“İstinaf” kelimesi, kelime anlamı itibariyle “yeniden başlama ve baştan alma” anlamına gelmektedir. Türk hukukunda istinaf; ilk derece mahkemesi kararlarına karşı ikinci derece olarak başvurulan bir kanun yolu olup, bu yolun kullanılması durumunda istinaf mahkemeleri, ilk derece mahkemelerinin kararlarını hukuka uygunluk açısından denetlemektedir. Ayrıca, istinaf kanun yolunda, temyiz kanun yolundan farklı olarak maddi gerçeklere ilişkin inceleme de yapılmaktadır. Başka bir deyişle, ikinci derece mahkemesi olan istinaf mahkemesi, gerektiğinde ilk derece mahkemesi gibi uyuşmazlığın içeriğine girerek maddi olayları incelemekte ve gerekirse duruşma yapabilmektedir.
İstinaf aşaması, ilk derece mahkemesinde gerçekleşen yargılamanın bir tür devamıdır. İstinaf yargılaması, hatalı olduğu düşünülen ilk derece mahkemesi kararlarının denetlenmesi ve gerekirse düzeltilmesi ilkesini benimser. İstinaf mahkemesi ilk derece mahkemesi kararlarını, istinaf sebepleri ile sınırlı olmak kaydıyla inceler. İstinaf bir kanun yolu olmasına rağmen inceleme kapsamında yeniden yargılama yapılması ve yeni bir hüküm verilmesi de mümkün olabilir. İstinaf mahkemesi, ilk derece mahkemesi kararını denetlerken, hukuka aykırılık veya diğer istinaf sebepleri bulunması durumunda, kararı düzeltebilir ve yeni bir hüküm verebilir.
Yazı İçeriği
- 1. İstinaf Nedir?
- 2. İstinaf Yoluna Başvurulabilecek Kararlar Nelerdir?
- 3. İstinaf Sebepleri Nelerdir?
- 4. İstinaf Başvuru Süresi Ne Kadardır?
- 5. İstinaf Başvuru ve Kesinleşme Sınırı (2023) Nedir?
- 6. İstinaf İncelemesinin Aşamaları
- 7. İstinaf Aşamasında Yeni Delil Sunulabilir mi?
- 8. İstinaf Aşamasında İddia ve Savunmanın Değiştirilmesi veya Genişletilmesi Yasağı
- 9. İstinaf Mahkemesinin İstinaf İncelemesi Neticesinde Verebileceği Kararlar Nelerdir?
- 9.1. İstinafta Yerel Mahkeme Kararının Kaldırılması ve Dosyanın Geri Gönderilmesi
- 9.2. İstinafta Yerel Mahkeme Kararının Kaldırılması ve Davanın Kısmen veya Tamamen Kabulü
- 9.3. İstinafta Yerel Mahkeme Kararının Kaldırılması ve Davanın Esastan Reddi
- 9.4. İstinafta Yerel Mahkeme Kararının Kaldırılarak Düzeltilmesi
- 9.5. İstinaf Başvurusunun Reddi Kararı
- 10. İstinaf Hakkından Feragat Edilebilir Mi?
- 11. İstinaf Başvurusunun İcraya Etkisi ve Tehiri İcra
- 12. Sıkça Sorulan Sorular
Türk hukukunda istinaf incelemesi, hatalı ve hukuka aykırı kararların düzeltilmesi amacı taşımaktadır. İstinaf incelemesi yapmakla görevli Bölge Adliye Mahkemeleri, ilk derece mahkemesi kararlarını bu kapsamda denetlemekte ve gerekirse de düzeltebilmektedir.
1. İstinaf Nedir?
Türk hukukunda istinaf İlk derece mahkemesi kararlarına karşı ikinci derece olarak başvurulan kanun yoludur. Bu yargı yolunda, istinaf mahkemesi ilk derece mahkemesinin kararını hukuka uygunluk açısından denetler. Ayrıca, temyiz kanun yolundan farklı olarak bu kanun yolunda maddi gerçeklere ilişkin bir inceleme de yapılmaktadır. Başka bir deyişle, ikinci derece mahkemesi olan istinaf, gerektiğinde ilk derece mahkemesi gibi uyuşmazlığın içerisine girerek maddi olayları inceler ve duruşmalar yapabilir.
Temyiz kanun yoluna ilişkin detaylı bilgi almak için Temyiz Nedir? Hukuk Davalarında Temyiz Kanun Yolu başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
2. İstinaf Yoluna Başvurulabilecek Kararlar Nelerdir?
2.1. Hangi Kararlar İstinaf Edilemez?
- Miktar veya değeri 17.830.-TL nin altında kalan ilk derece mahkemelerinin nihai kararlarına karşı,
- 2004 Sayılı İcra İflas Kanunu’nun 363. maddesi, hangi kararlar için istinaf kanun yoluna başvurulmayacağını tek tek belirtmektedir. Bu hükme göre, istinaf yoluna başvurulamayacak kararların başlıcaları şunlardır:
- Kıymet takdirine ilişkin şikâyet üzerine verilen kararlar,
- İcra mahkemesinin iflâs idaresinin işlemleri hakkında şikâyet üzerine verdiği kararlara karşı,
- İflâs idare memurunun ücret ve masrafları hakkındaki hesap pusulası ve 36 ncı maddeye göre icranın geri bırakılmasına ilişkin kararları,
Bu kararlar için istinaf yoluna başvurulamaz ve bu kararlar kesin kabul edilir.
