HAGB kararı olarak bilinen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, mahkemece verilen ceza hükmünün, sanığın 5 yıllık denetim süresi boyunca Ceza Muhakemesi Kanununda belirlenen ve mahkemece takdir olunan koşullara uyması şartıyla beklemeye alınarak açıklanmamasıdır. Sanığın bu 5 yıllık denetim süresi boyunca, kasıtlı bir suç işlememesi ve denetim koşullarına uygun davranması beklenir. Eğer sanık bu süre içinde belirlenen şartlara uyarsa, dava düşer ve hüküm herhangi bir hukuki sonuç doğurmadan ortadan kalkar.
Bu uygulama, özellikle küçük suçlarla mahkum edilen veya suç işlemekte yeni olan bireyler için rehabilitasyon şansı sunar. Ayrıca, toplum içindeki bireylerin adli sisteme olan güvenini artırarak, adaletin sadece cezalandırmak değil, aynı zamanda düzeltici ve iyileştirici rol oynayabileceği mesajını verir. HAGB’nin temel amacı, hatalarından ders alabilecek bireyleri, tekrar suç işleme riski altında daha fazla baskıya maruz bırakmadan, topluma yeniden kazandırmaktır. Bu kurum, hukuki anlamda bir hüküm olmadan mahkemenin kararını bir nevi “beklemeye” alır; şartlar yerine getirilirse ceza kesinlikle ortadan kaldırılır, yerine getirilmezse hüküm açıklanarak yürürlüğe girer.
Yazı İçeriği
- 1. Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması (HAGB) Nedir?
- 2. HAGB Koşulları:
- 3. HAGB Kararı Verilemeyecek Suçlar:
- 4. HAGB Kararının Sonuçları:
- 5. HAGB Kararlarında Zamanaşımı ve Düşme:
- 6. HAGB Kararının Açıklanması:
- 7. HAGB Kararına Nasıl İtiraz Edilir:
- 8. HAGB Kararlarının Diğer Yargı Yollarına Etkisi:
- 9. Anayasa Mahkemesinin HAGB Düzenlemesine İlişkin İptal Kararı
Bu blog yazısında, HAGB’nin yasal dayanakları, uygulanma koşulları, toplumsal ve bireysel yansımaları üzerine detaylı bir şekilde duracağız. Ayrıca, bu uygulamanın adil yargılama sistemimizde nasıl bir rol oynadığına ve potansiyel etkilerine de değineceğiz.
1. Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması (HAGB) Nedir?
Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması (HAGB), Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun (CMK) 231. maddesi altında düzenlenen ve Türk ceza muhakemesi sistemine özgü bir uygulamadır. Bu uygulama, mahkemenin, sanık hakkında verdiği cezai hükmü belirli şartlar altında bir süreliğine açıklamama kararı almasını içerir. Bu süre zarfında, sanığın kasıtlı bir suç işlememesi ve denetim süresince yasalara uygun davranması beklenmektedir. Eğer bu süre boyunca sanık, belirlenen şartlara uygun davranırsa, dava düşer ve hüküm hiçbir hukuki sonuç doğurmadan ortadan kalkar.
HAGB’nin uygulanmasının temel amacı, suç işlemiş bireylerin rehabilitasyonunu sağlamak ve onlara topluma yeniden entegre olabilmeleri için bir fırsat sunmaktır. Bu süreç, hatalarından ders alabilecek bireylerin tekrar suç işleme riski altında daha fazla baskıya maruz kalmadan topluma yeniden kazandırılmasını amaçlar. Bu kurum, hukuki anlamda bir hüküm olmadan mahkemenin kararını bir nevi “beklemeye” alır; şartlar yerine getirilirse ceza kesinlikle ortadan kaldırılır, yerine getirilmezse hüküm açıklanarak yürürlüğe girer.
