Rüşvet suçu, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 252. Maddesinde “Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar” başlığı altında düzenlenmiştir. Rüşvet suçu, birden fazla faille işlenebilen bir suç tipidir. Bu niteliği itibariyle bir karşılaşma suçudur. Bu suçta hem rüşvet alan hem de rüşvet veren fail konumundadır. Kanunda da rüşvet alma suçu ve rüşvet verme suçu aynı maddede ayrı fıkralarda düzenlenmiştir. Kamu görevinin ifasıyla ilgili olarak bir işin yapılması veya yapılmaması için, doğrudan veya aracılar vasıtasıyla, bir kamu görevlisine veya göstereceği bir başka kişiye menfaat sağlaması halinde rüşvet verme suçu işlenmiş oluşur. Kamu görevlisinin, görevinin ifasıyla ilgili bir işi yapması veya yapmaması için, doğrudan veya aracılar vasıtasıyla, kendisine veya göstereceği bir başka kişiye menfaat sağlanması halinde rüşvet alma suçu işlenmiş olur. Tarafların rüşvet anlaşmasını yapmış olması suçun oluşması için yeterli olacaktır. Ayrıca anlaşılan yararın sağlanması suçun oluşması için zorunlu bir unsur değildir.
Yazı İçeriği
1. Rüşvet Verme Suçu ve Cezası
2. Rüşvet Alma Suçu ve Cezası
3. Rüşvet Suçunda Rüşvet Anlaşmasının Yapılması
4. Rüşvet Teklifinin Diğer Tarafça Kabul Edilmemesi
5. Rüşvet Suçuna Aracılık Etme Suçu ve Cezası
6. Rüşvet Suçunda Kendisine Menfaat Sağlanan 3. Kişinin Durumu
7. Kamu Görevlisi Olmaksızın Rüşvet Alma Suçunun Faili Olabilecek Kişiler
8. Rüşvet Suçu Şikâyete Tabi Bir Suç mudur?
9. Rüşvet Suçunda Yetkili ve Görevli Mahkeme ve Dava Zamanaşımı Süresi
10. Rüşvet Suçu İle Benzerlik Gösteren Suç Tipleri Arasındaki Farklar
10.1. Rüşvet İle İrtikap Suçu Arasındaki Farklar
10.2. Rüşvet İle Zimmet Suçu Arasındaki Farklar
10.3. Rüşvet İle Görevi Kötüye Kullanma Suçu Arasındaki Farklar
Türk Dil Kurumuna göre rüşvet “Yaptırılmak istenen bir işte yasa dışı kolaylık ve çabukluk sağlanması için bir kimseye mal ve para olarak sağlanan çıkar.” anlamına gelmektedir. Rüşvet suçuyla korunmak istenen hukuki yarar, toplumda kamu görevlilerinin rüşvet kabul etmeyeceklerine ve satın alınamayacaklarına dair yerleşmiş olan inancın sarsılmamasıdır. Toplumda bulunan inanca göre kamu hizmetleri eşitlik ve liyakatlilik ilkelerine göre yürütülmektedir. Bir kişi, işinin yapması için bir kamu görevlisiyle muhatap olduğunda o kamu görevlisinin kendisinden bir başkasına ayrıcalıklı bir şekilde davranmayacağına dair inancını korumalıdır. Kanun koyucu rüşvet suçu düzenlemesiyle bu inancın korunmasını amaçlamıştır.
1. Rüşvet Verme Suçu ve Cezası
TCK nın ilgili maddesine göre; Kamu görevlisine veya onun göstereceği kişiye, görevinin ifasıyla ilgili olan bir işi yapması veya yapmaması için doğrudan veya başkaları aracılığıyla menfaat sağlayan kişi 4 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Rüşvet verme suçunda, rüşvet alma suçunun aksine failin kamu görevlisi olması gerekmemektedir. Fail, herhangi birisi olabilecektir ancak failin aynı zamanda kamu görevini ifa eden bir kişi olmasında da kanunen bir engel bulunmamaktadır. Rüşveti veren, doğrudan kendisi verebileceği gibi bir aracı yada aracılar kullanmak suretiyle de rüşvet verebilecektir. Rüşvet anlaşması eğer bir aracı kullanılarak yapılmışsa bu aracının cezalandırılması da söz konusu olacaktır.
Rüşvetin teklif edilip, kamu görevlisi tarafından kabul edilmemesi hali de kanunda ayrıca düzenlenmiştir. Bu durum, kanun koyucu tarafından cezayı azaltan bir hal olarak kabul edilmiştir. Bu hususa da yazımızın devamında ayrıca değinilecektir.
