
Değerli müvekkillerimiz,
Dünya genelinde yaşanan Koronovirüs (Covid-19) salgını riski nedeniyle, hukuki soru ve sorunlarınız için mobil ve online iletişim kanallarımızı kullanmanızı öneririz.
İcra İflas Kanunu madde 277 vd. düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da “iyi niyet kurallarına aykırılık” nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir. Tasarrufun İptali davasının dinlenilebilmesi için davacının gerçek bir alacağının olması, borçlu hakkında kesinleşmiş bir icra takibinin bulunması, iptal konusu tasarrufun borcun doğumundan sonra yapılmış olması ve alacaklının elinde aciz vesikası bulunması gerekmektedir.
Yazı İçeriği
1. Tasarrufun İptali Davası Nedir?
2. Tasarrufun İptali Davasının Şartları
3. Tasarrufun İptali Davasında Aciz Vesikası Dava Şartı Mıdır?
4. Tasarrufun İptali Davasına Konu Olabilecek Satış, Devir, Bağışlama ve İşlemler
4.1. Bağışlama (İvazsız Kazandırmalar) – İİK Madde 278
4.2. Borca Batık Borçlu Tarafından Yapılan Tasarruflar – İİK Madde 279
4.3. Alacaklılara Zarar Verme Kastıyla Yapılan Tasarruflar – İİK Madde 280
5. Tasarrufun İptali Davasını Kim, Kime Karşı Açabilir?
6. Tasarrufun İptali Davasında Yargılama Usulü
7. Tasarrufun İptali Davasında Verilen Kararın İcrası
8. Tasarrufun İptalinde Hak Düşürücü Süre ve Zamanaşımı
9. Tasarrufun İptali Davasında Yetkili ve Görevli Mahkeme
Bu dava ile alacaklı hem borçluya hem de borçlu tarafından lehine işlem yapılan kişiye karşı dava açmaktadır. İptal davasına konu olabilecek tasarruflar bağışlama (İİK. m.278), aciz halinde yapılan tasarruflar (İİK m. 279) ve zarar verme kastı ile yapılan tasarruflardır (İİK m. 280). Tasarrufun iptali davasında davanın kabulüne karar verilmesi halinde iptale konu olan mal borçlunun üzerine geçmemektedir. Alacaklı davada verilen karar ile mal lehine tasarruf yapılan kişinin üzerinde kayıtlı iken haczettirip sattırabilmektedir.
Haciz yoluyla takipte hacizden önce, iflas yolu ile takipte iflasın açılmasından önce alacaklının borçlularından mal kaçırmak amacıyla yaptığı devir (tasarruf) işlemlerinin hiç sonuç doğurmayacak şekilde iptalinin sağlanabildiği davaya tasarrufun iptali davası denilmektedir. Tasarrufun iptali davası İİK m. 277 vd. hükümlerinde düzenlenmiştir. Tasarrufun iptali davasıyla borçlunun üçüncü kişiye yapmış hileli işlem ve fiiller iptal edilir. Ancak bu dava sonucunda alınan işlem hileli devri tamamen geçersiz kılmayıp sadece davayı kazanan alacaklıya iptal edilen tasarrufa konu malı haczedip sattırma yetkisi, malı devralmış olan üçüncü kişiye de buna katlanma yükümlülüğü yükler. Tasarrufun iptal davası eda davası niteliğinde olup şahsi bir hak olan alacak hakkına dayanmaktadır.