2.2. Hangi Kararlar İstinaf Edilebilir?
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun hangi kararlara karşı istinaf kanun yoluna gidilebileceğini düzenlenmiştir.
- Malvarlığına ilişkin olmayan davalarda ilk derece mahkemelerinin her türlü nihai kararlarına karşı, (HMK mad.341)
- Malvarlığına ilişkin davalarda Miktar veya değeri on yedi bin sekiz yüz otuz (17.830 TL) Türk Lirasını aşan ilk derece mahkemelerinin nihai kararlarına karşı, (HMK mad.341)
- İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddedilmesi halinde bu kararlara karşı, (HMK mad.341)
- Karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları, (HMK mad.341)
- Karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlara karşı, (HMK mad.341)
- Diğer kanunlarda ilk derece mahkemelerinin temyiz edilebileceği veya haklarında Yargıtay’a başvurulabileceği belirtilmiş olup da bölge adliye mahkemelerinin görev alanına giren davaların nihai kararlarına karşı (HMK mad.341)
- Hakimin reddi hakkında verilen kararlara karşı, ( HMK.m.43)
- Çekişmesiz yargı kararlarına karşı ( HMK.m.387)
İstinaf kanun yoluna başvurulabilir.
3. İstinaf Sebepleri Nelerdir?
Türk hukukunda istinaf başvurusu yapılabilmesi için öncelikle kanunlarda belirtilmiş özel sebeplerin olmasına gerek yoktur. İstinaf başvurusu, ilk derece mahkemesi kararında hukuka aykırılıkların bulunması durumunda yapılabilecektir. İstinaf, bu açıdan temyiz kanun yolundan farklıdır, çünkü temyizde hangi hallerde başvurulabileceği kanunda açıkça sıralanmıştır. İstinaf ise daha genel bir inceleme yolunu temsil eder ve kanunlarda özel sebeplere bağlı kılınmamıştır. Dolayısıyla, hukuka aykırılık veya diğer istinaf sebepleri bulunması, istinaf başvurusu yapmak için yeterlidir. Bu, istinafın temyizden farklı bir nitelik taşıdığını gösterir.
Her ne kadar sebep sınırlaması bulunmasa da istinaf yoluna başvuru yaparken hangi sebeple başvurulduğunun dilekçede açıkça belirtilmesi önemlidir. Aksi halde hangi sebeple istinafa başvurulduğu dilekçede hiç belirtilmemişse istinaf başvurusu ön inceleme aşamasında reddedilir.
Hangi sebeple istinafa başvurulduğunun dilekçede gösterilmesinin bir diğer önemi ise tarafların ileri sürdükleri istinaf sebebi ile bağlı olmasıdır. Bölge adliye mahkemeleri taraflarca ileri sürülmeyen istinaf sebeplerini kendiliğinden incelemez. Ancak ilk derece mahkemesinin olayda uygulaması gereken hukuk kuralını eksik uyguladığını ya da hiç uygulamadığını tespit etmesi hali ve mutlak surette kararı etkileyecek usuli hatalar olması halinde taraflar sebep göstermese dahi Bölge Adliye Mahkemesi kendiliğinden inceleme yapabilir.
4. İstinaf Başvuru Süresi Ne Kadardır?
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na (HMK) göre, hukuk mahkemelerinde istinafa başvuru için süre iki haftadır. Bu süre, mahkeme ilamının taraflara tebliğ edildiği tarihten itibaren işlemeye başlar (HMK madde 345).
Ancak, İcra ve İflas Kanunu (İİK) kapsamında olan icra mahkemelerinin kararlarına karşı istinafa başvuru süresi farklıdır. İcra mahkemesi kararlarına karşı istinafa başvuru süresi, kararın ilgili tarafa tefhim ve tebliğ edildiği tarihten itibaren on gündür (İİK madde 363).
İstinaf başvuruları için belirlenmiş olan sürelerin geçmesi durumunda, istinaf başvurusu kabul edilmez ve reddedilir. İstinaf kanun yoluna başvurulamayacak bir karara, yani kesinleşmiş bir karara karşı istinaf başvurusu yapılması halinde de aynı şekilde ilk derece mahkemesince başvuru reddedilir. İstinaf, bir kanun yoludur ve bu kanun yoluna uygun olarak zamanında başvurulmazsa veya uygun olmayan bir karara karşı kullanılmaya çalışılırsa, başvuru kabul edilmez.
5. İstinaf Başvuru ve Kesinleşme Sınırı (2023) Nedir?
