Ceza davalarında temyiz, istinaf mahkemeleri ve istisnai durumlarda hâkim tarafından verilen kararların, usul yönünden Yargıtay tarafından yeniden incelenmesine imkân sağlayan kanun yoludur.
Temyiz incelemesi sürecinde, ilk derece ve istinaf mahkemeleri tarafından yürütülen yargılamanın hukuka uygunluğu incelenir. Bu inceleme, duruşmaların ve verilen hükümlerin hukuksal açıdan doğru bir şekilde yapıldığını ve uygulandığını tespit etmeyi amaçlar. Ayrıca, mahkemeler tarafından kovuşturma aşamasında yapılan hataların veya hukuka aykırı uygulamaların neden olduğu hususlar da temyiz incelemesi sürecinde denetlenir.
Yazı İçeriği
- 1. Temyiz Nedir?
- 2. Temyiz Kanun Yoluna Başvurabilecek Kişiler Kimlerdir?
- 3. Temyiz Kanun Yoluna Başvurulabilecek Kararlar Nelerdir?
- 4. Temyiz Sebepleri Nelerdir?
- 5. Temyiz Başvuru Süresi Ne Kadardır?
- 6. Temyiz İncelemesinin Aşamaları
- 7. Temyiz İncelemesi Neticesinde Verilebilecek Kararlar Nelerdir?
- 8. Temyiz İncelemesinde Tahliye Kararı Verilebilir Mi?
- 9. Aleyhe Bozma Yasağı Nedir?
- 10. Hükmün Bozulmasının Diğer Sanıklara Etkisi Nedir?
- 11. Temyiz Başvurusundan Vazgeçme ve Feragat
Ceza davalarında verilen kararlar, her zaman taraflar veya adalet arayışındaki bireyler için tatmin edici olmayabilir. İşte burada “temyiz” kavramı devreye girer. Temyiz, yargılama sürecinin önemli bir parçasıdır ve ceza davalarının sonuçlarına Yargıtay nezdinde itiraz etme hakkını sunar. Bu süreç, hukuk dünyasında adaletin sağlanmasına önemli bir katkı sağlar.
1. Temyiz Nedir?
Temyiz, istinaf mahkemeleri ve kanunda sayılan istisnai durumlarda hâkim tarafından verilen kararların Yargıtay tarafından usul yönünden yeniden incelenmesini sağlayan kanun yoludur. Temyiz kanun yolunda çoğunlukla hukuksal hata denetimi yapılarak ilk derece ve istinaf yargılamalarında hukukî bir hata bulunup bulunmadığı incelenir.
Temyiz kanun yolu Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 286. maddesi ve devamında düzenlenmektedir. Kural olarak Bölge Adliye Mahkemesi’nin, kararın kaldırılması dışında kalan hükümlerinin denetlendiği kanun yoludur. Temyiz mahkemesi ise adli yargıda en üst yargı mercii olan Yargıtay’dır.
Temyiz kanun yolu, hükmün kesinleşmesinden önceki son aşamayı temsil eder. Temyiz başvuruları, en üst yargı mercii olan Yargıtay’da incelenir.
Dolayısıyla temyiz incelemesinde, istinaf mahkemesi tarafından verilmiş karar yalnızca hukuki yönden denetlenir ve kanunun doğru uygulanıp uygulanmadığı incelenir. Bir başka deyişle temyiz kanun yolu incelemesinde istinafta olduğu gibi bir tahkikat aşaması gerçekleşmez, delil toplanamaz, tanık dinlenemez. Dolayısıyla temyiz incelemesinin hukukta içtihat birliğini ve yargı yeknesaklığını sağlama amacı güttüğü söylenebilir. Zira temyiz incelemesi, hukukun doğru uygulanıp uygulanmadığı denetlemekten ibarettir.
