
Değerli müvekkillerimiz,
Dünya genelinde yaşanan Koronovirüs (Covid-19) salgını riski nedeniyle, hukuki soru ve sorunlarınız için mobil ve online iletişim kanallarımızı kullanmanızı öneririz.
Türk Ticaret Kanunu’nun 1286. maddesi uyarınca iki veya daha çok geminin çarpışması yani gemi kazaları “çatma” olarak adlandırılmaktadır. Buna göre Türk Ticaret Kanunu’nun çatmaya ilişkin hükümlerinin uygulanabilmesi için çarpışan veya birbirine zarar veren araçların gemi olması zorunludur. Çatma durumunda gemilere ve gemilerde bulunan insanlara veya eşyaya verilen zararın tazminine ilişkin olarak TTK’nın çatma hükümleri uygulama alanı bulacaktır. Bununla birlikte bir geminin, gemi niteliğinde olmayan bir cisme örneğin deniz kenarındaki bir binaya çarpması durumunda çatma hükümleri uygulanamayacaksa da Türk Borçlar Kanunu’nun haksız fiil hükümlerinin uygulanması mümkündür.
Yazı İçeriği
1. Çatma Hükümlerinin Uygulama Alanı
2. Çatma Türlerine Göre Hukuki Sorumluluk
2.1. Kusursuz Çatma
2.2. Bir Tarafın Kusuru ile Çatma
2.3. Ortak Kusurlu Çatma
2.4. Kıyasen Çatma
3. Tazminat Davası Öncesi Delil Tespiti
4. Çatma Nedeniyle Tazminat Davası
5. Çatmada Sorumluluğun Sınırlandırılması
6. Çatmada Zamanaşımı
Önemle ifade etmek gerekir ki, Türk Ticaret Kanunu çatmanın yalnızca hukuki sorumluluk (tazminat sorumluluğu) boyutunu düzenlemiştir. Bununla birlikte çatma durumunda meydana gelebilecek ölüm ve yaralanmalar yahut malvarlığı zararlarından Türk Ceza Kanunu’na göre cezai sorumluluğun doğması söz konusu olabilmektedir. Benzer şekilde geminin denize elverişli bulundurulmasına ilişkin yükümlülüklere aykırı davranan tarafların Denizde Can ve Mal Koruma Hakkında Kanun uyarınca cezai sorumluluklarının gündeme gelebileceği de söylenebilecektir. Çatma durumunda cezai sorumluluk hakkında daha detaylı bilgi için Çatmada Cezai Sorumluluk başlıklı yazımızı okuyabilirsiniz.
Yukarıda da belirttiğimiz üzere TTK m. 1286 uyarınca çatma iki veya daha çok geminin çarpışmasıdır. Bu durumda TTK’nın çatmaya ilişkin hükümlerinin uygulanabilmesi için çarpışan veya birbirlerine zarar veren araçların gemi olması zorunludur ancak bu gemilerin ticaret gemisi olması zorunlu değildir. Öyle ki ilgili hükümde gemiden bahsedilmekle birlikte gemiler arasında herhangi bir ayrım yapılmamıştır. Çarpışan gemiler ticaret gemisi olabileceği gibi, özel amaçlı bir gemi, yat veya savaş gemisi de olabilir. Bu noktada önemle ifade etmek gerekir ki, çatma hükümlerinin uygulanabilmesi için çarpışan gemiler arasında bir sözleşme ilişkisi bulunmamalıdır. Örneğin çarpışan gemiler arasında bir römorkaj sözleşmesi varsa çatma hükümleri yerine öncelikle sözleşme hükümlerinin uygulanması icap etmektedir. Son olarak çatma hükümlerinin uygulanabilmesi için çarpışan gemilerin fiilen seyir halinde olmaları gerekmez. Gemilerin demirli olması yahut limana bağlı bulunması halinde de çatma hükümleri uygulanabilecektir.
