
Değerli müvekkillerimiz,
Dünya genelinde yaşanan Koronovirüs (Covid-19) salgını riski nedeniyle, hukuki soru ve sorunlarınız için mobil ve online iletişim kanallarımızı kullanmanızı öneririz.
Kentsel dönüşüm ve riskli yapı, riskli alan, rezerv alanı gibi kavramlar, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’la beraber hayatımıza dâhil olmuştur. Kanunun amacı, eskimiş, teknik olarak kullanıma elverişli durumda bulunmayan bina ve alanların tasfiyesini, koşullar elveriyorsa iyileştirilmesini veya yenilenmesini sağlamaktadır. Kentsel dönüşüm sürecinin en kilit noktası, riskli yapıların belirlenerek haklarında risk tespit raporu düzenlenmesidir. Bu rapora karşı yapılan itirazların reddedilmesiyle veya itiraz yapılmaksızın doğrudan risk tespit raporunun tebliğinden itibaren otuz günlük zamanaşımı süresi içinde iptal davası açılabilir. Bu dava ile risk tespit raporuna ilişkin kararın; yetki, şekil, sebep, konu, maksat unsurlarından biri ve/veya birkaçı bağlamında hukuka aykırı olduğu ileri sürülebilecektir.
Yazı İçeriği
1. Kentsel Dönüşüm
2. Kentsel Dönüşüm Süreci
3. Risk Tespit Raporuna Karşı İtiraz Yolu
4. Risk Tespit Raporuna Karşı İptal Davası
5. Risk Tespit Raporuna Karşı İptal Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme
6. Risk Tespit Raporuna Karşı İptal Davasında Dava Açma Süresi
7. Risk Tespit Raporuna Karşı İptal Davasında Yürütmenin Durdurulması Kararı
Bu kanun uyarınca verilen ve esasen idari işlem niteliğindeki kararlara karşı, itiraz yoluna başvurulabileceği gibi, bir idari dava çeşidi olan iptal davası da açılabilmektedir.
Kentsel dönüşüm, şehirde afet riski taşıyan alanların belirlenerek olası afetlerde yaşanabilecek can ve mal kaybını en aza indirgemeyi hedefleyen bir kamusal çalışmadır. Böylece riskli alanlar kapsamında kalan bina ve yapıların yenilenerek dayanıklılığının artırılması amaçlanmaktadır.
Kentsel dönüşüm sürecinde, riskli alandaki yapılar veya riskli alanda olmamasına rağmen risk taşıyan yapılar tespit edilerek bunların yenilenmesi ve iyileştirilmesi söz konusu olmaktadır.
Zemin yapısı veya yapılaşması sebebiyle can/mal kaybına yol açma riski taşıyan yapılar, Bakanlık veya İdare tarafından Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının görüşü alınarak belirlenir. Belirlenen bu yapıların Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca yapılan görüşmeler nihayetinde “riskli alan” olarak kararlaştırılması mümkündür.
“Riskli yapı” ise riskli alan kapsamında olan veya ekonomik ömrünü tamamlayıp yıkılma veya ağır hasar riski taşıdığı, teknik verilere göre tespit edilmiş olan yapıdır.
Konuyla ilişkili olarak daha detaylı bilgi için “Riskli Alanlarda Kentsel Dönüşüm Süreci“ ve “Riskli Yapılarda Kentsel Dönüşüm Süreci” başlıklı yazılarımızı inceleyebilirsiniz.
Risk Tespiti
Öncelikle maliklerden birinin veya kanuni temsilcisinin müracaatı ile masraflar kendilerine ait olmak üzere, Bakanlıkça lisanslandırılan kurum ve kuruluşlara ilgili yapının risk tespiti yaptırması gerekmektedir. Bu kurum ve kuruluşlar, 6306 Sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliği’nin 6. maddesinde açıkça gösterilmiştir. Binanın ruhsatlı olup olmamasının risk tespitinin yapılabilirliği açısından bir önemi bulunmadığı gibi, kamu binaları için de risk tespiti yaptırılması mümkündür. Ancak, Uygulama Yönetmeliği uyarınca, inşaat halinde olup ikamet edilmeyen yapılar, riskli yapı tespitine konu edilemezler. Keza, metruk olması veya bir kısmının yıkılması sebepleriyle yapı bütünlüğü bozulmuş olan yapıların da riskli yapı tespitine konu edilmeleri mümkün değildir.
