İflas, borçlunun malvarlığının hukuka ve kanunda öngörülen usule uygun biçimde tasfiye edilmesini amaçlayan, çok katmanlı bir hukuki süreçtir. İflasın açılmasıyla birlikte borçlunun malvarlığı üzerindeki tasarruf yetkisi sona erer, borçluya karşı yürütülen icra takipleri durur ve borçluya ait tüm malvarlığı “iflas masası” adı verilen ortak bir havuzda toplanır.
Bu aşamadan sonra sürecin yönetimi, mahkeme tarafından görevlendirilen iflas idaresi tarafından yürütülür. İflas idaresi; borçlunun malvarlığının tespiti, paraya çevrilmesi, alacaklıların alacaklarını masaya kaydettirmesi, sıra cetvelinin hazırlanması ve elde edilen tutarın kanuni sıraya göre alacaklılara paylaştırılması işlemlerinden sorumludur. Bu işlemlerin tamamı, tasfiye süreci olarak adlandırılmakta olup sıkı usul kurallarına ve denetime tabidir.
Bu yazıda; iflasın açılması nedir? iflas masası hangi mal ve haklardan oluşur? iflas idaresinin görev ve yetkileri nelerdir? ve tasfiye süreci nasıl işler? gibi temel sorular, İcra ve İflas Kanunu çerçevesinde sistematik, sade ve uygulamaya ışık tutacak şekilde ele alınacaktır.
İflas başvuru süreci hakkında detaylı bilgi almak için Türk Hukukunda İflas: Tanımı, Başvuru Yolları ve Yargılama Süreci başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
Yazı İçeriği
- 1. İflasın Açılması Nedir?
- 2. İflas Masası Nedir?
- 3. İflas İdaresi ve Görevleri
- 4. Tasfiye Süreci Nasıl İşler?
- 4.1. İflasın Açılmasını Takiben İlk İşlemler
- 4.2. İflasta Adi Tasfiye
- 4.3. Birinci Alacaklılar Toplantısı ve İflas İdaresinin Seçimi
- 4.4. İflas İdaresinin Masayı Devralması ve Envanter Aşaması
- 4.5. İflasta İstihkak Davaları
- 4.6. Masa Alacaklarının Tahsili ve Acele Hallerde Satış
- 4.7. Alacakların Toplanması ve Yönetimi
- 5. İflas Masasına Alacakların Kaydı ve Sıra Cetveli
- 6. İflasta İkinci Alacaklılar Toplantısı
- 7. Malvarlığının Paraya Çevrilmesi
- 8. Alacaklılara Ödeme, Paylaştırma ve İflasın Kapanması
1. İflasın Açılması Nedir?
İflasın açılması, borçlunun malvarlığının bireysel takip rejiminden çıkarılarak toplu tasfiye rejimine tâbi kılınmasını ifade eder. İflas, borçlunun ödeme güçlüğüne düşmesiyle kendiliğinden doğan bir hâl olmayıp; yetkili Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen iflas kararıyla hukuken hüküm ve sonuç doğurur. Bu karar ile birlikte borçlunun malvarlığı üzerindeki tasarruf serbestisi ortadan kalkar ve borçlunun haczi kabil tüm mal ve hakları, alacaklıların ortak menfaatini teminen iflas masası bünyesinde toplanır.
İflasın açılması, kamu düzeniyle yakından ilişkili olup, borçlu ile alacaklılar arasındaki hukuki ilişkilerin mahiyetini köklü biçimde değiştiren bir aşamadır. Bu nedenle iflasın açılmasına bağlanan sonuçlar, İcra ve İflas Kanunu’nda ayrıntılı ve emredici nitelikte hükümlerle düzenlenmiştir.
1.1. İflasın Açılma Anı ve Hukuki Sonuçları
İflas, mahkeme tarafından verilen iflas kararının hukuken sonuç doğurduğu an itibarıyla açılmış sayılır. İflas kararının verilmesiyle birlikte borçlu, müflis sıfatını kazanır ve iflas hukuku bakımından özel bir statüye tâbi olur. İflasın açılma anı itibarıyla;
- Borçlunun malvarlığı üzerindeki tasarruf yetkisi tamamen sona erer,
- Borçluya ait haczi kabil tüm mal, hak ve alacaklar iflas masasına dâhil olur,
- Borçlu, iflas masasına giren malvarlığı unsurları üzerinde hukuki işlem yapma ehliyetini kaybeder,
- Alacaklılar, bireysel takip yolları yerine toplu tasfiye sistemi içinde haklarını ileri sürmekle yükümlü hâle gelir.
