
Değerli müvekkillerimiz,
Dünya genelinde yaşanan Koronovirüs (Covid-19) salgını riski nedeniyle, hukuki soru ve sorunlarınız için mobil ve online iletişim kanallarımızı kullanmanızı öneririz.
Vergi; devletin ve/veya yetkili idarelerin, kamu hizmetlerini finanse etme amacıyla mükelleflerden hukuki cebir altında tahsil ettikleri karşılıksız ekonomik değerlerdir. Vergilendirme süreci ise, vergiyi doğuran olayın ardından sırasıyla tarh, tebliğ, tahakkuk ve tahsil işlemlerinin gerçekleşerek nihayetinde “vergi borcunun ödenebilir hale gelmesini” ifade etmektedir.
Yazı İçeriği
1. Verginin Tarhı
1.1. Beyannameye Dayanan Tarh
1.2. İkmalen Vergi Tarhı
1.3. Re’sen Vergi Tarhı
1.4. Verginin İdarece Tarhı
2. Verginin Tebliği
3. Verginin Tahakkuku
4. Verginin Tahsili
213 sayılı Vergi Usul Kanunu (VUK) madde 19 hükmü uyarınca;
“Vergi alacağı, vergi kanunlarının vergiyi bağladıkları olayın vukuu veya hukuki durumun tekemmülü ile doğar.” Bu da, kişinin vergiyi doğuran olay sonucu “vergi mükellefi” haline gelmesi anlamına gelmektedir.
Verginin tarhı, vergilendirme aşamalarından ilki olup, tarh işlemi özetle, “vergi borcunun ve miktarının, mükellef nezdinde tespit edilmesi” anlamına gelmektedir.
VUK madde 20 hükmünde de tanımlandığı gibi; “Verginin tarhı, vergi alacağının kanunlarında gösterilen matrah ve nispetler üzerinden vergi dairesi tarafından hesaplanarak bu alacağı miktar itibariyle tespit eden idari muameledir.” İşbu tanımdan anlaşılacağı üzere vergi tarhının temelinde bir idari işlem bulunmaktadır. Dolayısıyla, vergi tarhiyatı işlemlerinin hukuka aykırılığı iddiasıyla işbu işlemler aleyhine vergi mahkemelerinde dava açılması mümkündür. Ancak vergi tarhının tespit edilebilmesi için, öncelikli olarak vergi matrahının belirlenmesi gerekmektedir. Bunun için ise dört farklı usul mevcuttur:
1.1. Beyannameye Dayanan Tarh
Kural olarak vergiler, mükelleflerin beyanı üzerinden tarh edilir. Bu halde yükümlü, vergi matrahının belirlenmesine yardımcı olacak bilgi ve belgeleri vergi dairesine teslim etmek suretiyle beyanda bulunur. Öyle ki, mükellefin belirlediği matraha ilgili mevzuat uyarınca uygulanması gereken vergi oranını uygulayıp ödeyeceği vergi tutarını beyannamesinde belirtmesi de mümkündür. Görüleceği üzere “beyanname usulünde”, tarh-tebliğ-tahakkuk aşamalarının üçü bir arada gerçekleşmektedir.
Fakat bu usulde tarh işlemi, yükümlünün beyanına istinaden gerçekleştirildiği için, yükümlünün işbu tarh işleminin hukuka aykırılığını iddia ederek dava açması mümkün değildir. Diğer taraftan, kanuni süresi içinde ihtirazi kayıt düşülerek beyanda bulunulmuş ise veya vergi hatası mevcut ise, beyannameye dayanan tarh işlemine karşı dava açılması söz konusu olabilir.
1.2. İkmalen Vergi Tarhı
VUK madde 29 uyarınca; “İkmalen vergi tarhı, her ne şekilde olursa olsun bir vergi tarh edildikten sonra bu vergiye müteallik olarak meydana çıkan ve defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak miktarı tespit olunan bir matrah veya matrah farkı üzerinden alınacak verginin tarh edilmesidir.” Madde hükmünden de anlaşılacağı üzere ikmalen vergi tarhı usulü, tamamlayıcı bir tarh usulüdür. Zira ikmalen tarh yapılabilmesi için öncelikle bir verginin tarh edilmiş olması gerekmektedir.
