Vergi ile ilgili süreçlerde mükelleflere yapılacak tebligatlara ilişkin yasal düzenleme, 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 93 ve devamı maddelerinde ayrıntılı olarak ele alınmıştır. Vergi Usul Kanunu’na göre, tahakkuk fişleri dışında kalan tüm vergilendirme belgeleri, mükelleflerin bilinen adreslerine taahhütlü posta yoluyla gönderilir. Mükelleflerin adreslerinin bilinmediği durumlarda ise ilan yoluyla tebligat yapılması esastır.
Bu yazımızda, vergi tebliğ usullerinin yasal çerçevesi ve usulsüz tebligatın hukuki sonuçları detaylı şekilde ele alınacaktır.
Yazı İçeriği
1. Mükellefin Bilinen Adresine Tebligat Gönderilmesi
Kanun, tebligatın bilinen adrese posta yoluyla yapılacağını belirttikten sonra, bilinen adresleri şu şekilde sıralar:
- İşe giriş veya adres değişikliği nedeniyle mükellef tarafından bildirilen iş yeri adresi,
- Yoklama fişinde veya ilgilinin imzası bulunmak şartıyla yetkili memurlar tarafından bir tutanakla tespit edilen iş yeri adresleri,
- Nüfus Hizmetleri Kanunu’na göre oluşturulan adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi.
İşyeri adresine yapılan tebligatın geçerli olması için, kişinin o adreste bulunması gerekir. Ancak, tebligat yapılan kişinin o adreste bulunamaması veya işi bırakmış olması halinde tebligat şu şekilde yapılır:
- Kişi gerçek kişi ise kendisinin,
- Tüzel kişi ise başkan, müdür veya kanuni temsilcilerden birinin,
- Tüzel kişiliği olmayan teşekkül ise bunları idare edenler veya temsilcilerden herhangi birinin adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresine tebligat yapılır.
İşyeri adresi yoksa, kişinin adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi doğrudan tebligat adresi olarak kabul edilir.
Tebligatlarda önem taşıyan bir diğer husus, tebellüğ tarihinin (tebligatın yapıldığı tarihin) tespitidir. Eğer tebligat bilinen adrese yapılmışsa, muhataba posta idaresi tarafından teslim edildiği tarih tebellüğ tarihi olarak kabul edilir.
1.1. Tebliğ Yapılabilecek Kişiler
Tebligatın kimlere yapılabileceği, 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nda belirlenmiştir. Tebligat muhatapları, mükelleflerin yanı sıra, uygun koşullarda kanuni temsilciler, genel vekiller ve vergi cezası kesilen kişiler de olabilmektedir.
İlgilinin adreste bulunmadığı durumlarda tebligatın yapılabileceği kişiler şunlardır:
- Aynı adreste ikamet eden kişilerden biri,
- Tebligat adresi bir iş yeri ise burada görevli olan memur veya çalışanlardan biri.
Ayrıca, eğer tebligat yapılacak kişinin velisi, vasisi veya kayyımı bulunuyorsa, bu kişilerden herhangi birine yapılan tebligat da hukuken geçerlidir.
Tebligat yapılacak kişi bir tüzel kişi ise, tebligat başkan, müdür veya kanuni temsilcilere yapılır. Tüzel kişiliği olmayan vakıf veya cemaat gibi teşekküller için tebligat, onları idare edenlere veya temsilcilerine yapılır. Birden fazla müdür veya temsilciye sahip bir tüzel kişilik söz konusuysa, yalnızca birine tebligat yapılması yeterlidir.
1.2. Tebliğe Konu Evrakının Muhataba Teslimi
Posta idaresi yetkilisi, tebligat evrakını içeren zarfı muhataba teslim ettiğinde, tebliğ sürecinin tamamlanabilmesi için muhatabın tebliğ alındısının üzerine tarih ve imza atması gerekmektedir. Bu işlem, tebliğ edilen evrakın teslim alındığı tarihi belirginleştirmek ve tebliğ işlemini hukuken geçerli kılmak için önemlidir. Tebliğ alındısına eklenen tarih ve imza, daha sonra doğabilecek ihtilaflarda teslim tarihini doğrulayan resmi bir delil niteliği taşır.
