İhtiyari arabuluculuk, dava açmak için arabuluculuğa başvurmanın zorunlu olmadığı haller dışında kalan, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri özel hukuk uyuşmazlıklarında başvurabildikleri bir alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemidir. İhtiyari arabuluculuğa dava açılmadan önce başvurulabileceği gibi dava açıldıktan sonra da başvurulabilir. Arabuluculuk süreci gizli yürütülen bir süreç olup taraflar bu süreci devam ettirip ettirmeme konusunda takdir hakkına sahiptir. Taraflar, arabulucuyu seçme konusunda da takdir hakkına sahip olmakla birlikte ortak bir arabulucu üzerinde anlaşılamaması durumunda adliyelerde bulunan arabuluculuk bürosuna başvurulabilir. Tarafların arabuluculukta anlaşması durumunda anlaşılan hususlarda daha sonradan dava açılamaz. Ancak anlaşılamayan hususlarda dava açılmasının önünde bir engel bulunmamaktadır. Arabulucunun ücreti taraflarca aksi kararlaştırılmadığı sürece eşit şekilde ödenir.
Yazı İçeriği
- 1. Arabuluculuk Nedir?
- 2. İhtiyari Arabuluculuk
- 3. Arabuluculuk Başvuru Süresi
- 4. Arabuluculuk Sürecinde Tarafların Hak ve Yükümlülükleri
- 5. Arabulucunun Seçimi, Tarafsızlığı ve Arabuluculuk Sürecinin Yürütülmesi
- 6. Arabuluculuk Sürecinde Gizlilik İlkesi
- 7. Arabuluculuk Neticesinde Tarafların Anlaşması
- 8. İhtiyari Arabuluculuk Ücreti
- 9. İcra Edilebilirlik Şerhi
- 10. Sıkça Sorulan Sorular
Arabuluculuk, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği bir konu hakkında yaşadığı bir özel hukuk uyuşmazlığında dava yoluna gitmeden Adalet Bakanlığı tarafından tutulan arabuluculuk listesinde kayıtlı tarafsız ve bağımsız bir üçüncü kişi yardımıyla tarafların anlaşmasını amaçlayan bir yöntemdir. Arabuluculuk zorunlu arabuluculuk ve ihtiyari arabuluculuk olarak ikiye ayrılmaktadır.
1. Arabuluculuk Nedir?
6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 2. Maddesinde arabuluculuk; sistematik teknikler uygulayarak, görüşmek ve müzakerelerde bulunmak amacıyla tarafları bir araya getiren, onların birbirlerini anlamalarını ve bu suretle çözümlerini kendilerinin üretmesini sağlamak için aralarında iletişim sürecinin kurulmasını gerçekleştiren, tarafların çözüm üretemediklerinin ortaya çıkması hâlinde çözüm önerisi de getirebilen, uzmanlık eğitimi almış olan tarafsız ve bağımsız bir üçüncü kişinin katılımıyla ve ihtiyarî olarak yürütülen uyuşmazlık çözüm yöntemi olarak tanımlanmıştır. Arabulucu, taraflara herhangi bir yönlendirmede bulunmadan tarafların eşit şartlarda müzakerede bulunmasını amaçlar.
Arabuluculuğa mutlaka dava açılmadan başvurulması gibi bir kaide bulunmamaktadır. Taraflar, dava açıldıktan sonra da arabulucuya başvurabileceği gibi mahkeme de tarafları arabuluculuğa başvurmaları için teşvik edebilecektir.
Arabuluculuk, ihtiyari arabuluculuk ve zorunlu arabuluculuk olarak ikiye ayrılır.
1.1. Zorunlu Arabuluculuk
Mevzuatımızda bazı özel hukuk uyuşmazlıkları için dava açmadan önce zorunlu olarak arabuluculuğa başvurma şartı öngörülmüştür. Zorunlu arabuluculuğun söz konusu olduğu hallerde arabuluculuğa başvurulmadan dava açılması halinde açılan dava, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddedilecektir. Bu nedenle hangi uyuşmazlıklarda zorunlu olarak arabuluculuğa başvurulması gerektiği son derece önem arz etmektedir. Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bazı istisnaları bulunmakla birlikte kural olarak iş davalarında, ticari davalarda ve Tüketici Mahkemesi’nde görülecek olan davalarda zorunlu arabuluculuk söz konusudur. Yani bu davalarda arabuluculuğa başvuru bir dava şartıdır. Zorunlu arabuluculukla ilgili olarak aşağıdaki linklerde yer alan yazılarımızı inceleyebilirsiniz.