İlk derece mahkemeleri tarafından verilen kararlar için istinaf sınırı, 2023 yılı için 17.830.-TL olarak belirlenmiştir. Dolayısıyla 2023 yılı süresince 17.830.-TL nin altında kalan ve malvarlığı değerine ilişkin olan hukuk mahkemeleri kararları kesin nitelikte olup bu miktarın altında kalan karşı istinaf kanun yoluna başvurulamayacaktır.
Parasal sınırın aşılıp aşılmadığının tespiti bakımından şu hususlar önem arz etmektedir:
- Alacağın bir kısmı dava edilmişse, alacağın tamamı istinaf sınırında dikkate alınır.
- Alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü 17.830.-TL yi geçmemesi halinde, istinaf yoluna başvuramaz.
- Manevi tazminat davalarında miktar ya da değere bakılmaksızın istinafa başvurulabilir.
- İcra Hukuk mahkemeleri kararlarına karşı ise ait olduğu alacak, hak veya malın değer veya miktarının 41.710.- Türk lirasını geçmesi şartıyla istinaf yoluna başvurulabilir.
Türk hukuk sisteminde, malvarlığına ilişkin davalarda istinaf başvurusu için belirli bir sınır öngörülmüş ve bu sınırın altında kalan mahkeme kararları kesinleşmiş kabul edilir. Bu sınırlama, yargı sisteminin işleyişini düzenlemek ve yüksek mahkemelerin iş yükünü azaltmak amacıyla konulmuş bir kuraldır. Bu nedenle, belirlenen sınırın altındaki davalarda taraflara istinaf hakkı verilmemiştir. Bu durumda ilk derece mahkemesi kararı kesin olarak verilir.
6. İstinaf İncelemesinin Aşamaları
Bölge Adliye Mahkemeleri hukuk daireleri, farklı türdeki davalara göre özel olarak görevlendirilmişlerdir. İstinaf başvurusu yapılan bir dava dosyasının istinaf incelemesi de, davanın niteliğine uygun olarak görevlendirilmiş olan ilgili Bölge Adliye Mahkemesi hukuk dairesi tarafından yürütülür.
İstinaf incelemesi, Bölge adliye mahkemeleri tarafından aşamalı bir süreç olarak gerçekleştirilir. İnceleme, aşağıdaki aşamalardan oluşur:
6.1. Ön İnceleme Aşaması
Bölge Adliye Mahkemesinin ilgili hukuk dairesi, öncelikle istinaf başvurusu yapılan hukuk dosyasını ön incelemeden geçirir. Bu aşamada,
- İncelemenin başka bir dairece yapılmasının gerekip gerekmediği,
- Başvurulan kararın kesin bir karar olup olmadığı,
- Başvurunun süresi içerisinde yapılıp yapılmadığı,
- Başvuru şartlarının yerine getirilip getirilmediği,
- Başvuru sebeplerinin veya gerekçesinin hiç gösterilmiş olup olmadığı (HMK m.352)
Hususları kontrol edilir. Eğer istinafa başvuru süresi geçmiş, kesinleşmiş bir ilk derece mahkemesi kararına karşı başvuru yapılmış veya başvuruda bulunurken hiçbir şekilde başvuru sebebi veya gerekçesi gösterilmemişse esastan incelemeye geçilmeden istinaf başvurusu reddedilir. Ancak, harç veya giderler eksik yatırılmışsa, başvurucuya bu eksiklikleri tamamlaması için süre verir. Bu süre içerisinde de tamamlanmazsa başvurunun yapılmamış sayılmasına karar verilir. İncelemenin başka bir daire tarafından yapılması gereken durumda ise dosyanın kendiliğinden ilgili daireye gönderilmesine karar verilir.
6.2. Esastan İstinaf İncelemesi Aşaması
Ön inceleme aşamasında herhangi bir eksiklik tespit edilmezse, Bölge Adliye Mahkemesi istinaf başvurusunu esastan incelemeye geçer. Bu aşamada ise ilk derece mahkemesinin kararının hukuka uygunluğu detaylı olarak gözden geçirilir, kararı etkileyen bir usul hatası bulunup bulunmadığı ve ilk derece mahkemesinin vakıa tespitlerinin doğru olup olmadığı incelenir. İstinaf kanun yolunun temyizden en önemli farkı hukuka uygunluk denetiminin yanı sıra vakıa denetimi de yapılmasıdır.
Tüm bu incelemeler, istinafa başvuran tarafın dilekçesinde belirttiği sebeplerle sınırlı olarak gerçekleştirilir. (HMK madde 355)
6.3. İstinaf İncelemesinde Duruşma
İstinaf incelemesinin HMK’nun 353. Maddesinde sayılan haller haricinde kural olarak duruşmalı şekilde gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Bölge Adliye Mahkemesinin esastan inceleme yapması, yargılama yapması anlamına gelmekte olup, bu kapsamda yapılacak yargılamanın duruşmalı olarak yapılması gerekmektedir. Tüm bu düzenlemelere rağmen Bölge Adliye Mahkemesi, istinaf incelemesini duruşmalı yapıp yapmama konusunda takdir hakkına sahiptir.
