Boşanma sonrası ekonomik dengeyi sağlamak amacıyla hükmedilen nafaka, belirli şartlar altında kaldırılabilir mi? Türk Medeni Kanunu’na göre nafaka, boşanma nedeniyle ekonomik olarak zor duruma düşen tarafa verilen maddi destektir. Ancak nafaka yükümlülüğü, süresiz ve mutlak bir hak değildir. Zamanla tarafların mali durumlarının değişmesi, nafaka alacaklısının ekonomik bağımsızlık kazanması veya özel hukuki şartların oluşması halinde, nafakanın kaldırılması mümkündür.
Peki, nafaka hangi koşullarda sona erer? Nafaka yükümlüsü, hangi durumlarda mahkemeye başvurarak nafakanın kaldırılmasını talep edebilir? Yargıtay kararları ışığında nafakanın sona erme süreçlerini ve hukuki detaylarını bu yazımızda ele alıyoruz.
Yazı İçeriği
- 1. Nafaka Nedir?
- 2. Nafakanın Kendiliğinden Sona Erdiği Durumlar
- 3. Nafakanın Kaldırılmasının Talep Edilebileceği Durumlar
- 3.1. Fiilen Evlilik Benzeri Bir İlişki ve Nafakanın Kötüye Kullanılması
- 3.2. Nafaka Alacaklısının Ekonomik Olarak Güçlenmesi ve İhtiyacının Kalkması
- 3.3. Nafaka Yükümlüsünün Maddi Durumunun Kötüleşmesi
- 3.4. Nafaka Alan Tarafın Kusurlu Davranışları
- 3.5. Çocuk (İştirak) Nafakasında Çocuğun Ekonomik Olarak Bağımsız Hale Gelmesi
- 4. Anlaşmalı Boşanma Davasında Kararlaştırılan Nafakanın Kaldırılması
1. Nafaka Nedir?
Boşanma sürecinde veya sonrasında ekonomik açıdan zayıf olan tarafın mağdur olmaması için mahkeme tarafından hükmedilen mali yükümlülüğe nafaka denir. Nafaka, eşlerden birinin veya çocuğun yaşam standartlarını korumasını sağlamayı amaçlar ve Türk Medeni Kanunu’nda ayrıntılı şekilde düzenlenmiştir.
Nafaka, yalnızca eşler arasında değil, bazı durumlarda çocuklar veya bakıma muhtaç aile bireyleri için de öngörülebilir. Kanunun temel amacı, boşanma nedeniyle ortaya çıkabilecek ekonomik dengesizliği gidermek ve mağduriyetleri önlemektir. Ancak nafaka, süresiz bir yükümlülük olmayıp belirli şartlar altında kaldırılabilir veya miktarı yeniden düzenlenebilir.
Yoksulluk Nafakası ve Hukuki Dayanağı
Boşanma sonrası ekonomik olarak zor duruma düşen eşin geçimini sürdürebilmesi için mahkeme tarafından hükmedilen nafaka türüne yoksulluk nafakası denir. Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 175. maddesi, yoksulluk nafakasının süresiz olarak verilebileceğini düzenlemektedir. Bu nafaka, mahkeme tarafından kaldırılmadığı veya kendiliğinden sona ermesine sebep olan bir durum gerçekleşmediği sürece devam eder.
TMK Madde 175- Yoksulluk nafakası
Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.
2. Nafakanın Kendiliğinden Sona Erdiği Durumlar
Nafaka, belirli koşullar gerçekleştiğinde kendiliğinden sona erebilir veya mahkeme kararıyla kaldırılabilir. Türk Medeni Kanunu’na göre, nafakanın devamı için nafaka alacaklısının maddi ihtiyacının sürmesi ve nafaka yükümlüsünün ödeme gücünün devam etmesi gerekir. Ancak, bazı durumlar bu yükümlülüğü sona erdirir.
