Türk Ticaret Kanunu’nun 1131. maddesine göre zaman çarteri sözleşmesi, tahsis edenin (donatan), donatılmış bir geminin ticari yönetimini belli bir süre için ve bir ücret karşılığında tahsis olunana (çarterer) bırakmayı üstlendiği sözleşmedir. Zaman çarteri sözleşmesinde gemi, kaptan ve gemi adamları ile birlikte çartererin ticari yönetimine bırakılır. Sözleşmede kararlaştırılan ticari yönetim hakkı kapsamında kaptan, çartererin kendisine verdiği talimatlara uymak zorundadır. Zaman çarteri sözleşmesi her ne kadar geminin ticari yönetimini çarterere bırakılıyorsa da, teknik yönetimi donatanda kalmaya devam etmektedir. Geminin teknik yönetimini üstlenen donatan öncelikle gemiyi kararlaştırılan tarihte ve yerde hazır bulundurmakla yükümlüdür. Aynı zamanda sözleşme süresince gemiyi denize, yola ve sözleşmede belirtilen amaca uygun hâlde bulundurmak da donatanın yükümlülükleri arasındadır. Bununla birlikte çartererin temel yükümlülüğü ise tahsis ücretini ve geminin ticari yönetiminden kaynaklanan masrafları ödemektir. Bunun dışında çarterer, sözleşme bitiminde gemiyi sözleşmede belirlenen yerde ve hâlde iade etmekle de yükümlüdür.
Yazı İçeriği
1. Zaman Çarteri Sözleşmesinin Tarafları
2. Donatanın Hakları ve Borçları
2.1. Geminin Kararlaştırılan Tarihte ve Yerde Hazır Bulundurulması
2.2. Geminin Denize Elverişli Halde Bulundurulması
2.3. Geminin Yola Elverişli Halde Bulundurulması
2.4. Geminin Sözleşmedeki Amaca Uygun Hâlde Bulundurulması
2.5. Donatanın Alacaklarını Teminat Altına Alma Hakkı
3. Çartererin Hakları ve Borçları
3.1. Tahsis Ücretinin Ödenmesi
3.2. Geminin Ticari Yönetiminden Kaynaklanan Masrafların Karşılanması
3.3. Geminin Sözleşme Süresinin Bitiminde İadesi
3.4. Çartererin Geminin Ticari Yönetiminden Kaynaklı Zararlardan Sorumluluğu
4. Zamanaşımı
Zaman çarteri sözleşmesinin kurulması bir şekle tabi değildir. Dolayısıyla tarafların isteğine bağlı olarak yazılı veya sözlü şekilde akdedilmesi mümkündür. Bununla birlikte Türk Ticaret Kanunu’nun 1132. maddesine göre taraflardan her biri, giderini karşılamak şartıyla sözleşme şartlarını içeren bir zaman çarter partisinin düzenlenerek kendisine verilmesini isteyebilir. Zaman çarter partisi, sözleşmenin varlığını ve şartlarını ispatlayan bir belgedir. Uygulamada genellikle şartları önceden belirlenmiş sözleşme hükümlerini içeren standart çarter parti formlarının kullanıldığı görülmektedir.
1. Zaman Çarteri Sözleşmesinin Tarafları
Türk Ticaret Kanunu’nun 1131. maddesine göre zaman çarteri sözleşmesi, tahsis edenin, donatılmış bir geminin ticari yönetimini belli bir süre için ve bir ücret karşılığında tahsis olunana bırakmayı üstlendiği sözleşmedir. Bu tanıma göre zaman çarteri sözleşmesinin tarafları tahsis eden ve tahsis olunandır. Ancak tahsis eden ve tahsis olunan kavramlarının gerek doktrinde gerekse uygulamada kabul görmediği ve kullanılmadığı söylenebilir. Bu sebeple biz de yazımızda kanundaki ifade yerine uygulamada bilinen şekliyle donatan ve çarterer kavramlarını kullanmayı uygun gördük. Buna göre zaman çarteri sözleşmesinde donatılmış bir geminin ticari yönetimini belli bir süre için karşı tarafa bırakmayı üstlenen taraf donatan, bunun karşılığında ücret ödemeyi üstlenen taraf ise çartererdir.