2. HAGB Koşulları:
HAGB, yani Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması kararı verilmesi için yerine getirilmesi gereken bazı spesifik koşullar bulunmaktadır. Bu koşullar, Ceza Muhakemeleri Kanunu (CMK) Madde 231 kapsamında düzenlenmiştir ve şu şekilde sıralanabilir:
- Suçun Niteliği ve Cezası: HAGB, 2 yıl veya daha az süreli hapis cezasını veya adli para cezasını gerektiren suçlar için uygulanabilir. Ağır cezaları gerektiren suçlar için bu uygulama geçerli değildir.
- Sanığın Önceki Sicili: Sanığın daha önce kasıtlı olarak işlediği bir suçtan dolayı hüküm giymiş olmaması gerekir. Yani sanığın sabıkasız olması veya en azından kasıtlı suçlardan mahkumiyetinin bulunmaması önem taşır.
- Geleceğe Yönelik Davranış Beklentisi: Mahkemenin, sanığın gelecekte suç işlemeyeceğine dair makul bir kanıya sahip olması gereklidir. Bu, sanığın kişilik özellikleri, suç işleme sebepleri, yaşam koşulları gibi faktörlere dayanarak değerlendirilir.
- Kamu Zararının Giderilmesi: Sanığın işlediği suç sonucu oluşan kamu zararının giderilmesi şarttır. Bu, zararın aynen iadesi, suçtan önceki hale getirilmesi veya tazmin yoluyla tamamen giderilmesi şeklinde olabilir.
- Yargılama Sırasındaki Tutum ve Davranışlar: Sanığın yargılama süreci boyunca gösterdiği tutum ve davranışlar da HAGB kararı verilmesinde etkili olabilir. Örneğin, pişmanlık göstermesi ve suçun tekrarlanmaması yönünde ciddi taahhütlerde bulunması olumlu değerlendirilebilir.
- Sanığın Kabul Beyanı: HAGB kararı, her ne kadar sanığın yararına bir düzenleme gibi görünse de, sanığın bu kararı kabul etmesi zorunludur. Sanığın açıkça kabul beyanı olmadan HAGB kararı verilmesi mümkün değildir. Bu, sürecin şeffaf ve adil bir şekilde ilerlemesini sağlamak amacıyla konulmuş bir kuraldır.
3. HAGB Kararı Verilemeyecek Suçlar:
HAGB kararı suç işlemiş bireylere bir fırsat sunmakla birlikte tüm suçlar için uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kurumun uygulanamayacağı konusunda kanunda açık düzenleme bulunan hallerde bu kurumun uygulanma olanağı yoktur. HAGB uygulanılamayacak suçlar:
- İki Yıl Üstü Süreli Hapis veya Adli Para Cezası Gerektiren Suçlar,
- Anayasa’nın 174. Maddesinde Koruma Altına Alınan İnkılap Kanunlarındaki Suçlar. Türkiye Cumhuriyeti’nin temel yasalarını ve Atatürk ilke ve inkılaplarını koruma altına alan suçlar,
- 6222 Sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun Kapsamında İşlenen Suçlar,
- Şike ve Teşvik Suçları,
- 477 Sayılı Disiplin Mahkemeleri Kuruluşu, Yargılama Usulü ve Disiplin Suç ve Cezaları Hakkında Kanun Kapsamında İşlenen Disiplin Suçları,
- İmar Kirliliğine Neden Olma Suçu,
- İcra İflas Kanunu’nda Yer Alan Suçlar,
- Disiplin Hapsi ve Tazyik Hapsi Gerektiren Fiiller,
4. HAGB Kararının Sonuçları:
Mahkemenin Karar Verme Süreci: Mahkeme, HAGB (Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması) kararı verdiğinde, sanığın işlediği suçu kabul eder ve buna uygun bir ceza hükmeder. Ancak, bu ceza HAGB kararı verilmiş olması nedeniyle hemen uygulanmaz, yani hukuki bir sonuç doğurmadan askıya alınır. Sanık, belirlenen denetim süresi içinde kasten başka bir suç işlemezse ve mahkeme tarafından belirlenen yükümlülüklere uygun davranırsa, verilen ceza uygulanmayacak ve dava düşecektir. Bu süreçte sanığın adli sicilinde ceza ile ilgili bir kayıt oluşmaz. Ancak, sanık yargılama sırasında ortaya çıkan masrafları karşılamak zorundadır.