Bu sonuçlar, iflas hukukunun temel ilkelerinden olan alacaklılar arasında eşitlik (par condicio creditorum) ilkesinin bir gereği olup, borçlunun malvarlığının dağınık ve düzensiz şekilde tasfiye edilmesini önlemeyi amaçlar.
İflas Kararının İlanı ve Bildirim Süreci
İflas kararının, üçüncü kişiler ve alacaklılar bakımından hüküm ifade edebilmesi için ilan ve bildirim işlemlerinin yapılması zorunludur.
Bu kapsamda iflas kararı;
- Ticaret Sicili Gazetesi’nde,
- Gerekli hâllerde ilgili ilan vasıtalarıyla
ilan edilir.
Ayrıca mahkeme, iflas kararını derhal iflas dairesine bildirir. İflas dairesi, bu bildirim üzerine iflas idaresinin teşkili ve tasfiye sürecinin başlatılması için gerekli idari işlemleri yerine getirir.
İlanın temel işlevi; alacaklıların iflasın açıldığından haberdar edilmesini sağlamak ve alacak kaydı (masaya yazılma) sürecini başlatmaktır. Bu yönüyle ilan, iflas tasfiyesinin sağlıklı ve hukuka uygun biçimde yürütülmesi bakımından kurucu nitelikte bir işlemdir.
1.2. İflasın Açılmasıyla Birlikte Duran Takipler ve Hacizler
İflasın açılmasıyla birlikte borçluya karşı yürütülmekte olan bireysel icra takipleri kanunen kendiliğinden durur. Bu çerçevede;
- Devam eden icra takipleri durur,
- Borçluya ait malvarlığı üzerinde konulmuş hacizler hükümsüz hâle gelir.
- Borçlu aleyhine yeni bir icra takibi başlatılması mümkün olmaz.
Bu düzenleme, alacaklıların birbirleriyle yarışmasını ve borçlunun malvarlığının eşitlik ilkesine aykırı biçimde paylaşılmasını önlemeye yöneliktir. İflasın açılmasından sonra alacaklılar, haklarını ancak iflas masası kapsamında ve sıra cetveli esaslarına göre ileri sürebilirler.
Bununla birlikte, yukarıda da belirtildiği üzere rehinli alacaklıların hakları, İcra ve İflas Kanunu’nda öngörülen özel hükümler çerçevesinde korunmaya devam eder.
2. İflas Masası Nedir?
İflas masası, iflasın açılmasıyla birlikte borçlunun haczi kabil tüm malvarlığı unsurlarının, alacaklıların ortak menfaatini korumak amacıyla bir bütün hâlinde toplandığı hukuki bütünü ifade eder. İflas masası, borçlunun kişisel malvarlığından bağımsız, tasfiye amacına özgülenmiş özel bir hukuki varlık niteliğindedir.
İflasın açılmasıyla birlikte borçlu, malvarlığı üzerindeki tasarruf yetkisini kaybetmekte; borçluya ait mal, hak ve alacaklar iflas masasına intikal ederek toplu tasfiye rejimine tâbi olmaktadır. Bu suretle alacaklılar arasında eşitlik sağlanmakta ve borçlunun malvarlığının parçalı şekilde tasfiyesi engellenmektedir.
2.1. İflas Masasının Hukuki Niteliği
İflas masası, Türk hukukunda kendine özgü (sui generis) bir hukuki yapı olup ne borçlunun şahsi malvarlığı ne de alacaklıların bireysel mülkiyeti olarak kabul edilir. Masa, alacaklıların ortak alacağını teminat altına alan geçici bir hukuki topluluk niteliği taşır.
İcra ve İflas Kanunu uyarınca iflas masası;
- Borçlunun iflasın açıldığı anda mevcut olan mal ve haklarından,
- İflas süreci devam ederken borçlu tarafından kazanılan mal ve haklardan
oluşur. Bu yönüyle iflas masası, dinamik bir yapı arz eder. Masaya giren malvarlığı unsurları üzerinde tasarruf yetkisi, borçluya değil; iflas idaresine aittir. İflas idaresi, bu yetkisini alacaklıların menfaatini gözeterek ve kanuni sınırlar içinde kullanmakla yükümlüdür.
2.2. İflas Masasına Giren Malvarlığı Unsurları
İflas masasına, borçlunun haczi mümkün olan tüm mal, hak ve alacakları girer. Bu kapsamda özellikle;
- Taşınır ve taşınmaz mallar,
- Banka hesaplarındaki mevduat ve alacaklar,
- Ticari işletmeye dâhil unsurlar,
- Üçüncü kişilerden olan alacaklar,
- Fikri ve sınai haklar,
- Devam eden sözleşmelerden doğan haklar
iflas masasına dâhil edilir.
