Anne ile çocuk arasındaki soybağı, doğumla birlikte kendiliğinden kurulur ve bu ilişkinin tesis edilmesi için herhangi bir hukuki işleme gerek yoktur. Benzer şekilde, evli bir kadının doğurduğu çocuk, kural olarak eşinin çocuğu sayılır ve baba ile soybağı kendiliğinden oluşur. Ancak, çocuğun evlilik dışı dünyaya gelmesi durumunda, baba ile soybağı otomatik olarak kurulmaz. Bu nedenle, kanun koyucu, evlilik dışı doğan çocuğun baba ile soybağını oluşturabilmesi için çeşitli hukuki yollar öngörmüştür.
Evlilik dışı doğan çocuk ile baba arasındaki soybağı, babanın çocuğu tanıması veya bir babalık davası açılması yoluyla kurulabilir. Bu yollar arasında, tanıma en özgün olanıdır çünkü tek taraflı bir hukuki işlemle soybağını kuran bir mekanizmadır.
Türk Medeni Kanunu’nun 295. maddesinde, babanın çocuğunu tanıyabilmesi için gerekli koşullar ve prosedürler düzenlenmiştir. Tanıma, babanın nüfus müdürlüğüne veya mahkemeye başvurmasıyla, noterde yapılacak resmi bir senetle ya da vasiyetnameyle gerçekleştirilebilir.
Yazı İçeriği
1. Tanıma Nedir?
Tanıma, evlilik birliği dışında doğan bir çocuğun, babası tarafından hukuken kendi çocuğu olduğunun beyan edilmesi işlemidir. Bu tek taraflı ve kurucu bir hukuki işlem olup, baba ile çocuk arasındaki soybağını resmen oluşturur. Tanıma işlemi gerçekleştirildiğinde, herhangi bir makamın onayı veya üçüncü bir kişinin izni gerekmez; yalnızca babanın kanuna uygun şekilde iradesini beyan etmesi yeterlidir.
Tanıma işlemi, çocuğun babaya karşı miras, nafaka ve diğer hukuki haklardan yararlanmasını mümkün kılar. Ancak, babanın çocuğunu nüfusuna almak istememesi veya çocuğun kendisinden olmadığını iddia etmesi gibi durumlarda, anne veya çocuk Babalık Davası açarak soybağının mahkeme kararıyla kurulmasını talep edebilir.
2. Tanıma Nasıl Yapılır?
Tanıma işlemi, Türk Medeni Kanunu’nun ilgili hükümlerine uygun olarak belirli şekil şartlarına bağlı şekilde yapılmalıdır. Tanıma yolları şunlardır:
- Resmi Senetle Tanıma: Baba, noter, mahkeme veya nüfus memuru huzurunda düzenlenen resmi bir belge ile çocuğunu tanıyabilir.
- Mahkemeye Beyan ile Tanıma: Devam eden bir dava sürecinde, baba mahkemeye tanıma beyanında bulunarak çocuğuyla soybağı ilişkisini kurabilir.
- Vasiyetname ile Tanıma: Baba, çocuğunu vasiyetnamesinde açıkça tanıdığını belirterek soybağı kurulmasını sağlayabilir.
Bu yöntemlerin her biri, tanıma işleminin geçerli sayılabilmesi için belirli şekil şartlarına tabidir.
3. Tanımanın Koşulları Nelerdir?
Tanımanın hukuken geçerli olabilmesi için aşağıdaki koşulların sağlanması gerekmektedir:
3.1. Şekli Koşullar
Tanıma işleminin belirlenen hukuki prosedürlere uygun şekilde yapılması gerekmektedir. Buna göre tanıma;
- Nüfus memuruna veya mahkemeye yapılan yazılı beyan ile,
- Noterde düzenlenen resmî senetle,
- Vasiyetname ile gerçekleştirilebilir.
Baba, yerleşim yerindeki veya nüfusa kayıtlı bulunduğu yerdeki Sulh Hukuk Mahkemesi aracılığıyla da tanıma işlemini gerçekleştirebilir.
3.2. Ehliyet Koşulu
Tanıma, tek taraflı bir hukuki işlem olduğundan, prensip olarak herhangi bir kişinin onayına tabi değildir. Ancak, tanıma beyanında bulunacak kişi küçük veya kısıtlı ise, yasal temsilcisi olan veli veya vasinin rızası alınmalıdır. Bunun dışında, tanımada bulunan kişinin fiil ehliyetine sahip olması gerekir.
