Tehdit suçu, failin, sözlü, yazılı veya davranışlarıyla başka bir kişiye veya o kişinin yakınlarına maddi veya manevi zarar vereceği tehlikesini, ifade etmesi veya ortaya koyması şeklinde gerçekleşir. Tehdit suçu, genellikle kişiler arasındaki ilişkilerde güç kullanımı veya kontrol sağlama amacıyla yapılan bir eylemdir.
Tehdit suçunu oluşturan eylemin muhakkak söz ile ifade edilmesi gerekmez. Tehdit suçuna muhatap olan mağdurun bilgisine ulaşabildiği sürece her türlü yazı, resim, imge, işaret ile de işlenmesi mümkündür. Burada önemli olan husus yalnızca mağdurun, fail tarafından gelecekte kendisine sair bir kötülük edileceği hususunda bilgilendirilmesidir. Tehdit suçunun gerçekleşmesi için yüz yüze yapılması şart değildir. Telefon ya da mesajla yapılan eylemler de tehdit kapsamında değerlendirilmektedir.
Yazı İçeriği
- 1. Tehdit Suçu Nedir?
- 2. Tehdit Suçunun Faili ve Mağduru Kim Olabilir?
- 3. Tehdit Suçunu Oluşturan Eylem ve Fiiller
- 4. Tehdit Suçunun Nitelikli Halleri
- 4.1 Silahla Tehdit Suçu (TCK 106/2-a)
- 4.2 Kendini Tanınmayacak Hale Koyarak Tehdit Suçu (TCK 106/2-b)
- 4.3 İmzasız Mektupla, Özel Sembollerle Tehdit Suçu (TCK 106/2-b)
- 4.4 Birden Fazla Kişiyle Birlikte Tehdit Suçu (TCK 106/2-c)
- 4.5 Suç ve Terör Örgütlerini Kullanarak İşlenen Tehdit Suçu (TCK 106/2-d)
- 4.6 Sağlık Çalışanlarını Tehdit Suçu
- 5. Tehdit Suçunda Şikâyet, Zamanaşımı ve Uzlaştırma
- 6. Tehdit Suçunun Cezası
- 7. Tehdit Suçunun Şantaj ve Cebir Suçundan Ayırt Edilmesi
1. Tehdit Suçu Nedir?
Tehdit suçu failin; henüz meydana gelmemiş ama meydana gelme ihtimalinin varlığı ile ilgili belli bir kişiye ya da bu kişinin yakınına, maddi veya manevi kişilik değerlerinin bir zarara uğratılacağının ifade etmesi ile meydana gelir.
İlgili kanun maddesine göre tehdit suçu; hayata, cinsel dokunulmazlığa, malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratılacağına veya sair bir kötülük edeceğine ilişkin olabilir.
Tehdit Suçu 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK) ’nun 106. maddesinde iki fıkra halinde düzenlenmiştir. Tehdit suçunun düzenlenmesiyle korunan hukuki değer, kişilerin huzur ve sükûnudur. Tehdit suçu, bir başkasını kendisi veya yakınına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden; malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehdit ederek gerçekleşir.
TCK madde 106;
“Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikâyeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.”
Konuyla ilgili ayrıntılı bilgi almak için “Telefon ve Mesaj Yolu İle Tehdit” başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
2. Tehdit Suçunun Faili ve Mağduru Kim Olabilir?
Bu suç tipi hem fail hem mağdur olmak açısından özel bir nitelik aramasa da belli kişilerin bu suçun faili ya da mağduru olduğu durumlarda suçun nitelikli halleri söz konusu olabilecektir. Yani cezayı artırıcı veya azaltıcı sebepler gündeme gelebilecektir.
2.1. Tehdit Suçunun Faili
Tehdit suçu herkes tarafından işlenebilen bir suçtur. Dolayısıyla ‘’genel suç’’ kategorisine girer. Bu sebeple kanunda özel bir nitelik aranmadığından bu suçun faili herkes olabilir.
