Vergi borçlusu ile alacaklısı arasında ortaya çıkan vergi uyuşmazlıkları, yargısal yollara başvurulmaksızın, salt birtakım idari çözüm yolları uygulanarak, daha tasarruflu şekilde ve kısa sürede çözümlenebilmektedir. Bu çözümlenme, mükelleflerin kanun ile belirlenmiş belirli süreler içerisinde vergi idaresine başvurmaları suretiyle sağlanabileceği gibi, bazı hallerde idare tarafından kendiliğinden, bazı hallerde ise idare ile mükellefin karşılıklı görüşmeleri neticesinde varılan mutabakat üzerine de sağlanabilir.
Yazı İçeriği
1. Hataların Düzeltilmesi
2. Uzlaşma
3. Pişmanlık Ve Islah
4. Cezalarda İndirim
5. İzaha Davet
6. Kamu Denetçiliği (Ombudsman)
Türk Vergi Hukuku’nda vergi uyuşmazlıklarının idari çözüm yolları olarak;
1. Hataların Düzeltilmesi
213 sayılı Vergi Usul Kanunu (VUK)’un 116. maddesinde düzenlenen vergi hatası, vergiye ilişkin hesaplamalarda veya vergilendirmede hatalar yapılması ve bu sebeple mükelleften haksız olarak fazla veya eksik vergi istenmesi veya alınmasıdır.
Hata düzeltme yolu, her türlü işlem yanlışlığına değil, yalnızca Kanunda “vergi hataları” olarak nitelendirilen işlem sakatlıklarına özgü bir yoldur. Mevzuatımızda, konusuna göre vergi hataları; “hesap hataları” ve “vergilendirme hataları” olarak iki grupta incelenir. Bu hata halleri dışında “yorum uyuşmazlıkları” olarak adlandırılan tartışmaya açık olan hukuki uyuşmazlıklar ise hata düzeltme müessesesine konu olamayacaktır.
Hesap Hataları
Hesap hataları, vergi miktarını etkileyen maddi hatalar ve hesap yanlışlıkları olarak genellenebilir. 213 sayılı VUK’un “Hesap Hataları” başlıklı 117. maddesi gereğince;
- Matrah hataları,
- Vergi miktarında hatalar,
- Verginin mükerrer olması
durumları hesap hatası olarak düzenlenmiştir.
Vergilendirme Hataları
Vergilendirme hataları, genel itibariyle vergilendirme işleminin niteliği ve özü ile ilgili hatalardır. Bu tür vergi hataları, idari işlemin sebep unsurundaki sakatlıklara ilişkin hatalardır. 213 sayılı VUK’un 118. Maddesinde vergilendirme hataları;
- Yükümlünün şahsında hata,
- Yükümlülükte hata,
- Konuda hata,
- Vergilendirme veya muafiyet döneminde hata,
olarak listelenmiştir.
Hataların Ortaya Çıkarılması Ve Düzeltme Yolları
Vergi hataları, idare tarafından kendiliğinden ya da mükellefin başvurusu üzerine ortaya çıkarılabilmektedir. Tereddüde yer bırakmaksızın açık ve mutlak vergi hatalarının, bizzat idarece düzeltilmesi haline ‘’resen düzeltme’’ denilmektedir.
Diğer taraftan, mükelleflerin vergi işlemlerindeki hataların düzeltilmesini, zamanaşımı süresi içinde vergi idaresinden talep edebilmektedir. Vergi idaresi mükellefin düzeltme talebine 60 gün içerisinde cevap vermezse istek, zımnen reddedilmiş sayılır.
Reddedilen ya da zımnen reddedilmiş sayılan düzeltme isteğine karşı, kalan süreye göre vergi mahkemesine veya şikâyet yoluyla Hazine ve Maliye Bakanlığına başvurulabilir. Düzeltme isteğinin kabul edilmesi halinde ise, fazla istenen vergi terkin olunur veya vergi tahsil edilmiş ise mükellefe iade olunur.
Vergi hataları ve düzeltme yollarına dair daha detaylı bilgi için “Vergi Hataları ve Düzeltme Yolları” başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
2. Uzlaşma
Uzlaşma müessesi, mükellefe, olağanüstü tarhiyat usulleri ile tarh edilmiş olan vergiler ile bunlara ilişkin olarak kesilmiş olan vergi ziyaı cezaları hakkında vergi idaresi ile görüşerek, verginin ve/veya cezanın miktarını düşürme imkânı sağlamaktadır.