2. Donatanın Hakları ve Borçları
Zaman çarteri sözleşmesinde donatan, donatılmış bir geminin ticari yönetimini kaptan ve gemi adamları ile birlikte çarterere bırakmayı üstlenmektedir. Bu yükümlülüğün gereği olarak donatan, gemiyi sözleşmede kararlaştırılan tarihte ve yerde hazır etmelidir. Ancak ticari yönetiminin çarterere verilebilmesi için geminin hazır edilmesi yeterli değildir. Aynı zamanda kaptan ve gemi adamlarının çartererin talimatlarına uyması da sağlanmalıdır. Son olarak zaman çarteri sözleşmesinde her ne kadar geminin ticari yönetimi çarterere bırakılıyorsa da, teknik yönetimi donatanda kalmaya devam etmektedir. Geminin teknik yönetimini üstlenen donatan sözleşme süresince gemiyi denize, yola ve sözleşmede belirtilen amaca uygun hâlde bulundurmakla yükümlüdür. Donatanın hakları ve borçları aşağıda daha detaylı olarak ele alınmıştır.
2.1. Geminin Kararlaştırılan Tarihte ve Yerde Hazır Bulundurulması
Çartererin ticari yönetimine bırakılacak olan gemi, çoğu zaman ismen ve nitelikleriyle birlikte sözleşmede belirlenmektedir. Donatanın asli borcu ismen belirlenmiş olan bu gemiyi kararlaştırılan tarihte ve yerde hazır bulundurmaktır. Çarterer, sözleşmede belirlenen gemi dışında başka bir gemiyi kabul etmek zorunda değildir. Bununla birlikte sözleşmeye ikame klozu (substitution clause) eklenerek aynı niteliklerde başka bir geminin de tahsis edilebileceği kararlaştırılabilir. Bu durumda aynı niteliklerde olmak şartıyla başka bir geminin de belirlenen tarihte ve yerde hazır edilmesi mümkündür. Çarterer ikame klozuna uygun olarak hazır edilen gemiyi kabul etmek zorundadır.
Kural olarak kararlaştırılan tarihte geminin hazır bulundurulması gerekiyorsa da uygulamada tarafların kesin bir tarih belirlemekten kaçındıkları görülmektedir. Bunun yerine sözleşmede, taraflara fesih hakkı tanıyan bir kançelo klozuna (cancelling clause) yer verilmekte ve geminin en geç kançelo tarihinde çarterere teslim edilmesi gerektiği kararlaştırılmaktadır. Buna göre şayet donatan geminin ticari yönetimini kançelo tarihine kadar çarterere devretmezse, çarterer sözleşmeyi feshedebilecektir.
TTK m. 1134/2 uyarınca “Kaptan, tahsis olunanın geminin ticari yönetimine ilişkin olarak zaman çarteri sözleşmesi hükümleri çerçevesinde kendisine verdiği bütün talimatlara uymak zorundadır.” Bu noktada donatana düşen sorumluluk, kaptan ve gemi adamlarının çartererin emir ve talimatlarına uymasını sağlamaktır.
