İhtiyati haciz, İcra ve İflas Kanunu’nun 257. ve devamı maddelerinde düzenlenen, para veya teminat alacaklarının güvence altına alınmasına yönelik geçici hukuki koruma tedbiridir.
Alacaklının, henüz icra takibine geçmeden önce yahut takiple eş zamanlı olarak, borçlunun malvarlığına ilişkin tasarruflarını sınırlandırmak amacıyla mahkemeden talep edebileceği bu tedbir, özellikle borçlunun borcunu ödememek kastıyla mallarını kaçırma, gizleme veya üçüncü kişilere devretme ihtimali bulunan hâllerde büyük önem taşır.
İhtiyati haciz kararı, alacağın varlığına ve ivediliğine dayalı olarak mahkemece verilir; kararın icrası ise alacaklıya, borçlunun malvarlığı üzerinde fiili bir güvence sağlar. Bu yazıda, ihtiyati haciz müessesesinin hukuki dayanakları, başvuru usulü, kararın uygulanması ve itiraz yolları gibi temel konular sistematik biçimde ele alınacaktır.
Yazı İçeriği
1. İhtiyati Haciz Nedir?
1.1. İhtiyati Haczin Tanımı
İhtiyati haciz kurumu, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 257 ila 268. maddeleri arasında düzenlenmiş olup, para ve teminat alacaklarının güvence altına alınmasını amaçlayan geçici bir hukuki koruma tedbiridir.
Henüz kesin haciz aşamasına geçilmemiş olan bir dönemde, borçlunun malvarlığının alacaklının erişiminden kaçırılması riski doğduğunda, alacaklı tarafından mahkemeden talep edilebilen bu tedbir sayesinde, borçlunun malvarlığına geçici olarak el konulması sağlanır. Bu sayede borçlunun kötü niyetli davranışlarla mallarını üçüncü kişilere devretmesinin veya elden çıkarmasının önüne geçilir. Amaç, ileride açılacak dava veya başlatılacak icra takibinde alacağın tahsilinin güvence altına alınmasıdır.
1.2. İhtiyati Haczin Hukuki Niteliği
İhtiyati haciz, icrai nitelik taşımayan, muhafaza amacına hizmet eden bir geçici hukuki koruma tedbiridir. Uygulama bakımından icra dairesi marifetiyle gerçekleştirilse de, kararın verilmesi mahkemeye aittir. Hukuki sonuçları itibarıyla borçlunun malvarlığı üzerinde doğrudan tasarruf yetkisini sınırlandırır ve mülkiyet hakkına müdahale teşkil eder. Ancak bu müdahale, yargı kararıyla gerçekleştiği ve kanunen öngörülen koşullara dayandığı için hukuka uygundur.
İhtiyati haciz kararı, yalnızca geçici nitelikte olup, alacaklının esas hakkında açacağı dava veya başlatacağı icra takibiyle desteklenmesi gerekir. Aksi hâlde, belirli süreler içinde işlem yapılmaması hâlinde ihtiyati haciz kendiliğinden hükümsüz hale gelir.
1.3. İhtiyati Haciz ile İhtiyati Tedbir Arasındaki Farklar
İhtiyati haciz ve ihtiyati tedbir, her ikisi de geçici hukuki koruma tedbirleri olmakla birlikte; amaç, kapsam, uygulama usulü ve sonuçları bakımından farklılık arz eder:
- Kapsam: İhtiyati haciz yalnızca para veya teminat alacakları için öngörülmüşken, ihtiyati tedbir, hukuki menfaatin korunması amacıyla, uyuşmazlık konusu olan her türlü hakkın korunmasına yönelik olarak uygulanabilir.
- Konusu: İhtiyati haciz, borçlunun herhangi bir malvarlığı değeri üzerinde uygulanabilir; malın dava konusu olması şart değildir. Oysa ihtiyati tedbir, yalnızca dava konusu olan hak veya eşya üzerinde tesis edilebilir.
- Amacı: İhtiyati haczin temel amacı teminattır. Buna karşılık ihtiyati tedbir; korunma, teminat ve eda (ifaya zorlama) olmak üzere üç farklı amaca hizmet edebilir.
- Uygulama Süreci: İhtiyati haciz kararının uygulanması yalnızca icra dairesi aracılığıyla mümkündür. İhtiyati tedbir kararı ise, kararın niteliğine göre icra dairesi veya mahkeme yazı işleri müdürlüğü tarafından yerine getirilebilir.
