İstihkak davası, bir malikin mülkiyet hakkına dayanarak kendisine ait bir eşyayı haksız şekilde elinde bulunduran üçüncü kişiden geri isteme hakkını ifade eder. Türk Medeni Kanunu’nun 683. maddesi, maliklerin bu tür davaları açma yetkisini düzenler ve mülkiyetin koruyucu yetkisi olarak adlandırılır. Bu yetki, doğrudan doğruya mülkiyet hakkından kaynaklanır ve mülkiyet hakkının ayrılmaz bir parçasıdır. Malik, bu dava ile eşyayı kendi fiili hâkimiyetine geri almayı amaçlar.
İstihkak davası, malikin mülkiyet hakkını koruma amacıyla kullanabileceği en güçlü hukuki araçlardan biridir. Bu dava, mülkiyet hakkının doğrudan korunmasını sağlar ve malikin mülkiyet hakkını fiilen kullanma yetkisini içerir. İstihkak davası, malikin haksız olarak elinde bulundurulan malını geri alabilmesi için önemli bir hukuki araçtır.
Bu dava hakkı, doğrudan mülkiyet hakkına bağlıdır. Bu nedenle, istihkak davasını açan kişi, malı elinde bulundurmayan, yani dolaysız zilyet olmayan maliktir. Davalı ise, malı haksız olarak elinde bulunduran kişidir. İstihkak davası ile malikin mülkiyet hakkına dayanarak malın dolaysız zilyetliğine kavuşması ve mülkiyet hakkının korunması amaçlanır. Bu dava, mülkiyet hakkının korunması ve mülkiyetin fiilen kullanılması konusunda hak sahiplerine destek olur.
Yazı İçeriği
- 1. İstihkak Davası Nedir?
- 2. İstihkak Davası Türleri
- 3. Haciz Nedeniyle İstihkak Davasının Şartları
- 4. Taşınmazlar İçin İstihkak Davası
- 5. Taşınırlar İçin İstihkak Davası
- 6. İstihkak Davasının Tarafları
- 7. İstihkak Davasında Süreler ve Zamanaşımı
- 8. İstihkak Davasında İspat Yükü
- 9. Görevli ve Yetkili Mahkeme
- 10. İstihkak Davasının Hukuki Sonuçları
Haksız olarak elde bulundurulan mal bir taşınır ise istihkak davası sonucu alınarak ilamın icra edilmesi istihkak davasının amacını sağlar. Ancak tapuya kayıtlı taşınmazlarda esasen zilyetlik tapu sicili ile sağlandığı için tapu sicilinde asıl malik kayıtlı değilse tapu sicilinin düzeltilmesi davası istihkak davasının fonksiyonunu yerine getirir. Tapu sicilinde görünen malik gerçek malik ise esasen malik dolaysız zilyetliğini kaybetmiş olmaz ve bu durumda istihkak davası değil “haksız el atmanın önlenmesi” davası açılabilir. Dolayısıyla istihkak davasının esas fonksiyonunu taşınır mallarda gösterdiği söylenebilir.
1. İstihkak Davası Nedir?
İstihkak davası, malikin mülkiyet hakkına dayanarak, malını haksız olarak elinde bulunduran kişiye karşı açtığı bir davadır. Bu dava, malın geri verilmesini amaçladığı için ayni bir dava olup, karar sonucu geri verme istendiğinden bir eda davası olarak da nitelendirilir. Ayrıca, istihkak davasının sınırlı bir ayni hakka dayanılarak da açılabileceği kabul edilmektedir.
İstihkak talebi, ayni bir talep olduğundan zamanaşımına tabi değildir. Bu nedenle, şartlar oluştuğu sürece istihkak davası her zaman açılabilir. Ancak, miras sebebiyle istihkak davasında özel bir zamanaşımı süresi öngörülmüştür. Aynı şekilde, haciz sebebiyle açılan istihkak davalarında da belirli süreler vardır. Mülkiyete dayalı istihkak davası, “adi istihkak davası” olarak da adlandırılır.
Başlıca Özellikler
- Ayni Dava: İstihkak davası, malikin mülkiyet hakkına dayanır ve ayni hakka ilişkin bir dava olarak kabul edilir.