Arsa Paylı Tapularda Risk Tespiti
Bir başka önemli husus, “arsa paylı tapu” yapılara ilişkin ayrık durumdur. Bir parsel üzerinde bulunan birden fazla yapıdan bir kısmı için risk tespit raporu alınırsa, bu rapor uyarınca arsa üzerindeki tüm yapıların yıktırılması söz konusu olmayacaktır. Bir başka deyişle, bu gibi durumlarda arsa sahiplerinden birinin, arsada bulunan tüm yapılar hakkında risk tespit raporu alarak yıkılmalarını sağlaması mümkün değildir. Bu halde maliklerin anlaşarak bir karar almaları esastır.
Risk Tespit Raporunun Yetkili İdareye Bildirimi
6306 sayılı kanunun 3.maddesinde belirtilen yollardan herhangi biriyle yapılan risk tespitleri neticesinde risk tespiti raporu Çevre ve Şehircilik Bakanlığına veya varsa Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Müdürlüğüne on gün içinde bildirilir.
Tapuda Riskli Yapı Şerhi Nedir?
Yapılan inceleme neticesinde yapının riskli olduğu sonucuna varılırsa, ilgili tapu sicil müdürlüğüne, idare veya bakanlık tarafından ayrıca bilgi verilerek, tapu kütüğü beyanlar hanesinde yapının riskli olduğuna dair şerh düşülür.
Riskli Yapı Hakkında Yıkım İşlemleri
Riskli yapı hakkında yıkım işlemleri de yapılacaksa tapu sicil müdürlüğü tarafından, yapı malikine ve yapı üzerinde ayni veya şahsi hak sahibi olan şahıslara yapının riskli olduğuna ve süresi içerisinde itiraz edilmediği takdirde tebliğden itibaren altmış gün içinde idare tarafından yapının yıktırılması gerektiğine dair tebligat yapılır.
Riskli Yapının Yıkım Kararına Karşı İtiraz
Bu karara karşı yapı maliki ve yapı üzerinde ayni veya şahsi hak sahibi olan şahısların itiraz etmesi mümkündür. Yapılacak olan itiraz, yıkım süresini etkilemese de yıkım kararının uygulanması için itirazın reddedilmiş olması gerekmektedir.
İtirazın reddi halinde risk tespiti kesinleşmiş olur ve yapının yıkım süreci başlar.
Risk tespiti raporuna karşı ilgili yapı malikleri veya kanuni temsilcileri, riskli yapı tespit raporuna dair evrakların kendilerine tebliğinden itibaren 15 gün içinde “itiraz” edebilirler. İtiraz yoluna başvuruda, karardaki hukuki sakatlıkların giderilmesi talep edilebilir. Söz konusu itiraz, tespit raporunun içeriği kendileriyle paylaşılmadığı için ancak ve ancak riskin tespitine ilişkin olarak yapılabilir. İdarenin ilgili yapıya ilişkin risk tespitini konu alan risk tespit raporu, bir anlamda idari işlem niteliğindedir. Dolayısıyla, itiraz yoluna başvurmadan, bahse konu idari işlemin şekil, sebep, konu, amaç ve yetki unsurları bakımından sakat olduğu iddiasıyla iptali talebiyle doğrudan dava açılabilir.
İdari işlemin iptali davasına ilişkin detaylı bilgi için “İdari İşlemlere İtiraz ve İptal Davası” başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
İtiraz Hakkı Sahipleri
6306 Sayılı Kanunun bu husustaki açık düzenlemesi uyarınca, risk tespitine ilişkin itiraz yoluna, riskli yapı malikleri ile kanuni temsilcileri başvurabilmektedir. Bunlar dışındaki ayni veya şahsi hak sahipleri, hak kaybına uğramalarının önlenmesi maksadıyla ilgili risk tespitinden haberdar edilseler bile itiraz yoluna başvurma hakkına sahip değildir. İtiraz yoluna başvurmaları mümkün olmayan ayni ve şahsi hak sahiplerine örnek olarak kiracılar, ipotek veya rehin alacaklılar ve sair şahıslar sayılabilir.
