Hakkında icra takibi başlatılan bir kişi, kamu ya da özel sektörde ücret karşılığı çalışıyorsa, alacaklının talebi üzerine İcra ve İflas Kanunu’nun 355 ve devamı maddeleri uyarınca maaşına haciz konulabilir. Bu kapsamda icra müdürlüğü tarafından ilgili işverene “maaş haczi müzekkeresi” gönderilir. İşveren, söz konusu müzekkereye istinaden işçinin maaşına haciz uygulandığını ve varsa başka hacizlerin de bulunduğunu bildirerek, işçinin aylık ücretini belirtmekle yükümlüdür.
Maaş haczi uygulaması, alacaklıların alacaklarını tahsil etmek amacıyla en sık başvurduğu yollardan biridir. İcra müdürlüğü tarafından gönderilen tebligatın ardından işveren, işçinin maaşından yasal sınırlar içinde (genellikle ¼ oranında) kesinti yaparak bu tutarı doğrudan haciz dosyasına ödemelidir. İşverenin bu yükümlülüğe uymaması hâlinde, kesilmesi gereken tutardan doğrudan sorumlu tutulması mümkündür. Bu durumda işveren, alacaklının talebiyle bizzat haciz tehdidiyle karşı karşıya kalabilir.
İçindekiler
Bu yazımızda, maaş haczinin hukuki dayanağını, uygulama sürecini ve işverenin bu süreçteki yasal yükümlülüklerini detaylı şekilde ele alacağız.
1. Maaş Haczi Nedir?
Maaş haczi; hakkında kesinleşmiş bir icra takibi bulunan borçlunun, işvereni nezdinde kazandığı maaş, ücret, prim, ikramiye gibi gelirlerinin bir kısmına, alacaklının talebi üzerine icra müdürlüğü kanalıyla el konulması işlemidir. İcra ve İflas Kanunu’nun 83. maddesi uyarınca maaşlar, tahsisatlar, emekli maaşları ve sair gelirler, borçlunun ve ailesinin geçimi için gerekli olan miktar düşüldükten sonra haczedilebilir.
Bu yöntem, alacaklılar açısından düzenli gelir elde eden borçlulardan tahsilat yapılmasını sağlayan ve uygulamada sıkça başvurulan bir icra aracıdır.
İcra ve İflas Kanunu madde 83:
“Maaşlar, tahsisat ve her nevi ücretler, intifa hakları ve hasılatı, ilama müstenit olmayan nafakalar, tekaüt maaşları, sigortalar veya tekaüt sandıkları tarafından tahsis edilen iratlar, borçlu ve ailesinin geçinmeleri için icra memurunca lüzumlu olarak takdir edilen miktar tenzil edildikten sonra haczolunabilir.”
1.1. Haczedilebilecek İşçi Gelirleri
Borçlunun işvereni tarafından kendisine ödenen ve “ücret” niteliği taşıyan birçok kalem, maaş haczine konu olabilir. Bunlar arasında:
- Aylık net ücret
- Primler
- İkramiyeler
- Fazla mesai ücretleri
- Performansa dayalı ödemeler
- Yol ve yemek ücretleri (nakdi olarak ödeniyorsa)
yer alır. Bu tür ödemelerin 1/4’ü (yani dörtte biri), icra dosyasına ödenmek üzere kesintiye tabi tutulur. Ancak bu oran nafaka borçlarında daha yüksek olabilir ve bazı durumlarda tamamı haczedilebilir.
Kıdem ve Diğer Tazminatlar
Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, sendikal tazminat gibi ödemeler ise doğrudan “ücret” sayılmadığından, tamamı haczedilebilir. Bu tür ödemelere 1/4 oranında sınırlama uygulanmaz.
Not: Kıdem tazminatının haczedilmesiyle ilgili detaylı bilgi için “Kıdem Tazminatı Nedir?” başlıklı yazımıza bakabilirsiniz.
