Miras payı, bir kişinin ölümünden sonra geride bıraktığı mal varlığından yasal mirasçılarına düşen pay ve hisse oranını ifade eder. Mirasçılar, mirasbırakanın vefat etmesiyle birlikte miras payını alır ve bu pay, mirasbırakanın mal varlığındaki miras hissesini temsil eder. Mirasçıların miras payı, mirasın açılması ve paylaşılması sürecinde belirlenir ve her mirasçının miras hukuku kurallarına göre mirasa hakkı olan bir payı vardır.
Mirasbırakanın ölümü ve mirasın açılmasından sonra, miras paylarının devredilmesi için yapılan sözleşmeye “miras payının devri” denir. Öte yandan, mirasın açılmadan önce gerçekleştirilen sözleşmeler, miras hakkının devri sözleşmesi olarak adlandırılabilir.
Mirasbırakanın vefatıyla birlikte mirasçılar, tereke mallarına elbirliği mülkiyeti şeklinde sahip olurlar. Elbirliği mülkiyetinin doğası gereği, tereke malları üzerinde tasarrufta bulunabilmek için tüm mirasçıların miras paylaşımında oybirliğiyle hareket etmeleri gerekir. Ancak mirasın paylaşılması sürecinin uzun zaman alabileceği göz önüne alındığında, özellikle maddi zorluklar yaşayan mirasçılar, miras paylarını devretme arayışına girebilirler. Bu nedenle, miras payının devri konusu özel olarak Türk Medeni Kanununda düzenlenmiştir.
Yazı İçeriği
- 1. Miras Hakkı ve Miras Payı Nedir?
- 2. Tereke Açılmadan Önce Miras Hakkının Devri ve Şartları
- 3. Tereke Açıldıktan Sonra Miras Payının Devri ve Şartları
- 4. Miras Payını Devreden Mirasçının Tereke Borçlarından Sorumluluğu
- 5. Miras Payını Devralanın Tereke Borçlarından Sorumluluğu
- 6. Miras Payının İpotek ve Rehin Edilmesi
- 7. Miras Payının Haczi
- 8. Sıkça Sorulan Sorular
Miras payı, ancak mirasbırakanın vefatından sonra devredilebilir, çünkü miras payı ancak o zaman söz konusu olabilir. Mirasbırakanın vefatından önce ise muhtemel mirasçı, miras hakkını devredebilir. Miras hakkı ve miras payı, diğer mirasçılara veya mirasçı olmayan üçüncü kişilere devredilebilir. Bu durumda, miras payının devri ve miras hakkının devri sözleşmelerinin geçerlilikleri için belli bir şekil şartları bulunmaktadır.
1. Miras Hakkı ve Miras Payı Nedir?
Miras payı, mirasbırakanın ölümünden sonra geride bıraktığı mal varlığının yasal mirasçılar arasında nasıl paylaşılacağını ifade eden bir kavramdır. Bir başka deyişle, mirasçıların miras bırakanın mal varlığından ne kadarlık bir pay alacaklarıdır.
Miras payı, miras bırakanın varlıklarının ve borçlarının düzenlenmesi, toplam miras değerinin belirlenmesi ve bu değerin yasal mirasçılar arasında nasıl bölüştürüleceğinin belirlenmesi sürecinde ortaya çıkar. Miras payı, yasal düzenlemelere ve miras bırakanın vasiyetnamesine göre belirlenir.
Miras payı genellikle kanunda belirlenen oranlarda dağıtılır. Türk Medeni Kanunu, miras payının nasıl hesaplanacağını belirleyerek mirasçıların adil bir şekilde pay almasını sağlar. Mirasçılar, miras paylarını talep edebilir veya bu payları devredebilirler, ancak bu süreç yerel yasalara ve hukuki düzenlemelere uygun şekilde gerçekleştirilmelidir.
