
Değerli müvekkillerimiz,
Dünya genelinde yaşanan Koronovirüs (Covid-19) salgını riski nedeniyle, hukuki soru ve sorunlarınız için mobil ve online iletişim kanallarımızı kullanmanızı öneririz.
Bono, belirli miktar paranın ödenmesi taahhüdünü içeren ve Türk Ticaret Kanunu (TTK) uyarınca sıkı şekil koşullarına tabi bir kıymetli evrak türüdür. Ticari ilişkilerde bir ödeme ve kredi aracı olarak kullanılan bono, uygulamada senet olarak anılmaktadır. Senedi düzenleyen kişi, belirli bir tarihte ödeme yapacağını taahhüt ederek senedi alacaklıya teslim eder. Senet alacaklısı ise vadesine kadar senedi muhafaza edebileceği gibi aksi kararlaştırılmadıkça 3. kişilere de devredebilir. Bununla birlikte bazı durumlarda senedin istem dışı elden çıkması da söz konusu olabilmektedir. Öyle ki, kaybolma veya çalınma gibi durumlarda senedin 3. kişilerin eline geçmesi riskiyle karşılaşılabilir. Bunun dışında senedin çeşitli sebeplerle yok olması halinde de istem dışı olarak elden çıktığı kabul edilmektedir. Bu ve benzeri durumlar yüzünden senedin ibrazının veya senet üzerinde yazılı olan hakkın saptanmasının imkânsız hale gelmesine zıya (zayi olma) denilmektedir. Kanun koyucu zıya halinde, yetkili hamilin haklarını korumak adına birtakım hukuki çareler öngörmüştür. Bu hukuki çarelerin başında senet iptal davası gelmektedir.
Yazı İçeriği
1. Senet Nedir?
2. Senet Hangi Hallerde Zıyaa Uğrar?
3. Ödeme Yasağı Talep Edilmesi
4. Senet İptal Davasını Kim Açabilir?
5. Senedin Getirilmesine İlişkin İlan Yapılması
6. Senet İptal Kararı ve Sonuçları
Senet iptal davası, zıyaa uğrayan bir senedin yetkili hamilinin hak kaybına uğramaması adına açılan bir davadır. Bu davada yetkili hamil olduğunu iddia eden kişi, senedin zıyaa uğradığını ispat ederek iptalini talep etmektedir. Mahkemece senedin zıyaa uğradığına kanaat getirildiği takdirde senet iptal edilir. İptal edilen senedin hamili, alacağını senetsiz ileri sürebilme veya masraflarını ödemek koşuluyla yeni bir senet düzenlenmesini talep edebilme imkanına sahip olmaktadır.
Senet iptal davası açılabilmesi için öncelikle Türk Ticaret Kanunu (TTK)‘nda aranan şartları haiz bir senedin varlığı gerekmektedir. TTK m. 776’ya göre senette bulunması zorunlu olan unsurlar şunlardır:
Senet ya yukarıda yer alan unsurları doğrudan içermeli ya da TTK’nın tamamlayıcı hükümleri uyarınca bu unsurlar tespit edilebilmelidir. Bu unsurları içermeyen veya tamamlayıcı hükümler vasıtasıyla unsurları tespit edilemeyen senetler, iptal davasına konu olamazlar.
Konuyla ilgili detaylı bilgi Senette Bulunması Gereken Zorunlu Unsurlar başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
Senet iptal davası açılabilmesi için senedin zıyaa uğraması gerekmektedir. Senedin çalınması, kaybolması, yırtılması veya yanması gibi sebeplerle ibrazının imkansızlaştığı hallerde senedin zayi olduğu kabul edilmektedir. Bununla birlikte senedin zıyaa uğradığının kabul edilmesi için tamamen elden çıkması veya yok olması gerekmemektedir. Örneğin senedin ıslanması nedeniyle yazıların silinmesi durumunda senette yazılı hakkın tespitinin imkansızlaşması söz konusu olacağından senedin zayi olduğu söylenebilecektir.