Çatmadan kaynaklanan hukuki sorumluluk tarafların kusur durumuna göre değişmektedir. Bu nedenle tarafların hukuki sorumluluklarının kusur durumlarına göre ayrı ayrı ele alınması gerekmektedir. Çatma genel itibarıyla dörde ayrılır. Bunlar;
TTK m. 1287 hükmü uyarınca umulmayan bir hal veya mücbir sebep yüzünden meydana gelen veya neden ileri geldiği anlaşılamayan çatmalar kusursuz çatma olarak adlandırılmaktadır. Kusursuz çatma halinde çarpışan gemilerden hiçbirine kusur atfedilmesi mümkün değildir. Kanundaki düzenlemeye göre kusursuz çatma üç halde söz konusu olabilmektedir. Bunlar umulmayan hal, mücbir sebep ve çatmanın neden ileri geldiğinin anlaşılamamasıdır.
Önemle ifade etmek gerekir ki, kusursuz çatmanın meydana gelebilmesi için gemilerin seyirde veya demirde olmasının önemi bulunmamaktadır. Öyle ki, seyir halindeki bir geminin demirdeki bir gemiye çarpması durumunda dahi çatma yukarıda belirttiğimiz üç halden biri nedeniyle gerçekleşmişse kusursuz çatmadan söz edilebilecektir. Bu durumda seyirde olan geminin doğrudan kusurlu kabul edilmesi ise mümkün değildir.
Kusursuz çatma durumunda çarpışan gemilerin veya gemilerde bulunan insanların yahut eşyanın çatma yüzünden uğradıkları zarara, o zarara uğrayan kişi katlanır. Örneğin bir gemiye gelen zarara o geminin donatanı katlanırken, yüke gelen zarara yükün maliki katlanacaktır. Bu durum kimseye kusur atfedilememesinin doğal bir sonucudur.
TTK m. 1288 uyarınca çarpışan gemilerden yalnızca birinin donatanının veya gemi adamlarının kusurundan ileri gelen çatmaya bir tarafın kusuru ile çatma denir. Çatma yalnızca bir tarafın kusuruyla gerçekleştiği takdirde oluşan zararı, kusurlu geminin donatanı tazmin etmek zorundadır. Denizcilik açısından kusur, geminin sevk ve idaresi bakımından yapılması gerekenlerin yapılmaması veya yapılmaması gerekenlerin yapılmasıdır. Örneğin hatalı manevra yapmak, aşırı sürat, rotanın hatalı tespit edilmesi veya gerekli sinyallerin verilmemesi geminin sevk ve idaresi açısından kusur olarak değerlendirilebilir. Bununla birlikte kusur, geminin denize elverişli bulundurulmamasından da kaynaklanabilir. Örneğin bir geminin demirinin bakımsızlıktan dolayı kopması ve bunun sonucunda sürüklenerek çatmaya sebebiyet vermesi halinde de demirin bakımını gerçekleştirmeyen donatan kusurlu kabul edilebilecektir.
Önemle ifade etmek gerekir ki, donatanın çatmadan sorumlu tutulabilmesi için kusurun bulunması yeterli değildir. Ayrıca kusurlu davranış ile zarar arasında illiyet bağının bulunması gerekmektedir. Bu nedenle donatanın veya gemi adamlarının kusurundan kaynaklı olmayan zararların donatandan talep edilmesi mümkün değildir.
TTK m. 1291’de kılavuzun kusurunun çatmaya etkisi ayrıca düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre; gemi zorunlu danışman kılavuz veya isteğe bağlı kılavuz danışmanlığında sevk edilirken, kılavuzun kusurundan ileri gelen çatmadan donatan sorumludur. Bu iki kılavuz türünde de geminin sevk ve idaresi kaptanda olduğundan kaptan, kılavuzun önerilerini dinleyip dinlememekte tamamen serbesttir. Bu nedenle danışman kılavuzların kusurundan kaynaklanan çatmadan donatan sorumlu olmaktadır.
