İrtikap suçu ve cezası, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 250. Maddesinde “Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar” başlığı altında düzenlenmiştir. Maddeye göre irtikap suçu, kamu görevlisinin görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanarak muhatabın haklı bir işini hiç veya gereği gibi yapmayacağından bahisle kendisine veya yönlendireceği bir kişiye yarar sağlamasıdır. Ayrıca kişi kendiliğinden hataya düşmüş ve kamu görevlisi bu hatadan faydalanarak bir yarar sağlamışsa yine bu irtikap suçu oluşacaktır. İrtikap suçu seçimlik hareketli bir suç tipi olup üç farklı şekilde işlenebilir.
• İcbar (zorlama) suretiyle irtikap suçu
• İkna suretiyle irtikap suçu
• Mağdurun hatasından faydalanarak işlenen irtikap suçu
İrtikap suçu üç farklı şekilde işlenebilmekte olup, kanun koyucu bu üç farklı durum için farklı ceza miktarları öngörmüştür.
Yazı İçeriği
1. İrtikap Suçunun Faili Olabilecek Kişiler
2. İcbar (Zorlama) Suretiyle İrtikap Suçu
3. İkna Suretiyle İrtikap Suçu
4. Mağdurun Hatasından Faydalanarak İşlenen İrtikap Suçu
5. İrtikap Suçunun Cezası
6. İrtikap Suçu Şikayete Tabi Bir Suç mudur?
7. Denetim Görevinin İhmali Suretiyle İrtikap Suçu ve Cezası
8. İrtikap Suçunda Görevli Mahkeme ve Dava Zamanaşımı Süresi
9. İrtikap Suçu İle Rüşvet Suçu Arasındaki Farklar
İrtikap “kötü iş yapma, kötülük etme, yiyicilik, yalan söyleme, hile yapma” anlamına gelmektedir. İrtikap suçunda kamu görevlisinin sözlükte bahsedilen bu kelimelere benzer şekilde davranması söz konusudur. İrtikap suçunda korunmak istenen hukuki yarar toplumun devlet memurlarına karşı duyduğu inanç ve güvenin korunmasıdır. Ayrıca bu suç tipiyle, kamu görevlilerinin bulundukları makamın kuvvetini kullanarak kendilerine haksız bir menfaat sağlamaları engellenmesi amaçlanmıştır.
1. İrtikap Suçunun Faili Olabilecek Kişiler
İrtikap suçu, yalnızca kamu görevlileri tarafından işlenebilen bir suçtur. Ceza hukukunda yalnızca belirli kişiler tarafından işlenebilen suçlara “özgü suç” denmektedir. İrtikap suçu, yalnızca kamu görevlileri tarafından işlenebilmesi itibariyle özgü suç niteliğindedir. Kamu görevlisi olmayan kişiler bu suçun faili olamayacağı gibi, bu suçun oluşumuna iştirak ederlerse yardım eden veya azmettiren olarak yargılanabileceklerdir.
TCK m.6/1-c bendinde kamu görevlisi deyiminden ne anlaşılacağı düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre:
“Kamu görevlisi deyiminden; kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişi anlaşılır.”
Kamu görevlisinin suçu işledikten sonra kamu görevinden ayrılması bu suçun varlığına herhangi bir şekilde etki etmeyecektir.
2. İcbar (Zorlama) Suretiyle İrtikap Suçu
İcbar, Türk Dil Kurumuna göre “zorlama, zorunda bırakma” anlamlarına gelmektedir. İrtikap suçu uygulamada en çok icbar suretiyle irtikap suçu olarak karşımıza çıkmaktadır.
TCK’nın 250. maddesine göre; kamu görevlisinin görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanarak kendisine veya gösterdiği bir başkasına yarar sağlaması ya da bu yolda vaatte bulunması için bir kimseyi zorlaması veya zorunda bırakması durumunda icbar suretiyle irtikap suçu oluşur. Kamu görevlisinin haksız tutum ve davranışları karşısında, kişinin haklı bir işinin gereği gibi, hiç veya en azından vaktinde görülmeyeceği endişesiyle, kendisini mecbur hissederek, kamu görevlisine veya yönlendireceği kişiye menfaat temin etmiş olması halinde, icbarın varlığı kabul edilir.
