Doçent kavramı, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 3/m-2. Maddesinde “Üniversitelerarası Kurul tarafından verilen doçentlik akademik unvanına sahip kişi” olarak tanımlanmaktadır. Keza, aynı kanunun “Doçentlik ve Atama” başlıklı 24. maddesinde ise, doçentlik başvurusunda bulunabilmek için doçent adayının taşıması gereken şartlar düzenlenmiştir. Bu şartları karşıladığını düşünen kişinin, mevzuata uygun şekilde doçentlik başvurusunda bulunması halinde, Üniversitelerarası Kurul (ÜAK) inceleme ve değerlendirmeler yaparak kişinin başvurusunu kabul ya da reddeder. Şartların var olması halinde bir anlamda idari işlem niteliğindeki doçentlik başvurusunun reddi kararına karşı, idari yargıda iptal davası açılması mümkün olabilir.
- Üniversitelerarası Kurul (ÜAK)
- Doçentlik Kriterleri
- Doçentlik Başvurusu Değerlendirme Aşamaları
- Doçentlik Başvurusunun Reddi veya İptalinin Yaygın Görülen Nedenleri
- Doçentlik Başvurusunun Reddi Kararına Karşı İtiraz ve İptal Davası
- Doçentlik Sürecine İlişkin Örnek Uyuşmazlıklar ve Yargı Kararları
- Sıkça Sorulan Sorular
Doçentlik, bir akademik unvan olup, bu unvanın kazanılması için yapılan başvuru süreci, Üniversitelerarası Kurul (ÜAK) tarafından yürütülmektedir. ÜAK tarafından yapılan inceleme ve değerlendirmeler nihayetinde, şartları taşıdığı kanaatine varılan adayın doçentlik başvurusu kabul edilir. Diğer taraftan, doçentlik sınavında başarısız olan, mülakata ilişkin jüri değerlendirmeleri başarısızlıkla sonuçlanan, yayın ve çalışmaları başvuru yapılan alan için yeterli bulunmayan adayın başvurusu reddedilir. Başvurusu reddedilen doçent adaylarının, doçentlik başvurusunun reddi işleminin iptali talebiyle Üniversitelerarası Kurul’a karşı idare mahkemelerinde iptal davası açma hak ve yetkisine sahiptir.
1. Üniversitelerarası Kurul (ÜAK)
Üniversitelerarası Kurul (ÜAK), 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 11/b madde hükmü uyarınca kurulan bir akademik organ olup, görev tanımları ve sınırlar da Kanun ile belirlenmiştir. Buna göre ÜAK, doçentlik başvurularında ilgili bilim veya sanat alanında jüriler oluşturarak adayların yayın ve çalışmalarını Yükseköğretim Kurulu tarafından belirlenen esas ve usuller kapsamında değerlendirir. Keza, yapılan değerlendirmelerin olumlu olması halinde, yeterli yayın ve çalışmaya sahip olan adaylara doçentlik unvanı vermek de Kurulun görevlerinden biridir.
Adaylar, doçentlik başvurularını, ÜAK tarafından başka bir tarih belirlenmedikçe, her yıl Mart ve Ekim aylarında, Doçentlik Bilgi Sistemi (DBS) üzerinden yapmaktadır. Doçentlik dosyasını inceleyecek jürilerin atanması, itirazların incelenip değerlendirilmesi gibi süreçler de Üniversitelerarası Kurul tarafından yürütülmektedir. Dolayısıyla, doçentlik başvurusu ve devamındaki sürece ilişkin idari uyuşmazlıklarda, husumet Üniversitelerarası Kurul’a yöneltilecektir.
2. Doçentlik Kriterleri
Doçentlik kriterleri, 2547 Sayılı Yükseköğretim Kanunu ile 15.04.2018 tarihli ve 30392 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanan Doçentlik Yönetmeliği kapsamında şu şekilde sıralanabilir:
- Lisans diploması olmak ve doktorayla tıp, diş hekimliği, eczacılık, veteriner hekimlikte uzmanlık unvanı veya ÜAK’ın önerisiyle YÖK tarafından tespit edilen sanat dallarının birinde yeterlik kazanmak.