İmza Atamayan veya Okuma-Yazması Olmayan Kişilere Tebligat:
Eğer muhatabın okuma-yazma yetisi yoksa ya da imza atamıyorsa, posta yetkilisi bu durumu göz önünde bulundurarak özel bir işlem uygular. Bu tür durumlarda tebligat alındısının üzerine muhatabın sol elinin başparmağı bastırılır. Bu parmak izi, imza yerine geçer ve teslimin gerçekleştiğini gösterir. Başparmağın sol elden alınmasının sebebi, genelde sağ elin daha çok kullanılması nedeniyle sol elin daha ayırt edici bir iz bırakmasıdır.
1.3. Muhatabın Tebligatı Almaktan Kaçınması (İmtina Etmesi)
Bazı durumlarda, muhatabın tebligatı almaktan kaçınması, yani tebellüğden imtina etmesi söz konusu olabilir. Böyle bir durumda, yetkili posta memuru, muhatabın tebliğden imtina ettiği adresin kapısına tebligatın gönderildiği idareye gidilerek teslim alınabileceğini belirten bir pusula yapıştırır. Bu işlem, tebliğ alındısına bir şerh konarak ve imza altına alınarak kaydedilir.
Pusulanın İçeriği ve Evrakın İdareye Teslimi: Kapıya yapıştırılan pusulada, muhatabın tebligatı alabileceği idarenin bilgisi yer almalıdır. Bu pusula sayesinde, tebligatın resmi olarak yapıldığı kabul edilir. Yetkili posta memuru, tebellüğden imtina edilen bu evrakı tebligatı gönderen idareye geri teslim eder.
Tebliğ Tarihinin Belirlenmesi: Muhatabın tebellüğden imtina etmesi halinde tebliğ tarihi, pusulanın kapıya yapıştırıldığı tarih olarak kabul edilir. Bu tarih, hukuki işlemler açısından tebliğin gerçekleşmiş olduğu günü belirtir ve sonraki işlemler bu tarihe göre yürütülür.
1.4. Muhatabın Adreste Bulunamaması
Tebligat sırasında muhatap geçici dahi olsa bilinen işyeri adresinde bulunamıyorsa, posta memuru, tebliğ alındısına durum hakkında bir şerh koyarak imza eder ve tebligat evrakını ilgili idareye iade eder. Bu durumda, muhatabın Nüfus Hizmetleri Kanunu uyarınca kayıtlı yerleşim yeri adresine yeni bir tebligat çıkarılır.
Eğer tebligat, nüfus kayıtlarındaki yerleşim yeri adresine gönderildiğinde de muhatap adreste bulunamazsa, posta memuru yine tebliğ alındısına durumu şerh eder, imza ile kayıt altına alır ve evrakı idareye geri gönderir. Bu gibi durumlarda, idare bir süre sonra aynı adrese yeniden bir tebligat gönderir.
Eğer ikinci kez gönderilen tebligat da muhataba ulaştırılamazsa, ilgili adresin kapısına, tebligatın ilgili idareye gidilerek elden teslim alınabileceğini belirten bir pusula yapıştırılır. Posta memuru, durumu şerh ve imza ile kayıt altına alarak tebliğ evrakını idareye iade eder.
Tebliğ Tarihinin Belirlenmesi: Bu durumda tebligatın teslim tarihi, pusulanın kapıya yapıştırıldığı tarihten itibaren on beş gün içerisinde muhatap tarafından alınması halinde alındığı gün, bu süre içinde alınmaması halinde ise on beşinci gün olarak kabul edilir.
2. Vergiye İlişkin Bildirimlerde Yurt Dışında Bulunanlara Tebliğ
Yurt dışında bulunan kişilere yapılacak tebligatlar, o ülkenin yetkili makamları aracılığıyla gerçekleştirilir. Bu süreçte, devletlerarası özel anlaşmalar ve ulusal kanunlar devreye girebilir. Bu çerçevede, tebligat işlemi için ilgili ülkenin Türk siyasi memuru veya konsolosluğu, o ülkenin yetkili makamlarından tebligat yapılmasını talep eder.
