
Değerli müvekkillerimiz,
Dünya genelinde yaşanan Koronovirüs (Covid-19) salgını riski nedeniyle, hukuki soru ve sorunlarınız için mobil ve online iletişim kanallarımızı kullanmanızı öneririz.
İşçinin, çalıştığı iş yerinden ayrılırken geçmiş hizmetlerine karşılık işveren tarafından kanunen ödenmesi gereken toplu paraya “kıdem tazminatı” denilmektedir. İşçinin hangi hallerde kıdem tazminatı almaya hak kazanabileceği ise İş Kanunda düzenlenmiştir. Buna göre işçinin işverene ait işyerinde en az bir yıl çalışmış olması kıdem tazminatı talep edebilmenin ön şartıdır. Ayrıca işçi İş Kanununa tabi olarak çalışan işçilerden olmalıdır. Kıdem tazminatına hak kazanabilmenin en önemli şartlarından bir diğeri de, iş sözleşmesinin kıdem tazminatına imkân verir biçimde sona ermesidir. Örneğin işçinin haklı bir sebep olmaksızın işten atılması halinde kıdem tazminatına hak kazandığı söylenebilir. Yine işçi tarafından haklı bir sebeple iş sözleşmesinin sonlandırılması halinde de işçi kıdem tazminatına hak kazanacaktır.
Yazı İçeriği
1. Kıdem Tazminatına Hak Kazanılmasının Koşulları
1.1. İş Kanununa Tabi İşçilerden Olma
1.2. İş Yerinde En Az Bir Yıl Çalışmış Olma
1.3. Sözleşmenin Kıdem Tazminatına İmkân Verir Biçimde Sona Ermesi
2. İşçi Hangi Hallerde Kıdem Tazminatı Alamaz?
3. İstifa Eden İşçi Kıdem Tazminatı Alabilir Mi?
4. Kıdem Tazminatı Nasıl Hesaplanır?
4.1. Kıdem Tazminatında Tavan Sınırlaması
4.2. Kıdem Tazminatından Yapılacak Kesintiler
5. Kıdem Tazminatını Alamayan İşçi Ne Yapabilir?
6. Kıdem Tazminatı Davasında Süre
7. Kıdem Tazminatı Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme
Tüm bunlara ek olarak kanunda düzenlenen bazı özel hallerde de işçinin kıdem tazminatı hakkı vardır. Örneğin emeklilik sebebiyle iş akdinin sonlanması, kadın işçinin evlenmesi yahut erkek işçinin zorunlu askerlik görevi nedeniyle iş sözleşmesinin sona ermesi bu kapsamdadır. İşçiye bu nedenlerin varlığına rağmen kıdem tazminatı verilmemesi halinde ise işçi bu tazminatı dava yoluyla talep edebilecektir.
İşçinin kıdem tazminatı alabilmesi için gereken koşullar mevzuatımızda düzenlenmiştir. Buna göre ilk koşul işçinin 4857 sayılı İş Kanunu’na tabi olan işçilerden olmasıdır. Uygulamada zaten birçok işçi İş Kanuna tabi olduğundan bu şartı sağlamaktadır. Bunun yanı sıra işçinin kıdem tazminatına hak kazanabilmesi için çalıştığı iş yerinde en az bir yıllık çalışma süresini doldurması gerekmektedir. Son olarak, iş sözleşmesi kıdem tazminatına hak kazanılabilecek şekilde sona ermelidir.
İşçinin kıdem tazminatı alınabilmesi için ilk şart, İş Kanununa tabi bir iş sözleşmesiyle çalışmasıdır. Bahsedilen kanun 4857 sayılı İş Kanunu’ dur. Burada İş Kanununa tabi bir hizmet akdiyle çalışma yoksa kıdem tazminatı da gündeme gelmeyecektir. Ancak, Yargıtay memuriyette geçen süreleri de kıdem tazminatında dikkate almaktadır. Hizmet akdinin belirli/belirsiz, tipik/atipik olması arasında fark yoktur. Fakat belirli süreli sözleşmedeki sürenin bitimi ile sözleşmenin sona ermesi halinde kıdem tazminatı gündeme gelmeyecektir.
