İdare tarafından devlet memuruna verilen disiplin cezaları ile ceza yargılaması neticesinde verilen cezaların niteliği, amacı, yaptırımları, etkileri ve uygulama şartları birbirinden farklıdır. Bu nedenle, ceza kovuşturması ile disiplin soruşturması işlemlerinin birbirinden ayrıştırılması zorunlu olmakla birlikte, birbirlerinden tamamen bağımsız olarak değerlendirilmeleri mümkün değildir. Bu sebeple ceza yargılamasının disiplin soruşturmasına etkisini çeşitli ihtimallere göre değerlendirmek gerekmektedir. Amir kanun hükmüne göre aynı olaydan dolayı memur hakkında ceza mahkemesinde kovuşturmaya başlanmış olması, disiplin kovuşturmasını geciktiremez. Memurun ceza kanununa göre mahkûm olması veya olmaması halleri, ayrıca disiplin cezasının uygulanmasına engel olamaz.
- Memurlar Hakkındaki Ceza Yargılaması ile Disiplin Soruşturması Arasındaki Bağlantı
- Ceza Yargılaması Kararının Disiplin Soruşturmasından Önce Sonuçlanmasının Disiplin Soruşturmasına Etkisi
- Ceza Yargılaması Kararının Disiplin Soruşturması Sırasında Sonuçlanmasının Disiplin Soruşturmasına Etkisi
- Ceza Yargılamasının Disiplin Soruşturmasından Sonra Sonuçlanmasının Disiplin Cezasına Etkisi
- Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararının Disiplin Soruşturmasına Etkisi
- Sıkça Sorulan Sorular
Kamu görevlisine disiplin cezası verilmesini gerektirin fiil ve davranışın, aynı zamanda 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK) veya diğer kanunlara göre suç oluşturması mümkün olabilmektedir. Bu gibi durumlarda, ceza yargılaması yapılıp yapılmaması, ceza yargılamasının devam edip etmediği ve ceza yargılaması neticesinde verilen kararın disiplin soruşturmasına etkisi olmaktadır. Yine ceza yargılamasının disiplin soruşturmasından önce, sonra veya disiplin soruşturması sırasında sonuçlanmış olmasına göre farklı durumular ortaya çıkmaktadır.
1. Memurlar Hakkındaki Ceza Yargılaması ile Disiplin Soruşturması Arasındaki Bağlantı
657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 131. maddesinde “Aynı olaydan dolayı memur hakkında ceza mahkemesinde kovuşturmaya başlanmış olması, disiplin kovuşturmasını geciktiremez. Memurun ceza kanununa göre mahkûm olması veya olmaması halleri, ayrıca disiplin cezasının uygulanmasına engel olamaz.“ hükmü yer almaktadır. Hükümde açıkça ceza yargılaması ile disiplin soruşturmasının birbiri ile bağlantılı olmadığı düzenlenmiştir. Yine aynı madde uyarınca disiplin soruşturmasının sonuçlandırılması için, o memur hakkındaki ceza yargılamasının sonucu beklenmesi gerekmemektedir.
Görüleceği üzere 657 sayılı Kanun ile kanun koyucu açıkça memur hakkındaki ceza yargılaması ile disiplin soruşturmasının birbiriyle bağımsız olması istenmiştir. Ancak kanun maddesinin lafzi olarak uygulanması mümkün değildir. Zira ceza yargılamasında verilen hüküm kesin hüküm olup verilen bazı kararlar diğer mahkemeler yönünden bağlayıcı niteliktedir.
Disiplin soruşturması sürecinin ceza davasından bağımsız yürütülmesi gerekmekle beraber ceza yargılamasında dinlenen müşteki, sanık ve tanıkların beyanlarının disiplin soruşturmasında dikkate alınması gerekir. Keza, ceza dosyasında toplanan delillerin ve ceza mahkemesi kararlarının da disiplin soruşturmasında değerlendirme konusu edilir.
Diğer taraftan, yalnızca ceza yargılamasında toplanan deliller ile disiplin cezası verilmesi de mümkün değildir. Bu şekilde verilen disiplin cezaları hukuka aykırı olacağından, “Memura Verilen Disiplin Cezasına İtiraz ve İptal Davası” açılarak disiplin cezasının iptali sağlanabilir.
