Günümüzde, teknolojik alanda meydana gelen gelişmelerin doğal bir sonucu olarak yediden yetmişe hemen herkeste ses kaydı yapma özelliğine sahip telefonlar bulunmaktadır. Ses kaydı alınması, kişinin hayatına bir müdahale olduğundan bu durum akıllara izinsiz ses kaydı alınmasının 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK) kapsamında suç olup olmadığı sorusunu getirmektedir. İzinsiz ses kaydı alınması, en temel haliyle TCK madde 134’te yer alan özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun kapsamına girmekte ve suç teşkil etmektedir. Belirtmek gerekir ki izinsiz ses ve konuşma kaydı alınması; TCK madde 132’de yer alan haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunu veya madde 133’te düzenlenen kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunu da oluşturabilir.
Yazı İçeriği
1. Özel Hayat Kavramı
2. Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu (TCK m. 134)
3. Delil Elde Etme Amacıyla Ses Kaydı Almak
4. Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçu (TCK m. 132)
5. Kişiler Arasındaki Konuşmaların Dinlenmesi ve Kayda Alınması (TCK m. 133)
6. Sonuç
1. Özel Hayat Kavramı
Ses ve konuşmaların kayıt edilmesinin suç olarak değerlendirilebilmesi için öncelikle özel hayat ve özel hayatın gizliliği kavramlarının açıklanması gerekmektedir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK) m. 134’ün gerekçesinde özel hayat kavramı “başka suretle başkaları tarafından görülmesi mümkün olmayan bir özel yaşam olayı” şeklinde açıklanmıştır. Buna göre, herkes tarafından bilinebilecek durumdaki olayların ve bu olaylar esnasında yapılan konuşmaların ses kaydına alınması, özel hayatın ihlali suçunu oluşturmamaktadır.
Yargıtay bir kararında;
“Sanığın eyleminin TCK’nın 134. maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçu kapsamında değerlendirilebileceği; ancak, iddiaya konu konuşmaların aktarıldığı belge ve alınan beyanların içeriğine göre, sanık ile katılanın daha önce meydana gelen huzur ve sükûnu bozma suçu olayıyla ilgili hadiselerden bahsettikleri, katılanla sanık arasında geçen konuşmaların, katılanın özel yaşam alanına ilişkin ve özel hayatının gizliliğini ihlal edecek nitelikte bulunmadığı gözetilerek, atılı suçun unsurları itibariyle oluşmadığı”
şeklinde hüküm kurarak ses kaydı almanın TCK m. 134 kapsamında suç olarak değerlendirilebileceğini, fakat ses kaydı içeriğinin özel yaşam alanına ilişkin olmaması durumunda özel hayatın ihlali suçunun oluşmayacağını belirtmiştir.
2. Özel Hayatın Gizliliğini İhlal ( TCK m. 134)
Açıklandığı üzere izinsiz ses ve görüntü kaydı alınması hali, en temel haliyle Türk Ceza Kanunu’nda yer alan özel hayatın gizliliğini ihlal suçu kapsamında değerlendirilmektedir.
TCK’nın 134. maddesine göre;
“Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır. Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.”
Görüleceği üzere, kişilerin özel hayatının gizliliğinin görüntü veya ses kaydı alınması yoluyla ihlal edilmesi hali, özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun daha fazla cezayı gerektiren bir görünümü olarak düzenlenmiştir. Konuyla ilgili detaylı bilgi almak için Özel Hayatın Gizliliğini İhlal başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
Ayrıca, internet yoluyla kişisel verilerin kaydedilmesi ve yayılması ile ilgili detaylı bilgi edinmek isterseniz “İnternet Yoluyla Kişisel Verilerin Kaydedilmesi ve Yayılması Suçu” başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
3. Delil Elde Etme Amacıyla Ses Kaydı Almak
İzinsiz bir şekilde alınan ses ve görüntü kayıtlarının delil olup olamayacağı, kaydın alındığı duruma bağlıdır. Bir suçun meydana gelmesi anında başka türlü delil elde etme imkânı yok iken ses kaydı alınması veya kaybolma olasılığı bulunan kanıtların kaybolmalarının engellenmesi amacıyla ses kaydı alınması durumunda özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun oluşmayacağı kanaatine Yargıtay içtihatlarında bazı istisnalar olsa da çok sık ulaşılmaktadır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu bir kararında;
“…kendisine veya aile birliğine yönelen, onurunu zedeleyen, haksız bir saldırıyı önlemek için, kaybolma olasılığı bulunan kanıtların kaybolmasını engelleyip, yetkili makamlara sunarak güvence altına almak amacıyla, saldırıyı gerçekleştiren tarafın bilgisi ve rızası dışında, özel hayata ait bilgileri okuma, konuşma ve haberleşme içeriklerini veya özel hayata ilişkin ses ve görüntüleri dinleme, izleme ya da kaydetme, kişisel verileri kaydetme, ele geçirme ve yayma eylemlerinin hukuka aykırı olduğunu kabul etmek mümkün olmadığı gibi, yargı merciilerindeki iddialarını ispat etmek için başka türlü delil ibraz etme olanağının bulunmadığı hallerdeki bir takım eylemlerinin de haksızlık unsurunu içermeyeceği, esasen bu gibi hallerde, kişinin hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle hareket ettiğinden de söz edilemeyeceği gözetildiğinde, katılanın özel hayatına ilişkin bilgileri, üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve/veya çoğaltarak dağıttığına ilişkin hakkında bir iddia da ileri sürülmeyen sanığın, hukuk mahkemesindeki iddialarını ispatlama amacını taşıyan eyleminde, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle hareket etmediği anlaşılmakla, …”
şeklinde hüküm kurularak bu durumda ses kaydı alınmasının suç oluşturmayacağını ifade etmiştir.
4. Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçu (TCK m. 132)
İzinsiz ses kaydı alınması durumu, kişiler arasındaki telefon görüşmeleri, video konferanslar, telekonferanslar, sesli ve görüntülü görüşmeler gibi haberleşme yollarıyla gerçekleştirilen haberleşmelerin kaydedilmesi şeklinde de gerçekleşebilir. Bu şekilde kişiler arasındaki haberleşmenin izinsiz olarak ses ve görüntü kaydının alınması ise TCK m. 132’de düzenlenen haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunu oluşturmaktadır.
TCK’nın 132. maddesine göre;
“Kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu gizlilik ihlali haberleşme içeriklerinin kaydı suretiyle gerçekleşirse, verilecek ceza bir kat artırılır.”
Haberleşmenin izinsiz şekilde kayda alınması suç olduğu gibi kişiler arasındaki haberleşmenin ifşa edilmesi, haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunun daha fazla cezayı gerektiren hallerindendir.
TCK’nın 132. maddesinin devamına göre;
“Kişiler arasındaki haberleşme içeriklerini hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Kendisiyle yapılan haberleşmelerin içeriğini diğer tarafın rızası olmaksızın hukuka aykırı olarak alenen ifşa eden kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.”
5. Kişiler Arasındaki Konuşmaların Dinlenmesi ve Kayda Alınması (TCK m. 133)
İzinsiz ses kaydı alınmasının suç olarak düzenlendiği bir diğer düzenleme TCK madde 133’te yer alan kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçudur.
TCK’nın 133. maddesince;
“Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları, taraflardan herhangi birinin rızası olmaksızın bir aletle dinleyen veya bunları bir ses alma cihazı ile kaydeden kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Açıkça görüldüğü üzere bu madde ile konuşmanın, tarafı olmayan bir kişi tarafından ses kaydı alınması hali düzenlenmiştir. Bu suç bakımından dikkat edilmesi gereken husus, konuşmanın aleni olup olmamasıdır zira ancak aleni olmayan konuşmaların rıza dışı kayda alınması suç olarak sayılmıştır; aleni konuşmalar bu suç kapsamında değerlendirilemez.
Ayrıca TCK madde 133’ün devamında, daha fazla cezayı gerektiren haller düzenlenmiştir ve buna göre;
“Katıldığı aleni olmayan bir söyleşiyi, diğer konuşanların rızası olmadan ses alma cihazı ile kayda alan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların kaydedilmesi suretiyle elde edilen verileri hukuka aykırı olarak ifşa eden kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve dört bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.”
Aleni Konuşma Nedir?
Kişilerin, özellikle diğer insanlardan gizledikleri konuşmalar aleni olmayan konuşma niteliğindedir. Keza TCK’nın 133. maddesinin gerekçesinde konuşmanın aleni olmayan konuşma olarak kabulü için konuşmanın yapıldığı yerin önemli olmadığı belirtilmiştir. Örneğin herkese açık bir parkta iki kişi arasında geçen konuşmanın başkaları tarafından ancak özel gayretle duyulabilecek olması halinde aleni konuşmadan söz edileceği söylenebilir.
6. Sonuç
Sonuç olarak izinsiz ses kaydı alınması, farklı şekillerde gerçekleşebilse de ve Türk Ceza Kanunu ile izinsiz ses kaydı alınmasının teşkil ettiği suçun farklı görünümleri hüküm altına alınmıştır.
Diğer taraftan, son zamanlarda kullanımı oldukça yaygınlaşan ve kişilerin özel hayatlarına dair önemli bilgilerin yer aldığı sosyal medya hesaplarına izinsiz girilmesinin suç teşkil edip etmediğine dair bilgi edinmek için ise “Başkasına Ait Sosyal Medya Hesabına İzinsiz Girilmesi” makalemizi inceleyebilirsiniz.
Merhaba tartışma esnasında eşim bana hakaretler ederken telefonumla haberi olmadan ses kaydını aldım. polis dahil kimseyle paylaşmadım bunu mahkemede savunmada delil olarak kullanabilir miyim?yoksa bu yaptığım özel hayatın gizliliğine mi girer? yada önce polise mi bildirmem gerekiyordu?