- YÖK’ün belirlediği merkezî yabancı dil sınavından kanunlarla düzenlenen yeterli puanı almak veya uluslararası geçerliliği YÖK tarafından kabul edilen yabancı dil sınavından buna denk puan almak. Şayet doçentlik bilim alanı belli bir yabancı dille ilgili ise bu sınavı başka bir yabancı dilde vermek.
- ÜAK’ın görüşüyle YÖK tarafından her bir bilim veya sanat disiplininin özellikleri dikkate alınarak belirlenecek yeterli sayı ve nitelikte özgün bilimsel yayın ve çalışmalar yapmış olmak.
3. Doçentlik Başvurusu Değerlendirme Aşamaları
Doçentlik başvurusu sırasıyla, “asgari başvuru şartlarının değerlendirilmesi” ve “bilimsel inceleme” aşamalarından oluşmaktadır. Her bir aşama, İdari Yargıda ayrı bir uyuşmazlığın konusunu oluşturabilmektedir.
Asgari Başvuru Şartlarına Uygunluğun İncelenmesi
Doçentlik için başvuruda bulunan aday, öncelikle asgari şartları sağlayıp sağlamadığı yönünden değerlendirilir. Asgari şartlara ilişkin olarak da, T.C. Üniversitelerarası Kurul Başkanlığı tarafından belirlenen puanlama kriterlerinin yer aldığı, “Asgari Başvuru Şartlarının Sağlandığına İlişkin Bildirim Formu (Beyanname)” dikkate alınmaktadır. Başvuru şartlarına ilişkin inceleme ve değerlendirmeyi, ÜAK’ın görevlendirdiği en az iki profesör yapmaktadır. Adayın, doçentlik başvuru şartlarını sağlamadığı iddialarını ise Doçentlik Komisyonu inceleyecektir. Şartları sağlamadığına karar verilen adayın doçentlik başvurusu iptal edilecektir.
Asgari koşullara ilişkin puanlama, teknik nitelikte bir inceleme olup, bu puanlamada, objektif olarak hareket edilmesi gerekmektedir. Aday, asgari koşulu sağlayıp sağlamadığı noktasında değerlendirilmeden, ikinci aşama olan eser incelemesi aşamasına geçilemeyecektir. Zira asgari şartların sağlanmadığına karar verilirse, adayın doçentlik başvurusu iptal edilir. Bu iptal işlemi de yargı denetimine tabi olup, idari yargıda iptal davasına konu edilerek yargı denetimine tabi tutulması mümkündür.
Bilimsel İnceleme Aşaması
Adayın asgari şartları sağladığına karar verilirse, , doçentlik sınav jürisindeki asıl ve yedek üyeler, adayın akademik çalışmalarının tamamını nitelik ve bilim/sanat alanına katkısı açısından değerlendirir. Bu değerlendirmelerin nihayetinde, her bir asıl ve yedek jüri üyesi tarafından şahsen, ayrıntılı ve gerekçeli kişisel raporlar hazırlanarak ÜAK’a gönderilir. Yeterli yayın ve çalışmaya sahip olduğuna karar verilen adaya ÜAK tarafından doçentlik unvanı verilir ve doçentlik belgesi düzenlenir. Şayet aday, 5 jüri üyesinin 3’ü tarafından başarısız bulunursa doçentlik unvanı almaya hak kazanamaz. Bu işlemler de birer idari işlem niteliğinde olduğu için ilgili işlemlere karşı idari yargıda iptal davası açılabilmektedir.