4.1. Mahkûmiyet Hükmünün Sonuç Doğurmaması:
HAGB, Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun tanımladığı standart karar türleri arasında yer almaz. Sanık hakkında mahkûmiyet kararı verilmiş olsa bile, bu karar HAGB ile askıya alındığından hemen herhangi bir hukuki sonuç doğurmaz. Eğer sanık, denetim süresi boyunca mahkemenin koşullarına uyarsa, bu mahkûmiyet uygulanmaz ve sanık hiçbir zaman “hükümlü” statüsüne geçmez; dolayısıyla sicil temiz kalır.
4.2. Denetimli Serbestlik Uygulama Mecburiyeti:
Sanık, HAGB kararı sonrasında denetimli serbestlik sürecine girer. Bu süreçte, suç işlememe, belirli rehabilitasyon programlarına katılım ve düzenli olarak denetimli serbestlik ofisine rapor verme gibi yükümlülükler getirilir. Bu yükümlülüklerin yerine getirilmesi, HAGB’nin başarılı sonuçlanması için kritik önem taşır.
4.3. Seçenek Yaptırımlara Çevirememe:
Denetim süresi içerisinde sanık tarafından kasten yeni bir suç işlenirse, önceden verilen hüküm seçenek yaptırımlara çevrilemez veya ertelenemez. Bu durumda mahkeme, cezanın uygulanması için hükmün açıklanması adına yeni bir duruşma açar. Bu, sanığın savunma haklarının korunmasını sağlamak için yapılır. Ayrıca, denetimli serbestlik tedbirlerinin uygun şekilde uygulanmaması halinde de mahkeme, cezanın yarısına kadar olan kısmının infaz edilmemesine karar verebilir. Bu, HAGB’nin şartlarına uyulmadığı durumlar için önemli bir sonuçtur.
Bu sonuçlar, HAGB’nin hem sanıklara rehabilitasyon ve topluma yeniden kazandırma şansı tanıdığını hem de yargı sisteminin iş yükünü hafifletmeye yardımcı olduğunu gösterir. Ancak, bu sürecin başarısı büyük ölçüde sanığın denetim süresi boyunca gösterdiği uyuma bağlıdır.
5. HAGB Kararlarında Zamanaşımı ve Düşme:
HAGB (Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması) kararlarında uygulanacak 5 yıllık denetim süresi, kararın kesinleştiği tarihte başlar. Eğer sanık, bu süre zarfında kasten bir suç işlemez ve hâkimin belirlediği diğer yükümlülüklere uygun hareket ederse, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılır ve davanın düşürülmesine karar verilir. Davanın düşmesiyle birlikte, yargılanan kişi hukuki olarak davadan önceki durumuna geri döner,
Dava zamanaşımı, yalnızca denetim süresi içinde durduğu kabul edilmiştir. Bu bağlamda, denetim süresi içinde işlenen suçun kesinleşmesine kadar geçen süre zarfında, HAGB (Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması) kararına konu olan suçun dava zamanaşımının işlemeye devam ettiği kabul edilmelidir. Bu, denetim süresi sona erdiğinde, suçun işlendiği tarihten itibaren zamanaşımının yeniden hesaplanmaya başladığı anlamına gelir.
6. HAGB Kararının Açıklanması:
HAGB, yani Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 231. maddesi altında düzenlenmiştir. Sanığın, mahkeme tarafından belirlenen özel şartlara uygun davranması koşuluyla, 5 yıllık denetim süresi boyunca hakkında verilen cezanın uygulanmamasını sağlayan HAGB kararı, cezai müeyyidelerin ertelenmesine olanak tanır.
Ancak, eğer sanık bu 5 yıllık süre içinde mahkemenin belirlediği koşulları ihlal ederse, HAGB kararını veren mahkeme, bu kararı kaldırır ve önceden ertelenmiş olan cezai hüküm resmi olarak açıklanır.
HAGB kararının kaldırılması ve hükmün açıklanması halinde bu durum sanığın adli siciline işlenir ve sanık resmi olarak “hükümlü” statüsü kazanır.
