Vergi yargılamasına ilişkin süreç 2577 sayılı İdari Yargılama Usul Kanununa göre yürütülmekte olup, görevli mahkeme vergi mahkemeleridir. Vergi davaları yazılı şekle tabi olup, kanunda belirtilen süre içerisinde, mahkemeye başvurulması gerekmektedir.
Yazı İçeriği
1. İlk Derece Mahkemesi Olarak Vergi Mahkemeleri Ne Yapar?
1.1. Vergi Yargılamasında İspat Yükümlülüğü Kimdedir, Nasıl Yapılır?
1.2. Davanın Kabulüne Dair Karar Verilmesinin Sonuçları
1.3. Davanın Reddi Kararı Verilmesinin Sonuçları
1.4. Vergi Yargılaması Neticesinde Verilen Kararların Uygulanması
2. Olağan Kanun Yolları – İstinaf ve Temyiz
2.1. İstinaf Kanun Yolu
2.1.1. İstinaf Kanun Yoluna Başvurulamayacak Haller
2.1.2. İstinaf İncelemesi Neticesinde Verilebilecek Kararlar
2.2. Temyiz Kanun Yolu
2.2.1. Temyiz İncelemesi Neticesinde Verilebilecek Kararlar
3. Olağanüstü Kanun Yolları
3.1. Kanun Yararına Temyiz
3.2. Yargılamanın Yenilenmesi
Mükellef olarak da tabir edilen vergi borçlusu ile vergi alacaklısı (vergi dairesi başkanlığı, Gelir İdaresi Başkanlığı veya Hazine ve Maliye Bakanlığı) arasında zaman zaman birtakım uyuşmazlıklar ortaya çıkabilmektedir. Bu bağlamda, vergi uyuşmazlığının hangi anlama geldiği ve hangi suretlerde ortaya çıkabileceğine dair detaylı bilgiye Vergi Uyuşmazlığı Nedir? başlıklı yazımızdan ulaşabilirsiniz.
Vergi uyuşmazlıklarının sona erdirilebilmesi için ise, “Vergi Uyuşmazlıklarının İdari Çözümü” adresindeki yazımızda detaylarıyla izah ettiğimiz birtakım idari çözüm yolları düzenlendiği gibi, yargısal yollarla, başka bir deyişle, dava açmak suretiyle de uyuşmazlıkların giderilmesi mümkündür.
Bu noktada, vergi uyuşmazlıklarının yargısal çözümü hususunda, vergi davalarının kapsamı, görevli ve yetkili mahkeme, dava tarafları, dava açma süresi gibi konulara “Vergi Yargılaması Usulü” başlıklı yazımızda detaylarıyla değinilmiştir.
1. İlk Derece Mahkemesi Olarak Vergi Mahkemeleri Ne Yapar?
Vergi davalarında görevli mahkeme vergi mahkemeleridir. Yetkili mahkeme ise 2577 sayılı İdari Yargılama Usul Kanunu madde 37’de düzenlenmiş olan yer mahkemeleridir. Vergi davaları yazılı şekle tabidir, dolayısı ile bir dilekçe ile ve dava açma süresi içerisinde mahkemeye başvurulması gerekmektedir.
Davacı tarafça mahkemeye ibraz edilen dava dilekçesi, 2577 sayılı İYUK’un 14. Maddesinde düzenlen ilk incelemeden geçtikten sonra davalıya tebliğ edilir. Vergi yargılamasındaki tebligat işlemleri İYUK m. 60 gereğince, Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmaktadır. Davalının savunması, buna karşı davacının hazırlayacağı savunmaya cevap dilekçesi ve davalının ikinci savunma dilekçesi de sırasıyla taraflara tebliğ olunur.
Vergi yargılamasında yazılı usul ve dosya üzerinden inceleme esas olmakla birlikte belirli sınırlamalar dâhilinde duruşma yapılabilmesi mümkündür.
Vergi yargılamasında genel kural olarak, vergi davasının açılması ile birlikte dava konusu işlemin yürütülmesi kendiliğinden durmaktadır. Genel kural yürütmenin kendiliğinden durması olmakla birlikte, bu kuralın istisnalarını;
- İhtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine yapılan tarh işlemlerine karşı açılan davalar,
- Tahsil aşamasındaki işlemlere karşı açılacak davalar (AATUHK’da düzenlenen işlemler)
İşlemden kaldırılan dosyaların yeniden işleme konulması halinde görülecek davalar, - Kanun yollarına başvurulması halleri (olağan ve olağanüstü kanun yolları)
oluşturmaktadır.