İcbar (Zorlama) Suretiyle İrtikap Suçunda kamu görevlisinin görevi gereği zaten yerine getirmekle yükümlü olduğu kamu görevini yerine getirmemesi durumu söz konusudur. Kamu görevlisi, görevi nedeniyle belli bir nüfuza sahiptir ve bu nüfuzu kullanarak muhatabını belli bir şekilde davranmaya zorlamaktadır. Kamu görevlisinin muhatabını kendisine veya yönlendirdiği kişiye maddi bir menfaat sağlaması amacıyla zorlaması durumunda icbar suretiyle irtikap suçu oluşacaktır. Kamu görevlisi fiili işlerken eğer görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmıyorsa bu durumda icbar suretiyle irtikap suçu oluşmayacaktır.
Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nin 2018/3550 Esas ve 2021/6023 Karar sayılı ilamında icbar suretiyle irtikap suçunu şu şekilde tanımlamıştır:
“…Cebri irtikap suçu, kamu görevlisinin sıfat ve görevini kötüye kullanarak kişiyi tazyik etmesi ile başlayıp, bu sıkıştırma karşısında ferdin de memurun haksız işlemlerini önlemek zorunluluğunu duyarak ona menfaat temin ve vaat etmesi ile oluşur. Kamu görevlisi açıkladığı istekler yerine getirilmezse mağdurun işini yapmayacağını söylemek suretiyle onu manevi cebir altında bulundurmaktadır. Böyle haksız bir durumla karşılaşan ve haklı işinin kamu görevlisi tarafından yapılmayacağı veya geciktirileceği ya da haksız bir muameleye maruz kalacağı endişesine kapılan mağdur belli bir şiddete ulaşmış olan bu manevi cebrin etkisiyle ve hakkını elde etmek zorunluluğu karşısında haksız olarak istendiğini bildiği parayı ve sair menfaatleri kamu görevlisine vermekte ya da vaat etmektedir. Burada fert meşru zeminde bulunmaktadır.”
Yargıtay kararında da bahsedildiği gibi buradaki cebir, maddi değil manevi bir cebirdir. Kamu görevlisinin maddi(fiziksel) cebir kullanarak kendisine veya yönlendireceği bir kişiye menfaat sağlaması halinde artık burada irtikap suçu değil, yağma suçu oluşmuş olacaktır.
Bu suç tipinin oluşması için mağdura karşı yapılan manevi cebir sonucu mağdurun meydana getirilen korkunun etkisi altında fiili işlemesi gereklidir. Ayrıca mağdurun, failin uyguladığı manevi baskının etkisinden kolaylıkla kurtulma imkanının bulunmaması gerekir. Bu seviyeye gelmiş bir manevi baskının olup olmadığı her olayda olayın özelliklerine göre ayrıca değerlendirilmelidir. Kamu görevlisinin bu seviyeye gelmemiş olan söylemleri ve davranışları sonucunda bir yarar sağlaması halinde ise rüşvet suçu oluşabilecektir.
İcbar suretiyle irtikap suçunun işlenmesi sonucu sağlanan yararın mutlaka kamu görevlisine sağlanmış olması gerekmez. Başkasına yarar sağlanması veya bu yolda vaatte bulunulması durumunda da icbar suretiyle irtikap suçu oluşur.
3. İkna Suretiyle İrtikap Suçu
Kamu görevlisi, görevinin sağladığı güveni kötüye kullanarak gerçekleştireceği hileli davranışlarla, kendisine veya göstereceği başka bir kişiye yarar sağlanmasına veya bu yolda bir vaatte bulunulmasına bir kimseyi ikna ederse ikna suretiyle irtikap suçu oluşur.
İkna suretiyle irtikap suçunun oluşabilmesi için kamu görevlisinin görevinin sağladığı güveni kötüye kullanarak hileli davranışlar sergilemesi gereklidir. Kamu görevlisinin bu yolla mağdurun iradesini neticeyi gerçekleştirmeye elverişli olacak derecede etki altına alması suçun oluşması için zorunlu bir unsurdur. Kamu görevlisinin bu suretle kendisine veya bir başkasına yarar sağlaması veya bu yolda vaatte bulunulması hususunda bir kimseyi ikna etmesi gereklidir. Kamu görevlisinin muhatabına hile teşkil etmeyecek tavsiyelerde bulunması ise bu suç tipine vücut vermeyecektir.
