Evlilik süresince eşler, bakım yükümlülükleri dolayısıyla, birbirlerinin ve çocuklarının geçimlerini sağlamak zorundadırlar. Esasen bu yükümlülük aile birliği içerisinde yaşamanın getirdiği olağan bir durumdur ve çoğu zaman bir yükümlülük olarak dahi görülmemektedir. Evliliğin olağan seyrinde, bir anlamda kanıksanarak göz ardı edilen bakım yükümlülüğü, eşlerin boşanma sürecine girmesiyle birlikte farklı şekilde önem kazanır. Zira, boşanma sonucunda, eşlerden en az birinin yoksulluğa düşmesi, yahut en azından, evlilik birliği içindeki hayat kalitesinin ciddi şekilde azalması söz konusu olabilir. Böyle bir durumun yaşanması halinde maddi olarak zor durumda olan tarafa yapılan ödemeye yoksulluk nafakası denmektedir. Türk Medeni Kanunu (TMK) madde 175’e göre yoksulluk nafakası, süresizdir. Yani mahkeme kararıyla nafakanın kaldırılmasına karar verilmedikçe yahut nafakayı kendiliğinden sona erdiren bir durum oluşmadıkça, nafaka yükümlülüğü devam eder.
Yazı İçeriği
1. Yoksulluk Nafakası Nedir?
2. Nafakayı Kendiliğinden Sona Erdiren Durumlar Nelerdir?
3. Nafakanın Kaldırılmasının Talep Edilebileceği Durumlar Nelerdir ?
4. Anlaşmalı Boşanma Davasında Kararlaştırılan Nafakanın Kaldırılması
5. Nafakanın Kaldırılmasında Görevli ve Yetkili Mahkeme
TMK m. 175’e göre yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için boşanma sebebiyle yoksulluğa düşecek olan eş nafaka talebinde bulunmalıdır. Aynı zamanda nafaka talep eden eşin, boşanmada daha kusurlu olmaması gerekir. Diğer bir deyişle, eşit kusurlu, daha az kusurlu veya kusursuz olan eş, diğer şartları da sağlaması durumunda süresiz nafaka talep edebilecektir. Ancak zamanla, nafaka tayininde etkili olan şartların değişebileceği kuşkusuzdur. Nafakayı sona erdirebilecek haller TMK m.176’da düzenlenmiştir. Buna göre nafaka alacaklısının evlenmesi veya taraflardan birinin ölümü nafakayı kendiliğinden sona erdirirken, kanunda sayılan bazı hallerin gerçekleşmesi durumunda da nafakanın kaldırılması hâkimden talep edilebilecektir.
1. Yoksulluk Nafakası Nedir?
Yoksulluk nafakası, boşanma sebebiyle yoksulluğa düşecek tarafa, boşanmada kusuru daha ağır olmamak koşuluyla, diğer tarafça ödenen nafakadır. Bu nafakaya hükmedilebilmesi için taraflardan birinin talepte bulunması ve bu kişinin boşanma sebebiyle yoksulluğa düşecek olması gerekmektedir. Hâkim, tarafların mali durumunu göz önünde bulundurarak uygun bir miktar yoksulluk nafakasına hükmedebilecektir.
2. Nafakayı Kendiliğinden Sona Erdiren Durumlar Nelerdir?
Nafakayı kendiliğinden sona erdiren durumlar TMK m. 176’da düzenlenmiştir. Buna göre; irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi veya taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden sona erer.
Hukukumuzda nafaka iki şekilde ödenebilmektedir. Bunlar sermaye biçiminde ödeme ve irat biçiminde ödemedir. Sermaye biçiminde ödenmesi kararlaştırılan nafakanın tek seferde toptan ödenmesi gerekmektedir. İrat biçiminde ödenmesi kararlaştırılan nafakanın ise her ay düzenli ödemeler şeklinde ödenmesi söz konusudur. Buna göre sermaye şeklinde ödenmesi kararlaştırılan nafakanın kaldırılması veya azaltılması mümkün değildir. Zira, toptan yapılan ödeme ile nafaka borcu sona erecek ve şartlar değişmiş olsa bile sonradan bu nafakanın iadesi talep edilemeyecektir. Ancak irat şeklinde yani her ay düzenli ödemeler şeklinde ödenmesi kararlaştırılan nafakanın kaldırılması veya indirilmesi mümkündür.