İş Davalarında Zorunlu Arabuluculuk
Tüketici Davalarında Zorunlu Arabuluculuk
Ticari Davalarda Zorunlu Arabuluculuk
1.2. İhtiyari Arabuluculuk
Taraflar, arabuluculuğa başvurmak zorunda olmamalarına rağmen kendi talepleri doğrultusunda yani ihtiyari olarak arabuluculuğa başvurma hakkına sahiptirler. Ancak bu başvurunun da belli başlı sınırları bulunmaktadır. Taraflar, yalnızca üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri özel hukuk uyuşmazlıkları amacıyla arabuluculuk yoluna gidebilirler.
2. İhtiyari Arabuluculuk
İhtiyari arabuluculuk, dava açmak için arabuluculuğa başvurmanın zorunlu olmadığı haller dışında kalan, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri özel hukuk uyuşmazlıklarında başvurabildikleri bir alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemidir. Taraflar bu yolla uyuşmazlığın daha hızlı çözülmesini sağlayarak yıllar süren davaları takip etmek zorunda kalmayacakları gibi yüksek meblağlara ulaşabilen dava masraflarıyla da karşı karşıya kalmanın önüne geçmiş olacaklardır. Arabuluculuk sürecinin aleni olmaması nedeni ile mevcut olan Gizlilik ilkesi, özellikle ticari hayatta tarafların itibarın korunması için de arabuluculuk faaliyeti r. İş bu anlaşma belgesi icra edilebilirlik şerhi olmadan da geçerli bir belge kabul edilir. son derecede önem arz etmektedir.
2.1. Hangi Uyuşmazlık ve Davalar İçin İhtiyari Arabuluculuğa Başvurulabilir?
Arabuluculuk Kanunu’na göre; arabuluculuğa, yabancılık unsuru taşıyanlar da dâhil olmak üzere, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri iş veya işlemlerden doğan özel hukuk uyuşmazlıklarının çözümlenmesinde başvurulabilir.
Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri işler, kamu düzenini ilgilendirmeyen, arabuluculuğa başvuran tarafların dışındaki kişilerin haklarını doğrudan etkilemeyen ve başkalarının haklarına zarar vermeyen işleri ifade etmektedir. Örnek vermek gerekirse, maddi ve manevi tazminat talepleri, boşanma sebebiyle mal paylaşımı, mirasın paylaşımı, sigorta alacağı, sözleşme uyuşmazlıkları gibi hususlar tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği hususlar olması vesilesiyle bu konularda arabuluculuğa başvurulabilir.
2.2. Hangi Uyuşmazlık ve Davalar İçin İhtiyari Arabuluculuğa Başvurulamaz?
Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri işler, yani kamu düzenini ilgilendiren yahut arabuluculuğa başvuran tarafların dışında kalan kişilerin haklarını doğrudan etkileyen durumlar arabuluculuk yoluyla çözülemez. Bu tür uyuşmazlıkların çözülebilmesi ancak mahkeme kararı ile mümkündür.
Örneğin çocuğun velayetinin hangi ebeveynde kalacağı hususu kamu düzenini ilgilendirdiği için arabuluculuk yoluyla bu uyuşmazlığın çözülmesi mümkün değildir. Yine kamu düzenini ilgilendirdiğinden tarafların boşanmasına arabuluculukta karar verilemeyeceği gibi boşanmadan kaynaklı mal paylaşımına ilişkin uyuşmazlık arabuluculukta çözümlenebilecektir. Arabuluculuk Kanunu’nda aile içi şiddet konularında arabuluculuğa başvurulamayacağı da açıkça düzenlenmiştir.
İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemeleri’nin alanına giren hususlarda da arabuluculuk yoluna başvurulamamaktadır.
