Sebepsiz zenginleşme, bir kişinin haklı bir sebep olmaksızın başkasının malvarlığından veya emeğinden faydalanarak zenginleşmesini ifade eder. Bu durum, özellikle geçerli olmayan bir sebebe veya gerçekleşmemiş ya da sona ermiş bir sebebe dayanıldığında ortaya çıkar. Örneğin, bir kişi herhangi bir borcu olmamasına rağmen, borçlu olduğunu düşünerek başka bir kişiye ödeme yaparsa, kendisini borçlu sanarak ödeme yaptığını ispat ederek yaptığı ödemeyi sebepsiz zenginleşme davası ile geri alabilir. Sebepsiz zenginleşme davası sonucunda, sebepsiz zenginleşen kişinin iade yükümlülüğü doğar.
Sebepsiz zenginleşen, zenginleşmenin geri istenmesi sırasında elinden çıkmış olduğunu ispat ettiği kısmın dışında kalanını geri vermekle yükümlüdür. Ancak, sebepsiz zenginleşen iyi niyetli değilse ve elde ettiği şeyin ileride geri verilmesi gerekeceğini hesaba katması gerekiyorsa, bu durumda sebepsiz zenginleşmeye konu olan malvarlığı değerinin tamamını iade etmekle yükümlüdür. Sebepsiz zenginleşmeden doğan istem hakkı, hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve her hâlde zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar.
Yazı İçeriği
- 1. Sebepsiz Zenginleşme Nedir?
- 2. Sebepsiz Zenginleşme Davası Nedir?
- 3. Borçlanılmamış Edimin İfası
- 4. Sebepsiz Zenginleşmede İade Yükümlülüğü ve Şartları
- 5. Sebepsiz Zenginleşme Davasının Tali Niteliği
- 6. Sebepsiz Zenginleşme Davası İle Bazı Davaların Karşılaştırılması
- 7. Sebepsiz Zenginleşenin Giderleri İsteme Hakkı
- 8. Sebepsiz Zenginleşme Davasında Zamanaşımı
- 9. Sebepsiz Zenginleşme Davasında Yetkili ve Görevli Mahkeme
Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için ilişkinin bir tarafı haksız bir şekilde (hukuken geçerli olmayan bir sebep ile) zenginleşirken diğer tarafı fakirleşmelidir. Bu zenginleşme ile fakirleşme arasında da uygun illiyet bağının bulunması gereklidir.
1. Sebepsiz Zenginleşme Nedir?
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’na göre bir borcun kaynağı sözleşme, haksız fiil veya sebepsiz zenginleşme olabilir.
Sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin malvarlığı değerlerinin, haklı ve geçerli bir hukuki neden olmaksızın başkasının malvarlığı değerlerinin azalmasına sebep olacak şekilde artması anlamına gelir. Bu durumda, sebepsiz yere başkasının malvarlığı aleyhine zenginleşen kişi ile malvarlığı değeri eksilen kişi arasında bir borç ilişkisi doğar ve bu ilişki 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 77-82. maddeleri arasında düzenlenmiştir.
Sebepsiz zenginleşen kişi, aleyhine zenginleştiği kişiye karşı bu malvarlığı değerlerini iade etmekle yükümlüdür. Türk Borçlar Kanunu’na göre bu yükümlülük, özellikle zenginleşmenin geçerli olmayan, gerçekleşmemiş veya sona ermiş bir sebebe dayanması durumunda doğar. Örneğin, taraflar arasında geçerli bir sözleşme bulunmamasına rağmen bir tarafın sözleşme varmış düşüncesiyle diğer tarafa ödeme yapması durumunda, hukuki bir neden olmaksızın ödemeyi yapan taraf fakirleşmiş, ödemeyi alan taraf ise zenginleşmiş olur. Bu durumda, sebepsiz zenginleşen kişi, aldığı ödemeyi iade etmekle yükümlüdür.
2. Sebepsiz Zenginleşme Davası Nedir?
Sebepsiz zenginleşme davası, sebepsiz zenginleşmenin mevcut olduğu durumlarda, gerekli şartların sağlanmasıyla birlikte açılan bir davadır. Bu dava ile sebepsiz olarak zenginleşen kişiden, zenginleşmeye konu olan malvarlığı değerlerinin iadesi talep edilir.
2.1. Sebepsiz Zenginleşme Davasının Şartları
Zenginleşme: Bir tarafın malvarlığında zenginleşme olmalıdır. Taraflar arasındaki ilişki sonucunda bir tarafın malvarlığı değerinde artış olmamışsa veya azalması gereken malvarlığı azalmayıp sabit kalmışsa, sebepsiz zenginleşme davası söz konusu olmayacaktır.