Bununla birlikte zorunlu sevk kılavuzunun kusurundan ileri gelen çatmadan geminin donatanı sorumlu değildir. Zira geminin sevk ve idaresinin zorunlu sevk kılavuzuna bırakılması mecburidir. Kılavuz, geminin yönetimini kaptandan devralır, sevk ve idareyi bizzat gerçekleştirir. Bu durumda çatma sonucu meydana gelen zararlardan zorunlu sevk kılavuzu ve onu istihdam eden kuruluş sorumlu olacaktır.
TTK m. 1289 uyarınca çarpışan gemilerin tamamının donatanlarının veya gemi adamlarının kusurlarından ileri gelen çatmaya ortak kusurlu çatma denir. Ortak kusurlu çatma durumunda malvarlığına gelen zarar ile bedensel zararlar farklı hükümlere tabi tutulmuştur. Öyle ki çarpışan gemilerin donatanları, çatma yüzünden gemilerin veya gemide bulunan eşyanın uğradıkları zarardan kusurlarının ağırlığı oranında sorumludurlar. Bununla birlikte kusur oranının saptanması mümkün olmaz veya tarafların aynı derecede kusurlu olduğu ortaya çıkarsa, taraflar eşit oranda sorumlu tutulurlar. Önemle ifade etmek gerekir ki, malvarlığı zararlarında donatanların üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğu müteselsil değildir. Bu nedenle zarar gören üçüncü kişilerin her donatana karşı o donatanın kusuru oranında talepte bulunması gerekecektir. Çatma sonucu oluşan malvarlığı zararlarına, hasar görmüş geminin limana kadar çekilmesi ve tamiri, tamir süresince gemi adamlarının ücretleri ve yoksun kalınan kazanç örnek olarak gösterilebilir.
Ortak kusurlu çatmada bedensel zararlar TTK m. 1290’da düzenlenmiştir. Buna göre kusurlu gemilerin donatanları, gemilerde bulunan kişilerin çatma yüzünden ölümünden veya yaralanmasından yahut sağlığının bozulmasından doğan zararlardan müteselsilen sorumludurlar. Bedensel zararlardan müteselsilen sorumluluk öngörüldüğünden dolayı zarara uğrayan kişiler, zararlarının tamamı için çatmaya karışan tüm donatanlardan talepte bulunabilirler. Bununla birlikte donatanlar kendi aralarında kusurları oranında sorumludurlar. Bu nedenle şayet bir donatan zararın tamamını ödemişse, ödediği bu bedeli diğer donatanlara karşı kusurları oranında rücu etme hakkına sahiptir. Ancak önemle ifade etmek gerekir ki, zararın rücuunda kusur oranının tespiti mümkün olmaz veya tarafların aynı derecede kusurlu olduğu anlaşılırsa taraflar eşit oranda sorumlu olacaklardır.
TTK m. 1286/2’de “geminin, bir manevrayı yapmak veya yapmamak yahut seyir kurallarına uymamak suretiyle başka bir gemiye veya gemide bulunan insanlara veya eşyaya çatma olmaksızın zarar vermesi hâlinde de, çatma hakkındaki hükümler uygulanır.” hükmü yer almaktadır. Buna göre fiilen bir çatma olmaksızın başka bir gemiye zarar verilmesi durumunda da çatma hükümlerine dayanılması mümkündür. Buna kıyasen çatma denilmektedir. Örneğin hatalı manevra yapan bir gemiye çarpamamak için kaçarken karaya oturan veya başka bir gemiye çarpan geminin uğradığı zarardan hatalı manevrayı yapan gemi sorumlu tutulabilecektir. Her ne kadar hatalı manevrayı yapan gemi ile zarara uğrayan gemi arasında fiilen bir çatma meydana gelmese de zarar oluşmuştur. Bu nedenle hatalı manevrada bulunan geminin bu durumdan sorumlu tutulması hakkaniyete uygun bir sonuç doğuracaktır.
