Bağlı kredi sözleşmesi ile satıcı, kendisinden mal almak isteyen tüketiciyi, proje bazında işbirliği yaptığı bankaya yönlendirmekte ve kredi almasını sağlamaktadır. Bağlı kredi kullanan tüketici, kullandığı kredi ile hangi mal veya ürünü alabileceği konusunda sınırlanmakta olup, kredi tutarı banka tarafından doğrudan tüketiciye değil, satıcıya ödenmektedir.
Yazı İçeriği
1. Bağlı Kredi Nedir?
2. Bağlı Kredinin Kanuni Tanımı ve Şartları
3. Bağlı Kredi Kullanan Tüketici Bankanın Sorumluluğuna Başvurabilir mi?
4. Bankaların Bağlı Kredilerden Sorumluluğu
5. Konut Alımında Bağlı Kredi Kullanılması
6. Sonuç
Konut ve araç satış işlemlerinde sıklıkla kullanılan bağlı tüketici kredilerinde, satıcı ve banka adeta tek bir kişiymişçesine hareket etmektedir. Bu durumun tüketiciler açısından riskli bir durum yaratma ihtimali bulunması sebebiyle, bağlı kredi kullanan tüketicilerin korunması için, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (TKHK) da önemli yasal düzenlemeler yapılmıştır.
1. Bağlı Kredi Nedir?
Bağlı kredi sözleşmesi ile satıcı, kendisinden mal almak isteyen tüketicinin kendi çalıştığı bankadan kredi almasını sağlamakta olup, banka ise bu kredi tutarını tüketiciye ödemeksizin doğrudan satıcıya ödemektedir. Bağlı kredi kullanan tüketici, hangi mal veya hizmetin alınacağı konusunda oldukça sınırlanmaktadır.
Böylece, banka tüketiciye sadece işbirliği içinde olduğu satıcıdan mal veya hizmet alınması için kredi vermekte, satıcı işbirliği içinde olduğu bankadan kendi satışlarının artması için kredi aldırmakta ve tüketici de satıcıdan aldığı mal veya hizmet karşılığında kredi taksitlerini bankaya ödemektedir.
Belirtmek gerekir ki tüketicinin bir malı almak amacıyla satıcının yönlendirmesi olmaksızın bir bankadan kredi çekmesi ve bankanın kredi tutarını tüketiciye teslim etmesi halinde bağlı kredinin varlığından bahsedilemez. TKHK’nın 30. maddesinin 5. fıkrasında bu husus açıkça belirtilmiştir;
“Kredi veren ile satıcı veya sağlayıcı arasında belirli bir malın veya hizmetin tedarikine ilişkin bir sözleşme olmaksızın, tüketicinin kendisi tarafından belirlenen malın veya hizmetin bedelinin kredi veren tarafından ödenmesi suretiyle kullandırılan krediler bağlı kredi sayılmaz.”
2. Bağlı Kredinin Kanuni Tanımı ve Şartları
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un “Bağlı krediler” başlıklı 30. maddesinde bağlı kredi sözleşmesi;
“tüketici kredisinin münhasıran belirli bir malın veya hizmetin tedarikine ilişkin bir sözleşmenin finansmanı için verildiği ve bu iki sözleşmenin objektif açıdan ekonomik birlik oluşturduğu sözleşme”
şeklinde tanımlanmıştır. Ekonomik birliğin varlığı içinse TKHK madde 30/2’de düzenlenen hallerden en az birinin varlığı aranmakta olup bu haller;
- Satıcı veya sağlayıcının tüketici için krediyi finanse etmesi
- Üçüncü bir tarafça finanse edilmesi durumunda, kredi verenin kredi sözleşmesinin imzalanması veya hazırlanması ile ilgili olarak satıcı veya sağlayıcının hizmetlerinden yararlanması
- Belirli bir mal veya hizmetin verilmesinin kredi sözleşmesinde açıkça belirtilmesidir.
