
Değerli müvekkillerimiz,
Dünya genelinde yaşanan Koronovirüs (Covid-19) salgını riski nedeniyle, hukuki soru ve sorunlarınız için mobil ve online iletişim kanallarımızı kullanmanızı öneririz.
Tüketiciyle müzakere edilmeksizin sözleşmeye dâhil edilen ve tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme şartları, haksız şart olarak değerlendirilmektedir. Uygulamada, sözleşmenin zayıf tarafı olan tüketicilerin, haksız şart düzenlemelerinden ötürü sıklıkla mağdur edilmeleri sebebiyle, Tüketici Sözleşmelerindeki Haksız Şartlar Hakkında Yönetmelik çıkarılmıştır. Yönetmelik’te, sözleşmelerde yer alan haksız şartların sözleşme metinlerinden çıkarılması veya kullanılmasının önlenmesi için gerekli tedbirleri alma hususunda, T.C. Ticaret Bakanlığı yetkilendirilmiştir. Sözleşmelerde yer alan ve haksız şart olarak değerlendirilen tüm hükümler, kesin hükümsüz olarak kabul edilir. Fakat, haksız şart teşkil eden sözleşme maddeleri, kesin hükümsüz olarak kabul edilse bile, sözleşmenin geri kalan kısmı geçerliliğini koruyacaktır.
Yazı İçeriği
1. Haksız Şart Nedir?
2. Haksız Şartın Koşulları
3. Müzakere Edilme Şartı Nasıl Belirlenecektir?
4. Müzakere Şartını İspat Yükü
5. Müzakere Şartının Kapsamı
6. Haksız Şartların Değerlendirilmesi
7. Haksız Şartların Denetimi ve İdarenin Etkisi
8. Haksız Şartın Tespiti Halinde Sözleşmenin Akıbeti
9. Yönetmelik Tarafından Yapılmış Haksız Şart Tespiti ve Buna İlişkin Liste
Yönetmelikte, tarafların hak ve yükümlülüklerinde dürüstlük kuralına aykırı olarak tüketici aleyhine dengesizliğe yol açan ve müzakere edilmeksizin konulan şartların “haksız şart” olarak değerlendirileceği düzenlenmektedir.
Gerçekten de günlük hayatta, haksız şart içeren tüketici sözleşmeleri, sıklıkla ve çeşitli şekillerde karşımıza çıkmaktadır. Kişiler, bazen geleneksel yolla ıslak imza atarak bazense “(…) sözleşmesini onaylıyorum.” şeklindeki kutucukları işaretlemek suretiyle, bu neviden sözleşmelerin tarafı olabilmektedir. Elbette bu durum hukuka ve kanuna aykırıdır. Zira, sözleşmelerin, mevzuatımız uyarınca geçerli olabilmesi için, tarafların, sözleşme hükümleri üzerinde müzakerede bulunarak, fikir birliğine varmaları ve iradeleri doğrultusunda uzlaşmaları gerekir. Ne var ki, uygulamada bu şartlar gözetilmeksizin tüketici aleyhine, haksız şart içeren ve çoğu zaman matbu nitelikte olan sözleşmelere sıklıkla rastlanmaktadır.
Tüketici sözleşmelerinde haksız şart; tüketiciyle müzakere edilmeden sözleşmeye dâhil edilen ve tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme şartlarıdır. Tanımdan da anlaşılacağı üzere haksız şart kavramı, sözleşmelerde, görece zayıf konumda olan tüketiciyi koruma amacıyla ortaya çıkarılmıştır.
Tüketici ile kurulan sözleşmelerde yer alan haksız şartların tespitine ve denetlenmesine ilişkin usul ve esasları düzenlemek amacıyla da Tüketici Sözleşmelerindeki Haksız Şartlar Hakkında Yönetmelik çıkarılmıştır. 17.06.2014 tarihinde resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren bu yönetmelikle haksız şartla tüketici aleyhine ortaya çıkabilecek hakkaniyete ve hukuku aykırı olan neticeler engellenmek istenmiştir.
İlgili yasal mevzuatta da ayrıntıları ile ifade edildiği üzere, bir tüketici sözleşmesinde haksız şartın var olduğunu söyleyebilmek için aşağıdaki şartların gerçekleşmiş olması gerekmektedir.
Ayrıca önemle belirtmek gerekir ki; haksız şartın temel koşulları olan bu unsurlar, kümülatif niteliktedir. Yani her iki unsurun da aynı anda bulunması gerekmekte olup, şartlardan yalnızca birinin mevcut olması, o şartın haksız şart olarak kabul edilmesine kural olarak yetmemektedir.