Alacaklı Tarafın Yeniden Evlenmesi
Alacaklı tarafın yeniden evlenmesi nafakayı kendiliğinden sona erdiren bir hal olarak düzenlenmiştir. Buna göre nafaka alacaklısı taraf yeniden evlendiğinde, nafakayı ödeyen eski eşin ödemeyi sona erdirmesi mümkündür. Bunun için ayrıca bir hâkim kararına ihtiyaç bulunmamaktadır. Nafaka alacaklısı, kendisine ödeme yapılmadığı gerekçesiyle nafaka talebinde bulunamaz.
Ancak nafaka borçlusu olan yani nafakayı ödeyen kişinin evlenmesi, nafakayı sona erdiren bir hal olmamakla beraber nafaka miktarında indirim sebebi olabilir. Öyle ki TMK 176/4’te tarafların malî durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hâllerde nafakanın azaltılmasına karar verilebileceği düzenlenmiştir. Buradan hareketle, nafaka borçlusu olan taraf, yeniden evlenmesi sebebiyle geçiminin zorlaştığını ileri sürerek nafakada indirim talep edebilir. Ancak bu durum tek başına nafakayı sona erdiren bir hal değildir.
Taraflardan Birinin Ölümü
Nafaka, kişiye bağlı bir alacak ve borçtur. Bu sebeple nafaka alacaklısının veya borçlusunun ölümü nafakayı kendiliğinden sona erdirir. Buna göre nafaka alacaklısının mirasçıları sağ kalan taraftan kendilerine nafaka ödenmesini talep edemezler. Aynı şekilde nafaka borçlusunun mirasçıları da sağ kalan tarafa nafaka ödemek zorunda değildirler. Ancak bu durum geleceğe yönelik talepler için geçerlidir. Yani, tarafların sağlığında doğmuş ancak ödenmemiş nafakaların, her halükarda ödenmesi gerekmektedir. Alacaklı tarafın mirasçıları, alacaklının sağlığında ödenmesi gerekirken ödenmemiş olan nafakaları talep edebilirler. Borçlunun mirasçıları da aynı şekilde bu borcu ödemek zorundadırlar.
Sonuç olarak söz konusu iki durumun gerçekleşmesi halinde herhangi bir mahkeme kararına ihtiyaç bulunmaksızın nafaka kendiliğinden kalkacaktır.
3. Nafakanın Kaldırılmasının Talep Edilebileceği Durumlar Nelerdir?
TMK m. 176’da kendiliğinden nafakayı sona erdiren hallerin yanında ancak talep halinde mahkeme kararıyla nafakayı sona erdiren bazı durumlar da düzenlenmiştir. Buna göre alacaklı tarafın, evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması veya haysiyetsiz hayat sürmesi halinde nafakanın kaldırılması mahkemeden talep edilebilecektir.
Nafaka Alacaklısının Evlenme Olmaksızın Fiilen Evliymiş Gibi Yaşaması
Yoksulluk nafakasının amacı eşlerden birinin boşanma sebebiyle yoksulluğa düşmesinin engellenmesidir. Zira boşanma sebebiyle evlilik birliği içerisindeki maddi desteği kaybeden eşin yoksulluğa düşmesi mümkündür. Ancak kişilerin yeniden evlenmeleri durumunda boşanma sebebiyle kaybedilen maddi desteği tekrar kazandıkları kabul edilebilir. Bu sebeple nafaka alacaklısının yeniden evlenmesi, yoksulluk nafakasını kendiliğinden sona erdiren bir hal olarak düzenlenmiştir. Buna göre şayet alacaklı yeniden evlenirse nafaka kendiliğinden sona erecektir.