Kanun koyucu, istinaf incelemelerinin duruşmalı bir şekilde yapılmasını, tarafların görüşlerini ve delillerini bizzat sunmalarını sağlamayı adil bir yargılama sürecinin önemli bir parçası olarak kabul etmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) açıkça bu gerekliliği ifade etmesine rağmen, istinaf incelemelerinin duruşmalı olarak yapıldığına dair uygulamalara oldukça nadir rastlanmaktadır.
İstinaf incelemesi bazı haller dışında duruşmalı olarak gerçekleşir. HMK madde 353 te duruşma yapılmadan karar verilebilecek haller düzenlenmiştir.
HMK madde 353’e göre duruşma yapılmadan karar verilebilecek haller şunlardır;
- Davaya bakması yasak olan hâkimin karar vermiş olması.
- İleri sürülen haklı ret talebine rağmen reddedilen hâkimin davaya bakmış olması.
- Mahkemenin görevli ve yetkili olmasına rağmen görevsizlik veya yetkisizlik kararı vermiş olması veya mahkemenin görevli ya da yetkili olmamasına rağmen davaya bakmış bulunması
- Diğer dava şartlarına aykırılık bulunması.
- Mahkemece usule aykırı olarak davanın veya karşı davanın açılmamış sayılmasına, davaların birleştirilmesine veya ayrılmasına, karar verilmiş olması.
- Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması.
Bu durumlar “mutlak istinaf sebepleri” olarak adlandırılmakta olup bu hallerde Bölge Adliye Mahkemesi başvurunun esasını incelemeden ilk derece mahkemesinin kararını kaldırır ve davanın yeniden görülmesi için dosyayı karar veren mahkemeye veya uygun göreceği başka bir yer mahkemesine gönderilmesine duruşma yapmadan karar verir.
353. maddenin b bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi aşağidaki hallerde davanın esasiyla ilgili olarak duruşma yapmadan karar verir:
- İncelenen mahkeme kararının usul veya esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığı takdirde başvurunun esastan reddine,
- Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında,
- Yargılamada bulunan eksiklikler duruşma yapılmaksızın tamamlanacak nitelikte ise bunların tamamlanmasından sonra başvurunun esastan reddine veya yeniden esas hakkında karar verir.
Bu hallerden biri gerçekleşmemişse inceleme duruşmalı olarak yapılır. Bu durumda duruşma günü taraflara tebliğ edilir (HMK m.356). Taraflar usulüne uygun davet edilmelerine ragmen duruşmaya gelmezlerse tahkikat yokluklarında yapılarak karar verilebilir (HMK madde 358) Bu nedenle Bölge Adliye Mahkemesinde dosya işlemden kaldırılmaz.
7. İstinaf Aşamasında Yeni Delil Sunulabilir mi?
İstinaf incelemesi sırasında yeni iddialar ve deliller sunulamaz. İstinaf, genel itibariyle ilk derece mahkemesinde sunulan iddialar ve delillerin değerlendirilmesi ve hukuka uygunluk açısından incelenmesi amacını taşır. Bu nedenle, istinaf incelemesi, ilk derece mahkemesi aşamasındaki mevcut iddialar ve deliller kapsamında gerçekleşir. İstinaf, mevcut hukuki durumun değerlendirilmesine odaklanır ve bu bağlamda sınırlı bir inceleme yapar.
İlk derece mahkemesi tarafların sunulan delilleri hiç toplamamış veya toplamış olsa bile hiçbir şekilde değerlendirmemişse, Bölge Adliye Mahkemesi, ilk derece mahkemesinin kararını kaldırarak, taraflarca sunulan delillerin toplaması veya toplanan delillerin değerlendirilmesi için dosyayı ilk derece mahkemesine iade etme kararı vermesi esastır. Ancak ilk derece mahkemesi, tarafların sunduğu delilleri toplamış olmasına rağmen bu delilleri kararında değerlendirmemişse, İstinaf Mahkemesi bu eksiklikleri kendi incelemesi sırasında değerlendirerek karar verebilir. Bir başka deyişle İstinaf Mahkemeleri’nde yeni delil sunulamaz fakat daha önce süresinde bildirilen delillerin toplanması veya yeniden değerlendirilmesi talep edilebilir.
8. İstinaf Aşamasında İddia ve Savunmanın Değiştirilmesi veya Genişletilmesi Yasağı
İstinaf aşamasında iddia ve savunmanın değiştirilmesi veya genişletilmesi yasağı bulunur. İstinaf incelemesi, mevcut delil ve iddiaların değerlendirilmesi amacını taşır ve bu nedenle yeni iddialar veya savunma unsurları sunulamaz.
9. İstinaf Mahkemesinin İstinaf İncelemesi Neticesinde Verebileceği Kararlar Nelerdir?
İstinaf başvurusunun haklı bulunmaması halinde istinaf başvurusunun reddine karar verilir. Başvurunun haklı bulunması ve kabul edilmesi durumunda ise, ilk derece mahkemesi kararında usul veya esas yönünden hukuka aykırılık tespit edilmiş olur. Bu durumda, istinaf mahkemesi tarafından verilecek kararlar farklılık gösterebilir ve bu kararların tümünde ilk derece mahkemesinin kararı iptal edilir.