2. Ceza Yargılaması Kararının Disiplin Soruşturmasından Önce Sonuçlanmasının Disiplin Soruşturmasına Etkisi
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 131. maddesine göre “Memurun ceza kanununa göre mahkum olması veya olmaması halleri, ayrıca disiplin cezasının uygulanmasına engel olamaz.” hükmü ile ceza yargılamasında verilen kararın doğrudan disiplin soruşturması sonucunu etkilememesi amaçlanmıştır. Ancak bu maddeden ceza mahkemesi dosyasının veya kararının disiplin soruşturmasında dikkate alınmayacağı sonucunu çıkarmamak gerekir. Zira İdare Mahkemeleri ve Danıştay yerleşik kararlarında ceza mahkemesinde toplanan delillerin ve verilen kararların disiplin soruşturmasında değerlendirilmesi gerektiğine karar vermektedir. Ceza yargılaması sonucunda kamu görevlisinin “üzerine atılı fiili işlemediğine” dair hüküm kurulması halinde, hükmün doğrudan disiplin soruşturması sonucunu etkilemesi ve memura disiplin cezası verilmemesi gerekir.
Nitekim Yargıtay 5. HD T: 11.11.2020, E:2016/29950 ve K:2020/2058 sayılı kararında ceza yargılamasının disiplin soruşturmasına olan etkisini şu şekilde özetlemiştir:
“…Öte yandan, kamu görevlilerince işlenen fiillerin, disiplin suçunun yanında ceza hukuku bakımından da suç teşkil etmesi durumunda, ceza yargılaması ile disiplin soruşturması birbirinden bağımsız yürütülecek ve kamu görevlisinin “üzerine atılı fiili işlemediğine” dair hükümler dışında, ceza mahkemesi kararlarının disiplin yargılaması bakımından doğrudan bağlayıcılığı söz konusu olmayacaktır….”
Memurun işlediği fiillerin, disiplin suçunun yanında ceza hukuku bakımından da suç oluşturması durumunda ceza mahkemesi tarafından verilen çeşitli kararların disiplin soruşturması açısından farklı etkileri olmaktadır. Ceza yargılamasının nihayetinde mahkumiyet veya hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi hatta beraat kararı verildiyse bile hangi sebeple verildiği dahi disiplin soruşturmasını farklı şekillerde etkiler. Buna göre;
- Üzerine atılı fiili işlemediği gerekçesiyle beraat eden memura disiplin cezası verilmesi halinde, disiplin cezasını gerektiren fiil, memur tarafından işlenmediğinden disiplin cezası hukuki dayanaktan yoksun olacaktır. Bu sebeple disiplin cezası doğrudan iptal edilebilir.
- Ceza yargılamasında delil yetersizliği nedeniyle beraat kararı verilmesi halinde; delil yetersizliği fiilin işlenip işlenmediğine veya fiilin memur tarafından işlenip işlenmediğine ilişkinse disiplinin cezasının uygulanmaması gerekir. Delil yetersizliğinin gerekçesi, suçun diğer unsurlarına ilişkin ise memurun eylemine uyan disiplin cezası uygulanır.
- Ceza yargılamasında cezalandırma için gerekli suç unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle beraat kararı verildiği takdirde, memurun eylemine uyan disiplin cezası uygulanabilir.
- Ceza yargılamasında, hukuka uygunluk nedeniyle beraat kararı verilmesi halinde, hukuka uygunluk nedenleri tüm hukuk düzeni bakımından geçerli olduğu için, disiplin cezası verilemez.
- Ceza yargılamasında iddia konusu fiilin TCK’ya göre suç teşkil etmediği gerekçesiyle beraat kararı verilmesi halinde, memurun eylemine uyan disiplin cezası uygulanabilir. Disiplin cezası verilebilmesi için, memur tarafından fiilin işlendiğinin ve disiplin hukuku açısından disiplin suçu teşkil ettiğinin belirlenmesi gerekir.
3. Ceza Yargılaması Kararının Disiplin Soruşturması Sırasında Sonuçlanmasının Disiplin Soruşturmasına Etkisi
Memur hakkında disiplin soruşturması devam ederken, disiplin soruşturmasına konu olan fiil hakkında ceza yargılaması yürütülmüş ve bu yargılama sonuçlanmışsa, disiplin soruşturması ceza yargılaması sonucunda verilen karardan etkilenebilir. Tıpkı ceza yargılamasının disiplin soruşturmasından önce sonuçlanmasında olduğu gibi, ceza yargılaması sonucunda verilen karar ve bu kararın verilme gerekçesi kararın disiplin soruşturmasına ne şekilde etki edeceğinde önem arz etmektedir. Memur hakkında verilen beraat kararı memurun üzerine atılı fiili işlemediği gerekçesiyle, delil yetersizliği gerekçesiyle veya hukuka uygunluk nedeniyle verilmişse, devam eden disiplin soruşturması da son bulmalı ve memur hakkında disiplin cezası işlemi tesis edilmemelidir.
