Kural olarak, modern hukuk sisteminde, bir kişinin para borcu sebebiyle hapis cezasına çarptırılması mümkün değildir. Ancak, mevzuatımızda, borçlunun borcunu ödeyememesi ile borcu ödememek için hileli yollara başvurması kavramları farklı değerlendirilmiş ve bu eylemlerin hukuki karşılığı olarak farklı düzenlemeler yapılmıştır. Alacaklıyı kasten zarara uğratma eyleminin, hukuka uygun bir eylem olmadığı, bilakis, iyi niyet ve dürüstlük kurallarına aykırı ve suç teşkil eden bir eylem olduğu aşikardır. Bu suç, ancak ve ancak kasten işlenebilecek bir suçtur. Yani, bu suçun oluşabilmesi için, borçlunun, alacaklıyı zarara uğratma kastıyla ve kötü niyetle bu eylemde bulunması gerekir. Bu neviden kötü niyetli hareketlerin engellenmesi için mevzuatımızda disiplin hapsi ve tazyik hapsi kavramları düzenlenmiştir. Buradan hareketle, İcra ve İflas Kanunu madde 331’de “Alacaklıyı Zarara Uğratma Maksadıyla Mevcudunu Eksilten Borçluların Cezası” başlığında hüküm altına alınmıştır.
Yazı İçeriği
1. Alacaklıyı Zarara Uğratma Suçunun Şekilleri
2. Alacaklıyı Zarara Uğratma Suçunun Cezası
3. Alacaklıdan Mal Kaçırma
4. Alacaklıyı Zarara Uğratma Suçunda Şikayet Süresi ve Zamanaşımı
5. Alacaklıyı Zarara Uğratma Suçunda Uzlaşma
6. Görevli ve Yetkili Mahkeme
Normal şartlarda, takip hukuku, yalnızca borçlunun malvarlığı üzerinde gerçekleşmektedir. Hiçbir suretle şahsı üzerinde cebir uygulanamaz. Fakat takip sisteminin doğru ilerleyebilmesi için, işleyişi bozmaya yönelik kötü niyetli hareketlerin de engellenip caydırıcı hale getirilmesi gerekmektedir. Takip hukuku suçlarından en yaygın olanlardan biri ise borçlunun alacaklıyı zarara uğratma suçudur.
1. Alacaklıyı Zarara Uğratma Suçunun Şekilleri
Alacaklıyı zarara uğratma suçundan bahsedebilmemiz için kanunda öngörülen durumlardan birinin ya da birden fazlasının bir arada var olması gerekir. Tüm bu haller İcra ve İflas Kanunu m.331’de belirlenmiş olup aynı kanun maddesinde söz konusu suçun cezaları da düzenlenmiştir.
İcra ve İflas Kanunu
Madde 331 –
“Haciz yolu ile takip talebinden sonra veya bu talepten önceki iki yıl içinde borçlu; alacaklısını zarara sokmak maksadıyla, mallarını veya bunlardan bir kısmını mülkünden çıkararak, telef ederek veya kıymetten düşürerek hakiki surette yahut gizleyerek muvazaa yoluyla başkasının uhdesine geçirerek veya asıl olmayan borçlar ikrar ederek mevcudunu suni surette eksiltirse, aleyhine aciz belgesi aldığını veya alacaklı alacağını alamadığını ispat ettiği takdirde, altı aydan üç yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.”
Kanun maddesinden de anlaşılacağı üzere alacaklıyı zarara uğratma maksadıyla aşağıdaki eylemlerden en az birinin gerçekleşmesi gerekir. Bu durumda, alacaklı, borçlunun kötü niyetli eylemleri yüzünden alacağını tahsil edemediğini aciz belgesi veya benzeri ispat unsurlarıyla ortaya koyabilirse, borçlu aleyhine hapis cezası verilebilir. Verilebilecek hapis cezası, altı aydan üç yıla kadar olabilir.
- Mallarını veya bunlardan bir kısmını mülkünden çıkarmak.
- Malları telef etmek yahut değerini düşüren eylemlerde bulunmak.
- Hileli anlaşma düzenlemek (muvazaa) suretiyle mülkiyeti başkasına devretmiş gibi göstermek.
- Var olmayan borçları var gibi göstererek malvarlığını eksiltmek.
İflas takibinde de yukarıda sayılan fiillerden en az birinin gerçekleşmesi halinde, başka bir suçun maddi unsurları oluşmuş olsa dahi, aynı hükümler uygulanır.
İİK m.331’in 3. fıkrası ise şu şekildedir:
“Konkordato mühleti veya iflasın ertelenmesi talebinden önceki iki yıl içinde ya da konkordato mühleti talebi veya iflasın ertelenmesi süresinden sonra birinci fıkradaki fiilleri işleyen borçlu hakkında da bu hükümler uygulanır.”