Ceza yargılamasının önemli aşamalarından olan istinaf süreci ile ilgili detaylı bilgi almak için Ceza Davalarında İstinaf Kanun Yolu başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
2. Temyiz Kanun Yoluna Başvurabilecek Kişiler Kimlerdir?
İstinaf kanun yolundan farklı olarak Temyiz kanun yolunda re’sen yani kendiliğinden temyiz kanunumuzda düzenlenmemiştir. Bunun bir sonucu olarak da temyiz kanun yoluna başvuru hakkı olanların en az birisinin hükmü veren mahkemeye temyiz kanun yoluna başvurma isteminde bulunması gerekir. Temyiz kanun yoluna başvurmak için aranan şartlardan birisi olan, temyiz kanun yoluna başvuru konusunda hak sahibi olma şartını taşıyan her süjenin temyiz kanun yoluna konu edilecek hükmü tefhim ya da tebliğ yoluyla öğrenmesi gerekmektedir.
Temyiz kanun yoluna başvuru hakkı olan süjeler,
- Sanık
- Müdafi
- Katılan
- Cumhuriyet savcısı
- Yasal Temsilci ve eş
şeklinde sınırlandırılmış olup kararı veren mahkemeye bir dilekçe verilmesi veyahut mahkeme kâtibine bir beyanda bulunulması suretiyle temyiz kanun yoluna başvuru yapılabilir. Zabıt katibine beyanda bulunulması suretiyle temyiz kanun yoluna başvuru yapılırken beyanın tutanağa geçirilmesi ve tutanağın hâkime onaylatılması gerekmektedir.
2.1 Sanık Tarafından Kararın Temyizi
Sanık, temyiz başvurusunda bulunmak için yazılı başvuru veya zabıt kâtibine beyanda bulunma yöntemlerini kullanabilir. Ancak, tutuklu sanıklar temyiz başvurusunu bizzat kendileri yapmak istiyorlarsa, bu başvuruyu ya zabıt kâtibine veya tutuklu oldukları ceza infaz kurumu ve tutukevi müdürüne temyiz talebi ile ilgili beyanda bulunarak veya bir dilekçe sunarak gerçekleştirebilirler.
2.2 Sanık Müdafi Tarafından Kararın Temyizi
Avukat, müdafiliğini veya vekilliğini üstlendiği kişilerin açık arzusuna aykırı olmamak koşulu ile kanun yollarına başvuru yapabilir.
Ancak müdafiin kanun yollarına başvurması açısından birkaç hususa dikkat etmek gerekmektedir. Müdafi savunuculuğunu yaptığı kimsenin haklarını korumak için özel bir yetkilendirmeye gerek olmaksızın kanun yollarına başvurabilir. Ancak sanık, vereceği bir dilekçe ile temyiz hakkından feragat ederse, bu takdirde eğer sanık ve müdafinin temyize başvuru iradesinin çatışması halinde sanığın iradesine üstünlük tanınır.
Bu kuralın istisnası bulunmaktadır. Eğer sanığın on sekiz yaşını doldurmamış bir çocuk ya da sağır veya dilsiz veya kendisini savunamayacak derecede malûl olup ve bir müdafisi de bulunmadığı için kendi istemi aranmaksızın zorunlu olarak müdafi görevlendirilmesi durumunda, bu müdafinin sanık yararına kanun yoluna başvurma iradesi ile sanığın iradesi çatışırsa müdafin iradesine üstünlük tanınır.
2.3 Katılan Tarafından Kararın Temyizi
Katılan sıfatını almış olanlar ile katılma isteği karara bağlanmamış, reddedilmiş veya katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş olanlar temyiz kanun yollarına başvuruda bulunabilir.
2.4 Cumhuriyet Savcısı Tarafından Kararın Temyizi
Temyiz kanun yolluna Cumhuriyet Savcısı da başvuruda bulunabilir. Cumhuriyet Savcısı, sanık lehine ya da aleyhine olacak şekilde kanun yoluna başvurabilir. Zira Cumhuriyet Savcısının amacı maddi gerçeğin bulunması olduğu gibi sanığın haklarının korunması da Cumhuriyet Savcısının görevlerindendir.
Cumhuriyet Savcısı tarafından kanun yoluna sanık aleyhine başvuru yapılmışsa temyiz kanun yoluna giden karar hakkında cumhuriyet savcısının talebi ile bağlı olunmaksızın sanık lehine karar bozulabilir. Ancak, Cumhuriyet Savcısının kanun yoluna başvurusu sanığın lehine olacak şekilde ise kanun yoluna gidilen karar sanığın aleyhine bozulamaz.