- Eda Davası: Malın geri verilmesini talep ettiğinden, bir eda davası niteliğindedir.
- Zamanaşımı: Ayni hak talebi olduğundan, genel olarak zamanaşımına tabi değildir. Ancak, miras ve haciz sebebiyle açılan istihkak davalarında özel süreler bulunmaktadır.
2. İstihkak Davası Türleri
İstihkak davasının farklı türleri vardır. Bu türler, amaç ve konu bakımından farklılıklar gösterir. Başlıca istihkak davaları, haciz sebebiyle istihkak davası, miras sebebiyle istihkak davası ve malın rıza dışı elden çıkması sebebiyle istihkak davasıdır.
- Haciz Sebebiyle İstihkak Davası
İcra hukukunda, borcunu ödemeyen borçlunun cebri icra yoluyla borcunun tahsil edilmesi ve alacaklının alacağına kavuşması amaçlanır. Borçlunun mallarının haczi sırasında, borçlu veya üçüncü bir kişi tarafından bu mallar üzerinde alacak hakkından üstün bir hak iddia edilirse, istihkak davası gündeme gelir. Bu hak, rehin hakkı gibi sınırlı bir ayni hak veya mülkiyet hakkı olabilir. Bu nedenle, haciz sebebiyle istihkak davası, klasik istihkak davasından farklı olup icra hukukundan kaynaklanır.
- Miras Sebebiyle İstihkak Davası
Mirasbırakanın ölümüyle birlikte, terekesinde yer alan malların bir kısmının veya tamamının mirasçı olmayan üçüncü kişiler tarafından haksız olarak elde bulundurulması durumu sıkça görülmektedir. Bu durumda, mirasçıların haklarını korumak amacıyla başvurabilecekleri yollardan biri de miras sebebiyle istihkak davasıdır. Miras sebebiyle istihkak davası, mirasçıların, terekedeki malların haksız zilyetliğini elinde bulunduran üçüncü kişilere karşı açtıkları bir davadır. Bu dava ile mirasçılar, terekedeki malların kendilerine geri verilmesini talep ederler. Ayrıca, davalı olan haksız zilyet, kazandırıcı zamanaşımı savunmasında bulunamaz.
- Malın Rıza Dışı Elden Çıkması Sebebiyle İstihkak Davası
Malın rıza dışı elden çıkması sebebiyle istihkak davası, mülkiyet hakkının koruyucu yetkisi kapsamında Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen adi istihkak davasıdır. Bu dava, malın zilyetliğini haksız olarak elinde bulunduran kişiye karşı açılır.
Malın rıza dışı elden çıkmasından kasıt, mal sahibinin rızası dışında malının zilyetliğini kaybetmesidir. Örneğin, bir malı kira ilişkisi gibi haklı bir sebebe dayanarak elinde bulunduran kişiye karşı istihkak davası açılamaz. İstihkak davası, yalnızca malın zilyetliğini haksız olarak elinde bulunduran kişilere karşı açılabilir.
3. Haciz Nedeniyle İstihkak Davasının Şartları
Haciz nedeniyle istihkak davası, icra hukukunda düzenlenmiş bir dava türüdür ve borçlunun mallarının haczedilmesi sırasında borçlu veya üçüncü bir kişi tarafından bir mal üzerinde üstün bir hak iddia edilmesi durumunda açılır. Bu dava ile mülkiyeti borçluya ait olmayan bir eşyanın haczedilerek satılmasının ve üçüncü bir kişinin hak kaybına uğramasının önlenmesi amaçlanmıştır. Adi istihkak davasından farklı olarak, haciz nedeniyle istihkak davasında üstün bir hakka dayanılması yeterlidir. İstihkak iddiasında bulunulan malın kimin elinde olduğuna göre farklı durumlar söz konusu olabilir:
Haciz esnasında istihkak iddiasında bulunulursa, icra dairesi istihkak iddiasını alacaklıya bildirir ve alacaklı, bunu öğrenmesinden itibaren üç gün içinde istihkak iddiasına itiraz edebilir. Bu süre içinde alacaklı tarafından itiraz edilmezse, mal üzerindeki haciz kalkar. Alacaklı, istihkak iddiasına itiraz ederse, icra dairesi dosyayı kendiliğinden icra mahkemesine gönderir. İcra mahkemesi, icranın devamına veya durdurulmasına karar verir, ancak istihkak iddiasına ilişkin herhangi bir inceleme yapmaz. İcra mahkemesinin verdiği karardan sonra, karar taraflara tebliğ edilir ve üçüncü kişi 7 gün içinde icra mahkemesinde istihkak davası açabilir. Üçüncü kişi bu süre içinde dava açmazsa, istihkak iddiasından vazgeçmiş sayılır ve hacze devam edilir. Dava açılırsa, karar verilene kadar malın satışı yapılamaz ve dava sonucuna göre hareket edilir. İstihkak iddiası dava aşamasında kanıtlanamazsa, malın satışına devam edilir.