Vergi incelemeleri sonucu matrahın farklı çıkması halinde matrah farkı üzerinden ek vergi tarh edilir ve ikmalen tarhiyat yapıldığı mükellefe ihbar edilir. Bu aşamadan sonra mükellefin ikmalen tarh işlemine karşı tebliğden itibaren 30 günlük dava açma süresi olacaktır. Verginin tahakkuku ise ancak açılan davanın sonuçlanmasına göre gerçekleşecektir.
1.3. Re’sen Vergi Tarhı
VUK madde 30’da öngörüldüğü üzere vergi matrahının tamamen veya kısmen tespitine imkân olmayan hallerde re’sen vergi tarhı gündeme gelecektir. VUK madde 30 f.2’de sayılan aşağıdaki hallerde de vergi matrahının tespitinin mümkün olmadığı kabul edilmektedir:
1.4. Verginin İdarece Tarhı
Mükellefin, vergisel ödevlerini zamanında yerine getirmemesi ve re’sen veya ikmalen tarh yapılamaması halinde vergi, idarece ilgili mevzuatta öngörülen matrahlar üzerinden tarh edilir. Örneğin, emlak vergisi bu şekilde tarh edilmektedir.
Re’sen, ikmalen ve idarece yapılan tarhiyat işlemleri, olağan dışı tarh usulleri olup ilgililerin bu tarhiyatların tümüne karşı mevzuatta öngörülen usullerde dava açması mümkündür.
Verginin tebliği, vergi yükümlüsü veya sorumlusuna vergilendirme işlemi ile ilgili bilgi verilmesidir. İşbu hususa dair, VUK madde 21’de “Tebliğ, vergilendirmeyi ilgilendiren ve hüküm ifade eden hususların yetkili makamlar tarafından mükellefe veya ceza sorumlusuna yazı ile bildirilmesidir.” şeklinde tanımlama yapılmıştır. Esasen vergilendirmeye ilişkin tüm işlemlerin ilgilisine tebliği gerekmektedir. Ancak istisnaen, beyana dayalı tarhiyat usulünde tahakkuk fişinin tebliğ edilmesine gerek yoktur. Bunun sebebi de beyana dayalı tarh işlemi gerçekleştirildiğinde, yükümlü kendisi beyanname verdiğinden tarh-tebliğ-tahakkuk işlemlerinin bir arada gerçekleşmesidir.
Ayrıca belirtilmesi gerekir ki, Tebligat Kanunu madde 51’deki atıf sebebiyle tebliğe ilişkin hususlarda Tebligat Kanunu hükümleri değil, Vergi Usul Kanunu hükümleri uygulanmaktadır.
Vergisel işlemler, ancak tebliğden sonra yükümlü veya sorumlu açısından hukuki bir anlam ifade edecektir. Zira vergi mükellefi, işlemin kendisine tebliğinden sonra tarh edilen vergi hakkında bilgi sahibi olabilecek ve sorumluluğu da bu noktadan sonra başlayacaktır. Ayrıca, muhatabın ilgili işleme karşı dava açma ve itiraz süresi, işlemin ilgilisine tebliğinden itibaren başlayacaktır.
Re’sen, ikmalen ve idarece yapılan tarhiyatlarda tahakkuk işlemi de tebliğden sonra gerçekleşir. Zira işlem ilgilisine tebliğ edilmeden verginin tahakkuk etmesi de mümkün değildir. Böylece tebliğ işlemi; tarhiyat ve tahakkuk işlemleri arasında bir köprü vazifesi görmektedir.
VUK madde 22’de “Verginin tahakkuku, tarh ve tebliğ edilen bir verginin ödenmesi gereken bir safhaya gelmesidir.” şeklinde tanımlanmıştır.