Eğer disiplin soruşturması sırasında belirtmiş olduğumuz gerekçelerle memur hakkında ceza yargılaması sonucunda bir beraat kararı verilir ve buna rağmen disiplin cezası işlemi tesis edilirse bu idari işleme karşı idari işlemin iptali davasının açılması son derece önem arz etmektedir. Zira bu şekilde tesis edilen bir idari işlem hukuka aykırı olacak ve idari yargı tarafından iptali söz konusu olabilecektir. Konuya ilişkin detaylı bilgi için “İdari İşlemlere İtiraz ve İptal Davası” başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
Ancak burada önemle belirtmek gerekir ki disiplin cezasını gerektiren fiil ve hallerin işlendiği tarihten itibaren iki yıl içinde disiplin cezası verilmediği takdirde ceza verme yetkisi zamanaşımına uğrayacaktır. Bu nedenle disiplin soruşturmasının çoğu zaman ceza yargılamasından daha önce sonuçlanması ile karşı karşıya kalınmaktadır. Ceza yargılamasının disiplin soruşturmasından sonra sonuçlanmasının disiplin soruşturmasına etkisi ise aşağıda ayrıca açıklanacaktır.
4. Ceza Yargılamasının Disiplin Soruşturmasından Sonra Sonuçlanmasının Disiplin Cezasına Etkisi
Memur hakkında ceza kovuşturması devam ederken, disiplin soruşturması yapılarak ceza verilmesi mümkün olmakla birlikte, ceza kovuşturması sonucu verilecek karar disiplin cezasını etkileyeceğinden hukuki sorunlar oluşabilmektedir. Bunun en yaygın gerekçesi, ceza yargılaması çoğunlukla uzun sürerken ve disiplin cezasını verme yetkisinin fiilin işlendiği tarihten itibaren 2 yıllık zamanaşımına tabi olmasıdır. Bu sebeple uygulamada çoğunlukla, disiplin soruşturmasında ceza yargılaması sonucu beklenmeden karar verilmektedir. Ancak ceza yargılaması sonunda verilen bazı kararlar disiplin cezalarının hukuki dayanağını ortadan kaldırabileceğinden, ceza yargılaması sonucu beklenilmeden verilen disiplin cezaları sonradan iptal edilebilmektedir.
Ceza yargılaması sonunda verilen fiilin hiç işlenmediğine veya sanık memur tarafından işlenmediğine karar verilirse, memura uygulanan disiplin cezasının hukuki dayanağı ortadan kalkar. Bu nedenle, bahse konu disiplin cezasının İdare Mahkemesi’nde iptali söz konusu olabilmektedir.
5. Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararının Disiplin Soruşturmasına Etkisi
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı (HAGB) niteliği gereği ceza mahkemesinde verilen diğer kararlardan birtakım farklılıklar arz etmektedir. Zira HAGB memur hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün hukuki sonuç doğurmamasını ifade eden ve doğurduğu sonuçlar itibarıyla karma özelliğe sahip, bünyesinde iki karar barındıran bir düzenlemedir:
- İlk karar, teknik anlamda hüküm sayılan, ancak açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi nedeniyle hukuken varlık kazanamayan, bu nedenle hüküm ifade etmeyen hükümdür. Bu ceza hükmü, koşullara uyulması halinde düşme hükmüne dönüşecek, koşullara uyulmaması halinde ise varlık kazanacak olan mahkûmiyet hükmüdür.
- İkinci karar ise, bu ön hükmün üzerine inşa edilen ve önceki hükmün varlık kazanmasını engelleyen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararıdır. Bu ikinci kararın en temel ve belirgin özelliği, varlığı devam ettiği sürece, ön hükmün hukuken sonuç doğurma özelliği kazanamamasıdır.