Türk Medeni Kanunu’nun 176. maddesine göre, belirli durumlar gerçekleştiğinde nafaka kendiliğinden sona erer ve herhangi bir mahkeme kararına ihtiyaç duyulmaz. Bu haller şunlardır:
2.1. Nafaka Alacaklısı Tarafın Yeniden Evlenmesi
Nafaka alacaklısının yeniden evlenmesi halinde nafaka kendiliğinden sona erer ve eski eşin artık ödeme yapmasına gerek kalmaz. Bunun için mahkeme kararı gerekmemekte olup, nafaka yükümlüsü ödemeyi durdurabilir. Nafaka alacaklısı, ödeme yapılmadığı gerekçesiyle talepte bulunamaz.
Öte yandan, nafaka yükümlüsü olan tarafın yeniden evlenmesi, nafakayı sona erdirmez ancak nafaka miktarında indirim sebebi olabilir. TMK 176/4. madde uyarınca, tarafların mali durumlarının değişmesi halinde nafaka hakkaniyete uygun şekilde azaltılabilir. Ancak bu durum, nafakanın tamamen kaldırılmasını gerektirmez.
2.2. Taraflardan Birinin Ölümü
Nafaka, kişiye bağlı bir borçtur ve nafaka alacaklısının veya yükümlüsünün ölümü halinde kendiliğinden sona erer.
- Nafaka alacaklısının ölümü halinde, nafaka mirasçılarına devredilmez ve mirasçılar, sağ kalan eşten nafaka talep edemez.
- Nafaka yükümlüsünün ölümü halinde, mirasçılar nafaka ödeme yükümlülüğünü devralmazlar.
Ancak, nafaka alacaklısının sağlığında ödenmemiş nafakalar, mirasçılar tarafından talep edilebilir. Aynı şekilde, nafaka yükümlüsünün mirasçıları da borçlunun sağlığında ödemesi gereken ancak ödemediği nafakaları ödemek zorundadır.
2.3. Çocuk Nafakasının Sona Ermesi: Reşit Olma ve Ekonomik Bağımsızlık
Çocuk nafakası, boşanma sonrasında çocuğun bakım, eğitim ve geçim masraflarını karşılamak amacıyla velayet kendisine verilmeyen ebeveyn tarafından ödenen bir mali yükümlülüktür. Ancak bu yükümlülük süresiz değildir ve belirli şartlar altında sona erebilir.
Türk Medeni Kanunu’na (TMK) göre, çocuk 18 yaşına geldiğinde reşit kabul edilir ve çocuk nafakası kendiliğinden sona erer. Yani, nafaka ödemekle yükümlü olan ebeveyn, çocuğun 18 yaşına girmesiyle birlikte nafaka ödemeye devam etmek zorunda değildir.
Ancak istisnai durumlar söz konusu olabilir:
- Eğer çocuk öğrenimine devam ediyorsa ve maddi olarak ailesine bağımlıysa, eğitim süresi boyunca nafaka devam edebilir.
- Engelli veya bakıma muhtaç çocuklar için nafaka süresi, çocuğun bakım ihtiyacının devam ettiği süre boyunca uzatılabilir.
Mahkemeler, çocuğun öğrenim süresi ve özel durumlarını dikkate alarak nafaka süresinin uzatılmasına karar verebilir.
📌 Önemli Nokta: Nafakanın kendiliğinden kalktığı durumlar da nafakanın kaldırılması için mahkemeye dava açmaya gerek yoktur. Nafaka kendiliğinden sona erer.
📌 Bu gibi durumlarda, nafaka yükümlüsü mahkemeye başvurmadan ödemeleri durdurabilir.