Bağlı kredi sözleşmesi, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2013/2294 Esas 2015/2330 Karar sayılı ve 21.10.2015 tarihli kararında işe şu şekilde tanımlanmıştır;
“Bir başka deyişle bağlı krediler kural olarak üç taraflı bir hukuki ilişki kuran bir yapılanmayı ifade etmektedir. Söz konusu üç taraflı ilişkinin tarafları tüketici, mal satıcısı/hizmet sağlayıcısı ve kredi verendir. Bu üç taraflı ilişkide kural olarak birbirinden hukuken bağımsız en az iki sözleşme bulunur. Bu sözleşmelerden ilki satıcı/sağlayıcı ile tüketici arasında kurulan mal/hizmet temini sözleşmesi iken, ikinci sözleşme, tüketicinin satıcı/ sağlayıcı ile kurduğu sözleşmeyi finanse etmek üzere krediyi veren ile kurduğu kredi sözleşmesidir. Bu iki sözleşmenin yanı sıra bağlı tüketici kredileri kapsamında ortaya çıkan ilişkide genelde satıcı/sağlayıcı ile kredi veren arasında yapılan bir “çerçeve sözleşme” kapsamında yer alan bu üç tarafın hepsi arasında bir ilişki bulunmaktadır ve kredi veren ile satıcı/sağlayıcı arasındaki ilişki nedeniyle tüketici belirli bir marka malı almaya ya da belirli bir kişiyle sözleşme yapmaya yönlendirilmektedir. Tüm bu hallerde bağlı kredi ilişkisi kapsamında kurulan bu kredi sözleşmesine “bağlı kredi sözleşmesi” adı verilmektedir.”
3. Bağlı Kredi Kullanan Tüketici Bankanın Sorumluluğuna Başvurabilir mi?
Bağlı tüketici kredilerinde, kredi tutarı doğrudan satıcıya peşin olarak ödendiği için satıcının üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmemesi ihtimalinde tüketicinin ödeme yapmaktan kaçınması mümkün olamamaktadır. Satıcının yükümlülüklerini yerine getirmemesi hallerine; satıcının malı tüketiciye teslim etmemesi, malı ayıplı şekilde veya eksik teslim etmesi, satıcının iflas etmesi gibi durumlar örnek olarak verilebilir ve bu ihtimallerde kredi tutarı banka tarafından satıcıya doğrudan ödendiğinden tüketicinin korunması ilkesiyle bağdaşmayan durumlar meydana gelebilecektir.
İşbu riskli durumlardan dolayı hukukumuzca tüketicinin korunması ilkesinin bir gereği olarak bağlı kredilerde tüketicinin, satıcıyla arasındaki ilişkiden kaynaklanan birtakım hususları doğrudan bankaya karşı ileri sürmesi imkânı tanınmaktadır. Diğer bir deyişle, kredi kullanan tüketici, satıcı kendisine karşı yükümlülüklerini hiç veya gereği gibi yerine getirmediğinde direkt olarak kredi kullandıran bankaya başvurabilmektedir. Ancak TKHK’nın 30. maddesinin 4. fıkrasında, bankaya başvurulabilmesi için bir yıllık süre sınırı getirilmiş olup işbu maddeye göre;
“Ancak, kredi verenin sorumluluğu; malın teslim veya hizmetin ifa edilmediği durumlarda satış sözleşmesinde veya bağlı kredi sözleşmesinde belirtilen malın teslim veya hizmetin ifa edilme tarihinden, malın teslim veya hizmetin ifa edildiği durumlarda malın teslim veya hizmetin ifa edildiği tarihten itibaren, kullanılan kredi miktarı ile sınırlı olmak üzere bir yıldır.”
Tüketicinin hakları ile ilgili detaylı bilgi için “Bağlı Kredi Kullanan Tüketicinin Hakları” isimli makalemizi inceleyebilirsiniz.
4. Bankaların Bağlı Kredilerden Sorumluluğu
Yukarıda anılan 21.10.2015 tarihli Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararının devamında
“Bağlı kredinin varlığı halinde bankanın sorumluluğunu kredi miktarı ile sorumlu olduğu şeklinde anlamak gerekir.”
İfadelerine yer verilmiş olup TKHK m. 30/4’te bağlı kredilerde bankanın sorumluluğu şu şekilde düzenlenmiştir;
“Bağlı kredilerde, mal veya hizmet hiç ya da gereği gibi teslim veya ifa edilmez ise satıcı, sağlayıcı ve kredi veren, tüketicinin satış sözleşmesinden dönme veya bedelden indirim hakkını kullanması hâlinde müteselsilen sorumludur. Tüketicinin bedelden indirim hakkını kullanması hâlinde bağlı kredi de bu oranda indirilir ve ödeme planı buna göre değiştirilir. Tüketicinin sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, o güne kadar yapmış olduğu ödemenin iadesi hususunda satıcı, sağlayıcı ve kredi veren müteselsilen sorumludur. Ancak, kredi verenin sorumluluğu; malın teslim veya hizmetin ifa edilmediği durumlarda satış sözleşmesinde veya bağlı kredi sözleşmesinde belirtilen malın teslim veya hizmetin ifa edilme tarihinden, malın teslim veya hizmetin ifa edildiği durumlarda malın teslim veya hizmetin ifa edildiği tarihten itibaren, kullanılan kredi miktarı ile sınırlı olmak üzere bir yıldır.”