Senedin rıza dışında elden çıkması durumunda, 3. kişiler tarafından ele geçirilmesi ve kullanılması söz konusu olabilmektedir. Öyle ki senedin kaybolması veya çalınması gibi hallerde senedi bulan veya çalan kişiler, senedi borçluya ibraz ederek kendilerine ödeme yapılmasını talep edebilirler. Bu gibi durumların önüne geçmek için borçlunun ödeme yapmaktan yasaklanmasının talep edilmesi mümkündür. Mahkeme, senedin zıya durumunu değerlendirerek borçlunun ödemekten menedilmesine karar verebilir. İhtiyati tedbir niteliğindeki bu karara ödeme yasağı denilmektedir.
Önemle belirtmek gerekir ki, senedin yok olduğu durumlarda ödeme yasağı talep edilmesi mümkün değildir. Zira, ödeme yasağı talep edilebilmesi için paranın yetkili olmayan bir kişiye ödenme riskinin bulunması gerekir. Senedin yok olduğu durumlarda, senet borçluya ibraz edilemeyeceği için ödemenin yapılması da mümkün olmayacaktır.
Ödeme yasağına karar verilebilmesi için, ödeme yeri veya hamilin yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesinden ödemenin yasaklanmasının talep edilmesi gerekmektedir. Talep edilmediği takdirde mahkemenin resen ödeme yasağına karar vermesi mümkün değildir. Ödeme yasağı iptal davası ile birlikte talep edilebileceği gibi iptal davasından önce de talep edilebilir. Borçlu, ödeme yasağına karar verilmesi durumunda senet kendisine ibraz edilse dahi ödeme yapamaz. Ancak borcundan kurtulmak isteyen borçlunun mahkemeden borcunu tevdi etmek için izin istemesi mümkündür. Mahkeme, vade geldiğinde ödemenin tevdi edilmesi için borçluya izin verebilir. Bu durumda tevdi yerinin de ayrıca gösterilmesi gerekmektedir. Tevdi yerine yapılan ödeme ile borçlu borcundan kurtulmuş olur.
Şayet senedi ele geçiren kişi biliniyorsa, iade davası açması için yetkili hamile uygun bir süre verilir. Yetkili hamil verilen süre içinde davayı açmazsa, mahkeme ödeme yasağını kaldırır.
Bununla birlikte senedi ele geçiren kişinin kim olduğu bilinmiyorsa iptal davası açılabilecektir.
Senedin zayi olması halinde yetkili hamil, Asliye Ticaret Mahkemesi’nde senet iptal davası açabilir. İptal davası açan kişi, senedin zayi olduğuna yönelik inandırıcı delilleri de mahkemeye sunmak zorundadır.
Burada tartışmalı olan husus, senedi düzenleyenin yani keşidecinin iptal davası açıp açamayacağıdır. Yargıtay, keşidecinin iptal davası açamayacağını kabul etmektedir. Öyle ki, uygulamada da keşideci tarafından açılan iptal davaları reddedilmektedir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 16.03.2015 tarihli ve 2014/18823 E., 2015/3610 K. sayılı kararı
“Davacı vekili, müvekkilinin keşidecisi olduğu bononun kargoda kaybolduğunu ileri sürerek, bononun iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, TTK 818/s maddesi yollaması ile 757. maddesine göre zayi sebebiyle iptal davası açma hakkının hamile tanındığı, davacının bononun keşidecisi olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. …davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün onanmasına … oybirliğiyle karar verildi.”