- Sonuçları ve Süresi: İhtiyati haciz kararı sonrası, alacaklı yasal süresi içinde esas hakkında dava açmaz veya icra takibi başlatmazsa, karar kendiliğinden geçersiz hale gelir. Buna karşılık ihtiyati tedbir kararı, aksi kararlaştırılmadıkça davanın kesinleşmesine kadar etkisini sürdürür.
2. İhtiyati Haczin Şartları
- Para Alacağına Dayanma Koşulu
İhtiyati haciz isteyebilmek için alacağın para alacağı veya para olarak istenebilen bir alacak olması gerekir. Bu bakımdan para alacağının kaynağını ve alacağın bağlı olduğu belgenin önemi yoktur. Dolayısı ile taşınır veya taşınmazın aynen iadesi şeklinde olan teslim borcu veya bir işi yapma borcu niteliğinde olan hizmet borcu için ihtiyati haciz uygulanamaz.
- Rehinle Temin Edilmemiş Olma Koşulu
İhtiyati haciz isteyebilmek için alacağının rehinle güvence altına alınmamış olması gerekir. Zira rehin, alacak için yeterince güvence sağlamaktadır. Alacak rehinle güvence altına alınmışsa rehinli malın değerinin alacağı karşıladığı oranda ihtiyati haciz kararı verilemez. Ancak rehin tutarının borcun tamamını ödemeye yetmediği durumlarda eksik kalan kısmı için ihtiyati haciz isteminde bulunabilmesi de mümkündür.
- Alacağın Muaccel ( Vadesinin Gelmiş ) Olması Koşulu
İcra ve İflas Kanunu madde 257’ye göre ihtiyati haciz talebinde bulunulabilmesi için, alacağın rehinle temin edilmemiş olması ve muaccel bulunması gerekir. Bu kapsamda mahkeme, ihtiyati haciz kararı verirken alacağın gerçekten vadesi gelmiş olup olmadığını değerlendirmek zorundadır. Alacak muaccel değilse, ihtiyati haciz kararı verilmesi mümkün değildir.
- Mal Kaçırma veya Kaçma Tehlikesi koşulu
Eğer alacak henüz muaccel değilse, yani vadesi gelmemişse, borçlunun mal kaçırma veya alacaklının hakkını ihlal etmeye yönelik kötü niyetli davranışlarda bulunduğu yönünde kuvvetli emareler varsa, alacaklı yine de ihtiyati haciz talebinde bulunabilir (İİK m. 257/2). Bu durumda mahkeme, alacağın muaccel olmamasına rağmen, borçlunun tutum ve davranışları nedeniyle alacaklının hakkını korumak amacıyla haciz kararı verebilir.
3. İhtiyati Haciz Kararı Nasıl Alınır?
3.1. İhtiyati Hacizde Görevli Ve Yetkili Mahkeme
Alacaklı mahkemeye başvurarak ihtiyati haciz ister. İhtiyati haciz bir dilekçe ile istenir. İhtiyati hacizde görevli mahkeme genel hükümlere göre belirlenir. Dava açılmadan önce yapılan ihtiyati haciz başvurularında görevli mahkeme belirlenirken, ihtiyati haciz konusu olan alacakla ilgili uyuşmazlıkların hangi mahkemenin görev alanına girdiğine bakılmalıdır.
İhtiyati haciz konusu alacak genel mahkemelerin görev alanına giriyorsa genel mahkemeler, özel mahkemelerin görev alına giriyorsa özel mahkemeler ihtiyati haciz kararı verebilir. Ancak icra mahkemesi, ihtiyati hacze karar veremez. Dava açıldıktan sonra ancak davaya bakan mahkemeden ihtiyati haciz istenebilir.
3.2 İhtiyati Hacizde Talep Dilekçesi Ve Deliller
İhtiyati haciz talebinde bulunulurken, alacaklının yalnızca alacağının varlığını ileri sürmesi yeterli olmayıp, bu iddiasını dayandırdığı delilleri de mahkemeye sunması gerekir. Zira ihtiyati haciz, borçlunun malvarlığına müdahale eden ciddi bir koruma tedbiri olduğundan, mahkeme alacağın varlığına ve muacceliyetine ilişkin yeterli kanaat edinmeden bu tedbire karar veremez. Bu noktada, delillere başvuru ve talep dilekçesi büyük önem taşır.
