
Değerli müvekkillerimiz,
Dünya genelinde yaşanan Koronovirüs (Covid-19) salgını riski nedeniyle, hukuki soru ve sorunlarınız için mobil ve online iletişim kanallarımızı kullanmanızı öneririz.
Mimari eserler, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) gereğince “güzel sanat eserleri” kategorisindendir. İlgili mevzuat uyarınca, sahibinin hususiyetini taşıyan, özgün ve bağımsız olan mimari ürünler, FSEK kapsamında “eser” olarak kabul edilmektedir. Ancak, başta 3194 sayılı İmar Kanunu’na tabi olması gibi sebeplerle kendine özgü niteliği olan mimari eserin, diğer sanat eserlerinden ayrıştığı noktalar bulunmaktadır. Keza, mimari eserin üzerinde bulunduğu arsanın maliki ile mimari eserin sahibinin farklı kişiler olması gibi durumlarda da, çeşitli hukuki uyuşmazlıklar çıkabilmektedir. Her halükarda, FSEK kapsamında “eser” olarak kabul edilen mimari eser ve bu eserin sahibi olan kişi, mevzuatın sağladığı hak ve korumalardan yararlanabilecektir.
Yazı İçeriği
1. Mimari Eserlerin, FSEK Kapsamında Eser Olarak Kabul Edilmesi
2. Mimari Eserlerde Eser Sahibinin Rızası Olmaksızın Değişiklik Yapılması
3. Mimari Eserlerde Eser Sahibinin Adının Belirtilmemesi
4. Bir Mimari Eserin İç Kısmının Fotoğraflanarak Çoğaltılması
5. Mimari Projelerin FSEK’e Göre Eser Niteliği
FSEK’e göre eser; Sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsulleridir. Mimari bir ürünün, mimari eser sıfatıyla kanuni korumadan yararlanabilmesi için, FSEK kapsamında aranan bazı şartları taşıması zorunludur.
Bir eserin 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) kapsamında eser olarak kabul edilebilmesi için kanun kapsamında sayılan dört eser kategorisi içerisinde yer alması gerekmektedir. Bu kategoriler şunlardır:
Bu bağlamda, mimari eserler, FSEK m.4’te sayılan ve yukarıda listelenen güzel sanat eserlerinden “güzel sanat eserleri” kapsamında değerlendirilerek, “eser” niteliğinde kabul edilmektedir.
Yargıtay kararlarında bu konu sıklıkla açıklanmakta olup, buna göre, bir mimari eserin güzel sanat eseri olarak nitelendirilebilmesi için her şeyden önce estetik bir değere sahip olması gerekmektedir. Eser, benzerlerinden ayrışmalı, özgün ve tek bir niteliğe sahip olmalıdır. Mimari eser, bir yapılar topluluğu veya site ise bu durumda eser içindeki yapıların hepsinin teker teker diğerlerinden ayrışan bir niteliği olup olmadığına bakılmamalıdır. Bu gibi durumlarda, eser bir bütün olarak ele alınarak estetiklik değerlendirmesi yapılmalı ve buna göre sonuca gidilmelidir.
Diğer taraftan, mimari eser üzerindeki değişikliklerin eser sahibinin haklarını ihlal edip etmeyeceği ve eser sahibinin haklarının neler olduğu FSEK hükümlerine göre belirlenecektir. Uygulamada özellikle, taşınmaz malikinin taşınmaz üzerindeki tasarruf yetkisini kullanarak eser üzerinde değişiklik yaptığı durumlar, arsa sahibi ile eser sahibi arasında sıkça ihtilafa yol açabilmektedir. Bu noktada, arsa sahibinin mülkiyet hakkı kapsamında sahip olduğu haklar ile mimari eserin sahibinin hakları arasındaki çatışma, FSEK hükümleri ile çözüme ulaştırılmaktadır.
Mimari eserin bahsedilen estetik ölçütüne göre güzel sanat eseri sayılması halinde, eser üzerinde yapılan değişikliklerin eser sahibinin haklarını ihlal edip etmediği belirlenirken değişikliklerin niteliği önem arz etmektedir.
Yargıtay’a göre, değişikliğin eser sahibinin hakkını ihlal etmemesi için;
FSEK ile hükme bağlanan, eser üzerinde değişiklik yapılmadan önce sahibinden izin alınması gerektiği kuralı, mimari eserler bakımından farklılık göstermektedir. Yapılacak değişiklik zorunlu ve gerekli bir değişiklik ise bu durumda mimari eserin sahibinden izin alınmadan da ilgili değişikliğin yapılması mümkündür.