Senet iptal davasının yalnızca yetkili hamil tarafından açılabileceği kabul edilmekle birlikte bu kişinin hakkın sahibi yani senet alacaklısı olması gerekmemektedir. Öyle ki, senedi tahsil cirosu ile devralan kişinin de dava açması mümkündür. Önemli olan senede düzgün bir ciro silsilesi ile hamil olunup olunmadığıdır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 11.12.2017 tarihli ve 2016/8623 E., 2017/7053 K. sayılı kararı
“Dava, zayi nedeniyle bono iptali istemine ilişkin olup, mahkemece, yazılı şekilde davacının meşru hamil olmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Ancak, dosya kapsamından, davacı bankanın iptali istenen bonoyu tahsil cirosu ile devraldığı ve vekil hamil sıfatına sahip olduğu anlaşılmaktadır. Tahsil cirosu, senedin bedelinin tahsili ile buna bağlı hakları koruyucu işlemleri yapmaya yönelik temsil yetkisinin kıymetli evraka özgü bir görünüş şekli olduğundan, vekil hamil konumundaki bankanın üçüncü şahıs elindeki senedin iadesini talebe veya zayi nedeniyle iptalini istemeye hakkı vardır. Bu durumda, mahkemece, davacının aktif dava ehliyetinin bulunduğu kabul edilerek, işin esasına girilmek suretiyle karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın usulden reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.”
İptal davası açıldığı takdirde mahkeme, senedin zıyaa uğrayıp uğramadığını değerlendirecektir. Şayet mahkeme, senedin zıyaa uğradığına kanaat getirirse senedin iadesi için ilanda bulunur. İlanda senedi ele geçiren kişi, iadeye davet edilir ve iade edilmemesi durumunda senedin iptaline karar verileceği ihtar olunur. Senedi getirme süresi en az üç ay en çok bir yıl olup bu süre mahkemece takdir edilecektir. Bununla birlikte vadesi gelmiş senetlerde zamanaşımına üç aydan daha az zaman kalmışsa mahkeme daha kısa bir süre de tayin edebilecektir. Mahkemece takdir edilen süre, vadesi gelen senetlerde birinci ilan gününden, henüz vadesi gelmemiş olan senetlerde ise vadenin gelmesinden itibaren başlayacaktır. Senedin getirilmesine ilişkin ilan, Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde üç defa yapılır. Ancak mahkeme başka ilan yöntemlerine de karar verebilir.
Yapılan ilan sonucunda senet mahkemeye sunulursa, mahkeme iade davası açılması için yetkili hamile süre verir. Yetkili hamil, bu süre içinde dava açmazsa senet, mahkemeye sunmuş olana iade edilir ve varsa ödeme yasağı kaldırılır.
Senet verilen süre içinde mahkemeye sunulmazsa senedin iptaline karar verilir.
Konu ile ilgili olarak “Tüketici Senetlerinin İadesi” başlıklı makalemizi de inceleyebilirsiniz.
Mahkemece senedin iptaline karar verilmesi halinde senedin zayi olduğu ispatlanmış olur. Dolayısıyla zayi olan senedin ibrazı yoluyla ödemenin talep edilmesi mümkün değildir. Bununla birlikte iptal davasını açan kişi, senetteki hakkı senetsiz ileri sürebilecektir. Ayrıca masraflarını ödemek koşuluyla yeni bir senet düzenlenmesini talep etmesi de mümkündür.
Önemle vurgulamak gerekir ki; hakkı senetsiz ileri sürebilmek ve yeni bir senet düzenlenmesini talep edebilmek için mahkemeden karar alınması gerekmektedir. Yalnızca senedin iptal edilmiş olması bu hakların doğrudan kullanılabileceği anlamına gelmemektedir.
Sonuç olarak herhangi bir şekilde senedin zıyaa uğraması halinde çok hızlı hareket edilmeli ve olası hak kayıplarının önüne geçilmesi sağlanmalıdır.
Değerli müvekkillerimiz,
Dünya genelinde yaşanan Koronovirüs (Covid-19) salgını riski nedeniyle, hukuki soru ve sorunlarınız için mobil ve online iletişim kanallarımızı kullanmanızı öneririz.
KİŞİSEL VERİLERİN İŞLENMESİ HAKKINDA
“AYDINLATMA METNİ”
İnternet sitemizi kullanmanız dolayısıyla, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) başta olmak üzere yürürlükteki mevzuat kapsamında birtakım verilerinizin toplanması, saklanması, işlenmesi, aktarılması ve KVKK kapsamına dahil başkaca işlemlerin detayı ve amacı hakkında, veri sorumlusu olarak sizleri bilgilendirmek isteriz.