- Malın Borçlunun veya Borçlu İle Birlikte Üçüncü Bir Kişinin Elinde Bulunması Halinde
İcra İflas Kanunu’nun 97/a maddesine göre; “Bir taşınır malı elinde bulunduran kimse onun maliki sayılır. Borçlu ile üçüncü şahısların taşınır malı birlikte ellerinde bulundurmaları halinde dahi mal borçlu elinde addolunur.” Dolayısıyla malın borçlunun elinde olması ve malın borçlu ile birlikte üçüncü bir kişinin elinde bulunması halinde aynı hükümler uygulama alanı bulacaktır. Zira her iki durumda da mal borçlunun elinde addolunur ve borçlu malın maliki sayılır. Bu bir karinedir ve aksi ispatlanabilir.
Haciz esnasında istihkak iddiasında bulunulursa, icra dairesi istihkak iddiasını alacaklıya bildirir ve alacaklı, bunu öğrenmesinden itibaren üç gün içinde istihkak iddiasına itiraz edebilir. Bu süre içinde alacaklı tarafından itiraz edilmezse, mal üzerindeki haciz kalkar. Alacaklı, istihkak iddiasına itiraz ederse, icra dairesi dosyayı kendiliğinden icra mahkemesine gönderir. İcra mahkemesi, icranın devamına veya durdurulmasına karar verir, ancak istihkak iddiasına ilişkin herhangi bir inceleme yapmaz. İcra mahkemesinin verdiği karardan sonra, karar taraflara tebliğ edilir ve üçüncü kişi 7 gün içinde icra mahkemesinde istihkak davası açabilir. Üçüncü kişi bu süre içinde dava açmazsa, istihkak iddiasından vazgeçmiş sayılır ve hacze devam edilir. Dava açılırsa, karar verilene kadar malın satışı yapılamaz ve dava sonucuna göre hareket edilir. İstihkak iddiası dava aşamasında kanıtlanamazsa, malın satışına devam edilir.
- Malın Üçüncü Kişinin Elinde Bulunması Halinde
Malın üçüncü kişinin elinde bulunması halinde, haciz üçüncü kişinin huzurunda yapılmışsa hacizden itibaren 7 gün içinde, haciz üçüncü kişinin yokluğunda yapılmışsa haczin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içinde istihkak iddiasında bulunulmalıdır. İstihkak iddiasında bulunulduğunda, icra müdürlüğü tarafından alacaklıya doğrudan yedi günlük bir süre verilir ve bu süre içinde alacaklının icra mahkemesinde istihkak davası açması gerekir. Bu durumda, mal borçluya ait addedilmediği için alacaklıya üç günlük itiraz süresi verilmez ve dosya karar vermesi için icra mahkemesine gönderilmez. Eşya üçüncü kişinin elinde bulunduğundan, istihkak iddiası ile takip kendiliğinden durur. Bu durumda, istihkak davasını üçüncü kişi değil, alacaklı açar. Davanın sonucuna göre takip işlemlerine devam edilir.
4. Taşınmazlar İçin İstihkak Davası
İstihkak davası hem taşınırlarda hem taşınmazlarda söz konusu olabilmektedir.