Miras hakkı, mirasbırakanın ölümünden önce, muhtemel mirasçıların, terekeden alabilecekleri hak ve menfaatler olarak tanımlanabilir. Mirasbırakanın ölümünden önce mirasçı söz konusu olmadığından ancak muhtemel mirasçılardan bahsedilebilir. Terekenin (mirasın) açılmasından önce bir miras payından söz edilemez, sadece muhtemel miras hakkı söz konusu olabilir.
Yani miras açıldıktan sonra miras paylarını devretmek için yapılacak sözleşme miras payının devri sözleşmesi iken, miras açılmadan önce yapılacak sözleşme miras hakkının devri sözleşmesi olarak ifade edilir.
2. Tereke Açılmadan Önce Miras Hakkının Devri ve Şartları
Yukarıda da belirtildiği gibi, mirasın açılmasından önce bir miras payından bahsetmek mümkün değildir. Bununla birlikte, mirasın açılmasından önce miras hakkının devri söz konusu olabilir. Tereke açılmadan önce, mirasçı sıfatı mevcut olmadığından, sadece muhtemel (potansiyel) mirasçılardan bahsedilebilir. Ayrıca burada, beklenen bir hakkın devri söz konusudur. Muhtemel mirasçının beklenen miras hakkını devretmesi TMK madde 678 de yer alan hüküm doğrultusunda mümkündür.
Mirasbırakan hayattayken yapılan miras hakkının devri sözleşmesinin geçerli olabilmesi için bazı şartlar bulunmaktadır.
- Şekil Şartı: Miras hakkının devri sözleşmesinin şekli konusunda kanunda açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Mirasbırakanın vefat etmesinden sonra miras payını devir sözleşmesini düzenleyen TMK m.677, burada kıyasen uygulama alanı bulmaktadır. Bu durumda, miras hakkı başka bir mirasçıya devrediliyorsa, devir sözleşmesinin adi yazılı şekilde yapılması yeterlidir. Ancak, devir işlemi mirasçı olmayan üçüncü bir kişiye yapılıyorsa, sözleşmenin noterde düzenlenmesi gerekmektedir.
- Muhtemel Mirasçı Olma Şartı: Miras hakkını devreden kişi, muhtemel mirasçı olmalıdır. Bu kişi yasal mirasçı olabileceği gibi atanmış bir mirasçı da olabilir.
- Mirasbırakanın Katılma veya İzin Verme Şartı: Miras payının devri sözleşmesinin geçerli olabilmesi için mirasbırakanın mirasçının yaptığı devir sözleşmesine katılması veya izin vermesi gerekmektedir. Mirasbırakanın bu sözleşmeye katılması, onu herhangi bir borç altına sokmaz. Sadece miras hakkı devri sözleşmesinin tarafları arasında bir hukuki ilişki doğurur.
3. Tereke Açıldıktan Sonra Miras Payının Devri ve Şartları
Mirasbırakanın ölümüyle birlikte tereke açılır ve mirasçılar, tereke üzerinde miras paylaştırılana kadar elbirliği ile mülkiyet halinde hak sahibi olurlar. Elbirliği mülkiyetinin gereği olarak, mirasçılar sadece birlikte hareket ederek terekede ki mal varlığı üzerinde tasarrufta bulunabilirler. Ancak uygulamada, mirasın açılması ile paylaştırılması arasında geçen süre genellikle uzun olabilmektedir. Bu nedenle, kanun koyucu, elbirliği mülkiyetinden kaynaklanan zorlukları hafifletmek amacıyla miras payının devri hükümlerini düzenlemiştir.
Bu çerçevede, mirasın açılmasından sonra ve paylaştırılmasından önce miras payının devredilmesi mümkündür. Böylece, elbirliği mülkiyeti devam ederken miras payı üzerinde tasarrufta bulunmak mümkün olur.