3.3. Biyolojik Bağ
Tanımada bulunan kişi, çocuğun biyolojik babası olmalıdır. Hukuki süreçte tanımanın iptali davası açılabilmesi için, babalık ilişkisini kanıtlayan genetik testler gibi bilimsel deliller esas alınmaktadır.
3.4. Başka Bir Erkekle Soybağının Bulunmaması
Tanımanın geçerli olabilmesi için, çocuğun başka bir erkekle hukuken soybağı bulunmamalıdır. Eğer çocuk evlilik birliği içinde doğmuşsa, anne ile evli olan kişi baba olarak kabul edilir. Böyle bir durumda, gerçek babanın tanıma işlemi gerçekleştirebilmesi için öncelikle çocuğun mevcut soybağının hükmen ortadan kaldırılması gerekmektedir.
3.5. İrade Fesadı Halleri İçermemesi
Tanıma işlemi baskı, hata veya hile gibi irade fesadı durumlarını içermemelidir. Tanıma işlemi iradi bir beyan olduğundan, babanın bu işlemi özgür iradesiyle gerçekleştirmesi şarttır.
4. Tanımanın Hukuki Sonuçları Nelerdir?
Tanıma, baba ile çocuk arasındaki soybağını resmen kuran bir hukuki işlemdir. Bu işlem gerçekleştikten sonra hem çocuk hem de baba açısından miras, nafaka, soyadı, vatandaşlık ve velayet gibi birçok hukuki sonuç doğurur. Tanıma işlemiyle birlikte çocuk, evlilik içinde doğan çocuklarla eşit haklara sahip olur ve babaya da bazı yükümlülükler getirilir.
4.1. Soybağının Kurulması
Tanıma işlemi, evlilik dışı doğan çocuğun baba ile soybağını kurarak, hukuken evlilik içinde doğan bir çocukla aynı statüye sahip olmasını sağlar.
- Baba ile çocuk arasındaki soybağı resmiyet kazanır ve çocuk artık hukuken babasının çocuğu olarak kabul edilir.
- Soybağı kurulduktan sonra, çocuğun babaya karşı tüm yasal hakları doğar ve babanın da çocuğa karşı sorumlulukları başlar.
4.2. Tanımanın Çocuğa Sağladığı Haklar
Tanıma işlemi, çocuğun baba ile hukuki bağını tesis ettiğinden, çocuk aşağıdaki haklara sahip olur:
Miras Hakkı
- Çocuk, babasının yasal mirasçısı olur ve evlilik içinde doğan çocuklarla eşit miras hakkına sahip olur.
- Baba, çocuğu tanımış olsa bile, miras konusunda çocuğu dışlamak amacıyla vasiyetname düzenleyebilir. Ancak, çocuğun saklı pay hakkı korunur ve bu hak kanunen güvence altındadır.
Nafaka Hakkı
- Tanıma işlemiyle birlikte çocuk, babasından bakım ve eğitim masrafları için nafaka talep etme hakkı kazanır.
- Baba, çocuğun reşit olana kadar bakım, eğitim ve sağlık giderlerinden sorumlu olur.
- Çocuk, eğitim hayatı devam ettiği sürece (örneğin üniversite eğitimi süresince) nafaka talep edebilir.
Soyadı Kullanımı
- Tanıma işlemiyle birlikte çocuk, kural olarak annenin soyadını taşımaya devam eder.
- Ancak, baba mahkemeye başvurarak çocuğun kendi soyadını almasını talep edebilir. Mahkeme, çocuğun üstün yararını göz önünde bulundurarak karar verir.
Vatandaşlık ve Nüfus Kaydı
- Eğer baba Türk vatandaşı ise, tanıma işlemi sonucunda çocuk da Türk vatandaşlığı kazanabilir.
- Çocuk, babanın nüfus kütüğüne kaydedilir ve kimlik bilgileri resmen güncellenir.
4.3. Tanımanın Babaya Getirdiği Hak ve Yükümlülükler
Tanıma işlemi sadece çocuğa haklar sağlamaz, aynı zamanda babaya da belirli hak ve yükümlülükler getirir:
Velayet ve Kişisel İlişki Kurma Hakkı
- Tanıma işlemi tek başına babaya velayet hakkı vermez. Kural olarak, velayet annenin üzerinde kalır. Ancak, baba çocuğun üstün yararını gerekçe göstererek velayet davası açabilir.
- Baba, çocuğu tanıdıktan sonra, çocukla düzenli olarak görüşme hakkına sahip olur.
- Eğer anne, babanın çocukla görüşmesini engelliyorsa, baba mahkemeye başvurarak çocuğuyla kişisel ilişki kurulmasına yönelik bir karar talep edebilir.
