
Değerli müvekkillerimiz,
Dünya genelinde yaşanan Koronovirüs (Covid-19) salgını riski nedeniyle, hukuki soru ve sorunlarınız için mobil ve online iletişim kanallarımızı kullanmanızı öneririz.
Borçlu olmadığı veya borçlu olmadığını düşündüğü bir parayı cebri icra tehdidi altında ödemek zorunda kalan borçlu açacağı İstirdat Davası ile ödediği paranın iadesini sağlayabilir. İstirdat Davası, İcra ve İflas Kanunu (İİK) m. 72/6-8’de düzenlenmiştir. İstirdat davasının açılabilmesi için borçlu olunmayan bir paranın icra takibinin kesinleşmesinden sonra cebri icra tehdidi altında ödenmiş olması gerekmektedir. Ayrıca İstirdat Davası’nın ödemenin yapıldığı tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü sürede ödenmesi gerekmektedir. Borçlu Menfi Tespit Davası açtıktan sonra borcu öderse menfi tespit davası istirdat davasına dönüşür. İstirdat Davası’nda görevli mahkeme takip konusu alacağın niteliğine göre belirlenecek olup yetkili mahkeme ise alacaklının/davalını yerleşim yeri veya icra takibinin yapıldığı yer mahkemesidir.
Yazı İçeriği
1. İstirdat Davası Nedir?
2. İstirdat Davasının Şartları
2.1. Borçlu Olunmayan Bir Paranın Ödenmesi
2.2. Ödemenin İadesi Mümkün Bir Alacak Sebebiyle Yapılmış Olması
2.3. Ödemenin İcra Takibinden Sonra Yapılmış Olması
2.4. Ödemenin İcra Takibi Kesinleştikten Ve Cebri İcra Tehdidi Altında Yapılmış Olması
2.5. İstirdat Davasının 1 Yıllık Hak Düşürücü Sürede Açılmış Olması
3. Menfi Tespit Davasından Dönüşen İstirdat Davası
4. İstirdat Davasında Yargılama Usulü ve İspat
5. İstirdat Davasında İcra-İnkâr ve Kötüniyet Tazminatı
6. İstirdat Davasında Verilen Karar Kesinleşmeden İcraya Konulabilir Mi?
7. İstirdat Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme
Hakkında icra takibi yapılan kişi bazı durumlarda borcu olmadığını veya borcu ödeme yükümlülüğü olmadığını bilmesine karşın ödeme yapabilmektedir. Borçlu olunmayan paranın ödenmesinin nedenleri ise icra takibinde itiraz süresinin kaçırılması, icra mahkemesinde yapılan yargılama neticesinde yapılan itirazın kaldırılması, kambiyo senedine özgü takipte açılan takibin iptali davasının reddedilmesi veya açılan davalarda ihtiyati tedbir kararı verilmemesidir. Bu şekilde icra takibinden sonra cebri icra tehdidi (haciz baskısı) altında borcu olmayan bir parayı ödemek zorunda kalan kişi şartların oluşması halinde İstirdat Davası açarak haksız olarak ödediği paranın iadesini sağlayabilecektir.
İcra ve İflas Kanunu m.72/7 uyarınca icra takibine itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek zorunda kalan bir kişinin, parayı ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, genel hükümlere göre dava açarak paranın geri alınmasını sağlayabileceği düzenlenmiştir. Açılacak bu dava kanunda İstirdat Davası olarak isimlendirilmiştir. Doğrudan icra dosyasına ödeme yapıldıktan sonra istirdat davası açılabileceği gibi borçlu tarafından açılan menfi tespit davası devam ederken ihtiyati tedbir kararı ile takibin durdurulmaması sebebiyle icra dairesine borcun ödenmesi halinde menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşmesi mümkündür.
İstirdat davasının yargılaması neticesinde, dava kabul edilip davacının/borçlunun lehine karar verilirse, davalı/alacaklı, icra takibi neticesinde aldığı parayı davacıya geri vermeye mahkûm edileceği için, istirdat davası bir eda davasıdır.