2.5 Yasal Temsilci ve Eş Tarafından Kararın Temyizi
Sanığın yasal temsilcisi ve eşi, sanık hakkında verilmiş olan kanun yolu açık kararlara süresi içinde kendiliğinden başvurabilirler. Yasal temsilci ve eşin konun yollarına başvurusuna sanığın başvurusuna uygulanan hükümler uygulanır.
3. Temyiz Kanun Yoluna Başvurulabilecek Kararlar Nelerdir?
Kural olarak, ceza mahkemelerinde verilen hükümlere karşı temyiz yoluna başvurulabilir ancak mahkeme kararlarına karşı temyiz kanun yoluna başvurulabilmesi için yasanın bunu açıkça belirtmesi gerekmektedir. Bu bakımdan kanunlarda açıkça belirtilen mahkeme kararlarının hukuki denetiminin yapılabilmesi için temyiz kanun yoluna başvurulabilir. Bu koşulun yanında Yargıtay kararları ışığında aranan bir diğer ek koşul özel hukuk davalarında olduğu gibi ceza davalarında da hukuksal yararın bulunması koşuludur. Bu açıklamalarla birlikte yazımızın devamında temyiz edilebilen ve edilemeyen mahkeme kararları detaylıca listelenecektir.
3.1 Hangi Kararlar Temyiz Edilemez?
Temyize başvurulamayacak kararlar şunlardır:
- İlk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adlî para cezalarına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararları,
- İlk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezalarını artırmayan Bölge Adliye Mahkemesi kararları,
- Hapis cezasından çevrilen seçenek yaptırımlara ilişkin ilk derece mahkemesi kararları ile ilgili olarak Bölge Adliye Mahkemesince verilen; seçenek yaptırımlara ilişkin her türlü kararlar ve istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararlar,
- İlk defa Bölge Adliye Mahkemesince verilen ve 272 nci maddenin üçüncü fıkrası kapsamı dışında kalan mahkûmiyet kararları hariç olmak üzere, ilk derece mahkemelerinin görevine giren ve kanunda üst sınırı iki yıla kadar (iki yıl dâhil) hapis cezasını gerektiren suçlar ve bunlara bağlı adlî para cezalarına ilişkin her türlü Bölge Adliye Mahkemesi kararları,
- Adlî para cezasını gerektiren suçlarda ilk derece mahkemelerinden verilen hükümlere ilişkin her türlü Bölge Adliye Mahkemesi kararları,
- Sadece eşya veya kazanç müsaderesine veya bunlara yer olmadığına ilişkin ilk derece mahkemesi kararları ile ilgili olarak istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararları,
- On yıl veya daha az hapis cezasını veya adlî para cezasını gerektiren suçlardan, ilk derece mahkemesince verilen beraat kararları ile ilgili olarak istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararları,
- Davanın düşmesine, ceza verilmesine yer olmadığına, güvenlik tedbirine ilişkin ilk derece mahkemesi kararları ile ilgili olarak Bölge Adliye Mahkemesince verilen bu tür kararlar veya istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararlar,
- Yukarıdaki bentlerde yer alan sınırlar içinde kalmak koşuluyla aynı hükümde, cezalardan ve kararlardan birden fazlasını içeren Bölge Adliye Mahkemesi kararları,
- Ayırma kararı,
- İdari yaptırım kararlarına karşı başvuru üzerine Sulh Ceza Hâkimliklerince verilen görevsizlik kararları,
- Muhakemenin durmasına dair kararlar, temyiz edilemez.
3.2 Hangi Kararlar Temyiz Edilebilir?
Temyize başvurulabilecek kararlar ise şunlardır:
- İstinafta verilen ret (onama) kararları,
- İstinafta yapılan yargılama sonucu verilen kararlar,
- 6706 sayılı Cezai Konularda Uluslararası Adli İş Birliği Kanunu’nun 18. maddesinin 4. Fıkrası hükmü gereğince verilen kararlar,
- Hükümden önce verilip hükme esas teşkil eden veya başkaca kanun yolu öngörülmemiş olan mahkeme kararları,
- Davanın esasın çözen veya değişiklik yapan sonuç kararlar, duruşma dışında verilmiş olsa bile,
temyize tabidir.