Bu bağlamda yürürlükteki ilgili mevzuat beraber değerlendirilirse, ceza yargılaması neticesinde davacı hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının, disiplin soruşturması ve kovuşturması bakımından bağlayıcılığı bulunmamaktadır. Disiplin soruşturması, ceza yargılaması davasından bağımsız olarak yürütülmelidir.
Konuyla ilgili detaylı bilgi almak için HAGB Kararları Memuriyete Engel mi? Başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
6. Sıkça Sorulan Sorular
Türk Hukuku, tarafların mahkemelerde kendilerini bizzat savunmalarına ve temsil etmesine imkan tanımakta olup, tarafların mahkemelerde temsil edilmek için avukat tutması, bazı istisnalar dışında zorunlu değildir. Bu kapsamda İdare Mahkemelerinde de idare hukuku avukatı tutma zorunluluğu bulunmamaktadır.
Ancak İdare Hukuku mevzuatının karmaşık yapısı, İdari Yargılama Usul Kanununda yer alan sürelerin kesin ve kısa oluşu gibi nedenlerle, dava sürecinin hukukçu olmayan kişiler tarafından yürütülmesi halinde, gerek şekil, gerekse de esas açısından telafisi mümkün olmayan hatalı işlemler yapılabilir. Son derece ayrıntılı düzenlemeler içeren idari yargı sürecinde hak kaybına uğranılmaması için, herhangi bir işlem yapılmadan önce “İdare Hukuku” alanında hizmet veren avukatlardan hukuki destek alınmasını tavsiye ederiz.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na göre aynı olaydan dolayı memur hakkında ceza mahkemesinde kovuşturmaya başlanmış olması, disiplin kovuşturmasını geciktiremez. Bu nedenle disiplin soruşturmasında Ceza yargılaması herhangi herhangi bir şekilde bekletici mesele yapılmaz.
Üzerine atılı fiili işlemediği gerekçesiyle beraat eden memura disiplin cezası verilmesi halinde, disiplin cezasını gerektiren fiil, memur tarafından işlenmediğinden disiplin cezası hukuki dayanaktan yoksun olacaktır. Bu sebeple disiplin cezası doğrudan iptal edilebilir.
Ceza yargılaması neticesinde davacı hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının, disiplin soruşturması ve kovuşturması bakımından bağlayıcılığı bulunmamaktadır. Disiplin soruşturması, ceza yargılaması davasından bağımsız olarak yürütülmelidir.
Meşru Müdafaa, ceza hukukunda bir hukuka uygunluk nedeni olarak düzenlenmiştir. Ceza yargılamasında, hukuka uygunluk nedeniyle beraat kararı verilmesi halinde, hukuka uygunluk nedenleri tüm hukuk düzeni bakımından geçerli olduğu için, disiplin cezası verilemez.
Ceza yargılamasında cezalandırma için gerekli suç unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle beraat kararı verildiği takdirde, memurun eylemine uyan disiplin cezası uygulanabilir.
Bu yazı yalnızca bilgilendirme amaçlı yayımlanmış olup, tüm hakları Kulaçoğlu Hukuk Bürosu’na aittir. İdare Hukuku mevzuatı ve özellikle de İdari Yargılama Usul Kanunu, diğer hukuk alanlarına nazaran daha ayrıntılı sayılabilecek kurallar içermekte olup, hak kaybına uğranılmaması açısından, herhangi bir işlem yapılmadan önce “İdare Hukuku” alanında hizmet veren avukatlardan hukuki destek alınmasını tavsiye ederiz.
Merhaba, Uzman Çavuşlukta görevde iken başlayan hizmete ilişkin emirleri yerine getirmeme ( Emre itaatsizlikte ısrar) suçundan dolayı süren mahkeme belediye memur alımlarındaki güvenlik ve arşiv soruşturması nasıl sonuçlanır engel oluşturur mu?