1.2. Haczedilemeyecek İşçi Gelirleri
Kanun bazı gelir kalemlerini tamamen haciz dışı bırakmıştır. İcra ve İflas Kanunu m. 82/11 uyarınca aşağıdaki ödemeler, maaş haczine konu edilemez:
- İş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle ödenen tazminatlar
- Geçici iş göremezlik ödeneği
- Kısa çalışma ödeneği
- İşsizlik ödeneği
- İş kazası sonucu mahkeme kararıyla hükmedilen tazminat bedelleri
Bu ödemeler, doğrudan işçinin ve ailesinin zaruri geçimini sağlama amacı taşıdığı için hacze konu edilemez. Ancak nafaka borçları bu kuralın istisnasıdır; bu tür gelirlerden dahi nafaka için kesinti yapılabilir.

2. Maaşın Haczedilebilir Kısmı ve Oranı
Borçlunun maaşına haciz konulması halinde, hangi oranda kesinti yapılacağı hem İcra ve İflas Kanunu hem de İş Kanunu hükümlerine göre belirlenir. Bu çerçevede, maaş haczinde uygulanabilecek kesinti oranları ve istisnalar dikkatle değerlendirilmelidir.
Haczedilemeyen Kısım ve Kesinti Oranı
İcra ve İflas Kanunu’nun 83. maddesine göre; maaş, ücret, emekli aylığı gibi gelirlerin tamamı değil, ancak geçinmek için gerekli olan kısmı tenzil edildikten sonra kalan kısmı haczedilebilir. Aynı zamanda İş Kanunu’nun 35. maddesi, işçinin aylık ücretinin dörtte birinden fazlasının haczedilemeyeceğini açıkça hükme bağlamıştır.
Bu iki hüküm birlikte değerlendirildiğinde, genel kural olarak işçinin maaşının en fazla 1/4’ü haczedilebilir. İcra dairesi bu oranda kesinti yapılması yönünde işverene talimat verir ve işverenin de bu sınıra riayet etmesi gerekir.
- İİK madde 83/2:
“Ancak haczolunacak miktar bunların dörtte birinden az olamaz.” - İş Kanunu madde 35:
“İşçilerin aylık ücretlerinin dörtte birinden fazlası haczedilemez…”
- Nafaka Borçlarında Öncelik
Nafaka borçları, maaş haczinde özel önceliğe sahiptir. Bu nedenle nafaka alacakları için, işçinin maaşının ¼’ünden daha fazlası da haczedilebilir.
Ancak burada dikkat edilmesi gereken bir ayrım vardır:
- Aylık nafaka ödemeleri bakımından herhangi bir üst sınır uygulanmaz, nafaka miktarı maaşın ¼’ünden fazla olsa bile kesilir.
- Birikmiş nafaka borçları ise diğer adi borçlar gibi değerlendirilir ve yalnızca ¼ oranında haczedilebilir.
Dolayısıyla işveren, nafaka konulu hacizlerde kesinti oranını standart icra dosyalarından farklı olarak belirlemek zorundadır.
3. Maaş Haczi Talebi ve Uygulama Süreci
Maaş haczinin uygulanabilmesi, icra takibinin kesinleşmesinden sonra alacaklının talebiyle başlatılan idari bir sürece dayanır. Bu süreçte hem icra müdürlüğünün hem de işverenin belirli yükümlülükleri bulunmaktadır.
Haciz Talebinin Yapılması
Maaş haczinin ilk adımı, alacaklının, borçlunun bir iş yerinde çalıştığını öğrenmesi ve bu bilgiye dayanarak ilgili icra dairesine başvurmasıdır. Takibin kesinleşmiş olması şartıyla, alacaklı icra dairesine yazılı bir dilekçeyle borçlunun maaşına haciz konulmasını talep eder.
Bu talepte:
- Borçlunun çalıştığı kurumun adı ve adresi,
- Takip dosyasının esas numarası,
- Alacak miktarı ve ödeme talebi
yer almalıdır. İcra müdürlüğü, talep üzerine maaş haczi müzekkeresi düzenleyerek işverene gönderir.