2.2. Geminin Denize Elverişli Halde Bulundurulması
TTK m. 1133/1-b uyarınca donatan sözleşme süresince gemiyi denize elverişli hâlde bulundurmakla yükümlüdür. Denize elverişlilikten ne anlaşılması gerektiği TTK m. 932/1’de açıklanmıştır. Buna göre; “Gövde, genel donatım, makine, kazan gibi esas kısımları bakımından, yolculuğun yapılacağı sudan ileri gelen (tamamıyla anormal tehlikeler hariç) tehlikelere karşı koyabilecek bir gemi ‘denize elverişli’ sayılır.” Bu tanımda yer alan “yolculuğun yapılacağı sudan ileri gelen” ifadesinden anlaşıldığı üzere, bir geminin denize elverişli olup olmadığına herhangi bir denize veya sefere göre değil, sözleşmede kararlaştırılmış olan belirli bir sefere göre karar verilir. Örneğin Marmara Denizi’nde yaz aylarında yapılacak bir sefer ile Atlantik Okyanusu’nda kış aylarında yapılacak bir sefer aynı denize elverişlilik şartlarına tabi olarak değerlendirilemez. Sonuç olarak zaman çarteri sözleşmesinde donatan, sözleşmede belirlenen sefere uygun şartları sağlamalı ve gemiyi denize elverişli hale getirmelidir. Ayrıca denize elverişliliğin yalnızca başlangıçta sağlanmış olması yeterli olmayıp tüm sözleşme süresi boyunca geminin denize elverişli halde bulundurulması donatanın sorumluluğundadır.
2.3. Geminin Yola Elverişli Halde Bulundurulması
TTK m. 1133/1-b uyarınca donatan, sözleşme süresince gemiyi yola elverişli hâlde bulundurmakla yükümlüdür. Yola elverişlilikten ne anlaşılması gerektiği TTK m. 932/2’de açıklanmıştır. Buna göre; “Denize elverişli olan gemi, teşkilatı, yükleme durumu, yakıtı, kumanyası, gemi adamlarının yeterliği ve sayısı bakımından, (tamamıyla anormal tehlikeler hariç) yapacağı yolculuğun tehlikelerine karşı koyabilmek için gerekli niteliklere sahip bulunduğu takdirde ‘yola elverişli’ sayılır.” Bu hükme göre bir geminin yola elverişli kabul edilebilmesi için; yeterli miktarda yakıt ve kumanyanın alınması, yüklemenin uygun şekilde gerçekleştirilmesi, gemi adamlarının nitelik ve nicelik olarak yeterli olması gerekmektedir. Bu şartların sağlanması kural olarak donatanın yükümlülükleri arasındadır. Ancak TTK m. 1135’te yer alan “Geminin ticari işletilmesinden doğan, özellikle makinelerinin düzenli bir şekilde işlemesini sağlayacak nitelik ve miktarda yakıtın sağlanması için gerekli giderlere olduğu gibi, tüm giderlere tahsis olunan katlanır.” hükmü gereğince geminin ticari işletmesinden doğan masraflara çarterer katlanmalıdır. Bu noktada söz konusu hükümlerin birlikte değerlendirilmesi gerektiği kanaatindeyiz. Öyle ki her ne kadar çarterer masraflara katlanmak durumundaysa da geminin teknik yönetimi için gerekli olan yakıtın türüne ve miktarına donatan karar vermelidir. Çarterer yalnızca donatanın belirlediği yakıtın alınması için masraflara katlanmakla yükümlüdür. Bunun dışında geminin yola elverişli halde tutulması, dolayısıyla gerekli yakıtın belirlenmesi donatanın sorumluluğundadır.