Burada dikkat edilmesi gereken bir diğer husus ise yukarıda sayılan temyiz edilemeyecek kararlar kapsamında olsa bile aşağıda sayılan suçlar nedeniyle verilen Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairelerinin kararları temyiz edilebilir.
Türk Ceza Kanununda yer alan;
- Hakaret (madde 125, üçüncü fıkra),
- Halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit (madde 213),
- Suç işlemeye tahrik (madde 214),
- Suçu ve suçluyu övme (madde 215),
- Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama (madde 216),
- Kanunlara uymamaya tahrik (madde 217),
- Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma (madde 217/A),
- Cumhurbaşkanına hakaret (madde 299),
- Devletin egemenlik alametlerini aşağılama (madde 300),
- Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama (madde 301),
- Silâhlı örgüt (madde 314),
- Halkı askerlikten soğutma (madde 318), suçları.
- Terörle Mücadele Kanununun 6 ncı maddesinin ikinci ve dördüncü fıkrası ile 7 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan suçlar.
- Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun 28 inci maddesinin birinci fıkrası, 31 inci maddesi ve 32 nci maddesinde yer alan suçlar bakımından temyiz kanun yoluna başvurulabilir.
4. Temyiz Sebepleri Nelerdir?
Temyizde kararın hukuka uygunluğu ile sınırlı bir inceleme yapılmaktadır. Bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması hukuka aykırılık teşkil edeceği tartışmasızdır. Ancak bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması ceza muhakemesi hukukuna göre mutlak olmayan temyiz nedeni olarak kabul edilmekte olup, temyiz yargılamasında hükmün bozulabilmesi için, bu hukuka aykırılığın hükmü etkilemiş olması aranır. Yani hükme etki etmeyen hukuka aykırılıklar nedeniyle temyiz yargılamasında hüküm bozulmaz.
Bunun yanında CMK’nın 289. Maddesinde mutlak temyiz nedenleri sayılmış olup bu hukuka kesin aykırılık hallerinin mevcudiyetinde temyiz dilekçesinde veya beyanında temyiz kanun yoluna başvuran kişi tarafından ileri sürülmemişse bile hukuka kesin aykırılığın olduğu var sayılır.
- Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması.
- Hâkimlik görevini yapmaktan kanun gereğince yasaklanmış hâkimin hükme katılması.
- Geçerli şüphe nedeniyle hakkında ret istemi öne sürülmüş olup da bu istem kabul olunduğu hâlde hâkimin hükme katılması veya bu istemin kanuna aykırı olarak reddedilip hâkimin hükme katılması.
- Mahkemenin kanuna aykırı olarak davaya bakmaya kendini görevli veya yetkili görmesi.
- Cumhuriyet savcısı veya duruşmada kanunen mutlaka hazır bulunması gereken diğer kişilerin yokluğunda duruşma yapılması.
- Duruşmalı olarak verilen hükümde açıklık kuralının ihlâl edilmesi.
- Hükmün 230 uncu madde gereğince gerekçeyi içermemesi.
- Hüküm için önemli olan hususlarda mahkeme kararı ile savunma hakkının sınırlandırılmış olması.
- Hükmün hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delile dayanması.
5. Temyiz Başvuru Süresi Ne Kadardır?
Temyiz talebi, hükmün açıklanmasından itibaren on beş (15) gün içinde hükmü veren mahkemeye bir dilekçe verilmesi veya zabıt kâtibine bir beyanda bulunulması suretiyle yapılır; beyan tutanağa geçirilir ve tutanak hâkime onaylattırılır.
Karar, duruşmada hazır bulunan tarafların yüzüne karşı okunup açıklandıysa, hukuki tabiyle tefhim edildiyse, on beş günlük temyiz süresi tefhim ile başlar.