İcra Müdürlüğünün İşverene Haciz Yazısı Göndermesi
Haciz talebine istinaden icra müdürlüğü, borçlunun işvereni konumundaki kamu ya da özel sektördeki kuruma resmi bir yazı gönderir. Bu yazı, uygulamada maaş haczi müzekkeresi olarak anılır.
Maaş haczi müzekkeresinde:
- Borçlunun işyerinde çalışıp çalışmadığı,
- İşçinin ücret ve sosyal haklarının tutarı,
- Maaş üzerinde başka haciz bulunup bulunmadığı
hakkında bilgi talep edilir. Ayrıca işverenin, işçiye ödenen ücretin dörtte birini keserek her ay icra dosyasına ödemesi istenir. Yazıda, yükümlülüğe uymamanın sonuçları da hatırlatılır.
İşverenin Cevap Süresi ve Yükümlülükleri
İşveren, maaş haczi müzekkeresinin kendisine tebliğ edilmesinden itibaren yedi (7) gün içinde icra müdürlüğüne cevap vermek zorundadır. Bu cevap yazısında:
- İşçinin işyerinde çalışıp çalışmadığı,
- Maaşının tutarı ve ödeme periyotları,
- Ücret üzerinde daha önce tesis edilmiş başka haciz bulunup bulunmadığı,
- Haciz uygulanabilir bir maaş ödemesinin yapılıp yapılmadığı
icra müdürlüğüne bildirilmelidir.
4. İşverenin Maaş Haczi Karşısındaki Hukuki Yükümlülükleri
İşveren, icra müdürlüğünden gelen maaş haczi yazısına muhatap olduktan sonra, yalnızca bilgi vermekle kalmaz; aynı zamanda bu yazının gereklerini yerine getirme yükümlülüğü altına girer. Kanun, bu noktada işvereni, borcun doğrudan tarafı olmasa bile, ödeme yükümlüsü gibi sorumlu kılmaktadır.
Haciz Yazısına Uyma Zorunluluğu
İcra müdürlüğü tarafından gönderilen haciz müzekkeresi, kanunen bağlayıcıdır. İşverenin bu yazıya uyması ve yazıda belirtilen maaş kesintilerini zamanında yaparak icra dosyasına aktarması zorunludur.
İşverenin uyması gereken temel yükümlülükler şunlardır:
- Yedi gün içinde yazıya yazılı cevap vermek,
- İşçinin maaşından kanuni oranda (genellikle ¼) düzenli kesinti yapmak,
- Kesilen tutarı doğrudan icra dosyasına yatırmak,
- Kesintilere devam ederken yeni bir haciz yazısı geldiğinde durumu yeniden bildirmek.
İşveren bu yükümlülüklere uymazsa:
- Haciz yazısında belirtilen borç tutarı kadar alacaktan şahsen sorumlu tutulabilir,
- Hakkında doğrudan icra takibi başlatılabilir.
İcra ve İflas Kanunu m. 89’a göre, işverenin süresinde cevap vermemesi veya gerçek dışı bilgi vermesi hâlinde, işveren hakkında cebri icra yoluna gidilebilir ve tazminat sorumluluğu doğabilir.
Birden Fazla Maaş Haczi Durumunda Sıra ve Öncelik
Borçlu işçi hakkında birden fazla icra takibi bulunması hâlinde ve farklı alacaklılar tarafından aynı işverene maaş haczi müzekkeresi gönderilmişse, işverenin bu durumda dikkatle hareket etmesi gerekir.
- Öncelik sırası, haciz müzekkerelerinin tebliğ tarihine göre belirlenir. Önce gelen hacze öncelik verilir.
- Sırası gelen dosya tamamen ödenmeden diğer haciz dosyasına ödeme yapılamaz.
- İşverenin aynı anda tüm haciz taleplerine kesinti yapması mümkün değildir; toplam kesinti oranı %25’i aşamaz (nafaka hariç).
İstisna: Nafaka alacağı her zaman önceliklidir. Önceki hacizlerden bağımsız olarak uygulanır ve tamamına kadar kesinti yapılabilir.