İstirdat davasının açılıp mahkemece davanın kabulüne karar verilebilmesi için;
gerekmektedir.
İstirdat davasının açılabilmesi için borçlunun icra tehdidi altında borcu olmayan ve ödenmesi gerekmeyen bir parayı (borcu) ödemesi gerekmektedir. Diğer bir anlatımla takip sırasında yapılan ödeme maddi hukuk bakımından hiçbir sebebe dayanmamalıdır. Örneğin; sözleşmenin hukuken geçerli olmaması halinde borçlu olunmayan bir paradan söz edilecektir. Yine borcun sona ermesi, borcun ödenmesi yükümlülüğünün hukuken ortadan kalkması halinde de ödenmesi gerekmeyen bir para söz konusudur.
Türk Borçlar Kanunu m. 78 ve 81 uyarınca zamanaşımına uğramış bir borcun ifasının, ahlaki bir ödevin yerine getirilmesi veya hukuka ya da ahlaka aykırı bir amacın gerçekleştirilmesi için yapılan ifanın iadesi talep edilemeyecektir. Yani zamanaşımına uğramış bir borcun ifası, ahlaki bir ödevin yerine getirilmesi veya kumar borcu gibi hukuka ya da ahlaka aykırı bir amacın gerçekleştirilmesi için yapılan ödemeler borcu için icra tehdidi altında yapılan ödemelerin istirdat davası ile iadesi mümkün değildir.
İstirdat davası açılabilmesi için borcun icra takibi sırasında ödenmiş olması gerekmektedir. İcra takibinden önce kendiliğinden yapılan ödemenin istirdat davasına konu edilmesi mümkün değildir. İcra takibi sırasında ödeme doğrudan borçlu tarafından yapılabileceği gibi alacaklının haciz işlemleri neticesinde de ödenmiş olabilir.
Borcun cebri icra tehdidi altında ödenmesinden söz edebilmek için ödemenin takip kesinleştikten sonra yapılması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla takip henüz kesinleşmeden yapılan ödemenin cebri icra tehdidi altında yapıldığından söz etmek mümkün değildir. Özellik arz eden birkaç durumu ifade etmek gerekirse;
İİK m. 72/7 uyarınca istirdat davasının borcun tamamen ödenmesinden itibaren bir yıl içerisinde açılması gerekmektedir. Bu bir yıllık süre hak düşürücü süre olup yargılamanın her aşamasından ileri sürülebileceği gibi mahkemece resen de dikkate alınır. İstirdat davası için öngörülen bir yıllık hak düşürücü dava açma süresi, takipte takip konusu borcu doğrudan alacaklıya ya da icra dairesi veznesine veya haciz sonucu ödendiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Borcun tamamen ödenmesi bir yıllık sürenin başlamasına ilişkin olup borcun kısmen ödenmesi halinde de istidat davası açılması mümkündür. Borçlu istirdat davasını açarken ödemiş olduğu paranın tamamını değil de bir kısmını dava konusu yapmışsa, fazla olan kısma ilişkin hakkını saklı tutsa dahi, dava konusu yapmadığı kısım için bir yıllık hak düşürücü süre işlemeye devam eder.
İİK m. 72/6 uyarınca menfi tespit davasının yargılaması devam ederken ihtiyati tedbir kararı alınamamış olması halinde takibe devam edilecek ve alacaklı haciz yapabilecektir. Takibe devam edilmesi sebebiyle takip konusu borç alacaklıya ödenmişse, menfi tespit davasına artık istirdat davası olarak devam edilir. Yani menfi tespit davası sonuçlanmadan önce borcun alacaklıya ödenmesiyle, menfi tespit davası kendiliğinden istirdat davasına dönüşür. Menfi tespit davası, borcun ödenmesiyle kanuni düzenlemeden dolayı kendiliğinden istirdat davasına dönüşeceğinden, bu hususta davacının/borçlunun talepte bulunması şart değildir. Menfi tespit davası görülürken borçlu, takip konusu borcun bir kısmını öderse menfi tespit davası sadece ödenen kısım için istirdat davasına dönüşür; ödenmeyen kısım için davaya menfi tespit davası olarak devam edilir.