İflasın açılmasından sonra borçlunun elde ettiği ve haczi mümkün olan mal ve haklar da kural olarak iflas masasına girer. Bu düzenleme, alacaklıların menfaatinin korunması ve borçlunun iflas sonrası mal edinerek masayı zarara uğratmasının önlenmesi amacını taşır.
2.3. İflas Masası Dışında Kalan Mal ve Haklar
Borçlunun her türlü mal ve hakkı iflas masasına girmez. Kanunen haczi caiz olmayan mal ve haklar, iflas masası dışında bırakılmıştır. Bu kapsamda özellikle;
- Borçlunun ve ailesinin zorunlu yaşam ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik eşyalar,
- Kanunen haczi yasaklanan maaş ve gelirlerin haczi mümkün olmayan kısımları,
- Kişiye sıkı sıkıya bağlı haklar,
- Sosyal yardım ve benzeri nitelikteki ödemeler
iflas masasına dâhil edilmez.
Ayrıca, üçüncü kişilere ait olduğu açıkça ispat edilen mal ve haklar da iflas masası dışında tutulur. Bu durumda üçüncü kişiler, istihkak iddiası ileri sürerek söz konusu malvarlığı unsurunun masadan çıkarılmasını talep edebilirler.
Bu ayrım, iflas hukukunda hem borçlunun asgari yaşam koşullarının korunması hem de üçüncü kişilerin mülkiyet hakkının ihlal edilmemesi bakımından temel öneme sahiptir.
3. İflas İdaresi ve Görevleri
İflas idaresi, iflasın açılmasından sonra iflas masasının yönetimi ve tasfiyenin yürütülmesiyle görevli olan icrai organdır. İflas idaresi, borçlunun yerine geçerek iflas masasına giren malvarlığı üzerinde tasarruf yetkisini kullanan ve alacaklıların ortak menfaatini gözetmekle yükümlü bulunan bir organdır.
İflas hukukunda tasfiye sürecinin etkin, düzenli ve hukuka uygun şekilde yürütülmesi büyük ölçüde iflas idaresinin faaliyetlerine bağlıdır. Bu nedenle iflas idaresinin oluşumu, yetkileri ve alacaklılarla ilişkisi, İcra ve İflas Kanunu’nda ayrıntılı şekilde düzenlenmiştir.
3.1. İflas İdaresinin Oluşumu
İflas idaresi, iflasın açılmasının ardından iflas dairesi tarafından, alacaklıların da katılımıyla oluşturulur. Kural olarak iflas idaresi, üç kişiden oluşan bir kurul şeklinde teşkil edilir. İflas idaresinin üyeleri;
- Alacaklılar arasından veya
- Hukuki, mali ve ticari konularda bilgi ve tecrübeye sahip kişiler arasından
seçilebilir. Uygulamada iflas idaresi üyeleri çoğunlukla avukat, mali müşavir veya ilgili alanda uzman kişilerden oluşmaktadır.
İflas idaresinin oluşumunda temel amaç, iflas masasının tarafsız, etkin ve alacaklıların menfaatini koruyacak şekilde yönetilmesini sağlamaktır. Bu nedenle iflas idaresi üyeleri, görevlerini yerine getirirken dürüstlük, özen ve sadakat yükümlülüğü altındadır.
3.2. İflas İdaresinin Yetki ve Sorumlulukları
İflas idaresi, iflas masasının tüm işlemlerini yürütmekle görevli olup, bu kapsamda geniş yetkilere sahiptir. İflas idaresinin başlıca yetki ve görevleri şunlardır:
- İflas masasına giren malvarlığının tespiti ve korunması,
- Borçluya ait mal, hak ve alacakların envanterinin çıkarılması,
- Malvarlığının paraya çevrilmesi işlemlerinin yürütülmesi,
- Alacaklıların alacaklarını masaya kaydettirmesi sürecinin yönetilmesi,
- Sıra cetvelinin hazırlanması,
- Elde edilen tutarın kanuni sıraya göre alacaklılara dağıtılması,
- Gerekli hâllerde dava ve takiplerin iflas masası adına yürütülmesi.
İflas idaresi, bu yetkilerini kanunun çizdiği sınırlar içinde ve alacaklıların ortak menfaatini gözeterek kullanmak zorundadır. İflas idaresinin kusurlu veya hukuka aykırı işlemleri nedeniyle iflas masasına zarar verilmesi hâlinde, idare üyelerinin hukuki sorumluluğu gündeme gelebilir.