Karar, tarafların yokluğunda açıklandıysa, on beş günlük temyiz süresi kararın tebliğ tarihinden itibaren başlar.
6. Temyiz İncelemesinin Aşamaları
6.1 Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Tebliğnamesi
Hükmü veren Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyizi üzerine dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, temyiz edilen kararı ve dosyayı bir arada inceleyerek ilgili ceza dairesine sunulmak üzere bir tebliğname hazırlar. Temyiz incelemesini yapacak olan ilgili Yargıtay Ceza Dairesi, bu tebliğnameyi ilgili taraflara ve müdafilerine tebliğ eder. İlgili taraf, tebliğ tarihinden itibaren bir hafta içinde yazılı olarak cevap verme hakkına sahiptir.
6.2 Ön İnceleme Aşaması
Ön inceleme aşamasında, temyiz isteminin kabul edilip edilmeyeceğine karar verilir. Eğer, süresi içinde temyiz başvurusunda bulunulmadığını, temyiz isteminde bulunulan hükmün temyiz edilemez bir hüküm olduğunu, temyiz isteminde bulunanın buna hakkı olmadığını veya temyiz dilekçesinin temyiz sebeplerini içermediğini tespit edilirse, Yargıtay tarafından temyiz istemi reddedilir.
6.3 Esastan Temyiz İncelemesi Aşaması
Ön inceleme aşamasında herhangi bir temyiz isteminin reddi nedeni tespit edilmezse, Yargıtay temyiz başvurusunu esastan incelemeye geçer. Bu aşamada, Yargıtay yalnız temyiz başvurusunda belirtilen hususları ve usule ilişkin eksiklikleri incelemekle yükümlüdür.
6.4 Temyiz İncelemesinde Duruşma
Genel kural olarak Yargıtay temyiz incelemesini dosya üzerinde gerçekleştirir.
Ancak, on yıl veya daha uzun hapis cezasını içeren hükümlerde, temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması talep edilebilir. Yargıtay uygun gördüğü takdirde duruşma yoluna başvurabilir. Sanık, tutuklu değilse duruşmada bizzat hazır bulunabilir veya bir avukat aracılığıyla temsil edilebilir. Ancak, tutuklu sanık, duruşmaya bizzat katılmaz.
7. Temyiz İncelemesi Neticesinde Verilebilecek Kararlar Nelerdir?
7.1 Yargıtay Onama Kararı
Temyiz incelemesi sonucunda kararın hukuka uygun bulunması durumunda, temyiz başvurusunun reddine karar verilir. Uygulamada temyiz başvurusunun ret kararına “Onama Kararı” adı verilmektedir.
7.2 Yargıtay Düzelterek Onama Kararı
Yargıtay temyiz incelemesi yaparken esas itibariyle yeni bir karar vermek durumunda olmayıp Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararını ya onaylayacak ya da bozacaktır. Ancak, kanunda öngörülen bazı hallerde Yargıtay temyiz istemini reddederken yeniden muhakeme yapılmasına gerek olmaksızın, Yargıtay tarafından görülen eksikliklerin düzeltilmesi söz konusu olabilir.
Hükme esas olarak saptanan olaylara uygulanmasında hukuka aykırılıktan dolayı hüküm bozulmuş ise, aşağıdaki hâllerde Yargıtay davanın esasına hükmedebileceği gibi hükümdeki hukuka aykırılığı da düzeltebilir:
- Olayın daha fazla aydınlanmasına gerek duyulmadan beraate veya davanın düşmesine ya da alt ve üst sınırı olmayan sabit bir cezaya hükmolunması gerekirse.
- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının iddiasına uygun olarak sanığa kanunda yazılı cezanın en alt derecesini uygulamayı uygun görürse.
- Mahkemece sabit görülen suçun unsurları, niteliği ve cezası hükümde doğru gösterilmiş olduğu hâlde sadece kanunun madde numarası yanlış yazılmış ise.
- Hükümden sonra yürürlüğe giren kanun, suçun cezasını azaltmış ve mahkemece sanığa verilecek cezanın belirlenmesinde artırma sebebi kabul edilmemiş veya yeni bir kanun ile fiil suç olmaktan çıkarılmış ise birinci hâlde daha az bir cezanın hükmolunması ve ikinci hâlde hiç ceza hükmolunmaması gerekirse.