Bu noktada önemle belirtmek gerekir ki ceza davalarında söz konusu olan uzlaştırma kurumu, arabuluculuk faaliyetinden farklı bir uyuşmazlık çözüm yöntemidir. Örneğin bir suç nedeniyle başlatılan soruşturma veya kovuşturma sırasında taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözülebilmesi için arabuluculuğa başvurulması mümkün değildir.
3. Arabuluculuk Başvuru Süresi
Taraflar, dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurabilecekleri gibi dava açıldıktan sonra da arabuluculuğa başvurabilirler. Hatta mahkeme de, tarafları arabuluculuğa başvurma konusunda aydınlatıp, teşvik edebilir.
Taraflardan birisi, diğer tarafa arabuluculuğa başvuru teklif ederse ve bu teklife 30 gün içerisinde bir cevap verilmezse arabuluculuk teklifi reddedilmiş sayılır.
Eğer dava açıldıktan sonra, taraflar mahkemeye arabulucuya başvuracaklarını beyan ederlerse mahkemece üç ayı geçmemek üzere yargılama ertelenir.
Tarafların ihtiyari olarak arabulucuya başvurmaları halinde arabuluculuk sürecinin başlamasından sona ermesine kadar geçirilen süre, zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin hesaplanmasında dikkate alınmaz. Yani ihtiyari olarak arabuluculuğa başvurmak zamanaşımını veya hak düşürücü süreyi kesmez, durdurmaz. Ancak zorunlu arabuluculuk hallerinde arabuluculuk yoluna başvurulduğu gün itibariyle zamanaşımı ve hak düşürücü süreler işlemez. Arabuluculuk son tutanağının düzenlendiği tarihten itibaren zamanaşımı ve hak düşürücü süre kaldığı yerden işlemeye devam eder.
4. Arabuluculuk Sürecinde Tarafların Hak ve Yükümlülükleri
Arabuluculuk sürecinde arabulucunun hak ve yükümlülükleri bulunduğu gibi arabuluculuğa başvuran tarafların da hak ve yükümlülükleri bulunmaktadır.
- Arabuluculuk, tamamen gizli yürütülmesi gereken bir süreçtir. Arabuluculuğun gizli olması, taraflar için bir hak olmakla beraber aynı zamanda bir yükümlülüktür. Taraflar, arabuluculuk sürecinin gizli kalmasını isteme hakkına sahip olduğu gibi bu süreci gizli tutmakla da yükümlüdürler. Ayrıca arabulucu da arabuluculuk faaliyeti nedeniyle elde ettiği tüm bilgi ve belgeleri gizli tutmakla yükümlüdür. Arabuluculuk sürecinde gizliliğe aykırı davranılması sebebiyle bir kişinin hukuken korunan menfaatine zarar veren kişi, Arabuluculuk Kanunu’nun 33. Maddesine göre şikayet üzerine 6 aya kadar hapis cezası ile cezalandırılabilecektir.
- Arabuluculuk süreci iradi bir süreçtir. Taraflar, arabulucuya başvurmak, süreci devam ettirmek, sonuçlandırmak veya bu süreçten vazgeçmek konusunda serbesttirler. Hiçbir kimse, arabuluculuk sürecine katılmaya zorunlu tutulamaz.
- Arabuluculuk sürecinde taraflar daima eşit haklara sahiptir. Arabulucu, bir tarafa ne şekilde davranıyorsa diğer tarafa da eşit şekilde davranmakla yükümlüdür. Taraflara verilen söz hakkı süreleri eşit olmalı ve eşitsizlik yaratabileceği düşünülen tüm hususların arabulucu tarafından önüne geçilmelidir.
5. Arabulucunun Seçimi, Tarafsızlığı ve Arabuluculuk Sürecinin Yürütülmesi
Arabuluculuk Kanunu’nun 14. Maddesine göre başkaca bir usul kararlaştırılmadıkça arabulucu veya arabulucular taraflarca seçilir. Taraflar, uyuşmazlıklarını hangi arabulucu ile çözmek istiyorlarsa o arabulucuya başvurma hakkına sahiptirler. Tarafların herhangi bir arabulucu üzerinde anlaşmamaları durumunda adliyelerde bulunan arabuluculuk bürosuna başvurabilir.
