
Değerli müvekkillerimiz,
Dünya genelinde yaşanan Koronovirüs (Covid-19) salgını riski nedeniyle, hukuki soru ve sorunlarınız için mobil ve online iletişim kanallarımızı kullanmanızı öneririz.
İdari yargıda idari işlemler, düzenleyici işlem ve birel işlem olmak üzere temelde iki başlık altında ele alınmaktadır. Bu makale konumuzu yakından ilgilendiren düzenleyici işlemler, idarenin yaptığı ve herkes için geçerli olan genel ve soyut nitelikteki idari işlemlerdir. Tüzükler, yönetmelikler, genelgeler gibi örneklendirilebilecek düzenleyici işlemlere karşı, düzenleyici işlemin muhatabı olan herkesin yargı yoluna başvurması mümkündür. Bu noktada dava açma süresinin hesaplanabilmesi için bu sürenin başlangıç ve bitiş anının doğru şekilde tespit edilmesi oldukça büyük önem arz etmektedir. Yazımızın devamında izah edeceğimiz üzere, kimi durumlarda, idari yargıda dava açma süresinin yeniden canlanması, yani hali hazırda sona ermiş olan zamanaşımı süresinin sıfırlanması mümkün olabilmektedir.
Yazı İçeriği
1. İdari İşlemlere Karşı Dava Açma Süresine İlişkin Kanuni Düzenlemeler
2. İdari İşlemlerde Hukuka Uygunluk Karinesi
3. Dava Açma Süresinin Canlanması
4. “Uygulama İşlemi” ya da “Uygulanan İşlem” Kavramı
5. Uygulama İşlemine Karşı Dava Açma Süreci
Düzenleyici işlemlerin özelliği muhatabın ismen belirtilmemesi, yalnızca belli bir grup veya birtakım özellikleri taşıyan zümre olarak tasnif edilmesidir. Dolayısıyla düzenleyici işlemin kapsadığı grubun içindeki ya da söz konusu özellikleri taşıyan kişiler bu işlemlerin muhatapları olacaktır. Bir düzenleyici işlemin muhatabı olan herkes, bu düzenleyici işleme karşı süresi içinde yargı yoluna başvurabilecek olup kimi durumlarda, dava açma süresi sıfırdan hesaplanmak üzere canlanabilmektedir.
Bir idari işleme karşı dava açma süresi 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun (İYUK) 7. maddesinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre, özel kanunlarda aksi öngörülmemişse, dava açma süresi, Danıştay ve idare mahkemelerinde altmış gün, vergi mahkemelerinde otuz gün olarak belirlenmiştir. Bir düzenleyici işleme karşı açılacak iptal davasının idari bir dava olmasından ötürü, dava açma süresinin altmış gün olduğunu söylemek mümkündür.
Bu altmış günlük sürenin işlemeye başladığı tarih, 7. maddenin son fıkrasında, “İlanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresi, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlar” olarak öngörülmüştür. O halde ilanı gereken bir düzenleyici işleme karşı dava açmak için, işlemin ilan tarihini izleyen günden başlayarak altmış günlük süre kısıtlaması olduğu mevzuatta açıkça düzenlenmiştir.
İdari işlemler, hukuka uygunluk karinesinden yararlanmaktadır. Bunun anlamı ise, idari işlemin hukuka aykırı olduğu bir mahkeme kararı ile sabit oluncaya dek, o idari işlemin hukuka uygun olduğunun kabul edilmesidir. Sürenin kaçırılması veya başka bir sebeple, idari işleme karşı davanın açılmaması halinde, söz konusu idari işlemin hukuka uygunluk karinesinden yararlanmaya devam etmesi gündeme gelebilecektir. Bu ise, hali hazırda hukuka aykırı olan veya daha sonraki bir zaman diliminde hukuka aykırı hale gelen idari işlemin, yıllar boyu yürürlükte kalması sonucunu doğurabilecektir.
Kanun koyucu bu duruma engel olmak ve hukuk devleti ilkesinin gereklerini yerine getirmek adına; uygulamada “dava açma süresinin canlanması” ifadesiyle adlandırılan bir düzenleme getirmiştir. Buna göre, ilan edilen bir düzenleyici işlemin uygulanması üzerine ilgililer, söz konusu düzenleyici işleme veya uygulanan işleme ya da her ikisine birden dava açabilirler.
