Tebligat; kanunun öngördüğü esas ve usuller uyarınca hukuki işlemlerin, muhataplarına resmi bir şekilde bildirilmesi ve bu hususun belgelendirilmesi işlemidir. Dolayısıyla tebligat işlemi, haber verme fonksiyonunun yanı sıra, ilgilisine haber verildiğinin de tespit edilmesini sağlamaktadır. Kendilerine karşı hukuki işlemlerde bulunulan kişilerin bu hususlardan haberdar olması, yargılamanın işleyişi için oldukça önemlidir. Zira sürelerin başlangıcı da yapılan tebliğlere göre belirlenmektedir. Bu sebeplerden dolayı tebligat sürecinin hızlı işlemesi ve basit yapılandırılması etkin bir yargılama süreci bakımından elzemdir. Türkiye, gerek uluslararası sözleşmeler gerekse ikili anlaşmalar uyarınca çeşitli ülkelerle adli yardımlaşma ve tebligat usullerine yönelik düzenlemeler yapmıştır. Ancak yurtdışına yapılacak tebligatlarda uluslararası sözleşme veyahut ikili anlaşmaların mevcut olmaması halinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu‘nun uygulanması gündeme gelecektir.
Yazı İçeriği
1. Uluslararası Sözleşmelerde Tebligat
2. Yurtdışına Adli Tebligat Gönderme Usulü
3. Tebligatta Kullanılması Gereken Dil
4. Yurtdışında Bulunan Türk Vatandaşına Tebligat Gönderimi
5. Uygulanacak Hukuk Kurallarının Belirlenmesi
Dünyanın küreselleşmeye başlamasıyla birlikte, uyuşmazlıklar artık ülke içi ile sınırlı kalmamakta, uyuşmazlığın taraflarının farklı ülkelerde ikamet ettiği hallere sıklıkla rastlanmaktadır. Dolayısıyla, uyuşmazlığın taraflarının, haklarında yapılan yargılamadan haberdar olabilmesi için, uluslararası bir tebligat sistemi geliştirilmesi mecbur hale gelmiştir.
1. Uluslararası Sözleşmelerde Tebligat
7201 sayılı Kanun’un 25 ilâ 27. maddelerinde yurtdışına yapılacak tebligat uygulaması gösterilmiştir. İşbu hükümler uyarınca, yabancı memlekete yapılacak olan tebligat, o memleketin yetkili makamı vasıtası ile yapılır. Bunun için anlaşma veya o ülke kanunları müsait ise, o yerdeki Türkiye siyasi memuru veya konsolosu, tebligat yapılmasını yetkili makamdan ister.
Ancak bu sürecin pratikte işlemesi oldukça zor olduğundan birçok ülkenin de katılımı ile birlikte Lahey Sözleşmeleri imzalanmıştır. Esasen, uygulamada öncelikli olarak kullanılan Lahey Sözleşmesi, 1965 tarihli Hukuki veya Ticari Konularda Adli ve Gayri Adli Belgelerin Yabancı Memleketlerde Tebliğine Dair Sözleşme’dir.
Sözleşme’nin uygulanmasını kolaylaştırılabilmek amacıyla, her üye devlet kendi bünyesinde, Merkezi Makam tayin etmiş ve tebliğleri kabul etmek, işlem yapmak hususlarında doğrudan Merkezi Makam yetkili kılınmıştır.
İşbu sözleşme hükümlerinin uygulanabilmesi için hem tebligatı yapacak ülke hem de muhataba tebligat yapılacak ülkenin sözleşme tarafı olması gerekmektedir. Ayrıca tebliğ edilecek belgelerin hukuki veya ticari konulara ilişkin olması gerekmektedir. Başka bir deyişle, kamu hukuku kaynaklı uyuşmazlıklar sözleşmenin kapsam alanı dışında bırakılmıştır.
Sözleşmenin uygulanabilmesi için muhatabın, tebligatı yapacak ülkenin veya başka bir ülkenin vatandaşı olması hususunda herhangi bir ayrım mevcut değildir. Ancak muhatap, tebligatı yapacak ülkenin vatandaşıysa o devletin diplomatik memurları aracılığı ile de tebligat yapılabilmesi mümkündür. Açıklandığı üzere uluslararası tebligat gönderimleri yapabilmek için bazı şartların sağlanmış olması gerekmektedir.
2. Yurtdışına Adli Tebligat Gönderme Usulü
Bir üst başlıkta bahsettiğimiz şartların sağlanması halinde aşağıdaki usul izlenerek yurtdışına tebligat gönderilebilmektedir:
Tebliğ Talepnamesi (184 Formu)
İşbu evrak, 4 sayfadan oluşacak şekilde sırasıyla talepname sayfası, tasdikname, tebliğ edilecek evrakın özeti ve muhatabın kimliği ve adresini ihtiva etmelidir. Uygulamada 184 formu olarak da adlandırılmaktadır. Adalet Bakanlığının tebliğ ve genelgeleri ile 1965 tarihli Lahey Sözleşmesinin ekinde de matbu olarak bu form mevcut olup il ve ilçelerin Cumhuriyet Başsavcılıklarından edinilmesi mümkündür.