9.1. İstinafta Yerel Mahkeme Kararının Kaldırılması ve Dosyanın Geri Gönderilmesi
Bölge Adliye Mahkemesi, ilk derece mahkemesinin kararında ağır usuli hataların mevcut olması halinde ilk derece mahkemesinin kararını kaldırarak dosyanın geri gönderilmesine karar verir. Bu hallerde duruşma yapılmasına gerek olmadığı yazımızın üst kısmında belirtilmiştir. HMK madde 353’te ağır usuli hataların neler olduğu tek tek sayılma suretiyle düzenlenmiştir.
9.2. İstinafta Yerel Mahkeme Kararının Kaldırılması ve Davanın Kısmen veya Tamamen Kabulü
İlk derece mahkemesinin açılan davayı reddetmiş olması halinde istinafa başvurulmuş ve Bölge Adliye Mahkemesince başvuru haklı görülmüşse ilk derece mahkemesinin kararı kaldırılır. İstinaf mahkemesi ilk derece mahkemesinin kararını kaldırmasının ardından ilk derece mahkemesinin yerine geçerek kendisi davanın esası hakkında karar verecektir. Vereceği bu karar ise davanın kısmen veya tamamen kabulü şeklinde olabilecektir. (HMK md. 353/1-b-1)
9.3. İstinafta Yerel Mahkeme Kararının Kaldırılması ve Davanın Esastan Reddi
İlk derece mahkemesinin davanın kabulü yönünde karar vermesi ve bu karara karşı istinafa başvurulması halinde ise eğer yapılan başvuru istinaf mahkemesince haklı bulunursa öncelikle ilk derece mahkemesinin davanın kabulü yönündeki karar kaldırılacak ardından ise istinaf mahkemesi ilk derece mahkemesinin yerine geçerek davanın esastan reddine karar verecektir.
(HMK md. 353/1-b-1)
9.4. İstinafta Yerel Mahkeme Kararının Kaldırılarak Düzeltilmesi
İlk derece mahkemesinin yargılamasında eksiklik bulunmaması halinde kanunun olaya uygulanmasında hata mevcut ise ancak yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç olmadığı durumlarda veya ilk derece mahkemesinin kararının gerekçe kısmında hata bulunması halinde istinaf mahkemesi, ilk derece mahkemesi kararını kaldırmaz sadece düzeltmekle yetinir. Örneğin ilk derece mahkemesinin kararında harç ve giderlerin eksik belirtilmesi bu durum kapsamındadır.
9.5. İstinaf Başvurusunun Reddi Kararı
İstinaf incelemesinde Bölge Adliye Mahkemesi, ilk derece mahkemesi kararını usul ve esas yönünden hukuka uygun bulması halinde “istinaf başvurusunun esastan reddine” karar verecektir. Bu durumda istinaf başvurusunu haksız gören Bölge Adliye Mahkemesi, ilk derece mahkemesinin kararının hem hukuka uygunluğunu hem de vakıa tespitinin doğruluğunu teyit etmiş olmaktadır.
İstinaf başvurusu reddedilse dahi temyiz yolu açık olan kararlarda temyiz süresi geçmeden veya temyize süresinde başvurulmuşsa Yargıtay tarafından onama kararı verilmeden henüz karar kesinleşmiş sayılmaz.
10. İstinaf Hakkından Feragat Edilebilir Mi?
İstinaf hakkı, yasal bir hak olarak taraflara tanınmıştır ve taraflar bu hakkı kullanma konusunda tamamen özgürdürler. Taraflar, istinaf hakkını sonuna kadar kullanabilecekleri gibi, kararın mevcut haliyle bir an önce kesinleşmesi için istinaftan feragat etme seçeneğine de sahiptirler. İstinaftan feragat, mahkemenin veya karşı tarafın iznine bağlı olmadan tarafların kendi iradelerine bağlı bir tercihidir. Davadan feragatten farklı olarak kanun yollarından feragat hem davalı hem davacı tarafından yapılabilir.
İstinaftan feragat, çeşitli aşamalarda gerçekleşebilir.
İstinaf başvurusu yapıldıktan sonra ancak henüz dosya Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmeden önce yapılan feragat: Bu halde kararı veren ilk derece mahkemesince istinaf başvurusunun reddine karar verilir.
İstinaf başvurusu yapılıp dosya Bölge Adliye Mahkemesine gönderildikten sonra yapılan feragat: Dosya, Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmiş ve henüz karara bağlanmamış ise başvuru feragat nedeniyle reddolunur.
11. İstinaf Başvurusunun İcraya Etkisi ve Tehiri İcra
Mahkemeler tarafından verilen kararların icraya konu olabilmesi için kesinleşmesi gerekip gerekmediği önem arz eder. HMK madde 350 uyarınca istinaf kanun yoluna başvurulmuş olması ilk derece mahkemesinin kararının icrasını durdurmayacaktır. Bu durum kesinleşmesi gerekmeden icra edilebilen kararlar bakımından geçerlidir. Yani, bu tür kararların icra edilebilmesi için kararın kesinleşmesini beklemek gerekmez. Ancak, İcra ve İflas Kanunu’nun 36. maddesi, bu kuralı istisna tutar. Buna göre, kararı temyiz/istinaf eden borçlu, teminat göstererek Bölge Adliye Mahkemesi veya Yargıtay’dan icranın geri bırakılması (tehiri icra) kararı alabilir.