1475 sayılı yasanın 14.maddesine göre kıdem tazminatına hak kazanabilmek için işçinin işverene ait işyerinde en az bir yıl çalışmış olması gerekir. İşçinin işyerinde fiilen çalışmaya başladığı tarih bu bir yıllık sürenin başlangıcıdır. Buna göre işçi ile işveren işe başlama tarihinden önce anlaşmış olsa bile kıdem tazminatının hesaplanacağı süre bakımından fiilen işe başlama tarihi esas alınacaktır.
Ayrıca belirtmek gerekir ki, taraflar arasında deneme süresi öngörülmüşse bu süre de bir yıllık kıdem tazminatı süresine dâhildir. Buna karşın, bir yıllık süreye tutukluluk ve ücretsiz izinde geçen süreler ve uzun süreli hastalık halinde raporlu sürelerin bir kısmı dâhil edilmemektedir.
İşçinin kıdem tazminatı alabilmesinin en önemli koşullarından biri de işçi ile işveren arasındaki anlaşmanın kıdem tazminatına imkân verecek biçimde sona ermiş olmasıdır. Yine hangi hallerin kıdem tazminatına imkân vereceği kanunda düzenlenmiştir. Fakat kanunda düzenlenmeyen hallerde de işçinin kıdem tazminatına hak kazanabileceği taraflarca kararlaştırılabilecektir.
Aşağıda işçinin kıdem tazminatına hak kazanabileceği başlıca hallere değinilmiştir.
İş Sözleşmesinin İşveren Tarafından Haklı Neden Olmaksızın Sona Erdirilmesi
İş sözleşmesinin işveren tarafından İş Kanunu m. 25/II dışındaki bir nedenle feshedilmesi halinde işçi kıdem tazminatına hak kazanacaktır. Uygulamada sıklıkla bu hükümde sayılanlar dışında bir nedenle iş akdinin sona erdirildiği görülmektedir. Örneğin işverenin hiçbir neden ileri sürmeksizin işçiyi işten çıkartmışsa haksız fesih gündeme gelecektir ve işçi kıdem tazminatına hak kazanacaktır. Konuya İlişkin detaylı bilgi için İş Sözleşmesi Haksız Olarak Feshedilen İşçinin Hakları başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
İş sözleşmesinin İşçi Tarafından Haklı Nedenle Sona Erdirilmesi
Yine sözleşmenin işçi tarafından haklı nedenle feshedilmesi halinde de işçi kıdem tazminatına hak kazanabilecektir. İşçi, sağlık sebepleri nedeniyle, ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı haller nedeniyle ve zorlayıcı sebeplerin olması halinde iş akdini haklı nedenle sona erdirebilecektir. Bu hallerde işçi istifa ederek işten ayrılmış bile olsa kıdem tazminatına hak kazanır. Konuya ilişkin detaylı bilgi için İşçi Hangi Hallerde Sözleşmeyi Haklı olarak Feshedebilir? başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
İş Sözleşmesinin Kanunda Özel Olarak Düzenlenmiş Haller Nedeniyle Sona Ermesi
Ayrıca işçinin kıdem tazminatına hak kazanabileceği bazı özel haller de mevcuttur. Örneğin;
Kural olarak, iş sözleşmesinin işveren tarafından sona erdirilmesi halinde işçi kıdem tazminatına hak kazanmaktadır. Bu kuralın istisnasını ise İş Kanunu’nun 25/2 maddesi oluşturmaktadır. Bu hüküm uyarınca iş sözleşmesi işveren tarafından haklı nedenle sona erdirilmişse işçi kıdem tazminatına hak kazanamayacaktır.
