İzinsiz ses ve görüntü kaydı alınması, kişinin özel hayatına müdahale ettiği için, bu tür eylemler Türk Ceza Kanunu’nun 134. maddesinde belirtilen özel hayatın gizliliğini ihlal suçu, 132. Maddesinde yer alan haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunu veya 133. Maddesinde tanımlanan kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçlarını oluşturabilir.
İçindekiler
- 1. Özel Hayat Kavramı
- 2. Özel Hayata Ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar
- 3. Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu (M.134)
- 4. Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçu (M.132)
- 4.1. Haberleşme İçeriklerinin Kaydı Suretiyle Gerçekleşmesi (TCK M.132/1 C.2)
- 4.2. Kişiler Arasındaki Haberleşme İçeriklerinin İfşası Suçu (TCK M.132/2)
- 4.3. Haberleşmenin İçeriklerinin Basın Ve Yayın Yolu İle Yayınlanması (TCK M.132/4)
- 4.4. Suçun, Kamu Görevlisi Tarafından Ve Görevinin Verdiği Yetki Kötüye Kullanılmak Suretiyle İşlenmesi (TCK M.137/1-A)
- 4.5. Suçun Belli Bir Meslek Ve Sanatın Sağladığı Kolaylıktan Yararlanmak Suretiyle İşlenmesi (TCK M.137/1-B)
- 5. Kişiler Arasındaki Konuşmaların Dinlenmesi Ve Kayda Alınması Suçu (TCK M. 133)
- 6. Delil Elde Etmek Amacıyla Ses Ve Görüntü Kaydı
- 6.1. Ceza Hukuku Bakımından İzinsiz Ses Ve Görüntü Kaydı Alınması
- 6.2. Boşanma Davasında Kullanılması Amacıyla İzinsiz Ses Ve Görüntü Kaydı Alınması
- 6.3. Alacak Davalarında Kullanılması Amacıyla İzinsiz Ses Ve Görüntü Kaydı Alınması
- 6.4. Disiplin Soruşturmalarında Kullanılmak Üzere İzinsiz Ses Ve Görüntü Kaydı Alınması
- 7. İzinsiz Ses Ve Görüntü Alınması Halinde Şikâyet, Soruşturma ve Kovuşturma Süreçleri
- 8. Sık Sorulan Sorular
Bu makale, izinsiz ses ve görüntü alma eyleminin yasal boyutunu, etik değerlendirmelerini ve toplumsal etkilerini ele alacak. Özel hayatın korunması ile teknolojik yenilikler arasındaki dengeyi anlamak, günümüz toplumunun önemli bir karşı karşıya olduğu sorunlardan biridir. Hangi durumlarda bu eylem suç oluşturur sorusuna odaklanarak, bu konuda geniş bir değerlendirme yapmayı amaçlıyoruz. Makale, bu konudaki tartışmaların ana hatlarını çizerek, bu alandaki farkındalığı artırmayı hedefliyor.
1. Özel Hayat Kavramı
İzinsiz ses ve görüntü kaydı alınmasının suç olup olmadığının değerlendirilmesi için öncelikle “özel hayat” kavramı açıklanmalıdır. TCK madde 134’ün gerekçesinde özel hayat, “başka suretle başkaları tarafından görülmesi mümkün olmayan bir özel yaşam olayı” şeklinde açıklanmıştır. Buna göre, herkes tarafından bilinebilecek durumdaki olayların ve konuşmaların kaydedilmesi suç oluşturmamaktadır. Örnek olarak kişilerin aile hayatı, cinsel yaşamı, dini inançları, ilgi alanları gibi sınırlı sayıda insanla paylaştığı durumlar özel hayatın kapsamına girer.
2. Özel Hayata Ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar
Özel hayatın gizliliği Anayasamızda da korunan bir haktır. T.C. Anayasası madde 20’ye göre herkes özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın gizliliğine dokunulamaz.