İşveren, sıraya uymaz veya kesintileri dosyalar arasında yanlış şekilde dağıtırsa, hem sırası gelmeyen alacaklıya yapılan ödeme açısından hukuki sorumluluk doğar hem de sıra dışı ödeme yaptığı dosya ödemesiz kalırsa öncelikli alacaklının zararını karşılamakla yükümlü olur.
5. İşverenin Hukuki Sıfatı ve Sorumluluğu
Maaş haczi uygulamasında işveren, tarafı olmadığı bir borç nedeniyle icra sürecine dâhil edilen üçüncü kişidir. Ancak bu konumuna rağmen, işverenin üzerine yüklenen hukuki yükümlülükler oldukça ağırdır. İşveren, maaş ödemeleri üzerinden alacağın tahsiline aracılık etmekle yükümlü tutulur ve yükümlülüğe aykırı davranması hâlinde sorumluluğu doğar.
İcra Takibinde İşverenin “Üçüncü Kişi” Sıfatı
İcra ve İflas Kanunu bakımından işveren, maaş haczi yazısının gönderildiği kişi olup icra takibine taraf olmayan bir “üçüncü kişi” konumundadır. Ancak, Kanun’un 89. maddesi uyarınca, işverenin bilgi verme ve ödeme yapma yükümlülüğü bulunduğundan, bu “üçüncü kişi” sıfatı pasif değil aktif sorumluluk doğurur.
İşveren, icra takibine taraf olmamakla birlikte:
- Borçlunun çalıştığını ve gelirini bildirme,
- Maaş kesintisi yapma ve ödeme,
- Sıralamaya uyma,
- Haciz dışı ödeme yapmama
yükümlülüklerini yerine getirmelidir.
İşveren, bu yükümlülüklere aykırı hareket ederse; alacaklı tarafından doğrudan borçluymuş gibi takibe konu edilebilir.
İşverenin Sorumluluk Sınırları
İşverenin sorumluluğu, yalnızca kendisine tebliğ edilen haciz yazısı kapsamında ve maaş ödemeleriyle sınırlıdır. İşverenin bu bağlamda dikkate alması gereken sorumluluk sınırları şunlardır:
- Sorumluluk yalnızca kesintinin yapılması ve ilgili dosyaya aktarılması ile sınırlıdır; işverenin borcun hukuki içeriğine ilişkin inceleme veya yorum yapma yükümlülüğü yoktur.
- İşverenin ödeme yapmadığı her ay için, ödeme yapması gereken tutar kadar borçtan sorumluluğu doğar.
- İşverenin yanlış dosyaya ödeme yapması hâlinde, zarar doğuran ödemeden dolayı alacaklıya karşı sorumluluğu gündeme gelir.
İİK m. 89/1-2:
Maaş haczi yazısına süresinde cevap vermeyen ya da gerçek dışı beyanda bulunan üçüncü kişi, borcu kabul etmiş sayılır ve doğrudan borçlu gibi takibe konu olabilir.
İşverenin, borçlunun çalışmaya devam etmediği, ücret ödemesinin kesildiği veya yeni bir haciz geldiği durumlarda bu hususları icra müdürlüğüne yazılı olarak bildirme yükümlülüğü vardır. Aksi hâlde doğan sonuçlardan işveren sorumlu tutulabilir.
6. Haciz Emrine Uyulmamasının Hukuki Sonuçları
İcra müdürlüğü tarafından gönderilen maaş haczi yazısına işverenin uymaması, yalnızca bir idari eksiklik değil; doğrudan hukuki ve cezai sorumluluk doğurabilecek bir ihlaldir. Bu durum, işvereni hem tazminat hem de ceza yaptırımıyla karşı karşıya bırakabilir.
6.1. İcra ve İflas Kanunu m. 356 Uyarınca Tazminat Sorumluluğu
İcra ve İflas Kanunu’nun 356. maddesine göre; işveren, haciz emrine rağmen borçlunun maaşından kesinti yapmaz ve bu tutarı icra dosyasına ödemezse, kesmediği ve ödemediği tutar kadar doğrudan tazminatla sorumlu tutulur.