Tazminat davası açılmadan önce delil tespitinin istenmesi mümkündür. Öyle ki çatma durumunda zaman kaybetmeksizin delil tespitinin talep edilmesi meydana gelen zararın ve kusurların doğru olarak tespit edilebilmesi açısından önem arz etmektedir. Bu durumu öngören kanun koyucu TTK m. 1292’de tazminat davası öncesi delil tespitine ilişkin birtakım düzenlemelere yer vermiştir.
TTK m. 1292/1’de dava öncesi delil tespitinin istenebileceği yetkili ve görevli mahkeme belirlenmiştir. Buna göre çatmanın meydana geldiği yerdeki deniz ticareti işlerine bakmakla görevli asliye ticaret mahkemesi görevli ve yetkilidir. Ancak deniz ticaret işlerine bakmakla görevli bir mahkeme bulunmuyorsa aynı yerdeki asliye ticaret mahkemesi, o da yoksa ticaret davalarına bakmakla görevli asliye hukuk mahkemesi yetkilidir. Delil tespiti talep edildiği takdirde mahkemece, çatmaya karışan her geminin kaptanı veya onun temsilcisine tespit yapılacağı bildirilir. Bildirilen gün ve saatte delil tespiti yapılarak tespit raporu düzenlenir. Ancak tespit raporunda, çatmaya karışan gemilerin kusur oranları belirtilmez. Önemle ifade etmek gerekir ki, kusur oranları ancak dava aşamasında yargılamanın konusu haline getirilebilecektir. Bununla birlikte dava açmadan önce delil tespitinde bulunulması ileride açılacak davada kusurun doğru olarak belirlenmesi açısından önem arz edecektir.
Çatma sonucu meydana gelen zararlar için tazminat davası açılması mümkündür. Açılacak tazminat davasında davacı, zarara uğrayan kişiyken (donatan, yük sahipleri, yolcu ve gemi adamları) davalı kusurlu geminin donatanı ve kusurlu gemi adamlarıdır. Çatma zorunlu sevk kılavuzunun kusurundan ileri gelmişse kılavuza ve kılavuzu istihdam eden kuruluşa karşı dava açılması söz konusu olabilecektir. Tazminat davasında ispat yükü zarara uğradığını iddia eden kişilerdedir.
TTK m. 1296’da donatanın sorumluluğunun sınırlandırılmasına ilişkin hükümlerin saklı olduğu düzenlenmiştir. Buna göre kusurlu gemi donatanı çatmadan doğan sorumluluğunu, 1976 Tarihli Deniz Alacaklarına Karşı Mesuliyetin Sınırlandırılması Hakkında Milletlerarası Sözleşme uyarınca sorumluluğunu sınırlandırması mümkündür.
TTK m. 1297 uyarınca çatmaya dayanan her türlü tazminat istemi, çatmanın meydana geldiği günden başlayarak iki yılda zamanaşımına uğrar. Donatanların birbirine karşı olan rücu hakları ise, ödemenin yapıldığı tarihten başlayarak bir yıl içinde zamanaşımına uğrar.
Değerli müvekkillerimiz,
Dünya genelinde yaşanan Koronovirüs (Covid-19) salgını riski nedeniyle, hukuki soru ve sorunlarınız için mobil ve online iletişim kanallarımızı kullanmanızı öneririz.
KİŞİSEL VERİLERİN İŞLENMESİ HAKKINDA
“AYDINLATMA METNİ”
İnternet sitemizi kullanmanız dolayısıyla, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) başta olmak üzere yürürlükteki mevzuat kapsamında birtakım verilerinizin toplanması, saklanması, işlenmesi, aktarılması ve KVKK kapsamına dahil başkaca işlemlerin detayı ve amacı hakkında, veri sorumlusu olarak sizleri bilgilendirmek isteriz.