Örneğin, tüketicinin sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmezse, orantısız şekilde yüksek tazminatı ödeyeceğine ilişkin hükümler, haksız şart niteliğindedir. Aynı şekilde, tüketicinin, sözleşme kurulmadan önce bilgi sahibi olamayacağı bazı sözleşme hükümlerini koşulsuz olarak kabul ettiğine ilişkin düzenlemeler de, haksız şart niteliğinde olup kesin hükümsüzdür.
Günümüzde banka, sigorta, taşıma ve sair sözleşmelerde sıklıkla karşılaşıldığı gibi, tüketicilerin bu tip sözleşmelerin içeriklerine etkide ve katkıda bulunabilmeleri neredeyse imkansızdır. Başka bir anlatımla, çoğu zaman bu sözleşmeler matbu nitelikte olup, yalnızca tüketicinin imzasına sunulmaktadır. Bu durumda, hangi sözleşme maddelerinin müzakere edilip edilmediği sorusuna cevap bulabilmek, uygulanacak yasal düzenlemelerin tespiti açısından son derece önemlidir.
Yönetmelik uyarınca, tüketici ile imzalanan sözleşmede yer alan şartın önceden hazırlanmış olması ve tüketicinin bu şartın içeriğine müdahale edememesi, müzakere şartının yerine getirilmediğini göstermektedir.
Örneğin, banka kredisine ilişkin sözleşme imzalanmadan önce, banka yetkilileri ile kredi kullanmak isteyen kişinin karşılıklı oturarak her bir sözleşme maddesini müzakere etmedikleri aşikardır. Bu durumda, banka kredi sözleşmesinde, dosya masrafı, işlem masrafı gibi kalemlere yer verilmesi, açıkça haksız şart olarak değerlendirilmektedir. Haksız şarta binaen tüketiciden tahsil edilen bu bedellerin iadesi talebiyle, banka aleyhine hukuki yollara müracaat edilmesi mümkündür.
Konuya ilişkin detaylı bilgi için “Banka Kredisi Dosya Masrafı İadesi“ başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
Yukarıda da ifade edildiği üzere, sözleşmedeki bir düzenlemenin taraflarca müzakere edilmemiş olması, haksız şart olarak kabul edilebilmesinin yasal gerekliliklerindendir.
Bu noktada söz konusu sözleşmenin müzakere edildiğinin ya da edilmediğinin ispat yükünün hangi tarafta olduğu önemlidir. Yönetmelik’in “Haksız Şart” başlıklı 5. maddesinin 2. fıkrasında bu hususa açıklık getirilmiştir.
Tüketici Sözleşmelerindeki Haksız Şartlar Hakkında Yönetmelik
Madde 5/2
“Bir sözleşme şartının önceden hazırlanması ve standart sözleşmede yer alması nedeniyle tüketicinin sözleşmenin içeriğine etki edememesi durumunda, o sözleşme şartının tüketiciyle müzakere edilmediği kabul edilir. Sözleşmeyi düzenleyen, bir standart şartın münferiden müzakere edildiğini iddia ediyorsa bunu ispatla yükümlüdür.”
Şu halde, sözleşmeyi düzenleyen taraf bir şartın haksız şart olmadığını ve müzakere edilerek kararlaştırıldığını iddia ediyorsa bu iddiasını ispat etmekle mükelleftir.
Tüketici ile yapılmış olunan bir sözleşme şartının haksız olup olmadığına ilişkin değerlendirme, sözleşmenin imzalandığı zamana göre yapılır. Sözleşme konusu mal veya hizmetin niteliği ve sözleşmenin imzalandığı zaman zarfında geçerli olan hal ve koşullar, haksız şartın tespitinde göz önünde bulundurulur. Aynı şekilde, sözleşmenin bir bütün olarak sahip olduğu nitelikler ve sair hususlar da haksız şart değerlendirmesinde etkin bir rol oynamaktadır.
Sözleşmeye ilişkin müzakere edilmiş olma şartının kapsamı ve geçerliliği, ilgili sözleşmenin belli maddelerine yönelik değil, bütünsel ve tüm maddelere yönelik olarak yapılması ile gerçekleşecektir.