4. Doçentlik Başvurusunun Reddi veya İptalinin Yaygın Görülen Nedenleri
Doçentlik başvurusunun iptaline veya reddine yol açabilecek nedenler çok çeşitli olabilmekle birlikte uygulamada en fazla karşılaşılan örnekleri şöyle listelenbilir:
- Doçentlik Komisyonu tarafından, adayın asgari başvuru şartlarını sağlamadığına karar verilmesi.
- Eser incelemesi sırasında bilimsel araştırma ve yayın etiği ilkelerine aykırılık tespit edilmesi iddiası üzerine, ÜAK bünyesinde kurulan Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiği Komisyonu tarafından, adayın etik ihlalde bulunduğuna karar verilmesi.
- Adayın, doçentlik başvurusu sırasında yanıltıcı bilgi, belge sunduğu iddiası veya bu durumun resen tespit edilmesi üzerine, ÜAK bünyesinde kurulan Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiği Komisyonu tarafından, adayın yanıltıcı bilgi, belge sunduğuna karar verilmesi.
- Adayın tek yazarlı makalesinin veya danışmanlığını yaptığı lisansüstü öğrenci veya öğrenciler ile birlikte yazılmış makalesi bulunmadığının tespit edilmesi.
- Adayın temel alanı ile ilgili temel kaynak eserlerin yeterince incelenmemiş olduğuna karar verilmesi.
- Adayın çalışmalarında araştırma sorusunun mevcut olmaması, mevcut olanların ise basit, betimleyici olmanın ötesine geçmemesi ve değerlendirmeye alınan eserlerin literatüre herhangi bir katkısının olmadığına karar verilmesi.
- Adayın araştırma ve yayınlarının orijinal bilimsel araştırma ve yayım niteliği taşımadığına karar verilmesi.
5. Doçentlik Başvurusunun Reddi Kararına Karşı İtiraz ve İptal Davası
Doçentlik başvurusu, başvurunun değerlendirilme aşamaları ve genel itibariyle doçentliğe hak kazanma süreci her biri ayrı idari işlemlerden oluşan bir süreçtir. Dolayısıyla doçent adayı her bir idari işleme karşı Üniversitelerarası Kurul’a itiraz dilekçesi vererek itirazının kabulü halinde doçentlik değerlendirme sürecinin devamını sağlayabilir. ÜAK’a itiraz başvurusu ihtiyari bir süreç olup itiraz edilmeksizin doğrudan dava açılması da mümkündür.
Yapılan işlem ve verilen kararlara karşı doğrudan veya ÜAK’ın itirazın reddi kararından sonra idari yargıda “İdari İşlemlere İtiraz ve İptal Davası” açılabilir.
6. Doçentlik Sürecine İlişkin Örnek Uyuşmazlıklar ve Yargı Kararları
Makalenin bu kısmında, doçentlik başvuru sürecine ilişkin uyuşmazlıklar incelenecek olup, her bir kararın özetine, konu başlığı olarak yer verilmiştir.
- ‘’Doçentlik unvanı kazanma’’ ile ‘’doçentlik kadrosuna atanma’’ işlemleri, birbirinden farklı işlemler olup, şartları da ayrıdır. (Danıştay 5. Dairesi’nin, 17.3.1987 tarih ve 1986/1685 E., 1987/405 K. sayılı ilamı)
- Doktorasını, atanmak istediği doçentlik alanında yapan aday, diğer şartlar da mevcutsa, o alan için doçentlik sınavına girebilir. Lisans eğitiminin, başvurulan doçentlik alanı ile aynı alanda olmaması nedeniyle sözlü sınava alınmama işlemi hukuka aykırıdır. (Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu’nun, 27.1.2011 tarih ve 2007/163 E., 2011/5 K. sayılı ilamı)
- Jüri üyelerinin oluşturulması bir ön işlem değil, tek başına idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlemdir. Doçentlik sınavı jüri üyesi ile kırgınlık olduğu iddiası; tarafsız, bilimsel ve objektif değerlendirme ilkelerini zedeleyebileceğinden, jüri seçimi işlemi, davacının menfaatini ihlal edilebilir. Jüri üyesi-aday arasındaki kırgınlık ve sürtüşme iddiaları, jüri üyesinin uzmanlık alanının doçentlik konusuyla ilgisi olup olmadığının araştırılması gerekir. (Danıştay 8. Dairesi’nin, 05.07.2005 tarih ve 2005/1888 E, 2005/3413 K. Sayılı İlamı)
7. Sıkça Sorulan Sorular
Türk Hukuku, tarafların mahkemelerde kendilerini bizzat savunmalarına ve temsil etmesine imkan tanımakta olup, tarafların mahkemelerde temsil edilmek için avukat tutması, bazı istisnalar dışında zorunlu değildir. Bu kapsamda İdare Mahkemelerinde de idare hukuku avukatı tutma zorunluluğu bulunmamaktadır.