3.3. İflas İdaresinin Alacaklılarla İlişkisi
İflas idaresi, faaliyetlerini yürütürken alacaklılarla sürekli ve zorunlu bir ilişki içindedir. Zira iflas masası, esasen alacaklıların ortak menfaatine hizmet eden bir hukuki yapıdır. Bu kapsamda iflas idaresi;
- Alacaklıları iflas süreci ve tasfiye işlemleri hakkında bilgilendirmek,
- Alacak kaydı taleplerini almak ve değerlendirmek,
- Alacaklılar toplantılarını organize etmek
ile yükümlüdür.
Alacaklılar ise, iflas idaresinin işlemlerini denetleme, gerekli hâllerde itiraz etme ve kanunda öngörülen usuller çerçevesinde karar süreçlerine katılma hakkına sahiptir. Bu karşılıklı ilişki, iflas tasfiyesinin şeffaf, denetlenebilir ve adil şekilde yürütülmesini temin etmeye yöneliktir.
4. Tasfiye Süreci Nasıl İşler?
Tasfiye süreci, iflasın açılmasını takiben borçlunun malvarlığının toplu tasfiye rejimi altında paraya çevrilmesi, alacakların tespiti ve elde edilen bedelin kanuni sıra esaslarına göre alacaklılara dağıtılmasını kapsayan çok aşamalı bir süreçtir. Tasfiye, kural olarak iflas idaresi tarafından yürütülmekle birlikte, sürecin ilk aşamalarında iflas dairesi aktif rol üstlenir ve alacaklıların kolektif iradesi belirleyici olur.
4.1. İflasın Açılmasını Takiben İlk İşlemler
İflasın açılmasıyla birlikte tasfiye süreci hukuken başlamış sayılır. Ancak bu aşamada henüz iflas idaresi teşkil edilmediğinden, tasfiyenin başlangıcına ilişkin acil, koruyucu ve hazırlayıcı nitelikteki işlemler, kanun gereği iflas dairesi tarafından resen yerine getirilir.
Bu kapsamda iflas dairesi tarafından özellikle;
- İflas kararını gerekli yerlere bildirmek ve usulüne uygun ilan etmek,
- Müflise ait malvarlığının muhafaza altına alınması,
- Gerekli hâllerde mühürleme, muhafaza ve zilyetliğin korunmasına yönelik tedbirlerin alınması,
- Alacaklıların, alacaklarını iflas masasına kaydettirmeleri için ilan yoluyla davet edilmeleri,
- Birinci alacaklılar toplantısına ilişkin davetin yapılması, toplantı tarihi, saati ve yerinin belirlenmesi
işlemleri gerçekleştirilir.
4.2. İflasta Adi Tasfiye
İflas dairesinin adi tasfiyeye karar vermesinden itibaren on gün içerisinde adi tasfiye yapılacağı ilan edilir. Adi tasfiye ise şu aşamalardan oluşur:
- Birinci alacaklılar toplantısının yapılması,
- İflâs idaresinin seçilmesi,
- Masa alacaklarının tahsili ve acele hallerde satış yapılması,
- İstihkak iddiaları hakkında karar verilmesi, İflâs alacaklarının incelenmesi,
- Sıra cetvelinin düzenlenmesi,
- İkinci alacaklılar toplantısı,
- Masa mallarının satışı ve paraların paylaştırılması.
Birinci alacaklılar toplantısına davet, henüz iflas idaresi oluşturulmadığından, iflas dairesi tarafından yapılır. Davet, toplantıdan önce ilan edilmek suretiyle gerçekleştirilir. Kanunda toplantının yapılacağı tarihe ilişkin kesin bir süre öngörülmemiş olmakla birlikte, toplantının iflas kararının ilanını takiben makul bir süre içinde yapılması gerekir. Bu süre, alacaklıların toplantıdan haberdar olmaları ve toplantıya fiilen katılabilmeleri bakımından hukuki dinlenilme hakkının bir gereğidir.
Birinci alacaklılar toplantısı, kural olarak iflas dairesinin bulunduğu yerde, çoğunlukla iflas dairesinin veya icra dairesinin toplantı için uygun görülen salonunda gerçekleştirilir.
Bu safha, tasfiye sürecinin koruyucu ve hazırlayıcı evresi niteliğinde olup; borçlunun malvarlığının iflas idaresi teşkil edilmeden önce zayi edilmesini, elden çıkarılmasını veya alacaklılar aleyhine sonuç doğuracak tasarruflara konu edilmesini önlemeye yöneliktir.