Bunun yanında ceza kanunumuzda da özel hayata karşı işlenen suçlar düzenlenmiş ve yaptırıma bağlanmıştır. Bunlar sırasıyla; haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu (m.132), kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu (m.133) ve özel hayatın gizliliğini ihlal suçu (m.134), kişisel verilerin kaydedilmesi (m.135), verileri hukuka aykırı olarak verme ve ele geçirme (m.136), verileri yok etmeme (m.138) olarak düzenlenmiştir.
2.1. Politikacılar Ve Kamuoyunda Şöhrete Sahip Kişiler Bakımından
Sıradan vatandaşların “özel hayat” alanı daha genişken politikacılar ve şöhrete sahip kişiler gibi kamuya mal olmuş kişilerin özel hayatlarının gizliliği kapsamı daha dardır. Zira kamuya mal olmuş kişiler kamuoyuna haber verme ve basın hakkı kapsamında özel hayatlarının bir noktaya kadar izlenmesine katlanmak zorundadırlar.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ihlal olup olmadığını değerlendirirken haberin değeri, kamuoyunun ilgisi, güncellik (zaman) ve mekân unsurlarına dikkat etmektedir. Yine bu kişilerin kamuoyu açısından önemine göre de bazı kişiler bakımından özel hayat daha geniş değerlendirilirken bazılarının özel hayat alanı daha dar korunabilir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ihlal olup olmadığını değerlendirirken haberin değeri, kamuoyunun ilgisi, güncellik (zaman) ve mekân unsurlarına dikkat etmektedir. Yine bu kişilerin kamuoyu açısından önemine göre de bazı kişiler bakımından özel hayat daha geniş değerlendirilirken bazılarının özel hayat alanı daha dar korunabilir.
- Konuya Göre: Kamuya mal olmuş siyasetçilerin, sanatçıların, sporcuların vs. özel hayatına ilişkin “haberin kamuoyunun ilgisini çekme niteliği” değerlendirilmektedir.
- Mekâna Göre: Bir ses veya görüntü kaydının özel hayatın gizliliğini ihlal edip etmediği, kaydedilen mekâna bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Örneğin, bir kişinin konutunda gerçekleştirilen kayıtlar genellikle özel hayatın gizliliğini ihlal eder ve bu, o kişi kamuya tanınmış biri olsa dahi suç teşkil edebilir. Diğer yandan, kamuya açık bir alanda, mesela sahilde bir sanatçının fotoğrafının çekilmesi, genellikle basın hakkı kapsamında değerlendirilir ve bu durumda suç oluşturmayabilir.
2.2. Sıradan Vatandaşlar Bakımından
Normal vatandaşların özel hayat alanı kamu için önemli olan kişilerden daha geniş bir şekilde korunmaktadır. Çünkü burada, basın hakkı yahut kamuoyunu bilgilendirme kapsamında ağır basan bir hak söz konusu değildir.
- Konuya Göre: Sıradan vatandaşların özel hayatları daha geniş değerlendirilerek büyük ölçüde korunmaktadır. Bu nedenle kişilerin “özel hayat” alanına dahil olan ve yalnızca sınırlı sayıda kişi tarafından bilinmesini istediği her durumu, davranışı özel hayatın gizliliği kapsamında korunmaktadır.
- Mekâna Göre: Sıradan vatandaşların özel hayatlarının gizliliğinin korunması mekâna göre de değişiklik göstermemektedir. Zira kamuya mal olmuş kişilerde olduğu gibi kamuya açık alanlarda kişilerin görüntü ve seslerinin kayda alınması “basının haber verme özgürlüğü” kapsamında değerlendirilemeyeceğinden suç teşkil eder.
Yargıtay, kamusal alanda da özel hayatın korunması gerektiğini sıradan vatandaşlar bakımından bu kavramın mekâna göre değişmediğini ortaya koymuştur.