İşbu maddeye göre kredi veren, mal hiç ya da gereği gibi teslim edilmezse tüketicinin sözleşmeden dönmesi veya bedelde indirim hakkını kullanması halinde, tüketiciye karşı satıcıyla birlikte müteselsilen sorumludur. Yargıtay içtihatlarında ise bankanın müteselsil sorumluluğunun kanunda sayılan seçimlik haklarla sınırlı olmadığı ve tüketici lehine alacak olduğuna hükmedilmesi halinde bağlı kredi veren bankanın bu alacak için tüketiciye karşı yine müteselsilen sorumlu olduğu kabul edilmektedir.
Yargıtay 13, Hukuk Dairesi’nin 2019/14676 Esas 2010/4491 Karar sayılı ve 29.04.2010 tarihli kararında;
“4077 sayılı Yasa’nın 4. ve 10. maddeleri gereğince kredi veren, ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumlu olup, bu sorumluluk, malın sadece, hiç ya da gereği gibi teslim edilmemesi ile sınırlı değildir. O halde mahkemece hükmedilen alacağın kredi veren davalı şirketten de müteselsilen tahsiline karar verilmesi gerekirken, aksine düşüncelerle kredi verene karşı açılan davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.”
Yani tüketicinin şu haklardan birini tercih etmesi halinde bankanın sorumluluğu gündeme gelmektedir:
- Satış sözleşmesinden dönme hakkı
- Bedelden indirim yapılmasını isteme hakkı
- Tüketicinin tazminat talep etme hakkı
5. Konut Alımında Bağlı Kredi Kullanılması
Günümüzde kredi kullanımının artmasının doğal bir sonucu olarak konut alımında bağlı kredi kullanımı da giderek artmaktadır. Özellikle, büyük ölçekte gerçekleştirilen inşaat projelerinde, konut satışında tüketici konumundaki konut alıcısına bağlı kredi kullandırılması oldukça yaygındır. Konut kredisinin bağlı kredi sayılabilmesi için; banka ile konut satıcısı arasında, tüketiciye satıcıdan konut alması için kredi kullandırılacağı konusunda bir anlaşmanın var olması gerekmektedir. Aksi halde tüketicinin herhangi bir bankadan konut satıcısının bankayla böyle bir ilişkisi olmaksızın kredi kullanması, bağlı kredi sayılmaz.
Konut alımında özellikle bağlı kredi kullanımının yaygın olması dolayısıyla tüketiciyi korumak amacıyla Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’da konut finansmanında bağlı kredi kullanılması halinde uygulanacak hükümler ayrıca düzenlenmiştir. TKHK’nın Konut Finansmanı başlıklı üçüncü bölümün 35. maddesine göre;
“ Bağlı kredi sözleşmesi; konut finansmanı kredisinin münhasıran belirli bir konutun satın alınması durumunda bir sözleşmenin finansmanı için verildiği ve bu iki sözleşmenin objektif açıdan ekonomik bir birlik oluşturduğu sözleşmedir.
İşbu maddenin devamında, konutun hiç ya da gereği gibi teslim edilmemesi ve tüketicinin kanuni seçimlik haklarından birini kullanması halinde satıcı ile birlikte konut finansmanı kuruluşunun yani bankanın da müteselsilen sorumlu olacağı düzenlenmiştir. Ancak konut finansmanı sağlayanın sorumluluğu noktasında da bir yıllık süre sınırı getirilmiş olup TKHK m.35’e göre;
“Ancak, konut finansmanı kuruluşunun sorumluluğu; konutun teslim edilmemesi durumunda konut satış sözleşmesinde veya bağlı kredi sözleşmesinde belirtilen konut teslim tarihinden, konutun teslim edilmesi durumunda konutun teslim edildiği tarihten itibaren, kullanılan kredi miktarı ile sınırlı olmak üzere bir yıldır. “
6. Sonuç
Sonuç olarak; satıcı, banka ve tüketici arasında üçlü bir ilişki kuran, kullandırılan krediyi sadece satıcıdan mal alma amacına özgüleyen, kredi tutarının alıcıya değil de direkt olarak satıcıya ödendiği krediler, bağlı kredi olarak adlandırılmaktadır ve özellikle konut alımında bağlı kredi kullanımı oldukça yaygındır. Bağlı kredi kullanılarak alınan mallar, hiç veya gerektiği gibi teslim edilmediği takdirde satıcı ile birlikte bankanın da müteselsil sorumluluğu oluşmaktadır.