Kişiler hukuku, aile hukuku ve taşınmaz mal ile ilgili ayni haklara ilişkin kararlar ise kesinleşmeden icra edilemeyecek kararlardan olduğu için bu kararlar kesinleşmedikçe yani karara karşı artık kanun yoluna başvurulabilecek bir imkan kalmayıncaya dek icraya konu olamaz.
Konuya ilişkin detaylı bilgi almak için Kesinleşmeden İcraya Konulamayacak Kararlar başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
12. Sıkça Sorulan Sorular
İstinaf başvurusu dilekçeyle yapılır, istinaf kanun yoluna başvurmak isteyen taraf kararı veren ilk derece mahkemesine veya ilgili mahkemeye gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine dilekçesini verebilir. Dilekçenin verilmesinin ardından gerekli harç ve giderlerin yatırılması gereklidir.
İstinaf başvurusu, ilk derece mahkemelerinin ancak nihai kararlarına karşı mümkün olmakla birlikte geçici kararlar olarak nitelendirilebilecek “ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir” bakımından şu kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabileceği kanunda düzenlenmiştir:
· İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddedilmesi halinde bu kararlara karşı,
· Karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları,
· Karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlara karşı istinaf başvurusunda bulunulabilir.
İstinaf Dilekçesi Nasıl Hazırlanır?
İstinaf talebi bir dilekçe ile yapıldığı yukarıda bahsedilmişti. İstinaf dilekçesinde bulunması gereken hususlar HMK md. 342 de sayılmıştır. Buna göre istinaf dilekçesinde şunlar yer almalıdır:
1. Başvuran ile karşı tarafın davadaki sıfatları, ad ve soyadı, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası ve adresleri
2. Varsa kanuni temsilci ve vekillerinin adı, soyadı ve adresleri
3. Kararın hangi mahkemeden verilmiş olduğu ve tarih ile sayısı
4. Kararın başvurana tebliğ edildiği tarih
5. Karar özeti
6. Başvuru sebepleri ve gerekçesi
7. Talep sonucu
8. Başvuranın veya varsa kanuni temsilci yahut vekilinin imzası
Yukarıdaki hususların bulunması gerekmekle birlikte eğer istinaf dilekçesinde istinafa başvuran kişinin kimliği, imzası ve başvuruda bulunulan karar belli olacak şekilde kayıtlar varsa diğer hususlar bulunmasa dahi dilekçe reddedilmez.
İlk Derece Mahkemesi, İstinaf Dilekçesini Değerlendirir mi?
İstinaf dilekçesi kararı veren ilk derece mahkemesine verildikten sonra ilk derece mahkemesi dilekçeyi şu üç husus bakımından değerlendirir:
1. Başvurunun süresinde yapılıp yapılmadığı
2. Başvurunun kesinleşmiş bir mahkeme kararına karşı yapılıp yapılmadığı
3. Harç ve giderlerde eksikliğin bulunmadığı.
Süresi geçtikten sonra veya kesinleşmiş bir mahkeme kararına karşı yapılan başvuru halinde ilk derece mahkemesi, başvuru dilekçesini Bölge Adliye Mahkemesine göndermeden kendisi istinaf dilekçesinin reddi kararını verir. Dilekçenin reddi kararına karşı tebliği tarihinden itibaren bir hafta içinde istinaf yoluna başvurulabilir. Harç ve giderlerin eksik yatırılması halinde ise mahkemece tamamlatılması için süre verilir bu süre içerisinde de eksiklikler tamamlanmazsa başvurunun yapılmamış sayılmasına karar verilir.
Öncelikle istinafa başvurmak isteyen taraf süresi içerisinde kararı veren ilk derece mahkemesine veya başka yer mahkemesine istinaf dilekçesini verir. Gereken harç ve giderleri yatırmasının ardından vermiş olduğu istinaf dilekçesi karşı tarafa tebliğ edilir, karşı tarafın da süresi içerisinde vereceği cevap dilekçesi dosyaya eklenerek inceleme yapılması için Bölge Adliye Mahkemesine gönderilir ve böylece dilekçeler teatisi aşaması tamamlanır. Ardından Bölge Adliye Mahkemesinin ilgili dairesi dosya üzerinde ön inceleme yaparak usuli bir eksiklik olup olmadığını tespit etmeye çalışır. Eksiklik tespit edilemediği takdirde esas inceleme aşamasına geçilir. Bu aşamada yargılama süreci duruşmalı veya dosya üzerinden gerçekleşebilir. Esas incelemenin ardından istinaf mahkemesi başvuru hakkında gereken kararı verir.