2.4. Geminin Sözleşmedeki Amaca Uygun Halde Bulundurulması
TTK m. 1133/1-b uyarınca donatan sözleşme süresince gemiyi sözleşmedeki amaca uygun hâlde bulundurmakla yükümlüdür. Sözleşmedeki amaca uygun halde bulundurmaktan ne anlaşılması gerektiği kanunda doğrudan düzenlenmemiştir. Ancak uygulamada zaman çarteri sözleşmelerinin çoğunlukla yük taşımak amacıyla akdedildikleri görülmektedir. Şayet sözleşmenin konusu yük taşımak ise geminin yüke elverişli halde bulundurulması gerektiği söylenebilir. TTK m. 932/3’e göre; “Soğutma tesisatı da dâhil olmak üzere, eşya taşımada kullanılan kısımları eşyanın kabulüne, taşınmasına ve muhafazasına elverişli olan bir gemi ‘yüke elverişli’ sayılır.” Geminin yüke elverişli olup olmadığına taşınması taahhüt edilen yükün türüne göre karar verilmelidir. Örneğin taşınması taahhüt edilen yük soğutucu tesisat gerektiren taze et ise geminin yüke elverişli kabul edilebilmesi için soğutucu tesisatın bulunması şarttır. Bazı durumlarda geminin yüke elverişli kabul edilebilmesi için önceki yükten kalan kalıntıların temizlenmesi icap eder. Öyle ki önceden kömür taşınmış olan ambarda tahıl taşınabilmesi için ambarın temizlenerek kömür kalıntılarından arındırılması gerekir. Aksi takdirde geminin yüke elverişli olmadığının kabulü gerekmektedir.
2.5. Donatanın Alacaklarını Teminat Altına Alma Hakkı
Gemiyi sözleşmeye uygun olarak çartererin ticari yönetimine bırakan donatan tahsis ücretine hak kazanacaktır. Aynı zamanda çarterer geminin ticari yönetiminden kaynaklanan masraflara da katlanmakla yükümlüdür. Bu masrafların donatan tarafından yapılması durumunda donatan bu alacağı da talep edebilecektir. Bununla birlikte çartererin söz konusu alacakları ödememesi riskiyle karşı karşıya kalınması mümkündür. Bu durumu öngören kanun koyucu, donatana alacaklarını teminat altına alma hakkı tanımıştır. TTK m. 1136/3 uyarınca donatan sözleşmeden doğan bütün alacakları için çarterere ait taşınır ve kıymetli evraklar üzerinde hapis hakkına, çarterere ödenecek navlun üzerinde alacak rehinine ve bu navlun üzerinde TTK m. 1201’e göre hapis hakkına sahiptir. Ancak navlun borçlusu alacak rehini kendisine bildirilmediği takdirde çarterere yapacağı ödemeyle borcundan kurtulur. Navlun hakkında detaylı bilgi almak için Navlun Sözleşmesi başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
3. Çartererin Hakları ve Borçları
Zaman çarteri sözleşmesinde geminin ticari yönetimi çarterere aittir. Geminin ticari yönetimi kısaca geminin kar elde etmek amacıyla kullanılmasını ifade etmektedir. Bu doğrultuda çarterer, akdettiği ticari sözleşmelerin ifasında gemiyi kullanabilmekte ve bunun karşılığı olarak da tahsis ücretini ve geminin ticari yönetiminden kaynaklanan masrafları ödemeyi üstlenmektedir. Çarterer ödemeye ilişkin borçları dışında ayrıca sözleşme bitiminde gemiyi sözleşmede belirlenen yerde ve hâlde iade etmeyi de borçlanmaktadır. Çartererin hakları ve borçları aşağıda daha detaylı olarak ele alınmıştır.
3.1. Tahsis Ücretinin Ödenmesi
Çartererin asli borcu tahsis ücretini ödemektir. Uygulamada tahsis ücretinin günlük veya geminin yük taşıma kapasitesine (dead weight) göre belirlendiği görülmektedir. Taraflar sözleşmede tahsis ücretinin ne şekilde ödeneceğini kararlaştırabilirler. Ancak kararlaştırılmadığı takdirde TTK m. 1136 uyarınca tahsis ücreti, geminin ticari yönetiminin fiilen çarterere bırakıldığı günden başlamak üzere aylık olarak peşinen ödenir. Çarterer kararlaştırılan tahsis ücretini kural olarak tam ve eksiksiz bir şekilde ödemelidir. Ancak bazı hallerde ücrette kesintilerin yapılabilmesi de mümkündür. Öyle ki gemi en az yirmi dört saat hareketsiz kalmışsa ticari bakımdan yararlanılabilir olmadığı süre için ücret ödenmez. Sözleşmeye Türk Hukuku’nun uygulanmadığı durumlarda ise zaman çarter partisine eklenecek “off-hire” klozu veya diğer adıyla “suspension of hire” ile benzer bir sonucun elde edilmesi mümkündür. Buna göre çarter partiye eklenen “off-hire” klozunda gemiden yararlanılmamış sayılan haller düzenlenmekte ve bu hallerden biri gerçekleştiğinde tahsis ücretinden kesinti yapılabilmektedir.