Zaman Bakımından Değerlendirme
Daha önce belirtildiği üzere, sözleşmede yer alan haksız şart tespit edilirken öncelikle zaman itibariyle bir sınırlamaya gidilecek ve koşullar, belirlenen bu zaman zarfı içinde değerlendirilecektir. Haksız şart değerlendirilmesinde göz önünde bulundurulacak zaman, sözleşmenin kuruluş anıdır.
Dolayısıyla, sözleşme konusu mal veya hizmetin niteliği, sözleşmenin kuruluşunda var olan şartlar ve sözleşmenin diğer hükümleri dikkate alınarak, sözleşmenin kuruluş anına göre belirlenecektir.
Sözleşme Dili Bakımından Değerlendirme
Sözleşme şartlarının yazılı olması halinde, tüketicinin anlayabileceği, açık ve anlaşılır bir dilin kullanılmış olması gerekir. Sözleşmede yer alan bir hükmün açık ve anlaşılır olmaması veya birden çok anlama gelmesi hâlinde; bu hüküm, tüketicinin lehine yorumlanır.
Günümüzde, tüketici olarak her birimiz, tek tip-standart sözleşmelerle oldukça sık bir şekilde karşılaşmaktayız. Çoğu zaman, içeriğinde, tüketici olarak aleyhimize düzenlenmiş haksız şart olduğunu bile bile, pek çok sözleşmeyi imzalamaya mecbur kalabilmekteyiz. İşte bu durumun doğurduğu sakıncaların, yasa koyucu tarafından da fark edilmesi üzerine, konuya ilişkin ayrıntılı yasal düzenlemeler yapılmıştır. Bu düzenlemelerle, sadece haksız şartın tespit edilme koşulları belirlenmekle kalmamış, uygulamadaki sorunların giderilebilmesi için birtakım idari yetkilendirmeler de yapılmıştır.
Bu doğrultuda, sözleşmelerde yer alan haksız şartların, sözleşme metinlerinden çıkarılması veya kullanılmasının önlenmesi için gerekli tedbirleri alma yetki ve yükümlülüğü , T.C. Ticaret Bakanlığı’na verilmiştir.
Ayrıca Bakanlık, genel olarak kullanılmak üzere hazırlanmış tüketici sözleşmelerinde haksız şartların yer alması durumunda, bu şartların sözleşme metninden çıkarılması için süre verme yetkisine de sahiptir. Bu süre otuz gün olabileceği gibi bazı hallerde uzatılarak doksan güne kadar çıkartılabilmektedir.
Bakanlık tarafından bir şartın, haksız şart olarak tespit edilmesi ve tüketiciler açısından kesin hükümsüz olduğuna karar verilmesi halinde, bu durum, sözleşmeyi düzenleyen tarafından tüketiciye bildirilir. Bildirim, yazılı olarak yapılabileceği gibi elektronik ortamda da iletilebilir. Böylelikle, tespit tarihinden önce tüketicilerle kurulan ve halen geçerli olan sözleşme metinlerinden bu şartların çıkarıldığı kabul edilir.
Bakanlık tarafından tespit edilen haksız şartların ilgili metinden çıkarılması için sözleşmeyi düzenleyene süre verilmesi mümkündür. Bakanlıkça verilen bu sürenin bitimine kadar, haksız şartların sözleşme metninden çıkarılmaması halinde, aykırılığın tespit edildiği her bir sözleşme için idari para cezası uygulanır.
Sözleşmenin bazı maddelerinin tüketici aleyhine haksız şart olduğuna karar verilirse, bu durumun sözleşmeye nasıl etki edeceği oldukça önemlidir. Tüketici sözleşmelerindeki haksız şartlar kesin hükümsüz olmakla beraber, sözleşmenin tamamını hükümsüz hale getirmezler. Daha açık bir ifadeyle, sözleşmenin haksız şart dışındaki hükümleri geçerliliğini koruyacaktır.
Ayrıca önemle belirtmek gerekir ki, sözleşmeyi düzenleyen taraf, “kesin olarak hükümsüz sayılan şartlar olmasaydı diğer hükümlerle sözleşmeyi yapmayacak olduğunu” ileri süremeyecektir.
Tüketici Sözleşmelerindeki Haksız Şartlar Hakkında Yönetmeliğinin “Haksız Şart” başlıklı 5. maddesinin 4. fıkrasında, yönetmeliğin ekinde yer alan listedeki şartların haksız şart olarak kabul edildiği belirtilmiştir.