İstinaf ve temyiz kanun yolu arasında birçok farklılık bulunmakla birlikte temel fark, istinaf kanun yolunda mahkeme kararının hukuka uygunluğunun denetiminin yanı sıra “vakıa denetimi” olarak da adlandırılan somut olayın, delillerin değerlendirilmesinin doğru olup olmadığı bakımından da inceleme yapılmasıdır.
Ayrıca, istinaf kanun yolunda dilekçede belirtilen sebeplerle bağlı kalınarak bir inceleme gerçekleştirilmesine rağmen temyiz kanun yolunda taleple bağlı kalınmadan resen inceleme yapılmaktadır. Ancak dikkat edilmelidir ki ilk derece mahkemesinin olayda uygulaması gereken hukuk kuralını eksik uyguladığını ya da hiç uygulamadığını tespit etmesi hali ve mutlak surette kararı etkileyecek usuli hatalar olması halinde taraflar sebep göstermese dahi Bölge Adliye Mahkemesi kendiliğinden inceleme yapar.
İstinaf bir dava sonucunda tarafların veya her iki tarafın, ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararı haksız veya hatalı bulduğunda kullanabileceği bir yasal yol olarak öne çıkar. Hatalı mahkeme kararlarının giderilmesi amacına hizmet eden istinaf kanun yolu aynı zamanda içtihat birliğine de yardımcı olur.
İstinaf mahkemelerinin görevleri, 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev Ve Yetkileri Hakkında Kanun’unun 33. maddesinde düzenlenmiştir. Maddeye göre istinaf mahkemelerinin temel görevi ilk derece mahkemeleri tarafından verilen kararlara karşı yapılan istinaf başvurularını değerlendirerek bu hususta bir karar vermektir.
İlk derece mahkemelerinin hukuka aykırı kararlarına karşı bir üst mahkeme olarak istinaf mahkemelerine başvurulması istinaf kanun yolu olarak ifade edilir. İstinaf kanun yoluna dilekçe ile süresi içinde başvurulması gerekmektedir.
İstinaf başvurusu için kararı veren mahkemeye yani kararı veren ilk derece mahkemesine başvurulur. Başvuru dilekçe ile yapılır.
İstinaf incelemesi; öncelikle dilekçeler teatisi, ardından bölge idare mahkemesindeki ilgili hukuk dairesi tarafından yapılan ön inceleme, daha sonrasında ise esas inceleme aşamasının tamamlanmasıyla bir karara hükmedilerek sonuçlandırılır.
İstinaf başvurusu yapılan dosya ön inceleme aşamasını geçmesinin ardından esastan istinaf incelemesi yapılacaktır. HMK madde 354 uyarınca esastan inceleme davanın özelliğine göre heyetçe veya görevlendirilecek bir üye tarafından yapılır. Bu aşamada, ilk derece mahkemesinin kararını etkileyen bir usuli hatanın bulunup bulunmadığı incelenecek ve hukuki ve vakıa denetimi gerçekleştirilecektir.
İstinaf, kanun yolu denetimi olması itibariyle ilk derece mahkemesi yargılamasından farklılık içermektedir ve bazı usuli işlemler bu yargılamada gerçekleştirilemez. Bu usuli işlemler şu şekildedir:
· Karşı dava açılamaz.
· Davaya müdahale talebinde bulunulamaz.
· Davanın ıslahı istenemez.
· Davaların birleştirilmesi istenemez. Ancak, aynı Bölge Adliye Mahkemesinin farklı dairelerinde aralarında bağlantı bulunan iki davanın istinaf incelemesi yapılmakta ise bu davaların birleştirilmesi istenebilir.
· İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez (Bölge Adliye Mahkemesince resen göz önünde tutulacaklar bu kapsamda değildir)
· Yeni delillere dayanılamaz.
HMK’nın 353. maddesinde belirtilen “duruşma yapılmadan verilecek kararlar” dışındaki tüm istinaf incelemeleri duruşma yapılarak gerçekleştirilmelidir. Duruşma sonunda Bölge Adliye Mahkemesi istinaf başvurusunu esastan reddetmek veya ilk derece mahkemesi hükmünü kaldırarak yeniden hüküm kurmak dâhil gerekli kararları verir.
İstinaf başvurusunun sonuçlanma hızı davanın konusu, mahkemenin dosya sayısı ve iş yüküne göre değişebilmektedir. Ortalama 1 yıl sürebilmektedir.
Hukuk mahkemelerinde istinafa başvuru için süre iki haftadır. Bu süre, ilamın usulen taraflardan her birine tebliğiyle işlemeye başlar.
Temyiz başvurusunun sonuçlanma hızı davanın konusu, mahkemenin dosya sayısı ve iş yüküne göre değişebilmektedir. Ortalama 2 yıl sürebilmektedir.
Türk yargı sisteminde mahkemeler birbirini denetleyecek biçimde üç dereceli olarak kurulmuştur. Birinci aşamada ilk derece mahkemesi ikinci derecede istinaf mahkemesi üçüncü derecede ise temyiz kanun yolu bulunmaktadır. İlk derece mahkemesinin üst mahkemesi istinaf iken istinafın üst mahkemesi temyiz olarak oluşturulmuştur.