Deliller arasında şunlar yer alabilir:
- Yazılı sözleşmeler, faturalar, senetler (bono, çek vb.)
- Banka kayıtları, hesap özetleri
- Alacağın dayandığı mahkeme kararı (ilam)
- İcra takibine dayanak yapılan belgeler
- Tanık beyanı (istisnai olarak)
- Yazışmalar, e-postalar, ticari defter kayıtları
İhtiyati haciz talebi, yazılı bir dilekçeyle mahkemeye sunulur. Bu dilekçede;
- Alacak miktarı, niteliği ve dayanağı,
- Alacağın muaccel olduğu tarih ve nedenleri,
- Borçlunun mal kaçırma şüphesine dair açıklamalar (varsa),
- Gösterilen delillerin listesi ve varsa belgeler,
- Talep edilen teminat miktarı ve sunulabilecek teminatın niteliği,
- Hangi mal(lar) üzerine haciz istenildiği gibi hususlar açıkça yer almalıdır.
Talep dilekçesine deliller eklenmeli veya delillerin nereden temin edileceği belirtilmelidir.
3.3 İhtiyati Hacizde Teminat
İhtiyati haciz kararlarında, alacaklının haksız çıkması hâlinde borçlunun uğrayabileceği zararların güvence altına alınması amacıyla, genellikle teminat gösterilmesi şarttır. Bu husus, İcra ve İflas Kanunu’nun 259. maddesi uyarınca düzenlenmiştir. Ancak bazı hâllerde teminat alınmaz ya da alınması mahkemenin takdirine bırakılır. Ancak ihtiyati haciz durumunda teminatla ilgili olarak üç durumu birbirinden ayırmak gerekir:
- Alacak ilama dayanıyorsa: Alacak bir mahkeme ilamına dayanıyorsa, teminat aranmaz. Çünkü ilam kesin hüküm kuvveti taşır ve alacağın varlığı mahkeme kararı ile sabittir.
- Alacak ilam niteliğinde bir belgeye dayanıyorsa: Örneğin noter senedi, icra edilebilir kambiyo senedi, kesinleşmiş idari karar gibi ilam niteliğindeki belgelere dayanılıyorsa, mahkeme teminat alınıp alınmayacağına takdiren karar verir.
- Alacak ilama veya ilam niteliğindeki belgeye dayanmıyorsa: Alacak adi belgeye, sözleşmeye, faturaya veya başka herhangi bir belgeye dayanıyorsa, özel bir düzenleme yoksa mutlaka teminat alınır. Bu durumda, teminat gösterilmesi mahkeme kararı için zorunlu koşuldur.
- Ne Kadar Teminat İstenir?
İcra ve İflas Kanunu, teminat miktarını belirli bir orana bağlamamıştır. Bu nedenle teminatın miktarı, hâkimin takdirine bırakılmıştır. Uygulamada mahkemeler, genellikle:
- Alacak miktarının %10 ila %15’i arasında değişen bir oranı,
- Bazen davanın niteliği ve borçlunun malvarlığı durumu gibi unsurlar göz önüne alınarak daha yüksek bir tutarı,
teminat olarak belirlemektedir.
Teminatın amacı, alacaklının ihtiyati haciz kararını haksız yere aldırması hâlinde borçlunun uğrayabileceği zararların karşılanmasını sağlamaktır. Bu nedenle mahkeme, borçlunun malvarlığının hacziyle doğabilecek zarar riskine göre teminatı artırabilir.
3.4. Mahkemenin İncelemesi Ve Karar Verme Usulü
İhtiyati haciz talebi, alacaklının mahkemeye yazılı bir dilekçeyle başvurmasıyla başlar. Mahkeme, bu talebi genellikle duruşma yapmadan, sadece dosya üzerinden inceler. Bu nedenle ihtiyati haciz kararları çoğu zaman borçlu dinlenmeden verilir. Mahkeme, ilk olarak şu hususlara bakar:
- Alacak gerçekten var mı ve muaccel mi (vadesi gelmiş mi)?
- Alacak yazılı bir belgeyle desteklenmiş mi?
- Borçlunun mal kaçırma ihtimali var mı?
- Alacaklı uygun bir teminat göstermiş mi?
Alacaklı, alacağını inandırıcı delillerle ispat ederse ve diğer şartlar da varsa, mahkeme ihtiyati haciz kararı verir. Bu kararla borçlunun malvarlığı üzerine geçici olarak haciz uygulanabilir.