Genel Bilgiler
İlgili mevzuata göre, “kişisel veri” kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgidir. “Özel nitelikli kişisel veri” ise kişilerin ırkı, etnik kökeni, siyasi düşüncesi, felsefi inancı, dini, mezhebi veya diğer inançları, kılık ve kıyafeti, dernek, vakıf ya da sendika üyeliği, sağlığı, cinsel hayatı, ceza mahkûmiyeti ve güvenlik tedbirleriyle ilgili verileri ile biyometrik ve genetik verileridir. İşbu Aydınlatma Metninde, özel ve/veya genel nitelikli olma ayrımı yapılmaksızın, her neviden veri için “Kişisel Veri” ifadesi kullanılacak olup durumun gereğine göre özel nitelikli kişisel verilerin de bu ifade kapsamına dahil edilebileceğini belirtmek isteriz. Keza, internet sitemizi kullanırken size daha efektif hizmet sağlayabilmek adına çerezler, web işaretçileri ve benzeri uygulamaları da kullanabilmekteyiz. Çerez kullanımının durdurulmasını tarayıcı ayarlarınızı değiştirerek her zaman sağlayabilirsiniz. Çerez kullanımının durdurulması, internet sitemizdeki bazı fonksiyonların kullanımını sınırlandırabilecektir.
Kişisel veriler toplandıktan sonra silme, yok etme ya da anonim hale getirme işlemlerine kadar olan süreçte gerçekleştirilen elde etme, kaydetme, depolama, muhafaza etme, değiştirme, yeniden düzenleme, açıklama, aktarılma, sınıflandırılma ya da kullanılmasını engelleme ve sair kapsamda veriler üzerinden gerçekleştirilen her türlü işlem ise KVKK kapsamında “kişisel verilerin işlenmesi“ olarak değerlendirilmektedir.
Kişisel veri veya özel nitelikli kişisel veri tanımına uygun bilgilerinizi Kulaçoğlu Hukuk Bürosu (Veri Sorumlusu) olarak bizimle paylaşmanız durumunda, onay kutucuğunu işaretleyerek bu verilerinizin işlenmesi için açık rıza verdiğinizi belirtmek isteriz.
Kişisel Verilerin Toplanması ve Hukuki Sebepleri
İnternet sitemizi kullanırken birtakım kişisel verilerinizi, Veri Sorumlusu sıfatımız ile bizimle paylaşmanızı talep edebilmekteyiz. İşbu kişisel verileriniz fiziksel olarak sözlü veya yazılı şekilde toplanabileceği gibi, elektronik ortamda da toplanabilir. Keza, kişisel verileriniz, Veri Sorumlusu sıfatıyla doğrudan tarafımızca toplanabileceği gibi, Veri Sorumlusu adına veri işleyen gerçek veya tüzel kişiler tarafından veya ifa ettiğimiz iş ve hizmetin bir gereği olarak destek aldığımız ulusal/uluslararası kişi ve kuruluşlar ile diğer 3.kişiler tarafından, sayılanlarla sınırlı olmamak üzere, internet sitemiz, blog mesajları, iletişim formları, iş/staj ve sair başvuru formları, bilgi formları, video konferans ve/veya online hukuki danışmanlık hizmeti esnasında kaydedilebilen ses ve/veya video kayıtları, telefon görüşmesi ve/veya telekonferans esnasında kaydedilebilen ses kayıtları, kısa mesajlar, WhatsApp, sosyal medya vs kanallarıyla gerçekleştirilenler başta olmak üzere her türlü iletişim kanalları aracılığı ile toplanabilmektedir. Bu verileriniz elektronik ya da internet tabanlı araçlar ve sair vasıtalar kullanılarak otomatik yöntemlerle elde edilebildiği gibi, tarafımıza sunduğunuz formlar, sözleşmeler, bildirimler, adli veya idari merci kararları gibi yöntemlerle de elde edilebilmektedir.