Kamu görevlisinin mağduru yanıltmaya yönelik davranışları, ikna suretiyle irtikap suçunu oluşturmaya elverişli şekilde mağdurun iradesini etki altına alabilecek derecede olmasına rağmen mağdur yanılmazsa ikna suretiyle irtikap suçu teşebbüs aşamasında kalmış olur.
Kamu görevlisinin, mağduru sözlü veya yazılı bir şekilde ikna etmiş olması bu suç tipinin oluşumunda bir fark yaratmayacaktır. Mağdurun iradesi hem sözlü şekilde hem de yazılı şekilde etki altına alınabilecektir.
Kamu görevlisinin görevinin sağladığı güveni kötüye kullanması unsuru bu suçu dolandırıcılık suçundan ayıran unsurdur. Dolandırıcılık suçunda bu yönde bir güven olması zorunlu bir unsur olarak bulunmamaktadır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2014/803 Esas ve 2018/223 Karar sayılı ilamında ikna suretiyle irtikap suçunu şu şekilde tanımlamıştır:
“…İkna suretiyle irtikap suçu; kamu görevlisinin görevine giren bir işle ilgili olarak nüfuz veya güveni kötüye kullanmak suretiyle, sağladığı çıkarın haksız olduğunu bilemeyecek olan mağduru yasa dışı çıkar sağlamaya ikna etmesi ile oluşur. Fail gerçekleştirdiği hileli davranışlarla mağduru ikna ederek çıkar sağlamak istemektedir. Aslında burada kamu görevlisinin dolandırıcılığı söz konusu olup, mağdur kendisine sunulacak hizmet karşılığında meşru ve haklı bir ödemede bulunduğunu düşünerek hareket etmektedir.”
4. Mağdurun Hatasından Faydalanarak İşlenen İrtikap Suçu
Fail kamu görevlisinin bir ikna çabası olmadan, mağdurun kendiliğinden düşmüş olduğu hatadan yararlanarak suç işlemesi halinde ikna suretiyle irtikap suçu oluşur. Suçun bu şekilde işlenmesi halinde faile verilecek cezanın miktarı daha azdır.
Suçun bu şekilde işlemesinde kamu görevlisinin aktif bir hareketi bulunmamaktadır. Fail, mağdurun sağlamış olduğu yararın haksız ve gereksiz olduğunu bilmesine rağmen, mağduru uyarmamaktadır. Mağduru icbar etmeye veya ikna etmeye yönelik herhangi bir hareket söz konusu değildir. Mağdur kendiliğinden bir hataya düşmüşken kamu görevlisi sessiz kalıp bu hatadan faydalanarak kendisine veya başkasına yarar sağlamaktadır. Ancak bu suç tipinin oluşabilmesi için mağdur kendiliğinden hataya düşmüş olmalı, hataya düşmesinde kamu görevlisinin hiçbir etkisi bulunmamalıdır.
Mağdurun hataya düşmesi kendisinden kaynaklanmış olabileceği gibi 3. bir kişiden kaynaklanması da mümkündür. Kamu görevlisinin mağduru hataya düşürmeye yönelik aktif bir hareketi olmadığı sürece mağdurun hatasından faydalanarak işlenen irtikap suçu oluşacaktır.
İkna suretiyle irtikâp suçunu oluşturan hile icrai veya ihmali davranışla gerçekleştirilebilir. Bu bakımdan, hatadan yararlanmak suretiyle irtikap, ikna suretiyle irtikap suçu arasındaki tek fark işleniş şeklidir. İkna suretiyle irtikap suçunun cezasından indirim yapılmasını gerektiren bir suç tipidir.
5. İrtikap Suçunun Cezası
• İcbar suretiyle irtikap suçunun cezası 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezasıdır.
• İkna suretiyle irtikap suçunun cezası 3 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasıdır.
• Mağdurun hatasından faydalanarak işlenen irtikap suçunun cezası 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıdır.
İrtikap suçunun işlenmesi durumunda verilecek ceza, irtikap edilen menfaatin değerinin azlığı ve mağdurun ekonomik durumu göz önünde bulundurularak yarı oranında indirilebilir. Buna göre kamu görevlisinin irtikap etmiş olduğu menfaatin değerinin düşüklüğü ve mağdurun ekonomik durumu hakim tarafından birlikte değerlendirilecek ve ceza miktarı bu hususlar da göz önünde bulundurularak belirlenecektir.