Fakirleşme: Diğer tarafın malvarlığında azalma, yani fakirleşme olmalıdır. Malvarlığında azalma olan taraf, iadeyi talep hakkı olan taraftır. Bu azalma, aktiflerin azalması veya pasiflerin artması şeklinde olabilir.
İlliyet Bağı: Bir tarafın zenginleşmesi ile diğer tarafın fakirleşmesi arasında illiyet bağı, yani sebep-sonuç ilişkisi bulunmalıdır. Zenginleşen tarafın malvarlığındaki artış, fakirleşen tarafın malvarlığındaki azalmadan kaynaklanmalıdır.
Hukuki Nedenin Bulunmaması: Sebepsiz olarak zenginleşen kişinin malvarlığının artmasının haklı bir hukuki nedeni bulunmamalıdır. Örneğin, alacaklının geçerli bir sözleşmeye dayanarak bir borcu tahsil etmesi durumunda bu malvarlığındaki artış haklı bir hukuki nedene dayanmaktadır. Ancak taraflar arasındaki sözleşmenin haklı bir hukuki nedeni bulunmuyorsa, örneğin resmi yazılı değil de adi yazılı şekilde taşınmaz satışına dayanıyorsa, sebepsiz zenginleşme davası açılabilir.
2.2. Sebepsiz Zenginleşme Davasının Açılamayacağı Durumlar
Zamanaşımına Uğramış Borçlar: Zamanaşımına uğramış bir borcun ifa edilmesi halinde sebepsiz zenginleşme davası açılamaz.
Ahlaki Ödevlerin Yerine Getirilmesi: Ahlaki ödevin yerine getirilmiş olmasından kaynaklanan zenginleşmeler geri istenemez.
Hukuka veya Ahlaka Aykırı Sonuçlar: Türk Borçlar Kanunu madde 81’e göre, hukuka veya ahlaka aykırı bir sonucun gerçekleşmesi için verilmiş olan şeyler de geri istenemez.
3. Borçlanılmamış Edimin İfası
Borçlanılmamış edimin ifası, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 78. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlanmadığı edimi kendi isteğiyle yerine getiren kimse, bunu ancak kendisini borçlu sanarak yerine getirdiğini ispat ederse geri isteyebilir.
Kanunda, geri istenemeyecek zenginleşmeler de belirtilmiştir. Buna göre, zamanaşımına uğramış bir borcun ifasından veya ahlaki bir ödevin yerine getirilmiş olmasından kaynaklanan zenginleşmeler geri istenemez. Örneğin, 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olan bir alacak, 12. yıl ödenirse, borçlu bu durumda sebepsiz zenginleşme davası yoluyla yerine getirdiği edimi talep edemeyecektir.
4. Sebepsiz Zenginleşmede İade Yükümlülüğü ve Şartları
Sebepsiz zenginleşmede iade yükümlülüğü, zenginleşenin iyi niyetli olup olmamasına göre farklılık gösterir. İade yükümlülüğü, her iki durumda da doğar ancak iyi niyet faktörü bu yükümlülüğün kapsamını belirler.
İyiniyetli Zenginleşen
Eğer zenginleşen kişi iyi niyetliyse, yani malvarlığı değerinin artmasının sebepsiz zenginleşme sebebiyle olduğunu bilmiyorsa, zenginleşmenin geri istenmesi sırasında elinden çıkmış olduğunu ispat ettiği kısmın dışında kalanını geri vermekle yükümlüdür. Örneğin, zenginleşmeye konu olan mal, sebepsiz zenginleşme kapsamında geri istenmeden önce bir bağışlama sözleşmesi ile başka birine bağışlanmışsa, bu durumda iyi niyetli sebepsiz zenginleşenin iade yükümlülüğü doğmaz. Ancak, bu mal bağışlanmamış, satış sözleşmesi yoluyla bir başkasına geçirilmişse, bu durumda satış bedelini iade yükümlülüğü doğacaktır. Yargıtay, iadesi gereken borcun para borcu olduğu durumlarda, bu paranın elden çıkmış olması ya da harcanarak tükenmiş olmasının borçlunun iade yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağı kanaatindedir.
Kötüniyetli Zenginleşen
Eğer zenginleşen kişi iyi niyetli değilse ve zenginleşmeye konu olan malı iade etme yükümlülüğünden kaçınmak amacıyla elinden çıkarmışsa veya elden çıkarırken ileride geri vermek zorunda kalabileceğini hesaba katması gerekiyorsa, zenginleşmenin tamamını geri vermekle yükümlüdür. Eğer bu malın aynen iadesi mümkün değilse, örneğin parçalanmışsa, bu iade nakdi olarak, yani para ile yapılacaktır.