2. Alacaklıyı Zarara Uğratma Suçunun Cezası
Borçlunun ödeme yapmamak için hileli yola başvurmasının suç olarak addedilebilmesi için “genel kast” dahilinde değil, “alacaklıyı zarara sokmak kastıyla ve kötü niyetli olarak” yapılması gerekir. Suçun maddi ve manevi unsurları oluşmuşsa ve suça konu eylem tipikliğe uyuyorsa, 6 aydan 3 yıla kadar hapis ve bin güne kadar para cezası verilebilir. Mahkemece, borçluya verilecek ceza miktarı, somut olaya ve suçun ağırlığına göre belirlenir.
3. Alacaklıdan Mal Kaçırma
Uygulamada, alacaklıyı zarara uğratma suçunun farklı tanımlamaları vardır. Bunlardan başlıcaları; alacaklıdan mal kaçırmak suretiyle zarara uğratmak ve mevcudu eksiltmek yolu ile zarara uğratmaktır. Kulağa her ne kadar benzer gelse de bu iki suç tipi, çeşitli özellikleri ile birbirlerinden ayrılmaktadır.
Yazımızda açıklanan suçtan farklı olarak, mal kaçırma ile alacaklıyı zarara uğratma suçunda, borçlu, muaccel hale gelmiş borcunu ödememek için, aktifinde olan tüm malvarlığını elden çıkarmaktadır. Burada, borçlu, borcunu ödememe kastı ile hareket etmektedir. Daha detaylı açıklanacak olursa; borçlu hakkında icra takibi başlatıldıktan sonra, takip kesinleşmişse, artık alacaklı, alacağına haciz yolu ile ulaşabilecektir. Haciz işlemlerinden önce, borçlunun haczin gerçekleşmemesi için haczi kabil olan mallarını kaçırmaya yönelik tüm hareketleri, bu suçu oluşturmaktadır. Söz konusu suçun zamanaşımı süresi, Türk Ceza Kanunu m.66’ya göre 8 yıl olmakla beraber, aşağıda örneklenen bazı hallerde zamanaşımı durmaktadır.
- Şüpheli veya sanıklardan birinin savcı huzurunda ifadesinin alınması veya sorguya çekilmesi.
- Şüpheli veya sanıklardan biri hakkında tutuklama kararının verilmesi.
- Suçla ilgili olarak iddianame düzenlenmesi.
- Sanıklardan bir kısmı hakkında da olsa, mahkûmiyet kararı verilmesi.
Alacaklıdan mal kaçırma suçundaki ceza zamanaşımı süresi ise, TCK. m.68 uyarınca on yıldır.
4. Alacaklıyı Zarara Uğratma Suçunda Şikayet Süresi ve Zamanaşımı
Alacaklıdan mal kaçırma suçunun zamanaşımı süresi 8 yıldır ve alacaklı bu süre içerisinde başvurusunu yapmalıdır. Fakat söz konusu 8 yıllık zamanaşımı dava zamanaşımı iken ceza zamanaşımı süresi 10 yıldır. Diğer taraftan, bir önceki başlığımızın altında yer verilen TCK m.67’deki zamanaşımını durduran bazı haller, bu suç bakımından da geçerlidir. Her halükarda, alacaklının zarara uğradığını iddia etmesi için öncelikle borçlu aleyhine icra takibi başlatılmış olması gerekmektedir.
5. Alacaklıyı Zarara Uğratma Suçunda Uzlaşma
Alacaklıyı zarara uğratma suçu, şikayete bağlı bir suç olup, şikayet olmaksızın, savcılığın re’sen soruşturabileceği bir konu değildir. Normal şartlarda şikayete bağlı ve etkin pişmanlık hükümleri uygulanabilecek olan suçlar için uzlaşma yolu vardır. Esasen, mevzuatımızda, alacaklıyı zarar uğratma suçunda uzlaşılabileceğine dair herhangi bir engel yoktur. Ancak, yerleşik içtihatlarda, icra suçlarına ilişkin uzlaştırma kurumunun uygulanmasına gerek olmadığına hükmedilmektedir.
Diğer taraftan, İcra ve İflas Kanunu m.354 gereği; şikayet hakkı olan kişi şikayetinden vazgeçerse veya borç ödenirse dava diğer tüm neticeleri ile düşer. İnfaz aşamasında vazgeçilmesi veya borcun tahsil edilmesi halinde ise infaz derhal durdurulur.
Şikayetten vazgeçmek, şikayetten vazgeçme ve sonrası süreçlerinin nasıl işlediğine dair detaylı bilgi için “Şikâyet Hakkı ve Şikâyetten Vazgeçme” başlıklı makalemizi inceleyebilirsiniz.
6. Görevli ve Yetkili Mahkeme
Alacaklıyı zarara uğratma suçu ile karşı karşıya kalınması halinde alacaklı, sözlü ya da yazılı olarak şikayette bulunmak zorundadır. Yetkili ve görevli mahkeme ise; takibin başlatıldığı yerdeki İcra Ceza Mahkemeleridir.
Diğer taraftan, borçlu, borcunu taksitlendirerek ödeyeceğini yazılı olarak taahhüt etmişse ve fakat, borcunu ödememişse de hakkında İİK m.340 uyarınca 3 aya kadar tazyik hapsine hükmedilebilir.
Konuya ilişkin detaylı bilgi için “Ödeme Taahhüdünü İhlal” başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.