2.2. Tehdit Suçunun Mağduru
Tehdit suçu kural olarak herkese karşı işlenebilir olsa da, suçun oluşabilmesi için mağdurun tehdidi algılayabilecek durumda olması gerekir. Örneğin, bu suçun ruhsal veya fiziki yönden algılama yeteneği gelişmemiş kişilere karşı işlenmesi mümkün değildir çünkü bu kişiler yapılan tehdidi algılayamazlar. Ancak bu kişilere karşı işlenen fiil, bu kişilerin yakınlarını korku ve telaşa düşürmeye elverişli ise tehdit suçunun kişinin yakınlarına karşı oluştuğundan bahsetmemiz mümkündür.
Tehdit suçunun varlığından bahsedilebilmesi için, mağdurun belirli veya belirlenebilir bir kişi olması ve tehdidin anlam ile sonuçlarını kavrayabilecek durumda bulunması gerekir.
Kişilerin karşılıklı olarak birbirlerini tehdit etmeleri halinde ise, kişilerin ikisi de tehdit suçunu işlemiş olacaktır. Kendisine karşı gerçekleştirilen tehdit fiiline tepki olarak veya bu fiilden korunmak için kendisine karşı tehdit suçunu gerçekleştiren kişiye tehditte bulunan, koşulları oluşmuş ise meşru müdafaa veya haksız tahrik hükümlerinden yararlanabilecektir.
2.3. Tehdit Suçunun Kişinin Gıyabında İşlenmesi
Tehdit suçunun gıyapta, yani kişinin yokluğunda işlenmesi de mümkündür. Ancak suçun işlenmiş olduğunun kabul edilebilmesi için tehdit edilenin (mağdurun) tehditten haberdar olması gerekmektedir. Başka bir deyişle, mağdurun tehditten haberdar olması şartıyla, tehdit suçunun gıyapta işlenmesi pekâlâ mümkündür.
3. Tehdit Suçunu Oluşturan Eylem ve Fiiller
Tehdit suçunun oluşabilmesi için mağdurun maddi veya manevi kişilik değerlerinin zarar göreceğinin muhtemel olduğu, fail tarafından mağdurun bilgi ve görgüsüne sunulmalıdır. Bu suçun fiil unsurunun tamamlanabilmesi için mağdurun kendisinin veya yakınının zarar göreceği ile ilgili endişe duyması, iç dünyasındaki huzur ve sükûnunun bozulmuş olması gerekmektedir. Eğer fiil mağdur tarafından muhtemel zararın gerçekleşeceğine yönelik korku oluşturacak ağırlıkta değilse, bu suçun fiil unsuru oluşmaz. Dolayısıyla bir tehdit suçundan da bahsedilemez. Bu sebeple muhakkak fiilin; tehdit suçunu oluşturmaya yetecek, mağdurun inanç duymasına ve korkmasına yetecek ağırlıkta olması gerekir. Bu ağırlık belirlenirken objektif kriterler baza alınır. Dolayısıyla ortalama bir insanı korkutmaya yetecek bir fiilin varlığı, fiil unsurunun tamamlanması için yeterli kabul edilecektir.
Bu suçun fiil unsurunu yalnızca kelimeler oluşturmaz. Korku hissiyatının ve zarar görme bilincinin uyandırılabileceği her türlü ses, işaret, yazı, resim bu suçun fiil unsurunu oluşturabilir. Serbest hareketli bir suçtur yani her türlü fiille işlenebilir.
Tehdit Suçu kasten işlenebilen suçlardandır. Suçu oluşturan fiilin fail tarafından bilerek ve isteyerek gerçekleştirilmesi gerekmektedir. TCK tehdit suçu bakımından failin iradi ve bilinçli hareket etmesi gerekliliğini yeterli görmüştür. Bununla birlikte failin, tehdit suçunu gerçekleştirdiği fiili işlerken mağdurun korkmasını, o kişinin zarara uğraması amacını taşıyor olması da gerekmektedir.
3.1. Bir Kimsenin Mal Varlığı İle Tehdit Edilmesi
Yukarıda belirttiğimiz üzere, bir kimsenin malvarlığı bakımından büyük bir kötülüğe uğratılacağından bahsedilmesi halinde de tehdit suçu oluşacaktır ve bu husus Türk Ceza Kanunu ile hüküm altına alınmıştır. Ancak tehdidin konusunun malvarlığı veya sair bir kötülük olması hali kanunda, cezayı azaltıcı bir neden olarak kabul etmiştir.