Miras payının devri sözleşmesinin geçerli olabilmesi için aşağıdaki şartlar genellikle gereklidir:
- Şekil Şartı: Miras payının devri sözleşmesi, şekil şartına tabidir. Miras payı, diğer mirasçılardan birisine devrediliyorsa miras payı devri sözleşmesi yazılı bir şekilde yapılmalıdır. Burada adi yazılı şekil yeterlidir. Ancak miras payının devri mirasçı olmayan üçüncü bir kişiye yapılıyorsa devir sözleşmesi noterde düzenleme şeklinde yapılmalıdır. Bu şekil şartları geçerlilik şartı olup bu şekle aykırı sözleşmeler geçerli olarak kabul edilmeyecektir.
- Mirasçı Olma Şartı: Miras payının devreden kişi, mirasçı olmalıdır. Bu kişi yasal mirasçı olabileceği gibi atanmış mirasçı da olabilir. Ancak vasiyet alacaklısı mirasçı sıfatına sahip olmadığından miras payının devri sözleşmesinin tarafı da olamaz.
- Kanuni Sınırlamalar: Miras hakkının devri, yasalar tarafından belirlenen sınırlamalara tabidir. Miras hakkı, kanuni mirasçıların haklarını etkilemeyecek şekilde devredilebilir.
Mirasın açılmasından sonra miras payını devralan üçüncü kişi, ayni bir hak yerine şahsi bir hak elde eder. Bu durumda, mirasın paylaşılması sürecinde yer alma hakkı bulunmaz. Mirasçılık sıfatı devredenden devralana geçmez. Bu nedenle, üçüncü kişi devralan, tenkis (geri alma) ve denkleştirme davası açma hakkına sahip değildir.
Tereke hakkında detaylı bilgi almak için Terekenin Tespiti Davası başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
4. Miras Payını Devreden Mirasçının Tereke Borçlarından Sorumluluğu
Miras payının başka bir mirasçıya devredilmiş olması veya üçüncü bir kişiye devredilmiş olması, payını devreden mirasçının tereke borçlarından sorumluluğu bakımından bir fark yaratmamaktadır. Payını devreden mirasçı, kural olarak diğer mirasçılarla birlikte tereke borçlarından sorumludur.
Türk Medeni Kanunu – Mirasçıların üçüncü kişilere karşı sorumluluğu
Müteselsil sorumluluk –
Madde 681 – Mirasçılar, bölünmesine veya nakline alacaklı tarafından açık veya örtülü olarak rıza gösterilmemiş olan tereke borçlarından dolayı, paylaşmadan sonra da bütün malvarlıklarıyla müteselsilen sorumludurlar. Paylaşmanın gerçekleştiği tarihin veya daha sonra yerine getirilecek borçlarda muacceliyet tarihinin üzerinden beş yıl geçmekle teselsül sona erer.
Bu madde hükmüne göre miras payı devir sözleşmesi ile miras payını devreden mirasçı, tereke borçlarından diğer mirasçılar ile birlikte müteselsil sorumluluğu 5 yıl daha devam edecektir. Paylaşmanın gerçekleştiği tarihin veya paylaşma gereğince ödenecek borçlarda muacceliyet tarihinin üzerinden 5 yıl geçmekle payını devreden mirasçının sorumluluğu sona erecektir.
5. Miras Payını Devralanın Tereke Borçlarından Sorumluluğu
Miras payını devralan mirasbırakanın tereke borçlarından sınırlı bir şekilde sorumludur. Devralanın tereke borçlarından sorumluluğu, devraldığı miras payının değerine bağlı olarak belirlenir.
Miras payını devralan mirasçı, devraldığı miras payı oranında tereke borçlarına katılma yükümlülüğüne sahiptir. Yani, mirasçı devraldığı miras payının değeri oranında tereke borçlarına katılır. Ancak, devralanın sorumluluğu, devraldığı miras payıyla sınırlıdır ve kişisel mal varlığını etkilemez.
