Aile konutu, eşlerin ortak yaşamının merkezi olmasının yanı sıra, güvenli bir sığınak ve barınma ihtiyacını karşılayan temel bir yaşam alanıdır. Aynı zamanda, aile hayatının en önemli unsurlarından biri olarak kabul edilmektedir. Ancak, eşlerden birinin vefatı halinde, miras paylaşımı sürecinde mirasçılar veya üçüncü kişiler konut üzerinde hak iddia edebilir. Bu durum, sağ kalan eşin barınma hakkını tehlikeye sokarak maddi ve manevi açıdan büyük bir mağduriyet yaratabilir.
Türk Medeni Kanunu’nun 240. maddesi, bu mağduriyetin önüne geçebilmek adına, edinilmiş mallara katılma rejimi kapsamında katılma alacağına mahsuben, aile konutunun sağ kalan eşe özgülenmesi hakkını tanımaktadır. Bu düzenleme, sağ kalan eşin miras paylaşımı sürecinde korunmasını ve yıllarca yaşadığı konutu kaybetmemesini amaçlamaktadır.
Bu yazıda, TMK 240 kapsamında sağ kalan eşin katılma alacağı çerçevesinde aile konutunun kendisine özgülenme süreci detaylı bir şekilde ele alınacak; başvuru şartları, hukuki prosedürler ve mahkeme uygulamaları incelenecektir.
Yazı İçeriği
- 1. Aile Konutunun Sağ Kalan Eşe Özgülenmesinin Hukuki Dayanakları
- 2. Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi Kapsamında Aile Konutunun Özgülenmesi
- 3. Aile Konutunun Sağ Kalan Eşe Katılma Alacağın Karşılık Özgülenmesinin Şartları
- 3.1. Eşler Arasında Edinilmiş Mallara Katılma Rejiminin Geçerli Olması
- 3.2. Sağ Kalan Eşin Katılma Alacağının Bulunması
- 3.3. Sağ Kalan Eşin Eski Yaşantısını Devam Ettirme Amacının Olması
- 3.4. Sağ Kalan Eşin Aile Konutuna İlişkin Ayni Hak Talebinde Bulunması
- 3.5. Aile Konutunun Değerinin Katılma Alacağından Fazla Olması Halinde Farkın Ödenmesi
- 4. Aile Konutunun Sağ Kalan Eşe Özgülenmesi Talebinde Süreler
- 5. Aile Konutunun Sağ Kalan Eşe Özgülenmesi Taleplerinde Yetkili ve Görevli Mahkeme
- 6. Aile Konutunun Miras Payına Mahsuben Sağ Kalan Eşe Özgülenmesi (TMK m. 652)
1. Aile Konutunun Sağ Kalan Eşe Özgülenmesinin Hukuki Dayanakları
Aile konutu, eşlerin evlilik birliği süresince ortak yaşamlarını sürdürdükleri, günlük hayatlarını şekillendirdikleri ve aile hayatının merkezi olan mekân olarak tanımlanabilir. Bu konut, yalnızca fiziksel bir yapıdan ibaret olmayıp, aynı zamanda aile için manevi ve hukuki değeri olan bir yaşam alanıdır.
Medeni Kanunumuz, eşlerden birinin vefatı durumunda, sağ kalan eşin aile konutunda yaşamaya devam edebilmesi için hukuki düzenlemeler öngörülmüştür. Türk Medeni Kanunu’nda (TMK), aile konutunun sağ kalan eşe özgülenmesi iki farklı hukuki temele dayandırılmaktadır:
- Edinilmiş mallara katılma rejimi kapsamında katılma alacağına mahsuben özgüleme (TMK m. 240)
- Miras payına mahsuben özgüleme (TMK m. 652)
Bu yazıda, TMK 240 kapsamında sağ kalan eşin katılma alacağı çerçevesinde aile konutunun kendisine özgülenme süreci detaylı bir şekilde ele alınacak; başvuru şartları, hukuki prosedürler ve mahkeme uygulamaları incelenecektir.