Maddede bahsi geçen düzenleyici işlemin uygulanması ifadesinin anlamı, bir uygulama işlemi yapılmasıdır. Böyle bir işlem yapıldığı takdirde, uygulamadaki işlemin hukuki dayanağı olan düzenleyici işleme karşı da dava açma süresinin yeniden başlayacağı mevzuatta açıkça düzenlenmiştir. Böylece hukuka aykırı olduğu iddia edilen bir düzenleyici işlemin de denetlenebilirliği sağlanmıştır. Zira, düzenleyici işlemin hukuka aykırılık doğurup doğurmayacağı çoğunlukla ilan anında fark edilememekte, uygulamada yol açtığı sorunlarla hukuka aykırılıkları ortaya çıkabilmektedir. Dolayısıyla, düzenleyici işleme karşı dava açma süresi ilan tarihinden itibaren 60 gün ile sınırlı olsaydı, uygulamada çok büyük haksızlıkların süreklilik kazanmasına sebep olunabilirdi. Hukuken kabul edilemeyecek bu ihtimalin önüne geçebilmek adına, her birel işlemle beraber, o işleme dayanak olan düzenleyici işlem için de dava süresinin yeniden canlanacağı yasalaştırılmıştır.
Ayrıca İYUK’un 7. maddesinde, düzenleyici işlemin iptal edilmemiş olmasının bu düzenleyici işleme dayalı işlemin iptaline engel olmayacağı da ifade edilmiştir. İdari işlem niteliğindeki düzenleyici işlemlerin iptaline ilişkin başvurulabilecek hukuki yollar, “İdari İşlemlere İtiraz ve İptal Davası” yazımızda detaylıca incelenmiştir.
Yukarıda ifade ettiğimiz üzere, düzenleyici işlemin uygulanması üzerine ilgililerin dava açma süresinin deyim yerindeyse canlandığı İYUK madde 7’de öngörülmüştür.
Mevzuatta “uygulanan işlem” tabiriyle ifade edilen uygulama işlemi, bir idari işlem olmak zorunda değildir. Yüksek Mahkeme kararlarında da uygulama işlemi kavramı geniş yorumlanmaktadır. Buna göre kişilerin ve nesnelerin hukuki durumlarında değişiklik yapan işlemler, uygulama işlemi olarak kabul edilmektedir. Bu kapsamda uygulama işlemi, birel işlem veya düzenleyici işlem şeklinde bir idari işlem olabileceği gibi adli yargı kararı da olabilir. Önemli olan uygulama işleminin, kesin ve yürütülebilir nitelikte olmasıdır. Kesin ve yürütülebilir işlemden kasıt ise herhangi bir üst makam onayına ihtiyaç duymadan işlemin tek başına hüküm ve sonuçlarını doğurabilmesidir.
Bunun yanı sıra, iptal talebiyle dava konusu edilebilecek düzenleyici işlemin de kesin ve yürütülebilir nitelikte olması ve aynı zamanda halen yürürlükte olması gerekmektedir. Aksi halde yürürlükte olmayan bir işleme karşı dava açılmasında herhangi bir hukuki yarar olmadığından dava reddedilir.
Yüksek Mahkemece, düzenleyici işlemin uygulanması sonucu ortaya çıkan uygulama işleminin geri alınması veya kaldırılması hallerinde, artık düzenleyici işlemin iptalinin istenemeyeceği yönünde kararlar verilebilmektedir. Fakat bu halde düzenleyici işlemin denetlenmesinin yolunun da kapatıldığı çok açık olup kanaatimizce bu durum, hak ihlallerine sebep olabilmektedir.
İYUK’un 7. maddesi uyarınca; bir düzenleyici işleme istinaden uygulama işlemi yapıldığında, bu uygulama işleminin bildirilmesinden itibaren ilgilinin üç adet seçimlik hakkı bulunmaktadır:
Uygulama işlemine karşı açılacak davalarda, hukuka aykırı olduğu iddiasıyla dava konusu edilen işlemin, yargılama sürecinde varlığını sürdürmesi de, işlemin ilgililerinin mağduriyetinin artmasına neden olabilmektedir. “Yürütmenin Durdurulması Kararı Nedir?” yazımızda izah edildiği üzere, bahse konu uygulama işlemlerine karşı açılan davaların “yürütmenin durdurulması istemli” olarak ikame edilmesi bazı durumlarda hayati öneme sahiptir. Keza, “İdareye Karşı Açılacak Tazminat (Tam Yargı) Davası” yazımızda anlatıldığı üzere, uygulama işlemine karşı açılan davanın mahkemece kabul edilmesi halinde, uğranılan zararın tazmini talep edilebilir.
Diğer taraftan hem uygulama işlemine hem de düzenleyici işleme karşı birlikte dava açıldığında görevli mahkeme, hiyerarşik olarak üst sırada yer alan işleme göre tespit edilecektir. Ayrıca, hem uygulama işlemine hem de düzenleyici işleme karşı birlikte dava açılması halinde, tek bir dilekçeyle aynı mahkemede dava açılması mecburi değildir. Kanun böyle bir zorunluluk getirmemiştir. Fakat gerek usul ekonomisi ilkesinin sağlanması gerekse farklı mahkemelerden farklı kararlar çıkabilme ihtimaline karşı, uygulamada genellikle her iki işleme karşı aynı mahkemede dava açılmaktadır.
