Vergi hataları, vergiye ilişkin hesaplamalarda veya vergilendirme sürecinde ortaya çıkan ve fazla ya da eksik vergi talep edilmesine veya tahsil edilmesine yol açan durumlardır. Bu hatalar, verginin tarh aşamasında meydana gelebileceği gibi, tahsil sürecinde de yaşanabilir.
Vergi hataları, temel olarak hesap hataları ve vergilendirme hataları olarak ikiye ayrılır. Bu tür hatalar, mükellefin başvurusu üzerine düzeltilebileceği gibi, idare tarafından resen (kendiliğinden) düzeltme yoluna da gidilebilir. Tereddüde yer bırakmayacak kadar açık olan hatalar, vergi dairesi müdürünün kararıyla idare tarafından doğrudan düzeltilebilir. Bunun yanı sıra, mükellef de hatalı işlemin düzeltilmesi için başvuru yapma hakkına sahiptir.
Yazı İçeriği
1. Vergi Hatası
Vergi hatası, 213 sayılı Vergi Usul Kanununda
“vergiye mütaallik hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi veya alınmasıdır.”
şeklinde tanımlanmıştır.
Bir vergi hatasından bahsedilebilmesi için:
- Vergiye ilişkin hesaplarda veya vergilendirme sürecinde kanun ile düzenlenen hatalardan birinin yapılması,
- Bu hata sonucunda ve haksız yere olması gerekenden “fazla” veya “eksik” vergi istenmiş ya da alınmış olması
şartlarının her ikisinin birlikte gerçekleşmesi gerekir.
2. Vergi Hatasının Türleri
Vergi hataları Vergi Usul Kanununun 116. ve devam eden maddelerinde düzenleme alanı bulmuştur. Kanuna göre; “hataların düzeltilmesi” şeklindeki hukuki yola başvurulabilecek vergi hataları, “hesap hataları” ve “vergilendirme hataları” olmak üzere temelde iki türlüdür.
Kural olarak; hesap hataları ve/ya vergilendirme hataları haricindeki diğer hukuka aykırılık hallerinin, vergi hukukunda vergi hatası olarak değerlendirilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla vergi hatalarının kapsamı dışında kalan hukuka aykırılık halleri için aşağıda bahsedeceğimiz düzeltme hukuki yoluna başvurulamayacaktır.
2.1. Hesap Hataları
Vergi hatası türlerinden biri olan “hesap hatası”, hesaplamadaki yanlışlıklardan ve genel itibariyle vergi miktarını etkileyen birtakım maddi hatalardan meydana gelir. Başka bir ifadeyle, ilgilisinden alınması gereken verginin miktarını etkileyen hatalar ile miktarı veya konusu aynı olmasına rağmen birden fazla kez istenen vergiler hesap hatasını gündeme getirmektedir. Zira bu hallerde, ilgilisinden haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi veya alınması durumu söz konusu olmaktadır.
Vergi Usul Kanununda hesap hatalarına ilişkin özel bir tanımlama bulunmamakla beraber hangi hataların hesap hatası olarak değerlendirileceği düzenlenmiştir.
Kanunun “Hesap Hataları” başlıklı 117. maddesi gereğince:
- Matrah hataları
- Vergi miktarında hatalar
- Verginin mükerrer olması
halleri hesap hatası olarak düzenlenmiştir.
2.1.1. Matrah Hataları
Matrah, vergiye esas olan tutarın belirlenmesinde kullanılan değerdir. Matrah olarak adlandırılan bu kısma belirli bir vergilendirme oranının uygulanması ile ödenmesi gereken vergi tutarı hesap edilir. Dolayısıyla; matrahın belirlenmesinde yapılan hata, ödenmesi gereken vergi tutarını da doğrudan etkileyecektir.
VUK madde 117/1’e göre matrah hataları:
Beyanname, tahakkuk fişi, ihbarname, tekâlif cetveli ve kararlarda;
- Matraha ait rakamların eksik veya fazla gösterilmiş ya da hesaplanmış olması
- Matraha ait indirimlerin eksik veya fazla gösterilmiş ya da hesaplanmış olması
hallerinde gündeme gelmektedir.
