İdare hukuku, temeli Anayasamızda düzenlenen ve kamuya tanınan üstünlük ile ayrıcalıklar karşısında, bireyin hak ve özgürlüklerini dengeleyen hukuk dalıdır. İdarenin işlem ve eylemlerinden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözümü ise İdari Yargılamanın alanına girer. Ne var ki, yargıya taşınan uyuşmazlık sayısının her geçen gün artması neticesinde, mahkemelerin iş yükü iyice yoğunlaşmakta ve en basit yargılamanın dahi sonuçlanması seneler alabilmektedir. O kadar ki, yargılama sürecinde kaybedilen uzun zamandan sonra verilen yargı kararları, aslında olması beklenen kadar adaletli sonuçlar dahi sağlayamayabilmektedir. Bu sorunun çözümü için idari yargının acele kamulaştırma ya da ihaleden yasaklama gibi kimi uyuşmazlıklarında geçerli olacak şekilde, ivedi yargılama usulü denen bir uygulama getirilmiştir. İvedi yargılama usulünde idari dava açma süresi 30 gün olup ilk inceleme süresi 7 gün, savunma süresi ise tebliğden itibaren 15 gündür. Keza, savunmaya cevap ve 2. savunma olarak da adlandırılan replik ve düplik aşamaları ivedi yargılamada olmayıp dosyanın tekemmülünden itibaren 1 ay içinde dava karara bağlanır.
İvedi yargılamanın çok önemli bir diğer özelliği ise yürütmenin durdurulması kararına itirazın mümkün olmamasıdır. Son olarak, ivedi yargılama sonunda mahkemenin verdiği karara karşı istinafa değil temyiz kanun yoluna başvurulabilir. Diğer taraftan, merkezi ve ortak sınavlara ilişkin yargılama usulü de mevzuatımızda ivedi yargılama usulü başlığı altında düzenlenmiştir.
Yazı İçeriği
1. İvedi Yargılama Nedir?
2. İvedi Yargılamanın Kapsamı
3. İvedi Yargılamanın Özellikleri
4. İvedi Yargılama Usulünde İstinaf ve Temyiz Kanun Yolu
5. Merkezi ve Ortak Sınavlara İlişkin Yargılama Usulü
Bilindiği üzere, ülkemizde, hemen hemen her bir yargı merciinin işleri oldukça yoğun olduğu için, çoğu uyuşmazlığın çözümü, seneler alabilmektedir. Kanun Koyucu bu sorunun çözümü için, yürürlükteki mevzuatta güncel ihtiyaçlara uygun çeşitli değişiklikler yapmakta olup ivedi yargılama usulü, bu çözüm yollarından biridir.
1. İvedi Yargılama Nedir?
Yargı mercilerinin iş yüklerinin azalması için ve uyuşmazlıkların daha kısa sürede çözümlenebilmesi için Kanun Koyucu idari yargı alanında da oldukça verimli değişiklikler yapmıştır. Uyuşmazlıkların çözümünü hızlandırmayı amaçlayan ve uygulamada oldukça etkili sonuçlar doğuran değişikliklerden biri de ivedi yargılama usulüdür. “İvedi” kelimesinin sözlük anlamı “acele, çabuk davranma zorunluluğu” dur. İvedi yargılama usulü ise; uyuşmazlıkların bir an önce bitirilmesini, hiç kimsenin hak veya menfaat kaybı yaşamamasını amaçlar. İvedi yargılama yalnızca uyuşmazlıkların çözüm süresinin kısaltılmasını değil, bunun yanında yargılama usulünün basitleştirilmesini de amaçlar.
2. İvedi Yargılamanın Kapsamı
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu md.20/A’da ivedi yargılama usulünün uygulanacağı uyuşmazlıklar belirlenmiş olup, yalnızca kanunda belirtilen uyuşmazlıklarda söz konusu olabilir.
“Madde 20/A – (Ek: 18/6/2014-6545/18 md.)