4.3. Birinci Alacaklılar Toplantısı ve İflas İdaresinin Seçimi
İflasın açılmasını müteakip yapılan birinci alacaklılar toplantısı, tasfiye sürecinin kurumsal yapısının oluşturulduğu ve tasfiyenin bundan sonraki seyrinin belirlendiği en kritik aşamalardan biridir. Bu toplantı ile birlikte tasfiye süreci, yalnızca iflas dairesi tarafından yürütülen idari nitelikteki işlemlerden çıkarak, alacaklıların kolektif iradesine dayanan hukuki bir tasfiye rejimine dönüşür.
Birinci alacaklılar toplantısında alacaklılar tarafından;
- İflas idaresi seçilir veya geçici olarak görevlendirilmiş idare onaylanır,
- İİK madde 244’te belirtilen bazı acele kararlar alınabilir,
Bu toplantıda alınan kararlar, iflas idaresi bakımından bağlayıcı nitelik taşımakta olup, tasfiyenin bundan sonraki tüm aşamalarında yapılacak işlemler açısından hukuki çerçeveyi ve yönlendirici iradeyi oluşturur. Bu yönüyle birinci alacaklılar toplantısı, tasfiyenin kurucu ve yön belirleyici aşaması olarak kabul edilmektedir.
4.4. İflas İdaresinin Masayı Devralması ve Envanter Aşaması
Birinci alacaklılar toplantısında iflas idaresinin seçilmesi veya onaylanmasıyla birlikte, tasfiye sürecinin yürütülmesi fiilen ve hukuken iflas idaresine intikal eder. Bu aşamadan itibaren iflas idaresi, iflas masasını devralarak borçlunun malvarlığını alacaklıların ortak menfaati doğrultusunda ve kanunun çizdiği sınırlar içinde yönetmekle yükümlü hâle gelir.
İflas idaresi, masayı devralmasını takiben öncelikle iflas masasının kapsamını ve içeriğini kesin biçimde belirlemeye yönelik envanter çalışmalarını gerçekleştirir. Bu kapsamda iflas idaresi tarafından özellikle;
- İflas masasına giren tüm mal, hak ve alacakların envanteri çıkarılır,
- Borçlunun ticari defter ve kayıtları incelenerek masanın aktif ve pasifleri tespit edilir,
- Gerekli görülen hâllerde bilirkişi İncelemesine başvurularak malvarlığının hukuki ve fiilî durumu netleştirilir.
Envanter aşaması, tasfiye sürecinin temel ve vazgeçilmez dayanağını oluşturur. Zira iflas masasının kapsamının doğru ve eksiksiz şekilde tespiti; malvarlığının paraya çevrilmesi, sıra cetvelinin hazırlanması ve nihayet alacaklılara yapılacak ödemelerin belirlenmesi bakımından belirleyici niteliktedir.
4.5. İflasta İstihkak Davaları
Üçüncü kişiler, bir malın kendilerine ait olduğunu ileri sürerse, bu istihkak iddia edilen malın kendilerine verilip verilmeyeceğine iflâs idaresi karar verir. (İİK m. 228) İflâs idaresi, istihkak iddiasını reddederse üçüncü kişiye icra mahkemesinde istihkak davası açması için yedi günlük süre verilir. Bu süre içinde dava açılmazsa, üçüncü kişi masaya karşı istihkak iddiasından vazgeçmiş sayılır. İcra mahkemesi istihkak iddiasını genel hükümlere göre inceler.
İstihkak iddia edilen mal üçüncü kişinin elindeyse bu mal üçüncü kişiden alınmaz, fakat deftere yazılır (İİK m. 212). Bundan sonra iflâs idaresinin üçüncü kişiye karşı dava açması gerekir. Bu dava genel mahkemelerde açılır.
4.6. Masa Alacaklarının Tahsili ve Acele Hallerde Satış
İflâs idaresi, masanın vadesi gelmiş alacakları ödenmezse bunları tahsil eder, gerekirse dava açar ve takip yapar. İflâs masasına giren mallar, ikinci alacaklılar toplantısından sonra satılır.
Ancak bazı malların satışının bu zaman kadar beklenmesi masanın zararına olacaksa bu mallar önceden satılır. Bu durumda iflâs idaresi gerekirse bu malları pazarlık yoluyla da satabilir.
Rehinli malların satılması ise İİK m. 185 hükmüne tabidir.