3.2. Kişinin Yakınlarına Yönelik Fiiller ile Tehdit Edilmesi
Bir kimsenin, kendisinin veya bir yakınının yaşamına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle korkutulması, bu suçun temel halini oluşturmaktadır.
Dolayısıyla; tehdit suçunun oluşabilmesi için kişinin yakınlarına yönelik bir haksız saldırıdan bahsedilmesi yeterli olup mutlaka kişinin kendisine yönelik bir saldırıdan bahsedilmesi şartı aranmamaktadır.
3.3. Kavga Sırasında Söylenen Sözler Tehdit Suçunu Oluşturur mu?
Yargıtay, daha önceki dönemlerde verdiği kararlarda; “kavga sırasında hiddet saikasıyla söylenen sözlerde tehdit kastı bulunmadığını” kabul etmişti. Ancak Yargıtay şu an yürürlükte olan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun yürürlüğe girmesi ile birlikte bu içtihadını değiştirmiştir. Hali hazırda geçerli olan yeni içtihatlara göre, eğer diğer şartları da varsa, kavga sırasında söylenen sözlerin tehdit suçunu oluşturabileceği, sadece varsa haksız tahrik nedeniyle cezada indirim yapılabileceği kabul edilmektedir.
4. Tehdit Suçunun Nitelikli Halleri
TCK’nın 106. maddesinin ikinci fıkrasında tehdit suçunun nitelikli halleri düzenlenmiştir. Yazımızın devamında bu nitelikli halleri irdeleyeceğiz.
4.1 Silahla Tehdit Suçu (TCK 106/2-a)
Tehdit suçunun silahla işlenmesi, mağdur açısından daha endişe verici olduğu, failin silahın gücüne güvenerek olayın sıcaklığında daha ağır neticelere sebebiyet verme ihtimalinin bulunması gibi sebepler dolayısıyla cezayı arttırıcı bir nitelikli hal olarak karşımıza çıkmaktadır.
Silah ibaresinden anlaşılması gereken yalnızca ateşli silahlar olmayıp, TCK uyarınca kesici-delici aletler, yakıcı maddeler de silah kapsamına girmektedir.
Ceza Genel Kurulu’na göre söz konusu silahın muhakkak mağdurun vücuduna temas ettirilmesi veya doğrultulması gerekli olmayıp, sadece mağdurun görüş açısına sokulmuş olması ile de bu nitelikli halin gerçekleşeceği kabul edilir.
4.2 Kendini Tanınmayacak Hale Koyarak Tehdit Suçu (TCK 106/2-b)
Mağdurun kendisini savunma kapasitesi düşecek ve kişideki korkuyu arttırıcı etkisi olduğundan dolayı failin kendini tanınmayacak hale koyarak tehdit suçunu işlemesi cezayı arttırıcı bir diğer nitelikli hal olarak karşımıza çıkmaktadır.
Failin maske takması, kılık değiştirmesi gibi kimliğini gizleyecek tavırlara bürünmesi bu nitelikli halin gerçekleşmesi için yeterli kabul edilmiştir. İnternet ve sosyal medyadaki sahte hesaplar üzerinden yapılan tehditlerde bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Konuyla ilgili ayrıntılı bilgi almak için “İnternet ve Sosyal Medya Hesapları Üzerinden Tehdit” başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
4.3 İmzasız Mektupla, Özel Sembollerle Tehdit Suçu (TCK 106/2-b)
İmzasız mektupla tehditten kasıt failin kimliğinin anlaşılamamasıdır. Mektup geniş anlamda yorumlanmakta olup kimin gönderdiği anlaşılamayan e-mail ve fakslar da nitelikli hal oluşturmaktadır.
Maddenin aynı bendinde özel işaretlerle işlenen tehdit suçu da nitelikli hal olarak düzenlenmiştir. Bunun sebebi korkunun düzeyini arttırmasıdır. Tehdit suçunun özel işaretlerle işlenmesi nitelikli haline mermi, kanlı bıçak, idam ilmeği, tabanca resmi ve boğazını kesme işareti örnek verilebilir.