Tahakkuk aşamasına geçilmesi açısından farklı tarhiyat usullerinde farklı sonuçlar doğmaktadır. Şöyle ki; beyanname usulü yapılan tarhiyatlarda VUK madde 25 hükmünde de öngörüldüğü üzere “vergi dairesince beyannamenin alınması üzerine bir tahakkuk fişi tanzim olunur ve bunun bir nüshası mükellefe veyahut beyannameyi mükellef namına vergi dairesine tevdi edene verilir. Bu suretle vergi tahakkuk etmiş olur.” Beyanname usulüyle tarh yapıldığında mükellefin dava açma hakkı, “ihtirazi kayıt ve vergi hatası” ile sınırlı olduğundan tarh- tebliğ- tahakkuk aşaması bir arada, tahakkuk fişinin verilmesi ile kendiliğinden gerçekleşmektedir. Başkaca itiraz yolu da kalmayacağından bu suretle vergi, aynı zamanda kesinleşmiş de olacaktır. Önemle belirtmek gerekir ki ihtirazi kayıtla beyanname verilmesi halinde her ne kadar mükellefin dava açma hakkı saklı tutulsa da bu şekilde tarh edilen vergi de tarh anında tahakkuk etmektedir. Ancak ihtirazi kayıtla verilen beyannamelere dayanarak yapılan işlemlere karşı dava açıldığında tahsil işlemlerinin durdurulması da isteniyorsa davanın açılmış olması yetmeyecek olup açılan davada yürütmenin durdurulmasının talep edilmesi gerekmektedir.
Fakat re’sen, ikmalen veya idarece yapılan tarhiyatlarda vergi daireleri öncelikle vergi ihbarnamesini ilgiliye tebliğ etmektedir. Tebliğin akabinde mükellefin uzlaşma gibi idari çözüm yollarına başvurma, dava açma veya vergiyi ödemek için 30 günlük süresi bulunmaktadır. Bu halde dava açma süresi geçtikten veyahut da açılan dava reddedildikten sonra vergi tahakkuku da gerçekleşecek aynı zamanda tüketilecek başkaca yargı yolu kalmadığında da vergi kesinleşecektir.
Bu bağlamda, resen, ikmalen veya idarece yapılan tarhiyatlardaki uyuşmazlıklarda, hem mükellef hem de vergi idaresi açısından bilhassa zaman ve maliyet bakımından olumlu yanları bulunan idari çözüm yolları hakkında detaylı bilgi edinmek için “Vergi Uyuşmazlıklarının İdari Çözüm Yolları” adresindeki makalemizi inceleyebilirsiniz.
Keza, vergi uyuşmazlıklarındaki idari çözüm yollarının en yaygın şekillerinden olan uzlaşmanın ne anlama geldiği ve nasıl yapılabildiğine dair daha detaylı bilgi almak için “Vergi Uyuşmazlıklarında Uzlaşma Yolu” adresindeki makalemizi inceleyebilirsiniz.
Ayrıca, İdari Yargılama Usulü Kanunu (İYUK) madde 27 hükmü gereğince, tek taraflı yapılan tarhiyatlardan kaynaklı işlemlere karşı açılan davalarda, davanın açılmış olması, verginin tahakkuk etmesini de erteleyerek tahsil işlemlerini başkaca işleme gerek kalmaksızın durdurur.
Tahsil, vergilendirme sürecini sona erdiren ve tahakkuk etmiş vergi borçlarının usulüne uygun ödenmek suretiyle vergi borcunu ortadan kaldıran bir idari işlemdir.
Tahsil, vergi ödemesinden daha geniş bir anlama sahip olduğundan hem iradi hem cebren tahsilat işlemlerini bünyesinde barındırmaktadır. Böylece yükümlü, iradi olarak vergi borcunu kendisi ödeyebileceği gibi idare, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun’da öngörülen düzenlemeler uyarınca vergi alacağını cebren de tahsil edebilecektir.
Değerli müvekkillerimiz,
Dünya genelinde yaşanan Koronovirüs (Covid-19) salgını riski nedeniyle, hukuki soru ve sorunlarınız için mobil ve online iletişim kanallarımızı kullanmanızı öneririz.