Kişisel Verilerin İşlenme Amacı ve Aktarımı
Kişisel verileriniz, yürürlükteki ilgili mevzuat uyarınca, hukuka, iyi niyet ve dürüstlük kurallarına uygun, doğru ve güncel olarak, belirli, açık ve meşru amaçlarla ve bu amaçlarla bağlantılı, sınırlı ve ölçülü olarak işlenmekte olup ilgili mevzuatta öngörülen ve işlendikleri amaç için gerekli olan süre kadar muhafaza edilmektedir.
KVKK uyarınca, Veri Sorumlusu olarak bizimle paylaşmış olduğunuz kişisel verileriniz, yerine getirmekte olduğumuz her türlü hizmet ve faaliyet amaçlarımız ile gerektiğinde işe/staja alım süreçleriyle bağlantılı ve ölçülü olarak söz konusu hizmetlerden faydalanmanız, hak ve menfaatlerinizin korunması ve sair amaçlar ile KVKK ve yasal düzenlemelere uygun olarak işlenebilecek, hizmetlerimiz kapsamında ve ilgili mevzuata uygun olarak UYAP sistemi başta olmak üzere, adli, idari vb. kurumlara ve/veya yetkili kıldıkları kişi ya da merciler ile somut olayın şartlarına göre yurtdışında olup olmamasından bağımsız olarak ilgili üçüncü kişi ve kurumlara aktarılabilecek ve ilgili mevzuatta belirlenen süreler boyunca saklanıp gerekli işlemlere tabi tutulabilecektir.
Ağ Sunucusu Veri Günlüğü
İnternet sitemize giriş yapmanızın kaçınılmaz bir sonucu olarak, veri günlüğü olarak tanımlanan ve aşağıda listelenmiş olan verileriniz, ağ tarayıcınız tarafından internet sunucumuza otomatik olarak aktarılmakta ve onayınız aranmaksızın veri günlüğü kayıtlarına kaydedilmektedir:
Veri günlüğü internet sitemizin sizin için daha kullanışlı hale getirilebilmesi amacıyla istatistiki bilgi sağlamak için kullanılmakta olup, takiben derhal silinir.
Kişisel Verilerin Güvenliğinin Sağlanması İçin Alınan Tedbirler
6698 Sayılı Kişisel Verileri Koruma Kanun’un ilgili maddesine uygun olarak, kişisel veri güvenliğinizin sağlanması için hukuka aykırı olarak işlenmelerini ve erişilmelerini önlemek ve muhafazalarının sağlamak amacıyla gerekli teknik ve idari tedbirler Veri Sorumlusu olarak tarafımızca alınmaktadır.
Veri Sahibinin Hakları
Kişisel veri sahipleri KVKK uyarınca aşağıda yer alan haklara sahiptir:
Yukarıda belirtilen hakların kullanımıyla veya genel olarak Aydınlatma Metnimizle alakalı daha detaylı bilgi talepleriniz için “İletişim” sayfamızdan ulaşılabileceğiniz “İletişim Formu” aracılığıyla veya ıslak imzalı olarak “Esentepe Mah. Eser İş Merkezi B Blok Kat:8 No:63 Şişli/İstanbul/Türkiye” adresine ulaştırmanız ya da info@kulacoglu.av.tr e-posta adresine konu kısmında “Kişisel Veri Bilgi Talebi” ifadesi ile iletebilirsiniz.
Kişisel veri sahipleri olarak, haklarınıza ilişkin taleplerinizi Kulaçoğlu Hukuk Bürosu’na yukarıdaki şekillerde iletmeniz durumunda talebiniz, niteliğine göre en kısa sürede sonuçlandıracaktır. İlgili işlemin ayrıca bir maliyet gerektirmesi durumunda, Kişisel Verileri Koruma Kurulu’nca belirlenen tarifedeki ücret, Kulaçoğlu Hukuk Bürosu olarak tarafınızdan tahsil edilecektir.