Tasarrufun iptali davasında İİK’nun 278, 279 ve 280 maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı incelenmeden önce birtakım ön şartların bulunması gerekmektedir. Bunlar,
İİK 277’de tasarrufun iptali davasını elinde kesin veya geçici aciz belgesi bulunan alacaklının açabileceği düzenlenmiştir. Aciz Vesikası, haczedilen malların paraya çevrilmesi sonunda, alacağı tamamen ödemeyen alacaklıya icra dairesince verilen ve alacaklının alacağının ödenmemiş kısmını belirten belgedir. Kesin aciz vesikası İİK m. 143 veya geçici aciz vesikası İİK.m.105/2’de düzenlenmiştir. İİK m. 105’e göre haczi kabil malı bulunmayan borçlu için tutulan haciz tutanağı 143’üncü maddedeki geçici aciz vesikası hükmünde olup tasarrufun iptali davasında kullanılabilir. Kesin veya geçici aciz vesikasının bulunması, iptal davası için ön koşul ise de bunun davanın açılmasından önce alınması zorunlu değildir. Davanın açılmasından sonra alınabileceği gibi, temyiz aşamasında ve hatta bozmadan sonra karar düzeltme aşamasında bile alınıp ibraz edilmesi yeterlidir. Burada önemli olan davanın açıldığı tarih itibariyle borçlunun borçlarını ödemekten aciz olmasıdır. Ayrıca borçlu hakkında aciz vesikası alınmamakla birlikte, borçlu kayıp ve adresi saptanamıyorsa, saptanan ve bilinen adreslerinde de icraca, borçlunun haczi kabil malının bulunmadığı tespit edilmiş ise, bu takdirde aciz hali gerçekleşmiş sayılır.
Satış, devir, bağışlama gibi işlemlerin hepsini bünyesinde barındıran tasarruf işlemi; bir hakkı veya hukuki ilişkiyi doğrudan doğruya etkileyen, onu diğer tarafa geçiren, içeriğini sınırlayan, değiştiren veya ortadan kaldıran işlemdir. Tasarrufun iptali davasının söz konusu olması için öncelikle bu tanımda ifade edilen tasarruf işlemlerinden birinin gerçekleşmiş olması gerekmektedir. İptal davasına konu olabilecek tasarruflar bağışlama (İİK. m.278), aciz halinde yapılan tasarruflar (İİK m. 279) ve zarar verme kastı ile yapılan tasarruflardır (İİK m. 280).
İİK madde 278’de doğum günü, nişan, düğün gibi durumlarda verilen alışıldık hediyeler istisna olmak üzere, hacizden veya haczedilecek mal bulunmaması sebebiyle acizden yahut iflasın açılmasından geriyle doğru iki yıllık süreçte yapılan karşılıksız kazandırmaların iptal edilebileceği düzenlenmiştir. Tasarrufun iptali davasının açılmasına sebep olan alacağın doğmuş olduğu tarih iki yıldan yakın zamanda meydana gelmişse ancak bu tarihten sonraki karşılıksız kazandırmalar için dava açılabilir. Ayrıca İİK m.278/2 uyarınca bazı tasarruflar karşılıksız kazandırma niteliğindedir. Bunlar;
İİK madde 279’da borca batık borçlu tarafından hacizden veya haczedilecek mal bulunmaması sebebiyle acizden yahut iflasın açılmasından geriyle doğru bir yıllık sürede yapılan bazı tasarrufların batıl olduğu ve tasarrufun iptali davasına konu olabileceği düzenlenmiştir. Ancak tasarruf yapılan kişi borçlunun borca batık olduğunu bilmediğini ispatlarsa tasarruf iptal edilmez. Borca batıklık sebebiyle iptali mümkün olan tasarruflar şunlardır;
İİK m. 280 uyarınca malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun, alacaklılarına zarar verme kastıyla yaptığı tüm işlemler, işlemin gerçekleştiği tarihten itibaren beş yıl içinde borçlu aleyhine haciz veya iflâs yoluyla takipte bulunulmuş ise tasarrufun iptali davasına konu olabilir. Borçlunun içinde bulunduğu malî durumun ve zarar verme kastını bilmeyen iyi niyetli kişiye karşı yapılan tasarruf işleminin iptali mümkün değildir. Borca batıklığın ve zarar verme kastının bilindiğinin ispatında yaklaşık ispat şartı geçerlidir. Tasarruf edilen kişi, borçlunun karı veya kocası, usul veya füruu ile üçüncü dereceye kadar (bu derece dahil) kan ve sıhri hısımları, evlat edineni veya evlatlığı ise kural olarak iyiniyetli kabul edilmez.