Taraflar ortak bir iradeyle bir arabulucu üzerinde anlaşırlarsa arabulucu belirleme tutanağı imzalarlar ve arabulucu bu tutanağı ilgili arabuluculuk bürosuna teslim eder.
Arabulucu, arabuluculuk yoluna başvuran taraflara eşit ve tarafsız bir şekilde yaklaşmakla ve görevini şahsen yerine getirmekle yükümlüdür. Arabulucu, bu sıfatla görev yaptığı uyuşmazlıkla ilgili olarak açılan davada, daha sonra taraflardan birinin avukatı olarak görev üstlenemez.
Arabulucu, arabuluculuk faaliyetinin başında, tarafları arabuluculuğun esasları, süreci ve sonuçları hakkında gerektiği gibi aydınlatmakla yükümlüdür. Taraflar, arabuluculuk görüşmelerine şahsen katılabileceği gibi avukatlarıyla beraber veya yalnızca avukatları aracılığıyla da katılabilirler.
Arabulucu, uyuşmazlık hakkında bir hâkim gibi karar veremez. Tarafların eşit şartlar altında müzakere etmesini sağlar ve tarafların bu müzakere ile ulaştığı sonucu tutanak altına alır. Bu tutanağın etkisine aşağıda ayrıca değinilecektir. Arabulucunun bir hakim gibi tanık dinleme, bilirkişi raporu isteme veya keşif yapma gibi bir yetkisi ve görevi bulunmamaktadır.
Arabulucu eğer söz konusu uyuşmazlık hakkında tarafsız kalamayacağını düşünüyorsa bu durumu taraflara bildirmekle yükümlüdür. Örneğin arabulucuya başvuran taraflardan biri arabulucunun lise arkadaşıysa ve arabulucu bu nedenle tarafsız olamayacağını düşünürse bunu taraflara bildirir. Ancak taraflar buna rağmen aynı arabulucu ile sürece devam etmek isterlerse sürecin devam etmesinde herhangi bir sakınca bulunmamaktadır. Arabuluculuğun tarafsızlığını şüpheye düşürecek haller sınırlı sayıda değildir. Arabulucu onlarca farklı nedenden dolayı tarafsızlığını koruyamayacağını düşünebilir.
Arabuluculuk sürecinin sona ermesinin ardından arabulucu, elinde bulunan belgeleri ve arabuluculuk faaliyeti neticesinde düzenlenen tutanağı beş yıl süre ile saklamak zorundadır.
6. Arabuluculuk Sürecinde Gizlilik İlkesi
Yukarıda da açıkladığımız üzere arabuluculuk, gizli yürütülmesi gereken bir süreçtir. Arabulucunun arabuluculuk faaliyeti nedeniyle elde ettiği tüm bilgi ve belgeleri gizli tutmakla yükümlüdür. Taraflar da bu belgeleri olası bir davada veya tahkim yargılamasında kullanamayacaklardır. Olası bir dava veya tahkim yargılamasında delil olarak ileri sürülemeyecek beyan ve belgeler Arabuluculuk Kanunu’nda şu şekilde açıklanmıştır:
- Taraflarca yapılan arabuluculuk daveti veya bir tarafın arabuluculuk faaliyetine katılma isteği.
- Uyuşmazlığın arabuluculuk yolu ile sona erdirilmesi için taraflarca ileri sürülen görüşler ve teklifler.
- Arabuluculuk faaliyeti esnasında, taraflarca ileri sürülen öneriler veya herhangi bir vakıa veya iddianın kabulü.
- Sadece arabuluculuk faaliyeti dolayısıyla hazırlanan belgeler.
7. Arabuluculuk Neticesinde Tarafların Anlaşması
Arabuluculuk faaliyetinin sonucu, tarafların anlaşıp anlaşamadıkları, arabuluculuk sürecinin nasıl sonuçlandığı arabulucu tarafından düzenlenen bir tutanak ile belgelendirilir. Bu tutanak taraflarca veya varsa avukatları ya da kanuni temsilcileri tarafından imzalanır. Eğer bu belge taraflar, kanuni temsilcileri veya avukatlarınca imzalanmazsa, sebebi belirtilmek suretiyle sadece arabulucu tarafından imzalanır.