Ancak İdare Hukuku mevzuatının karmaşık yapısı, İdari Yargılama Usul Kanununda yer alan sürelerin kesin ve kısa oluşu gibi nedenlerle, dava sürecinin hukukçu olmayan kişiler tarafından yürütülmesi halinde, gerek şekil, gerekse de esas açısından telafisi mümkün olmayan hatalı işlemler yapılabilir. Son derece ayrıntılı düzenlemeler içeren idari yargı sürecinde hak kaybına uğranılmaması için, herhangi bir işlem yapılmadan önce “İdare Hukuku” alanında hizmet veren avukatlardan hukuki destek alınmasını tavsiye ederiz.
T.C. Üniversitelerarası Kurul Başkanlığı tarafından alınan karara göre yılda iki kez yapılan doçentlik başvuruları Ocak, Mayıs ve Eylül aylarında olmak üzere yılda 3 kez yapılabilmektedir.
Doçentlik Yönetmeliği’ne göre jüri üyelerine, değerlendirme raporu hazırlamak üzere her aday için azami bir ay süre verilir. Doçentlik Komisyonu, gerekli hallerde bir aya kadar ek süre verebilir.
2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 21. Maddesinde doçentlik kadrosuna atanma işlemi açıkça düzenlenmiştir. Buna göre doçentlik unvanının kazanılması ile doçentlik kadrosuna atanma işlemleri tamamen farklı idari işlemlerdir. Bu doğrultuda işbu her iki idari işlem için ayrı idari dava açmak gerekmektedir.
Doçentlik başvurusunun reddi kararına karşı doğrudan idari yargıda İptal davası açılabileceği gibi, öncelikle Üniversitelerarası Kurula dilekçe vermek suretiyle itiraz edilebilmesi de mümkündür. İtiraz yolu ihtiyari bir yol olup işletilmesi zorunlu değildir.
Bu yazı yalnızca bilgilendirme amaçlı yayımlanmış olup, tüm hakları Kulaçoğlu Hukuk Bürosu’na aittir. İdare Hukuku mevzuatı ve özellikle de İdari Yargılama Usul Kanunu, diğer hukuk alanlarına nazaran daha ayrıntılı sayılabilecek kurallar içermekte olup, hak kaybına uğranılmaması açısından, herhangi bir işlem yapılmadan önce “İdare Hukuku” alanında hizmet veren avukatlardan hukuki destek alınmasını tavsiye ederiz.
Merhaba, Doçentlik Başvurum OHAL KHK sı ile iptal edilmişti. Ancak 1. kademe İdari Mahkeme KHKlarla ilgili davaları derdest ettiği için devamını getiremedim. OHAL İşl. İnc. Komisyonuna başvurmuştum, ancak bu konuya hiç değinmemiş. Şimdi RET kararına itiraz için Ankara İdari Mah’ne dava açabilir miyim?
Bahsettiğininz gibi unvan hakkım ihlal edilmiştir.
İlginiz için şimdiden teşkkür ederim.