İstinaf kanun yoluna başvuru ancak dilekçe ile mümkündür. İstinaf dilekçesinde istinafa başvuran kişinin ismi soy ismi imzası başvurduğu karar gibi isteğini tanımlayan unsurların bulunması esastır.
Söz konusu bu tabirler istinaf kanun yoluna başvurmak anlamındadır. Böylece taraflar haklarında verilmiş olan hukuka aykırı ilk derece mahkemesi kararlarının düzeltilmesi imkanını kullanmış olmaktadır.
İstinaf dosya durumu açık olduğunda, dosyanın incelenmekte olduğunu ve henüz bir kararın verilmediğini gösterir. Dosya mahkeme tarafından sonuçlandığında, UYAP sisteminde dosya durumu karar verilmiş olarak güncellenecektir.
Bir mahkeme kararına karşı istinaf yolunun açık olması henüz o kararın kesinleşmediği ve bir üst mahkeme olan istinaf kanun yoluna başvurulabileceği anlamına gelmektedir.
İlk derece mahkemesinin kararının bir üst mahkeme olan istinaf mahkemelerince denetlenmiş ve karara bağlanmış olması halini ifade etmektedir.
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından ilk derece mahkemesinin hükmü ortadan kaldırılması ve dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesi durumunda istinaftan dönüş yaşanmaktadır. Bu durumlar “mutlak istinaf sebepleri” olarak adlandırılmakta olup HMK madde 353 te sıralanmıştır.
İstinaf dilekçesi tebliğ edilen kişi bu dilekçeye karşı savunmalarını içeren istinafa cevap dilekçesini süresi içerisinde ilgili mahkemeye vermediği takdirde istinaf başvurusunda bulunan kişinin itirazlarını kabul etmiş sayılır. Bu halde kişi temyiz kanun yoluna başvuruda bulunabilir.
İstinaf mahkemesi, ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka aykırılık içermediği kanaatinde ise ilk derece mahkemesinin kararını onaylamış olur böylece istinaf başvurusunu esastan reddeder.
İstinaf mahkemesi, ilk derece mahkemesinin kararının hukuka uygun olmadığı sonucuna ulaştığında kararı bozar daha yerinde bir ifade ile ise ilk derece mahkemesi kararını kaldırır. Ardından kendisi ilk derece mahkemesinin yerine geçerek dosya hakkında karar verir. Ancak bazı hallerde ki bu haller HMK madde 353 te düzenlenmiştir, ilk derece mahkemesinin kararını kaldırarak yeniden incelemesi için dosyayı tekrar aynı ilk derece mahkemesine gönderir.
İstinaf mahkemesince ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunması halinde “istinaf başvurusunun esastan reddine” karar verilir. Bu halde istinaf mahkemesi yapılan istinaf başvurusunu haksız bulmuştur.
Mahkemelerin gerekçeli kararı yazması süreci uzun olabilmektedir bu hallerde istinaf süresini kaçırmak istemeyen tarafça süre tutum dilekçesiyle bu süre korunabilir. İlk derece mahkemesi kararının tarafların yüzüne okunduğu yani tefhimin gerçekleştiği hallerde istinaf süresi tefhimden itibaren başlayan hallerde bu durum önem arz eder. Ceza hukuku yargılamasında istinaf hükmün açıklanmasından itibaren başlayacağı için tefhimle hüküm açıklanması halinde bu kurum önemlidir.
İstinafa başvuru için istinafa başvurma harcı 2023 yılı için 738.- TL olarak belirlenmiştir. Bu harcın yanı sıra başvuru yapılan davanın konusuna göre ilam ve karar harcı da alınmaktadır.
İhtiyati tedbir talebinin reddi halinde bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulabileceği kanunda açıkça düzenlenmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi istinaf başvurusunu kabul etmesi durumunda ihtiyati tedbir talebinin reddi kararını kaldırarak kendisi ihtiyati tedbire karar verir. Aynı durum ihtiyati haciz bakımından da geçerli olup bu haller dışında istinaf yargılamasında ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğine ilişkin Bölge Adliye Mahkemeleri karar vermektedir.
Samsun Bölge Adliye Mahkemesi’nin, 1. Hukuk Dairesinin , 12.05.2017 tarihli , E. 415, K. 427 sayılı kararı şu şekildedir:
“Her ne kadar HMK’nun 360. maddesindeki ilk derece mahkemesindeki yargılama usullerine gönderme yapan düzenleme nedeniyle istinaf aşamasında da ihtiyati tedbir kararının verilmesinin mümkün bulunduğu ileri sürülebilirse de HMK’da ihtiyati tedbire ilişkin olarak verilen kimi kararlara karşı istinaf yolu düzenlenmiş olup, bölge adliye mahkemelerinde doğrudan ihtiyati tedbir kararı verilebileceğine dair bir düzenleme mevcut değildir. İhtiyati tedbir talebinin Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilmesi halinde bu karara karşı kanun yoluna başvurunun mümkün bulunup bulunmadığına dair bir düzenlemenin de bulunmaması karşısında istinaf aşamasında tedbir kararı verilemeyeceğinin kabulü gerekir.”