Vergi uyuşmazlığı, vergi borçlusu ile vergi alacaklısı arasında vergiyi doğuran olay, vergi mükellefiyeti, tarh, tebliğ, tahakkuk, tahsil işlemleri, ceza kesme işlemleri ve uygulamalarından dolayı oluşabilmektedir. Yani vergi uyuşmazlıkları, vergilerin tarh, tebliğ, tahakkuk, tahsil aşamasıyla ilgili olabileceği gibi, verilen cezalar konusunda da ortaya çıkabilir.
Vergi uyuşmazlığının doğması için verginin tahakkuk etmiş olması şart değildir. Vergi matrahının tespitine ilişkin işlemlerin tamamlanmasından itibaren vergi uyuşmazlıklarının ortaya çıkması mümkündür.
Yazı İçeriği
1. Vergilendirme İşleminin Hukuka Aykırılığı
1.1. Vergilendirme İşlemlerinin Yetki Bakımından Hukuka Aykırılığı
1.2. Vergilendirme İşlemlerinin Konu Bakımından Hukuka Aykırılığı
1.3. Vergilendirme İşlemlerinin Sebep Bakımından Hukuka Aykırılığı
1.4. Vergilendirme İşlemlerinin Şekil Bakımından Hukuka Aykırılığı
2. Vergi Mükellefiyetinde Hata Bulunması Sebebiyle Oluşabilecek Uyuşmazlıklar
3. Vergi İncelemeleri Sırasında Oluşabilecek Uyuşmazlıklar
4. Hatalı Vergi Tarhı Ve Ceza Uygulamaları Sebebi İle Oluşabilecek Uyuşmazlıklar
5. Tahsil Aşamasında Oluşabilecek Uyuşmazlıklar
6. Sıkça Sorulan Sorular
Verginin tarhı, tebliği, tahakkuku ve tahsili aşamalarından oluşan vergilendirme süreci hakkında daha detaylı bilgiye ulaşmak için “Vergilendirme Süreci” isimli makalemizi inceleyebilirsiniz.
1. Vergilendirme İşleminin Hukuka Aykırılığı
Vergilendirme sürecinin ilk iki aşaması olan tarh ve tebliğ aşamaları, ayrı ayrı idari işlem olarak kabul edilirken, tahakkuk aşaması ayrı bir idari işlem olarak kabul edilmez. Dolayısıyla, tarh ve tebliğ aşamaları hakkında ayrı ayrı veya birlikte itiraz ya da dava süreci başlatılabilirken, tahakkuk aşaması tek başına itiraz ve/veya dava konusu edilemeyecektir. Yine vergilendirme sürecinin son aşaması olan tahsil aşaması da ayrı bir idari işlem olduğundan, ayrı olarak veya diğer idari işlemler ile birlikte itiraz ve/veya dava konusu yapılabilir.
Ayrı birer idari işlem olan vergilendirme işlemlerine karşı menfaati ihlal edilen kişiler tarafından iptal davası açılabilecektir. Bu davada 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu madde 2 gereğince ilgili işlemin yetki, şekil, sebep, konu ve maksat unsurları açısından hukuka uygun olup olmadığı incelenir.
1.1. Vergilendirme İşlemlerinin Yetki Bakımından Hukuka Aykırılığı
Anayasa Mahkemesi tarafından da ifade edildiği üzere vergilendirme yetkisi, devletin, ülkesi üzerindeki egemenliğine bağlı olarak, vergi alma konusunda sahip olduğu hukuksal ve fiili güçten kaynaklanmaktadır. Vergilendirme yetkisi, vergi idarelerinin, hukuka ve kanunlara uygun bir şekilde işlem yapabilme güç ve yeteneğidir. Vergi idaresinin yetkisi konu bakımından yetki, zaman bakımından yetki ve yer bakımından yetki olmak üzere üç açıdan ele alınabilir.