2016 yılında başlayan yargılamam 2019 yılında lehimde sonuçlandı.2018 yılında idare aynı suçtan bana ceza verdi. Bölge idareye yerel mahkeme sonucu ile iptal basvurusu yaptım ama zamman aşımı gerekçesi ile esastan olumsuz cevap geldi.Bu durumda ne yapmalıyım
Hocam içişlerine bağlı bir kurumda çalışıyorum görevdeyken bir bayanla tanıştım görev esnasında yakinlasmam oldu bayan bana görev esnasında zorla cinsel istismarda bulundu iftira si attı savcıda böyle bir şey yok iftira atmissin diyerek bayana iftiradan dava açti.kadin 10 ay hapis cezası aldı mahkemeden HAGB ye bıraktılar.savcıdan suç oluşmamıştır dedi takipsizlik aldım bu sırada idari olarak memuriyetten çıkarma cezası istediler hakkımda yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlere sokarak savcılıktaki ifademde bayanla yakinlasmami kabul ettim kurumum bu ifademi aldı 7068 de görev esnasında jandarmanın resmi sıfatını ve saygınlığını zedeleyici hareketlerde bulunmak kanunu var 24 ay kıdem durdurma cezası bu maddeden ceza almam gerekmiyomu 657 ye göre memuriyetten çıkarma cezası istenmesi yada meslekten çıkarma cezası ağır olmazmi görevde yakınlaşmadan dolayı geçmiş yıllarımda başarılı bir memurum ve sicil notum yüksek hiç cezam yok saygılarımla hocam.
Öncelikle bilgileriniz için çok teşekkür ederim. Ben öğretmenlik yaptığım esnada DMK 125 E-g maddesince devlet memurluğundan çıkarıldım. Konusu aynı olan bu eylemden dolayı Ceza Mahkemesi’nden CMK 223/ 2-a maddesince beraat ettim. Ceza davası soruşturması sürerken, İdari Davaların hepsini kaybettim, Danıştay da buna dahil. Danıştay aleyhime karar verdikten sonra Ceza Mahkemesi kararı belli oldu ve yukarıdaki gibi CMK 223/2-a’ya göre beraat ettim. Beraat ettiğime dair “Gerekçeli Karar ve Kesinleşme Şerhini” Milli Eğitim Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü’ne “Göreve iadem” için gönderdim ama red cevabı aldım. Bu amaçla “İşlemin İPTALİ ve Yürütmenin Durdurulması için Ankara İdare Mahkemesi’ne dava açtım, görev dönmek için”. Mahkeme’nin kararı ne olur, bilginize ihtiyacım var. Aynı maddi olayda iki zıt görüş var çünkü. Ayrıca iade-i muhakeme için de hakkımda ilk olumsuz kararı veren Adana İdare Mahkemsine başvuru yapacağım. Ankara İdare Mahkemesi’ni kazanabilir miyim veya İade-i Muhakeme yapar mı Adana İdare Mahkemesi? Teşekkür ederim.
Merhaba,ben sağlık teknikeri olarak görev yapmaktayım.Aldığım 1 günlük sağlık raporunu bir hata ile rapor üzerinde tükenmez kalemle altıns çizgi çekme suretiyle 4 güne çevirdim alenen belli oluyor bu belgede.Disiplin işleri kademe ilerleme durdurulması cezasının verileceği söylendi ama henüz kararı verilmedi.Aynı zamanda ceza davası açılacakmış sanırım.Bunun sonucunda bu ceza davasından ne ceza alabilirim,teşekkürler
Öncelikle ilgileriniz için teşekkür ederiz.
Mahalli idarede 5 yıldır sözleşmeli teknik personelim. 2013 ve 2014 yılllarında ekşi sözlük sitesine girdiğim yorumlar nedeniyle “terör örgütü propagandası” nedeniyle emniyete ifadeye çağrıldım ve ifademi verdim. henüz dava açılıp açılmadığını bilmiyoruz. büyük ihtimal kovuşturmaya yer yok sonucu bekliyoruz.
fakat ilgili soruşturma kurumuma intikal etmiş durumda sanırım emniyet üst yazı ile bildirmiş. kurum benden savunmamı istiyor. acaba kurum savunmama göre iş akdime son verebilir mi ? savunmamda adli yargı sonucu beklenmeli diyeyim mi ? ve ilgili yazılar kuruma girmeden önceki yazılan yazılar. bu konuda ne öneririsiniz ? teşekkürler.
Merhabalar hocam:
2009 senesinde bir başkasının alacaklı olduğu senedi hileli yoldan ele geçirilmesine iştirak ettiğim gerekçesiyle asliye ceza mahkemesine evrakta sahtecilik ve dolandırıcılık suçundan dava açıldı davada beraat kararı verildi yargıtay incelemesinde görevsizlik nedeni ile karar bozuldu daha sonra Ağır ceza mahkemesi 2020 ocak ayında evrakta sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçundan (204/1-158/1-d) mad. mahkumiyet kararı verdi kara henüz kesinleşmemiş ve yargıtay incelemesine gidecektir
Çalıştığım kuruma cimer aracılığıyla ceza aldığımdan bahisle şikayette bulunulmuş idarece yapılan soruşturmada mahkemeden gerekçeli karar istenerek benim savunmam alınmış ve başkada hiçbir işlem yapılmadan 48/5 mad. Gereği memurluktan çıkartıldım.