Uzlaşma yoluna başvurabilmenin ilk koşulu, olağanüstü tarhiyat usullerinden herhangi biri ile tarh edilmiş bir verginin olmasıdır. Başka bir deyişle, mükellefin beyanı üzerine tarh edilen vergilerde uzlaşmaya başvurulması mümkün değildir. Yine, vergi ziyaının 213 sayılı VUK’un 359. maddesinde düzenlenen kaçakçılık suçuna giren bir eylem sonucunda ortaya çıkması halinde de uzlaşma yoluna başvurulamaz.
Uzlaşma Başvurusunun Şekli Ve Süresi
213 sayılı VUK Ek 1. Maddesinde düzenlendiği üzere, vergi ve/veya ceza ihbarnamesinin, mükellef ya da cezaya muhatap olan tarafından tebliğ edildiği tarihi izleyen günden itibaren 30 gün içinde Vergi İdaresi Uzlaşma Komisyonu’na (bulunmayan yerlerde Defterdarlık Uzlaşma Komisyonu’na) uzlaşma başvurusu yapılabilir. Mükellef ya da cezaya muhatap olan tarafından süresi içerisinde uzlaşma dilekçesi verilmiş ise, mükellef ya da ceza muhatabı ile uzlaşma komisyonu belirlenen yer ve tarihte uzlaşma görüşmeleri gerçekleştirilir.
Uzlaşma Sağlanmasının Sonuçları
Görüşmeler sonucunda uzlaşma sağlanırsa, uzlaşma komisyonlarınca düzenlenecek uzlaşma tutanakları kesindir. Vergi dairelerinin, ilgili uzlaşma tutanaklarının gereğini derhal yerine getirmeleri beklenir.
Mükellef ya da cezaya muhatap olan taraf, uzlaşılan ve tutanakla tespit edilen hususlarda dava açamaz veya herhangi bir mercie şikâyette bulunamaz. Uzlaşma tutanağı, vergi ve/veya cezaların kanuni ödeme zamanlarından önce ilgiliye tebliğ edilmiş ise kanuni ödeme zamanlarında; kanuni ödeme zamanları geçtikten sonra tebliğ edilmiş ise, tebliğden itibaren 1 ay içerisinde uzlaşılan bedel ödenir.
Uzlaşma Sağlanamamasının Sonuçları
Mükellef ya da adına ceza kesilen muhatap, uzlaşma görüşmelerine katılmasına rağmen vergi ve/veya ceza miktarları hususunda komisyonlar ile anlaşmaya varılamaz, yahut, uzlaşma görüşmesine mazeretsiz olarak katılmaz, katılsa bile uzlaşma tutanaklarını imzalamadan kaçınır ise, uzlaşma sağlanamamış sayılır.
Bu durumlarda, uzlaşamamaya dair tutanağın, mükellef veya adına ceza kesilen muhataba tebliğinden itibaren hesap edilecek kanuni süreler içinde dava açılabilir. (VUK Ek Madde 7/4).
Vergi uyuşmazlıklarında uzlaşma müessesinin detayları hakkında bilgi edinmek için “Vergi Uyuşmazlıklarında Uzlaşma Yolu” adlı yazımızı inceleyebilirsiniz.
3. Pişmanlık Ve Islah
Vergi Usul Kanunu’nun 371. Maddesinde düzenlenen pişmanlık ve ıslah müessesesi, beyana dayalı tarhiyat usulünce tarh edilen vergiler için geçerli olup, vergi kaybına ve dolayısı ile vergi ziyaı cezasının oluşmasına neden olan hukuka aykırı fiilleri ile ilgili olarak, mükellefler ile bu suça iştirak etmiş diğer kimselerin verecekleri bir dilekçe vasıtasıyla (haber verme dilekçesi) ilgili makamlara bu durumu bildirmeleri halinde yararlanabilecekleri bir yoldur. Ne var ki, yasa koyucu bu yoldan yararlanabilmek için bazı şartlar öngörmüştür. Bu şartların bulunması halinde, vergi kaçakçılığı suçları için uygulanabilen pişmanlık ve ıslah yolunun, emlak vergisinde uygulanması mümkün değildir.