Uygulamada bu durumun gerçekleşmesini istemeyen nafaka alacaklılarının, evlilik olmaksızın bir kişiyle fiilen evliymiş gibi birlikte yaşadıkları görülmektedir. Hakkın kötüye kullanılması anlamına gelen bu durum, kanun koyucu tarafından nafakayı talep üzerine sona erdiren bir hal olarak düzenlenmiştir.
Yargıtay, bir başka kişiyle birlikte yaşayan ve o kişiyle müşterek çocuk sahibi olan kadının yoksulluk nafakasının kaldırılması gerektiğine hükmetmiştir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2015/17419 E., 2016/2787 K. sayılı ve 29.02.2016 tarihli ilamı
“Yargılama sırasında kolluk marifetiyle yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırmasında davalının … adlı kişi ile yaşadığı ve geçimini …’nın sağladığı, davalının nüfus kayıt örneğinde … adlı çocuğunun … tarafından tanındığı tespit edilmiştir. Öyle ise mahkemece; somut olayda, TMK.’nun 176/3 maddesinde ifadesini bulan “evlilik dışı birlikte yaşama” olgusunun gerçekleştiği gözetilmelidir….”
Nafakanın bu sebeple kaldırılabilmesi için birlikte yaşamanın devamlılık arz etmesi gerekir. Yani kısa süreli birliktelikler, evliymiş gibi yaşama olarak kabul edilmemektedir.
Sonuç olarak, nafaka alacaklısının evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması durumunda mahkemeden nafakanın kaldırılması talep edilebilecektir.
Nafaka Alacaklısının Yoksulluğunun Ortadan Kalkması
Yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için eşlerden birinin boşanma sebebiyle yoksulluğa düşecek olması gerekir. Ancak zaman içerisinde tarafların ekonomik durumları değişebilir. Böyle bir durumda nafaka alacaklısının yoksulluktan kurtulması mümkün olduğu gibi gelirinin artması da söz konusu olabilecektir.
Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde, nafaka borçlusu nafakanın azaltılmasını da talep edebilir. Örneğin; daha önce çalışmayan nafaka alacaklısının işe başlaması veya nafaka borçlusunun işten ayrılması durumlarında tarafların ekonomik durumları değişecektir. Bu durumda hâkim, yeni durum ve şartlara göre, nafakanın kaldırılmasına veya azaltılmasına karar verebilir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2016/11248 E., 2017/1107 K. sayılı ve 09.02.2017 tarihli ilamı
“Somut olayda, kendisine aylık 280 TL yoksulluk nafakası bağlanan davalı …’nin, boşanmadan sonra emekliye ayrıldığı, 950 TL emekli maaşı aldığı ve 650 TL kira gelirinin olduğu anlaşılmaktadır. Yoksulluk nafakasının amacı, lehine takdir edilen eşi yoksulluktan kurtarmaktır. Davacı kocanın ise 4800 TL maaş alırken boşanmadan sonra emekli olarak ….680 TL emekli maaşı aldığı, davacının gelirinde emekli olması sebebiyle azalma olurken, davalı kadının emekliye ayrılması ve kira gelirinin olması nedeniyle toplam geliri gözetildiğinde boşanma sonucu oluşan yoksulluk halinin ortadan kalktığı bir gerçektir.
Şu halde mahkemece, dava tarihindeki şartlara göre; davalının yoksulluğunun ortadan kalktığı gözetilerek, yoksulluk nafakasının kaldırılmasına yönelik davanın kabulüne karar verilmesi gerekir……”
Nafaka Alacaklısının Haysiyetsiz Hayat Sürmesi
Nafaka alacaklısının haysiyetsiz hayat sürmesi nafakanın talep üzerine kaldırılabileceği bir hal olarak düzenlenmiştir. Bu noktada hangi davranışların haysiyetsiz hayat sürme olarak değerlendirilebileceğinin açıklanması gerekir. Genel itibarıyla toplumun değer yargılarına ve genel ahlaka aykırı davranışlar ve yaşantı biçimleri haysiyetsiz hayat sürme olarak kabul edilebilecektir. Örneğin nafaka alacaklısının genel ahlaka aykırı bir meslekle uğraşması, uyuşturucu kullanması, alkol veya kumar bağımlısı olması gibi durumlar haysiyetsiz hayat sürme olarak değerlendirilebilecektir.