Genel Bilgiler
İlgili mevzuata göre, “kişisel veri” kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgidir. “Özel nitelikli kişisel veri” ise kişilerin ırkı, etnik kökeni, siyasi düşüncesi, felsefi inancı, dini, mezhebi veya diğer inançları, kılık ve kıyafeti, dernek, vakıf ya da sendika üyeliği, sağlığı, cinsel hayatı, ceza mahkûmiyeti ve güvenlik tedbirleriyle ilgili verileri ile biyometrik ve genetik verileridir. İşbu Aydınlatma Metninde, özel ve/veya genel nitelikli olma ayrımı yapılmaksızın, her neviden veri için “Kişisel Veri” ifadesi kullanılacak olup durumun gereğine göre özel nitelikli kişisel verilerin de bu ifade kapsamına dahil edilebileceğini belirtmek isteriz. Keza, internet sitemizi kullanırken size daha efektif hizmet sağlayabilmek adına çerezler, web işaretçileri ve benzeri uygulamaları da kullanabilmekteyiz. Çerez kullanımının durdurulmasını tarayıcı ayarlarınızı değiştirerek her zaman sağlayabilirsiniz. Çerez kullanımının durdurulması, internet sitemizdeki bazı fonksiyonların kullanımını sınırlandırabilecektir.
Kişisel veriler toplandıktan sonra silme, yok etme ya da anonim hale getirme işlemlerine kadar olan süreçte gerçekleştirilen elde etme, kaydetme, depolama, muhafaza etme, değiştirme, yeniden düzenleme, açıklama, aktarılma, sınıflandırılma ya da kullanılmasını engelleme ve sair kapsamda veriler üzerinden gerçekleştirilen her türlü işlem ise KVKK kapsamında “kişisel verilerin işlenmesi“ olarak değerlendirilmektedir.
Kişisel veri veya özel nitelikli kişisel veri tanımına uygun bilgilerinizi Kulaçoğlu Hukuk Bürosu (Veri Sorumlusu) olarak bizimle paylaşmanız durumunda, onay kutucuğunu işaretleyerek bu verilerinizin işlenmesi için açık rıza verdiğinizi belirtmek isteriz.
Kişisel Verilerin Toplanması ve Hukuki Sebepleri
İnternet sitemizi kullanırken birtakım kişisel verilerinizi, Veri Sorumlusu sıfatımız ile bizimle paylaşmanızı talep edebilmekteyiz. İşbu kişisel verileriniz fiziksel olarak sözlü veya yazılı şekilde toplanabileceği gibi, elektronik ortamda da toplanabilir. Keza, kişisel verileriniz, Veri Sorumlusu sıfatıyla doğrudan tarafımızca toplanabileceği gibi, Veri Sorumlusu adına veri işleyen gerçek veya tüzel kişiler tarafından veya ifa ettiğimiz iş ve hizmetin bir gereği olarak destek aldığımız ulusal/uluslararası kişi ve kuruluşlar ile diğer 3.kişiler tarafından, sayılanlarla sınırlı olmamak üzere, internet sitemiz, blog mesajları, iletişim formları, iş/staj ve sair başvuru formları, bilgi formları, video konferans ve/veya online hukuki danışmanlık hizmeti esnasında kaydedilebilen ses ve/veya video kayıtları, telefon görüşmesi ve/veya telekonferans esnasında kaydedilebilen ses kayıtları, kısa mesajlar, WhatsApp, sosyal medya vs kanallarıyla gerçekleştirilenler başta olmak üzere her türlü iletişim kanalları aracılığı ile toplanabilmektedir. Bu verileriniz elektronik ya da internet tabanlı araçlar ve sair vasıtalar kullanılarak otomatik yöntemlerle elde edilebildiği gibi, tarafımıza sunduğunuz formlar, sözleşmeler, bildirimler, adli veya idari merci kararları gibi yöntemlerle de elde edilebilmektedir.