Avukatla Online Görüş
Aile konutunun eşe özgülenmesi konusunda online hukuki danışmanlık
2. Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi Kapsamında Aile Konutunun Özgülenmesi
Türk Medeni Kanunu, eşler arasındaki mal rejimlerini düzenleyerek evlilik süresince edinilen malların nasıl paylaşılacağını hükme bağlamaktadır. Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi kapsamında, sağ kalan eşin aile konutunu talep etme hakkı bulunmaktadır.
TMK 240. maddesi uyarınca, eşlerden biri vefat ettiğinde sağ kalan eş, katılma alacağına mahsuben şu haklardan birini talep edebilir:
- Aile konutunun mülkiyet hakkının kendisine devredilmesini,
- Alternatif olarak, intifa (yararlanma) veya oturma hakkının verilmesini.
Ancak, bu haklar sağ kalan eşin katılma alacağı miktarı ile sınırlıdır. Eğer konutun değeri, katılma alacağından fazla ise, eksik kalan tutarın sağ kalan eş tarafından ödenmesi gerekmektedir.
Mülkiyet mi, İntifa mı?
Bu madde, sağ kalan eşe seçimlik bir hak tanımaktadır. Ancak, aile konutunun değeri ile katılma alacağı arasında büyük bir değer farkı bulunması ve bu farkın ödenememesi durumu söz konusu olabilir. Böyle bir durumda, sağ kalan eş mülkiyet hakkını almak yerine,
- Daha düşük bir bedel ödeyerek,
- Ya da hiç ödeme yapmadan intifa (yararlanma) veya oturma hakkı talep edebilir.
Bu düzenleme, sağ kalan eşe esnek bir seçenek sunarak, kendi ekonomik durumuna uygun olarak aile konutunun mülkiyetini veya intifa hakkını talep etmesine olanak tanımaktadır. Böylece, sağ kalan eş mirasçılarla konutu bölüşmek zorunda kalmadan, yaşamını sürdürebileceği bir çözüm elde edebilir.
3. Aile Konutunun Sağ Kalan Eşe Katılma Alacağın Karşılık Özgülenmesinin Şartları
Sağ kalan eşin, aile konutu ve ev eşyaları üzerinde mülkiyet veya intifa hakkı talep edebilmesi için Türk Medeni Kanunu’nda belirlenen bazı hukuki şartların sağlanması gerekir. Bu şartlar, miras paylaşımı sürecinde sağ kalan eşin barınma hakkının korunmasını amaçlamaktadır.
3.1. Eşler Arasında Edinilmiş Mallara Katılma Rejiminin Geçerli Olması
Edinilmiş mallara katılma rejimi, eşler arasındaki yasal mal rejimi olup, evlilik süresince edinilen malların paylaşım esaslarını belirler. Türk Medeni Kanunu’nun 240. maddesi, sağ kalan eşin aile konutunun kendisine özgülenmesini talep edebilmesi için, ölüm tarihine kadar bu mal rejiminin yürürlükte olmasını zorunlu kılmaktadır.
Eğer eşler ölüm tarihinden önce başka bir mal rejimine geçmişse veya hâkim kararıyla farklı bir mal rejimi kabul edilmişse, TMK 240 hükmü uygulanamaz ve sağ kalan eş bu hakkı talep edemez. Ancak, Türkiye’de mal rejimi sözleşmesi yapma alışkanlığı yaygın olmadığından, evliliklerin büyük çoğunluğu edinilmiş mallara katılma rejimine tabidir. Bu nedenle, TMK 240 hükmü, sağ kalan eşin aile konutunun kendisine özgülenmesi taleplerinde sıklıkla uygulama alanı bulmaktadır.
3.2. Sağ Kalan Eşin Katılma Alacağının Bulunması
Katılma alacağı, edinilmiş mallara katılma rejimi kapsamında, mal rejiminin sona ermesiyle (örneğin, eşlerden birinin ölümü veya boşanma) eşlerden birinin diğer eşin edinilmiş malları üzerindeki artık değere hak kazanmasıdır. Bu hak, evlilik süresince her iki eşin de maddi ve manevi katkı sağladığı varsayımına dayanarak oluşturulmuştur. Katılma alacağı hesaplanırken, eşlerin edinilmiş mallarının toplam değerinden borçları düşülerek artık değer bulunur ve bu artık değerin yarısı diğer eşin katılma alacağı olarak kabul edilir.