Davanın istirdat davasına dönüştüğü hususu, mahkemece resen nazara alınmamış ve taraflarca da ileri sürülmemiş ve menfi tespit davasına devam edilip sonuçlandırılmışsa, artık bu durumda borçlu, ödediği paranın iadesi için istirdat davasına gerek kalmadan, lehine elde ettiği ilamı icra dairesine sunarak icranın iadesini talep edebilecektir.
Menfi tespit davalarına ilişkin detaylı bilgi için “Menfi Tespit Davası” başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na uygun hazırlanmış bir dava dilekçesi ile borçlu tarafından alacaklıya karşı açılacaktır. Dava genel hükümlere göre görüleceğinden tanık, bilirkişi, keşif, yemin gibi deliller kullanılabilecektir. Ancak alacağın senede dayanması halinde istisnalar dışında senede karşı senetle ispat kuralı geçerli olup bu tür davalarda tanık dinlenilmesi mümkün değildir. İspat yükü genel olarak davacı/borçlu üzerinde olmakla beraber davalı/alacaklıya ait olduğu durumlarda mevcuttur. İspat yükü davacı/borçlu üzerinde ise borçlu olunmayan bir paranın ödendiğinin ispat edilmesi gerekmektedir.
İstirdat davasının sonuçlanmasından sonra, haksız çıkan taraf aleyhine tazminata hükmedilmesi İİK’da düzenlenmemiştir. Dolayısıyla istirdat davasının borçlu lehine sonuçlanması durumunda, alacaklı aleyhine tazminata hükmedilemeyecektir. Ancak menfi tespit davasından dönüşen istirdat davasında davacı/borçlu haklı görülürse ve kötüniyet tazminatı şartları mevcutsa davalı/alacaklı kötüniyet tazminatına mahkûm edilir.
Bilindiği üzere bazı kararların kesinleşmeden icraya konulması mümkün değildir. Ancak istirdat davasında iki farklı durum söz konusudur. Menfi tespit davasından dönüşen istirdat davasında verilen kararın cebri icraya konu edilebilmesi için kararın kesinleşmesi gerekirken menfi tespit davası açılmadan cebrî icra tehdidi altında ödenen paranın iadesi için alacaklıya karşı İİK’nın 72. maddesinin 7. fıkrasına göre açılan istirdat davasında ilâmın kesinleşmesi şart değildir. Zira doğrudan açılan istirdat davasında ilâmın konusu bir para alacağıdır.
Konu ile ilgili detaylı bilgi için “Kesinleşmeden İcraya Konulamayacak Mahkeme Kararları” başlıklı makalemizi inceleyebilirsiniz.
İstirdat Davasında görevli mahkeme belirlenirken takibe konu alacağın kaynağı ve niteliğine göre belirlenecektir. Alacağın kaynağına göre görevli mahkeme; Asliye Hukuk Mahkemesi, Asliye Ticaret Mahkemesi, Tüketici Mahkemesi, İş Mahkemesi, Sulh Hukuk Mahkemesi hatta çok nadir de olsa Aile Mahkemesi bile olabilmektedir.
Uygulamada en sık karşılaşılan davaları belirtirsek;
görevlidir.
Yetki kamu düzenine ilişkin olmadığından mahkemece veyahut icra dairesince yetki hususu resen dikkate alınmaz. İstirdat Davası’nda yetkili mahkeme icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesi veya HMK belirlenmiş yetki kurallarına göre belirlenen mahkemedir.
Değerli müvekkillerimiz,
Dünya genelinde yaşanan Koronovirüs (Covid-19) salgını riski nedeniyle, hukuki soru ve sorunlarınız için mobil ve online iletişim kanallarımızı kullanmanızı öneririz.