Mimari eser, estetik bir nitelik taşımıyorsa, yapılan değişikliğe ancak imar kanunlarını ilgilendirebilecek konularda müdahale edilmesi mümkün olacaktır. Aksi halde, mimari eserin bulunduğu taşınmazın maliki, taşınmaz üzerindeki tasarruf haklarını dilediği gibi kullanabilecektir. Ayrıca Yargıtay, bir mimari eserin güzel sanat eserleri kapsamına girmesi halinde dahi, bu eser üzerinde zamanla değişen ihtiyaçları karşılamak adına değişiklik yapılmasının mümkün olduğuna hükmetmektedir. Yargıtay’a göre, taşınmaz maliki, ihtiyaçları karşılamak adına ve imar kanunlarının kendisine izin verdiği ölçüde eserde değişiklik yapabilecek, hatta artık ihtiyaçları karşılamayan eseri tamamen ortadan kaldırılabilecektir.
Mimari eser üzerinde yapılan değişiklikler, eser sahibinin itibarını zedeliyorsa, eserin bütünlüğünü bozuyorsa veya eserin estetik yapısına zarar veriyorsa, eser sahibi FSEK kapsamındaki korumalardan yararlanabilir. Bu durumda eser sahibi FSEK m.16’da düzenlenen men etme yetkisini kullanarak eser üzerindeki ilgili değişikliklerin men edilmesini sağlayabilir. Zira eser sahibi eserin bütünlüğünü isteme ve koruma manevi hakkına sahiptir.
Ek olarak eser üzerinde yapılan değişiklik, yapılması zorunlu ve gerekli olan bir değişiklik değilse eser sahibinin müdahale hakkı vardır. Konuyla alakalı olarak, eser sahibinin haklarına ilişkin detaylı incelememize ulaşmak için “Eser Sahibinin Hakları, Hakkın Korunması ve Devri” başlıklı makalemizi inceleyebilirsiniz.
Ayrıca böyle bir durum söz konusu olduğunda eser sahibi FSEK hükümleri çerçevesinde tecavüzün ref’i davası açarak mevcut tecavüzün son erdirilmesi ve tecavüzün süregelen etkilerinin kaldırılmasını talep edebilir. Keza, değişikliği yapan taraftan maddi ve manevi tazminat istemesi de hukuken mümkündür. Buradan hareketle, mali ve manevi hakları ihlal edilen eser sahibinin başvurabileceği tüm hukuki yollar için “FSEK Kapsamında Eser Sahibi Tarafından Açılabilecek Davalar” başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
Eser sahibinin adının belirtilmesi hakkının kullanılması bakımından da mimari eserlerde farklı bir uygulama söz konusu olmaktadır. Diğer eserler bakımından eser sahibinin adı, eserin kullanıldığı her halde ve her yerde belirtilmek zorundadır. Mimari eserlerde ise, eser sahibinin adının belirtilmesi yalnızca eser sahibinin bu yönde yazılı bir isteği olması halinde zorunludur.
Bir mimari eserin iç kısmının fotoğraflanması da FSEK bağlamında bir nevi “çoğaltma” işlemi olarak kabul edilmektedir. Mimari eser, eser sahibinin rızası dışında fotoğraflanır ve çoğaltılırsa bu durumda eser sahibi çoğaltma hakkının ihlal edildiğini ileri sürerek dava açabilecektir. Ancak, eserin umumi bir alanda bulunması ve bu alanda temelli kalmak üzere tasarlanması halinde, eserin dış kısımlarının fotoğraflanması çoğaltma serbestisi kapsamına dahil edilmektedir. Başka bir deyişle, umumi alanda kalıcı olacak şekilde tasarlanan eserin yalnızca dış kısmının fotoğraflanması, eser sahibinin haklarına karşı herhangi bir tecavüz oluşturmayacaktır.
Fikri ve sınai eserlerdeki hak tecavüzlerinde başlatılabilecek ceza yargılamasına ilişkin detaylı bilgiye “Fikir ve Sanat Eserlerinde Hak İhlaline Karşı Açılabilecek Ceza Davaları” yazımızdan ulaşabilirsiniz.