- Tapuya Kayıtlı Taşınmazlar
Tapuya kayıtlı taşınmazlarda istihkak davasının işlevini tapu sicilinin düzeltilmesi davası yerine getirir. Zira Türk Medeni Kanunu’nun 992. maddesi tapu sicilinde gözüken malikin dolaysız zilyet konumunda olduğunu düzenlemiştir. Bu nedenle malik tapuda hak sahibi olarak gözüktüğü sürece dolaysız zilyetliği kaybetmiş olmaz. Taşınmaz tamamen işgal edilmiş olsa dahi malik zilyetliği kaybetmiş olmaz ancak zilyetliği saldırıya uğrayabilir. İstihkak davası ise zilyetliği haksız olarak elinde bulunduran dolaysız haksız zilyede karşı açıldığından uygulamada genellikle taşınmaz işgalleri için el atmanın önlenmesi davası açılmaktadır. Daha detaylı bilgi için “El Atmanın Önlenmesi Davası – Müdahalenin Men’i” adlı yazımızı inceleyebilirsiniz.
Eğer malik tapuda hak sahibi olarak gözükmüyorsa yani taşınmazın zilyedi olarak gözükmüyorsa da tapu kaydının düzeltilmesi davası açılır ve bu dava istihkak davasının işlevini yerine getirir. Detayı bilgi için “Tapu Kaydının Düzeltilmesi Davası” adlı yazımızı inceleyebilirsiniz.
- Tapuya Kayıtlı Olmayan Taşınmazlar
Tapuya kayıtlı taşınmazlarda tapu sicilinde hak sahibi görünen kişi taşınmazın maliki sayılır diğer bir deyişle hak karinesi söz konusudur. Tapuda kayıtlı olmayan taşınmazlarda ise hak karinesi olmamakla birlikte, mülkiyet hakkının varlığını kanıtlayan kimsenin bu hakkı korunur ve mülkiyet hakkını ispat ettiği ölçüde istihkak davası açabilir. Örneğin zamanaşımı yoluyla bir taşınmazın mülkiyeti kazanılmış olabilir ve malik yine istihkak davası açabilir.
5. Taşınırlar İçin İstihkak Davası
İstihkak davası, özellikle taşınır mallarda önemli bir işlev görür. Taşınırın zilyetliğini haksız olarak elinde bulunduran kişiye karşı istihkak davası açılabilir. Eğer taşınırın devri hukuka aykırı bir şekilde yapılmışsa, bu durumda taşınır üzerindeki zilyetlik de hukuka aykırı hale gelir.
Taşınır mallar için ayrıca Türk Medeni Kanununun 991. maddesi çerçevesinde taşınır davası da açılabilmekte olup bu nedenle uygulamada istihkak davasının işlevi azalabilir. İstihkak davasının taşınır davasından en önemli farkı, istihkak davasında ayni hakka, yani mülkiyet hakkına dayanılması gerektiğidir. Taşınır davasında ise malik olmayan zilyetler de dava açabilir. Ayrıca, taşınır davasında zamanaşımı süresi söz konusu olurken, istihkak davasında herhangi bir zamanaşımı süresi bulunmamaktadır.
6. İstihkak Davasının Tarafları
İstihkak davasında, davacı ve davalı olarak iki ana taraf bulunur. Davacı, mülkiyet hakkına sahip olan kişi, davalı ise malı haksız olarak elinde bulunduran kişidir.
Davacı Taraf: Malik ve/veya Sınırlı Ayni Hak Sahipleri
İstihkak davasında davacı, malın gerçek malikidir. Malik, mülkiyet hakkını bağımsız bir şekilde, elbirliği halinde veya paylı mülkiyet şeklinde elde etmiş olabilir:
- Paylı Mülkiyet: Paylı mülkiyete sahip bir paydaş, kendi payı için bağımsız olarak dava açabileceği gibi, malın tamamı için bölünemeyen menfaatlerde diğer paydaşları temsilen de tek başına dava açabilir.
- Elbirliği Mülkiyeti: Elbirliği mülkiyetinde (örneğin, mirasçılar arasında) tüm ortaklara davayı açma hakkı verilmiştir. Bu şekilde, tüm ortakların sağlanan korumadan yararlanması sağlanır.
- Sınırlı Ayni Hak Sahipleri: İntifa hakkı sahibi veya rehinli alacaklı gibi sınırlı ayni hak sahipleri de istihkak davası açabilirler.
Davalı Taraf: Zilyet
İstihkak davasının davalısı, malı haksız olarak elinde bulunduran kişidir. Taşınırlarda zilyetlik eşyanın fiili hâkimiyeti altında bulundurulmasıyla sağlanırken, taşınmazlarda zilyetlik tapu sicili üzerinden belirlenir. Bu nedenle:
- Taşınır Mallarda: Zilyet, eşyanın fiili olarak elinde bulunduran kişidir.