2. Rüşvet Alma Suçu ve Cezası
İlgili kanun maddesine göre; Kamu görevlisi, görevinin ifasıyla ilgili olan bir işi yapması veya yapmaması için kendisine ya da onun göstereceği bir kişiye doğrudan veya aracılar vasıtasıyla menfaat sağlarsa 4 yıldan 12 yıla kadar cezalandırılır.
Rüşvet alma suçu, yalnızca kamu görevlileri tarafından işlenebilen bir suçtur. Ceza hukukunda yalnızca belirli kişiler tarafından işlenebilen suçlara “özgü suç” denmekte olup, rüşvet alma suçu, yalnızca kamu görevlileri tarafından işlenebilmesi itibariyle özgü suç niteliğindedir. Kamu görevlisi olmayan kişiler bu suçun faili olamayacağı gibi, bu suçun oluşumuna iştirak ederlerse yardım eden veya azmettiren olarak yargılanabileceklerdir. Ancak TCK m.252/8’de bu duruma birkaç istisna getirilmiştir. Yazımızın devamında bu istisnalara ayrıca değinilecektir.
TCK m.6/1-c bendinde kamu görevlisi deyiminden ne anlaşılacağı şöyle düzenlenmiştir.
“Kamu görevlisi deyiminden; kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişi anlaşılır.”
Rüşvetin alındığı sırada failin kamu görevlisi olması yeterlidir. Rüşvet aldıktan sonra kamu görevinden ayrılan fail hakkında dava zamanaşımı geçmediği sürece soruşturma ve kovuşturma yapılabilecektir. Rüşvet alma suçunun oluşabilmesi için, suçun faili olan kamu görevlisinin görev alanına giren bir işi yapmayı veya yapmamayı vaat etmesi gerekmektedir. TCK m.252/2’de bu husus “görevinin ifasıyla ilgili bir işi” denilmek suretiyle açıkça ifade edilmiştir.
Kamu görevlisi tarafından rüşvetin talep edilip, karşı tarafça bunun kabul edilmemesi durumu kanunda cezayı azaltan bir hal olarak düzenlenmiştir. Yazımızın devamında bu duruma değinilecektir.
Rüşvet alma suçunda kanun koyucu tarafından TCK m.252/7’de cezayı artıran nitelikli bir hali düzenlemiş olup, bu düzenlemeye göre rüşvet alan ya da rüşvet talebinde bulunan kişi eğer yargı görevi yapan hakem, bilirkişi, noter veya yeminli tercümansa, bunlara verilecek ceza üçte birden yarısına kadar artırılır.
3. Rüşvet Suçunda Rüşvet Anlaşmasının Yapılması
Rüşvet konusunda tarafların anlaşmaya varması halinde tarafların kararlaştırıldığı menfaat sağlanmamış olsa dahi suç tamamlanmış gibi cezaya hükmolunur.
Rüşvet suçu iki taraflı bir suç olduğundan tarafların karşılıklı iradeleri birbirleriyle uyuşmalıdır. Taraflardan birinin rüşvet teklifinin diğer tarafça kabul edilmemesi durumu kanunda ayrıca düzenlenmiştir. Yazımızın devamında bu kısma ayrıca değinilecektir.
Rüşvet anlaşmasının tamamlanması durumunda suç tamamlanmış gibi cezaya hükmolunacağı için bu anlaşmadan sonra artık tarafların gönüllü vazgeçme hükümlerinden yararlanması mümkün değildir.
Rüşvet teklifini ilk kimin tarafından yapıldığının suçun oluşması açısından farkı bulunmamaktadır. Rüşvet teklifi kamu görevlisinden gelebileceği gibi kamu görevlisi olmayan taraftan da gelebilecektir
Taraflar rüşvet anlaşmasını özgür iradeleriyle gerçekleştirmelidirler. Tarafların rüşvet anlaşmasını yaptıkları sıradaki iradelerinin, tehdit, şiddet hile veya sair nedenlerle fesada uğratılması halinde geçerli bir rüşvet anlaşmasının varlığından söz edilemeyecektir. Tarafların özgür iradesine dayanmadan yapılmış olan rüşvet anlaşmaları, bu taraflar bakımından rüşvet suçuna vücut vermeyecektir.
4. Rüşvet Teklifinin Diğer Tarafça Kabul Edilmemesi
Kamu görevlisinin rüşvet talebinde bulunması ve bunun karşı tarafça kabul edilmemesi durumunda, verilecek ceza yarı oranında indirilecektir.
Kamu görevlisine menfaat temini karşılığında rüşvet teklif edilmesi ancak bu teklifin kamu görevlisi tarafından kabul edilmemesi durumunda, rüşvet teklifinde durumunda bu kişinin cezası da yarı oranında indirilecektir.