4.4 Birden Fazla Kişiyle Birlikte Tehdit Suçu (TCK 106/2-c)
Mağdurun kendisini savunmasını zorlaştıracağı ve korku düzeyini arttıracağı öngörülerek tehdit suçunun birden fazla kişi ile birlikte işlenmesi nitelikli hal olarak kabul edilmiştir.
4.5 Suç ve Terör Örgütlerini Kullanarak İşlenen Tehdit Suçu (TCK 106/2-d)
Var olan veya var olabilecek inandırıcılığa sahip olan suç örgütlerinden yararlanarak tehdit suçunun işlenmesi durumunda mağdur üzerindeki baskı ve panik hissiyatı artacak olduğundan, mağdurun iç dünyasındaki huzur ve sükun tamamen zedelenecektir. Sayılan bu sebeplerle bu husus cezayı arttırıcı nitelikli hal kabul edilir.
4.6 Sağlık Çalışanlarını Tehdit Suçu
Kamu veya özel sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan sağlık personeli ile yardımcı sağlık personeline karşı görevleri sebebiyle işlenen 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan tehdit (TCK m.106) suçlarında; yukarıdaki gibi tayin edilecek cezalar yarı oranında arttırılacaktır (3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu Ek Madde 12).
5. Tehdit Suçunda Şikâyet, Zamanaşımı ve Uzlaştırma
Tehdit suçu, şikâyete tabi bir suç değildir. Bu suçun soruşturma ve kovuşturması, re’sen yani kendiliğinden yapılır.
Ancak tehdit suçu, malvarlığı bakımından büyük bir zarara veya sair bir kötülüğe uğratılacağından bahisle işlenmişse, soruşturma ve kovuşturmanın yapılması kişinin şikâyetine bağlı olup Savcılığın resen harekete geçmesi söz konusu değildir. Şikâyet süresi ise 6 (altı) aydır.
Şikâyet hakkı ile ilgili daha fazla bilgi için “Şikâyet Hakkı ve Şikâyetten Vazgeçmenin Sonuçları” başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
Dava zamanaşımı 8 yıl olup suç dava zamanaşımı süresinde soruşturulabilir.
Tehdit suçunun temel şekli (106/1) uzlaştırmaya tabi suçlardandır dolayısıyla soruşturma yahut kovuşturma aşamasından önce uzlaştırma prosedürü uygulanmalı uzlaştırma prosedüründe başarılı olunamazsa soruşturma ve kovuşturmaya devam edilmesi gerekmektedir.
6. Tehdit Suçunun Cezası
TCK’nın 106. maddesinin birinci fıkrasına göre tehdit suçunun kişinin kendisinin veya yakının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir zarar vereceği ile ilgili tehdit eden faile, 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezasına hükmedilir. Ancak suçun bu temel halinin kadınlara karşı işlenmesi halinde cezanın alt sınırı 9 ay olarak belirlenmiştir.
Failin mağduru malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehdit suçunu işlemesi halinde ise 6 aya kadar hapis veya adli para cezasına hükmolunur. Ancak bu halde suç soruşturması şikâyete bağlı olacaktır.
Tehdit Suçunun Nitelikli Halinin Cezası TCK’nın 106. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenmiş olup, tehdit suçunun nitelikli hallerini işleyen kişiler iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar.
6.1 Tehdit Suçunda Ceza İndirimi
Ceza kanunda suç olarak tanımlanan fiili işleyen kişiye yine kanunda belirlenen yaptırımların uygulanmasıdır. Cezanın belirlenmesindeki temel yaklaşım, olayın bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucu fail ile suçun ilişkilendirilmesi olarak ifade edilebilir. Hâkim ceza tayininde eylemin niteliği ve yarattığı sonuçların ağırlığı ile birlikte failin suçu işlediği esnadaki amaç, hedef ve ruh halini de dikkate almaktadır. Hâkim fiil ve faile ilişkin tüm kriterleri değerlendirmek suretiyle cezanın alt sınırdan mı yoksa alt sınırdan uzaklaşmak suretiyle mi verileceğine karar verir. Hâkim gerekçesini belirtmek suretiyle kanunda yazılı alt sınırdan uzaklaşarak daha ağır bir ceza verebilir.
