Çin’in Vuhan kentinde başlayan koronavirüs salgını, çok kısa süre içerisinde tüm dünyaya yayılmış ve salgın hastalık haline gelmiştir. Salgının ilk olarak Çin’de görülmesi ise Çin’e karşı dava açılıp açılamayacağı sorusunu akıllara getirmiştir. Zira; koronavirüs sebebiyle çok fazla can kaybı yaşanmıştır ve can kayıpları her geçen gün artmaya devam etmektedir. Ayrıca birçok kişi ve işletme de koronavirüs sebebiyle büyük zararlara uğramıştır.
Konu hakkındaki değerlendirmemize geçmeden önce; bir konuyu açıklığa kavuşturmak gerekmektedir.
Koronavirüsün Çin Halk Cumhuriyeti tarafından üretilmiş biyolojik bir silah olduğu yönündeki ispatlanmamış iddialar; bu yazımız kapsamında değerlendirilmeyecektir. Zira; böylesi bir iddianın gerçek olduğunun ortaya çıkması halinde, Çin Halk Cumhuriyeti tarafından dünya devletlerine yönelik bir saldırının gerçekleştirildiği kabul edilmelidir. Bu durumda ise; Çin Halk Cumhuriyeti ile dünya devletleri ve uluslararası kurum ve kuruluşlar arasında farklı boyutlarda problemler ve yaptırımlar söz konusu olacaktır. Bu yazımızda; bireysel olarak Çin’e dava açılıp açılamayacağı konusu değerlendirilecektir.
ÇİN’E HANGİ NEDENLE DAVA AÇILABİLİR?
Koronavirüs sebebiyle uğranılan zararlar için Çin’e hangi davanın açılabileceği noktasında, haksız fiilden doğan tazminat davasının değerlendirilmesi gerekmektedir. Değerlendirme kapsamında;
- Davanın Türkiye mahkemelerinde açılıp açılamayacağı,
- Davada Türk hukukunun uygulanıp uygulanamayacağı,
- Haksız fiilden doğan sorumluluk davası için gerekli şartların oluşup oluşmadığı
konuları açıklığa kavuşturulduktan sonra davanın kime veya kimlere karşı açılabileceği konusu ele alınacaktır.
DAVA, TÜRKİYE MAHKEMELERİNDE AÇILABİLİR Mİ?
Yabancılık unsuru içeren davalarda, Türk mahkemelerinin yetkisi Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (MÖHUK)’un 40 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.
MÖHUK’un 40. maddesinde genel yetki kuralına yer verilmiş olup haksız fiilden doğan tazminat davalarına da uygulanacak hüküm şu şekildedir: “Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisini, iç hukukun yer itibariyle yetki kuralları tayin eder.”
Görüldüğü üzere hüküm; Türk mahkemelerinin yetkisinin iç hukuk kurallarına göre belirlenmesi gerektiğini düzenlemektedir. Hukukumuzda ise; haksız fiilden doğan davalarda yetki kuralı, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 16. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre;
“Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.”
Hükme göre davacı, haksız fiilden doğan tazminat davasını;
- Haksız fiilin işlendiği yer (Çin),
- Zararın meydana geldiği yer (Türkiye),
- Zararın meydana gelme ihtimalinin bulunduğu yer (Türkiye),
- Zarar görenin yerleşim yeri (Türkiye)
mahkemelerinden dilediğinde açabilir. Dolayısıyla Türkiye’de ikamet eden ve koronavirüs sebebiyle uğradığı zararı Çin’den tazmin etmek isteyen kimselerin açacakları davalarda Türk mahkemelerinin yetkili olduğu ve Türkiye’de dava açılabileceği söylenebilir.
AÇILACAK DAVAYA TÜRK HUKUKU UYGULANABİLİR Mİ?
Yabancılık unsuru barındıran ve haksız fiilden doğan davalarda hangi ülke hukukunun uygulanacağı MÖHUK m.34’te düzenlenmiştir ve MÖHUK.m.34/2 hükmü şu şekildedir:
“Haksız fiilin işlendiği yer ile zararın meydana geldiği yerin farklı ülkelerde olması hâlinde, zararın meydana geldiği ülke hukuku uygulanır.