4.7. Alacakların Toplanması ve Yönetimi
Tasfiye sürecinin önemli bir diğer boyutu, müflise ait alacakların tespiti, toplanması ve etkin biçimde yönetilmesidir. İflas idaresi, iflas masasının aktiflerini artırmak ve alacaklıların tatminine esas teşkil edecek fonu azami ölçüde büyütmek amacıyla, borçlunun üçüncü kişilerden olan alacaklarınıtakip ve tahsil etmekle yükümlüdür.
Bu kapsamda İİK madde 194 gereği ikinci alacaklılar toplantısında alınan kararlar doğrultusunda iflas idaresi tarafından;
- Müflise ait alacaklara ilişkin dava ve icra takipleri, iflas masası adına ve masa temsilcisi sıfatıyla yürütülür,
- Tahsil kabiliyeti bulunmayan veya tahsili ekonomik açıdan anlamlı olmayan alacaklar yönünden hukuki ve mali değerlendirme yapılır,
- Alacakların tahsilinde masanın menfaatine daha uygun olması hâlinde sulh, feragat, takibe devam veya takibin sonlandırılması yönünde ikinci alacaklılar toplantısında alınan karar doğrultusunda işlem yapılır.
İflas idaresinin bu aşamada yapacağı işlemler, tasfiye sonucunda elde edilecek toplam meblağı ve dolayısıyla alacaklılara yapılacak ödemelerin kapsamını ve oranını doğrudan etkileyen niteliktedir.
5. İflas Masasına Alacakların Kaydı ve Sıra Cetveli
İflas tasfiyesinde alacaklıların haklarının korunabilmesi, alacakların iflas masasına usulüne uygun şekilde kaydedilmesi ve bu alacakların kanuni sıralamaya göre değerlendirilmesi ile mümkündür. Bu çerçevede, alacakların masaya yazılması ve sıra cetvelinin hazırlanması, tasfiye sürecinin hukuki bel kemiğini oluşturan aşamalardır.
5.1. İflas Masasına Alacak Kaydı (Masaya Yazılma) Süreci
İflasın açılmasını takiben alacaklılar, alacaklarını iflas masasına kaydettirmekle yükümlüdür. Bu işlem, uygulamada “masaya yazılma” olarak adlandırılmakta olup, alacaklının tasfiyeye katılabilmesinin zorunlu ön koşuludur.
Alacakların kaydı için 219. maddeye göre yapılan ilandan sonra alacaklılar alacaklarını bir aylık süre içinde iflâs masasına yazdıracaktır.
Buna göre Alacak kaydı;
- İflas kararının ilanından sonra,
- İflas dairesi veya iflas idaresi tarafından belirlenen süre içerisinde,
- Alacağın hukuki dayanağını ve miktarını gösteren belgelerle birlikte
yapılır.
Alacaklı, alacağını masaya kaydettirmediği takdirde, kural olarak tasfiyeden pay alamaz. Bu yönüyle alacak kaydı, alacaklının tasfiye sürecine aktif katılımını sağlayan kurucu bir işlem niteliğindedir.
İflas idaresi, masaya kaydedilen alacakları inceleyerek alacağın varlığını, niteliğini ve miktarını değerlendirir; gerekli hâllerde alacağı kabul veya reddeder ya da şarta bağlı olarak masaya yazar.
5.2. İflasta Sıra Cetvelinin Hazırlanması
Alacak kaydı sürecinin tamamlanmasını müteakip, iflas idaresi tarafından sıra cetveli hazırlanır. Sıra cetveli; iflas masasına kaydedilen alacakların;
- Hukuki niteliklerine,
- Teminat durumlarına,
- Kanuni imtiyaz sıralarına
göre tasnif edilerek gösterildiği, tasfiye sürecinde bağlayıcı nitelik taşıyan resmî bir belgedir.
Sıra cetveli, alacaklıların tasfiyeden hangi sırada ve hangi oranda pay alacaklarını belirlediğinden, iflas tasfiyesinin en kritik ve sonuç doğurucu aşamalarından biri olarak kabul edilir. Bu nedenle sıra cetvelinin hazırlanmasında iflas idaresi, İcra ve İflas Kanunu’nda öngörülen imtiyaz hükümlerine, rehinli alacaklara ilişkin özel düzenlemelere ve alacaklılar arasındaki eşitlik (par condicio creditorum) ilkesine uygun hareket etmekle yükümlüdür.