Miras payını devralan üçüncü kişi, yalnızca devraldığı malvarlığından sorumlu olarak 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 202. Maddesi uyarınca 2 yıl sorumludur. Yani miras payının devrinden itibaren iki yıl boyunca miras payını devreden ile miras payını devralan üçüncü kişi tereke borçlarından devredilen malvarlığı ile sınırlı olmak üzere birlikte sorumlu olacaklardır.
6. Miras Payının İpotek ve Rehin Edilmesi
Yukarıda da belirtildiği üzere, mirasın paylaşılmasından önce miras payları üzerinde elbirliği mülkiyeti ilkesi geçerlidir. Elbirliği mülkiyeti, tüm maliklerin birlikte hareket ederek tasarruf yetkisini kullanabildiği ve payların somut olarak belirlenmediği bir durumu ifade eder. Bu nedenle, miras payı üzerinde rehin hakkı kurmak mümkün değildir.
Ancak doktrinde elbirliği mülkiyetine rağmen miras payı devredilebildiğine göre rehin kurmak da mümkün olmalıdır şeklinde bir görüş mevcuttur. Bu görüşe göre rehin kurma vaadi gibi değerlendirilecek bir sözleşme yapılması mümkün olması gerektiği belirtilmektedir.
7. Miras Payının Haczi
İcra ve İflas Kanunu’na göre miras payları, haczedilemeyecek mallar arasında sayılmamaktadır. Bu nedenle miras payının haczi mümkündür. Mirasçının diğer malvarlığına olduğu gibi miras payına da alacaklılar tarafından haciz konulabilir. Miras payı, mirasçının alacaklılarına karşı teminat sağlayabilecek bir varlık olarak kabul edilir ve alacaklılar, mirasçının miras payını haczetme hakkına sahiptir.
Haciz işlemi, mirasın paylaşılması sonucunda mirasçının payına düşecek tereke mallarına uygulanır.
Haciz aynı zamanda tapu kütüğüne şerh verilebilir. Haczedilen miras payı, mirasçının tasarruf özgürlüğünü kaybetmesine neden olur. Artık bu malvarlığı değerlerine ilişkin karar alma sürecinde icra mercii söz sahibi olur. Ancak haczi koyduran alacaklı, miras ortaklığı sona erene kadar satış talebinde bulunamaz. Sadece mirasın paylaşılması sonucunda miras payının sahibine düşen tereke mallarının satışı istenebilir.
Türk Medeni Kanunu’nun 648. maddesine göre, bir mirasçının payını devralan veya haczettiren veya mirasçıya karşı alınmış borcu ödemeden aciz belgesi bulunan alacaklı, sulh hakiminden bu mirasçının yerine paylaşıma katılmak üzere bir kayyım atanmasını isteyebilir. Bu durumda, kayyım mirasçının yerine miras payını paylaşma sürecine katılır.
8. Sıkça Sorulan Sorular
Türk Medeni Kanunu’na göre miras payının devredilmesi mümkündür. Bunun için murisin vefat etmiş olması gerekmektedir.
Mirasbırakan vefat etmediği sürece bir miras payından söz etmek de mümkün değildir. Muhtemel mirasçılar, bu süreçte miras payını devredemese de miras haklarını devredebilirler. Ancak bu sözleşmenin geçerlilik kazanabilmesi için mirasbırakanın sözleşmeye katılması veya onay vermesi gereklidir.
Miras payı eğer diğer mirasçılardan birisine devredilecekse adi yazılı bir şekilde miras payı devredilebilir. Ancak mirasçı olmayan üçüncü kişilere yapılacak devir sözleşmesinin noterde düzenleme şeklinde yapılması geçerlilik şartıdır. Bu şarta uymayan sözleşmeler geçerli değildir.
Miras payının haczedilmesi mümkündür. Ancak miras paylaştırılıp da mirasçının payına düşen mallar belli olana kadar haczi koyan alacaklı satış talep edemez. Miras paylaştırıldıktan sonra satış talep edilebilir.