Bu süreçte, katılma alacağının miktarı önemli değildir; önemli olan, katılma alacağının konutun veya intifa hakkının değerini tamamen karşılayamaması durumunda sağ kalan eşin eksik kalan tutarı ödemeye hazır olmasıdır.
Özetle:
- Sağ kalan eşin katılma alacağı varsa, bu alacak konutun mülkiyetine veya intifa hakkına mahsuben kullanılabilir.
- Katılma alacağı yetersizse, eksik kalan bedel ödenerek özgüleme talep edilebilir.
- Mahkeme, konutun piyasa değerini belirleyerek denkleştirme bedelini tespit eder.
Bu şartlar sağlandığında, sağ kalan eş katılma alacağına mahsuben veya bedel ekleyerek aile konutunun özgülenmesini talep edebilir.
3.3. Sağ Kalan Eşin Eski Yaşantısını Devam Ettirme Amacının Olması
Türk Medeni Kanunu’nun 240. maddesi, sağ kalan eşin aile konutunun kendisine özgülenmesini talep edebilmesi için, bu konutta eski yaşantısını devam ettirme amacına sahip olmasını şart koşmaktadır. Bu düzenlemenin temel amacı, sağ kalan eşin eşinin ölümünden sonra sosyal ve ekonomik olarak korunmasını sağlamak ve onun yaşam standardını devam ettirebilmesine olanak tanımaktır. Kanun koyucu, eşinin vefatıyla ruhsal ve maddi olarak zor duruma düşen sağ kalan eşin, alışık olduğu yaşam ortamını kaybetmemesi gerektiğini vurgulamaktadır.
Ancak, sağ kalan eşin eski yaşantısını devam ettirme amacında olmadığı açıkça anlaşılıyorsa, TMK 240 kapsamında aile konutunun özgülenmesi talebi reddedilebilir.
Örneğin:
- Sağ kalan eş, konutu terk edip başka bir yerde sürekli ikamet etmeye başlamışsa,
- Aile konutunu kiraya vererek veya satarak başka bir mülkte yaşamaya başlamışsa,
- Eski yaşantısına devam etmek yerine farklı bir yaşam tarzı benimsediğini açıkça göstermişse,
Mahkeme, sağ kalan eşin eski yaşantısını devam ettirme amacı taşımadığı sonucuna varabilir.
Eski Yaşantıyı Devam Ettirme Amacının İspatı
Uygulamada, sağ kalan eşin aile konutunda yaşamaya devam etme ihtiyacı bir karine olarak kabul edilir. Bu nedenle, mahkemeler sağ kalan eşin gerçekten eski yaşantısını sürdürme niyetinde olup olmadığını değerlendirirken katı şekil şartları aramazlar. Bunun yerine, somut olayın koşullarını ve yaşam deneyimlerini dikkate alarak bir inceleme yaparlar.
3.4. Sağ Kalan Eşin Aile Konutuna İlişkin Ayni Hak Talebinde Bulunması
Türk Medeni Kanunu’nun 240. maddesi kapsamında, sağ kalan eşe aile konutu üzerinde doğrudan ayni hak tanınmamaktadır. Bu hakkın sağ kalan eş lehine tesis edilmesi için, sağ kalan eşin açıkça talepte bulunması gerekmektedir. Bu talep kişiye sıkı sıkıya bağlı bir haktır ve yalnızca sağ kalan eş tarafından ileri sürülebilir. Bu hak devredilemez ve sağ kalan eşin mirasçılarına geçmez.
Aile konutu, ölen eşin terekesi içinde yer aldığından, sağ kalan eş bu talebini doğrudan miras ortaklığına veya atanmış temsilciye yöneltmelidir. Eğer tereke borca batık ya da tüm mirasçılar tarafından reddedilmişse, sağ kalan eşin bu talebini Sulh Hukuk Mahkemesi’ne bildirmesi gerekmektedir.
3.5. Aile Konutunun Değerinin Katılma Alacağından Fazla Olması Halinde Farkın Ödenmesi
Edinilmiş mallara katılma rejiminin ölüm nedeniyle sona ermesi durumunda, sağ kalan eşin katılma alacağına mahsuben aile konutunun kendisine özgülenmesini talep etmesi mümkündür. Ancak, bu talebin karşılıksız olmadığı unutulmamalıdır. Katılma alacağı, sağ kalan eşin bu talebini destekleyen temel mali hak olup, konutun değerinin bu alacağı aşması halinde, farkın ödenmesi gerekmektedir.