Bunun yanında günümüzde kamusal alanlarda yaşanan olayları kayıt altına almak için yapılan çekimlere sıklıkla rastlanmaktadır. Bu kapsamda Yolda yahut örneğin metroda kalabalığı göstermek için yapılan alelade bir çekim özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturmayabilir. Yahut bir manzara çekiminde de bilinçli ve kasti olarak bir hedef alma söz konusu olmadığından suç oluşmayacaktır. Ancak, aynı kişinin özellikle odaklanarak çekilmesi yahut bir yerinin rızası olmadan ön plana çıkarılması, özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturur. Çünkü burada haber ya da üstün kamu yararı söz konusu değildir ve kasıtlı bir eylem söz konusudur.
3. Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu (M.134)
Açıklandığı üzere izinsiz ses ve görüntü kaydı alınması hali, en temel haliyle Türk Ceza Kanunu’nda yer alan özel hayatın gizliliğini ihlal suçu kapsamında değerlendirilmektedir.
TCK’nın 134. maddesine göre;
“Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır. Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.”
Görüleceği üzere, kişilerin özel hayatının gizliliğinin görüntü veya ses kaydı alınması yoluyla ihlal edilmesi hali, özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun daha fazla cezayı gerektiren bir görünümü olarak düzenlenmiştir.
Ayrıca kayda alınmış ses veya görüntünün ifşa edilmesi ise m. 134/2 gereği bağımsız olarak cezalandırılmaktadır.
Konuyla ilgili detaylı bilgi almak için “Özel Hayatın Gizliliğini İhlal” başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
Ayrıca, kişisel verilerin kaydedilmesi ve yayılması ile ilgili detaylı bilgi edinmek isterseniz “İnternet Yoluyla Kişisel Verilerin Kaydedilmesi ve Yayılması Suçu” başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
4. Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçu (M.132)
“Haberleşme” en az iki kişi arasında araya bir vasıta sokulmak suretiyle gerçekleştirilen iletişimdir.
İzinsiz ses yahut görüntü kaydı alınması durumu, kişiler arasındaki telefon görüşmeleri, video konferanslar, telekonferanslar, sesli ve görüntülü görüşmeler gibi vasıtalar ile gerçekleştirilen haberleşmelerin kaydedilmesi şeklinde de gerçekleşebilir. Bu şekilde kişiler arasındaki haberleşmenin izinsiz olarak ses ve görüntü kaydının alınması ise TCK m. 132’de düzenlenen haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunu oluşturmaktadır.
TCK’nın 132. maddesine göre;
“Kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu gizlilik ihlali haberleşme içeriklerinin kaydı suretiyle gerçekleşirse, verilecek ceza bir kat artırılır.”
4.1. Haberleşme İçeriklerinin Kaydı Suretiyle Gerçekleşmesi (TCK M.132/1 C.2)
Maddede, kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunun haberleşme içeriklerinin kaydı suretiyle işlenmesi maddede cezayı arttıran nitelikli hal olarak düzenlenmiştir. Dolayısıyla suçun görüntü ve ses kaydedilmek suretiyle işlenmesi nitelikli haldir.
4.2. Kişiler Arasındaki Haberleşme İçeriklerinin İfşası Suçu (TCK M.132/2)
TCK m. 132’de, haberleşmenin gizliliğini ihlal suç olarak düzenlenmiş madde devamında bu içeriklerin hukuka aykırı olarak ifşa edilmesi bağımsız bir suç olarak öngörülmüştür.
TCK’nın 132. maddesinin devamına göre;
“Kişiler arasındaki haberleşme içeriklerini hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Kendisiyle yapılan haberleşmelerin içeriğini diğer tarafın rızası olmaksızın hukuka aykırı olarak alenen ifşa eden kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.”
Özel hayata dair ses veya görüntülerin ifşa edildiğinin kabul edilebilmesi için, ses veya görüntüyle özel hayatı ihlale uğrayan kişinin anlaşılması, en azından anlaşılabilir olması ya da açıklanması gerekir; ayrıca, özel hayat görüntüsünün veya sesinin, yetkisi bulunmayan kişi veya kişiler tarafından içeriğinin öğrenilmesiyle suç tamamlanır.