5. Sebepsiz Zenginleşme Davasının Tali Niteliği
Sebepsiz zenginleşme davası, tali nitelikte bir davadır. Bu davanın açılabilmesi için, sebepsiz zenginleşmeye konu olan malvarlığı değerinin asli nitelikteki başka davalarla talep edilememesi gerekir. Eğer malvarlığı değeri, başka bir dava türüyle, örneğin mülkiyet hakkına dayanarak istihkak davası veya sözleşme hükümlerine dayanarak geri talep edilebiliyorsa, sebepsiz zenginleşme davası açılmaz.
Örneğin, bir mülk sahibinin, mülkiyet hakkına dayanarak istihkak davası açarak malın iadesini sağlama imkanı varsa veya taraflar arasında geçerli bir sözleşmeye dayanarak malın iadesi mümkünse, bu durumda sebepsiz zenginleşme davası gündeme gelmeyecektir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 01.07.2021 tarihli 2017/4-1435 E. ve 2021/885 K. sayılı kararı:
“…Borçlar Kanunu’nda sorumluluğun kaynaklarından biri olarak öngörülen sebepsiz zenginleşmede ise, bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir.
Sebepsiz zenginleşmede sadece mal varlığındaki eksilmenin giderilmesinin talep edilmesi söz konusudur.
Bütün bu açıklamalara göre, sebepsiz zenginleşme alacaklıya ikinci derecede ( tali nitelikte ) bir dava hakkı temin eder. Mal varlığındaki azalmanın başka aslî nitelikteki davalarla önlenmesi mümkün ise, sebepsiz zenginleşme davası gündeme gelemez.
Aynı ilkenin bir sonucu olarak, sözleşmeden doğan bir hukukî ilişkinin bulunduğu hâllerde veya mülkiyete dayalı dava açma olanağı bulunduğu hâllerde tarafların sebepsiz zenginleşmeye dayanan bir talepte bulunması olanaklı değildir…”
6. Sebepsiz Zenginleşme Davası İle Bazı Davaların Karşılaştırılması
6.1. Sebepsiz Zenginleşme Davası İle İstihkak Davası
İstihkak davası, mülkiyet hakkına dayanılarak açılan ve malikin ele geçirilen veya alıkonulan şeyini geri elde etmesi amacıyla açılan bir davadır. Sebepsiz zenginleşme davasında ise davacı mülkiyet hakkına dayanmamaktadır. Bu nedenle sebepsiz zenginleşme davası ile istihkak davasının şartları bir arada bulunamaz. Türk hukukunda taşınır veya taşınmaz eşyanın mülkiyetinin nakledilebilmesi için geçerli bir hukuki sebep bulunmalıdır. Geçerli bir hukuki sebebe dayanmayan işlemlerde mülkiyet intikal edemez. Mülkiyet karşı tarafa geçmeyeceği için de istihkak davası açılamaz.
6.2. Sebepsiz Zenginleşme Davası İle Sözleşmeden Doğan Alacak Davaları
Sözleşmeden doğan bir alacak hakkına dayanarak dava açılabilecek durumlarda, sebepsiz zenginleşmeye dayanarak dava açılamaz. Eğer sözleşmeden kaynaklanan bir alacak hakkı mevcutsa, borçlu zenginleşmemiştir ve bu nedenle sebepsiz zenginleşmenin şartları oluşmamaktadır. Örneğin bir satış sözleşmesi mevcutsa ve alacaklı borcunu tahsil edemiyorsa, bu durumda bu alacağını sebepsiz zenginleşme davası yoluyla tahsil edemez.
6.3. Sebepsiz Zenginleşme Davası İle Tazminat (Haksız Fiil) Davası
Hukuka aykırı bir davranışla kusurlu olarak bir başkasına zarar verilmesi haksız fiil halini oluşturur. Kusur olmadığı sürece haksız fiil davası açılamaz. Ancak sebepsiz zenginleşme davasının açılabilmesi için kusurun bulunması zorunlu bir unsur değildir. Kusurun bulunduğu durumlarda haksız fiil davası açılabileceği gibi, sebepsiz zenginleşme davası da açılabilir. Örneğin bir eşyanın çalınması halinde sebepsiz zenginleşme davası açılabileceği gibi haksız fiil davası da açılabilir. Burada dava açmak isteyenin seçimlik hakkı bulunmaktadır.
7. Sebepsiz Zenginleşenin Giderleri İsteme Hakkı
Sebepsiz zenginleşen kişi, zenginleşmeye konu olan mal üzerinde birtakım giderler yapmış olabilir. Bu giderler zorunlu, yararlı giderler olabileceği gibi keyfi şekilde yapılmış lüks giderler de olabilir. Kanun, zenginleşmeye konu mal üzerinde yapılan giderler bakımından iyiniyetli olup olunmamasına göre farklı hükümler getirmiştir.