3. Nafakanın Kaldırılmasının Talep Edilebileceği Durumlar
Türk Medeni Kanunu’na göre, nafaka süresiz bir yükümlülük değildir. Belirli şartların oluşması halinde, nafakanın kaldırılması için mahkemeye başvurulabilir. Nafakanın kaldırılması, ancak nafaka yükümlüsü veya nafaka alacaklısının mali ve sosyal durumunda önemli değişiklikler meydana geldiğinde mümkün olur. İşte nafakanın kaldırılmasının talep edilebileceği başlıca durumlar:
3.1. Fiilen Evlilik Benzeri Bir İlişki ve Nafakanın Kötüye Kullanılması
Uygulamada bazı nafaka alacaklılarının, nafaka hakkını kaybetmemek için resmi nikâh yapmadan bir başkasıyla evliymiş gibi birlikte yaşadığı görülmektedir. Bu durum, hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilmekte ve kanun koyucu tarafından nafakanın mahkeme kararıyla kaldırılmasını gerektiren bir durum olarak kabul edilmektedir.
Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre, nafaka alacaklısının resmi nikâh yapmadan bir başkasıyla uzun süreli, evlilik benzeri bir ilişki içinde olduğu kanıtlanırsa, nafakanın kaldırılması mümkündür.
Nafakanın Kaldırılabilmesi İçin Devamlılık Şartı:
Nafakanın bu nedenle kaldırılabilmesi için nafaka alacaklısının evlilik benzeri bir ilişki içinde olduğunun süreklilik arz etmesi gerekmektedir.
- Kısa süreli ilişkiler veya geçici birliktelikler nafakanın kaldırılması için yeterli kabul edilmemektedir.
- Mahkeme, nafaka alacaklısının fiilen evliymiş gibi yaşadığına dair somut delillerin sunulmasını istemektedir.
Yargıtay Kararı: Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2015/17419 E., 2016/2787 K. sayılı ve 29.02.2016 tarihli ilamında, Fiilen Evlilik Benzeri Bir İlişki Nafakanın Kaldırılmasını Gerektirir şeklinde karar vermiştir.
3.2. Nafaka Alacaklısının Ekonomik Olarak Güçlenmesi ve İhtiyacının Kalkması
Yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin temel şartlarından biri, nafaka alacaklısının boşanma nedeniyle ekonomik olarak zor duruma düşmesi ve geçimini sağlayamayacak durumda olmasıdır. Ancak zaman içinde tarafların ekonomik koşulları değişebilir ve nafaka alacaklısının yoksulluktan kurtulması veya gelirinin artması söz konusu olabilir. Bu gibi durumlarda nafakanın kaldırılması veya azaltılması talep edilebilir.
Türk Medeni Kanunu’nun 176. maddesine göre, nafaka yükümlüsü olan kişi, nafaka alacaklısının ekonomik durumunun kalıcı olarak iyileşmesi halinde nafakanın kaldırılmasını talep edebilir.
Örnek olarak:
- Daha önce çalışmayan nafaka alacaklısının tam zamanlı bir işe girmesi ve düzenli maaş alması,
- Emekli olması ve düzenli bir emekli maaşı elde etmesi,
- Miras, mal varlığı edinimi veya yüksek gelir getiren bir iş kurması,
- Kira veya başka pasif gelir kaynaklarına sahip olması,
nafakanın kaldırılması için geçerli sebepler olarak değerlendirilebilir.
Bununla birlikte, nafaka borçlusunun ekonomik durumunda olumsuz değişiklikler olması (örneğin işsiz kalması, emekli olması, sağlık sorunları yaşaması) da nafakanın azaltılması yönünde bir talepte bulunmasına olanak tanır. Hâkim, tarafların yeni mali durumunu göz önünde bulundurarak nafakanın tamamen kaldırılmasına veya miktarının azaltılmasına karar verebilir.
3.3. Nafaka Yükümlüsünün Maddi Durumunun Kötüleşmesi
Nafaka yükümlülüğü, nafaka borçlusunun ekonomik gücüne bağlı olarak belirlenir ve tarafların mali durumlarına göre şekillenir. Türk Medeni Kanunu’nun 176/4. maddesi uyarınca, tarafların mali durumlarında önemli değişiklikler meydana gelmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde nafaka miktarında azaltmaya gidilebilir veya nafaka tamamen kaldırılabilir.