Tebligat yapılacak kişi Türk vatandaşı değilse, tebligat Türk siyasi memuru veya konsolosluk aracılığıyla yapılabilir. Ancak, muhatap Türk vatandaşı ise, tebligat öncelikli olarak ilgili ülkenin Türkiye elçiliği veya konsolosluğu aracılığıyla gerçekleştirilir. Türkiye’nin yurt dışı temsilcilikleri, Dışişleri Bakanlığı üzerinden kendilerine ulaştırılan tebligat evrakını Türk vatandaşına iletmekle görevlidir.
Bu süreç adımları aşağıdaki gibidir:
- Tebligat evrakı, ilgili idare tarafından Dışişleri Bakanlığına iletilir.
- Dışişleri Bakanlığı, evrakı muhatabın bulunduğu ülkenin Türkiye elçiliği veya konsolosluğuna gönderir.
- Elçilik veya konsolosluk, Türk vatandaşına tebligatın yapılmasını sağlar.
Bu yöntem, Türk vatandaşlarının yurt dışında da tebligatları zamanında alabilmesi için düzenlenmiş resmi bir prosedürdür. Detaylı bilgi için Yurtdışı Adli Tebligat Usulü başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
3. Vergiye İlişkin Bildirimlerde İlan Yoluyla Tebliğ
Vergi Usul Kanunu’nun 103. maddesine göre, aşağıdaki durumlarda ilan yoluyla tebliğ yapılabilir:
- Bilinen bir adresi yoksa,
- Adres kayıt sisteminde kayıtlı adresi bulunamıyorsa,
- Yabancı bir ülkede olup tebliğ yapılması mümkün değilse,
- Başka nedenlerle tebliğ yapılmasına imkân yoksa.
İlan yoluyla tebliğ, tebligatı yapan vergi dairesinin ilan panosuna asılarak gerçekleştirilir. Tebliğin konusu, 2024 yılı için 6.900 TL’den az vergi veya vergi cezasını kapsıyorsa, ilan yazısının askıya çıkarıldığı tarihten itibaren on beşinci gün ilan tarihi kabul edilir ve başka bir işlem yapılmaz.
İlan Edilecek Tutar Aralıkları:
Tebligat konusu, 2024 yılı için 6.900 TL ile 1.700.000 TL arasında bir vergi veya vergi cezasını kapsıyorsa, ilan, ilgili vergi dairesinin bulunduğu yerin belediye sınırları içinde yayımlanan bir veya daha fazla gazetede yapılır.
Tutar 1.700.000 TL ve üzerindeyse, ilan Türkiye genelinde yayımlanan günlük gazetelerden birinde ayrıca duyurulur.
İlanda Yer Alacak Bilgiler ve Yapılması Gerekenler:
İlanda, tebliğe konu vergiler belirtilerek, ilgili kişilerin (tüzel kişilerde unvanlarıyla) isimleri yazılır. Muhataplara şu ihtarlarda bulunulur:
- İlan tarihinden itibaren bir ay içinde ilanı yapan makama bizzat veya vekil aracılığıyla başvurmaları ya da taahhütlü mektup veya telgrafla açık adreslerini bildirmeleri,
- Kendilerine süre ile kayıtlı resmi tebliğ yapılacağı.
İlan üzerine başvuran veya adres bildiren kişilere ayrıca posta yoluyla tebligat yapılır. Ancak, ilan tarihinden itibaren bir ay içinde ne vergi dairesine başvuruda bulunmuş ne de adresini bildirmiş olanlara, bir ayın sonunda tebliğ yapılmış sayılır.
4. Vergiye İlişkin İşlemlerde Elektronik Tebligat
Vergiye ilişkin işlemlerde elektronik tebligat, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 7/a maddesi ve ilgili yönetmelik hükümleri çerçevesinde uygulanmaktadır. Elektronik tebligat, vergi ile ilgili bildirimlerin mükelleflere hızlı ve güvenilir bir şekilde ulaştırılmasını sağlamak amacıyla kullanılmaktadır.
Elektronik Tebligatın Esasları:
- Elektronik Tebligat Adresi: Elektronik tebligat adresi, Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi (PTT) tarafından, gerçek kişiler için kimlik bilgileri, tüzel kişiler için ise ilgili sistem bilgileri esas alınarak oluşturulur ve Ulusal Elektronik Tebligat Sistemi’ne (UETS) kaydedilir.