KİŞİSEL VERİLERİN İŞLENMESİ HAKKINDA
“AYDINLATMA METNİ”
İnternet sitemizi kullanmanız dolayısıyla, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) başta olmak üzere yürürlükteki mevzuat kapsamında birtakım verilerinizin toplanması, saklanması, işlenmesi, aktarılması ve KVKK kapsamına dahil başkaca işlemlerin detayı ve amacı hakkında, veri sorumlusu olarak sizleri bilgilendirmek isteriz.
Genel Bilgiler
İlgili mevzuata göre, “kişisel veri” kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgidir. “Özel nitelikli kişisel veri” ise kişilerin ırkı, etnik kökeni, siyasi düşüncesi, felsefi inancı, dini, mezhebi veya diğer inançları, kılık ve kıyafeti, dernek, vakıf ya da sendika üyeliği, sağlığı, cinsel hayatı, ceza mahkûmiyeti ve güvenlik tedbirleriyle ilgili verileri ile biyometrik ve genetik verileridir. İşbu Aydınlatma Metninde, özel ve/veya genel nitelikli olma ayrımı yapılmaksızın, her neviden veri için “Kişisel Veri” ifadesi kullanılacak olup durumun gereğine göre özel nitelikli kişisel verilerin de bu ifade kapsamına dahil edilebileceğini belirtmek isteriz. Keza, internet sitemizi kullanırken size daha efektif hizmet sağlayabilmek adına çerezler, web işaretçileri ve benzeri uygulamaları da kullanabilmekteyiz. Çerez kullanımının durdurulmasını tarayıcı ayarlarınızı değiştirerek her zaman sağlayabilirsiniz. Çerez kullanımının durdurulması, internet sitemizdeki bazı fonksiyonların kullanımını sınırlandırabilecektir.
Kişisel veriler toplandıktan sonra silme, yok etme ya da anonim hale getirme işlemlerine kadar olan süreçte gerçekleştirilen elde etme, kaydetme, depolama, muhafaza etme, değiştirme, yeniden düzenleme, açıklama, aktarılma, sınıflandırılma ya da kullanılmasını engelleme ve sair kapsamda veriler üzerinden gerçekleştirilen her türlü işlem ise KVKK kapsamında “kişisel verilerin işlenmesi“ olarak değerlendirilmektedir.
Kişisel veri veya özel nitelikli kişisel veri tanımına uygun bilgilerinizi Kulaçoğlu Hukuk Bürosu (Veri Sorumlusu) olarak bizimle paylaşmanız durumunda, onay kutucuğunu işaretleyerek bu verilerinizin işlenmesi için açık rıza verdiğinizi belirtmek isteriz.
Kişisel Verilerin Toplanması ve Hukuki Sebepleri
İnternet sitemizi kullanırken birtakım kişisel verilerinizi, Veri Sorumlusu sıfatımız ile bizimle paylaşmanızı talep edebilmekteyiz. İşbu kişisel verileriniz fiziksel olarak sözlü veya yazılı şekilde toplanabileceği gibi, elektronik ortamda da toplanabilir. Keza, kişisel verileriniz, Veri Sorumlusu sıfatıyla doğrudan tarafımızca toplanabileceği gibi, Veri Sorumlusu adına veri işleyen gerçek veya tüzel kişiler tarafından veya ifa ettiğimiz iş ve hizmetin bir gereği olarak destek aldığımız ulusal/uluslararası kişi ve kuruluşlar ile diğer 3.kişiler tarafından, sayılanlarla sınırlı olmamak üzere, internet sitemiz, blog mesajları, iletişim formları, iş/staj ve sair başvuru formları, bilgi formları, video konferans ve/veya online hukuki danışmanlık hizmeti esnasında kaydedilebilen ses ve/veya video kayıtları, telefon görüşmesi ve/veya telekonferans esnasında kaydedilebilen ses kayıtları, kısa mesajlar, WhatsApp, sosyal medya vs kanallarıyla gerçekleştirilenler başta olmak üzere her türlü iletişim kanalları aracılığı ile toplanabilmektedir. Bu verileriniz elektronik ya da internet tabanlı araçlar ve sair vasıtalar kullanılarak otomatik yöntemlerle elde edilebildiği gibi, tarafımıza sunduğunuz formlar, sözleşmeler, bildirimler, adli veya idari merci kararları gibi yöntemlerle de elde edilebilmektedir.