İşverene haklı nedenle fesih imkânı tanıyan hallerden bazıları; işçinin sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışlar sergilemesi, iş yerinde suç işlemesi yahut işin güvenliğini tehlikeye düşürmesidir. Yine işçinin mazeretsiz olarak iş yerine gelmemesi de işverene haklı nedenle fasih imkânı tanımaktadır. Bu gibi durumlarda işçinin kıdem tazminatı alamayacağını söylemek gerekir. Konuya ilişkin detaylı bilgi için İşveren Hangi Hallerde Sözleşmeyi Haklı Olarak Feshedebilir? başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
İşçinin yalnızca istifa etmiş olması kıdem tazminatı almasına engel bir durum değildir. Başta, sağlık sebeplerinin olması, ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı durumların varlığı veya kanunda düzenlenen bazı hallerde işçi istifa etmiş olsa bile kıdem tazminatına hak kazanmaktadır. Buna rağmen işveren tarafından işçinin hak ettiği bu alacağın ödenmemesi durumuyla sıklıkla karşılaşılmaktadır. Bu durumda işçinin kıdem tazminatını ve varsa diğer alacaklarını talep ettiği bir dava açması gerekir. Bu davada görevli mahkeme iş mahkemeleridir. Yetkili mahkeme ise; işin yapıldığı yer veya davalının yerleşim yeri mahkemesidir. Konuya ilişkin detaylı bilgi için İstifa Eden İşçi Kıdem Tazminatı Alabilir Mi? Başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
İşçinin kıdem tazminatı hesaplanırken her bir yıllık çalışma süresine karşılık gelen süre 30 gün ile iş sözleşmesinin sona erdiği tarihteki son günlük brüt ücreti çarpılır. Kabaca anlatmak gerekirse işçi aynı işyerinde 5 yıl çalışmış ve son brüt ücreti de aylık 9.000 TL olsun. Bu durumda işçi 45.000 TL (5x30x300= 45.000) kıdem tazminatı almalıdır. Önemle belirtmek gerekir ki; kıdem tazminatın hesaplanırken işçinin “giydirilmiş brüt ücret” esas alınır. Yani işçiye yol ve yemek parası gibi yan ödemeler de yapılıyorsa bu ödemeler de kıdem tazminatı hesabında dikkate alınır.
Kıdem tazminatı hesabında dikkat edilmesi gereken bir diğer husus; kıdem tazminatı tavan sınırıdır. Tavan sınırı ile kastedilen işçinin ne kadar maaş alıyor olursa olsun
Mevzuatımızda kıdem tazminatı hesabına ilişkin bir “tavan sınırı” öngörülmüştür. Buna göre; işçinin bir yıllık kıdem tazminatı, 5434 sayılı Kanuna göre ödenecek olan azami emeklilik ikramiyesini geçemez. Bu sınır her yıl yenilenmektedir. Söz gelimi, 2022 yılı bakımından kıdem tazminatı tavan sınırı, 10.596,74 TL olarak belirlenmiştir. Yani işçinin brüt maaşı bu miktarın üzerinde bile olsa tazminat hesabı tavan sınırı üzerinden yapılacaktır. Hemen belirtmek gerekir ki işverenin tavan sınırı olmaksızın kıdem tazminatı ödeyeceği kararlaştırılabilir.
Bilindiği üzere çalışanlar aldıkları ücret üzerinden gelir vergisi ödemektedir. Fakat içinin kıdem tazminatı bu gelir vergisinden istisnadır. Yani işçi alacağı kıdem tazminatından gelir vergisi ödemeyecektir. Fakat işçiye tavan sınırının üzerinde kıdem tazminatı ödemesi yapılmışsa, tavan sınırını aşan miktar gelir vergisine tabi olacaktır. Kıdem tazminatından damga vergisi kesintisi de yapılmaktadır. İşçinin ölümü halinde kıdem tazminatı onun mirasçılarına ödeneceğinden, kıdem tazminatı üzerinden veraset ve intikal vergisi de ödenecektir. Kıdem tazminatı sözleşme son bulduktan sonra hak kazanılan bir ödeme olduğundan, kıdem tazminatından sigorta primi kesilmez.