1.1. Vergi Yargılamasında İspat Yükümlülüğü Kimdedir, Nasıl Yapılır?
Vergi davalarında, davanın tarafları ileri sürdükleri iddialarını ispatlamakla yükümlü olmakla beraber, bu kuralın aksine dair özel kanuni düzenlemeler söz konusu olabilmektedir. Örneğin, ‘‘İktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfeti bunu iddia eden tarafa aittir.’’ (VUK m.3)
Vergi yargılamasında, yemin hariç her türlü delil ile dava konusu edilen vergiye dayanak işlem ve diğer hususların ispati mümkündür. Bu bağlamda vergi yargılamasında delil serbestisi ilkesi benimsenmiştir. Delil serbestisi ilkesinin kapsamına dahil olmayan, başka bir deyişle, vergi yargılamasında delil olarak dayanılamayacak durumlar ise,
- Vergiyi doğuran olayla tabii ve açık ilgisi bulunmayan tanık beyanları ile
- Yemin müessesesidir.
1.2. Davanın Kabulüne Dair Karar Verilmesinin Sonuçları
Vergi yargılaması neticesinde, vergi mükellefi tarafından açılan davanın kabul edilmesi ihtimalinde, vergi idaresi tarafından tesis edilen dava konusu işlemin kısmen veya tamamen iptal edilmesi ve terkin işleminin de gerçekleştirilmesi gerekir. Yani, daha önce yapılmış olan vergi tarhının kısmen ya da tamamen terkin edilmesi; şayet var ise tahsil edilmiş veya ödenmiş bir vergilerin kısmen veya tamamen iade edilmesi gerekmektedir.
Vergi idaresi tarafından açılan davalarda ise, davanın kabul edilmesi halinde, takdir ve tadilat komisyonlarının kararları iptal edilmekte ve hükümsüz hale gelmektedir.
1.3. Davanın Reddi Kararı Verilmesinin Sonuçları
Vergi mükellefi tarafından açılan dava reddedilir ise davanın açılmasıyla yürütmesi duran ve tahakkuk edemeyen vergi ya da cezalar tahakkuk eder ve tahsil aşamasına geçilir. Ayrıca, dava açılması sebebiyle geç tahakkuk etmiş olan vergi için gecikme faizi uygulanır. Diğer bir ihtimal olarak vergi idaresi tarafından açılan davanın reddedilmesi halinde, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğunun kabul edilmesi nedeniyle, idarenin mahkeme kararının, dolayısıyla dava konusu işlemin
1.4. Vergi Yargılaması Neticesinde Verilen Kararların Uygulanması
Vergi yargılamasında verilen kararların uygulanması 2577 sayılı İYUK’un 28. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, verilen kararların icaplarına göre, ilgili idare tarafından en fazla otuz gün içinde olmak üzere derhal dava konusunu yerine getirmek zorundadır. Verilen yargı kararlarının ilgili idareye tebliğ edilmesinin ardından, idarenin belirleyeceği vergi, resim, harçlar ve benzeri mali yükümler ile zam ve cezaların miktarı ayrıca mükellefe bildirilir. Diğer taraftan, vergi davası nihayetinde bir bedel ödenmesine karar verildiyse, mahkeme kararının tebliğ tarihinden ödemenin gerçekleştirildiği tarihe geçen süre için 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanunun 48. maddesine göre belirlenen tecil faizi oranında hesaplanacak faizin de ödenmesi gerekir. Faiz hesabında, mahkeme kararının davacı tarafa tebliğ edildiği tarihten, paranın yatırılacağı banka hesap numarasının ilgili idareye bildirildiği tarih arasında geçen süre için faiz işletilemeyecektir.
2. Olağan Kanun Yolları – İstinaf ve Temyiz
6545 sayılı kanun ile vergi yargılaması üç kademeli hale dönüştürülmüş olup ilk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde verilen kararlara karşı belirli sınırlamalar dâhilinde istinaf ve temyiz mercilerine kanun yolu başvurusunda bulunulabilmektedir. Gerek mükellef gerekse de vergi dairesi şartları oluşması halinde kanun yollarına başvurabilmektedir. Kanun yollarına başvurulması neticesinde, mahkeme kararlarının yürütülmesi doğrudan durmayacaktır. Talep edilmesi halinde bölge idare mahkemesi veya Danıştay yürütmenin durdurulmasına karar verebilir.
2.1. İstinaf Kanun Yolu
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. Maddesi gereğince; vergi mahkemesi kararlarına dair, mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemelerinde istinaf kanun yoluna başvuru hakkı kullanılabilir. Zaten, ilgili karara dair kanun yolu açık ise, verilecek vergi mahkemesi karar metninde hangi süre içinde hangi kanun yolu makamına başvurulabileceği belirtilmelidir.
İstinaf başvurusunda bulunulabilecek süre, vergi mahkemesi kararının tebliğinden itibaren 30 gündür. Uygulanacak şekil ve usul kuralları ile istinaf kanun yolu ile temyiz kanun yolları için aynıdır.