Daha önceleride 2013 yılında yargılandığım başka bir dava dosya için şikayette bulunmuşlardı ve o şikayet dilekçesinde bu davadan da bahsetmişlerdi ve ben kınama cezası almıştım
Sayın hocam size sorum:
1 kesinleşmemiş bir mahkumiyet kararıyla hukuken memurluktan çıkartabilirler mi?
2 soruşturma dosyasında sadece benim savunmam ve gerekçeli karara dayanarak memurluktan çıkartmaya yeterli mi?
3 daha evvel 2013 yılında yapılan şikayet dilekçesinde bu dosyadan bahsedilmesi ve benim kınama cezası almam idari soruşturma zaman aşımı kapsamına girer mi?
Bilgi verirseniz çok memnun olurum iyi çalışmalar dilerim…
Merhabalar hocam:
2009 senesinde bir başkasının alacaklı olduğu senedi hileli yoldan ele geçirilmesine iştirak ettiğim gerekçesiyle asliye ceza mahkemesine evrakta sahtecilik ve dolandırıcılık suçundan dava açıldı davada beraat kararı verildi yargıtay incelemesinde görevsizlik karar bozuldu daha sonra Ağır ceza mahkemesi 2020 ocak ayında evrakta sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçundan (204/1-158/1-d) mad. mahkumiyet kararı verdi kara henüz kesinleşmiş ve yargıtay incelemesine gidecektir
Çalıştığım kuruma cimer aracılığıyla ceza aldığımdan bahisle şikayette bulunulmuş idarece yapılan soruşturmada mahkemeden gerekçeli karar istenerek benim savunmam alınmış ve başkada hiçbir işlem yapılmadan 48/5 mad. Gereği memurluktan çıkartıldım.
Daha önceleride 2013 yılında yargılandığım başka bir dosya için şikayette bulunmuşlardır ve o şikayet dilekçesinde bu davadan da bahsetmişlerdi ve kınama cezası almıştım
Sayın hocam size sorum:
1 kesinleşmiş bir mahkumiyet kararıyla hukuken memurluktan çıkartabilirler mi?
2 soruşturma dosyasında sadece benim savunmam ve gerekçeli karar memurluktan çıkartmaya yeterli mi?
3 daha evvel 2013 yılında yapılan şikayet dilekçesinde bu dosyadan bahsedilmesi ve benim kınama cezası almam idari soruşturma zaman aşımı kapsamına girer mi?
Bilgi verirseniz çok memnun olurum iyi çalışmalar dilerim…
Hocam j personeliyim.görevdeyken iftiraya ugradım zorla cinsel istismar suçundan takipsizlik aldım.ancak idari mahkemem sonuçlanmadı.adliyede vermiş oldugum ifademde görevdeyken sevgili oldugum ilişki dışında yakınlaşmalarımın oldugunu söyledim.beni bu yuzden meslekten çıkartabilirlermi.
Efendim oncelikle kolay gelsin bir kucuk sorum olacak size bir bayanla tanistim sevgiyle yurudu iliskimiz sonucunda kin ve nefrete donerek ayrildik daha sonra bayan beni sikayet etti evlilik vaadiyle dolandiriciliktan ceza kovusturmam devam ediyor yerel mahkeme 1 yil 8 ay verdi itiraz ederek istinata basvurdum sorum su kesinlesmemis bir kararla ayni sorusturmamda yuksek disiplin kurulu devlet memurlugundan cikarma verdi suc subuta erdi diyerek ama ceza kovusturmam devam ediyor ve kesinlesmis bir kararim yok suan nasil bir yol izlemem lazim yardimci olursaniz sevinirim
Merhaba. 2017 haziran ayında okul müdürü ile karşılıklı idari soruşturma için dilekçe verdik. Ben ve eşime kınama cezası çıktı. Okul müdürüne ceza çıkmadı. Biz bir üst kurula bsşvurduk cezalarımız kalktı. Bu esnada okul müdürüne dava açmıştık aynı olaydan. Hakaret ve tehditten dolayı. Mahkeme 2. Duruşmasında 14 mart ta bitti. Ve okul müdürüne tehditten 12 gün ceza onuda paraya çevrildi. 5 yıl hagb aldı.Gerekçeli karar böyle. Bu kişi için adliden aldığı ceza daha önce açtığımız ve ceza almadığı idari soruşturmayı etkilermi. Tehditten idari soruşturmadaki karşılığı olan
cezayı alır mı? Eğer alırsa tehditin karşılığı kademe ilerlemesinin durdurulması oluyor. Bundan dolayı müdğrlüğü düler mi? Teşekkür ederim.