- Mahkeme, çocuğun yaşı ve menfaatlerini dikkate alarak babanın çocukla ne sıklıkla görüşeceğini belirler.
Nafaka Yükümlülüğü
- Baba, çocuğun bakım, eğitim, sağlık ve yaşam giderlerinden sorumlu olur.
- Mahkeme, babanın ekonomik durumunu ve çocuğun ihtiyaçlarını göz önüne alarak nafaka miktarını belirler.
4.4. Tanımanın Anneye Getirdiği Sonuçlar
Tanıma işlemi annenin haklarını doğrudan etkilemese de bazı hukuki sonuçlar doğurur:
- Anne, babadan nafaka talebinde bulunabilir ve çocuğun bakım masraflarına katkı talep edebilir.
- Anne tanımadan önceki bakım masraflarını ve giderlerin bir kısmını babadan talep edebilir.
5. Tanımanın İptali Davası Nedir?
Tanımanın iptali davası, babalık ilişkisini kabul etme anlamına gelen tanıma işleminin geçersiz hale getirilmesini sağlayan önemli bir hukuki süreçtir. Tanıma, tek taraflı bir irade beyanı olduğundan, hukuki sakıncalara yol açabilir. Bu nedenle, kanun koyucu tanımanın sonradan iptal edilebilmesini mümkün kılmıştır.
Tanıma işleminin iptali için belirli şartlar gereklidir. Tanıyan kişinin irade sakatlığı bulunması ya da anne ve/veya çocuğun, tanıyan kişinin baba olmadığına dair bir iddiada bulunması durumunda tanımanın iptali davası açılabilir. Ancak unutulmamalıdır ki, tanımanın iptali davası açılabilmesi için geçerli bir tanıma işleminin bulunması şarttır. Bu, tanıma işleminin şekli ve esası bakımından yasal gerekliliklere uygun olarak yapılmış olmasını gerektirir.
Eğer tanıma işlemi geçersiz (batıl) sayılırsa, bu durumda iptal davası açılması mümkün değildir. Yalnızca geçerli ve halen ayakta olan bir tanıma işlemi, iptal davasına konu olabilir.
5.1. Tanımanın İptalini Kimler Talep Edebilir?
Tanımanın iptali davası, belirli kişiler tarafından açılabilir ve bu kişiler, hukuki olarak tanıma işleminin geçersiz kılınmasını talep edebilirler. Aşağıda, tanımanın iptali davası açma hakkı olan kişiler detaylı şekilde açıklanmıştır:
- Tanıyan: Tanıyan kişi, irade sakatlığı hallerinden biri olan yanılma, aldatma veya korkutma sebebiyle tanımanın iptali için dava açabilir. Bu dava, anne ve çocuğa karşı açılacaktır. Tanıyan kişi, bu tür durumlarla karşılaştığında, tanımanın iptalini talep etme hakkına sahiptir.
- Anne, Çocuk ve Çocuğun Ölümü Durumunda Altsoyu: Bu kişiler, tanımanın iptali davasını tanıyana karşı açabilirler. Eğer tanıyan kişi vefat etmişse, dava, mirasçılarına karşı açılır. Ayrıca, soybağının kurulması kamu düzeni açısından son derece önemli olduğundan, Cumhuriyet Savcısı da tanımanın iptaline yönelik dava açma yetkisine sahiptir.
- Cumhuriyet Savcısı: Kamusal yarar sağlanması gerektiğinde, Cumhuriyet Savcısı tanımanın iptali davası açabilir. Bu, kamu düzeni ve soybağının doğruluğu açısından önemlidir.
- Hazine: Tanımanın iptali davasını, mirasa ilişkin menfaatlerinin zarar görme ihtimali bulunduğu durumlarda açabilir. Yani, tanıma işlemi ile doğrudan ilgisi olan ve menfaati zarar görebilecek olan Hazine, bu davayı açabilir.
- Diğer İlgili Kişiler: Tanımanın iptali, miras hakkı açısından etkilenen veya miras payları zarar gören kişilerin de talep edebileceği bir dava türüdür. Tanıyanın mirasçıları gibi kişiler, tanımanın iptaline ilişkin dava açabilir.
5.2. Tanımanın İptali Davasında İspat
Tanımanın iptali davası, tanıyan kişinin baba olmadığı iddiasıyla açıldığında, davacı olan kişi tanıyanın baba olmadığını ispatlamakla yükümlüdür. Bu durumda, davacının, tanıyanın biyolojik baba olmadığına dair somut deliller sunması gerekmektedir. Bu tür davalarda genellikle DNA testi gibi bilimsel ve kesin deliller kullanılır.