Vergi uyuşmazlıklarında pişmanlık ve ıslah hususuna dair detaylı açıklamalar için “Vergi Uyuşmazlıklarında Pişmanlık ve Islah” başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz
4. Cezalarda İndirim
Vergi Usul Kanunu’nun 376. Maddesinde düzenlenmiştir. İlgili hüküm gereğince, vergi yükümlüsünün vergi mahkemelerinde dava açma süresi içerisinde ve fakat dava açmaksızın, vergi idaresine başvurarak olağanüstü tarhiyat usullerince tarh edilmiş olan vergi veya vergi farkı ile indirimden sonra arta kalan vergi cezalarını vergi idaresine vadesinde ödemesi veya 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun’da belirlenen türden bir teminat göstermek suretiyle vadenin bitmesinden itibaren üç ay içinde ödeneceğini bildirmesi halinde, vergi cezalarında (vergi ziyaı, usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarında) belirli oranlarda indirim yapılmaktadır.
Ancak belirtmek gerekir ki, yukarıdaki koşullar yerine getirilerek ödeme taahhüdünde bulunulan vergi ve vergi cezaları yasal süreleri içinde ödenmezse veyahut işbu vergi ve vergi cezaları dava konusu yapılırsa, cezalarda indirim hükümlerinden yararlanılamaz.
Vergi ziyaı suçu ve cezasına dair daha detaylı bilgi edinmek için “Vergi Ziyaı Suçu ve Cezası” adlı yazımızı inceleyebilirsiniz.
5. İzaha Davet
Vergi Usul Kanunu’nun 370. maddesi gereğince, mükellefin vergi zıyaı oluşturabilecek davranışlarının varlığına dair yetkili mercilerce yapılmış ön tespitler bulunması halinde, mükellef işbu ön tespitler hakkında izaha davet edilebilmektedir. Davet yazısının kendisine tebliğinden itibaren otuz gün içinde izahta bulunan mükellefin vergi ziyaına neden olmadığı anlaşılırsa, ön tespitlerle ilgili olarak hakkında vergi incelemesi yapılmaz veya takdir komisyonuna sevk edilmez.
İzaha davete dair daha detaylı bilgi edinmek için “Vergi Uyuşmazlıklarında İzaha Davet“ makalemizi inceleyebilirsiniz.
Mükellefin izahına binaen vergi ziyaına neden olduğu tespit edilirse hakkında vergi incelemesi başlatılabileceği gibi takdir komisyonuna sevk işlemi de yapılabilir. Keza izahı yeterli görülmeyen mükellef hakkında, yahut, mükellef tarafından sunulan herhangi bir beyanname bulunamaması halinde de vergi incelemesi ya da takdir komisyonuna sevk işlemleri gündeme gelir. Mükellef, izaha davet değerlendirme sonuçlarının kendisine tebliğinden itibaren otuz gün içinde; hiç verilmeyen beyannameyi verir, beyanlardaki eksiklik veya yanlışlıkları giderir ve ödeme süresi geçmiş olan vergi borçlarını ödemenin geciktiği her ay için belirlenen izah zammı ile birlikte öder ise, ziyaa uğratılan vergi üzerinden %20 oranında vergi ziyaı cezası, kendisinden tahsil edilir.
6. Kamu Denetçiliği (Ombudsman)
Vergi uyuşmazlıklarının idari çözüm yolları ile yargı organları nezdinde çözümlenmesi yöntemlerine ilave olarak yeni bir uyuşmazlık çözümü olarak kabul edilen ve 6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu’nda düzenlenmiş olan kamu denetçiliği kurumu halk arasında “ombudsman” olarak da bilinmektedir.
6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu’nun amacını düzenleyen 1. Maddesi gereğince, haklarında haksız, kanuna ve hukuka aykırı işlem tesis edildiğini düşünen mükellefler, yargı organlarına başvurmak yerine, Kamu Denetçiliği Kurumu’na başvurarak ilgili haksızlığın giderilmesini talep edebileceklerdir. Bu başvuru gerçek kişiler tarafından yapılabileceği gibi tüzel kişiler tarafından da yapılabilmektedir.
Dava açma süresi içinde Kurum’a başvuru yapılması halinde, işlemeye başlamış olan dava açma süresi durur. Zorunlu idari başvuru yolları öngörülen durumlar açısında, Kurum’a başvurulmadan önce bu yolların tüketilmesi zorunludur. Aksi halde, Kurum’a yapılan başvuru, zorunlu idari başvuru için ön şart olarak öngörülen idareye resen gönderilir. Kurum’a başvuru yapılmasından itibaren en geç altı ay içinde kurum tarafından inceleme ve araştırma süreci sonuçlandırılır. Belirtmek gerekir ki, Kurum tarafından verilen kararlar mahkeme kararlarında olduğu gibi kesinlik ve bağlayıcılık taşımamaktadır.
Güzel çalışmalarınızdan dolayı hepinize teşekkür ederim.