- Sanığın açıkça saptanmış olan doğum ve suç tarihlerine göre verilecek cezanın belirlenmesinde gerekli indirim yapılmamış veya yanlış indirim yapılmış ise.
- Artırma veya indirim sonucunda verilecek ceza süresi veya miktarının belirlenmesinde maddî hata yapılmış ise.
- Türk Ceza Kanununun 61 inci maddesindeki sıralamanın gözetilmemesi yüzünden eksik veya fazla ceza verilmiş ise.
- Harçlar Kanunu ile yargılama giderlerine ilişkin hükümlere ve Avukatlık Kanununa göre düzenlenen ücret tarifesine aykırılık mevcutsa.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 27.12.2011 tarih ve 267-297, 20.12.2011 tarih ve 363-286 sayılı kararlarında da belirtildiği üzere yeni bir muhakeme yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı durumlarda, yargılamanın gereksiz yere uzamasının önüne geçebilmek için temyiz incelemesinde saptanan hukuka aykırılıkların doğrudan Yargıtay tarafından düzeltilmesi olanağı bulunmaktadır.
7.3 Yargıtay Bozma Kararı
Yargıtay temyiz incelemesi sürecinde, temyiz nedeni olarak gösterilen hukuka aykırılıkları tespit ederse hükmün bozulmasına karar verir. CMK madde 289’da sayılan kesin hukuka aykırılık hallerinin bulunması durumunda da Yargıtay tarafından hüküm bozulur. Uygulamada temyiz başvurusunun kabulü kararına “Bozma Kararı” adı verilmektedir.
7.4 Yargıtay Düşme Kararı
Yargıtay temyiz incelemesi sırasında düşme nedeninin varlığını tespit ederse düşme kararı verir. Örneğin; Sanığın ölümü, suçun affa uğraması, dava zamanaşımı bulunması, şikâyetten vazgeçme durumunun varlığı gibi hallerde Yargıtay düşme kararı verir.
8. Temyiz İncelemesinde Tahliye Kararı Verilebilir Mi?
Kanun yolları aşamalarında da tahliye talebinde bulunulabilir ve tahliye kararı Yargıtay ilgili dairesi veya Yargıtay Ceza Genel Kurulunca dosya üzerinde yapılacak incelemeden sonra verilir. Tahliye kararını Yargıtay ilgili dairesi veya Yargıtay Ceza Genel Kurulu kendiliğinden talep olmaksızın da verebilir.
9. Aleyhe Bozma Yasağı Nedir?
Hüküm yalnız sanık tarafından veya onun lehine Cumhuriyet savcısı veya sanığın yasal temsilcisi ya da eşi tarafında temyiz edilmişse, yeniden verilen hüküm, önceki hükümle belirlenmiş olan cezadan daha ağır olamaz. Sanık hakkında aleyhe temyiz istemi bulunmuyorsa gerek temyiz yargılaması, gerekse yerel mahkeme yargılamasında sanığın cezası aleyhine olacak şekilde ağırlaştırılamaz.
10. Hükmün Bozulmasının Diğer Sanıklara Etkisi Nedir?
Eğer hüküm sanık lehine bozulmuşsa ve bu bozma gerekçesi temyiz isteminde bulunmamış olan diğer sanıklar için de geçerliyse, bu diğer sanıklar da sanki temyiz istemiş gibi hükmün bozulmasından yararlanabilirler.
11. Temyiz Başvurusundan Vazgeçme ve Feragat
Diğer kanun yollarında olduğu gibi temyiz kanun yolundan da feragat ve vazgeçme mümkündür. Ancak temyizden feragat için kanunda bir süre sınırlaması söz konusudur. Karar verilinceye kadar temyizden feragat edilmesi mümkündür. Sanık müdafinin veya katılanın vekilinin temyizden feragat edebilmesi için, bu konuda özel olarak yetkilendirildiği bir vekâletnameye sahip olması gerekmektedir.