Mimari projeler ise FSEK kapsamında sayılan ve yazımızın başında liste halinde belirtilen kategoriler içinden “ilim ve edebiyat eseri” kategorisine dahil edilmektedir. Görülmektedir ki, mimari eser projeleri, henüz bir proje aşamasında iken ilim ve edebiyat eseri statüsünde eser sayılarak FSEK kapsamında koruma altına alınacaktır. Proje sahibi de eserinin üzerinde yapılan değişiklikleri menedebilecek, değişikliği yapan tarafa karşı tecavüzün ref’i, tecavüzün men’i ve tazminat davaları açabilme hakkına sahip olacaktır. Proje aşaması sona erip eser inşa edildikten sonra ise güzel sanat eseri olarak kabul edilen mimari eser, yazımızın genelinde ifade edildiği üzere, bu bağlamda korunacaktır.
Değerli müvekkillerimiz,
Dünya genelinde yaşanan Koronovirüs (Covid-19) salgını riski nedeniyle, hukuki soru ve sorunlarınız için mobil ve online iletişim kanallarımızı kullanmanızı öneririz.
KİŞİSEL VERİLERİN İŞLENMESİ HAKKINDA
“AYDINLATMA METNİ”
İnternet sitemizi kullanmanız dolayısıyla, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) başta olmak üzere yürürlükteki mevzuat kapsamında birtakım verilerinizin toplanması, saklanması, işlenmesi, aktarılması ve KVKK kapsamına dahil başkaca işlemlerin detayı ve amacı hakkında, veri sorumlusu olarak sizleri bilgilendirmek isteriz.
Genel Bilgiler
İlgili mevzuata göre, “kişisel veri” kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgidir. “Özel nitelikli kişisel veri” ise kişilerin ırkı, etnik kökeni, siyasi düşüncesi, felsefi inancı, dini, mezhebi veya diğer inançları, kılık ve kıyafeti, dernek, vakıf ya da sendika üyeliği, sağlığı, cinsel hayatı, ceza mahkûmiyeti ve güvenlik tedbirleriyle ilgili verileri ile biyometrik ve genetik verileridir. İşbu Aydınlatma Metninde, özel ve/veya genel nitelikli olma ayrımı yapılmaksızın, her neviden veri için “Kişisel Veri” ifadesi kullanılacak olup durumun gereğine göre özel nitelikli kişisel verilerin de bu ifade kapsamına dahil edilebileceğini belirtmek isteriz. Keza, internet sitemizi kullanırken size daha efektif hizmet sağlayabilmek adına çerezler, web işaretçileri ve benzeri uygulamaları da kullanabilmekteyiz. Çerez kullanımının durdurulmasını tarayıcı ayarlarınızı değiştirerek her zaman sağlayabilirsiniz. Çerez kullanımının durdurulması, internet sitemizdeki bazı fonksiyonların kullanımını sınırlandırabilecektir.
Kişisel veriler toplandıktan sonra silme, yok etme ya da anonim hale getirme işlemlerine kadar olan süreçte gerçekleştirilen elde etme, kaydetme, depolama, muhafaza etme, değiştirme, yeniden düzenleme, açıklama, aktarılma, sınıflandırılma ya da kullanılmasını engelleme ve sair kapsamda veriler üzerinden gerçekleştirilen her türlü işlem ise KVKK kapsamında “kişisel verilerin işlenmesi“ olarak değerlendirilmektedir.
Kişisel veri veya özel nitelikli kişisel veri tanımına uygun bilgilerinizi Kulaçoğlu Hukuk Bürosu (Veri Sorumlusu) olarak bizimle paylaşmanız durumunda, onay kutucuğunu işaretleyerek bu verilerinizin işlenmesi için açık rıza verdiğinizi belirtmek isteriz.
Kişisel Verilerin Toplanması ve Hukuki Sebepleri
İnternet sitemizi kullanırken birtakım kişisel verilerinizi, Veri Sorumlusu sıfatımız ile bizimle paylaşmanızı talep edebilmekteyiz. İşbu kişisel verileriniz fiziksel olarak sözlü veya yazılı şekilde toplanabileceği gibi, elektronik ortamda da toplanabilir. Keza, kişisel verileriniz, Veri Sorumlusu sıfatıyla doğrudan tarafımızca toplanabileceği gibi, Veri Sorumlusu adına veri işleyen gerçek veya tüzel kişiler tarafından veya ifa ettiğimiz iş ve hizmetin bir gereği olarak destek aldığımız ulusal/uluslararası kişi ve kuruluşlar ile diğer 3.kişiler tarafından, sayılanlarla sınırlı olmamak üzere, internet sitemiz, blog mesajları, iletişim formları, iş/staj ve sair başvuru formları, bilgi formları, video konferans ve/veya online hukuki danışmanlık hizmeti esnasında kaydedilebilen ses ve/veya video kayıtları, telefon görüşmesi ve/veya telekonferans esnasında kaydedilebilen ses kayıtları, kısa mesajlar, WhatsApp, sosyal medya vs kanallarıyla gerçekleştirilenler başta olmak üzere her türlü iletişim kanalları aracılığı ile toplanabilmektedir. Bu verileriniz elektronik ya da internet tabanlı araçlar ve sair vasıtalar kullanılarak otomatik yöntemlerle elde edilebildiği gibi, tarafımıza sunduğunuz formlar, sözleşmeler, bildirimler, adli veya idari merci kararları gibi yöntemlerle de elde edilebilmektedir.