4.3. Haberleşmenin İçeriklerinin Basın Ve Yayın Yolu İle Yayınlanması (TCK M.132/4)
Kanunda yapılan değişiklikle suçun “ basın ve yayın yolu ile yayınlanması” nitelikli hal olmaktan çıkarılmıştır.
4.4. Suçun, Kamu Görevlisi Tarafından Ve Görevinin Verdiği Yetki Kötüye Kullanılmak Suretiyle İşlenmesi (TCK M.137/1-A)
TCK m. 137 uyarınca bu suçun kamu görevlisi tarafından ve görevinin verdiği yetki kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesi bir nitelikli haldir ve verilecek ceza yarı oranında arttırılır.
4.5. Suçun Belli Bir Meslek Ve Sanatın Sağladığı Kolaylıktan Yararlanmak Suretiyle İşlenmesi (TCK M.137/1-B)
TCK m. 137 uyarınca bu suçun belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle işlenmesi bir nitelikli haldir ve verilecek ceza yarı oranında arttırılır. Örnek vermek gerekirse mesleği gereğince iki kişi arasındaki mektuplara ulaşan bir kuryenin bu mektupları ifşa etmesi suçun nitelikli halini oluşturur.
5. Kişiler Arasındaki Konuşmaların Dinlenmesi Ve Kayda Alınması Suçu (TCK M. 133)
İzinsiz ses kaydı alınmasının suç olarak düzenlendiği bir diğer düzenleme TCK madde 133’te yer alan kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçudur.
TCK’nın 133. maddesince;
“Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları, taraflardan herhangi birinin rızası olmaksızın bir aletle dinleyen veya bunları bir ses alma cihazı ile kaydeden kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Açıkça görüldüğü üzere bu madde ile konuşmanın, tarafı olmayan bir kişi tarafından ses kaydı alınması hali düzenlenmiştir. Bu suç bakımından dikkat edilmesi gereken husus, konuşmanın aleni olup olmamasıdır zira ancak aleni olmayan konuşmaların rıza dışı kayda alınması suç olarak sayılmıştır.
Ayrıca TCK madde 133’ün devamında, daha fazla cezayı gerektiren haller düzenlenmiştir ve buna göre;
“Katıldığı aleni olmayan bir söyleşiyi, diğer konuşanların rızası olmadan ses alma cihazı ile kayda alan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların kaydedilmesi suretiyle elde edilen verileri hukuka aykırı olarak ifşa eden kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve dört bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.”
- Aleni Konuşma Nedir?
Kişilerin, özellikle diğer insanlardan gizledikleri konuşmalar aleni olmayan konuşma niteliğindedir. Keza TCK’nın 133. maddesinin gerekçesinde konuşmanın aleni olmayan konuşma olarak kabulü için konuşmanın yapıldığı yerin önemli olmadığı belirtilmiştir. Örneğin herkese açık bir parkta iki kişi arasında geçen konuşmanın başkaları tarafından ancak özel gayretle duyulabilecek olması halinde aleni konuşmadan söz edileceği söylenebilir.
6. Delil Elde Etmek Amacıyla Ses Ve Görüntü Kaydı
Bir suçun meydana gelmesi anında başka türlü delil elde etme imkânı yok iken ses kaydı alınması veya kaybolma olasılığı bulunan kanıtların kaybolmalarının engellenmesi amacıyla ses kaydı alınması durumunda özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun oluşmayacağı kanaatine Yargıtay içtihatlarında bazı istisnalar olsa da çok sık ulaşılmaktadır. Yargıtay bu şekilde klasikleşmiş bazı kıstaslar belirlemiştir:
- Bir Hakkın Korunması Amacıyla Yapılmış Olması
- Yetkili Organların Zamanında Müdahalesinin Mümkün Olmaması
- Özel Hayata Müdahalenin Ölçülü Olması
- Delillerin Elde Edilmesinde Hukuka Aykırı Yöntemlere Başvurulmaması (Cebir Şiddet Vs)
Bu kıstasları açıklamak gerekirse alınan ses veya görüntü kaydının suç teşkil etmemesi için; cinsel saldırı, tehdit, vücut dokunulmazlığına saldırı gibi haksız bir saldırı olmalı ve bu saldırı ani gelişen bir saldırı olmalı bu nedenle o anda kolluk desteğine ulaşmak mümkün olmamalıdır. Ayrıca alınan kayıtların ölçülü olması başka bir deyişle de bu kayıtların alınması esnasında hukuka aykırı yöntemlere başvurulmamış olması gerekmektedir. Kişiden o anda yetkili makamların müdahalesini beklemesi beklenemeyecek durumdaysa ve başka türlü de delil elde etme olanağı yoksa bu deliller de hüküm tesisinde kullanılabilmektedir.