- Tebliğ Tarihi: Vergiye ilişkin elektronik tebligat, belgenin mükellefin elektronik adresine ulaştığı günü izleyen beşinci günün sonu itibarıyla tebliğ edilmiş sayılır.
Vergiye İlişkin Elektronik Tebligatın Yapılması:
- Tebligatın Hazırlanması: Vergi dairesi veya tebligat çıkarmaya yetkili merci, vergiye ilişkin elektronik tebligat mesajını hazırlayarak UETS’ye teslim eder.
- Muhataba Ulaştırılması: UETS, vergiye ilişkin tebligatı mükellefin elektronik tebligat adresine iletir ve işlemi kayıt altına alır.
- Tebliğ Tarihinin Belirlenmesi: Mükellef, elektronik tebligatı okusa da okumasa da, tebligatın elektronik adresine ulaştığı günü izleyen beşinci günün sonunda tebliğ edilmiş sayılır.
Bu yöntem, vergi dairelerinin mükelleflerine bildirim süreçlerini hızlandırmasına ve güvenilir bir tebligat süreci sağlamasına katkıda bulunmaktadır.
5. Hatalı (Usulsüz) Tebliğ ve Sonuçları
Vergi Usul Kanunu (VUK) madde 108’e göre, vergi ile ilgili bir tebligat kanunda belirtilen usullere uygun yapılmadığında “usulsüz” kabul edilir. Ancak, tebliğ edilen belgelerdeki şekil hataları esasa etki etmeyecek nitelikte ise bu durum tebliğin geçersiz sayılmasına neden olmaz. Öte yandan, bazı temel eksiklikler veya hatalar tebligatı hükümsüz kılarak usulsüz tebliğ sayılmasına ve geçersiz kabul edilmesine yol açabilir.
Esasa Etki Eden Eksiklikler:
- Mükellefin Adı ve Bilgilerinin Eksikliği: Belgede mükellefin adının eksik veya hatalı yazılması, tebligatın geçersiz sayılmasına neden olabilir.
- Verginin Tür veya Miktarının Belirtilmemesi: Verginin türü veya miktarı belgede yer almıyorsa, bu durum tebligatı hükümsüz kılar.
- Dava Açma Süresinin Belirtilmemesi: Vergi mahkemesinde dava açma süresinin belgede belirtilmemesi, tebliğin usulsüzlüğüne ve dolayısıyla geçersizliğine yol açar.
- Yetkili Makam Eksikliği: Tebligat belgesi görevli bir makam tarafından düzenlenmemişse, bu eksiklik de evrakı hükümsüz kılar.
Esasa Etki Etmeyen Şekil Hataları:
Belgede küçük yazım hataları veya bazı eksiklikler esasa etki etmeyen nitelikteyse, tebliğ geçerli sayılır. Bu tür şekil hataları tebligatın geçerliliğini etkilemez.
Sonuçlar:
Vergi Usul Kanunu, tebliğin geçersizliğine yol açabilecek temel eksiklikleri örneklerle açıklamış ve “esasa etki eden şekil hataları” kavramıyla usulsüz tebliğ durumlarını düzenlemiştir. Ancak, hangi eksikliklerin esasa etki ettiğine dair nihai karar verme yetkisi vergi mahkemelerine aittir. Mahkemeler, tebliğdeki eksikliklerin tebligatın esasını nasıl etkilediğini dikkate alarak karar verir.
Vergilendirme sürecinin tebliğ dışında kalan tarh, tahakkuk ve tahsil işlemleri hakkında daha detaylı bilgi için Vergilendirme Süreci Nedir? başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
Bu yazı yalnızca bilgilendirme amaçlı yayımlanmış olup, tüm hakları Kulaçoğlu Hukuk Bürosu’na aittir. Vergi Hukuku mevzuatı ve özellikle de İdari Yargılama Usul Kanunu, diğer hukuk alanlarına nazaran daha ayrıntılı sayılabilecek kurallar içermekte olup, hak kaybına uğranılmaması açısından, herhangi bir işlem yapılmadan önce “Vergi Hukuku” alanında hizmet veren avukatlardan hukuki destek alınmasını tavsiye ederiz.