Kişisel Verilerin İşlenme Amacı ve Aktarımı
Kişisel verileriniz, yürürlükteki ilgili mevzuat uyarınca, hukuka, iyi niyet ve dürüstlük kurallarına uygun, doğru ve güncel olarak, belirli, açık ve meşru amaçlarla ve bu amaçlarla bağlantılı, sınırlı ve ölçülü olarak işlenmekte olup ilgili mevzuatta öngörülen ve işlendikleri amaç için gerekli olan süre kadar muhafaza edilmektedir.
KVKK uyarınca, Veri Sorumlusu olarak bizimle paylaşmış olduğunuz kişisel verileriniz, yerine getirmekte olduğumuz her türlü hizmet ve faaliyet amaçlarımız ile gerektiğinde işe/staja alım süreçleriyle bağlantılı ve ölçülü olarak söz konusu hizmetlerden faydalanmanız, hak ve menfaatlerinizin korunması ve sair amaçlar ile KVKK ve yasal düzenlemelere uygun olarak işlenebilecek, hizmetlerimiz kapsamında ve ilgili mevzuata uygun olarak UYAP sistemi başta olmak üzere, adli, idari vb. kurumlara ve/veya yetkili kıldıkları kişi ya da merciler ile somut olayın şartlarına göre yurtdışında olup olmamasından bağımsız olarak ilgili üçüncü kişi ve kurumlara aktarılabilecek ve ilgili mevzuatta belirlenen süreler boyunca saklanıp gerekli işlemlere tabi tutulabilecektir.
Ağ Sunucusu Veri Günlüğü
İnternet sitemize giriş yapmanızın kaçınılmaz bir sonucu olarak, veri günlüğü olarak tanımlanan ve aşağıda listelenmiş olan verileriniz, ağ tarayıcınız tarafından internet sunucumuza otomatik olarak aktarılmakta ve onayınız aranmaksızın veri günlüğü kayıtlarına kaydedilmektedir:
Veri günlüğü internet sitemizin sizin için daha kullanışlı hale getirilebilmesi amacıyla istatistiki bilgi sağlamak için kullanılmakta olup, takiben derhal silinir.
Kişisel Verilerin Güvenliğinin Sağlanması İçin Alınan Tedbirler
6698 Sayılı Kişisel Verileri Koruma Kanun’un ilgili maddesine uygun olarak, kişisel veri güvenliğinizin sağlanması için hukuka aykırı olarak işlenmelerini ve erişilmelerini önlemek ve muhafazalarının sağlamak amacıyla gerekli teknik ve idari tedbirler Veri Sorumlusu olarak tarafımızca alınmaktadır.
Veri Sahibinin Hakları
Kişisel veri sahipleri KVKK uyarınca aşağıda yer alan haklara sahiptir:
Yukarıda belirtilen hakların kullanımıyla veya genel olarak Aydınlatma Metnimizle alakalı daha detaylı bilgi talepleriniz için “İletişim” sayfamızdan ulaşılabileceğiniz “İletişim Formu” aracılığıyla veya ıslak imzalı olarak “Esentepe Mah. Eser İş Merkezi B Blok Kat:8 No:63 Şişli/İstanbul/Türkiye” adresine ulaştırmanız ya da info@kulacoglu.av.tr e-posta adresine konu kısmında “Kişisel Veri Bilgi Talebi” ifadesi ile iletebilirsiniz.
Kişisel veri sahipleri olarak, haklarınıza ilişkin taleplerinizi Kulaçoğlu Hukuk Bürosu’na yukarıdaki şekillerde iletmeniz durumunda talebiniz, niteliğine göre en kısa sürede sonuçlandıracaktır. İlgili işlemin ayrıca bir maliyet gerektirmesi durumunda, Kişisel Verileri Koruma Kurulu’nca belirlenen tarifedeki ücret, Kulaçoğlu Hukuk Bürosu olarak tarafınızdan tahsil edilecektir.