanımına uygun bilgilerinizi Kulaçoğlu Hukuk Bürosu (Veri Sorumlusu) olarak bizimle paylaşmanız durumunda, onay kutucuğunu işaretleyerek bu verilerinizin işlenmesi için açık rıza verdiğinizi belirtmek isteriz.
Kişisel Verilerin Toplanması ve Hukuki Sebepleri
İnternet sitemizi kullanırken birtakım kişisel verilerinizi, Veri Sorumlusu sıfatımız ile bizimle paylaşmanızı talep edebilmekteyiz. İşbu kişisel verileriniz fiziksel olarak sözlü veya yazılı şekilde toplanabileceği gibi, elektronik ortamda da toplanabilir. Keza, kişisel verileriniz, Veri Sorumlusu sıfatıyla doğrudan tarafımızca toplanabileceği gibi, Veri Sorumlusu adına veri işleyen gerçek veya tüzel kişiler tarafından veya ifa ettiğimiz iş ve hizmetin bir gereği olarak destek aldığımız ulusal/uluslararası kişi ve kuruluşlar ile diğer 3.kişiler tarafından, sayılanlarla sınırlı olmamak üzere, internet sitemiz, blog mesajları, iletişim formları, iş/staj ve sair başvuru formları, bilgi formları, video konferans ve/veya online hukuki danışmanlık hizmeti esnasında kaydedilebilen ses ve/veya video kayıtları, telefon görüşmesi ve/veya telekonferans esnasında kaydedilebilen ses kayıtları, kısa mesajlar, WhatsApp, sosyal medya vs kanallarıyla gerçekleştirilenler başta olmak üzere her türlü iletişim kanalları aracılığı ile toplanabilmektedir. Bu verileriniz elektronik ya da internet tabanlı araçlar ve sair vasıtalar kullanılarak otomatik yöntemlerle elde edilebildiği gibi, tarafımıza sunduğunuz formlar, sözleşmeler, bildirimler, adli veya idari merci kararları gibi yöntemlerle de elde edilebilmektedir.
Kişisel Verilerin İşlenme Amacı ve Aktarımı
Kişisel verileriniz, yürürlükteki ilgili mevzuat uyarınca, hukuka, iyi niyet ve dürüstlük kurallarına uygun, doğru ve güncel olarak, belirli, açık ve meşru amaçlarla ve bu amaçlarla bağlantılı, sınırlı ve ölçülü olarak işlenmekte olup ilgili mevzuatta öngörülen ve işlendikleri amaç için gerekli olan süre kadar muhafaza edilmektedir.
KVKK uyarınca, Veri Sorumlusu olarak bizimle paylaşmış olduğunuz kişisel verileriniz, yerine getirmekte olduğumuz her türlü hizmet ve faaliyet amaçlarımız ile gerektiğinde işe/staja alım süreçleriyle bağlantılı ve ölçülü olarak söz konusu hizmetlerden faydalanmanız, hak ve menfaatlerinizin korunması ve sair amaçlar ile KVKK ve yasal düzenlemelere uygun olarak işlenebilecek, hizmetlerimiz kapsamında ve ilgili mevzuata uygun olarak UYAP sistemi başta olmak üzere, adli, idari vb. kurumlara ve/veya yetkili kıldıkları kişi ya da merciler ile somut olayın şartlarına göre yurtdışında olup olmamasından bağımsız olarak ilgili üçüncü kişi ve kurumlara aktarılabilecek ve ilgili mevzuatta belirlenen süreler boyunca saklanıp gerekli işlemlere tabi tutulabilecektir.
Ağ Sunucusu Veri Günlüğü
İnternet sitemize giriş yapmanızın kaçınılmaz bir sonucu olarak, veri günlüğü olarak tanımlanan ve aşağıda listelenmiş olan verileriniz, ağ tarayıcınız tarafından internet sunucumuza otomatik olarak aktarılmakta ve onayınız aranmaksızın veri günlüğü kayıtlarına kaydedilmektedir:
Veri günlüğü internet sitemizin sizin için daha kullanışlı hale getirilebilmesi amacıyla istatistiki bilgi sağlamak için kullanılmakta olup, takiben derhal silinir.
Kişisel Verilerin Güvenliğinin Sağlanması İçin Alınan Tedbirler
6698 Sayılı Kişisel Verileri Koruma Kanun’un ilgili maddesine uygun olarak, kişisel veri güvenliğinizin sağlanması için hukuka aykırı olarak işlenmelerini ve erişilmelerini önlemek ve muhafazalarının sağlamak amacıyla gerekli teknik ve idari tedbirler Veri Sorumlusu olarak tarafımızca alınmaktadır.
Veri Sahibinin Hakları
Kişisel veri sahipleri KVKK uyarınca aşağıda yer alan haklara sahiptir:
Yukarıda belirtilen hakların kullanımıyla veya genel olarak Aydınlatma Metnimizle alakalı daha detaylı bilgi talepleriniz için “İletişim” sayfamızdan ulaşılabileceğiniz “İletişim Formu” aracılığıyla veya ıslak imzalı olarak “Esentepe Mah. Eser İş Merkezi B Blok Kat:8 No:63 Şişli/İstanbul/Türkiye” adresine ulaştırmanız ya da info@kulacoglu.av.tr e-posta adresine konu kısmında “Kişisel Veri Bilgi Talebi” ifadesi ile iletebilirsiniz.
Kişisel veri sahipleri olarak, haklarınıza ilişkin taleplerinizi Kulaçoğlu Hukuk Bürosu’na yukarıdaki şekillerde iletmeniz durumunda talebiniz, niteliğine göre en kısa sürede sonuçlandıracaktır. İlgili işlemin ayrıca bir maliyet gerektirmesi durumunda, Kişisel Verileri Koruma Kurulu’nca belirlenen tarifedeki ücret, Kulaçoğlu Hukuk Bürosu olarak tarafınızdan tahsil edilecektir.