Konunun cezai boyutu hakkında bilgi almak için “Alacaklıyı Zarara Uğratma Suçu ve Cezası” başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
Tasarrufun iptali davasında dava elinde aciz vesikası bulunan alacaklı tarafından açılabilir. Bu dava da davalı ise borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan veya borçlu tarafından lehine tasarrufta bulunulan kimseler ile bunların mirasçılarıdır.
Tasarrufun iptali davası basit yargılama usulüne göre incelenip karar verilir. Hâkim, iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebilir. İhtiyati haciz için teminatın gerekip gerekmediğine ve miktarına mahkemece karar verilir. Ancak iptale tabi malın elden çıkarılması ve davanın mal yerine bedel yönünden devam etmesi durumunda teminatsız ihtiyati haciz kararı verilemez. Davalıların talep etmesi halinde alacaklının alacağının gerçek bir alacak olup incelenebilir.
Tasarrufun iptali davası kendine özgü bir dava olduğundan hakimin geniş takdir yetkisi vardır. Bu sebeple tasarrufun iptali davasında senetle ispat kuralı geçerli olmadığından her türlü delil kullanılır. Tasarrufun iptali davasında, davalı olan lehine tasarruf yapılan üçüncü kişi iptali istenen tasarruf nedeniyle kendi malvarlığında meydana gelecek eksilme için asıl borçlu olan diğer davalıdan zararının giderilmesini bu dava ile isteyebilir.
Davalılardan herhangi biri davacının alacağını veya iptali istenen tasarruf bedelini öderse dava red olunur. Bu halde vekalet ücreti ve yargılama giderleri konusunda mahkeme davalılardan birini sorumlu tutabileceği gibi tüm davalıları da sorumlu tutabilir. Tasarrufun iptali davası nispi harca tabidir.
İİK m. 283’e göre tasarrufun iptali davasında davanın kabulüne karar verilmesi halinde alacaklı/davacı davaya konu teşkil eden mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve davanın konusu taşınmazsa, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın tashihine mahal olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir. Tasarrufun iptali davasına konu malı davalı üçüncü şahıs elinden çıkarmışsa elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değer oranında tazminata hükmedilir. Kendisine bağış yapılan kişi iyi niyetli ise sadece dava açıldığında elinde bulunan miktarı geri vermeye mecbur kılınabilir.
İİK m. 284 uyarınca tasarrufun iptali davası açma hakkı, davaya konu tasarrufun yapıldığı tarihten itibaren 5 (beş) yıl geçmesi ile düşer. Bu süre hak düşürücüdür. Buradaki beş yıllık süre davanın açılmasına ilişkin olup İİK m. 280’de ifade edilen takip başlatma süresinden farklıdır.
Tasarrufun iptali davasında görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise davalı olan, borçlu ve/veya lehine tasarruf yapılan kişinin bulunduğu yer mahkemesidir. Davalıların ortak bir yerleşim yeri yoksa birinin yerleşim yeri mahkemesidir.
Değerli müvekkillerimiz,
Dünya genelinde yaşanan Koronovirüs (Covid-19) salgını riski nedeniyle, hukuki soru ve sorunlarınız için mobil ve online iletişim kanallarımızı kullanmanızı öneririz.
KİŞİSEL VERİLERİN İŞLENMESİ HAKKINDA
“AYDINLATMA METNİ”
İnternet sitemizi kullanmanız dolayısıyla, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) başta olmak üzere yürürlükteki mevzuat kapsamında birtakım verilerinizin toplanması, saklanması, işlenmesi, aktarılması ve KVKK kapsamına dahil başkaca işlemlerin detayı ve amacı hakkında, veri sorumlusu olarak sizleri bilgilendirmek isteriz.
