Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi olarak ilan edilen korona virüs (COVID-19) sosyal hayatı olumsuz etkilediği gibi, ticari hayatı ve iş hayatını da olumsuz etkilemiştir. Bu durumun, elinde çek bulunduran alacaklı konumundaki şirketler ve gerçek kişilere etkisinin ne olacağı? cevaplanması gereken bir soru haline gelmiştir.
Çekin İbrazı ve Ödeme Talebiyle Karşılaşan Banka,
Korona virüsünün salgın halini aldığı bu dönemde, çek ibrazıyla karşılaşan bankanın, bu kapsamda ödeme yapıp yapmayacağı, çek hesabında yeterli tutarda meblağ yoksa bu durumda karşılıksızdır işlemi yapıp yapamayacağı noktasında, hukuki açıdan ciddi bir belirsizlik söz konusudur.
Halihazırda bir kanuni düzenleme söz konusu olmadığı için bu durumda iki ihtimal söz konusu olabilir;
İlk görüş;
- 7226 Sayılı Kanun ile çekin ibraz süreleri, 30.04.2020 tarihine kadar durdurulmuştur. Bu tarihten sonraki ilk gün 01 Mayıs günü resmi tatil olup o günü ve izleyen 2 -3 Mayıs da resmi tatil olduğundan; Türk Ticaret Kanunu madde 816 gereği çekin resmi tatilde ibrazı olamayacağından; 4 Mayıs 2020 tarihine dek, ödeme talebiyle bankaya çek ibraz edilmemelidir.
Çek Kanunu geçici 3. Madde gereği, 31/12/2020 tarihine kadar, üzerinde yazılı düzenleme tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap bankaya ibrazı geçersizdir. Kanun koyucu, bu hükmü ile ileri tarihli düzenleme tarihine sahip çeklerin başka bir deyişle vadeye sahip çeklerin düzenlenmesine engel olmaya çalışmıştır.
Çekin ibrazına ilişkin Ticaret Kanununda öngörülen ibraz sürelerinin hak düşürücü mahiyete sahip olmaları gereği, 7226 Sayılı kanun ile ibraz ve hak düşürücü süreler 30.04.2020 tarihine dek durdurulmuş olup bu sürelerin durması ve işlememesi, çekin bankaya ödenme talebiyle ibrazın da mümkün olmaması anlamına gelecektir.
Tüm bunlar göz önüne alındığında;
Banka, çek hesabında yeterli tutarda meblağ olsa da hukuken yapılmaması gereken bir çek ibrazı karşısında, çek bedelini ödememeli ve çeki herhangi bir işlem yapmaksızın çeki ibraz edene iade etmelidir.
Banka, hesapta karşılık başka bir deyişle çek üzerinde yazılı meblağ yoksa bu durumda çekin arkasına karşılıksızdır işlemi de yapmamalıdır. Çünkü 7226 Sayılı kanun gereği çeke ilişkin ibraz süresi başlamamıştır. Bankanın bu kanuna aykırı bir davranışı, bankayı çeki düzenleyen borçluya karşı sorumlu hale getirebilir.
Bu görüşün kabulü halinde çeke ilişkin ibraz süresinin 7226 Sayılı kanun ile durması, gerek çeki elinde bulunduran, gerek çek borçluları, gerekse de banka bakımından hukuki sonuç doğurmuş olacaktır.
Bu görüşün kabulü halinde; virüsün ülke genelinde yarattığı/yaratacağı ekonomik sorunların boyutu değerlendirildiğinde Mayıs ayında karşılıksızdır işlemi ile karşılaşan alacaklının, borçluya yönelteceği karşılıksız çek keşide etme suçuna ilişkin yargılamada; borçlunun yapacağı ekonomik buhran savunmasının, karşılıksız çek keşide etme suçunda aranan kusurun, Türk Ceza Kanunu m.25/2 kapsamında kusurluluğu ortadan kaldıran “zorunluluk hali” çerçevesinde değerlendirilebilmesi ve borçluya ceza verilmeyip beraatine karar verilebilmesi de ihtimaller arasındadır.
İkinci görüş;
- 7226 Sayılı kanun ile çek ibraz sürelerinin 30.04.2020 tarihine dek durdurulması ve bu kapsamda keşide (vade) tarihinde çekin ibraz edilememesi, çek bedelinin ödenmemesi, yahut karşılıksızdır işlemi yapılmaması, ticari ilişkilerin kendine has yapısına açıkça aykırılık taşıdığı yönündedir.
Bu düzenleme, Koronavirüs (COVID – 19) salgını süresince özellikle ülke çapında ödemelerin Mayıs ayına kadar durdurulması, piyasanın krize girmesine dolayısıyla hak kayıpları yaşanmasına sebep olabilecektir. Ayrıca bankaların, 7226 sayılı kanun ile getirilen bu düzenlemeye rağmen Mayıs ayında ibraz sürelerinin dolduğunu ifade etmeleri de bir başka olasılıktır.
Bu görüşe göre; 7226 Sayılı Kanunun çek ibraz süresi rejimini değiştirmediği savunulabilir. Bu görüşün benimsenmesi halinde bankaya çek ibrazı yapılabilir ve çek hesabında yeterli tutarda meblağ var ise alacak tahsil edilebilir. Ancak çek hesabında çek üzerinde yazılı meblağın bulunmaması yani çekin karşılıksız çıkması halinde 22.03.2020 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan Cumhurbaşkanı kararı uyarınca icra iflas takipleri durdurulduğundan çekin karşılıksız çıkması durumunda icra takibi yapılması mümkün olmayacaktır.
Ayrıca bu görüşün benimsenmesi durumunda da Türk Ticaret Kanunu m.811 gereği; sokağa çıkma yasağı kapsamındakiler, bu yasağın kalktığı tarihten itibaren gecikmeksizin çeki ibraz etmeleri gerekeceğinden; “gecikmeksizin” ifadesinin belirsizliği; ceza hukukuna hakim ilkelerden olan “kanunilik” ilkesine ve bu kapsamda “belirlilik” ilkesine aykırılık teşkil edebilecektir. Bu durumda mahkeme tarafından borçluyu karşılıksız çek düzenleme suçundan ceza verilmemesi de ihtimaller arasındadır.
! Korona Virüs sebebiyle olası mağduriyetleri ve kanuni düzenlemelerin belirsizliği sebebiyle yaşanabilecek hak kayıplarını önlemek için çekin piyasada oldukça fazla kullanılan bir ödeme aracı olduğu ve virüsün ekonomik hayata etkisi göz önünde bulundurulduğunda; kanun koyucu tarafından özellikle çek ve diğer ödeme araçları açısından ivedi bir şekilde kanuni düzenleme yapılmasında fayda olacağı kanaatini taşımaktayız.