KİŞİSEL VERİLERİN İŞLENMESİ HAKKINDA
“AYDINLATMA METNİ”
İnternet sitemizi kullanmanız dolayısıyla, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) başta olmak üzere yürürlükteki mevzuat kapsamında birtakım verilerinizin toplanması, saklanması, işlenmesi, aktarılması ve KVKK kapsamına dahil başkaca işlemlerin detayı ve amacı hakkında, veri sorumlusu olarak sizleri bilgilendirmek isteriz.
Genel Bilgiler
İlgili mevzuata göre, “kişisel veri” kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgidir. “Özel nitelikli kişisel veri” ise kişilerin ırkı, etnik kökeni, siyasi düşüncesi, felsefi inancı, dini, mezhebi veya diğer inançları, kılık ve kıyafeti, dernek, vakıf ya da sendika üyeliği, sağlığı, cinsel hayatı, ceza mahkûmiyeti ve güvenlik tedbirleriyle ilgili verileri ile biyometrik ve genetik verileridir. İşbu Aydınlatma Metninde, özel ve/veya genel nitelikli olma ayrımı yapılmaksızın, her neviden veri için “Kişisel Veri” ifadesi kullanılacak olup durumun gereğine göre özel nitelikli kişisel verilerin de bu ifade kapsamına dahil edilebileceğini belirtmek isteriz. Keza, internet sitemizi kullanırken size daha efektif hizmet sağlayabilmek adına çerezler, web işaretçileri ve benzeri uygulamaları da kullanabilmekteyiz. Çerez kullanımının durdurulmasını tarayıcı ayarlarınızı değiştirerek her zaman sağlayabilirsiniz. Çerez kullanımının durdurulması, internet sitemizdeki bazı fonksiyonların kullanımını sınırlandırabilecektir.
Kişisel veriler toplandıktan sonra silme, yok etme ya da anonim hale getirme işlemlerine kadar olan süreçte gerçekleştirilen elde etme, kaydetme, depolama, muhafaza etme, değiştirme, yeniden düzenleme, açıklama, aktarılma, sınıflandırılma ya da kullanılmasını engelleme ve sair kapsamda veriler üzerinden gerçekleştirilen her türlü işlem ise KVKK kapsamında “kişisel verilerin işlenmesi“ olarak değerlendirilmektedir.
Kişisel veri veya özel nitelikli kişisel veri tanımına uygun bilgilerinizi Kulaçoğlu Hukuk Bürosu (Veri Sorumlusu) olarak bizimle paylaşmanız durumunda, onay kutucuğunu işaretleyerek bu verilerinizin işlenmesi için açık rıza verdiğinizi belirtmek isteriz.
Kişisel Verilerin Toplanması ve Hukuki Sebepleri
İnternet sitemizi kullanırken birtakım kişisel verilerinizi, Veri Sorumlusu sıfatımız ile bizimle paylaşmanızı talep edebilmekteyiz. İşbu kişisel verileriniz fiziksel olarak sözlü veya yazılı şekilde toplanabileceği gibi, elektronik ortamda da toplanabilir. Keza, kişisel verileriniz, Veri Sorumlusu sıfatıyla doğrudan tarafımızca toplanabileceği gibi, Veri Sorumlusu adına veri işleyen gerçek veya tüzel kişiler tarafından veya ifa ettiğimiz iş ve hizmetin bir gereği olarak destek aldığımız ulusal/uluslararası kişi ve kuruluşlar ile diğer 3.kişiler tarafından, sayılanlarla sınırlı olmamak üzere, internet sitemiz, blog mesajları, iletişim formları, iş/staj ve sair başvuru formları, bilgi formları, video konferans ve/veya online hukuki danışmanlık hizmeti esnasında kaydedilebilen ses ve/veya video kayıtları, telefon görüşmesi ve/veya telekonferans esnasında kaydedilebilen ses kayıtları, kısa mesajlar, WhatsApp, sosyal medya vs kanallarıyla gerçekleştirilenler başta olmak üzere her türlü iletişim kanalları aracılığı ile toplanabilmektedir. Bu verileriniz elektronik ya da internet tabanlı araçlar ve sair vasıtalar kullanılarak otomatik yöntemlerle elde edilebildiği gibi, tarafımıza sunduğunuz formlar, sözleşmeler, bildirimler, adli veya idari merci kararları gibi yöntemlerle de elde edilebilmektedir.