Katılma Alacağı ve Bedel İlavesi
Katılma alacağı devredilebilir bir alacak hakkı olduğundan, sağ kalan eş bu hakkını devretmişse, TMK 240 kapsamında aile konutu üzerinde mülkiyet veya intifa hakkı talep etme hakkını kaybeder. Eğer katılma alacağı, aile konutunun değerini karşılamıyorsa, TMK 240. madde uyarınca sağ kalan eşin eksik kalan kısmı ödeyerek konutu edinme hakkı vardır. Özetle:
- Katılma alacağının tutarı belirlenmeli,
- Aile konutunun sürüm (piyasa) değeri esas alınarak hesaplama yapılmalı,
- Sağ kalan eşin katılma alacağı konutun değerini karşılamıyorsa, aradaki farkı ödeyerek konutu edinebilmesi sağlanmalıdır.
Mahkeme, bu süreçte konutun güncel piyasa değerini dikkate alarak denkleştirme bedelini belirler. Eğer sağ kalan eş mülkiyet hakkı talep ediyorsa, konutun tasfiye anındaki rayiç değeri dikkate alınır. Eğer intifa veya oturma hakkı talep ediliyorsa, bu hakların değeri de geleceğe yönelik hesaplanarak belirlenir.
4. Aile Konutunun Sağ Kalan Eşe Özgülenmesi Talebinde Süreler
Türk Medeni Kanunu’nda (TMK), sağ kalan eşin aile konutunun kendisine özgülenmesine ilişkin talepte bulunabileceği süreye dair açık bir sınırlama getirilmemiştir. Ancak, bu talebin belirli hukuki süreçler tamamlanmadan ve konut üzerinde herhangi bir tasarrufta bulunulmadan önce ileri sürülmesi gerekmektedir.
Talep ve Başvuru Süresi
- Talep, en erken eşin ölüm tarihinden itibaren yapılabilir.
- Mal rejiminin tasfiyesi tamamlanana kadar bu talep ileri sürülebilir.
- Ancak, aile konutu miras ortaklığının mülkiyetinden çıktıktan sonra talepte bulunulması mümkün değildir.
Zamanaşımı Süresi
Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 240. maddesi kapsamında sağ kalan eşe tanınan haklar için zamanaşımı süresi kanunda açıkça düzenlenmemiştir. Ancak, bu talep doğrudan katılma alacağı ile bağlantılı olduğu için, uygulamada katılma alacağına ilişkin genel zamanaşımı sürelerinin uygulanması gerektiği görüşü daha fazla kabul görmektedir. Bu çerçevede:
- Mal rejiminin sona erdiği ve katılma alacağının öğrenildiği tarihten itibaren bir yıl içinde talepte bulunulmalıdır.
- Her durumda, mal rejiminin sona erdiği tarihten itibaren on yıl geçmesiyle zamanaşımı süresi dolar.
5. Aile Konutunun Sağ Kalan Eşe Özgülenmesi Taleplerinde Yetkili ve Görevli Mahkeme
Görevli Mahkeme: Aile konutunun edinilmiş mallara katılma rejimi kapsamında sağ kalan eşe özgülenmesi davalarında görevli mahkeme, Aile Mahkemesidir.
Yetkili Mahkeme: Aile konutunun sağ kalan eşe özgülenmesine ilişkin davalarda yetkili mahkeme, Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 214. maddesi uyarınca ölen eşin son yerleşim yeri mahkemesidir.
- Ölen eşin son yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olduğu hükmü, kesin yetki kuralı niteliğindedir.
- Bu nedenle, mahkeme yetki konusunu re’sen (kendiliğinden) dikkate almak zorundadır.
6. Aile Konutunun Miras Payına Mahsuben Sağ Kalan Eşe Özgülenmesi (TMK m. 652)
Türk Medeni Kanunu’na göre, eşler başka bir mal rejimi belirlemedikleri takdirde, yasal mal rejimi “edinilmiş mallara katılma rejimi”dir. Bu nedenle, eşlerden birinin ölümü hâlinde, sağ kalan eşin genellikle katılma alacağı hakkı doğar.