Hazırlanan sıra cetveli, öngörülen usule uygun şekilde alacaklılara ilan edilir. Sıra cetvelinde hangi alacakların kabul edildiği hangi alacakların reddedildiği gerekçeli olarak gösterilir. Alacaklılar, sıra cetveline karşı itiraz ve şikâyet yollarına başvurmak suretiyle, alacaklarının sırası, miktarı veya hukuki niteliği yönünden yargısal denetim talep edebilirler.
5.3. İmtiyazlı, Rehinli ve Adi Alacaklar
İflas hukukunda alacaklar, hukuki nitelikleri ve teminat durumları dikkate alınarak farklı sıralara tâbi tutulmuştur. Bu ayrım, alacaklıların tasfiye sonucunda hangi öncelik sırasına göre ve hangi ölçüde ödeme alacaklarını belirleyen temel kriterdir.
Bu çerçevede alacaklar, iflas tasfiyesinde genel olarak üç ana grupta değerlendirilir:
a) Rehinli Alacaklar
Rehinle teminat altına alınmış alacaklardır. Rehinli alacaklılar, kural olarak rehnin paraya çevrilmesinden elde edilen bedelden öncelikle ve doğrudan tatmin edilir. Bu yönüyle rehinli alacaklar, iflas masasındaki diğer alacaklara göre ayrıcalıklı bir konuma sahiptir.
Rehinli alacağın, rehnin paraya çevrilmesinden elde edilen bedelle tamamen karşılanamaması hâlinde, karşılanamayan kısım bakımından alacak adi alacak niteliği kazanır ve sıra cetveline bu şekilde dâhil edilir.
b) İmtiyazlı Alacaklar
İmtiyazlı alacaklar, kanun koyucu tarafından sosyal, ekonomik veya kamusal nedenlerle özel olarak korunmuş alacaklardır. Bu kapsamda özellikle;
- İşçi alacakları,
- Nafaka alacakları,
- Kanunda açıkça imtiyaz tanınan belirli kamu alacakları
imtiyazlı alacaklar arasında yer alır. İmtiyazlı alacaklar, sıra cetvelinde adi alacaklardan önce, ancak rehinli alacaklardan sonra yer almakta olup, adi alacaklara nazaran öncelikli ödeme hakkına sahiptir.
c) Adi Alacaklar
Rehinle teminat altına alınmamış ve kanunen herhangi bir imtiyaz tanınmamış alacaklardır. Adi alacaklılar, ancak rehinli ve imtiyazlı alacakların tamamen karşılanmasından sonra, iflas masasından arta kalan tutar üzerinden oransal (tenkisli) olarak ödeme alabilirler.
Adi alacaklar, iflas tasfiyesinde en son sırada yer almakta olup, ödeme imkânı doğrudan iflas masasındaki bakiye değere bağlıdır.
5.4. Sıra Cetveline İtiraz
Yukarıda da bahsedildiği üzere alacakların iflas masasına kaydı sürecinin tamamlanmasını müteakip, iflas idaresi tarafından kanundaki sıralamaya uygun bir şekilde sıra cetveli hazırlanır. Sıra cetveli; alacaklıların hukuki niteliklerine, imtiyaz durumlarına ve alacak miktarlarına göre hangi sırada ve hangi oranda ödeme alacaklarını gösteren, tasfiye sürecinin omurgasını oluşturan temel belgedir.
Sıra cetvelinin düzenlenmesinin ardından, alacaklılar tarafından İcra ve İflas Kanunu’nda öngörülen süreler içerisinde sıra cetveline karşı itiraz ve şikâyet yollarına başvurulabilir. Bu aşama, alacaklılar arasındaki sıralamanın ve alacak miktarlarının yargısal denetime tabi tutulmasını sağlayan, tasfiyenin hukuki güvence mekanizması niteliğindedir.
6. İflasta İkinci Alacaklılar Toplantısı
Sıra cetveline ilişkin itiraz ve şikâyet süreçlerinin tamamlanmasını takiben, ikinci alacaklılar toplantısı yapılır. Bu toplantı, tasfiye sürecinin geldiği aşamanın alacaklılar tarafından değerlendirilmesini ve tasfiyenin son safhasına geçilmesini amaçlayan kolektif karar aşamasıdır.
İkinci alacaklılar toplantısında alacaklılar tarafından özellikle;
- Sıra cetveli ve tasfiye kapsamında gerçekleştirilen işlemler değerlendirilir.
- Malvarlığının hangi usulle paraya çevrilmesi ve ödeme sürecine ilişkin stratejik ve yönlendirici kararlar alınır.
- Müflis tarafından açılan ya da müflise karşı açılmış olan davalara devam edilip edilmeyeceğine karar verilir. Davalara devam edilmesine karar verilirse masayı iflas idaresi temsil edecektir.