Yukarıdaki koşulların gerçekleşmesi halinde işçi kıdem tazminatına hak kazanacaktır. Buna rağmen işveren tarafından işçinin hak ettiği bu alacak ödenmeyebilir. Bu durumda işçinin kıdem tazminatını ve varsa diğer alacaklarını talep ettiği bir dava açması gerekir. Fakat hemen belirtmek gerekir ki mevzuatımızda 01.01.2018 tarihinde yapılan değişiklik uyarınca işçilik alacaklarına ilişkin davalarda zorunlu arabuluculuk şartı getirilmiştir. Yani kıdem tazminatını alamayan işçi öncelikle arabulucuya başvurmalı anlaşma sağlanmaması halinde dava açarak bu talebini ileri sürmelidir.
Belirtmek gerekir ki, kıdem tazminatı hakkı olmasına rağmen alamayan işçi, açacağı dava ile diğer haklarını da talep edebilir. Örneğin yıllık izinlerini kullanmamış olan işçi, bu izinlere karşılık gelen ücretini, fazladan çalışma gerçekleştirmişse fazla mesai ücretini ve tatil günü ücretlerini de talep edebilecektir. Konuya ilişkin detaylı
Kıdem tazminatını alamadığı için dava açmak isteyen işçi bu davayı muhakkak süresi içinde açmalıdır. Aksi durumda işçinin hak kaybına uğraması ve sonuçta kıdem tazminatına ulaşamaması gündeme gelebilir.
İş Kanununda yapılan değişiklik sonrasında kıdem tazminatı davası için iki farklı süre öngörülmüş oldu. Buna göre İş sözleşmesi 25.10.2017 tarihinden önce sona eren işçiler bakımından dava açma süresi on yıldır. Yani, söz gelimi işçi 01.01.2016 tarihinde işten ayrılmışsa on yıl içerisinde kıdem tazminatı talebini ileri sürmelidir. İş sözleşmesi 25.10.2017 tarihinden sonra sona ermiş olan kimseler için ise beş yıllık zamanaşımı süresi öngörülmüştür. Bu durumda da örneğin iş sözleşmesi 01.01.2021 tarihinde sona ermişse artık işçi bu tarihten itibaren beş yıl içerisinde dava açarak kıdem tazminatını talep etmelidir.
Bu dava işçilik alacaklarına ilişkin olduğundan görevli mahkeme İş Mahkemeleridir. Yetkili mahkeme ise; işin yapıldığı yer veya davalının yerleşim yeri mahkemesidir.
Değerli müvekkillerimiz,
Dünya genelinde yaşanan Koronovirüs (Covid-19) salgını riski nedeniyle, hukuki soru ve sorunlarınız için mobil ve online iletişim kanallarımızı kullanmanızı öneririz.
KİŞİSEL VERİLERİN İŞLENMESİ HAKKINDA
“AYDINLATMA METNİ”
İnternet sitemizi kullanmanız dolayısıyla, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) başta olmak üzere yürürlükteki mevzuat kapsamında birtakım verilerinizin toplanması, saklanması, işlenmesi, aktarılması ve KVKK kapsamına dahil başkaca işlemlerin detayı ve amacı hakkında, veri sorumlusu olarak sizleri bilgilendirmek isteriz.
Genel Bilgiler
İlgili mevzuata göre, “kişisel veri” kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgidir. “Özel nitelikli kişisel veri” ise kişilerin ırkı, etnik kökeni, siyasi düşüncesi, felsefi inancı, dini, mezhebi veya diğer inançları, kılık ve kıyafeti, dernek, vakıf ya da sendika üyeliği, sağlığı, cinsel hayatı, ceza mahkûmiyeti ve güvenlik tedbirleriyle ilgili verileri ile biyometrik ve genetik verileridir. İşbu Aydınlatma Metninde, özel ve/veya genel nitelikli olma ayrımı yapılmaksızın, her neviden veri için “Kişisel Veri” ifadesi kullanılacak olup durumun gereğine göre özel nitelikli kişisel verilerin de bu ifade kapsamına dahil edilebileceğini belirtmek isteriz. Keza, internet sitemizi kullanırken size daha efektif hizmet sağlayabilmek adına çerezler, web işaretçileri ve benzeri uygulamaları da kullanabilmekteyiz. Çerez kullanımının durdurulmasını tarayıcı ayarlarınızı değiştirerek her zaman sağlayabilirsiniz. Çerez kullanımının durdurulması, internet sitemizdeki bazı fonksiyonların kullanımını sınırlandırabilecektir.