Türk Medeni Kanunu’nun 299. maddesi, anne ve çocuğun tanıyanın baba olmadığı iddiasıyla açtıkları iptal davalarında özel bir düzenleme getirmiştir. Bu maddeye göre:
TMK Madde – 299
“Ana veya çocuk tarafından tanıyanın baba olmadığı iddiasıyla açılan iptal davasında ispat yükü, tanıyanın, gebe kalma döneminde ana ile cinsel ilişkide bulunduğuna ilişkin inandırıcı kanıtları göstermesinden sonra doğar.”
Bu hüküm, tanıyanın anne ile cinsel ilişkide bulunduğunu ispat etmesi durumunda, “adi karine” oluşturacağını belirtmektedir. Bu durum ispat edilene kadar tanımanın iptali davası açan anne ya da çocuğun üzerinde herhangi bir ispat yükü bulunmamaktadır. Bu karine, tanıyanın çocuğun babası olduğuna dair bir varsayım yaratır. Ancak davacı anne veya çocuk, bu karinenin aksini her türlü delil ile ispatlayabilirler. Yani, davacı, tanıyanın baba olmadığını kanıtlamak için her türlü delili sunabilir ve karinenin geçersiz olmasını sağlayabilir. Bu hüküm yalnızca anne ya da çocuk tarafından açılan tanımanın iptali davalarında geçerlidir.
Günümüzde teknolojik gelişmeler sayesinde, tanıyanın gerçekten baba olup olmadığı kolaylıkla tespit edilebilir. Özellikle DNA testi kullanılarak, tanıyanın biyolojik baba olup olmadığı açıkça ortaya konabilir. Bu test, davanın en güvenilir ve kesin delilini sunar. Ayrıca, DNA testi yapılmadan mahkemelerin inceleme yapması halinde, Yargıtay tarafından verilen kararlar eksik inceleme nedeniyle bozulabilmektedir.
5.3. Tanımanın İptali Davasında Süreler
Tanımanın iptali davası açma süreleri şu şekildedir:
- Tanıyanın Dava Hakkı Süresi:
Tanıyan kişinin dava hakkı, iptal sebebinin öğrenildiği veya korkunun etkisinin ortadan kalktığı tarihten başlayarak bir yıl süresince geçerli olup, her hâlde tanımanın üzerinden beş yıl geçmekle düşer. Bu süreler geçtikten sonra, tanıyan kişi dava açma hakkını kaybeder.
- İlgili Tarafların Dava Hakkı Süresi:
İlgili tarafların dava hakkı, davacının tanımayı ve tanıyanın çocuğun babası olamayacağını öğrendiği tarihten itibaren başlar. İlgili tarafların dava hakkı, bu tarihten itibaren bir yıl süresince geçerlidir ve her hâlde tanımanın üzerinden beş yıl geçmekle düşer. Bu süreler sonunda dava açılmazsa, dava hakkı geçersiz olur.
- Çocuğun Dava Hakkı Süresi:
Çocuğun dava hakkı, çocuğun ergin olmasından başlayarak başlar. Çocuk, ergin olduktan sonra, dava açma hakkını kullanmak için bir yıl süreye sahiptir. Bu sürenin sonunda dava açılmadığı takdirde, dava hakkı düşer.
- Gecikmeyi Haklı Kılan Sebep Durumu:
Yukarıdaki süreler geçtikten sonra, gecikmeyi haklı kılan bir sebep varsa, bu sebebin ortadan kalkmasından itibaren bir ay içinde dava açılabilir. Bu durum, dava açma hakkının süresini uzatabilir, ancak belirli bir sürenin aşılması durumunda dava hakkı yine düşer.
5.4. Tanımanın İptali Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme
- Görevli Mahkeme: Tanımanın iptali davasında görevli mahkeme Aile Mahkemesi‘dir.
- Yetkili Mahkeme: Tanımanın iptali davasında yetkili mahkeme, taraflardan birinin yerleşim yeri mahkemesi ya da çocuğun doğumu sırasında taraflardan birinin yerleşim yeri mahkemesidir.


Merhaba ben imam nikahli bir bayan ile birliktelik yasiyorum ve bayan suan hamile ama resmiyettette baskasi ile evli ve bosanma davasi var cocugun babasi resmi nikahli esmi olur ben tanima beyani bulunabilirmiyim kimlik cikartirken yoksa tanima beyaninda bulunamazmiyim ?