Hukuki el atma, uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle, mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde, bir taşınmaza ilişkin tasarrufun hukuken kısıtlanmasıdır. Kamulaştırma Kanunu’na eklenen Ek 1. maddenin birinci fıkrası dışında kalan bölüm, hukuki el atmaya dayalı tazminat taleplerinde öncelikle idareye başvurulması ve uzlaşma görüşmelerinin tamamlanmasını öngörmekteydi. Ne var ki, kanundaki bu düzenleme, Anayasa Mahkemesi’nin 20.12.2018 tarih ve 2016/181 E., 2018/111 K. sayılı ilamında Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edilmiştir.
Yazı İçeriği
Tarafı olduğumuz uluslararası sözleşmelerde ve Anayasamızda özel olarak koruma altına alınan mülkiyet hakkı, temel hak ve özgürlüklerin başlıcalarından biri olup, sahibine geniş yetkiler vermektedir. Ne var ki, bu denli geniş bir korumaya sahip bu hakka bile; kimi zaman özel kişilerce kimi zamansa bizzat idare tarafından müdahale edilebilmektedir.
İdarenin, kişinin özel mülkiyetinde bulunan taşınmaz malına, onun rızası hilafına el koyması şeklinde tanımlayabileceğimiz ‘’el atma’’ kavramı ikiye ayrılır. Bunlar;
- Hukuki El Atma ve
- Fiili El Atmadır.
1. Hukuki El Atmaya İlişkin Yasal Düzenleme
İdare, nazım imar planını detaylandırmak amacıyla uygulama imar planı hazırlayarak, taşınmazların kullanım amacını belirler. Özel mülkiyette bulunan taşınmazlar kimi durumlarda genel hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılarak, maliklerinin bu taşınmazlar üzerindeki tasarruf yetkileri hukuken kısıtlanır. İdarenin bu kısıtlaması, kişilerin mülkiyet hakkının özüne dokunmaktadır.
Kamulaştırma Kanunu’nda yapılan güncellemelerden sonra gelinen son durumda ise, Ek Madde 1’de hukuki el atma hususu düzenlenmektedir. İlgili madde uyarınca, imar planının kesinleştiği tarihten itibaren 5 yıl içinde, uygulama imar planında kamu hizmetine ayrılan taşınmazlarda plana uygun şekilde değişiklik yapılmalıdır. Keza, idarenin bütçesi dahilinde bu 5 yıllık süre içinde taşınmaz kamulaştırılmalıdır. Aksi halde taşınmaz üzerinde malikin tasarruf yetkisini kısıtlayan idari müdahaleye kaldıracak şekilde imar planı yeniden düzenlenmelidir.
Şayet bu süre içerisinde idarece gerekli işlemler yapılmazsa, idarece, taşınmaza hukuken el atılmış olur.
Taşınmaza kamulaştırmasız hukuki el atmanın hangi koşullarda gerçekleştiği ve malikin başvurabileceği yasal yolların neler olduğuna ilişkin detaylı inceleme için “Kamulaştırmasız Hukuki El Atma” başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
2. Taşınmazına Hukuken El Atılan Malikin Hakları Nelerdir?
İdarenin 5 yıl içinde gerekli işlemleri yapmaması nedeniyle taşınmazına hukuki el atılarak tasarruf yetkisi kısıtlanan malik, taşınmazın kamulaştırmasından sorumlu idare aleyhine idari yargıda dava açabilir. Ancak kısa süre öncesine kadar malikin, bu davayı açmadan önce, idareye başvurması ve kamulaştırmaya ilişkin uzlaşma sürecini başlatması hukuki bir zorunluluktu.
3. Anayasa Mahkemesinin 20.12.2018 Tarihli, 2016/181E., 2018/111K. Sayılı Kararının Getirdiği Farklılıklar Nelerdir?
Anayasa Mahkemesinin, 05.04.2019 tarihli ve 30736 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2016/181E., 2018/111K. sayılı ilamıyla hukuki el atmaya dayalı tazminat davalarındaki bazı ön şartlar iptal edilmiştir. Malik lehine bir karar olan bu iptal kararına göre, maliklerin hukuki el atmaya dayalı tazminat davalarından önce idareye başvurması ve uzlaşma başvurusu yapma şartı kaldırılmıştır.
Bahse konu Anayasa Mahkemesi’nin 20.12.2018 tarih ve 2016/181 E., 2018/111 K. sayılı ilamının, konuya ilişkin ç bendinin 2 numaralı hüküm fıkrası şu şekilde açıklanabilir:
“20.08.2016 tarihli ve 6745 sayılı Yatırımların Proje Bazında Desteklenmesi ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’ un 33. maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’na eklenen Ek 1. maddenin birinci fıkrası dışında kalan bölümünün Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline oybirliğiyle karar verilmiştir.“
Bahse konu Ek 1. maddenin birinci fıkrası dışında kalan bölüm, hukuki el atmaya dayalı tazminat taleplerinde öncelikle idareye başvurulması ve uzlaşma görüşmelerinin tamamlanmasını öngörmekteydi.
Ne var ki Anayasa Mahkemesince 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu Ek 1. maddenin birinci fıkrası dışında uzlaşma sürecine ilişkin hükümler iptal edilerek, karar 05.04.2019 tarihli Resmi Gazetede yayımlanmıştır. Böylece, açılacak davalarda idareye başvuru, zorunlu bir yol olmaktan çıkarılmıştır.
Keza, uzlaşma görüşmeleri bir dava şartı olmaktan çıkarıldığından, taşınmazına uygulama imar planındaki değişikliklerle hukuken el atılan malikler, şartların varlığı halinde doğrudan idari yargıda dava açabilecektir. Bu noktada önemle belirtmek isteriz ki, 1/1000 ölçekli uygulama imar planları ile taşınmaza hukuken el atıldığından bahsedilebilir. Ancak, 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişiklikleri gerekçe gösterilerek taşınmaza hukuken el atıldığından bahisle idari yargıda dava açılması mümkün değildir.
Diğer taraftan, kamulaştırma işlemlerinin bir kısmı için halen kanuni bir zorunluluk olan uzlaşma müessesesine ilişkin detaylı incelememize “Kamulaştırmada Uzlaşma” başlıklı yazımızdan ulaşabilirsiniz.
4. Kamulaştırmasız Hukuki El Atmada Dava Süreci
Taşınmazına hukuki el atıldığını iddia eden malik, birtakım şartların varlığı halinde, el atılan taşınmaz bedelinin tazmini talebiyle, el atan idare aleyhine dava açabilir. Bahse konu şartlar şu şekilde listelenebilir:
- Malikin taşınmazı, imar planında yeşil saha, park, okul gibi kamuya ayrılan bir alanda bulunmalı veyahut imar uygulaması sebebiyle düşülen düzenleme ortaklık payı %45’in üzerinde olmalıdır.
- İmar planı kesinleşmiş olmalıdır.
- İmar planının kesinleşmesinden itibaren beş yıl geçtiği halde belediye veya ilgili idare tarafından kamulaştırma işlemi yapılmamış olmalıdır.
Tüm bu şartlar uyarınca malikin, idari yargıda açacağı davada; taşınmazın ya da üzerinde tesis edilen irtifak hakkının dava tarihindeki değeri mahkemece tespit edilir. Bu tespit yapılırken, taşınmazın hukuken tasarrufunun kısıtlandığı veya fiilen el konulduğu tarihteki nitelikleri esas alınır.
Konuyla alakalı olarak T.C. Anayasamıza ulaşmak için bkz.