2.1.1. İstinaf Kanun Yoluna Başvurulamayacak Haller
Konusu 7.000,00 TL yi geçmeyen vergi davaları hakkında vergi mahkemelerince verilen kararlar kesin olup, bunlara karşı istinaf yoluna başvurulamayacaktır.
2.1.2. İstinaf İncelemesi Neticesinde Verilebilecek Kararlar
Başvuru sonrasında istinaf makamınca yapılacak incelemeler neticesinde, başvuruya dayanak yapılan yerel mahkeme kararı hukuka uygun bulunursa, istinaf başvurusu reddedilir. Kimi durumlarda, yerel mahkeme kararlarında basit düzeltmelerle giderilebilecek maddi yanlışlıklar söz konusu olabilmektedir. Bu gibi durumlarda, istinaf makamınca gerekli düzeltmeler yapılarak yerel mahkeme kararı onanır. İYUK m. 45/3)
Diğer taraftan, istinaf makamınca, başvuruya konu yerel mahkeme kararında hukuka aykırılıklar tespit edilirse, istinaf başvurusu kabul edilerek, yerel mahkeme kararı kaldırılır. Bu durumda, istinaf makamınca, davanın esası hakkında yeniden bir karar verilir. Bölge idare mahkemesinin temyiz yolu açık olmayan kararları kesindir.
2.2. Temyiz Kanun Yolu
Bölge idare mahkemesince verilen ve temyiz yolu açık olan kararlar İYUK m. 46’da düzenlenmiştir. Bu doğrultuda konusu yüz bin Türk lirasını (2021 yılı için 192.000.00 TL) aşan vergi davaları hakkında bölge idare mahkemesince verilmiş olan kararlara karşı temyiz yoluna başvurulabilir.
2.2.1. Temyiz İncelemesi Neticesinde Verilebilecek Kararlar
Yapılan temyiz başvurusuna binaen Danıştay ilgili dairesince dosya incelenir. Başvuruya konu karar hukuka uygun bulunursa Danıştay’ın vereceği karar “onama” kararıdır. Bir diğer ihtimal olarak, karar doğru olmakla beraber, kararın gerekçesi Danıştay tarafından yerinde bulunmaz ya da eksik bulunur ise, kararın gerekçesi değiştirilerek onama kararı verilir. İstinaf kanun yolunda olduğu gibi, temyiz kanun yolunda da, yeniden yargılama gerektirmeyen basit hatalar ya da eksiklikler temyiz makamınca re’sen düzeltilerek onama kararı verilir.
Diğer taraftan, temyiz başvurusuna konu karar,
- Görev ve yetki kurallarına aykırı şekilde verildiyse,
- Hukuka aykırıysa ya da
- Kararın esasını etkileyecek hata ve eksiklikler olmasına rağmen karar verilmiş ise,
Danıştay tarafından, bozma kararı verilir. Temyizen verilen işbu kararlar üzerine yapılacak işlemler ise 2577 sayılı İYUK’un 50. Maddesinde düzenlenmiştir.
3. Olağanüstü Kanun Yolları
3.1. Kanun Yararına Temyiz
2577 sayılı sayılı İYUK’un 51. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, ilgili bakanlıklarca ya da resen Başsavcı tarafından kanun yararına temyiz başvurusu yapılabilir. Başvuru konusu edilebilecek kararlar ise,
- Vergi mahkemelerinin kesin olarak verdiği kararlar,
- İstinaf makamlarının, yani bölge idare mahkemelerinin kesin olarak verdiği kararlar,
- İstinaf ya da temyiz incelemesi olmaksızın kesinleşen kararlardır.
Yukarıda listelenen kararların, yürürlükteki hukuka aykırılık ihtiva ettiği ilgili Bakanlığın göreceği lüzum üzerine ya da resen Başsavcılıkça kanun yararına temyiz yoluna başvuru konusu edilmeleri mümkündür. Yapılacak inceleme nihayetinde başvurunun gerçekten de yerinde olduğuna karar verilir ise, ilgili karar, kanun yararına bozulur. Ne var ki, kanun yararına bozma kararı, yukarıda bahsi geçen kesinleşmiş kararların hukuki sonuçlarını ortadan kaldırmayacaktır.
3.2. Yargılamanın Yenilenmesi
2577 sayılı İYUK’un 53. maddesinde sayılan nedenlerin herhangi birinin varlığı halinde; Danıştay ile bölge idare mahkemesi ve vergi mahkemeleri tarafında verilen kararlara karşı olağanüstü kanun yolu olan, yargılamanın yenilenmesine başvurulabileceği kabul edilmiştir. Başka bir deyişle, yargılama esnasında elde olmayan sebeplerle, yargılamanın sonucunu etkileyecek bazı belge ve bilgilerin yargılama tamamlandıktan sonra ortaya çıkması halleridir.