İtiraz Mercii
Yapı maliki veya kanuni temsilcisi tarafından tanzim edilen risk tespitine dair itirazı içeren dilekçe, riskli yapının bulunduğu yerdeki İl Müdürlüğü’ne verilir. Keza, bu il için yetkilendirilmiş teknik heyetin bulunduğu İl Müdürlüğü de bahse konu itiraz dilekçesini almaya yetkilidir.
Teknik heyet, Bakanlığın talebi üzerine, ilgili meslek disiplini öğretim üyeleri arasından üniversitelerce görevlendirilecek dört ve Bakanlıkta görevli üç kişi olmak üzere toplamda yedi kişiden oluşmaktadır.
İtirazın değerlendirilmesi için en az beş üyenin katılımı ve oy çokluğuna göre karar alınması gerekmektedir.
Bir diğer zorunluluk ise kararın gerekçeli olması şartıdır. Teknik heyet, itiraz reddedip risk tespit kararını onaylayabileceği gibi, itirazı kabul ederek, yanlışlıkların tespitini de yapabilir. Bu aşamada, risk tespit raporunda eksiklik tespit edilirse, düzeltilmesi talebiyle tespit yapan kuruma geri gönderilir. Kurum, düzeltme talebine binaen otuz gün içinde gerekli inceleme ve değerlendirmeleri içeren güncel raporu Kentsel Dönüşüm Müdürlüğü’ne sunmakla yükümlüdür.
Yukarıda da belirttiğimiz gibi, risk tespiti raporları, bir idari işlem niteliğindedir. Dolayısıyla yapı maliki veya kanuni temsilcisince, riskli yapı tespitine ilişkin olarak yaptıkları itirazın reddedildiğine dair karara veya doğrudan risk tespitine karşı idari dava açılabilir.
Yazımızda anlatılan risk tespit raporuna karşı açılan iptal davalarında, riskli yapının bulunduğu yerdeki idare mahkemeleri görevli ve yetkilidir.
Dava açma süresi; ret kararının veya risk tespitinin tebliğ edilmesinden itibaren otuz gün olup bu süre hak düşürücü nitelik taşımaktadır.
Risk tespit raporuna karşı iptal davalarında, Anayasa Mahkemesi’nin 27.02.2014 tarihli kararından itibaren, mahkeme, davalı idarenin savunmasını dahi almadan yürütmenin durdurulmasına karar verebilmektedir. Yürütmenin durdurulması için, iptali istenen kararın uygulanması halinde telafisi güç ve imkânsız zararın doğacağına ve işlemin açıkça hukuka aykırı olduğuna mahkemece kanaat getirilmelidir. Bu sebeple, davanın yürütmenin durdurulması talepli olarak açılması hayati önem taşımaktadır. Zira her ne kadar iptal davası açılmış olsa bile, yürütmenin durdurulması kararı alınmadıkça, risk raporu kesinleşen binanın yıkılmasında hukuki açıdan hiçbir engel bulunmamaktadır.
Değerli müvekkillerimiz,
Dünya genelinde yaşanan Koronovirüs (Covid-19) salgını riski nedeniyle, hukuki soru ve sorunlarınız için mobil ve online iletişim kanallarımızı kullanmanızı öneririz.
KİŞİSEL VERİLERİN İŞLENMESİ HAKKINDA
“AYDINLATMA METNİ”
İnternet sitemizi kullanmanız dolayısıyla, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) başta olmak üzere yürürlükteki mevzuat kapsamında birtakım verilerinizin toplanması, saklanması, işlenmesi, aktarılması ve KVKK kapsamına dahil başkaca işlemlerin detayı ve amacı hakkında, veri sorumlusu olarak sizleri bilgilendirmek isteriz.
Genel Bilgiler
İlgili mevzuata göre, “kişisel veri” kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgidir. “Özel nitelikli kişisel veri” ise kişilerin ırkı, etnik kökeni, siyasi düşüncesi, felsefi inancı, dini, mezhebi veya diğer inançları, kılık ve kıyafeti, dernek, vakıf ya da sendika üyeliği, sağlığı, cinsel hayatı, ceza mahkûmiyeti ve güvenlik tedbirleriyle ilgili verileri ile biyometrik ve genetik verileridir. İşbu Aydınlatma Metninde, özel ve/veya genel nitelikli olma ayrımı yapılmaksızın, her neviden veri için “Kişisel Veri” ifadesi kullanılacak olup durumun gereğine göre özel nitelikli kişisel verilerin de bu ifade kapsamına dahil edilebileceğini belirtmek isteriz. Keza, internet sitemizi kullanırken size daha efektif hizmet sağlayabilmek adına çerezler, web işaretçileri ve benzeri uygulamaları da kullanabilmekteyiz. Çerez kullanımının durdurulmasını tarayıcı ayarlarınızı değiştirerek her zaman sağlayabilirsiniz. Çerez kullanımının durdurulması, internet sitemizdeki bazı fonksiyonların kullanımını sınırlandırabilecektir.