Alacaklı, bu kararı aldıktan sonra 7 gün içinde icraya başvurmak zorundadır. Aksi halde karar geçersiz olur.
4. İhtiyati Haciz Kararının Uygulanması
4.1. İhtiyati Haciz Kararının İcrası ve İcra Dairesine Sunulması
Mahkemece verilen ihtiyati haciz kararının sonuç doğurabilmesi için kararın uygulanması, yani fiilen haciz işleminin gerçekleştirilmesi gerekir. Bu ise yalnızca icra dairesi marifetiyle mümkündür.
İcra ve İflas Kanunu’nun 261. maddesi uyarınca, ihtiyati haciz kararının icrası için, kararın verildiği tarihten itibaren 10 gün içinde alacaklı tarafından kararın aslı veya onaylı örneğiyle birlikte icra dairesine başvurulması zorunludur. Aksi takdirde karar hükümsüz hale gelir.
Haczin uygulanmasına ilişkin detaylı bilgi almak için Haciz Nedir? başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
4.2. İhtiyati Hacizde Yetkili İcra Dairesi
İhtiyati haciz kararının icrası, kural olarak kararı veren mahkemenin yargı çevresi içinde bulunan icra dairesinden talep edilir. Ancak haciz uygulanacak mallar başka bir yerde bulunuyorsa, kararın icrası için yetkili icra dairesi, ilgili yer icra dairesinden hukuki yardım (talimat) yoluyla haczin yerine getirilmesini talep eder.
4.3. Takip Başlatma Yükümlülüğü (İİK m. 264)
İhtiyati haciz geçici bir koruma tedbiri olduğundan, alacaklının bu tedbiri kalıcı bir hukuki sonuca dönüştürebilmesi için, ihtiyati haczin uygulanmasından sonra belirli süreler içinde takip başlatma veya dava açma yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu yükümlülük, İcra ve İflas Kanunu’nun 264. maddesinde açıkça düzenlenmiştir.
- Hacizden Sonra Takip veya Dava Açma Süresi
Alacaklı, ihtiyati haczin tatbikinden itibaren 7 gün içinde:
- Ya icra takibinde bulunmakla (ilamlı, ilamsız veya kambiyo yoluyla haciz ya da iflas takibi),
- Ya da asıl alacak davasını açmakla yükümlüdür.
Eğer haciz gıyapta yapılmışsa (alacaklı hazır değilse), bu süre haciz tutanağının alacaklıya tebliği ile başlar.
5. İhtiyati Haciz Kararına İtiraz
5.1. Borçlunun ve Üçüncü Kişilerin İtiraz Hakkı
İhtiyati haciz kararına karşı, kararı veren mahkeme nezdinde borçlu veya menfaati ihlal edilen üçüncü kişiler, kararın uygulanmasından itibaren 7 gün içinde mahkemeye itiraz edebilirler. Bu süre, hak düşürücü niteliktedir ve süresinde kullanılmaması hâlinde itiraz hakkı kaybedilmiş sayılır.
- Sürenin Başlangıcı:
- Borçlu haciz sırasında hazırsa, süre haczin fiilen uygulanmasıyla başlar.
- Borçlu haciz sırasında hazır değilse, süre haciz tutanağının tebliğ edildiği tarihte işlemeye başlar.
- Üçüncü kişiler açısından ise itiraz süresi, haczi öğrendikleri tarih itibarıyla işlemeye başlar. Bu durumda, öğrenme tarihinin ispatı önemlidir.
- İtiraz Konuları:
Borçlu ve ilgili kişiler, ihtiyati haciz kararına aşağıdaki hususlara dayanarak itiraz edebilir:
- Mahkemenin yetkisine itiraz (yalnızca borçlu tarafından yapılabilir),
- İhtiyati haczin maddi şartlarına itiraz (örneğin: alacağın para alacağı olmadığı, rehinle teminat altına alındığı, alacağın muaccel olmadığı),
- Teminatın yetersizliği veya gösterilmemiş olması,
- Haczin kötü niyetle aldırıldığı veya haksız olduğu.
5.2. İhtiyati Haciz Uygulamasında Şikâyet ve Kaldırma Süreçleri
Borçlu veya menfaati ihlal edilen üçüncü kişiler, ihtiyati haciz işleminin usule aykırı şekilde uygulandığını düşünmeleri hâlinde, işlemin öğrenilmesinden itibaren 7 gün içinde yetkili icra mahkemesine şikâyet yoluyla başvurabilirler.