Matrah hatası halinin örneklerinden biri: Kurumlar vergisi beyannamesinde gösterilen matrahtan mahsup edilmesi gereken geçmiş yıl zararlarının vergi tutarından düşülmemesidir.
2.1.2. Vergi Miktarında Hata
VUK madde 117/2’ye göre vergi miktarında hatalar:
- Vergi oran ve tarifelerinin yanlış uygulanması
- Mahsupların yapılmamış veya yanlış yapılmış olması
- İlgili vesikalarda verginin eksik veya fazla hesaplanmış veya gösterilmiş olması
hallerinde gündeme gelmektedir.
Vergi miktarında hata halinin örneklerinden biri: Vergi tarifesinin matraha yanlış uygulanması sonucunda verginin eksik veya fazla tarh edilmiş olmasıdır.
2.1.3. Verginin Mükerrer Olması
VUK madde 117/3’e göre verginin mükerrer olması:
- Vergi ödemesinin bir defadan daha fazla kez talep edilmesi,
- Verginin aynı vergilendirme dönemine ait olması,
- Verginin aynı matrah üzerinden hesaplanması ve
- Verginin aynı vergi türünden olması
şartlarının birlikte gerçekleşmesi halinde gündeme gelmektedir.
Bu şekilde meydana gelen mükerrer vergi “çifte vergi” olarak da ifade edilmektedir.
2.2. Vergilendirme Hataları
Vergilendirme hataları, genellikle vergi mükellefiyetinin veya vergiyi doğuran olayın tespitindeki yanlışlıklardan oluşmaktadır. Bu hatalar genel itibarıyla vergilendirme işleminin niteliği ve özü ile ilgilidir. Bundan dolayı vergilendirme hataları, bir idari işlem olan vergilendirme işleminin sebep unsurunu sakatlamaktadır.
VUK madde 118’e göre vergilendirme hataları:
- Mükellefin şahsında hata
- Mükellefiyette hata
- Mevzuda hata
- Vergilendirme veya muafiyet döneminde hata
şeklinde ortaya çıkabilmektedir.
2.2.1. Mükellefin Şahsında Hata
Mükellefin şahsında yapılan hata, Vergi Usul Kanununun 118. Maddesinde: “Bir verginin asıl borçlusu yerine başka bir kişiden istenmesi veya alınmasıdır.” şeklinde tanımlanmıştır.
Bir vergi borcunun vergi idaresi tarafından istenmesi aşamasında; söz konusu vergi borcunun bir hata sonucunda asıl ilgilisi yerine bir başkasından istenmesi veya alınması, mükellefin şahsında yapılan hatayı oluşturur.
2.2.2. Mükellefiyette Hata
Mükellefiyette hata ise, Vergi Usul Kanununun 118. Maddesinde: “Açık olarak vergiye tabi olmayan veya vergiden muaf bulunan kimselerden vergi istenmesi veya alınmasıdır.” şeklinde tanımlanmıştır.
Buna göre vergiye tabi olmayan veya mevzuat uyarınca vergiden muaf olan kişiden vergi istenir veya alınır ise mükellefiyette hata yapılmış demektir. Kanun koyucu, mükellefiyette hata halinin objektif bir değerlendirmeyle açıkça belirlenebilir olmasını aramaktadır.
Mükellefiyette hata halinin örneklerinden biri: Gelir vergisi uygulamasında esnaf muaflığı şartlarını taşıyan kişiden vergi istenmesidir.
2.2.3. Verginin Konusunda (Mevzuda) Hata
Verginin konusunda (mevzuda) hata; Vergi Usul Kanununun 118. Maddesinde: “Açık olarak vergi mevzuuna girmeyen veya vergiden müstesna bulunan gelir, servet, madde, kıymet, evrak ve işlemler üzerinden vergi istenmesi veya alınmasıdır.” şeklinde tanımlanmıştır.