Kişisel Verilerin İşlenme Amacı ve Aktarımı
Kişisel verileriniz, yürürlükteki ilgili mevzuat uyarınca, hukuka, iyi niyet ve dürüstlük kurallarına uygun, doğru ve güncel olarak, belirli, açık ve meşru amaçlarla ve bu amaçlarla bağlantılı, sınırlı ve ölçülü olarak işlenmekte olup ilgili mevzuatta öngörülen ve işlendikleri amaç için gerekli olan süre kadar muhafaza edilmektedir.
KVKK uyarınca, Veri Sorumlusu olarak bizimle paylaşmış olduğunuz kişisel verileriniz, yerine getirmekte olduğumuz her türlü hizmet ve faaliyet amaçlarımız ile gerektiğinde işe/staja alım süreçleriyle bağlantılı ve ölçülü olarak söz konusu hizmetlerden faydalanmanız, hak ve menfaatlerinizin korunması ve sair amaçlar ile KVKK ve yasal düzenlemelere uygun olarak işlenebilecek, hizmetlerimiz kapsamında ve ilgili mevzuata uygun olarak UYAP sistemi başta olmak üzere, adli, idari vb. kurumlara ve/veya yetkili kıldıkları kişi ya da merciler ile somut olayın şartlarına göre yurtdışında olup olmamasından bağımsız olarak ilgili üçüncü kişi ve kurumlara aktarılabilecek ve ilgili mevzuatta belirlenen süreler boyunca saklanıp gerekli işlemlere tabi tutulabilecektir.
Ağ Sunucusu Veri Günlüğü
İnternet sitemize giriş yapmanızın kaçınılmaz bir sonucu olarak, veri günlüğü olarak tanımlanan ve aşağıda listelenmiş olan verileriniz, ağ tarayıcınız tarafından internet sunucumuza otomatik olarak aktarılmakta ve onayınız aranmaksızın veri günlüğü kayıtlarına kaydedilmektedir:
Veri günlüğü internet sitemizin sizin için daha kullanışlı hale getirilebilmesi amacıyla istatistiki bilgi sağlamak için kullanılmakta olup, takiben derhal silinir.
Kişisel Verilerin Güvenliğinin Sağlanması İçin Alınan Tedbirler
6698 Sayılı Kişisel Verileri Koruma Kanun’un ilgili maddesine uygun olarak, kişisel veri güvenliğinizin sağlanması için hukuka aykırı olarak işlenmelerini ve erişilmelerini önlemek ve muhafazalarının sağlamak amacıyla gerekli teknik ve idari tedbirler Veri Sorumlusu olarak tarafımızca alınmaktadır.
Veri Sahibinin Hakları
Kişisel veri sahipleri KVKK uyarınca aşağıda yer alan haklara sahiptir:
Yukarıda belirtilen hakların kullanımıyla veya genel olarak Aydınlatma Metnimizle alakalı daha detaylı bilgi talepleriniz için “İletişim” sayfamızdan ulaşılabileceğiniz “İletişim Formu” aracılığıyla veya ıslak imzalı olarak “Esentepe Mah. Eser İş Merkezi B Blok Kat:8 No:63 Şişli/İstanbul/Türkiye” adresine ulaştırmanız ya da info@kulacoglu.av.tr e-posta adresine konu kısmında “Kişisel Veri Bilgi Talebi” ifadesi ile iletebilirsiniz.
Kişisel veri sahipleri olarak, haklarınıza ilişkin taleplerinizi Kulaçoğlu Hukuk Bürosu’na yukarıdaki şekillerde iletmeniz durumunda talebiniz, niteliğine göre en kısa sürede sonuçlandıracaktır. İlgili işlemin ayrıca bir maliyet gerektirmesi durumunda, Kişisel Verileri Koruma Kurulu’nca belirlenen tarifedeki ücret, Kulaçoğlu Hukuk Bürosu olarak tarafınızdan tahsil edilecektir.