Uygulama işlemiyle birlikte düzenleyici işleme karşı dava açılırken sürenin canlanabilmesi, yani tekrar işlemeye başlayabilmesi için uygulama işlemine karşı süresi içinde dava açılmış olması şarttır. Yani uygulama işleminin türüne göre altmış gün içinde İdare Mahkemeleri nezdinde dava açılmış olması gerekir. Aksi takdirde düzenleyici işlemin iptali davasının da süre aşımı nedeniyle reddedilmesi gündeme gelecektir.
Değerli müvekkillerimiz,
Dünya genelinde yaşanan Koronovirüs (Covid-19) salgını riski nedeniyle, hukuki soru ve sorunlarınız için mobil ve online iletişim kanallarımızı kullanmanızı öneririz.
KİŞİSEL VERİLERİN İŞLENMESİ HAKKINDA
“AYDINLATMA METNİ”
İnternet sitemizi kullanmanız dolayısıyla, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) başta olmak üzere yürürlükteki mevzuat kapsamında birtakım verilerinizin toplanması, saklanması, işlenmesi, aktarılması ve KVKK kapsamına dahil başkaca işlemlerin detayı ve amacı hakkında, veri sorumlusu olarak sizleri bilgilendirmek isteriz.
Genel Bilgiler
İlgili mevzuata göre, “kişisel veri” kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgidir. “Özel nitelikli kişisel veri” ise kişilerin ırkı, etnik kökeni, siyasi düşüncesi, felsefi inancı, dini, mezhebi veya diğer inançları, kılık ve kıyafeti, dernek, vakıf ya da sendika üyeliği, sağlığı, cinsel hayatı, ceza mahkûmiyeti ve güvenlik tedbirleriyle ilgili verileri ile biyometrik ve genetik verileridir. İşbu Aydınlatma Metninde, özel ve/veya genel nitelikli olma ayrımı yapılmaksızın, her neviden veri için “Kişisel Veri” ifadesi kullanılacak olup durumun gereğine göre özel nitelikli kişisel verilerin de bu ifade kapsamına dahil edilebileceğini belirtmek isteriz. Keza, internet sitemizi kullanırken size daha efektif hizmet sağlayabilmek adına çerezler, web işaretçileri ve benzeri uygulamaları da kullanabilmekteyiz. Çerez kullanımının durdurulmasını tarayıcı ayarlarınızı değiştirerek her zaman sağlayabilirsiniz. Çerez kullanımının durdurulması, internet sitemizdeki bazı fonksiyonların kullanımını sınırlandırabilecektir.
Kişisel veriler toplandıktan sonra silme, yok etme ya da anonim hale getirme işlemlerine kadar olan süreçte gerçekleştirilen elde etme, kaydetme, depolama, muhafaza etme, değiştirme, yeniden düzenleme, açıklama, aktarılma, sınıflandırılma ya da kullanılmasını engelleme ve sair kapsamda veriler üzerinden gerçekleştirilen her türlü işlem ise KVKK kapsamında “kişisel verilerin işlenmesi“ olarak değerlendirilmektedir.
Kişisel veri veya özel nitelikli kişisel veri tanımına uygun bilgilerinizi Kulaçoğlu Hukuk Bürosu (Veri Sorumlusu) olarak bizimle paylaşmanız durumunda, onay kutucuğunu işaretleyerek bu verilerinizin işlenmesi için açık rıza verdiğinizi belirtmek isteriz.
Kişisel Verilerin Toplanması ve Hukuki Sebepleri
İnternet sitemizi kullanırken birtakım kişisel verilerinizi, Veri Sorumlusu sıfatımız ile bizimle paylaşmanızı talep edebilmekteyiz. İşbu kişisel verileriniz fiziksel olarak sözlü veya yazılı şekilde toplanabileceği gibi, elektronik ortamda da toplanabilir. Keza, kişisel verileriniz, Veri Sorumlusu sıfatıyla doğrudan tarafımızca toplanabileceği gibi, Veri Sorumlusu adına veri işleyen gerçek veya tüzel kişiler tarafından veya ifa ettiğimiz iş ve hizmetin bir gereği olarak destek aldığımız ulusal/uluslararası kişi ve kuruluşlar ile diğer 3.kişiler tarafından, sayılanlarla sınırlı olmamak üzere, internet sitemiz, blog mesajları, iletişim formları, iş/staj ve sair başvuru formları, bilgi formları, video konferans ve/veya online hukuki danışmanlık hizmeti esnasında kaydedilebilen ses ve/veya video kayıtları, telefon görüşmesi ve/veya telekonferans esnasında kaydedilebilen ses kayıtları, kısa mesajlar, WhatsApp, sosyal medya vs kanallarıyla gerçekleştirilenler başta olmak üzere her türlü iletişim kanalları aracılığı ile toplanabilmektedir. Bu verileriniz elektronik ya da internet tabanlı araçlar ve sair vasıtalar kullanılarak otomatik yöntemlerle elde edilebildiği gibi, tarafımıza sunduğunuz formlar, sözleşmeler, bildirimler, adli veya idari merci kararları gibi yöntemlerle de elde edilebilmektedir.