- Taşınmaz Mallarda: Zilyet, tapu sicilinde hak sahibi olarak görünen kişidir.
Zilyetliğin haksızlığından kasıt, malı elinde bulundurmanın herhangi bir ayni veya kişisel hakka dayanmaması durumudur. Örneğin, bir mal üzerinde intifa hakkı sahibi veya kira sözleşmesi kapsamında kiracı olarak malı elinde bulunduran kişi, malın zilyetliğini bir hakka dayanarak kullandığı için bu kişilere karşı istihkak davası açılamaz.
7. İstihkak Davasında Süreler ve Zamanaşımı
İstihkak davasında zamanaşımı ve süreler, dava türüne göre değişiklik göstermektedir.
7.1. Adi İstihkak Davasında Süreler
Adi istihkak davasında herhangi bir zamanaşımı süresi veya hak düşürücü süre bulunmamaktadır. Bu durum, davanın ayni hakka dayanmasından kaynaklanır ve dolayısıyla mülkiyet hakkının korunmasına yönelik olarak süre sınırlaması getirilmez.
7.2. Miras Sebebiyle İstihkak Davasında Süreler
Türk Medeni Kanunu’nun 639. maddesi uyarınca, miras sebebiyle istihkak davası için belirli süreler öngörülmüştür:
- İyi Niyetli Davalılara Karşı: Davacı, kendisinin mirasçı olduğunu ve iyiniyetli davalının terekeyi veya tereke malını elinde bulundurduğunu öğrendiği tarihten itibaren bir yıl içinde ve her halükarda mirasbırakanın ölümünün veya vasiyetnamenin açılmasının üzerinden on yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.
- Kötü Niyetli Davalılara Karşı: İyi niyetli olmayan kişilere karşı ise yukarıda belirtilen on yıllık zamanaşımı süresi yirmi yıl olarak uygulanır.
MaIı elinde bulunduran kişinin iyi niyetli olup olmadığı malın mirasbırakana ait olduğunu bilip bilmemesine göre belirlenir. Kişi malın mirasbırakana ait olduğunu bilmiyorsa iyi niyetli biliyorsa kötü niyetli olarak kabul edilir.
7.3. Haciz Sebebiyle İstihkak Davasında Süreler
Haciz nedeniyle istihkak davasında belirlenen süreler aşağıdaki gibidir:
- Malın Borçlu ve Üçüncü Kişi Tarafından Aynı Anda Bulunması: Bu durumda, icra mahkemesinin takibin durması veya devamı yönündeki kararının tebliğinden itibaren yedi gün içinde istihkak davası açılmalıdır.
- Malın Yalnızca Üçüncü Kişinin Elinde Bulunması: Malın yalnızca üçüncü kişinin elinde bulunduğu durumlarda, haciz esnasında istihkak iddiasında bulunulduğunda, icra müdürlüğü alacaklıya üçüncü kişiye karşı dava açması için doğrudan yedi günlük bir süre verir. Bu durumda, istihkak iddiası ile takip kendiliğinden durur ve sürelerin belirtilmiş olması, icra takibinin hızla sonuçlanmasını sağlar.
Sürelerin veya zamanaşımının geçmesi durumunda, hak kaybı yaşanabilir ve istihkak iddiasından vazgeçilmiş sayılabilir. Bu nedenle, sürelere riayet etmek büyük önem taşır.
8. İstihkak Davasında İspat Yükü
İstihkak davasında ispat yükü genellikle davacı üzerinde olup, davacının mülkiyet hakkını kanıtlaması gerekmektedir. Davacı, mülkiyet hakkına dayanarak malın gerçek sahibi olduğunu ve davalının malı haksız olarak elinde bulundurduğunu ispatlamak zorundadır.
Davacının mülkiyet hakkını ispatlamasına ek olarak davalının zilyetliğinin haksız olduğunu da ortaya koyması gerekmektedir. Dolayısıyla ispat yükü, davacının mülkiyet hakkı ile ilgili herhangi bir belirsizlik veya anlaşmazlık bulunmadığını ve malın haksız zilyet tarafından elde tutulduğunu kanıtlamayı içerir.