Arabuluculuk faaliyeti sonucunda taraflar anlaşmaya varırsa bu anlaşmanın kapsamı taraflarca belirlenir ve tutanak da bu doğrultuda hazırlanır. Taraflar eğer arabuluculuk faaliyeti sonunda bir anlaşmaya varmışlarsa anlaşılan bu hususlar hakkında daha sonradan taraflarca dava açılamaz.
8. İhtiyari Arabuluculuk Ücreti
Arabulucu, yürütmüş olduğu arabuluculuk faaliyeti karşısında ücret ve masrafları isteme hakkına sahiptir. Hatta öyle ki arabulucu henüz faaliyete başlamadan ücret ve masraflar için avans da talep edebilir. Eğer aksi kararlaştırılmamışsa, arabulucunun ücreti, faaliyetin sona erdiği tarihte yürürlükte bulunan Arabulucu Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenir. Taraflar, Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesinin altında bir ücret kararlaştırılamaz. Arabulucunun ücreti ile arabulucunun taraflar arasındaki uyuşmazlık için yapmış olduğu masraflar, taraflarca eşit şekilde karşılanır. Ancak taraflar aralarında bir tarafın ücretin ve masrafların tamamını veyahut daha büyük kısmını ödemesi konusunda anlaşmaya varabilirler.
Örneğin 2023 Yılı Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesine göre konusu para olan veya para ile değerlendirilebilen hukuki uyuşmazlıkların arabuluculuk yoluyla çözüme kavuşturulmasının sağlanmasında arabulucuya ilk 100.000 TL için üzerinde anlaşılan tutarın %6’sı kadar ücret ödenecektir. Örneğin taraflar arabuluculuk süreci sonucunda eğer bir tarafın diğer tarafa 80.000 TL ödeyeceği hususunda anlaşırlarsa, arabulucuya da bu tutarın %6’sına tekabül eden 4.800 TL ücret ödemek durumunda kalacaklardır. Taraflar bu ücretin nasıl ödeneceğini kararlaştırabileceği gibi aksi kararlaştırılmadıkça her iki taraf da eşit olacak şekilde, 2.400 TL ödemekle yükümlü olacaktır.
9. İcra Edilebilirlik Şerhi
Taraflar, arabuluculuk faaliyeti sonucunda bir anlaşmaya varırlarsa bu anlaşma belgesinin icra edilebilirlik etkisi kazanması için şerh verilmesini isteyebilir. Eğer taraflar dava açılmadan önce arabuluculuk yoluna başvurmuşlarsa anlaşmanın icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesi arabulucunun görev yaptığı yerdeki Sulh Hukuk Mahkemesi’nden talep edilebilir. Eğer taraflar dava açıldıktan sonra arabuluculuk yoluna başvurmuşlarsa ve arabuluculuk faaliyeti sonucunda anlaşmışlarsa anlaşmanın icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesini davayı gören mahkemeden isteyebilirler. Bu şerhi içeren anlaşma, ilam niteliğinde belge sayılır. Yani mahkeme kararına eşdeğer nitelikte bir belge sayılır.
Taraflar, tarafların avukatları ve arabulucu tarafından birlikte imzalanan anlaşma belgesi icra edilebilirlik şerhi aranmadan ilam niteliğinde belge sayılır. Yani tarafların imzasıyla birlikte tarafların avukatlarının imzasını ve arabulucunun imzasını içeren anlaşma belgesinin icra edilebilirlik kazanması için ayrıca bir mahkeme kararına gerek bulunmamaktadır. Bu tutanaklar doğrudan icra edilebilecektir.
Taraflar eğer arabuluculuk faaliyeti sonunda bir anlaşmaya varmışlarsa anlaşılan bu hususlar hakkında daha sonradan taraflarca dava açılamaz.
10. Sıkça Sorulan Sorular
İhtiyari arabuluculuk faaliyetini yürüten arabulucunun ücret hakkı bulunmaktadır. Bu ücret Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesinde belirtilen bedellerden az olmamak üzere taraflarca belirlenebilir. Asgari arabuluculuk ücretine 2023 Yılı Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesinden ulaşılabilir. Aksi kararlaştırılmadıkça arabulucunun ücreti taraflarca eşit şekilde karşılanır.