Kişisel veriler toplandıktan sonra silme, yok etme ya da anonim hale getirme işlemlerine kadar olan süreçte gerçekleştirilen elde etme, kaydetme, depolama, muhafaza etme, değiştirme, yeniden düzenleme, açıklama, aktarılma, sınıflandırılma ya da kullanılmasını engelleme ve sair kapsamda veriler üzerinden gerçekleştirilen her türlü işlem ise KVKK kapsamında “kişisel verilerin işlenmesi“ olarak değerlendirilmektedir.
Kişisel veri veya özel nitelikli kişisel veri tanımına uygun bilgilerinizi Kulaçoğlu Hukuk Bürosu (Veri Sorumlusu) olarak bizimle paylaşmanız durumunda, onay kutucuğunu işaretleyerek bu verilerinizin işlenmesi için açık rıza verdiğinizi belirtmek isteriz.
Kişisel Verilerin Toplanması ve Hukuki Sebepleri
İnternet sitemizi kullanırken birtakım kişisel verilerinizi, Veri Sorumlusu sıfatımız ile bizimle paylaşmanızı talep edebilmekteyiz. İşbu kişisel verileriniz fiziksel olarak sözlü veya yazılı şekilde toplanabileceği gibi, elektronik ortamda da toplanabilir. Keza, kişisel verileriniz, Veri Sorumlusu sıfatıyla doğrudan tarafımızca toplanabileceği gibi, Veri Sorumlusu adına veri işleyen gerçek veya tüzel kişiler tarafından veya ifa ettiğimiz iş ve hizmetin bir gereği olarak destek aldığımız ulusal/uluslararası kişi ve kuruluşlar ile diğer 3.kişiler tarafından, sayılanlarla sınırlı olmamak üzere, internet sitemiz, blog mesajları, iletişim formları, iş/staj ve sair başvuru formları, bilgi formları, video konferans ve/veya online hukuki danışmanlık hizmeti esnasında kaydedilebilen ses ve/veya video kayıtları, telefon görüşmesi ve/veya telekonferans esnasında kaydedilebilen ses kayıtları, kısa mesajlar, WhatsApp, sosyal medya vs kanallarıyla gerçekleştirilenler başta olmak üzere her türlü iletişim kanalları aracılığı ile toplanabilmektedir. Bu verileriniz elektronik ya da internet tabanlı araçlar ve sair vasıtalar kullanılarak otomatik yöntemlerle elde edilebildiği gibi, tarafımıza sunduğunuz formlar, sözleşmeler, bildirimler, adli veya idari merci kararları gibi yöntemlerle de elde edilebilmektedir.
Kişisel Verilerin İşlenme Amacı ve Aktarımı
Kişisel verileriniz, yürürlükteki ilgili mevzuat uyarınca, hukuka, iyi niyet ve dürüstlük kurallarına uygun, doğru ve güncel olarak, belirli, açık ve meşru amaçlarla ve bu amaçlarla bağlantılı, sınırlı ve ölçülü olarak işlenmekte olup ilgili mevzuatta öngörülen ve işlendikleri amaç için gerekli olan süre kadar muhafaza edilmektedir.
KVKK uyarınca, Veri Sorumlusu olarak bizimle paylaşmış olduğunuz kişisel verileriniz, yerine getirmekte olduğumuz her türlü hizmet ve faaliyet amaçlarımız ile gerektiğinde işe/staja alım süreçleriyle bağlantılı ve ölçülü olarak söz konusu hizmetlerden faydalanmanız, hak ve menfaatlerinizin korunması ve sair amaçlar ile KVKK ve yasal düzenlemelere uygun olarak işlenebilecek, hizmetlerimiz kapsamında ve ilgili mevzuata uygun olarak UYAP sistemi başta olmak üzere, adli, idari vb. kurumlara ve/veya yetkili kıldıkları kişi ya da merciler ile somut olayın şartlarına göre yurtdışında olup olmamasından bağımsız olarak ilgili üçüncü kişi ve kurumlara aktarılabilecek ve ilgili mevzuatta belirlenen süreler boyunca saklanıp gerekli işlemlere tabi tutulabilecektir.