Vergilendirme kapsamına girmeyen veya mevzuat uyarınca vergiden istisna olan konuda vergi istenir veya alınır ise mevzuda hata yapılmış demektir. Kanun koyucu, verginin konusunda hata halinin de açık olarak belirlenebilir olmasını aramıştır.
Verginin konusunda hata halinin örneklerinden biri: Aile yardımı veya benzer adlar altında yapılan ödemeler üzerinden vergi alınmasıdır.
2.2.4. Vergilendirme veya Muafiyet Döneminde Hata
Vergilendirme hatalarının son türü olan vergilendirme veya muafiyet döneminde hata hali ise, Vergi Usul Kanununun 118. Maddesinde:
“Aranan verginin ilgili bulunduğu vergilendirme döneminin yanlış gösterilmiş veya süre itibariyle eksik veya fazla hesaplanmış olmasıdır.”
şeklinde tanımlanmıştır. Vergilendirme veya muafiyet döneminde hata şu hallerde ortaya çıkabilir:
- Mükellefin vergilendirme döneminin vergi idaresi tarafından yanlış gösterilmesi
- Vergi muafiyetine sahip olan kişilerden muafiyet dönemi daha sona ermeden vergi istenmesi veya alınması
- Muafiyet dönemi sona erdiği halde kişiden vergi istenmemesi
- İlgili muafiyet döneminin vergi idaresince yanlış hesaplanması ve belirtilmesi
Vergilendirme döneminde hata halinin örneklerinden biri: 2020 yılına ait olup 2019 yılında peşin tahsil olunan kira bedellerinin, ödemenin yapıldığı yıl olan 2019 yılında vergilendirilmesidir.
3. Vergi Hatalarının Tespiti
Vergi Usul Kanunu madde 119’a göre, vergi hataları aşağıda belirtilen şu şekillerde tespit edilebilmektedir:
- İlgili memurun hatayı bulması veya görmesi
- Üst memurların yaptıkları incelemeler sonucunda hatanın görülmesi
- Hatanın teftiş sırasında tespiti
- Hatanın vergi incelemesi sırasında tespiti
- Mükellefin başvurusu
Vergi hatasının tespitinin akabinde gerekli idari düzeltme süreci vergi idaresince gerçekleştirilmektedir.
4. Vergi Hatalarını Düzeltme Yolları
Vergi hatalarının, mükellefin başvurusu üzerine veya idare tarafından kendiliğinden tespit edilmesi mümkündür. Vergilendirme sürecine ilişkin bir vergi hatası tespit edildiğinde vergi hatasının düzeltilmesi yoluna gidilir.
4.1. İdarece (Resen) Düzeltme
Kimi durumlarda, tereddüde yer bırakmayacak kadar açık ve mutlak vergi hataları söz konusu olabilir. Bu tür hataların, bizzat vergi idaresi tarafından düzeltilmesi haline “re’sen düzeltme” denilmektedir. Bu gibi durumlarda; re’sen düzeltme işlemi aleyhine sonuç doğuran kişilerin, bu düzeltme işlemini vergi mahkemelerinde dava konusu etmeleri mümkündür.
4.2. Başvuru Üzerine Düzeltme
Mükellefler de vergi işlemlerindeki hataların giderilmesini ve ilgili işlemin düzeltilmesini vergi idaresinden talep edebilmektedir.
Vergi idaresi, mükellefin düzeltme talebine karşı 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu madde 10 gereğince, otuz gün içerisinde cevap vermek durumundadır. İdarenin otuz gün içerisinde cevap vermemesi halinde, istek zımnen reddedilmiş sayılır.
Düzeltme isteğinin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde, mükellef kalan süreye göre vergi mahkemesine veya şikâyet yoluyla Hazine ve Maliye Bakanlığına başvurabilmektedir. Düzeltme isteğinin kabul edilmesi halinde ise, fazla istenen vergi terkin olunur veya vergi tahsil edilmiş ise mükellefe iade olunur.