Buna göre; fiilin işlendiği yer ile zararın meydana geldiği yerin farklı olması halinde zararın meydana geldiği ülke hukuku uygulanmaktadır. Koronavirüs sebebiyle can kayıpları ve maddi zararlar Türkiye’de meydana geldiği için haksız fiilin işlendiği yer (Çin) ile zararın meydana geldiği yer (Türkiye) farklı ülkeler olup Çin’e karşı açılacak haksız fiilden doğan tazminat davasında zararın meydana geldiği ülke olan Türkiye hukukunun uygulanması mümkündür.
HAKSIZ FİİL ŞARTLARI OLUŞMUŞ MUDUR?
Haksız fiilden doğan sorumluluğu düzenleyen Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesinde; kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren kimselerin bu zararı gidermekle yükümlü olduğu ifade edilmektedir. Buna göre, bir kimsenin haksız fiil sebebiyle sorumlu tutulabilmesi için;
- Hukuka aykırı bir fiilin bulunması,
- Haksız fiile sebep olan kişinin kusurlu olması,
- Haksız fiilden dolayı zarara uğranılmış olması ve
- Haksız fiil ile zarar arasında nedensellik bağının bulunması
gerekmektedir. Koronavirüs sebebiyle Çin’e karşı açılacak davaya da ülkemiz hukuku uygulanacağından, tüm bu şartların Çin’e karşı açılacak davada da birlikte bulunması gerekmektedir.
Açılacak davada uyuşmazlığın, Çin’in hukuka aykırı bir fiilinin ve kusurunun bulunup bulunmadığı noktasında toplanacağı aşikardır. Çin’in kusurunun olup olmadığının tespit edilebilmesi için ise, virüsün sebebinin ortaya çıkarılması gerekmektedir. Bu konu hakkında pek çok söylenti olmakla beraber; bu yazının kaleme alındığı günlerde koronavirüsün sebebi net olarak belirlenmiş değildir.
Bugüne kadar ortaya atılan en ciddi iddia ise; virüse Çin’deki vahşi hayvan pazarlarının sebep olduğudur. Virüsün ortaya çıkmasının ardından Çin Halk Cumhuriyeti tarafından vahşi hayvan ticaretinin ve tüketiminin yasaklanması ise bu iddiayı güçlendirmektedir.
Çin’de tüketilen vahşi hayvanların insanlar arasında bir virüsün yayılmasına sebebiyet verme riskinin bulunduğuna ilişkin eski tarihli bilimsel araştırmaların bulunuyor olması da Çin’in virüsün ortaya çıkmasında kusurunun olduğu yönündeki iddiaları destekler niteliktedir.
Sonuç olarak; koronavirüsün ortaya çıkmasında veya virüsün dünyaya yayılmasında Çin’in kusurunun bulunduğu net bir şekilde ortaya konulabilirse, Çin tarafından haksız bir fiilin işlendiğinin kabul edilmesi gerekmektedir.
ÇİN’E DAVA AÇILABİLİR Mİ?
Milletlerarası hukukta geçerli olan “devletlerin egemen eşitliği” ilkesi gereği; bir devletin başka bir devlet mahkemesi önünde yargılanması mümkün değildir. Dolayısıyla Çin Halk Cumhuriyeti’nin haksız fiilden doğan tazminat davasında davalı olarak gösterilmesi mümkün görünmemektedir.
Ancak; ilerleyen süreçte koronavirüsün sebebinin farklı olduğunun veya koronavirüsün ortaya çıkmasında bazı kişi veya kurumların kusurunun olduğunun anlaşılması halinde; Çin’de dahi olsa bu kişi veya kurumlara karşı dava açılabileceğinin de ifade edilmesi gerekmektedir.
Nitekim ABD’de, Çin’de üretilen virüsün terörist amaçlı biyolojik bir silah olarak kullanıldığı iddiasıyla Çin Silahlı Kuvvetleri’ni, Çin Silahlı Kuvvetler Genelkurmay Başkanı Chen Wie’yi, Vuhan Viroloji Enstitüsü’nü ve enstitünün direktörü Shi Zhengli’yi davalı göstererek Çin’e 20 trilyon dolarlık bir tazminat davası açıldığı yönünde duyumlar bulunmaktadır.
Dolayısıyla; her ne kadar Çin devletinin açılacak davalarda taraf olarak gösterilmesi mümkün gözükmese de Çin’de bulunan çeşitli kişi ve kurumlara karşı birçok davanın açılacağı öngörülmekte olup ilerleyen süreçte yaşanacak gelişmelere paralel olarak açılan bu davalarda sonuca ulaşmak mümkün olabilecektir.