Şikâyet konusu olabilecek başlıca durumlar şunlardır:
- İhtiyati haczin yanlış mallara uygulanması,
- Usulüne uygun tebligat yapılmaması,
- Haciz tutanağının eksik veya hukuka aykırı şekilde düzenlenmesi,
- Haczin usul hükümlerine açıkça aykırı olarak yerine getirilmesi.
Bu başvuru bir itiraz değil, usul hatasının düzeltilmesine yönelik denetim mekanizmasıdır.
- Teminat Gösterilmek Suretiyle İhtiyati Haczin Kaldırılması
Borçlu veya menfaati ihlal edilen üçüncü kişiler, ihtiyati haciz kararına doğrudan itiraz yoluna başvurmak yerine, alacaklının muhtemel zararlarını karşılamaya elverişli kıymetli bir teminat göstermek suretiyle, ihtiyati haciz kararının uygulanmamasını ya da kaldırılmasını talep edebilirler.
Bu yöntem, özellikle borçlunun ticari faaliyetlerinin ve ekonomik itibarının korunması bakımından önleyici ve dengeleyici bir hukuki araç niteliği taşımaktadır.
6. Haksız İhtiyati Hacizden Doğan Tazminat Sorumluluğu
Haksız bir ihtiyati hacizden zarar gören borçlu ve üçüncü kişiler bu zararlarını ihtiyati haciz koyduran alacaklıya karşı tazminat davası açarak giderebilirler.
Haksız ihtiyati haciz dolayısı ile açılan maddi tazminat davasında, alacaklının kusursuz sorumluluğu söz konusudur. Bu nedenle alacaklının (davalının) tazminata mahkûm edilebilmesi için kusurlu olması gerekmez. Ancak maddi tazminattan farklı olarak manevi tazminat için kusur aranır.
- Yasal Dayanak
İcra ve İflas Kanunu’nun 259. maddesi, bu sorumluluğun temelini oluşturmaktadır. İlgili hükme göre:
“İhtiyati haciz isteyen alacaklı hacizde haksız çıktığı taktirde borçlunun ve üçüncü şahsın bu yüzden uğrayacakları bütün zararlardan mesul ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 96 ncı maddesinde yazılı teminatı vermeğe mecburdur.”
Bu sorumluluk kusurdan bağımsız (objektif) bir sorumluluk olup, alacaklının kötü niyeti aranmaz; yalnızca haczin haksız olduğu tespit edilirse tazminat yükümlülüğü doğar.
- Haksızlık Hallerine Örnekler
Aşağıdaki durumlarda ihtiyati haczin haksız olduğu kabul edilerek tazminat talebi gündeme gelebilir:
- Alacaklının açtığı dava reddedilmişse,
- Alacaklı, süresi içinde takip başlatmamış veya davasını sürdürmemişse,
- Alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz uygulanmış ancak alacak muaccel olmadığı hâlde karara bağlanmışsa,
- Gösterilen teminatın alacağın kapsamını karşılamadığı sonradan anlaşılmışsa.
- Tazminat Talebi ve Yargılama
Borçlu, haksız ihtiyati haciz nedeniyle uğradığı doğrudan ve dolaylı zararların (örneğin ticari itibar kaybı, işlem engeli, sözleşme feshi vb.) tazminini, genel hükümlere göre ayrı bir dava ile talep edebilir.
Zararın varlığı, miktarı ve doğrudan ihtiyati haciz uygulamasından kaynaklandığı borçlu tarafından ispat edilmelidir. Mahkeme, zarar ile ihtiyati haciz arasındaki illiyet bağını değerlendirecektir.
- Zamanaşımı Süresi
İhtiyati hacizden kaynaklanan tazminat davası 2 yıllık zamanaşımına tabidir. Bu 2 yıllık süre, ihtiyati haczin kaldırılması veya hükümsüz kalması tarihinden itibaren işlemeye başlar.
- Teminatın Nakde Çevrilmesi
Alacaklıdan alınan ihtiyati haciz teminatı, borçlunun tazminat talebinin kabul edilmesi hâlinde borçlunun zararının karşılanmasında kullanılabilir. Bu kapsamda mahkeme, teminatın tamamının veya bir kısmının borçluya ödenmesine karar verebilir.