4.3. Düzeltme Zamanaşımı
Düzeltme talebinin, düzeltme zamanaşımı süresinde yapılması gerekmektedir. Düzeltme zamanaşımının süresi, vergiyi doğuran olayın gerçekleştiği yılı izleyen takvim yılının başından itibaren beş yıldır.
Vergi uyuşmazlıklarının diğer idari çözüm yolları hakkında daha detaylı bilgiye ulaşmak için “Vergi Uyuşmazlıklarının İdari Çözüm Yolları” adresindeki yazımızı inceleyebilirsiniz.
5. Sıkça Sorulan Sorular
Hatalı Beyanname Verdim Nasıl Düzeltebilirim?
Mükellef tarafından verilen bir beyanname eksikse ya da hatalı unsurlar barındırıyorsa mükellef ilgili eksiklik ve hataları düzeltici nitelikte yeni bir beyanname verebilir. Eksik veya hatalı beyanname elektronik ortamda verilmişse düzeltme beyannamesi de elektronik ortamda verilmelidir. Eksik veya hatalı beyanname fiziken verilmişse düzeltme beyannamesi de fiziken verilmelidir.
Vergi Hataları Nelerdir?
Vergi hataları; hesap hataları ve vergilendirme hataları olmak üzere temelde iki türlüdür. Hesap hataları ise kendi içinde matrah hataları, vergi miktarında hatalar, verginin mükerrer olması şeklinde üç gruba ayrılmaktadır. Vergilendirme hataları da kendi içinde mükellefin şahsında hata, mükellefiyette hata, mevzuda hata ile vergilendirme ve muafiyet döneminde hata olmak üzere dört gruba ayrılmaktadır.
Vergi Hatalarını Düzeltme Yetkisi Kime Aittir?
Vergi hatalarının düzeltilmesine karar vermede yetkili makam, vergi dairesi müdürüdür. Vergi hataları, düzeltme fişi baz alınarak düzeltilir.
Vergi Hataları Nasıl Düzeltilir?
Vergi hatalarının düzeltilmesi re’sen düzeltme ve mükelleflerin talebi üzerine düzeltme olmak üzere temelde iki şekilde yapılır. Herhangi bir tereddüde yer vermeyecek derecede açık olan hatalar, vergi dairesi müdürünün kararıyla bizzat idare tarafından düzeltilebilir. Bununla beraber mükellef de hatalı işlemin düzeltilmesini talep edebilir. Bunun için vergi dairesine yazılı bir talepte bulunulması gerekmektedir. Düzeltme talebi vergi dairesi tarafından uygun bulunursa düzeltme işlemi yapılır. Aksi takdirde durum mükellefe yazı ile tebliğ edilir. Düzeltme talebinin, vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlayarak beş yıl içinde yapılması gerekmektedir. Vergi idaresi mükellefin düzeltme talebine otuz gün içerisinde cevap vermezse, istek zımnen reddedilmiş sayılır. Reddedilen ya da zımnen reddedilmiş sayılan düzeltme istemine karşı, kalan süreye göre vergi mahkemesine veya şikâyet yoluyla Hazine ve Maliye Bakanlığına başvurulabilir. Düzeltme isteminin kabul edilmesi halinde ise, fazla istenen vergi terkin olunur veya vergi tahsil edilmiş ise mükellefe iade olunur.
Bu yazı yalnızca bilgilendirme amaçlı yayımlanmış olup, tüm hakları Kulaçoğlu Hukuk Bürosuna aittir. Vergi Hukuku mevzuatı ve özellikle de İdari Yargılama Usul Kanunu, diğer hukuk alanlarına nazaran daha ayrıntılı sayılabilecek kurallar içermekte olup, hak kaybına uğranılmaması açısından, herhangi bir işlem yapılmadan önce “Vergi Hukuku” alanında hizmet veren avukatlardan hukuki destek alınmasını tavsiye ederiz.