Kişisel Verilerin İşlenme Amacı ve Aktarımı
Kişisel verileriniz, yürürlükteki ilgili mevzuat uyarınca, hukuka, iyi niyet ve dürüstlük kurallarına uygun, doğru ve güncel olarak, belirli, açık ve meşru amaçlarla ve bu amaçlarla bağlantılı, sınırlı ve ölçülü olarak işlenmekte olup ilgili mevzuatta öngörülen ve işlendikleri amaç için gerekli olan süre kadar muhafaza edilmektedir.
KVKK uyarınca, Veri Sorumlusu olarak bizimle paylaşmış olduğunuz kişisel verileriniz, yerine getirmekte olduğumuz her türlü hizmet ve faaliyet amaçlarımız ile gerektiğinde işe/staja alım süreçleriyle bağlantılı ve ölçülü olarak söz konusu hizmetlerden faydalanmanız, hak ve menfaatlerinizin korunması ve sair amaçlar ile KVKK ve yasal düzenlemelere uygun olarak işlenebilecek, hizmetlerimiz kapsamında ve ilgili mevzuata uygun olarak UYAP sistemi başta olmak üzere, adli, idari vb. kurumlara ve/veya yetkili kıldıkları kişi ya da merciler ile somut olayın şartlarına göre yurtdışında olup olmamasından bağımsız olarak ilgili üçüncü kişi ve kurumlara aktarılabilecek ve ilgili mevzuatta belirlenen süreler boyunca saklanıp gerekli işlemlere tabi tutulabilecektir.
Ağ Sunucusu Veri Günlüğü
İnternet sitemize giriş yapmanızın kaçınılmaz bir sonucu olarak, veri günlüğü olarak tanımlanan ve aşağıda listelenmiş olan verileriniz, ağ tarayıcınız tarafından internet sunucumuza otomatik olarak aktarılmakta ve onayınız aranmaksızın veri günlüğü kayıtlarına kaydedilmektedir:
Veri günlüğü internet sitemizin sizin için daha kullanışlı hale getirilebilmesi amacıyla istatistiki bilgi sağlamak için kullanılmakta olup, takiben derhal silinir.
Kişisel Verilerin Güvenliğinin Sağlanması İçin Alınan Tedbirler
6698 Sayılı Kişisel Verileri Koruma Kanun’un ilgili maddesine uygun olarak, kişisel veri güvenliğinizin sağlanması için hukuka aykırı olarak işlenmelerini ve erişilmelerini önlemek ve muhafazalarının sağlamak amacıyla gerekli teknik ve idari tedbirler Veri Sorumlusu olarak tarafımızca alınmaktadır.
Veri Sahibinin Hakları
Kişisel veri sahipleri KVKK uyarınca aşağıda yer alan haklara sahiptir:
Yukarıda belirtilen hakların kullanımıyla veya genel olarak Aydınlatma Metnimizle alakalı daha detaylı bilgi talepleriniz için “İletişim” sayfamızdan ulaşılabileceğiniz “İletişim Formu” aracılığıyla veya ıslak imzalı olarak “Esentepe Mah. Eser İş Merkezi B Blok Kat:8 No:63 Şişli/İstanbul/Türkiye” adresine ulaştırmanız ya da info@kulacoglu.av.tr e-posta adresine konu kısmında “Kişisel Veri Bilgi Talebi” ifadesi ile iletebilirsiniz.
Kişisel veri sahipleri olarak, haklarınıza ilişkin taleplerinizi Kulaçoğlu Hukuk Bürosu’na yukarıdaki şekillerde iletmeniz durumunda talebiniz, niteliğine göre en kısa sürede sonuçlandıracaktır. İlgili işlemin ayrıca bir maliyet gerektirmesi durumunda, Kişisel Verileri Koruma Kurulu’nca belirlenen tarifedeki ücret, Kulaçoğlu Hukuk Bürosu olarak tarafınızdan tahsil edilecektir.