Kişisel Verilerin İşlenme Amacı ve Aktarımı
Kişisel verileriniz, yürürlükteki ilgili mevzuat uyarınca, hukuka, iyi niyet ve dürüstlük kurallarına uygun, doğru ve güncel olarak, belirli, açık ve meşru amaçlarla ve bu amaçlarla bağlantılı, sınırlı ve ölçülü olarak işlenmekte olup ilgili mevzuatta öngörülen ve işlendikleri amaç için gerekli olan süre kadar muhafaza edilmektedir.
KVKK uyarınca, Veri Sorumlusu olarak bizimle paylaşmış olduğunuz kişisel verileriniz, yerine getirmekte olduğumuz her türlü hizmet ve faaliyet amaçlarımız ile gerektiğinde işe/staja alım süreçleriyle bağlantılı ve ölçülü olarak söz konusu hizmetlerden faydalanmanız, hak ve menfaatlerinizin korunması ve sair amaçlar ile KVKK ve yasal düzenlemelere uygun olarak işlenebilecek, hizmetlerimiz kapsamında ve ilgili mevzuata uygun olarak UYAP sistemi başta olmak üzere, adli, idari vb. kurumlara ve/veya yetkili kıldıkları kişi ya da merciler ile somut olayın şartlarına göre yurtdışında olup olmamasından bağımsız olarak ilgili üçüncü kişi ve kurumlara aktarılabilecek ve ilgili mevzuatta belirlenen süreler boyunca saklanıp gerekli işlemlere tabi tutulabilecektir.
Ağ Sunucusu Veri Günlüğü
İnternet sitemize giriş yapmanızın kaçınılmaz bir sonucu olarak, veri günlüğü olarak tanımlanan ve aşağıda listelenmiş olan verileriniz, ağ tarayıcınız tarafından internet sunucumuza otomatik olarak aktarılmakta ve onayınız aranmaksızın veri günlüğü kayıtlarına kaydedilmektedir:
Veri günlüğü internet sitemizin sizin için daha kullanışlı hale getirilebilmesi amacıyla istatistiki bilgi sağlamak için kullanılmakta olup, takiben derhal silinir.
Kişisel Verilerin Güvenliğinin Sağlanması İçin Alınan Tedbirler
6698 Sayılı Kişisel Verileri Koruma Kanun’un ilgili maddesine uygun olarak, kişisel veri güvenliğinizin sağlanması için hukuka aykırı olarak işlenmelerini ve erişilmelerini önlemek ve muhafazalarının sağlamak amacıyla gerekli teknik ve idari tedbirler Veri Sorumlusu olarak tarafımızca alınmaktadır.
Veri Sahibinin Hakları
Kişisel veri sahipleri KVKK uyarınca aşağıda yer alan haklara sahiptir:
Yukarıda belirtilen hakların kullanımıyla veya genel olarak Aydınlatma Metnimizle alakalı daha detaylı bilgi talepleriniz için “İletişim” sayfamızdan ulaşılabileceğiniz “İletişim Formu” aracılığıyla veya ıslak imzalı olarak “Esentepe Mah. Eser İş Merkezi B Blok Kat:8 No:63 Şişli/İstanbul/Türkiye” adresine ulaştırmanız ya da info@kulacoglu.av.tr e-posta adresine konu kısmında “Kişisel Veri Bilgi Talebi” ifadesi ile iletebilirsiniz.
Kişisel veri sahipleri olarak, haklarınıza ilişkin taleplerinizi Kulaçoğlu Hukuk Bürosu’na yukarıdaki şekillerde iletmeniz durumunda talebiniz, niteliğine göre en kısa sürede sonuçlandıracaktır. İlgili işlemin ayrıca bir maliyet gerektirmesi durumunda, Kişisel Verileri Koruma Kurulu’nca belirlenen tarifedeki ücret, Kulaçoğlu Hukuk Bürosu olarak tarafınızdan tahsil edilecektir.
Yorumlar (01)