Rüşvet verme ve rüşvet alma suçunun cezası olan 4 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası bu durumda 2 yıldan 6 yıla kadar olarak karşımıza çıkacaktır.
Kanun koyucu böylece rüşvet suçunda cezayı azaltan bir hal düzenlemiştir.
Kamu görevlisi veya karşı tarafça bir vaat teklif edilmesi ve bu vaadin diğer tarafça kabul edilmemesi durumunda da vaadi teklif eden taraf ceza tehdidi altında bulunacaktır. Teklifin kabul edilmemesi suçun oluşması bakımından bir engel değildir.
5. Rüşvet Suçuna Aracılık Etme Suçu ve Cezası
Türk Ceza kanununda, rüşvet suçuna aracılık etme suçunu da yer verilmiş olup, ilgili kanun maddesine göre; bir kişi rüşvet teklif veya talebinin karşı tarafa iletilmesi, rüşvet anlaşmasının sağlanması veya rüşvetin temini hususlarında aracılık ederse, kamu görevlisi sıfatını taşıyıp taşımadığına bakılmaksızın, müşterek fail olarak cezalandırılır.
Aracı olan kişi, kamu görevlisine bir yarar sağlamayı vaat eden kişi ya da kendisine bir yarar sağlanan kamu görevlisi değildir. Rüşvet suçunu oluşturan bu anlaşmaya aracılık etmesi sonucunda rüşvet alan ve rüşvet veren gibi cezalandırılacaktır.
Kanun koyucu bu fıkra ile rüşvet suçunda aracı olan kişinin de bu suçun işlenmesinde müşterek fail olarak kabul edileceğini düzenlemiştir.
İlgili kanun maddesine göre rüşvet suçunda aracı:
• Bir tarafın diğer tarafa yapmış olduğu teklif veya talebi iletirse,
• Rüşvet anlaşmasının sağlanmasına aracılık ederse,
• Rüşvetin temini hususunda aracılık ederse,
Müşterek fail olarak yani rüşvet alma veya rüşvet verme suçunu işlemiş gibi cezalandırılacaktır. Bu durumda rüşvet suçuna aracılık eden kişi de tıpkı asli failler gibi değerlendirilecek ve ceza alacaktır. Cezası da 4 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası olacaktır. Ayrıca belirtmek gerekir ki rüşvet suçuna aracılık eden kişinin ceza sorumluluğuyla karşı karşıya kalabilmesi için kamu görevlisi olmasına gerek yoktur.
6. Rüşvet Suçunda Kendisine Menfaat Sağlanan Üçüncü Kişinin Durumu
Rüşvet ilişkisinden bu ilişki dolayısıyla bir üçüncü kişiye menfaat sağlanırsa ve üçüncü kişi bu menfaati kabul ederse üçüncü kişi müşterek fail olarak cezalandırılır. Bu üçüncü kişi, tüzel kişi adına menfaati kabul eden tüzel kişi yetkilisi de olabilir. Menfaati kabul eden 3. kişinin cezalandırılabilmesi için ayrıca kamu görevlisi olmasına gerek yoktur.
Bu durumda karşı tarafça yapılmış olunan rüşvet anlaşması sonucunda kendisine bir menfaat sağlanmasını kabul eden üçüncü kişi de rüşvet alma suçu veya rüşvet verme suçunu işlemiş gibi ceza tehdidiyle karşı karşıya kalacaktır. Böylece menfaati kabul eden üçüncü kişi 4 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacaktır. Eğer menfaat sağlanan kişi bir tüzel kişiyse bu durumda tüzel kişinin menfaati kabul eden yetkilisi cezalandırılacaktır.
7. Kamu Görevlisi Olmaksızın Rüşvet Alma Suçunun Faili Olabilecek Kişiler
Kanun koyucu, kamu görevlisi olmasa da rüşvet alma suçunun faili olabilecek kişileri TCK m.252/8’de şu şekilde düzenlemiştir:
Bu madde hükümleri;
a) Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları,
b) Kamu kurum veya kuruluşlarının ya da kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının iştirakiyle kurulmuş şirketler,
c) Kamu kurum veya kuruluşlarının ya da kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının bünyesinde faaliyet icra eden vakıflar,
d) Kamu yararına çalışan dernekler,
e) Kooperatifler,
f) Halka açık anonim şirketler, adına hareket eden kişilere, kamu görevlisi sıfatını taşıyıp taşımadıklarına bakılmaksızın, görevlerinin ifasıyla ilgili bir işin yapılması veya yapılmaması amacıyla doğrudan veya aracılar vasıtasıyla, menfaat temin, teklif veya vaat edilmesi; bu kişiler tarafından talep veya kabul edilmesi; bunlara aracılık edilmesi; bu ilişki dolayısıyla bir başkasına menfaat temin edilmesi halinde de uygulanır.