Yargıtay, başka erkeklerle ilişkisi olan ve buradan elde ettiği gelirle lüks bir hayat süren nafaka alacaklısının, haysiyetsiz hayat sürdüğünün ispatlanamadığı gerekçesiyle, nafakanın kaldırılması talebini reddetmiştir. Aynı karara konu olayda ilk derece mahkemesi, nafaka alacaklısına ait kredi kartı ekstrelerini ve GSM fatura dökümlerini incelemiştir. Yerel mahkeme yaptığı incelemede, nafaka alacaklısının lüks kozmetik harcamaları bulunduğunu ve yurt dışı gezilerine çıktığı tespit etmiş ve nafakanın kaldırılmasına hükmetmiştir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2015/4169 E., 2015/12395 K. sayılı ve 02.07.2015 tarihli ilamı
“Mahkemece, dosya içerisine alınan davalıya ait kredi kartı ekstreleri, GSM fatura dökümleri dikkate alınarak mahkemece davalının lüks kozmetik harcamaları bulunduğu, yurt dışı gezilerine çıktığı gerekçe gösterilerek davanın kabulü ile davalı lehine boşanma sonucu hükmedilmiş olan yoksulluk nafakasının kaldırılması yoluna gidilmiştir. Ancak, tarafların sosyal ve ekonomik durum raporları incelendiğinde görüleceği üzere, davalı çalışmamakta ve herhangi bir geliri bulunmamaktadır.”
Sonuç olarak, haysiyetsiz hayat sürme durumunda nafakanın kaldırılması mümkündür ancak bu durumun ispatlanması olayların niteliği gereği zor olmaktadır.
4. Anlaşmalı Boşanma Davasında Kararlaştırılan Nafakanın Kaldırılması
Yargıtay içtihatları gereğince nafaka, taraflar arasındaki anlaşmalı boşanma protokolüne istinaden belirlenmiş olsa da indirilebilir veya tamamen kaldırılabilir. Ancak anlaşmalı boşanma protokolü ile kararlaştırılmış ve hâkim tarafından onaylanmış olan nafakanın hiçbir sebep yokken indirilmesini veya tamamen kaldırılmasını talep etmek, hakkın kötüye kullanılması teşkil edecektir. Bununla birlikte edimler arasındaki dengenin beklenmeyen olaylar nedeniyle bozulması durumunda nafakanın indirilmesinin veya tamamen kaldırılmasının talep edilmesi mümkündür.
5. Nafakanın Kaldırılmasında Görevli ve Yetkili Mahkeme
Nafakanın kaldırılması veya miktarının indirilmesi davasında görevli ve yetkili mahkeme, nafaka alacaklısının yerleşim yerindeki aile mahkemesidir. Buna göre şartları oluştuğu takdirde nafakanın kaldırılması veya indirilmesi, nafaka alacaklısının yerleşim yerindeki aile mahkemesinden talep edilebilecektir. Bununla birlikte tarafların ölümü ve nafaka alacaklısının yeniden evlenmesi halinde ise herhangi bir davaya gerek olmadan nafaka kendiliğinden kalkacaktır.
Mrb iyi günler öncelikle
Ben 3 yıl önce anlaşmalı Bi boşanma yaşadım ve çocuklarıma nafaka veriyorum maddi sıkıntıdayım ve eşim evlendi birde çocuğu oldu.
İki kızım var ve birtanesi reşit oldu
Acaba nafaka düşüyormu ve eski eşim evlendiği için çocukların velayeti değişmiş oluyormu
Cevap verirseniz sevinirim