- 5 Yıllık Denetim Süresi: 5 yıllık denetim süresi, HAGB kararının kesinleştiği tarihten itibaren başlar.
- Kasıtlı Suç İşlenmesi: Eğer sanık, HAGB kararının kesinleşmesinin ardından 5 yıllık denetim süresi içerisinde herhangi bir kasıtlı suç işlerse, bu durum HAGB kararının kaldırılmasına ve daha önce verilen cezanın yürürlüğe sokulmasına neden olabilir.
- Hükmün Açıklanması: Denetim süresi içinde işlenen ve daha sonra kesinleşen bir kasıtlı suç durumunda, mahkeme tarafından önceden ertelenmiş olan cezai hüküm açıklanır. Bu durumda, sanığın yargı süreci yeniden değerlendirilir ve ertelenmiş olan ceza uygulanmaya başlar.
7. HAGB Kararına Nasıl İtiraz Edilir:
Kararın duruşmada öğrenilmesi veya tebliğ edilmesinden itibaren 7 gün içinde HAGB (Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması) kararına itiraz edilebilir. HAGB kararlarına karşı kural olarak istinaf ve temyiz yollarına başvurulamaz. HAGB itiraz kanun yoluna tabiidir.
İtiraz, kararı veren mahkemeye dilekçe ile yapılır. Mahkeme, itirazı değerlendirerek kararı gerektiğinde düzeltebilir. Eğer mahkeme itirazı yersiz bulursa, itirazı incelemeye yetkili üst mahkemeye dilekçeyi yönlendirir. Bu süreç, HAGB kararının yasal yollarla gözden geçirilmesine imkan tanır ve adil yargılama hakkının bir parçası olarak işler.
HAGB kararlarına karşı yapılmış itirazların incelenmesi için yetkili mahkemeler:
- Asliye Ceza Mahkemesinin verdiği HAGB kararına karşı Asliye Ceza Mahkemesinin bağlı olduğu üst Ağır Ceza Mahkemesine itiraz edilebilir.
- Ağır Ceza Mahkemesinde verilen HAGB kararına karşı numara olarak takip eden Ağır Ceza Mahkemesine itiraz edilebilir.
- Bir yerde tek Ağır Ceza Mahkemesi varsa en yakın Ağır Ceza Mahkemesine itiraz edilir.
Yapılan itirazlar, duruşma yapılmaksızın dosya üzerinden incelenmektedir. Ceza yargılaması sürecinde yapılacak tüm işlemlerin usul ve uygulamalara uygun olarak gerçekleştirilmesi, adaletin sağlanması ve beklentilerin karşılanması açısından büyük öneme sahiptir. Bu nedenle, işlemlerin ve belirlenecek ceza stratejilerinin bir ceza avukatı tarafından yönetilmesi, sürecin hukuka uygun ve etkin bir şekilde ilerlemesi için çok daha doğru olacaktır.
Konuya ilişkin detaylı bilgi almak için Ceza Avukatı ve Savunma Stratejileri başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
8. HAGB Kararlarının Diğer Yargı Yollarına Etkisi:
HAGB (Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması) kararları, hukuk ve idare hâkimlerini bağlamaz. Bu durum, HAGB kararlarının hukuki bir sonuç doğurmadığı prensibinden kaynaklanır. Yani, HAGB kararları ceza hukuku bağlamında verilmiş olup, bir hüküm sonucu doğurmadığından, idare ve hukuk mahkemeleri için doğrudan bir yargısal bağlayıcılık taşımaz.
HAGB (Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması) kararlarının, hukuk ve idare mahkemelerinde doğrudan bağlayıcılığı olmasa da, bu kararlar çerçevesinde değerlendirilen maddi vakalar ve toplanan deliller, ilgili mahkemelerde dikkate alınması gereken önemli unsurlardır. Özellikle, HAGB kararları kendi içerisinde hüküm sonucu doğurmasa bile, bu süreçte incelenen olgular ve elde edilen kanıtlar, ilgili hukuk ve idare davalarında maddi gerçekliklerin aydınlatılmasında kullanılabilir.