6.1. Ceza Hukuku Bakımından İzinsiz Ses Ve Görüntü Kaydı Alınması
Mevcut ya da Gerçekleşmesi Muhtemel Saldırının Kayıt Altına Alınması
- Kaydı alanın kendisine ya da yakınlarına karşı işlenecek için alınan kayıtlar hukuka uygun kabul edilebilmektedir.
- Kayıt yapana veya yakınına yönelik gerçekleşen saldırı ya da suçun aniden ve tesadüfen gerçekleşmesi gerekmektedir.
- Kişi veya ailesi saldırıya uğradığında ya da suça maruz kaldığında o an yetkili makamların yardımına başvuramayacak durumda olmalıdır.
- Söz konusu kayıtları almanın amacı yetkili makamları suçtan haberdar etmek olmalıdır.
Daha Önce İşlenmiş Bir Suça İlişkin Delil Elde Edilmesi İçin İzinsiz Ses Ve Görüntü Kaydı Alınması (Sanık İtirafı ya da Tanık Beyanı vs.)
Ceza yargılamasında, maddi gerçeği ortaya koymakla yükümlü olan adli makamlardır ve buna ilişkin iletişimin denetlenmesi yoluna başvurulması imkân dâhilindedir.
Daha önce işlenmiş bir suç varsa, koşulları dâhilinde, suçun faili hakkında ilgili merciler tarafından iletişimin denetlenmesi tedbiri uygulanıp, suçun kamu gücü eliyle ortaya çıkarılması sağlanabilir. Yine tanıklar mahkeme eliyle dinlenecektir bunun için hukuka aykırı yöntemlere başvurulmasına gerek yoktur.
Bu nedenle, yetkili mercilere gerekli ihbarda bulunmaksızın, suça ilişkin “gizlice ses kaydı yapmak suretiyle” delil elde etmeye çalışarak, adeta fiili bizzat soruşturmaya kalkışan kişinin davranışı oldukça istisnai durumlar dışında (örneğin faili meçhul olaylarda) hukuka aykırı bir yöntem olarak değerlendirilecektir.
Aksi kabul özel kişileri potansiyel bir detektif haline dönüştürebilecektir.
6.2. Boşanma Davasında Kullanılması Amacıyla İzinsiz Ses Ve Görüntü Kaydı Alınması
Karşı tarafın rızası olmadan alınan ses veya görüntü kayıtlarının eşler arasında yahut aynı evde olsun olmasın hukuka aykırı olduğu açıktır. Zira, olayın eşler arasında yaşanması özel hayat kavramını ortadan kaldırmamaktadır. Ancak buna karşın, özellikle boşanma davalarında daha esnek davranıldığı görülmektedir.
Boşanma davaları kişilerin özel yaşamlarını yakından ilgilendiren davalardır. Bu davalardaki en temel zorluk ispat konusunda ortaya çıkmaktadır. Çünkü boşanma davalarında ispat edilmesi gereken olaylar genellikle aleni olmayıp, iki kişi arasında geçmektedir. Bu sebeple, özellikle boşanma davaları yönünden Yargıtay’ın daha esnek bir tutum sergilediği söylenebilmekle birlikte somut olay özelinde değerlendirme yapılmaktadır. Özellikle burada, başka türlü ispatının mümkün olmamasının kıstas alındığı görülmektedir. Çoğu zaman eşler arasındaki sadakat yükümlülüğünün ihlalinde başka türlü ispatı zor olduğundan bu şekilde elde edilen deliller hükme esas alınabilmektedir.