Genel Bilgiler
İlgili mevzuata göre, “kişisel veri” kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgidir. “Özel nitelikli kişisel veri” ise kişilerin ırkı, etnik kökeni, siyasi düşüncesi, felsefi inancı, dini, mezhebi veya diğer inançları, kılık ve kıyafeti, dernek, vakıf ya da sendika üyeliği, sağlığı, cinsel hayatı, ceza mahkûmiyeti ve güvenlik tedbirleriyle ilgili verileri ile biyometrik ve genetik verileridir. İşbu Aydınlatma Metninde, özel ve/veya genel nitelikli olma ayrımı yapılmaksızın, her neviden veri için “Kişisel Veri” ifadesi kullanılacak olup durumun gereğine göre özel nitelikli kişisel verilerin de bu ifade kapsamına dahil edilebileceğini belirtmek isteriz. Keza, internet sitemizi kullanırken size daha efektif hizmet sağlayabilmek adına çerezler, web işaretçileri ve benzeri uygulamaları da kullanabilmekteyiz. Çerez kullanımının durdurulmasını tarayıcı ayarlarınızı değiştirerek her zaman sağlayabilirsiniz. Çerez kullanımının durdurulması, internet sitemizdeki bazı fonksiyonların kullanımını sınırlandırabilecektir.
Kişisel veriler toplandıktan sonra silme, yok etme ya da anonim hale getirme işlemlerine kadar olan süreçte gerçekleştirilen elde etme, kaydetme, depolama, muhafaza etme, değiştirme, yeniden düzenleme, açıklama, aktarılma, sınıflandırılma ya da kullanılmasını engelleme ve sair kapsamda veriler üzerinden gerçekleştirilen her türlü işlem ise KVKK kapsamında “kişisel verilerin işlenmesi“ olarak değerlendirilmektedir.
Kişisel veri veya özel nitelikli kişisel veri tanımına uygun bilgilerinizi Kulaçoğlu Hukuk Bürosu (Veri Sorumlusu) olarak bizimle paylaşmanız durumunda, onay kutucuğunu işaretleyerek bu verilerinizin işlenmesi için açık rıza verdiğinizi belirtmek isteriz.
Kişisel Verilerin Toplanması ve Hukuki Sebepleri
İnternet sitemizi kullanırken birtakım kişisel verilerinizi, Veri Sorumlusu sıfatımız ile bizimle paylaşmanızı talep edebilmekteyiz. İşbu kişisel verileriniz fiziksel olarak sözlü veya yazılı şekilde toplanabileceği gibi, elektronik ortamda da toplanabilir. Keza, kişisel verileriniz, Veri Sorumlusu sıfatıyla doğrudan tarafımızca toplanabileceği gibi, Veri Sorumlusu adına veri işleyen gerçek veya tüzel kişiler tarafından veya ifa ettiğimiz iş ve hizmetin bir gereği olarak destek aldığımız ulusal/uluslararası kişi ve kuruluşlar ile diğer 3.kişiler tarafından, sayılanlarla sınırlı olmamak üzere, internet sitemiz, blog mesajları, iletişim formları, iş/staj ve sair başvuru formları, bilgi formları, video konferans ve/veya online hukuki danışmanlık hizmeti esnasında kaydedilebilen ses ve/veya video kayıtları, telefon görüşmesi ve/veya telekonferans esnasında kaydedilebilen ses kayıtları, kısa mesajlar, WhatsApp, sosyal medya vs kanallarıyla gerçekleştirilenler başta olmak üzere her türlü iletişim kanalları aracılığı ile toplanabilmektedir. Bu verileriniz elektronik ya da internet tabanlı araçlar ve sair vasıtalar kullanılarak otomatik yöntemlerle elde edilebildiği gibi, tarafımıza sunduğunuz formlar, sözleşmeler, bildirimler, adli veya idari merci kararları gibi yöntemlerle de elde edilebilmektedir.