Türk Ceza Kanunun Cezanın Belirlenmesi ve Bireyselleştirilmesi başlığı altında yer alan 62 maddesinde takdiri indirim nedenlerine yer verilmiştir. Bu maddeye göre fail yararına cezayı hafifletecek nedenlerin varlığı halinde faile verilecek ceza 6 da 1 oranına kadar indirilebilir. Hakim faile verilecek cezada takdiren indirim yaparken, failin geçmişi, fiilden sonraki davranışları, yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileriyle birlikte sair benzer nedenleri de dikkate alarak karar vermektedir.
6.2 Tehdit Suçunda Verilecek Cezanın Ertelenmesi
TCK 51. maddesi gereğince, işlediği suçtan dolayı iki yıl ve daha az süreyle hapis cezasına mahkum edilen kişinin cezası ertelenebilir. Cezanın ertelenmesine karar verilebilmesi için, kişin daha önce üç aydan daha fazla hapis cezasına mahkum edilmemiş olması ve bir daha suç işlemeyeceği yönünde mahkemede bir kanaat oluşması gerekmektedir.
6.3 Tehdit Suçunda Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için, sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması, bir daha suç işlemeyeceği yönünde mahkemede bir kanaat oluşması, kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi, gerekir. Açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen hükümde, mahkûm olunan hapis cezası ertelenemez ve kısa süreli olması halinde seçenek yaptırımlara çevrilemez.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tâbi tutulur. Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez. Denetim süresi içinde dava zamanaşımı durur. Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak, davanın düşmesi kararı verilir.
Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz edilebilir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, bunlara mahsus bir sisteme kaydedilir. Bu kayıtlar, ancak bir soruşturma veya kovuşturmayla bağlantılı olarak Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından istenmesi halinde, bu maddede belirtilen amaç için kullanılabilir.
Ancak önemle belirtmek gerekir ki Anayasa Mahkemesi 01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 01.06.2023 tarih ve 2022/120 E. 2023/107 K. sayılı kararı ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kurumuna ilişkin hükümlerin iptaline karar vermiştir. İptal kararı 1 Ağustos 2024’te yürürlüğe girecek ve bununla beraber HAGB Kurumu hukuk sistemimizden kalkacaktır. Dolayısıyla 1 Ağustos 2024 tarihinden itibaren işlenen tehdit suçlarında da hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumuna gidilemeyecektir.
7. Tehdit Suçunun Şantaj ve Cebir Suçundan Ayırt Edilmesi
Şantajın tehdit suçunun özel bir biçimi olduğu söylenebilir. Şantaj suçu mağdurun şeref ve saygınlığa zarar verici hususların açıklanacağından bahisle tehdit edilmesidir. Şantaj suçunun meydana gelmesi için, mağdurun kanuna aykırı veya yükümlü olmadığı bir şeyi yapmaya veya yapmamaya ya da haksız çıkar sağlamaya zorlanması gerekmektedir. Dolayısıyla fiil unsuru da daha belirgindir. TCK’nın 106’ncı maddesinde korunan değerler arasında mağdurun şeref ve saygınlığı bulunmamaktadır. Kanun koyucunun bu durumu 107’nci maddenin 2’nci fıkrasıyla m. 106’dan kaynaklanan boşluğu kısmen de olsa doldurduğu görülmektedir. Zira şeref ve saygınlığına zarar verici hususların açıklanacağından bahisle tehdit edilmesi durumunda fail şantaj suçundan sorumlu olur.
Cebir suçunda ise mağdur bir şeyi yapması veya yapmaması ya da bir şeyin yapılmasına müsaade edilmesi için cebirle zorlanmaktadır. Bu madde eski Türk Ceza Kanunu’nda TCK’nın 108’inci maddesinden farklı olarak “şartlı tehdit” ve “şartlı zor kullanma” denmek suretiyle seçimlik hareketli olarak düzenlenmişti. Yeni TCK’da cebir kullanma suçunda ayrıca tehdit unsuruna yer verilmemiş cebir suçu ayrı tehditten bağımsız bir suç tipi olarak düzenlenmiştir. Böylece şartlı tehdit cebir kullanma suçundan ayrı TCK’nın 106’ncı maddesinde düzenlen bir fiil olmuştur.