- 1. İvedi yargılama usulü aşağıda sayılan işlemlerden doğan uyuşmazlıklar hakkında uygulanır:
a) İhaleden yasaklama kararları hariç ihale işlemleri.
b) Acele kamulaştırma işlemleri.
c) Özelleştirme Yüksek Kurulu kararları.
d) 12/3/1982 tarihli ve 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu uyarınca yapılan satış, tahsis ve kiralama işlemleri.
e) 9/8/1983 tarihli ve 2872 sayılı Çevre Kanunu uyarınca, idari yaptırım kararları hariç çevresel etki değerlendirmesi sonucu alınan kararlar.
f) 16/5/2012 tarihli ve 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun uyarınca alınan Cumhurbaşkanı kararları.”
Yukarıdaki listede, ivedi yargılama usulünün kullanılabileceği alanların kanunda tahdidi olarak sayıldığını görmekteyiz. Bu demek oluyor ki yukarıda sayılan işlemler ve kararlar haricindeki uyuşmazlıkların, ivedi yargılama usulü ile çözülmesi hukuken mümkün değildir.
3. İvedi Yargılamanın Özellikleri
- İvedi yargılama usulünün en göze çarpan özelliği süreler bakımından genel yargılama usulüne kıyasla oldukça kısa olmasıdır. İvedi yargılama usulünde dava açma süresi 30 gündür.
- İvedi yargılama usulü hakkında diğer bir husus ise davaların tek hakimle mi yoksa heyet halinde mi görüleceği konusudur. İvedi yargılama usulü bu özelliği ile genel yargılama usulü ile bir farklılık arz etmemektedir. Nitekim davanın tek hakimle ya da heyet ile görülmesi tamamen dava konusu uyuşmazlık miktarına bağlıdır.
- İvedi yargılama usulünü genel yargılama usulünden ayıran diğer bir özelliği ise ilk inceleme süresidir. İlk inceleme genel yargılama usulünde 15 gün iken ivedi yargılama usulünde 7 gündür.
- Savunma süresi, normal şartlarda dava dilekçesinin tebliğinden itibaren 30 gün iken, İvedi yargılama usulünde; savunma süresi, dava dilekçesinin tebliğinden itibaren 15 gündür.
- Genel yargılama usulünde, bilindiği üzere karara bağlanma süresi bazı hallerde uzayabilmektedir. Normal şartlarda dosya tekemmülünden itibaren en geç altı ay içerisinde karara bağlanır. İvedi yargılama usulü mahiyeti gereği hızlı olmalı ve çabuk karara bağlanmalıdır. Bu durumda ivedi yargılama usulünde dosya tekemmülünden itibaren en geç bir ay içerisinde karara bağlanır.
- Replik – Düplik uygulaması ivedi yargılama usulünde yoktur.
- Yürütmeyi durdurma kararına itiraz edilemez, mahkeme kararı nihai karardır.
4. İvedi Yargılama Usulünde İstinaf ve Temyiz Kanun Yolu
İvedi yargılama usulünde istinaf yolu yoktur fakat temyiz imkanı tanınmıştır. Temyiz kanun yoluna ne kadar süre içerisinde başvurulacağı sürecin nasıl işleyeceği İdari Yargılama Usulü Kanunu m.20/A’da hüküm altına alınmıştır.
“Verilen nihai kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.
- h) Temyiz dilekçeleri üç gün içinde incelenir ve tebliğe çıkarılır. Bu Kanunun 48 inci maddesinin bu maddeye aykırı olmayan hükümleri kıyasen uygulanır.
- ı) Temyiz dilekçelerine cevap verme süresi on beş gündür.
- i) Danıştay evrak üzerinde yaptığı inceleme sonunda, maddi vakıalar hakkında edinilen bilgiyi yeterli görürse veya temyiz sadece hukuki noktalara ilişkin ise yahut temyiz olunan karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise işin esası hakkında karar verir. Aksi hâlde gerekli inceleme ve tahkikatı kendisi yaparak esas hakkında yeniden karar verir. Ancak, ilk inceleme üzerine verilen kararlara karşı yapılan temyizi haklı bulduğu hâllerde kararı bozmakla birlikte dosyayı geri gönderir. Temyiz üzerine verilen kararlar kesindir.
- j) Temyiz istemi en geç iki ay içinde karara bağlanır. Karar en geç bir ay içinde tebliğe çıkarılır.”