Ağ Sunucusu Veri Günlüğü
İnternet sitemize giriş yapmanızın kaçınılmaz bir sonucu olarak, veri günlüğü olarak tanımlanan ve aşağıda listelenmiş olan verileriniz, ağ tarayıcınız tarafından internet sunucumuza otomatik olarak aktarılmakta ve onayınız aranmaksızın veri günlüğü kayıtlarına kaydedilmektedir:
Veri günlüğü internet sitemizin sizin için daha kullanışlı hale getirilebilmesi amacıyla istatistiki bilgi sağlamak için kullanılmakta olup, takiben derhal silinir.
Kişisel Verilerin Güvenliğinin Sağlanması İçin Alınan Tedbirler
6698 Sayılı Kişisel Verileri Koruma Kanun’un ilgili maddesine uygun olarak, kişisel veri güvenliğinizin sağlanması için hukuka aykırı olarak işlenmelerini ve erişilmelerini önlemek ve muhafazalarının sağlamak amacıyla gerekli teknik ve idari tedbirler Veri Sorumlusu olarak tarafımızca alınmaktadır.
Veri Sahibinin Hakları
Kişisel veri sahipleri KVKK uyarınca aşağıda yer alan haklara sahiptir:
Yukarıda belirtilen hakların kullanımıyla veya genel olarak Aydınlatma Metnimizle alakalı daha detaylı bilgi talepleriniz için “İletişim” sayfamızdan ulaşılabileceğiniz “İletişim Formu” aracılığıyla veya ıslak imzalı olarak “Esentepe Mah. Eser İş Merkezi B Blok Kat:8 No:63 Şişli/İstanbul/Türkiye” adresine ulaştırmanız ya da info@kulacoglu.av.tr e-posta adresine konu kısmında “Kişisel Veri Bilgi Talebi” ifadesi ile iletebilirsiniz.
Kişisel veri sahipleri olarak, haklarınıza ilişkin taleplerinizi Kulaçoğlu Hukuk Bürosu’na yukarıdaki şekillerde iletmeniz durumunda talebiniz, niteliğine göre en kısa sürede sonuçlandıracaktır. İlgili işlemin ayrıca bir maliyet gerektirmesi durumunda, Kişisel Verileri Koruma Kurulu’nca belirlenen tarifedeki ücret, Kulaçoğlu Hukuk Bürosu olarak tarafınızdan tahsil edilecektir.
Merhaba kolay gelsin, ben 3 yıldır bir şirkette çalışıyorum fakat birkaç ay sonra evlilik nedeni ile istifa edip tazminatımı alacağım sorum şu biz marttan beri kısa çalışma ödeneğinden yararlanıyoruz bu yüzden primlerim eksik yatıyor ama yarım değil tüm ay çalışıyoruz aslında. İşten çıkarken bu yatırılmayan primlerinde ücretini isteyebilir miyim böyle bir hakkım var mı?
Merhaba iyi çalışmalar. İki yıldır kimya sektöründe olan özel bi şirkette çalışmaktayım. Çalışma süremin 1. Yılında kimyasal ortam kaynaklı olduğunu düşündüğüm mide fıtığı,ülser ve gastrit ameliyatı geçirdim. Şuan yine aynı rahatsızlıkların belirtilerini yaşıyor tekrarlanacağından endişe ediyorm. Bu duruma bağlı olarak işten ayrılmayı talep ediyorum kıdem tazminatı alabilirmiyim?
1989-90 Yıllarında yedek subay olarak askerlik hizmetimi yaptım, 4A/B hizmetlerimden sonra 2019 yılı Haziran ayında Bağkur emeklisi oldum, Yedek subaylık hizmetimden ötürü kıdem tazminatı alabilir miyim? Nereye ve nasıl müracaat etmeliyim?