Ancak bu liste ve içeriğinde yer alan tespitler sınırlayıcı olmayıp, tamamen örnek mahiyetinde getirilmiştir. Listede yer almasa da yazımızın genelinde izah edilen haksız şart niteliklerini taşıyan başkaca sözleşme maddeleri de haksız şart olarak kabul edilerek kesin hükümsüz addedilebilecektir. İlgili listeye ise Yönetmelik’in “EK-1 Haksız Sözleşme Şartları” başlıklı maddesinden ulaşabilirsiniz.
Değerli müvekkillerimiz,
Dünya genelinde yaşanan Koronovirüs (Covid-19) salgını riski nedeniyle, hukuki soru ve sorunlarınız için mobil ve online iletişim kanallarımızı kullanmanızı öneririz.
KİŞİSEL VERİLERİN İŞLENMESİ HAKKINDA
“AYDINLATMA METNİ”
İnternet sitemizi kullanmanız dolayısıyla, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) başta olmak üzere yürürlükteki mevzuat kapsamında birtakım verilerinizin toplanması, saklanması, işlenmesi, aktarılması ve KVKK kapsamına dahil başkaca işlemlerin detayı ve amacı hakkında, veri sorumlusu olarak sizleri bilgilendirmek isteriz.
Genel Bilgiler
İlgili mevzuata göre, “kişisel veri” kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgidir. “Özel nitelikli kişisel veri” ise kişilerin ırkı, etnik kökeni, siyasi düşüncesi, felsefi inancı, dini, mezhebi veya diğer inançları, kılık ve kıyafeti, dernek, vakıf ya da sendika üyeliği, sağlığı, cinsel hayatı, ceza mahkûmiyeti ve güvenlik tedbirleriyle ilgili verileri ile biyometrik ve genetik verileridir. İşbu Aydınlatma Metninde, özel ve/veya genel nitelikli olma ayrımı yapılmaksızın, her neviden veri için “Kişisel Veri” ifadesi kullanılacak olup durumun gereğine göre özel nitelikli kişisel verilerin de bu ifade kapsamına dahil edilebileceğini belirtmek isteriz. Keza, internet sitemizi kullanırken size daha efektif hizmet sağlayabilmek adına çerezler, web işaretçileri ve benzeri uygulamaları da kullanabilmekteyiz. Çerez kullanımının durdurulmasını tarayıcı ayarlarınızı değiştirerek her zaman sağlayabilirsiniz. Çerez kullanımının durdurulması, internet sitemizdeki bazı fonksiyonların kullanımını sınırlandırabilecektir.
Kişisel veriler toplandıktan sonra silme, yok etme ya da anonim hale getirme işlemlerine kadar olan süreçte gerçekleştirilen elde etme, kaydetme, depolama, muhafaza etme, değiştirme, yeniden düzenleme, açıklama, aktarılma, sınıflandırılma ya da kullanılmasını engelleme ve sair kapsamda veriler üzerinden gerçekleştirilen her türlü işlem ise KVKK kapsamında “kişisel verilerin işlenmesi“ olarak değerlendirilmektedir.
Kişisel veri veya özel nitelikli kişisel veri tanımına uygun bilgilerinizi Kulaçoğlu Hukuk Bürosu (Veri Sorumlusu) olarak bizimle paylaşmanız durumunda, onay kutucuğunu işaretleyerek bu verilerinizin işlenmesi için açık rıza verdiğinizi belirtmek isteriz.
Kişisel Verilerin Toplanması ve Hukuki Sebepleri
İnternet sitemizi kullanırken birtakım kişisel verilerinizi, Veri Sorumlusu sıfatımız ile bizimle paylaşmanızı talep edebilmekteyiz. İşbu kişisel verileriniz fiziksel olarak sözlü veya yazılı şekilde toplanabileceği gibi, elektronik ortamda da toplanabilir. Keza, kişisel verileriniz, Veri Sorumlusu sıfatıyla doğrudan tarafımızca toplanabileceği gibi, Veri Sorumlusu adına veri işleyen gerçek veya tüzel kişiler tarafından veya ifa ettiğimiz iş ve hizmetin bir gereği olarak destek aldığımız ulusal/uluslararası kişi ve kuruluşlar ile diğer 3.kişiler tarafından, sayılanlarla sınırlı olmamak üzere, internet sitemiz, blog mesajları, iletişim formları, iş/staj ve sair başvuru formları, bilgi formları, video konferans ve/veya online hukuki danışmanlık hizmeti esnasında kaydedilebilen ses ve/veya video kayıtları, telefon görüşmesi ve/veya telekonferans esnasında kaydedilebilen ses kayıtları, kısa mesajlar, WhatsApp, sosyal medya vs kanallarıyla gerçekleştirilenler başta olmak üzere her türlü iletişim kanalları aracılığı ile toplanabilmektedir. Bu verileriniz elektronik ya da internet tabanlı araçlar ve sair vasıtalar kullanılarak otomatik yöntemlerle elde edilebildiği gibi, tarafımıza sunduğunuz formlar, sözleşmeler, bildirimler, adli veya idari merci kararları gibi yöntemlerle de elde edilebilmektedir.