Talepname Sayfası
Talep edenin kimliği ve adresi, muhatap makamın kimliği ve adresi ile yabancı ülkede kendisine tebliğ yapılacak gerçek veya tüzel kişinin kimlik ve adresi, evrak listesi ve talep eden makamın kimlik ve adresi ile tebliğ şeklinden oluşmaktadır.
Tebliğ Şekli
1965 tarihli Lahey Sözleşmesinin 5. madde hükmü taraflara tebligatın şekli konusunda seçimlik hak tanımıştır. Buna göre üç farklı tebligat şekli kararlaştırılabilmektedir:
- Tebligatın yapılacağı ülkenin tebliğ usulüne göre yapılabilir. Hatta taraflar herhangi bir seçimde bulunmadıysa doğrudan bu şekilde tebligat yapılır.
- Taraflar kendi aralarında özel bir tebligat usulü kararlaştırmış olabilirler. Ancak bu kararlaştırılan usulün talep edilen devletin hukuk kurallarına aykırı olmaması gerekmektedir.
- Bu iki yol haricinde kabul eden muhataba teslim edilerek de tebliğ olunabilir.
Ancak bu üç halde de, Merkezi Makam veya bu makamın yetkili kıldığı kişiler vasıtasıyla usulüne uygun tebligat yapılabilecektir. Lahey Sözleşmesinin amacı uygulamada pratikliği sağlamak olduğundan, Sözleşme’nin 2. maddesinde “resmi tasdik veya benzeri bir formaliteye lüzum kalmaksızın” doğrudan Merkezi Makama muhatap olunacağı tekrar vurgulanmıştır.
3. Tebligatta Kullanılması Gereken Dil
Talepname evrakının dili konusunda da 1965 Lahey Sözleşmesi’nin 7. maddesi esas alınmalıdır:
1965 Lahey Sözleşmesi Madde 7 –
“İşbu Sözleşmeye ekli numunelerde basılı olarak yer alan terimler, bütün hallerde Fransızca veya İngilizce olarak yazılmalıdır. Bu terimler, belgenin çıktığı memleketin resmi dilinde veya resmî dillerinden biri ile de yazılabilir. Bu terimlere tekabül eden boş yerler talep edilen Devletin dili ile veya Fransızca veya İngilizce olarak doldurulmalıdır.”
Dolayısıyla talepname evrakı hem Türkçe hem de talep edilen devletin kabul ettiği bir yabancı dilde iki nüsha olarak hazırlanmalıdır. Ancak tebliğ edilecek evrakın kendisinin yabancı dile tercüme edilmiş olması ancak talep edilen devlet bunu talep ettiyse aranmaktadır. Uygulamada devletlerin genellikle bunu talep ettikleri görülmektedir.
Son olarak gerekli tüm evraklar hazırlandıktan sonra bunların Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğüne gönderilmesi gerekmektedir. Bakanlıkta talep incelendikten ve uygun görüldükten sonra ilgili ülkenin merkezi makamına tebligat yapılacaktır.
4. Yurtdışında Bulunan Türk Vatandaşına Tebligat Gönderimi
7201 sayılı Tebligat Kanununun 25/b maddesine göre; yurtdışında bulunan Türk vatandaşlarına tebligat o yerdeki Türkiye siyasî memuru veya konsolosu tarafından yapılabilir. Bu itibarla tebliği yapılacak evrak adli mercilerimizce doğrudan, ilgilinin adresinin bulunduğu yerdeki Büyükelçiliğimize veya Başkonsolosluğumuza gönderilebilir.
Yurtdışında ikame eden devlette resmi görevi olan vatandaşlar için ise 7201 sayılı Tebligat Kanunu m.27/1’de, tebligatın Dışişleri Bakanlığı vasıtasıyla yapılacağı belirtilmiştir. Tebliği istenilen belgeler düzenlenecek tebliğ mazbatalı zarf içine konularak, üst yazılı bir halde doğrudan Dışişleri Bakanlığına gönderilir.
Tebligat evrakının yabancı dile tercümesine gerek yoktur.
5. Uygulanacak Hukuk Kurallarının Belirlenmesi
Yurtdışına yapılacak tebligatın birden çok kaynağı olduğu için hangi durumlarda hangi mevzuatın kullanılacağı hususunun aydınlatılması gerekmektedir.
Öncelikli olarak Türkiye’nin bu hususta taraf olduğu uluslararası anlaşma ve/veya iki taraflı sözleşme olup olmadığı değerlendirilmelidir. Her ikisinin de aynı anda olması halinde ise, hangisinin öngördüğü usul daha kolaysa onun uygulanması söz konusu olacaktır. Uluslararası anlaşmalardan ise 1954 tarihli Hukuk Usulüne Dair Lahey Sözleşmesi daha genel nitelikte olup tebligat usulü ile ilgili daha genel hükümler içermektedir. 1965 tarihli Sözleşme ise daha özel niteliktedir. Bu sebeple tebligat usulüne dair 1965 tarihli Lahey Sözleşmesi hükümleri öncelikli olarak dikkate alınacaktır.
Talep edilen ülke ile Türkiye arasında herhangi bir anlaşma mevcut değilse 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerince yurtdışına adli tebligat yapılması mümkün olacaktır.