Bu tazminat sorumluluğunun özellikleri:
- Takip borçlusunun değil, işverenin şahsi sorumluluğudur.
- Tutar, işverenin her ay kesip ödemesi gereken miktar kadardır.
- Tazminat niteliğinde olduğundan, işverenden ayrıca icra takibi yoluyla tahsil edilebilir.
- Alacaklı, bu nedenle işveren aleyhine yeni bir takip başlatabilir.
İİK m. 356:
“Haczi yapan memurun talimatına rağmen malları teslim etmeyen veya alıkoyan kişi, bu yüzden uğranılan zararı tazminle mükelleftir.”
Uygulamada maaş, işverenin zilyetliğinde bulunan ve kesilmesi gereken bir “hakediş” olarak kabul edildiğinden, bu hüküm maaş haczi kapsamında da uygulanmaktadır.
6.2. Ceza Hukuku Açısından Değerlendirme
İşverenin haciz emrine bilinçli olarak uymaması, yalnızca özel hukuk sorumluluğu doğurmakla kalmaz; bazı durumlarda ceza hukuku yönünden de değerlendirme yapılmasına yol açabilir.
İlgili durumlar şunlardır:
- İşverenin, maaş haczi yazısına rağmen, borçlunun maaşını gizlemesi veya ödeme yapmadığını beyan ederek yanıltıcı bilgi vermesi,
- Maaş haczini engellemek amacıyla gerçek dışı bildirimde bulunması,
Ceza Kanunu kapsamında belgede sahtecilik suçlarının unsurlarını oluşturabilir.
- İcra memurunun talimatına direnmesi veya maaşı alacaklıya aktarılması gereken şekilde kesmemesi,
İse, İİK 357 madde göndermesiyle Kabahatler Kanunun 32 madde kapsamında idari para cezasıyla cezalandırılır.
Her somut olayda ceza sorumluluğunun doğup doğmadığı, işverenin kastı ve ihmal derecesine göre değerlendirilecektir. Ancak bilinçli bir şekilde maaş haczine direnilmesi hâlinde, savcılık nezdinde suç duyurusu yapılması mümkündür.
Not: Ceza sorumluluğu için mutlaka bir zarar doğması gerekmez; kamu düzenine aykırılık yeterlidir.


Merhaba,
Bankalara borcum var.
40 bin maaş alıyorum.
Maaşımın en fazla kaç lirasını kesinti yapılır?
Merhaba maaş haczi kesintisi alacaklı hesabına kaç gün içerisinde geçer?
Merhaba, benim kredi borcum var. Maaşımdan kesiliyor (4’te 1). Ancak kalan maaşımı maaş hesabıma yatırdılar, hepsini çekti banka. Tasfiye kontratı diye kesim yapmış. Ne yapabilirim? Geri alabilir miyim kalan maaşımı?
İşveren maaşımı düzenli ödemiyor, ayrıca icra borcum olmasına rağmen maaşımın dörtte birini de icra müdürlüğüne aktarmıyor. İşverenin sıkıntıları olduğu söyleniyor. Sadece SGK primim yatırılıyor. Bu durumda ne yapabilirim? SGK primi yatırılması benim için yeterli olur mu?
İyi akşamlar,
………… Bankası’na 190.000 TL kredi borcum var ve özel bir sektörde çalışıyorum.
Borcumu son 3 aydır ödeyemedim. Bu durum işimi etkiler mi?
Maaşımdan ne kadar kesinti yapılır? İş yerimde bir sorun yaşar mıyım?
Teşekkür ederim.
Engelli çalışan bir işçiye maaş haczi yapılabilir mi?
Maaş haczi yazısı iş yerine ulaştığında, işverenin icra müdürlüğüne vereceği maaş bilgi evrağında çalışanın diğer icra dosyalarındaki borç miktarlarını da belirtmesi zorunlu mudur?