Kişisel veriler toplandıktan sonra silme, yok etme ya da anonim hale getirme işlemlerine kadar olan süreçte gerçekleştirilen elde etme, kaydetme, depolama, muhafaza etme, değiştirme, yeniden düzenleme, açıklama, aktarılma, sınıflandırılma ya da kullanılmasını engelleme ve sair kapsamda veriler üzerinden gerçekleştirilen her türlü işlem ise KVKK kapsamında “kişisel verilerin işlenmesi“ olarak değerlendirilmektedir.
Kişisel veri veya özel nitelikli kişisel veri tanımına uygun bilgilerinizi Kulaçoğlu Hukuk Bürosu (Veri Sorumlusu) olarak bizimle paylaşmanız durumunda, onay kutucuğunu işaretleyerek bu verilerinizin işlenmesi için açık rıza verdiğinizi belirtmek isteriz.
Kişisel Verilerin Toplanması ve Hukuki Sebepleri
İnternet sitemizi kullanırken birtakım kişisel verilerinizi, Veri Sorumlusu sıfatımız ile bizimle paylaşmanızı talep edebilmekteyiz. İşbu kişisel verileriniz fiziksel olarak sözlü veya yazılı şekilde toplanabileceği gibi, elektronik ortamda da toplanabilir. Keza, kişisel verileriniz, Veri Sorumlusu sıfatıyla doğrudan tarafımızca toplanabileceği gibi, Veri Sorumlusu adına veri işleyen gerçek veya tüzel kişiler tarafından veya ifa ettiğimiz iş ve hizmetin bir gereği olarak destek aldığımız ulusal/uluslararası kişi ve kuruluşlar ile diğer 3.kişiler tarafından, sayılanlarla sınırlı olmamak üzere, internet sitemiz, blog mesajları, iletişim formları, iş/staj ve sair başvuru formları, bilgi formları, video konferans ve/veya online hukuki danışmanlık hizmeti esnasında kaydedilebilen ses ve/veya video kayıtları, telefon görüşmesi ve/veya telekonferans esnasında kaydedilebilen ses kayıtları, kısa mesajlar, WhatsApp, sosyal medya vs kanallarıyla gerçekleştirilenler başta olmak üzere her türlü iletişim kanalları aracılığı ile toplanabilmektedir. Bu verileriniz elektronik ya da internet tabanlı araçlar ve sair vasıtalar kullanılarak otomatik yöntemlerle elde edilebildiği gibi, tarafımıza sunduğunuz formlar, sözleşmeler, bildirimler, adli veya idari merci kararları gibi yöntemlerle de elde edilebilmektedir.
Kişisel Verilerin İşlenme Amacı ve Aktarımı
Kişisel verileriniz, yürürlükteki ilgili mevzuat uyarınca, hukuka, iyi niyet ve dürüstlük kurallarına uygun, doğru ve güncel olarak, belirli, açık ve meşru amaçlarla ve bu amaçlarla bağlantılı, sınırlı ve ölçülü olarak işlenmekte olup ilgili mevzuatta öngörülen ve işlendikleri amaç için gerekli olan süre kadar muhafaza edilmektedir.
KVKK uyarınca, Veri Sorumlusu olarak bizimle paylaşmış olduğunuz kişisel verileriniz, yerine getirmekte olduğumuz her türlü hizmet ve faaliyet amaçlarımız ile gerektiğinde işe/staja alım süreçleriyle bağlantılı ve ölçülü olarak söz konusu hizmetlerden faydalanmanız, hak ve menfaatlerinizin korunması ve sair amaçlar ile KVKK ve yasal düzenlemelere uygun olarak işlenebilecek, hizmetlerimiz kapsamında ve ilgili mevzuata uygun olarak UYAP sistemi başta olmak üzere, adli, idari vb. kurumlara ve/veya yetkili kıldıkları kişi ya da merciler ile somut olayın şartlarına göre yurtdışında olup olmamasından bağımsız olarak ilgili üçüncü kişi ve kurumlara aktarılabilecek ve ilgili mevzuatta belirlenen süreler boyunca saklanıp gerekli işlemlere tabi tutulabilecektir.