Ancak bazı durumlarda, sağ kalan eşin katılma alacağı bulunmayabilir. Özellikle:
- Türk Medeni Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 1 Ocak 2002 tarihinden önce edinilmiş mallar, edinilmiş mallara katılma rejimine tabi değildir.
- Bu tarihten önce satın alınmış taşınmazlar, aile konutu niteliği taşısa bile katılma alacağı kapsamında değerlendirilmez.
Bu durum, sağ kalan eşin, eşinin vefatından sonra aile konutu üzerinde herhangi bir katılma alacağı olmadığı için Türk Medeni Kanunun 240. maddesi gereğince aile konutunun kendisine özgülenmesini talep edememesine yol açmaktadır.
Kanun koyucu, sağ kalan eşin mağdur olmaması ve yaşamını sürdürebileceği bir konuta sahip olması amacıyla, Türk Medeni Kanunu’nun 652. maddesi kapsamında miras payına mahsuben aile konutunun sağ kalan eşe özgülenmesini talep edebilmesine olanak tanımıştır.
TMK Madde 652 – Miras Payına Mahsuben Aile Konutunun Özgülenmesi
Sağ kalan eş, miras payına mahsuben mirasbırakan ile birlikte yaşadıkları aile konutunun ve ev eşyalarının kendisine özgülenmesini isteyebilir.
Mirasçılar bu talebe itiraz ederse, mahkeme tüm miras koşullarını değerlendirerek hakkaniyete uygun bir karar verecektir.
Sağ kalan eşin miras payı, konutun ve ev eşyalarının değerini karşılamıyorsa, eksik kalan miktarın diğer mirasçılara ödenmesi istenebilir.
Miras Payına Mahsuben Özgüleme Talebinde Bulunmak İçin Gerekli Şartlar
Sağ kalan eşin TMK 652 kapsamında aile konutunun kendisine özgülenmesini talep edebilmesi için aşağıdaki şartların sağlanması gerekir:
- Eşin Mirasçı Olması: Sağ kalan eşin mirasçılar arasında yer alması gerekmektedir.
- Aile Konutunun ve Ev Eşyasının Terekede Yer Alması: Özgüleme talep edilen konut ve eşyalar miras bırakanın mal varlığına dahil olmalıdır.
- Ölen Eşin Ölüme Bağlı Tasarrufta Bulunmamış Olması: Eğer ölen eş, vasiyetname veya miras sözleşmesiyle aile konutu üzerinde tasarrufta bulunmuşsa, sağ kalan eşin talebi sınırlanabilir.
- Sağ Kalan Eşin Talepte Bulunması: Özgüleme kendiliğinden gerçekleşmez, sağ kalan eşin açıkça talepte bulunması gerekir.
- Haklı Sebebin Varlığı: Mahkeme, sağ kalan eşin konutta kalmasını gerektiren haklı bir sebep olup olmadığını değerlendirir (örneğin, eski yaşam düzenini sürdürebilmesi).
- Özgüleme Talep Edilen Eşya ve Miras Payı Arasındaki Değer Farkının Ödenmesi: Eğer konutun değeri sağ kalan eşin miras payını aşıyorsa, eksik kalan miktarı ödemesi gerekebilir.
Bu Düzenlemenin Sağladığı Koruma
Eğer sağ kalan eşin miras payı, konutun veya ev eşyalarının değerini karşılamıyorsa, eksik miktarı ödeyerek taşınmazın mülkiyetini elde edebilir.
Sağ kalan eş, mirasçılarla evin paylaşımı veya satışı nedeniyle yaşayabileceği olası anlaşmazlıklardan korunur.
Miras paylaşımı sırasında, aile konutunun sağ kalan eşe verilmesi öncelikli olarak değerlendirilir.
Mirasçılar, özgüleme talebine itiraz ederse, mahkeme mirasın tüm koşullarını inceleyerek hakkaniyete uygun bir karar verir.