6.3. Alacak Davalarında Kullanılması Amacıyla İzinsiz Ses Ve Görüntü Kaydı Alınması
Kural olarak borç ve alacak ilişkilerinden kaynaklanan davalarda kullanılmak amacıyla izinsiz ses ve görüntü kaydı alınması suç oluşturur. Zira ortada haksız bir saldırı yahut başka suretle kanıtlama olanağı olmayan bir durum söz konusu değildir.
Alacak davalarında iddiasını ispat amacıyla hareket ederek karşı tarafı yönlendirmeden yahut delil elde etme amacına yönelmeden tespit edilmiş ses ve görüntü kayıtları ise delil değerine sahip olabilir.
6.4. Disiplin Soruşturmalarında Kullanılmak Üzere İzinsiz Ses Ve Görüntü Kaydı Alınması
Ceza yargılamasında olduğu gibi disiplin soruşturmasında da maddi gerçeğin ortaya çıkarılması temel amaçtır. Ceza soruşturması ile disiplin soruşturması bağımsız olmakla beraber, ceza hukukuna hâkim olan ilkelerin disiplin soruşturmalarında da geçerli olduğu kabul edilmektedir. Bu nedenle disiplin soruşturmalarında kullanılmak üzere izinsiz ses ve görüntü kaydı alınması suç teşkil edecektir.
Kamu görevlisi hakkında yürütülen disiplin soruşturması sürecinde kişinin iletişiminin izinsiz dinlenmesi, gizli ses ve görüntü alınması, gibi hallerde elde edilen deliller, hukuka aykırı yöntemler kullanılması nedeniyle disiplin soruşturmasında kullanılamayacaktır.
Ancak ceza hukukundaki gibi haksız bir saldırı olması, yetkili makamlara o anda başvurulamaması, ilgili eylemi başka türlü ispatlama olanağı bulunmaması ve ölçülü olması durumlarında (cebir, şiddet vs. hukuka aykırı yollara başvurulmaması) alınan kayıtlar istisnai olarak delil olarak kullanılabilecektir. Bunun için ani ve tesadüfen gelişen bir saldırı olması şarttır.
7. İzinsiz Ses Ve Görüntü Alınması Halinde Şikâyet, Soruşturma ve Kovuşturma Süreçleri
7.1. Şikâyet
İzinsiz ses ve görüntü kaydı alınması suçu kanunda şikâyete tabi bir suç olarak düzenlenmiştir. Zira özel hayatın gizliliğine karşı suçların soruşturması ve kovuşturması şikâyete bağlı olarak yapılmaktadır. (TCK m.137)
Şikâyet kurumu ile ilgili detaylı bilgi için “Şikâyet Hakkı ve Şikâyetten Vazgeçme” başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
7.2. Soruşturma
Suçun mağduru yahut suçtan zarar gören şikâyette bulunduğunda savcılık makamı şüphelinin lehine ve aleyhine tüm delilleri toplayacaktır. Belirtmek gerekir ki bu suç uzlaştırma kapsamında olan bir suç olduğundan savcılıkça öncelikle uzlaşma kurumuna müracaat edilecektir.
7.3. Kovuşturma
Kovuşturma aşaması mahkemede görülen süreci ifade etmekte olup iddianamenin kabulünden hükmün kesinleşmesine kadar devam edecektir.
İzinsiz ses kaydı alma cezası söz konusu olduğunda kişinin hangi suça istinaden cezalandırılacağına bakılması gerekir. Bu durumda da işlenen suça yönelik verilecek ceza miktarı önemli olur.
- Özel hayatın gizliliği suçuna hükmedildiğinde 2-6 yıl aralığında hapis cezası verilebilir.
- Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu söz konusu ise 2-6 yıl aralığında hapsi cezası söz konusu olur.