Ancak nafaka kararları, verildiği andaki ekonomik ve sosyal koşullara göre şekillendirildiğinden, ilerleyen zamanlarda nafaka yükümlüsünün maddi durumunda önemli bir kötüleşme yaşanabilir. İş kaybı, iflas, sağlık sorunları veya gelirde ciddi düşüş gibi durumlarda, nafakanın yükümlü için ağır bir ekonomik yük haline gelmesi söz konusu olabilir. Bu gibi hallerde, nafaka yükümlüsü mahkemeye başvurarak nafakanın kaldırılmasını veya azaltılmasını talep edebilir.
Aşağıdaki durumlar, nafakanın azaltılması veya kaldırılması için geçerli sebepler olarak değerlendirilebilir:
- İş Kaybı ve Gelir Kaybı: Nafaka borçlusunun işten çıkarılması veya iflas etmesi, düzenli gelirinin kesilmesi veya ciddi oranda azalması,
- Emeklilik ve Gelirin Önemli Ölçüde Düşmesi: Nafaka yükümlüsünün emekli olması ve maaşının düşmesi, nafaka kararının verildiği döneme göre yaşam standartlarının değişmesi.
- Ağır Hastalık ve Çalışma Gücünün Kaybı: Nafaka borçlusunun sağlık sorunları nedeniyle çalışamaz hale gelmesi, sürekli bakım gerektiren ağır hastalıklara yakalanması, iş gücünü kaybetmesi nedeniyle gelirinin kalıcı olarak azalması.
- Başka Kişilere Bakma Yükümlülüğünün Artması: Nafaka yükümlüsünün yeniden evlenmesi ve çocuk sahibi olması, başka aile bireylerinin bakımını üstlenmesi (örneğin yaşlı anne-baba veya engelli bir kardeşin sorumluluğunu alması), nafaka yükümlüsünün yeni evliliğinden doğan çocuklarının bakım ve eğitim masraflarının artması.
Bu gibi durumlarda, nafaka yükümlüsü mahkemeye başvurarak nafakanın azaltılmasını veya tamamen kaldırılmasını talep edebilir.
Yargıtay Kararı: Nafaka Borçlusunun Gelirinin Düşmesi Nafakanın Kaldırılması İçin Geçerli Bir Sebeptir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2017/8654 E., 2018/1254 K. sayılı kararı:
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2017/8654 E., 2018/1254 K. sayılı kararı:
“Davacı, nafaka yükümlüsü olup, boşanma sonrasında işini kaybetmiş, sağlık sorunları nedeniyle çalışma imkânı kısıtlanmış ve gelir düzeyi önemli ölçüde azalmıştır. Mahkemece, tarafların güncel ekonomik durumları dikkate alınarak, hakkaniyet gereği nafakanın azaltılmasına veya kaldırılmasına karar verilmesi gerekir.
Bu karar, nafaka yükümlüsünün gelirinin önemli ölçüde azalması halinde, nafakanın kaldırılmasının hukuken mümkün olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.
3.4. Nafaka Alan Tarafın Kusurlu Davranışları
Nafaka, nafaka alacaklısının yoksulluğunu gidermek ve ekonomik mağduriyetini önlemek amacıyla verilen bir mali destektir. Ancak, nafaka alacaklısının toplumun genel ahlak kurallarına ve hukuka aykırı bir yaşam sürmesi halinde, nafaka yükümlüsü nafakanın kaldırılması için mahkemeye başvurabilir.
Nafaka Alacaklısının Haysiyetsiz Hayat Sürmesi
Türk Medeni Kanunu’na göre, nafaka alacaklısının haysiyetsiz bir hayat sürmesi durumunda, nafaka yükümlüsü mahkemeye başvurarak nafakanın kaldırılmasını talep edebilir. Ancak burada “haysiyetsiz hayat sürme” kavramının ne anlama geldiği önemlidir.