İyi günler ben jandarma uzman çavuşum sivildeyken nitelikli hırsızlıkla suçlandım ve eğitime çağrıldım eğitimdeyken mahkemeye gittim ve ilk celsede 223/2-e maddeinden beraat ettim daha sonra atamam yapıldı ve şuan görevdeyim bu olay benim memuriyetimi etkilermi acaba bilgi verirseniz sevinirim kolay gelsin.
Avukat bey meraba 223/e bereat aldim emekli polisim ancak ihrac oldum dosyam danistayda sayfada sorulmus ama bereaat alan kisi masumdegilmidir danistay konuya bu snlamda yaklasmasi gerekirmi farkli karar cikabilirmi tesekurler
İyi günler, idari soruşturma sonuçlanmadan adli kovuşturma sonunda CMK m223/e) maddesine göre beraat kararı verildi. karar verilmiş olmasına rağmen, kararın mahkeme heyetinin oy birliği ile alınmış olması, savcının itirazı olmadan kesinleşmesi ve gerekçeli kararda bilirkişi raporlarının isnat edilen suçun işlenmediğini gösterdiğine atıf yapılması idarenin alacağı karara itirazda ne derece önemlidir?
müdür saldırısına ugradım,ben yaralandım.müdür kendi omzunu kendi cıkardı ,fakat benim çıkardığımı söyledi disiplin cezası ve sürgün verildi, ceza mahkemesini AHİME taşıdım ahim odaya kilitleme ve şahsıma saldıyı işkence kapsamında inceledi hükümet ile para
alınarak ,uzlaşmaya gidildi. daha önce cezaya ve sürgüne idari davam var. ahim kararı 29 mayıs 2018 geldi. idari davaları bu karar ile itiraz edebilirmiyim
İdari soruşturmada müfettiş beyanları ve benim savunmamı alır. Beyanlarda yanımdaki arkadaş samimi olduğu arkadaşını telefon ile çağırıyor birisinin ihtiyacı var diyerek yardım adı altında bir miktar rızası ile arkadaşından para alır sonra iddiaya göre parayı alan arkadaşta parayı bana verir. Bu beyanlara istinaden bana meslekten ihraç karari verilir. Beyan haricinde her hangi bir delil yok.
İşlendiği iddia edilen olay 2015 kasım-aralık meslekten ihraç kararı 16/12/2017 zaman aşımı dolmamışmı ?
Tşk
İyi günler, ceza yargılaması sonucu alınan beraat hükmü CMK m223 / e) Yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması,
fıkrasından verildiği takdirde memurun disiplin soruşturmasından “MESLEKTEN ÇIKARMA” cezası alması mümkün müdür?
ceza mahkemesi kovuşturması disiplin cezası sonrası sonuçlanması halinde fiilin işlenmediği yada memurun fiili işlemediği kararı verilirse idari mahkemelere konu olması yada iptali davası açılabilmesi için ,(disiplin cezası kararının tebiliğinden itibaren 60 günlük dava açma süresi bulunmaktadır) mahkeme kararının bu süreyi aşması durumunda, memur mahkeme gerekçeli karar tarihinden itibaren idari yargıya başvurabilir mi?
Açıklamalarınız için tüm memurlar adına teşekkür ederim. Bildiğiniz üzere disiplin soruşturması sonucu alınmış cezalara itiraz yolu açıktır.Fakat idareler tarafından 4982 sayılı kanuna rağmen soruşturma dosyası içeriği ilgili memura isteği halinde verilmemektedir. buda savunma haklarının elinden alınması anlamına gelmektedir.Bu durumda memurların yapabilecekleri hakkında bilgi paylaşmanızı rica ederim.