8.1. HAGB Kararlarının Hukuk Mahkemelerine Etkisi:
HAGB (Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması) kararı, sanığa yönelik verilen cezai hükmün 5 yıllık denetim süresi boyunca askıya alınmasını sağlar. HAGB kararları ceza hukuku bağlamında verilmiş olmakla birlikte, kesin bir hüküm sonucu doğurmadığından, hukuk mahkemeleri için doğrudan bir yargısal bağlayıcılık taşımaz. Ancak, hukuk mahkemeleri kendi inceledikleri davalarda ceza dosyasındaki maddi gerçekleri ve delilleri değerlendirme hakkına sahiptir. Dolayısıyla, HAGB kararı bulunsa bile, bu deliller ve maddi durumlar hukuk davalarında dikkate alınabilir.
8.1. HAGB Kararlarının İdare Mahkemelerine Etkisi:
HAGB (Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması) kararları, hukuk mahkemelerinde olduğu gibi, idare mahkemelerinde de doğrudan hükme esas alınmamaktadır.
Devlet memurlarına uygulanacak disiplin cezalarıyla ilgili açılacak davalarda ve devlet memurluğu ile ilgili başvuruların reddiyle ilgili davalarda, HAGB (Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması) kararlarının hükme esas alınıp alınmayacağı büyük önem taşımaktadır. Bu kararlar, memurluk statüsüne etki edebilecek önemli faktörler arasında yer alır ve dava sonuçlarını doğrudan etkileyebilir.
657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun, 48/5 maddesin aşağıdaki gibidir:
“Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûm olmamak”
Devlet Memurları Kanunu, memuriyete engel durumları detaylı olarak sıralamış ve bu suçlardan mahkum olunmasının memuriyete engel teşkil edeceğini açıkça belirtmiştir. Ancak, HAGB (Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması) kararları kesin bir hüküm teşkil etmediklerinden, bu madde kapsamının dışında kalmaktadırlar.
Danıştay’da yerleşik hale gelen kararlarında, kamu görevlisi hakkında verilen HAGB (Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması) kararının, sanık üzerinde kesin bir sonuç doğurmadığından, memuriyete engel teşkil edecek bir mahkumiyet hükmü olarak değerlendirilemeyeceğine karar vermektedir. Bu nedenle, HAGB kararı alan bir kamu görevlisinin memur olma şartını kaybettiği söylenemez.
Konuyla ilgili detaylı bilgi almak için HAGB Kararları Memuriyete Engel mi? Başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
9. Anayasa Mahkemesinin HAGB Düzenlemesine İlişkin İptal Kararı
Anayasa Mahkemesi, Trabzon 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin itiraz yoluna başvurusu üzerine 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. Maddesinin 5 ve 14. Fıkralarında düzenlenen hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kurumuna ilişkin tüm hükümlerin tümünün oyçokluğu ile iptaline karar verilmiştir.
AYM esas olarak HAGB kurumunun sanığın peşin olarak istinaf kanun yolundan feragat etmesine sebep olduğu için adil yargılanma hakkının ihlal edildiğinden, mağdur açısından yeterli giderim sağlanamadığı, HAGB kararının cezasızlık suçunu doğurduğu, suç teşkil eden fiillerin önlenmesini sağlayabilecek caydırıcı bir etki doğurmadığı, şu an ki haliyle kamu otoritesinin keyfi kullanımlarının önüne geçilememiş olmasının gerekçeleri ile HAGB kurumunu düzenleyen CMK m. 231 f.5 birinci cümlesinin ve uygulama imkanı kalmayan diğer hükümlerinin iptaline hükmedilmiştir.
İptal kararı 1 Ağustos 2024 de yürürlüğe girecek ve bu tarihten itibaren ileriye yönelik olarak HAGB kurumu ceza hukuku sistemimizden kaldırılacak. Bu tarihe kadar ise uygulama alanı bulmaya devam edecektir.
Konuyla ilgili detaylı bilgi almak için HAGB Düzenlemesinin Anayasa Mahkemesi Tarafından İptali ve Sonuçları başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.