Konu bakımından yetki, kanunlar ile belirlenmiş olan yetkilerin hangi idari makamlarca kullanılacağı hususunu ifade etmektedir. Zaman bakımından yetki, konu bakımından yetkili olan idari makamın hangi zaman zarfı için yetkili olduğunu ifade etmektedir. Yer bakımında yetki ise; konu ve zaman bakımından yetkili olan idari makamın işbu yetkisini kullanabileceği coğrafi alanı ifade etmektedir.
Yetkiye ilişkin bu hususlar kamu düzenine ilişkin olduğu için, yargılamada taraflarca ileri sürülebileceği gibi yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen de dikkate alınabilmektedir.
1.2. Vergilendirme İşlemlerinin Konu Bakımından Hukuka Aykırılığı
Verginin doğumuna neden olan, üzerine vergi konulan ve verginin kaynağını oluşturan iktisadi unsurlar, verginin konusunu oluşturmaktadır. Başka bir ifadeyle, vergi neyin üzerinden alınıyor ise verginin konusu da odur. Verginin kanuniliği ilkesi gereği, verginin neyin üzerinden alınacağı yasa koyucu tarafından belirlenmektedir. Bu kapsamda, yasa koyucu tarafından vergi konusu olarak belirlenmeyen bir unsur üzerinden vergi alınamayacaktır. Bu hususta herhangi bir hukuka aykırılık bulunması halinde idari ve/veya yargısal çözüm yollarına başvurulabilecektir.
1.3. Vergilendirme İşlemlerinin Sebep Bakımından Hukuka Aykırılığı
İdari işlemlerin sebebi; idareyi ilgili işlemi yapmaya iten ve objektif hukuk kurallarınca o idari işlem tesis edilmeden önce belirlenmiş olan hukuki sebepler veya maddi olaylardır. Vergilendirme işleminde hukuki sebep, yürürlükteki kanun hükümleri iken; maddi sebep, vergiyi doğuran olayı ifade etmektedir. Vergilendirme işlemlerinde hukuki sebep veya maddi sebep yönünden herhangi bir şekilde hukuka aykırılık bulunması halinde idari ve/veya yargısal çözüm yollarına başvurulabilecektir.
1.4. Vergilendirme İşlemlerinin Şekil Bakımından Hukuka Aykırılığı
Vergilendirme işlemlerinin tesisinde gerçekleştirilecek usul ve esaslar, yürürlükteki kanun hükümleri uyarınca belirlenmektedir. Vergilendirme yetkisi bulunan vergi idarelerinin, kanun hükümlerince belirlenmiş olan usul ve şekil kurallarına riayet etmeksizin vergilendirme işlemleri tesis etmesi halinde, ilgili işlem, şekil bakımından hukuka aykırı olacaktır. Bu durumda ilgili vergilendirme işlemi hakkında idari ve/veya yargısal çözüm yollarına başvurulabilecektir.
Konuya ilişkin idari ve yargısal çözüm yolları ile ilgili detaylı bilgi için “Vergi Uyuşmazlıklarının İdari Çözüm Yolları” ve “Vergi Yargılaması Usulü” başlıklı makalelerimizi inceleyebilirsiniz.
2. Vergi Mükellefiyetinde Hata Bulunması Sebebiyle Oluşabilecek Uyuşmazlıklar
Vergilendirme işlemi gerçekleştirilirken, açık olarak vergiye tabi olmayan veya vergiden muaf bulunan kimselerden vergi istenmesi veya alınması halinde mükellefiyette hata söz konusu olur. Bir verginin gerçek borçlusu yerine başka bir kişiden istenmesi halinde ise mükellefin şahsında hata hali söz konusu olacaktır. İşbu hata hallerinde oluşabilecek uyuşmazlıklar hakkında idari çözüm yollarına başvurulabilecektir.
3. Vergi İncelemeleri Sırasında Oluşabilecek Uyuşmazlıklar
Vergi incelemesinin amacı, defter ve hesaba dayanılarak ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamaktır. Bu doğrultuda, mükelleflerin ilgili defterleri, belgeleri ve sair dokümanları incelenerek, kurallara uygun tutulup tutulmadıkları ve gerçeği yansıtıp yansıtmadıkları araştırılır. Bu araştırmalar yapılırken kanunlarca belirlenmiş olan usul ve esaslara uyulması gerekir.