İyiniyetli Zenginleşenin Giderleri
Sebepsiz zenginleşen iyiniyetliyse, yani malvarlığı değerinin artmasının sebepsiz zenginleşme sebebiyle olduğunu bilmiyorsa, zenginleşmeye konu olan mal üzerinde yaptığı zorunlu ve yararlı giderleri geri verme isteminde bulunandan talep edebilir.
Kötüniyetli Zenginleşenin Giderleri
Eğer sebepsiz zenginleşen iyiniyetli değilse, zorunlu giderlerinin ve yararlı giderlerinden sadece geri verme zamanında mevcut olan değer artışının ödenmesini isteyebilir.
Lüks Giderler
Zorunlu ve yararlı giderlerin dışında kalan ve lüks giderler olarak değerlendirilebilecek giderler bakımından, kanunda iyiniyetli olup olmama bakımından bir ayrım yapılmamıştır. Sebepsiz zenginleşen ister iyiniyetli olsun, ister iyiniyetli olmasın, bu giderlerin ödenmesini isteme hakkına sahip değildir. Bu durumda, bu lüks gider, eğer zenginleşmeye konu olan maldan zararsızca ayrılması mümkünse sökülüp alınabilir. Ancak, iadeyi talep hakkı olan taraf, bunun için bir karşılık öderse, söküp alma hakkı kullanılamaz.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 08.06.2020 tarihli 2019/4294 E. ve 2020/2692 K. sayılı kararı:
“…Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve TBK’nın 77/2. maddesi uyarınca davalının gerçekleşmemiş bir sebep nedeniyle zenginleştiğinin anlaşılması nedeniyle, TBK’nın 79/2. maddesi hükmü nedeniyle, zenginleşenin zenginleştiği tutarın tamamı kadar iadeyle yükümlü bulunmasına göre, davalı vekilinin bütün, davacı vekilinin ise aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Dava, taraflar arasındaki anlaşma uyarınca inşaat yapımı amacıyla davalıya verilen paranın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesi isteminden ibarettir. Davacının davalı yana 107.126,00 USD tutarında bir parayı gönderdiği sabit ve çekişmesiz olup kararlaştırılan inşaatın davalı tarafından gerçekleştirilmediği, davacının gönderdiği paranın davalı tarafından başkaca nedenlerle sarfedildiği, bu durumda davalının aldığını tümüyle iade yükümlülüğü bulunduğu toplanan delillerle anlaşılmıştır…”
8. Sebepsiz Zenginleşme Davasında Zamanaşımı
Kanunda, sebepsiz zenginleşmeden doğan istem hakkı için özel bir zamanaşımı hükmü öngörülmüştür. Bu hükme göre, sebepsiz zenginleşmeden doğan istem hakkı, hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve her hâlde zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar.
Eğer zenginleşme, zenginleşenin bir alacak hakkı kazanması suretiyle gerçekleşmişse, diğer taraf, istem hakkı zamanaşımına uğramış olsa bile, her zaman bu borcunu ifadan kaçınabilir.
9. Sebepsiz Zenginleşme Davasında Yetkili ve Görevli Mahkeme
Sebepsiz zenginleşme davası için mevzuatta özel olarak belirlenmiş bir görevli mahkeme bulunmamaktadır. Bu nedenle, sebepsiz zenginleşme davalarında genel görevli mahkeme olarak Asliye Hukuk Mahkemeleri yetkilidir.
Yetkili mahkeme ise, Türk Medeni Kanunu’nun (HMK) 6. maddesi gereğince, davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Genel yetki kurallarına göre, davanın açıldığı yerdeki Asliye Hukuk Mahkemesi davayı görecektir.
Sonuç;
Sebepsiz zenginleşme davaları, hukuki süreçlerin karmaşıklığı ve ayrıntılı değerlendirmeleri gerektiren bir alanı kapsamaktadır. Bu tür davalarda, tarafların haklarını korumak ve adil bir sonuç elde etmek için uzman bir hukukçuya danışmak büyük önem taşır. Uzman bir avukat, davanın her aşamasında sizi bilgilendirir ve stratejik bir yol haritası oluşturur. Kulaçoğlu Hukuk Bürosu’nun bu alanda çalışan deneyimli avukatları, sebepsiz zenginleşme davalarında nitelikli ve profesyonel hizmetler sunmaktadır. Konuyla ilgili daha fazla bilgi ve destek için bizimle iletişime geçebilirsiniz.