Kişisel Verilerin İşlenme Amacı ve Aktarımı
Kişisel verileriniz, yürürlükteki ilgili mevzuat uyarınca, hukuka, iyi niyet ve dürüstlük kurallarına uygun, doğru ve güncel olarak, belirli, açık ve meşru amaçlarla ve bu amaçlarla bağlantılı, sınırlı ve ölçülü olarak işlenmekte olup ilgili mevzuatta öngörülen ve işlendikleri amaç için gerekli olan süre kadar muhafaza edilmektedir.
KVKK uyarınca, Veri Sorumlusu olarak bizimle paylaşmış olduğunuz kişisel verileriniz, yerine getirmekte olduğumuz her türlü hizmet ve faaliyet amaçlarımız ile gerektiğinde işe/staja alım süreçleriyle bağlantılı ve ölçülü olarak söz konusu hizmetlerden faydalanmanız, hak ve menfaatlerinizin korunması ve sair amaçlar ile KVKK ve yasal düzenlemelere uygun olarak işlenebilecek, hizmetlerimiz kapsamında ve ilgili mevzuata uygun olarak UYAP sistemi başta olmak üzere, adli, idari vb. kurumlara ve/veya yetkili kıldıkları kişi ya da merciler ile somut olayın şartlarına göre yurtdışında olup olmamasından bağımsız olarak ilgili üçüncü kişi ve kurumlara aktarılabilecek ve ilgili mevzuatta belirlenen süreler boyunca saklanıp gerekli işlemlere tabi tutulabilecektir.
Ağ Sunucusu Veri Günlüğü
İnternet sitemize giriş yapmanızın kaçınılmaz bir sonucu olarak, veri günlüğü olarak tanımlanan ve aşağıda listelenmiş olan verileriniz, ağ tarayıcınız tarafından internet sunucumuza otomatik olarak aktarılmakta ve onayınız aranmaksızın veri günlüğü kayıtlarına kaydedilmektedir:
Veri günlüğü internet sitemizin sizin için daha kullanışlı hale getirilebilmesi amacıyla istatistiki bilgi sağlamak için kullanılmakta olup, takiben derhal silinir.
Kişisel Verilerin Güvenliğinin Sağlanması İçin Alınan Tedbirler
6698 Sayılı Kişisel Verileri Koruma Kanun’un ilgili maddesine uygun olarak, kişisel veri güvenliğinizin sağlanması için hukuka aykırı olarak işlenmelerini ve erişilmelerini önlemek ve muhafazalarının sağlamak amacıyla gerekli teknik ve idari tedbirler Veri Sorumlusu olarak tarafımızca alınmaktadır.
Veri Sahibinin Hakları
Kişisel veri sahipleri KVKK uyarınca aşağıda yer alan haklara sahiptir:
Yukarıda belirtilen hakların kullanımıyla veya genel olarak Aydınlatma Metnimizle alakalı daha detaylı bilgi talepleriniz için “İletişim” sayfamızdan ulaşılabileceğiniz “İletişim Formu” aracılığıyla veya ıslak imzalı olarak “Esentepe Mah. Eser İş Merkezi B Blok Kat:8 No:63 Şişli/İstanbul/Türkiye” adresine ulaştırmanız ya da info@kulacoglu.av.tr e-posta adresine konu kısmında “Kişisel Veri Bilgi Talebi” ifadesi ile iletebilirsiniz.
Kişisel veri sahipleri olarak, haklarınıza ilişkin taleplerinizi Kulaçoğlu Hukuk Bürosu’na yukarıdaki şekillerde iletmeniz durumunda talebiniz, niteliğine göre en kısa sürede sonuçlandıracaktır. İlgili işlemin ayrıca bir maliyet gerektirmesi durumunda, Kişisel Verileri Koruma Kurulu’nca belirlenen tarifedeki ücret, Kulaçoğlu Hukuk Bürosu olarak tarafınızdan tahsil edilecektir.