- Kişiler arası konuşmaların dinlenerek kayda alınması suçu işlenmişse verilen ceza 2-5 yıl aralığında olacaktır.
7.4. Zamanaşımı
Zamanaşımı, bir suçun işlendiği tarihten itibaren cezai takibatın veya cezanın uygulanmasının belirli bir süre sonra mümkün olamayacağı yasal süreyi ifade eder.
İzinsiz ses ve görüntü alma suçunda zamanaşımı süresi, suçun işlendiği tarihten itibaren 8 yıldır. Yani, suçun işlendiği tarihten itibaren 8 yıl içinde dava açılmaz veya ceza uygulanmazsa, bu suçtan dolayı hukuki takip yapılamaz. için yasal düzenlemelere başvurmak önemlidir.
8. Sık Sorulan Sorular
Bu eylem, haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunu oluşturmaz zira bu suçun oluşması için söz konusu kaydın haberleşmenin tarafları dışında bir üçüncü kişi tarafından alınması gerekir. Ancak telefon konuşmasının içeriği dikkate alınarak özel hayatın gizliliğini ihlal suçu gündeme gelebilir.
Katıldığı aleni olmayan bir söyleşiyi, diğer konuşanların rızası olmadan ses alma cihazı ile kayda alan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
İşyerinde güvenlik amacı ile görüntü kaydeden kameralar kullanılması yasaldır. Ancak ses kaydeden kameralar söz konusu olduğunda işçilerin özel hayatlarını ihlal edici bir boyuta ulaşacaktır bu nedenle söz konusu durumun işçilerin rızasını almaksızın gerçekleştirilmesi yasal olmayıp suç teşkil eder.
İzinsiz ses veya görüntü kaydı almak, karşı tarafın rızası olmadan özel hayatının ihlal edildiği gerekçesi ile suç teşkil eder ve TCK kapsamında cezalandırılır.
Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu oluşmuşsa 2-6 yıl, haberleşmenin gizliliğini ihlal suçuna hükmedilmişse 2-6 yıl, kişiler arası konuşmaların dinlenerek kayda alınması suçundan hüküm giyilmişse 2-5 yıl aralığında bir ceza söz konusu olabilecektir.
İzinsiz ses ve görüntü kaydı alınması fiili suç teşkil ettiğinden ve hukuka aykırı olduğundan “Zehirli ağacın meyvesi de zehirli olur” ilkesi gereğince söz konusu kayıtlar mahkemelerde delil olarak kullanılamaz. Ancak Yargıtay bazı durumlarda çeşitli kriterleri ile bu ilkeyi esnetebilmektedir.
Eşler arasında her türlü sınırın aşılabileceği gibi bir durum söz konusu olmayıp eşlerin de birbirinin rızası olmaksızın ses yahut görüntü kaydı almaları suç teşkil edebilecektir.
Dedektif tutmak kanunda bir suç olarak düzenlenmemiştir. Ancak özel dedektiflerin özel hayatı ihlal eder biçimde görüntü ve ses kaydetmesi ve bunun istenmesi suç teşkil eder.
Kural olarak izinsiz bir kişinin ses ve görüntüsünün kayda alınması özel hayatın ihlali anlamına gelir ve suç teşkil eder. Ancak, komşunun bağımsız bölüm sakinlerini rahatsız edecek şekilde gürültü yaptığı hallerde başka bir şekilde ispat edecek durum yoksa bu durumu kanıtlamak adına kayıt altına alınması kabul edilebilecektir. Ayrıca herhangi bir konuşma duyulmuyorsa yalnızca gürültü söz konusuysa ve bu gürültü çok yüksekse artık bu aleni sayılarak özel hayat kapsamında değerlendirilmeyebilir.
Merhaba tartışma esnasında eşim bana hakaretler ederken telefonumla haberi olmadan ses kaydını aldım. polis dahil kimseyle paylaşmadım bunu mahkemede savunmada delil olarak kullanabilir miyim?yoksa bu yaptığım özel hayatın gizliliğine mi girer? yada önce polise mi bildirmem gerekiyordu?