Kişisel Verilerin İşlenme Amacı ve Aktarımı
Kişisel verileriniz, yürürlükteki ilgili mevzuat uyarınca, hukuka, iyi niyet ve dürüstlük kurallarına uygun, doğru ve güncel olarak, belirli, açık ve meşru amaçlarla ve bu amaçlarla bağlantılı, sınırlı ve ölçülü olarak işlenmekte olup ilgili mevzuatta öngörülen ve işlendikleri amaç için gerekli olan süre kadar muhafaza edilmektedir.
KVKK uyarınca, Veri Sorumlusu olarak bizimle paylaşmış olduğunuz kişisel verileriniz, yerine getirmekte olduğumuz her türlü hizmet ve faaliyet amaçlarımız ile gerektiğinde işe/staja alım süreçleriyle bağlantılı ve ölçülü olarak söz konusu hizmetlerden faydalanmanız, hak ve menfaatlerinizin korunması ve sair amaçlar ile KVKK ve yasal düzenlemelere uygun olarak işlenebilecek, hizmetlerimiz kapsamında ve ilgili mevzuata uygun olarak UYAP sistemi başta olmak üzere, adli, idari vb. kurumlara ve/veya yetkili kıldıkları kişi ya da merciler ile somut olayın şartlarına göre yurtdışında olup olmamasından bağımsız olarak ilgili üçüncü kişi ve kurumlara aktarılabilecek ve ilgili mevzuatta belirlenen süreler boyunca saklanıp gerekli işlemlere tabi tutulabilecektir.
Ağ Sunucusu Veri Günlüğü
İnternet sitemize giriş yapmanızın kaçınılmaz bir sonucu olarak, veri günlüğü olarak tanımlanan ve aşağıda listelenmiş olan verileriniz, ağ tarayıcınız tarafından internet sunucumuza otomatik olarak aktarılmakta ve onayınız aranmaksızın veri günlüğü kayıtlarına kaydedilmektedir:
Veri günlüğü internet sitemizin sizin için daha kullanışlı hale getirilebilmesi amacıyla istatistiki bilgi sağlamak için kullanılmakta olup, takiben derhal silinir.
Kişisel Verilerin Güvenliğinin Sağlanması İçin Alınan Tedbirler
6698 Sayılı Kişisel Verileri Koruma Kanun’un ilgili maddesine uygun olarak, kişisel veri güvenliğinizin sağlanması için hukuka aykırı olarak işlenmelerini ve erişilmelerini önlemek ve muhafazalarının sağlamak amacıyla gerekli teknik ve idari tedbirler Veri Sorumlusu olarak tarafımızca alınmaktadır.
Veri Sahibinin Hakları
Kişisel veri sahipleri KVKK uyarınca aşağıda yer alan haklara sahiptir:
Yukarıda belirtilen hakların kullanımıyla veya genel olarak Aydınlatma Metnimizle alakalı daha detaylı bilgi talepleriniz için “İletişim” sayfamızdan ulaşılabileceğiniz “İletişim Formu” aracılığıyla veya ıslak imzalı olarak “Esentepe Mah. Eser İş Merkezi B Blok Kat:8 No:63 Şişli/İstanbul/Türkiye” adresine ulaştırmanız ya da info@kulacoglu.av.tr e-posta adresine konu kısmında “Kişisel Veri Bilgi Talebi” ifadesi ile iletebilirsiniz.
Kişisel veri sahipleri olarak, haklarınıza ilişkin taleplerinizi Kulaçoğlu Hukuk Bürosu’na yukarıdaki şekillerde iletmeniz durumunda talebiniz, niteliğine göre en kısa sürede sonuçlandıracaktır. İlgili işlemin ayrıca bir maliyet gerektirmesi durumunda, Kişisel Verileri Koruma Kurulu’nca belirlenen tarifedeki ücret, Kulaçoğlu Hukuk Bürosu olarak tarafınızdan tahsil edilecektir.
Yorumlar (01)