Taraflar, uyuşmazlıklarını hangi arabulucu ile çözmek istiyorlarsa o arabulucuya başvurma hakkına sahiptirler. Taraflar ortak bir iradeyle bir arabulucu üzerinde anlaşırlarsa arabulucu belirleme tutanağı imzalarlar ve arabulucu bu tutanağı ilgili arabuluculuk bürosuna teslim eder. Tarafların herhangi bir arabulucu üzerinde anlaşmamaları durumunda adliyelerde bulunan arabuluculuk bürosuna başvurabilir. Bu durumda arabulucular siciline kayıtlı bir arabulucu görevli olarak atanacaktır.
Arabuluculuk görüşmesine tarafların bizzat kendisi, kanuni temsilcileri ve avukatları katılabilir. Tarafın vekili aracılığı ile görüşmelere katılmak istemesi durumunda vekaletnamede arabuluculukla ilgili özel bir yetki gerekir. Ayrıca uyuşmazlığın çözümüne katkı sağlayabilecek uzman kişiler de müzakerelerde hazır bulundurulabilir.
Taraflar arabuluculuk yoluna başvurup süreç sonunda anlaşamazlarsa dava açma haklarını kaybetmezler. Eğer taraflar arabuluculukta anlaşamazlarsa mahkemeye başvurarak dava açabilirler.
İhtiyari arabuluculuk yoluna başvurmak ve arabuluculuk süreci sonunda anlaşamamak dava açmaya engel değildir. Ancak eğer taraflar arabuluculuk faaliyeti sonunda bir anlaşmaya varmışlarsa anlaşılan bu hususlar hakkında daha sonradan taraflarca dava açılamaz.
Tarafların ihtiyari olarak arabulucuya başvurmaları halinde arabuluculuk sürecinin başlamasından sona ermesine kadar geçirilen süre, zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin hesaplanmasında dikkate alınmaz. Yani ihtiyari olarak arabuluculuğa başvurmak zamanaşımını veya hak düşürücü süreyi kesmez, durdurmaz.
Arabuluculuk ücreti, arabuluculuk faaliyetinin sona erdiği tarihte yürürlükte olan Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi’ne göre belirlenir. Bu tarifeye göre konusu para olan veya para ile değerlendirilebilen hukuki uyuşmazlıkların çözümünde yüzde usulü uygulanırken diğer uyuşmazlıklarda taraf sayısı ve arabuluculuk faaliyetinin aldığı süreye göre farklı ücretlendirmeler söz konusudur.
Taraflar aralarında anlaşır ve bir arabulucu seçerlerse arabulucu belirleme tutanağı imzalarlar ve arabulucu bu tutanağı ilgili arabuluculuk bürosuna teslim eder. Eğer taraflar bir arabulucu üzerinde anlaşma sağlayamazlarsa adliyelerde bulunan arabuluculuk bürolarına başvurulabilir. Arabuluculuk bürosu olmayan yerlerde arabuluculuk bürosu sıfatıyla görevlendirilen sulh hukuk mahkemesi yazı işleri müdürlüğü tarafından işlemler gerçekleştirilir.
Kural olarak taraflar arabuluculuk ücretini eşit şekilde ödemekle yükümlüdürler. Ancak taraflar anlaşarak bir tarafın bu ücretin daha fazla kısmını veya tamamını karşılaması konusunda anlaşabilirler.
Yargıtay’a göre ibra niteliğindeki arabuluculuk tutanağı TBK m.420’deki şartları taşıyorsa geçerli, aksi takdirde geçersizdir. İşçinin işverenden alacağına ilişkin ibra sözleşmesinin yazılı olması, ibra tarihi itibarıyla sözleşmenin sona ermesinden başlayarak en az bir aylık sürenin geçmiş bulunması, ibra konusu alacağın türünün ve miktarının açıkça belirtilmesi, ödemenin hak tutarına nazaran noksansız ve banka aracılığıyla yapılması şarttır. Bu unsurları taşımayan ibra sözleşmeleri veya ibraname kesin olarak hükümsüzdür. Örneğin işçinin işten ayrılmasından sonra 1 ay geçmeden düzenlenen ibra niteliğindeki arabuluculuk son tutanağı icra edilebilirlik şerhini haiz olmayacaktır.