Davalı taraf ise, davacının mal sahibi olmadığını ve kendisinin malın zilyetliğini geçerli bir hukuki sebebe dayandırdığını ispatlama hakkına sahiptir. Örneğin, davalı kira sözleşmesi veya rehin hakkı gibi geçerli bir hukuki sebebe dayalı olarak malın zilyetliğini sürdürdüğünü kanıtlayabilir. Eğer davalı bu ispatı sağlayabilirse, malın iadesinden kaçınabilir.
Bu dengeli ispat yükü, hem davacının mülkiyet hakkını koruma hem de davalının geçerli haklarını savunma açısından adil bir çözüm sağlamayı amaçlar.
9. Görevli ve Yetkili Mahkeme
İstihkak Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme:
İstihkak davasında görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Davanın konusu taşınmaz ise, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir. Taşınırlar bakımından ise, genel yetki kuralları uygulanarak davalının son yerleşim yeri mahkemesi yetkili olacaktır.
Miras Sebebiyle İstihkak Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme:
Miras sebebiyle istihkak davasında da görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise mirasbırakanın son yerleşim yeri mahkemesidir.
Haciz Sebebiyle İstihkak Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme:
Haciz sebebiyle açılan istihkak davalarında görevli mahkeme icra mahkemesidir. Yetkili mahkeme, icra takibinin yapıldığı yer veya davalının yerleşim yeri mahkemesidir.
10. İstihkak Davasının Hukuki Sonuçları
İstihkak davası, bir eda davası olup, sonuçlandığında mülkiyet hakkının tespit edilmesini ve dava konusu eşyanın malike geri verilmesini sağlar. Davanın sonucunda verilen hükümle, taşınırların teslimi ve taşınmazların tahliyesi yoluyla haksız zilyedin malı geri vermesi sağlanır.
Hükmün İcra Edilmesi: Haksız zilyet, mahkeme kararına rağmen eşyayı geri vermekten kaçınırsa, kararın icrası için icra yoluna başvurulur. Taşınırlarda teslim, taşınmazlarda ise tahliye yoluyla hükmün yerine getirilmesi sağlanır (İcra ve İflas Kanunu’nun 24-26. maddeleri).
İade Yükümlülüğüne İlişkin Hak ve Sorumluluklar:
- İyi Niyetli Zilyet: İyi niyetle zilyetlik yapan kişinin mevcut hakkına uygun şekilde kullandığı veya yararlandığı eşyayı geri vermek zorunda olduğu kişiye karşı tazminat ödeme yükümlülüğü bulunmaz. Bu kişi, şeyin kaybı, yok olması veya hasara uğramasından sorumlu değildir. Ayrıca, geri vermeyi isteyen kişiden yaptığı zorunlu ve yararlı giderler için tazminat talep edebilir. Tazminat ödeninceye kadar eşyayı geri vermekten kaçınabilir. Geri verilmeden önce, eklemeleri ayırıp alabilir. Zilyedin elde ettiği ürünler, yaptığı giderler sebebiyle doğan alacaklara mahsup edilir.
- İyi Niyetli Olmayan Zilyet: İyi niyetli olmayan zilyet, geri vermekle yükümlü olduğu eşyayı haksız alıkoymuş olması nedeniyle hak sahibine verdiği zararlar ve elde ettiği veya elde etmeyi ihmal ettiği ürünler için tazminat ödemek zorundadır. İyi niyetli olmayan zilyet, sadece hak sahibi için zorunlu olan giderlerin tazmin edilmesini isteyebilir. Şeyi kime geri vereceğini bilmediği sürece sadece kusuruyla verdiği zararlardan sorumlu olur.
Bu çerçevede, istihkak davasının sonuçları, hem hak sahibinin mülkiyet hakkını koruma altına alır hem de haksız zilyedin sorumluluklarını belirler. Bu süreçte adil bir sonuç elde etmek ve hak kayıplarını önlemek için profesyonel hukuki destek almak önemlidir. Daha fazla bilgi ve yardım için, İletişim sayfamızda bulunan telefon, WhatsApp ve e-posta bilgileri ile bizimle iletişime geçebilirsiniz.