8. Rüşvet Suçu Şikâyete Tabi Bir Suç mudur?
Rüşvet suçu için soruşturma ve kovuşturma yapılması şikayete bağlı değildir. Dolayısıyla bu suçun mağdurunun yetkili mercilere şikayet bildirimi yapmasına gerek yoktur. Suçun mağduru, suçtan zarar gören veya herhangi bir üçüncü kişi tarafından yetkili mercilere yapılan ihbar, savcılığın harekete geçmesi için yeterli olacaktır. Bunun dışında yetkili mercilerin Rüşvet suçunun varlığını herhangi bir şekilde öğrenmesi ile de maddi gerçeğe ulaşmak için savcılık harekete geçecektir. Rüşvet suçunun şikayete tabi bir suç olmaması nedeniyle uzlaşma kapsamında da değildir.
Şikayet hakkı ile ilgili daha fazla bilgi için ‘’Şikayet Hakkı ve Şikayetten Vazgeçmenin Sonuçları’’ başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
9. Rüşvet Suçunda Yetkili ve Görevli Mahkeme ve Dava Zamanaşımı Süresi
Rüşvet suçunda yetkili ve görevli görevli mahkeme suçun işlendiği yerdeki Ağır Ceza Mahkemeleridir.
Rüşvet suçu için 15 yıllık bir dava zamanaşımı süresi öngörülmüştür. Bu sebeple rüşvet suçundan ötürü 15 yıl içinde soruşturma ve kovuşturma sürecinin savcılık tarafından gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla ilgililerin her zaman ilgili mercilere ihbar yoluyla bu suçun işlendiğini bildirme hakkına sahip olsalar da bu hakkı suçun işlenmesinden itibaren 15 yıl içerisinde kullanmaları gerekmektedir.
10. Rüşvet Suçu ile Benzerlik Gösteren Suç Tipleri Arasındaki Farklar
10.1. Rüşvet İle İrtikap Suçu Arasındaki Farklar
TCK m.252’nin gerekçesinde de belirtildiği üzere haklı bir işin gördürülmesi amacıyla kamu görevlisine menfaat temini halinde rüşvet suçu oluşmayacaktır. Böylesi bir durumda menfaati temin eden kişi, usul ve yasalara uygun talebinin bir an evvel zorluk çıkartılmaksızın yapılmasını temin etmeyi amaçlamaktadır. Bu nedenle, usul ve yasalara uygun bir işin gördürülmesi amacına yönelik olarak menfaat sağlanması hâlinde, olayın tüm detayları birlikte değerlendirilmek suretiyle, irtikap suçundaki sair unsurlarında varlığı halinde, icbar suretiyle irtikap suçunu oluştuğunu kabul etmek gerekir. Rüşvet suçunda haklı bir menfaat söz konusu değildir. İrtikap suçuyla ilgili detaylı bilgi almak için İrtikap Suçu ve Cezası başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
10.2. Rüşvet İle Zimmet Suçu Arasındaki Farklar
Türk Ceza Kanununda yer alan tanımına göre; görevi nedeniyle zilyetliği kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu malı kendisinin veya başkasının zimmetine geçiren kamu görevlisi zimmet suçu ile cezalandırılır. Rüşvet suçunda ise kamu görevlisine görevi nedeniyle devredilmiş olan bir malın veya kamu görevlisinin koruma veya gözetimiyle yükümlü olduğu bir malın bulunması zorunlu bir unsur değildir. Kişinin haksız işini belli bir menfaat karşılığında yapma durumu söz konusudur. Zimmet suçuyla ilgili detaylı bilgi almak için Zimmet Suçu ve Cezası başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
10.3. Rüşvet İle Görevi Kötüye Kullanma Suçu Arasındaki Farklar
Kamu görevlisinin kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olması ya da kişilere haksız bir menfaat sağlaması durumunda görevi kötüye kullanma suçu oluşacaktır. Rüşvet suçunda ise yukarıda bahsetmiş olduğumuz gibi birden çok fail bulunmaktadır. Bu niteliği itibariyle rüşvet, bir karşılaşma suçuyken görevi kötüye kullanma suçu tek failli bir suçtur. Ayrıca görevi kötüye kullanma suçu genel bir suçtur. Yapılmış fiile ilişkin kanunda tanımlanmış bir suç tipi varsa, fail bu suç tipi ile cezalandırılacaktır. Yani failin hareketi rüşvet suç tipini oluşturuyorsa ayrıca görevi kötüye kullanma suçundan cezalandırılmayacaktır. Görevi kötüye kullanma suçuyla ilgili detaylı bilgi almak için Görevi Kötüye Kullanma Suçu ve Cezası başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.