- Tasfiyenin son safhasına geçişin hukuki zemini oluşturulur.
Bu toplantıdan sonra tasfiye süreci, esas itibarıyla tamamlanma ve ödeme aşamasına girer. Bu yönüyle ikinci alacaklılar toplantısı, tasfiyenin sonuçlandırılmasına giden süreçte denetleyici ve tamamlayıcı nitelikte bir aşama olarak kabul edilmektedir.
7. Malvarlığının Paraya Çevrilmesi
Tasfiye sürecinin merkezinde, iflas masasına dâhil edilen malvarlığının paraya çevrilmesi yer alır. Paraya çevirme işlemleri, iflas masasının aktiflerinin nakde dönüştürülmesini ve alacaklıların tatminine esas fonun oluşturulmasını amaçlayan temel tasfiye faaliyetidir. Bu işlemler, iflas idaresi tarafından İcra ve İflas Kanunu’nda öngörülen usul ve yöntemlere sıkı sıkıya bağlı kalınarak gerçekleştirilir.
Bu çerçevede iflas idaresi tarafından;
- Taşınır ve taşınmaz mallar, açık artırma veya kanunda öngörülen hâllerde pazarlık usulüyle,
- Ticari işletmeye dâhil unsurlar, tasfiyenin amacına ve alacaklıların menfaatine daha uygun olması hâlinde bir bütün hâlinde veya ayrı ayrı,
- Fikri ve sınai haklar ile üçüncü kişilerden olan alacaklar, tahsil, temlik veya gerekli hâllerde dava yoluyla
paraya çevrilir.
Paraya çevirme işlemlerinde iflas idaresi, özen, sadakat ve hesap verebilirlik yükümlülüğü altında hareket etmek zorundadır. Malvarlığının gerçek değerinin altında elden çıkarılması, satış usullerine uyulmaması veya kanuna aykırı paraya çevirme işlemleri yapılması hâlinde, iflas idaresinin hukuki ve şahsi sorumluluğu doğabilir.
8. Alacaklılara Ödeme, Paylaştırma ve İflasın Kapanması
8.1. Alacaklılara Ödeme ve Paylaştırma Usulü
Sıra cetvelinin kesinleşmesini müteakip, iflas idaresi tarafından ödeme ve paylaştırma işlemlerine geçilir. Paylaştırma, kesinleşmiş sıra cetvelinde belirlenen alacaklı sıralaması esas alınarak ve İcra ve İflas Kanunu’nda öngörülen öncelik ve oran kurallarına uygun biçimde gerçekleştirilir. Bu kapsamda;
- Rehinli alacaklılar, rehnin paraya çevrilmesinden elde edilen bedel üzerinden öncelikle ve doğrudan tatmin edilir,
- İmtiyazlı alacaklar, kanunda düzenlenen imtiyaz sırasına göre karşılanır, (İİK madde 206)
- Adi alacaklılar ise ancak iflas masasından geriye kalan tutar üzerinden oransal (tenkisli) olarak ödeme alabilir.
Paylaştırma işlemleri sırasında iflas idaresi, alacaklılar arasında eşitlik (par condicio creditorum) ve orantılılık ilkelerine uygun hareket etmekle yükümlüdür.
8.2. Tasfiyenin Tamamlanması ve İflasın Kapanması
İflas tasfiyesi kapsamında iflas masasına dâhil tüm malvarlığı unsurlarının paraya çevrilmesi, alacakların mümkün olan ölçüde tahsil edilmesi ve yapılan paylaştırmalar sonucunda masada tasfiyeye konu edilecek başka bir değer kalmaması hâlinde tasfiye tamamlanmış sayılır.
Bu aşamada iflas idaresi, tasfiye sürecine ilişkin olarak;
- Yapılan paraya çevirme ve paylaştırma işlemlerini gösteren son hesap ve raporu hazırlar,
- Tasfiyenin usulüne uygun biçimde yürütüldüğünü ortaya koyan belgeleri derler,
- Söz konusu rapor ve hesapları iflas dairesine ve gerekli hâllerde mahkemeye sunar.
Tasfiyenin tamamlandığının tespiti üzerine iflasın kapatılmasına karar verilir. İflasın kapanmasına ilişkin karar, alacaklılar ve üçüncü kişiler bakımından hüküm ifade edebilmesi için usulüne uygun şekilde ilan edilir. Bu ilan ile birlikte iflas masası sona erer ve iflas idaresinin görev ve yetkileri ortadan kalkar.