Ağ Sunucusu Veri Günlüğü
İnternet sitemize giriş yapmanızın kaçınılmaz bir sonucu olarak, veri günlüğü olarak tanımlanan ve aşağıda listelenmiş olan verileriniz, ağ tarayıcınız tarafından internet sunucumuza otomatik olarak aktarılmakta ve onayınız aranmaksızın veri günlüğü kayıtlarına kaydedilmektedir:
Veri günlüğü internet sitemizin sizin için daha kullanışlı hale getirilebilmesi amacıyla istatistiki bilgi sağlamak için kullanılmakta olup, takiben derhal silinir.
Kişisel Verilerin Güvenliğinin Sağlanması İçin Alınan Tedbirler
6698 Sayılı Kişisel Verileri Koruma Kanun’un ilgili maddesine uygun olarak, kişisel veri güvenliğinizin sağlanması için hukuka aykırı olarak işlenmelerini ve erişilmelerini önlemek ve muhafazalarının sağlamak amacıyla gerekli teknik ve idari tedbirler Veri Sorumlusu olarak tarafımızca alınmaktadır.
Veri Sahibinin Hakları
Kişisel veri sahipleri KVKK uyarınca aşağıda yer alan haklara sahiptir:
Yukarıda belirtilen hakların kullanımıyla veya genel olarak Aydınlatma Metnimizle alakalı daha detaylı bilgi talepleriniz için “İletişim” sayfamızdan ulaşılabileceğiniz “İletişim Formu” aracılığıyla veya ıslak imzalı olarak “Esentepe Mah. Eser İş Merkezi B Blok Kat:8 No:63 Şişli/İstanbul/Türkiye” adresine ulaştırmanız ya da info@kulacoglu.av.tr e-posta adresine konu kısmında “Kişisel Veri Bilgi Talebi” ifadesi ile iletebilirsiniz.
Kişisel veri sahipleri olarak, haklarınıza ilişkin taleplerinizi Kulaçoğlu Hukuk Bürosu’na yukarıdaki şekillerde iletmeniz durumunda talebiniz, niteliğine göre en kısa sürede sonuçlandıracaktır. İlgili işlemin ayrıca bir maliyet gerektirmesi durumunda, Kişisel Verileri Koruma Kurulu’nca belirlenen tarifedeki ücret, Kulaçoğlu Hukuk Bürosu olarak tarafınızdan tahsil edilecektir.
Merhaba
Binamız kentsel dönüşüme girecek
Çıkan riskli yapıya itiraz ettik, itiraz sonucu henüz gelmedi
3/2 olan kısım mütahite anlaşmış ve sözleşme yapmak istiyorlar
Riskli rapor itirazı gelmeden bu sözleşmeyi imzalamazsak hak kaybına uğrarmıyız teşekkür ederim.
Merhaba, bir mutahit binamiza dadanmis durumda. Bina sahiplerini (cogunluk emekli ve yasli insanlar) “imzanizi atmazsaniz devlet evinizi elinizden alicak ve cok ucuza saticak siz en iyisi imzanizi atin evinizden olmayin” diyip korkutarak imza topluyor. Amazi 3 de 2 cogunlugu saglamak. Ben ve digger 2 mal sahibi imza atmiyoruz cunku bizimle oturup konustugu yok cunku 3 de 2 yi suan da saglamis durumda(beni sahsen 2 kere aradi 2 sinde de apartman yonecisinin istegiyle) ve yaptigi teklifi Kabul etmedik. Bizden hem fazla para istiyor hem de her katdan birer daire istiyor hem de kentsel donusum parasini kendisin almasini istiyor yoksa bizden istedigi meblagi artiracakmis. Avukat tutmak gibi bir luksum yok maalesef kendi imkanlarimla nasil bu mutahiti durdurabilirim? Tebligat yapildi ama eger itiraz edersem heyet tekra gonderilicekmis ve heyetin parasi/masrafi da bizden alinacakmis. Yardim ederseniz sevinirim.