Haysiyetsiz hayat sürme ne anlama gelir?
Bu kavram, toplumun genel ahlak kurallarına aykırı olarak sürdürülen yaşam biçimini ifade eder. Yargıtay kararları ve yerleşik içtihatlar dikkate alındığında, şu durumlar haysiyetsiz hayat sürme olarak değerlendirilebilir:
- Genel ahlaka aykırı mesleklerle uğraşmak (örneğin yasa dışı faaliyetler veya ahlaki olmayan işler yapmak),
- Uyuşturucu madde kullanımı veya ticareti ile ilgili bir yaşam tarzı benimsemek,
- Aşırı alkol ve kumar bağımlılığı nedeniyle düzenli bir hayat sürdürememek,
- Sürekli suç işlemek ve adli sicil kaydının ağır suçlarla dolu olması,
- Toplumda genel olarak ahlaka aykırı kabul edilen yaşam biçimleri benimsemek.
Ancak nafaka alacaklısının özel hayatı doğrudan bir haysiyetsiz yaşam kanıtı olarak değerlendirilemez. Kişinin lüks yaşaması veya seyahatlere çıkması tek başına haysiyetsiz bir yaşam sürdüğünü göstermez.
3.5. Çocuk (İştirak) Nafakasında Çocuğun Ekonomik Olarak Bağımsız Hale Gelmesi
Çocuk nafakası, boşanma sonrası velayeti kendisine verilmeyen ebeveynin, çocuğun temel ihtiyaçlarını karşılamaya devam etmesini sağlamak amacıyla ödenen bir mali destektir. Ancak bu nafaka süresiz değildir ve çocuğun ekonomik olarak bağımsız hale gelmesi durumunda sona erebilir.
Çocuğun Ekonomik Olarak Bağımsız Hale Gelmesi
- Çocuk tam zamanlı bir işe girerek düzenli bir gelire sahip olursa, nafaka sona erebilir.
- Çocuk, kendi işini kurup finansal olarak bağımsız hale gelirse, nafaka yükümlüsü nafakanın kaldırılması için mahkemeye başvurabilir.
- Çocuğun evlenmesi veya miras gibi bir yolla yüksek bir gelir elde etmesi, nafakanın sona ermesine sebep olabilir.
Yargıtay Kararı: Çocuğun Tam Zamanlı İşte Çalışması Nafakanın Kaldırılması İçin Geçerli Bir Sebeptir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2018/3652 E., 2019/5689 K. sayılı ve 15.10.2019 tarihli kararı:
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2018/3652 E., 2019/5689 K. sayılı ve 15.10.2019 tarihli kararı:
“Mahkeme, çocuğun 18 yaşını doldurduğunu ve tam zamanlı bir işe girerek düzenli maaş aldığını tespit etmiştir. Çocuk, artık ekonomik olarak bağımsız hale gelmiş ve kendi geçimini sağlayabilir duruma gelmiştir. Bu nedenle, mahkemece nafakanın kaldırılmasına karar verilmesi gerekmektedir.”
Bu karar, çocuğun reşit olup olmamasından bağımsız olarak, ekonomik bağımsızlık kazanmasının nafakanın sona ermesi için yeterli bir gerekçe olduğunu göstermektedir.
4. Anlaşmalı Boşanma Davasında Kararlaştırılan Nafakanın Kaldırılması
Anlaşmalı boşanma davası, tarafların boşanmanın tüm maddi ve manevi sonuçları üzerinde karşılıklı mutabakata vardıkları bir süreçtir. Bu süreçte, nafaka miktarı ve süresi de tarafların ortak iradesiyle belirlenir ve mahkeme tarafından onaylanır. Ancak, anlaşmalı boşanma protokolünde yer alan nafaka yükümlülüğü mutlak değildir ve belirli şartlar altında indirilebilir veya tamamen kaldırılabilir.