5. Merkezi ve Ortak Sınavlara İlişkin Yargılama Usulü
İdari Yargılama Usulü Kanunu madde 20/A ve 20/B olmak üzere ivedi yargılama usulünü ayırmıştır. 20/A bölümü yukarıda belirtilen uyuşmazlıkları kapsarken 20/B bölümü ise merkezi ve ortak sınavlara ilişkin yargılama usulü hakkında hükümler içermektedir. Bilindiği üzere ortak ve merkezi sınavlar idare tarafından yapılmakta olup hak kaybının yaşanmaması gereken ve hızlı yargılamanın ihtiyaç duyulduğu bir konudur. Her ne kadar başlığında “ivedi” kelimesi yer almasa da içeriği gereği merkezi ve ortak sınavlara ilişkin yargılama usulü de genel yargılama usulüne oranla oldukça hızlıdır. Zira, sınavlara ilişkin uyuşmazlıklara dair verilecek yargı kararlarında gecikme olması halinde, sonraki sınav hakkının kaybedilmesi gibi telafisi mümkün olamayacak hak kayıpları oluşabilecektir. Bu bağlamda, sınavlara ilişkin uyuşmazlıkların bir önce hukuki çözüme kavuşturulması, sınava giren vatandaş açısından oldukça büyük önem arz etmektedir. Buna istinaden İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda;
“Merkezî ve ortak sınavlara ilişkin yargılama usulü:
Madde 20/B – (Ek: 10/9/2014-6552/96 md.)
- 1. Millî Eğitim Bakanlığı ile Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi tarafından yapılan merkezî ve ortak sınavlar, bu sınavlara ilişkin iş ve işlemler ile sınav sonuçları hakkında açılan davalara ilişkin yargılama usulünde:
a) Dava açma süresi on gündür.
b) Bu Kanunun 11 inci maddesi hükümleri uygulanmaz.
c) Yedi gün içinde ilk inceleme yapılır ve dava dilekçesi ile ekleri tebliğe çıkarılır.
ç) Savunma süresi dava dilekçesinin tebliğinden itibaren üç gün olup, bu süre bir defaya mahsus olmak üzere en fazla üç gün uzatılabilir. Savunmanın verilmesi veya savunma verme süresinin geçmesiyle dosya tekemmül etmiş sayılır.
d) Yürütmenin durdurulması talebine ilişkin olarak verilecek kararlara itiraz edilemez.
e) Bu davalar dosyanın tekemmülünden itibaren en geç on beş gün içinde karara bağlanır. Ara kararı verilmesi, keşif, bilirkişi incelemesi ya da duruşma yapılması gibi işlemler ivedilikle sonuçlandırılır.
f) Verilen nihai kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren beş gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.
g) Temyiz dilekçeleri üç gün içinde incelenir ve tebliğe çıkarılır. Bu Kanunun 48 inci maddesinin bu maddeye aykırı olmayan hükümleri kıyasen uygulanır.
ğ) Temyiz dilekçelerine cevap verme süresi beş gündür.
h) Danıştay evrak üzerinde yaptığı inceleme sonunda, maddi vakalar hakkında edinilen bilgiyi yeterli görürse veya temyiz sadece hukuki noktalara ilişkin ise yahut temyiz olunan karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise işin esası hakkında karar verir. Aksi hâlde gerekli inceleme ve tahkikatı kendisi yaparak esas hakkında yeniden karar verir. Ancak, ilk inceleme üzerine verilen kararlara karşı yapılan temyizi haklı bulduğu hâllerde kararı bozmakla birlikte dosyayı geri gönderir. Temyiz üzerine verilen kararlar kesindir.
ı) Temyiz istemi en geç on beş gün içinde karara bağlanır. Karar en geç yedi gün içinde tebliğe çıkarılır. - 2. Millî Eğitim Bakanlığı ile Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi tarafından yapılan merkezî ve ortak sınavlar, bu sınavlara ilişkin iş ve işlemler ile sınav sonuçları hakkında açılan davalarda verilen yürütmenin durdurulması ve iptal kararları, söz konusu sınava katılan kişilerin lehine sonuç doğuracak şekilde uygulanır.”
Mevzuatımızda, merkezi ve ortak sınavlara ilişkin uyuşmazlıkların çözülmesi bakımından tabi olunan sürelerin oldukça kısa olması sayesinde, hak kayıplarının daha az olması sağlanabilmektedir.