Vergi incelemesi tarh ve ceza kesme işlemlerine hazırlayıcı bir işlem olarak kabul edilmekte ve idare hukuku açısından nihai bir idari işlem sayılmamaktadır. Bu sebeple de, kesin ve icrai nitelikte olmayan vergi incelemeleri hakkında iptal davası açılması mümkün değildir. Ancak vergi incelemesi neticesinde tespit edilen hukuka aykırılıklara binaen yapılan tarhiyat ve vergi ihbarnamesine karşı iptal davası açılması mümkündür.
Vergi incelemesinin ne olduğuna ve mükellefin hangi durumlarda vergi incelemesine tabi tutulabileceğine dair daha detaylı bilgi için Vergi İncelemesi Nedir? ve Vergi İncelemesi Yapılmasının Sebepleri başlıklı yazılarımızı inceleyebilirsiniz.
4. Hatalı Vergi Tarhı Ve Ceza Uygulamaları Sebebi İle Oluşabilecek Uyuşmazlıklar
- Vergilendirme ile ilgili beyanname, tahakkuk fişi gibi belgelerde matraha ait rakamların veya indirimlerin eksik veya fazla gösterilmiş olması,
- Vergi oran ve tarifelerinin yanlış uygulanması,
- Mahsupların yapılmamış veya yanlış yapılmış olması
sebepleri dolayısıyla oluşabilecek uyuşmazlıklar ve bu uyuşmazlıklar doğrultusunda kesilecek vergi cezalarına ilişkin idari ve/veya yargısal çözüm yollarına başvurulabilmesi mümkündür.
5. Tahsil Aşamasında Oluşabilecek Uyuşmazlıklar
Vergilerin tahsili aşamasında gerçekleşebilecek uyuşmazlıklar, vergi mükellefine tebliğ edilen ödeme emri ile ilgili olabilecektir. Mükellef, kendisine tebliğ edilen ödeme emrine karşı;
- böyle bir borcunun bulunmadığı,
- borcunu kısmen veya tamamen ödediği
- borcun zamanaşımına uğradığı
iddialarından biri ile ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içerisinde vergi mahkemelerine başvurabilecektir.
Yine tahsil aşaması ile ilgili işlemler, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun kapsamında bulunan kanun hükümleri gereğince yerine getirilmesi gerektiğinden işbu Kanun hükümlerine aykırılık halinde de yargısal çözüm yollarına başvurulabilecektir.
Yukarıda yer verilen vergi uyuşmazlıkları uygulamada sıkça karşılaşılan başlıca vergi uyuşmazlıkları olmakla birlikte, daha pek çok konuda vergi uyuşmazlığı doğabileceğinin de belirtilmesi gerekmektedir.
6. Sıkça Sorulan Sorular
Vergi işlemleri idari işlemlerdir. Bu nedenle bir vergi uyuşmazlığı söz konusu olduğunda ilgili uyuşmazlık idari yargı kolu içinde vergi mahkemeleri nezdinde çözümlenir.
Vergi uyuşmazlıkları açılacak bir dava sonucunda vergi mahkemeleri tarafından çözülebileceği gibi dava süreci başlatılmadan idari çözüm yolları aracılığı ile de çözülebilir.
Bu yazı yalnızca bilgilendirme amaçlı yayımlanmış olup, tüm hakları Kulaçoğlu Hukuk Bürosu’na aittir. Vergi Hukuku mevzuatı ve özellikle de İdari Yargılama Usul Kanunu, diğer hukuk alanlarına nazaran daha ayrıntılı sayılabilecek kurallar içermekte olup, hak kaybına uğranılmaması açısından, herhangi bir işlem yapılmadan önce “Vergi Hukuku” alanında hizmet veren avukatlardan hukuki destek alınmasını tavsiye ederiz.
Yorumlar (01)