4.1. Anlaşmalı Boşanma Protokolündeki Nafaka Değiştirilebilir mi?
Yargıtay içtihatlarına göre, anlaşmalı boşanma protokolüyle belirlenen nafaka yükümlülüğü, tarafların karşılıklı iradeleriyle oluşturulduğu için bağlayıcıdır. Ancak hayatın olağan akışı içinde tarafların mali ve sosyal durumlarının değişmesi halinde nafakanın kaldırılması veya azaltılması talep edilebilir.
Ancak, hiçbir sebep yokken nafakanın kaldırılmasını talep etmek mümkün değildir. Bu durum, hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilecektir.
4.2. Nafakanın Kaldırılmasını veya İndirilmesini Gerektiren Durumlar
Taraflardan birinin mali veya sosyal durumunda önemli değişiklikler meydana geldiğinde, anlaşmalı boşanma protokolüyle belirlenen nafaka aşağıdaki nedenlerle kaldırılabilir veya indirilebilir:
- Nafaka alacaklısının ekonomik olarak güçlenmesi (tam zamanlı işe girmesi, emekli olması, mal varlığı edinmesi vb.),
- Nafaka alacaklısının yeniden evlenmesi veya evlilik benzeri bir ilişki içinde olması,
- Nafaka alacaklısının haysiyetsiz bir hayat sürmesi,
- Nafaka yükümlüsünün ekonomik olarak zor duruma düşmesi (iflas, iş kaybı, sağlık sorunları nedeniyle gelir kaybı vb.),
- Beklenmeyen olağanüstü durumlar nedeniyle edimler arasındaki dengenin bozulması (ekonomik kriz, nafaka yükümlüsünün ağır borçlanması veya hastalanması gibi).
Yargıtay Kararı: Anlaşmalı Boşanma ile Belirlenen Nafaka Şartlı Olarak Kaldırılabilir
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2018/5234 E., 2019/2146 K. sayılı kararı:
“Taraflar, anlaşmalı boşanma davasında belirlenen nafaka yükümlülüğünü serbest iradeleriyle kabul etmişlerdir. Ancak, nafaka yükümlüsünün ekonomik durumu ağır şekilde bozulmuş ve nafaka alacaklısı kendi geçimini sağlayabilecek duruma gelmiştir. Bu nedenle, mahkemenin, nafakanın azaltılması veya kaldırılması yönünde karar vermesi gerekmektedir.”
Bu karar, nafakanın tamamen değiştirilemeyeceğini ancak olağanüstü durumların oluşması halinde nafakanın kaldırılabileceğini göstermektedir.
2024 nafakam 2685 TL dir. 2025 yılında ne kadar ödemem lazım?
9 yıl önce boşandım. 9 yıldır nafaka ödüyorum. Eski eşimin yazlığı var. Reşit olan kızımla yaşıyor.
Kızım aylık ortalama 50 bin aylık alıyor. Evleride var ben aylık kira 10 bin ödüyorum.
Zor durumdayım. Nafakanın kalkması için ne yapmalıyım?
Eski eşim başkasıyla yaşıyor.
Fakat nikah yapmadı ve nafaka ödüyorum.
Tekrar artırım talebi dava açtı.
Çocuk bende zorlanıyorum. Nasıl iptal edilir?
Mrb iyi günler öncelikle
Ben 3 yıl önce anlaşmalı Bi boşanma yaşadım ve çocuklarıma nafaka veriyorum maddi sıkıntıdayım ve eşim evlendi birde çocuğu oldu.
İki kızım var ve birtanesi reşit oldu
Acaba nafaka düşüyormu ve eski eşim evlendiği için çocukların velayeti değişmiş oluyormu
Cevap verirseniz sevinirim