3.2. Geminin Ticari Yönetiminden Kaynaklanan Masrafların Karşılanması
TTK m. 1135 uyarınca geminin ticari işletilmesinden doğan tüm giderlere çarterer katlanır. Söz konusu hükümde “makinelerinin düzenli bir şekilde işlemesini sağlayacak nitelik ve miktarda yakıtın sağlanması” çartererin sorumlu olduğu giderlere örnek olarak gösterilmiştir. Bu örnekten yola çıkarak çartererin sorumluluğunun kapsamı belirlenebilir. Buna göre yakıt, makine yağı, liman ve geçiş ücretleri, temizlik giderleri, yükleme, istifleme, sabitleme ve boşaltma ücretleri çartererin sorumlu olduğu giderler arasında gösterilebilir. Buna karşılık gemi adamlarının ücretleri ve kumanya bedeli gibi çartererin bir talimatının yerine getirilmesi söz konusu olmasaydı bile yapılacak olan giderler çartererin sorumluluğunda değildir. Gemi adamlarının ücret ve kumanya bedellerinden donatan sorumlu olmaya devam etmektedir.
3.3. Geminin Sözleşme Süresinin Bitiminde İadesi
Zaman çarteri sözleşmesi ile geminin yalnızca ticari yönetimi çarterere devredilmektedir. Öyle ki geminin teknik yönetimi kapsamında gemi fiilen donatanın çalışanları olan kaptan ve gemi adamlarının idaresinde kalmaya devam etmektedir. Bu nedenle sözleşme sona erdiğinde geminin fiilen iade edilmesi mümkün değildir. Zira sözleşme süresi sona erdiğinde çartererin ticari yönetim hakkı ve dolayısıyla kaptana talimat verme yetkisi kendiliğinden sona erecektir. Ancak TTK m. 1137/2’de çarterere sözleşme bitiminde gemiyi belirlenen yerde ve halde iade etme borcu yüklenmiştir. Bu hüküm çartererin verdiği talimatın geminin iade edileceği limana varmasını geciktirmeyecek nitelikte olması gerektiği şeklinde anlaşılmalıdır. Buna göre gemi belirlenen tarihte ve yerde donatana bırakılmalıdır. Şayet gemi belirlenen zamanda veya belirlenen limanda donatana teslim edilmezse çarterer, gecikilen zaman için tahsis ücretinin iki katını ödemekle yükümlü olur. Ancak donatan zararını ispatladığı ölçüde daha yüksek bir talepte de bulunabilir.
3.4. Çartererin Geminin Ticari Yönetiminden Kaynaklı Zararlardan Sorumluluğu
TTK m. 1137/1’e göre çarterer, geminin ticari yönetimi dolayısıyla donatanın uğradığı zararlardan sorumludur. Çarterer, ticari yönetim hakkını sözleşmeye uygun şekilde kullanmalıdır. Bu kapsamda çarterer, gemiyi sefere elverişsiz duruma getirecek talimatlar vermekten kaçınmalıdır. Zira sözleşmeye aykırı talimatlarda bulunması durumunda donatanın uğradığı zararlardan sorumlu olacaktır.
4. Zamanaşımı
TTK m. 1246 uyarınca zaman çarteri sözleşmesinden doğan bütün alacaklar için zamanaşımı bir yıldır. Bu süre alacağın muaccel olması ile işlemeye başlar.