Kişisel Verilerin İşlenme Amacı ve Aktarımı
Kişisel verileriniz, yürürlükteki ilgili mevzuat uyarınca, hukuka, iyi niyet ve dürüstlük kurallarına uygun, doğru ve güncel olarak, belirli, açık ve meşru amaçlarla ve bu amaçlarla bağlantılı, sınırlı ve ölçülü olarak işlenmekte olup ilgili mevzuatta öngörülen ve işlendikleri amaç için gerekli olan süre kadar muhafaza edilmektedir.
KVKK uyarınca, Veri Sorumlusu olarak bizimle paylaşmış olduğunuz kişisel verileriniz, yerine getirmekte olduğumuz her türlü hizmet ve faaliyet amaçlarımız ile gerektiğinde işe/staja alım süreçleriyle bağlantılı ve ölçülü olarak söz konusu hizmetlerden faydalanmanız, hak ve menfaatlerinizin korunması ve sair amaçlar ile KVKK ve yasal düzenlemelere uygun olarak işlenebilecek, hizmetlerimiz kapsamında ve ilgili mevzuata uygun olarak UYAP sistemi başta olmak üzere, adli, idari vb. kurumlara ve/veya yetkili kıldıkları kişi ya da merciler ile somut olayın şartlarına göre yurtdışında olup olmamasından bağımsız olarak ilgili üçüncü kişi ve kurumlara aktarılabilecek ve ilgili mevzuatta belirlenen süreler boyunca saklanıp gerekli işlemlere tabi tutulabilecektir.
Ağ Sunucusu Veri Günlüğü
İnternet sitemize giriş yapmanızın kaçınılmaz bir sonucu olarak, veri günlüğü olarak tanımlanan ve aşağıda listelenmiş olan verileriniz, ağ tarayıcınız tarafından internet sunucumuza otomatik olarak aktarılmakta ve onayınız aranmaksızın veri günlüğü kayıtlarına kaydedilmektedir:
Veri günlüğü internet sitemizin sizin için daha kullanışlı hale getirilebilmesi amacıyla istatistiki bilgi sağlamak için kullanılmakta olup, takiben derhal silinir.
Kişisel Verilerin Güvenliğinin Sağlanması İçin Alınan Tedbirler
6698 Sayılı Kişisel Verileri Koruma Kanun’un ilgili maddesine uygun olarak, kişisel veri güvenliğinizin sağlanması için hukuka aykırı olarak işlenmelerini ve erişilmelerini önlemek ve muhafazalarının sağlamak amacıyla gerekli teknik ve idari tedbirler Veri Sorumlusu olarak tarafımızca alınmaktadır.
Veri Sahibinin Hakları
Kişisel veri sahipleri KVKK uyarınca aşağıda yer alan haklara sahiptir:
Yukarıda belirtilen hakların kullanımıyla veya genel olarak Aydınlatma Metnimizle alakalı daha detaylı bilgi talepleriniz için “İletişim” sayfamızdan ulaşılabileceğiniz “İletişim Formu” aracılığıyla veya ıslak imzalı olarak “Esentepe Mah. Eser İş Merkezi B Blok Kat:8 No:63 Şişli/İstanbul/Türkiye” adresine ulaştırmanız ya da info@kulacoglu.av.tr e-posta adresine konu kısmında “Kişisel Veri Bilgi Talebi” ifadesi ile iletebilirsiniz.
Kişisel veri sahipleri olarak, haklarınıza ilişkin taleplerinizi Kulaçoğlu Hukuk Bürosu’na yukarıdaki şekillerde iletmeniz durumunda talebiniz, niteliğine göre en kısa sürede sonuçlandıracaktır. İlgili işlemin ayrıca bir maliyet gerektirmesi durumunda, Kişisel Verileri Koruma Kurulu’nca belirlenen tarifedeki ücret, Kulaçoğlu Hukuk Bürosu olarak tarafınızdan tahsil edilecektir.