6. İrtikap Suçu Şikayete Tabi Bir Suç mudur?
İrtikap suçu için soruşturma ve kavuşturma yapılması şikayete bağlı değildir. Dolayısıyla bu suçun mağdurunun yetkili mercilere şikayet bildirimi yapmasına gerek yoktur. Suçun mağduru, suçtan zarar gören veya herhangi bir üçüncü kişi tarafından yetkili mercilere yapılan ihbar, savcılığın harekete geçmesi için yeterli olacaktır. Bunun dışında yetkili mercilerin İrtikap suçunun varlığını herhangi bir şekilde öğrenmesi ile de maddi gerçeğe ulaşmak için savcılık harekete geçecektir. İrtikap suçunun şikayete tabi bir suç olmaması nedeniyle uzlaşma kapsamında da değildir.
Şikayet hakkı ile ilgili daha fazla bilgi için ‘’Şikayet Hakkı ve Şikayetten Vazgeçmenin Sonuçları’’ başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
7. Denetim Görevinin İhmali Suretiyle İrtikap Suçu ve Cezası
Bu suç tipi Türk Ceza Kanunu’nun 251. Maddesinde düzenlenmiştir.
İrtikap suçunun işlenmesine kasten göz yuman denetimle yükümlü kamu görevlisi, işlenmiş olan irtikap suçundan müşterek fail olarak sorumlu tutulur. İcbar veya inkar suretiyle ya da muhatabın hatasından faydalanmak suretiyle işlenmiş olan irtikap suçunun cezası neyse bu suçların işlenmesine kasten göz yuman denetimle yükümlü kamu görevlisi de o ceza tehdidi ile karşı karşıya kalacaktır.
Denetimle görevli kamu görevlisinin irtikap suçunun işlenmesine göz yumma kastı olmamasına rağmen görevini ihmal etmesi durumunda irtikap suçunun işlenmesine imkan sağlamışsa da cezai sorumluluğu doğacaktır. Denetim görevini ihmal eden kamu görevlisi bu durumda üç aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacaktır. Burada denetimle görevli kamu görevlisinin bir kastı bulunmayıp, ihmali suretiyle bu suçun işlenmesi durumu söz konusudur.
8. İrtikap Suçunda Görevli Mahkeme ve Dava Zamanaşımı Süresi
İcbar suretiyle irtikap suçu ve ikna suretiyle irtikap suçunda yargılamada görevli mahkeme ağır ceza mahkemesidir. Mağdurun hatasından faydalanmak suretiyle işlenen irtikap suçunda ise görevli mahkeme asliye ceza mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise suçun işlendiği yer mahkemesidir.
İrtikap suçu için 15 yıllık bir dava zamanaşımı süresi öngörülmüştür. Bu sebeple irtikap suçundan ötürü 15 yıl içinde soruşturma ve kovuşturma sürecinin savcılık tarafından gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla ilgililerin her zaman ilgili mercilere ihbar yoluyla bu suçun işlendiğini bildirme hakkına sahip olsalar da bu hakkı suçun işlenmesinden itibaren 15 yıl içerisinde kullanmaları gerekmektedir.
9. İrtikap Suçu İle Rüşvet Suçu Arasındaki Farklar
TCK m.252’nin gerekçesinde de belirtildiği üzere haklı bir işin gördürülmesi amacıyla kamu görevlisine menfaat temini halinde rüşvet suçu oluşmayacaktır. Böylesi bir durumda menfaati temin eden kişi, usul ve yasalara uygun talebinin bir an evvel zorluk çıkartılmaksızın yapılmasını temin etmeyi amaçlamaktadır. Bu nedenle, usul ve yasalara uygun bir işin gördürülmesi amacına yönelik olarak menfaat sağlanması hâlinde, olayın tüm detayları birlikte değerlendirilmek suretiyle, irtikap suçundaki sair unsurlarında varlığı halinde, icbar suretiyle irtikap suçunu oluştuğunu kabul etmek gerekir. Rüşvet suçunda haklı bir menfaat söz konusu değildir.
Rüşvet suçuyla ilgili detaylı bilgi almak için Rüşvet Suçu ve Cezası başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.