Avukatla Online Görüş
Aile konutunun eşe özgülenmesi konusunda online hukuki danışmanlık
Dedem iki yıl önce vefat etti ve mirasçı olarak biz kaldık. Üvey anneannem, dedemin evine aile konutu şerhi koydurdu. Ancak kendi üzerine kayıtlı başka taşınmazlar da bulunuyor. Bu nedenle biz mirasçılar olarak herhangi bir işlem yapamıyoruz. Bu durumda nasıl bir yol izleyebiliriz?
Merhabalar. Babam vefat etti. Annem sağ ve babamın üzerine olan evde yaşıyor. Eşyaları ile birlikte ona özgülenmesini istiyoruz ancak diğer kardeşim evin satılmasını istiyor. Bu durumda nasıl bir yol izlememiz gerekir. Teşekkürler.
Eşimle ortak %50-%50 hisseli olarak sahip olduğumuz tek bir konutumuz var. Çocuğumuz yok. Eşimin vefatı halinde, onun hissesinin tamamı sağ kalan eş olarak bana mı geçer?
Babam vefat etti ve çocukları olarak annemle birlikte mirasçı olduk.
Kentsel dönüşüm sürecinde tek tapu istendiği için evi annemin üzerine yaptık.
Annem vefat ederse biz dört kız kardeş olarak mirasçı olabilir miyiz?
Eşimle ev almak istiyoruz
Eşimin ilk evliliğinden 2 çocuğu var.
Eğer eşime bir şey olursa ortak aldığımız ev sağ kalan eşe mi kalır? Yoksa satılıp Paylaştırılır mı?
Merhaba,
Benim babam 1987 senesinde arsa aldı. O zamanlar tapu yoktu, daha yeni tapular çıkmaya başladı.
Benim sorum babam o arsaya 1989 ev yaptı mahallede su alt yapısı olmadığı için 1994 senesinde su aboneliği annesinin üstüne yapmış.
Babaannem de babam da vefat etiği için babaannemin çocukaları annemi evden çıkartıyorlar.
Su aboneliği babanemin üstüne ise ev babanemin mi oluyor? Ne yapmamız lazım?
Dava açsak kazanabilir miyiz?
İkinci evlilik sonrası edinilen taşınmaz kendi adına olan bayanın üvey çocuklarla pay oranı nedir? Başka oturacak evi yok.
Yasal olarak çocuğu olan kadın eşinin ölümü halinde her hakka sahip,çocuğu olmayan kadın yarım kadın sayılıyor.Sözun özü bu,eşiyle iyi günde kötü günde,hastalıkta her şeyi paylaşıp ölünce her şey değışiyor,erkek içinde aynı şey geçerli,senelerce tedavisi süren hastalık sürecinde birbirine kenetlenen,erkeğin ailesi tarafından aranıp sorulmayan,evlilikleri süresince üç defa ziyarete gelen,ölünce defin yapılmadan mal ve para peşine düşen insanlar bu malı hak atmıştı oluyor.Hastaĺik sürecinde mal benim olsun demeyen bir kadın,ancak eşi kendisine biraz toparlanıp onlara mal bırakmayacağını,biraz toparlayınca kendimi halledelim diyen bir eş,bir anda her şey tersine dönünce yoğun bakımda öldükten sonra yaşananlar,yasal olarak doğrumu,kanunda değişiklik yapılamazmı medya kullanılarak,evlilikleri örnek gösterilen bir çift ,hastaĺıgı sırasında büyük fedakarlıklar yapmış bir kişi diğer kadınlar ve erkekler için böyle davalar gündeme getirilip emsal gösterilmeli teşekkürler.
Merhabalar
Babamin evli iken vefat eden ilk hanimindan intikal eden taşınmaza babamin 2. Yani suanki esinden olan 3 cocuguna pay nasil düşüyor? Annelerinden haklarini alan ilk esinden olan tek kardesim babama intikal eden bu haktan tekrar pay sahibi olabiliyor mu yoksa hakkini aldigi icin babamin hissesinden sadece ikinci esinden cocuklari mi hak sahibi oluyor? Şimdiden Tesekkurler
cocukları olmayan cıftlerden bırısının olumu halınde,sag kalan esın uzerınde bulunan tasınmazda vefat edenın mırascıları hak ıddıa edeblılermı,(2006 tarıhınde tapuda vefat eden es tarafından esıne satısı yapılan daıre ıle ılglı sorum)