Merhaba,
20.09.2006 tarihli sigortaya girişim bulunmaktadır.4503 gün primim mevcuttur.Kendi isteğin ile işten ayrılmak istediğimde kıdem tazminatımı alabilir miyim?Bir bilgi kirliği mevcut,bazı yerlerde 2000 yılı sonrası sigorta girişlerinin 25 yıl 4500 günü doldurma zorunluluğunun olduğu yazmaktadır.Bazı yerlerde ise 15 yıl 3600 gün doldurduğunda kıdem tazminatını hak edebileceği yazmaktadır.Bu konu ile ilgili cevabınızı beklemekteyim.
Merhaba. 1996 yılı sigorta başlangıçı ve 6100 gün sigorta primi ödeme günüm var. Ssk müdürlüğünden tazminat alır yazısı alıp iş yerine verdim. fakat işyeri hemen böyle işten ayrılamayacağımı ihbar süresi olduğunu ve tazminat odemeyecegini söyledi. Bende noterden ihtarname gönderdim ve tazminat ödemesi için 7 gün içerisinde ödeme yapmalarını bekliyorum. Ödeme yapılmazsa ne gibi bir yol izlemeliyim. Ayrıca gerçekten ihbar süresi var mıdır. Teşekkürler.
merhaba, yaklaşık 6 yıl boyunca sigortalı olarak çalıştığım iş yerimden hiç bir yazılı evrak ya da sözlü beyanda bulunmadan kendi rızamla işten ayrıldım, daha sonra başka bir yerde sigortalı olarak işe başladım. yeni iş yerimde yaklaışk 1 buçuk yıl çalıştıktan sonra ilk işime geri döndüm yaklaşık 1 buçuk yıl çalıştıktan sonra işverenim beni işten çıkardı ancak ihbar süremi verdi ama ben kullanmadım, bende ihtarname gönderdim. dava açsam ilk çalıştığım ve sonraki çalıştığım yıllara ilişkin tazminatlarımı alabilir miyim? ( 6+1 buçuk yıl)
selam öncelikle kolay gelsin ben calıştıgım yerde 7 senedir calışıyorum ve tazminat alıp cıkmak istiyorum 3 vardıyalı bır işte calışıyorum ama elaman cıkınca 2 vardıya oluyor ve 4.12 ve 12.9 ve sabah ışten cıkarsam eyer 8 de ertesı gun sabah 8 de iş başı yapıyorum yani 24 saat lık izin sürem var yanı bu dogru birşeymi sabaha kadar nöbet tutup sonra ızın lkulanmak yanı demem şu eve gıdınce zaten yatıp uyuyorum ızın de temel ıhtıyaclarımı göremiyorum sonra da ızınde cöz işini diyorlar bu ızın sizcede yerterli bir süremidir ?? sabah 8 de cıkıp aksam 8 de gelıp sabah 8 de cıkıyorum ve 24 saat sonra iş başı yapıyorum yani 24 saat ızınde zaten en az 10 12 saat uyuyorsun sonra nasıl ben temel ıhtıyaclarımı göre bılecem ki
Taşeron firmada çalışıorum 2+1 yıllık sözleşme imzaladık 21.04.2019 da 2 yıl olcaktı ama firma 28.03.2019 da bırakma kararı aldı yada iflas tam bilmiom ama bunlar aynı gün içinde gelip sizi ortak firmaya haklarınızla birlikte devredecez kapıtları koydular önümüze imzalayın dediler. Tazmitını almak isteyenler vardı çalışmaya devam etmek isteyenlerde. ben çıkmak istiodum zaten imzalamak istemedim ama yetkililer imza atsan da atmasanda devir olacaksın dediler biz şeffaf olsun diye sizlere devir kağıtlarını getirdik tekrar tekrar sormama rahmen imza at atma devir olancan dediler e tabi bilgi alacağımız yerde yoktu yardımcı olabilecek. Yardımcı olursanız iyi olur